Eski TÜRK filmleri Özellikle siyah beyaz olanları ve TUBA BÜYÜKÜSTÜN nün dizileri
Lieblingsfilme:
last samurai-kutsal damacana
Über mich:
TÜRKIYE daima biz TÜRKLERINDIR
Ya Sev Ya Terket
Ich möchte:
Eger nasip olursa caprio arabayla bütün akdeniz ve ege yi dolaşmak
Kadinlar güzellikte ikiye ayrilir TUBA BüYüKüSTüN ve digerleri
Gesprochene Sprachen:
Deutsch, Englisch, Türkisch
Geschlecht:
Mann
Interessiert an:
Frauen
Stadt:
Wanne-Eickel
Heimatstadt:
Tokat, Erbaa
Kommentare (10)
Link
0 von 0Miniaturbild auswählen
Anhängen:
Link
kubi75
insan bir kere birine geç kalır ve bir daha hic kimse için acele etmez!!!
pactriciad
Merhaba arkadaşım adım Patricia Horoho ve sitede yeni Tanrım o kadar iyi ki profilinize rastladım ki sizi çok seviyorum ve iyi bir arkadaş edinmeniz için ilginç buluyorum. Umarım sakıncası yoktur? Ayrıntılı olarak konuşabilir ve burada birbirimizi daha iyi tanıyabiliriz ve beni e-posta adresine yazdıktan sonra fotoğrafımı gönderirim: (gphoroho12@gmail.com)
Teşekkürler...
ismigul
BEN SANA MECBURUM !
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum, sen yoksun!
Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlarda bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum, sen yoksun!
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy´de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor.
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin...
Attila İLHAN
ismigul
SESSİZ GEMİ
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, nede bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli
Siyah ufka bakar gözleri nemli
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayatın nede son matemidir bu...
Dünyada seven ve sevilen nafile bekler ;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden
Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden....
Yahya Kemal BEYATLI
insan bir kere birine geç kalır ve bir daha hic kimse için acele etmez!!!
Merhaba arkadaşım adım Patricia Horoho ve sitede yeni Tanrım o kadar iyi ki profilinize rastladım ki sizi çok seviyorum ve iyi bir arkadaş edinmeniz için ilginç buluyorum. Umarım sakıncası yoktur? Ayrıntılı olarak konuşabilir ve burada birbirimizi daha iyi tanıyabiliriz ve beni e-posta adresine yazdıktan sonra fotoğrafımı gönderirim: (gphoroho12@gmail.com) Teşekkürler...
Schönen Sonntag, bye
gülüsüm herzaman güzel, danke
happy birthday to you :)
bak kiziyorum ama :O
selammmm
oyoyoyoyooyoyoyoyyoyoyooyoyoyo nerdesünnnnnnnnn :)
BEN SANA MECBURUM ! Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur? Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum, sen yoksun! Sevmek kimi zaman rezilce korkudur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Birkaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor Eski zamanlarda bir Cuma çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum, sen yoksun! Belki Haziranda mavi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy´de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor. Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin... Attila İLHAN
SESSİZ GEMİ Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol Sallanmaz o kalkışta ne mendil, nede bir kol Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli Siyah ufka bakar gözleri nemli Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu Hicranlı hayatın nede son matemidir bu... Dünyada seven ve sevilen nafile bekler ; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden.... Yahya Kemal BEYATLI