hakakkoelle2007
selamün aleyküm..........sohebt etmek istermisin benimle
huzuradavet
Islam aleminin Ramazan-i serifi mübarek olsun !!
huzuradavet
Bazi arkadaslar, ic huzuru ve o huzuru nasil bulabiliriz diye soruyorlar:
herseye zaman bulabiliyoruz. Eger bizde Dinimiz´e gereken hassasiyeti göstermeyi ögrenebilsek, biryerlerden baslayarak, yaratilis gayesini idrak
edebilsek, kesinlikle o ic huzuru yakalayacagiz insaAllah. Eger ariyorsak tabiki o H u z u r u...
Zamanin degerini ve karsiligini hicbir deger karsilayamaz, cünkü cok kisitli bir zaman icin bu fani dünyaya yollandik...
Ömür velinimeti cok cabuk geciyor..
O kadar cok mesgalemiz var basimizda, gecim derdi, aile sorunlari, okul ve is sorunlari ki, yaratilis gayesini gözden kacirabiliyoruz velakin..
bizim dinimiz aynen bir R e c e t e gibidir, sadece dogru bir sekilde uygulanmasi gerekiyor.. Elimizde böyle bir recete var iken biz careyi baska yerlerde ariyoruz..
bati insanlarina benzemeye mi basladik acaba..?
bati insani bir Arayis icinde, uyust. cesitleri, bagimlilik yapan maddeler, maddiyat bagimliligi, maneviyatsizlik bu insanlari sadece bu dünyaya odaklanmalarini sagliyor.. oysa biz müslümanlara ahiret ve cennet vaad edilmis, ve o huzuru yakalayabilirsek, hem bu dünyamizi hemde ahiretimizi kuratririz insaAllah..
huzuradavet
İbadet etmeye ve kul olmanın gerektirdiklerini yapmaya önem veren, hayır ve iyiliğe değer veren, ibadete özel vakit ayıran kullara, Cenâb-ı Hak gönül zenginliği ihsan eder, gönül huzuru, aile huzuru ve iş huzuru verir, ihtiyaçlarını giderir, işlerini kolaylaştırır, bu hayırlı kulunu kimseye muhtaç etmez.
Hadis-i Kudsîde Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor:
^^Ey ademoğlu, Bana ibadet için vakit ayır ki, gönlünü zenginlikle doldurayım ve ihtiyaçlarını gidereyim. Bana ibadet için vakit ayırmazsan, gönlünü meşguliyetle doldururum, ihtiyacını da gidermem.^^
(Tirmizî: Kıyame 30; İbn Mace: Zühd 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned:2/358)
huzuradavet
Bismillahirrahmanirrahim
Ahzap Suresi 59.Ayet
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
huzuradavet
Edep - Haya - İffet
Sual: Edebin dinimizdeki yeri nedir?
CEVAP
Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır. Hadis-i şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu.
Hz. Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu. Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu. Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı.
huzuradavet
Sokaklarda dolaşarak çirkin söz söyliyen kimseleri, Allahü teâlâ sevmez.)
(Kötü ve çirkin söz, münafıklıktan bir şubedir
(Çirkin sözün ve birbirine fahiş söz söylemenin tslâmiyyette yeri yoktur.)
Gayr-i müslimlerin ölülerine de kötü söz söyliyerek, onları sevenleri incitmemelidir. Peygamber efendimiz, Bedir´de öldürülen müşriklere kötü söz söylemeyi yasaklıyarak buyurdu ki:
(Bunlara sövmeyin, kötü söz söylemeyin! Çünkü sizin söyledikleriniz, ölülere gitmez. Ancak geride kalanlarına eziyet etmiş olursunuz.)
Sövüp sayan ve kötü söz söyliyen kimselere sözümüz geçerse mâni olmak, mâni olamazsak onlardan uzak durmak lâzımdır. Hadîs-i şerifte, (Haya îmândandır. Fuhuş söz söylemek cefâdandır, îmân Cennete, cefâ Cehenneme götürür) buyuruldu.
(Haya îmândan) olduğuna göre, hayâsız kimsenin ya îmânı zayıftır veya hiç yoktur. Hayâsız bir kimsenin, (Kalbim temizdir, îmânım kuvvetlidir) demesinin asılsız olduğu anlaşılır.
Hayanın en kıymetlisi, Allahü Teâlâdan utanmaktır. Allahü Teâlâdan utanan kimse, bütün çirkin işlerden uzak durur. Kendine ve insanlığa dâima iyilik yapar.
Kötü kimseler, îmân ile hayanın birlikte bulunduğunu bildiklerinden, müslümanların îmânlarını çalmak için hayalarını yok etmeğe çalışıyorlar. Fuhuş sözlere, seks bilgisi diyorlar. Müslü-manlar-bu bakımdan hayalarının gitmemesi için çok dikkat etmelidirler. Islâmiyyet, hem fen bilgilerinde çalışmayı, hem de güzel ahlâklı olmayı, herkese iyilik yapmayı emretmektedir. Müslümanlar, câhillerin yalanlarına aldan-mamalı, onların çıplak gezmelerini, seks bilgisi adı altında fuhuş söylemelerini fâideli bir şey zan-netmemelidir. Bütün güzellikler, iyilikler islâm ahlâkmdadır. Bütün çirkinlikler, kötülükler ise, ahlâksız ve hayâsız olmaktadır
huzuradavet
Bid´atler ve batıl inançlardan kurtulabilmenin en emin yolu; ihlâs ile Kur´an ve Sünnete sarılmaktır. Müslümanlar; dinin emirlerini doğru öğrenip, hayatlarında tatbik ettikçe hem yücelmişler hem de huzur içerisinde yaşamışlardır. İlâhî gerçeklerden kaçtıkça, hurafelere ve bid´atlara saptıkça hem gerilemişler, hem de bin bir felakete uğramışlardır. Tarih bütün gerçekleriyle birlikte buna şahittir.
İman, İslam binasının temelini oluşturmaktadır. İman olmadan hiçbir amel Allah katında makbul değildir.
İslamda ilk önce iman gelir. İman, her Müslümanın öncelikle sahip olması gereken bir özelliktir. Dolayısıyla müslümanın en değerli varlığı imanıdır diyebiliriz. Çünkü insan, dünyada huzur ve saadete, ahirette ebedi mutluluğa ancak imanla kavuşabilir. Ancak, son nefese kadar imanı korumak ve ahirete bu imanla gitmek gerekir.
İman ve inanç çok önemli olduğu için Kur´an´da Mekke döneminde inen ayetlere baktığımızda tamamen inançla ilgili prensipleri açıkladığını görmekteyiz. Mekke döneminde hüküm ayetlerinin çok az olduğu, hükümle ilgili ayetlerin genellikle Medine´de inmeye başladığı görülmektedir.
İnançla ilgili prensipler açıklanıp da insanların zihinleri yanlış, batıl ve hurafe düşüncelerden temizlendikten sonra Medine döneminde ibadetlerle ilgili ayetler inmeye başlamıştır.
İman olmadan, salih amelin kişiyi kurtaracağını söylemek yanlıştır. Zîra amel imansız kabul edilmez. Salih amelin mutlaka dayanması gereken köklü bir dayanağı olması gerekir ki, bu da, imandır. Zîra Erkek ve kadından her kim inanmış olarak iyi bir iş yaparsa... (Nahl, 16/97; Mü´min, 40/40) ayetlerinde inanmış olarak ifadesinin yer alması gösteriyor ki, iman olmadan salih amelin bir faydası olmamaktadır. Hatta bir amelin, salih olabilmesi için, imana bağlı olarak yapılması gerekir. Seyyid Kutub´un da işaret ettiği gibi imandan kaynaklanmayan bir amelin kabul edilmemesi kadar tabii bir şey olamaz. Belli bir gaye
stöbere etwas, bin neu hier..
gercekden dinini yasamakdamisin????
selamün aleyküm..........sohebt etmek istermisin benimle
Islam aleminin Ramazan-i serifi mübarek olsun !!
Bazi arkadaslar, ic huzuru ve o huzuru nasil bulabiliriz diye soruyorlar: herseye zaman bulabiliyoruz. Eger bizde Dinimiz´e gereken hassasiyeti göstermeyi ögrenebilsek, biryerlerden baslayarak, yaratilis gayesini idrak edebilsek, kesinlikle o ic huzuru yakalayacagiz insaAllah. Eger ariyorsak tabiki o H u z u r u... Zamanin degerini ve karsiligini hicbir deger karsilayamaz, cünkü cok kisitli bir zaman icin bu fani dünyaya yollandik... Ömür velinimeti cok cabuk geciyor.. O kadar cok mesgalemiz var basimizda, gecim derdi, aile sorunlari, okul ve is sorunlari ki, yaratilis gayesini gözden kacirabiliyoruz velakin.. bizim dinimiz aynen bir R e c e t e gibidir, sadece dogru bir sekilde uygulanmasi gerekiyor.. Elimizde böyle bir recete var iken biz careyi baska yerlerde ariyoruz.. bati insanlarina benzemeye mi basladik acaba..? bati insani bir Arayis icinde, uyust. cesitleri, bagimlilik yapan maddeler, maddiyat bagimliligi, maneviyatsizlik bu insanlari sadece bu dünyaya odaklanmalarini sagliyor.. oysa biz müslümanlara ahiret ve cennet vaad edilmis, ve o huzuru yakalayabilirsek, hem bu dünyamizi hemde ahiretimizi kuratririz insaAllah..
İbadet etmeye ve kul olmanın gerektirdiklerini yapmaya önem veren, hayır ve iyiliğe değer veren, ibadete özel vakit ayıran kullara, Cenâb-ı Hak gönül zenginliği ihsan eder, gönül huzuru, aile huzuru ve iş huzuru verir, ihtiyaçlarını giderir, işlerini kolaylaştırır, bu hayırlı kulunu kimseye muhtaç etmez. Hadis-i Kudsîde Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: ^^Ey ademoğlu, Bana ibadet için vakit ayır ki, gönlünü zenginlikle doldurayım ve ihtiyaçlarını gidereyim. Bana ibadet için vakit ayırmazsan, gönlünü meşguliyetle doldururum, ihtiyacını da gidermem.^^ (Tirmizî: Kıyame 30; İbn Mace: Zühd 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned:2/358)
Bismillahirrahmanirrahim Ahzap Suresi 59.Ayet Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Edep - Haya - İffet Sual: Edebin dinimizdeki yeri nedir? CEVAP Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır. Hadis-i şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu. Hz. Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu. Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu. Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı.
Sokaklarda dolaşarak çirkin söz söyliyen kimseleri, Allahü teâlâ sevmez.) (Kötü ve çirkin söz, münafıklıktan bir şubedir (Çirkin sözün ve birbirine fahiş söz söylemenin tslâmiyyette yeri yoktur.) Gayr-i müslimlerin ölülerine de kötü söz söyliyerek, onları sevenleri incitmemelidir. Peygamber efendimiz, Bedir´de öldürülen müşriklere kötü söz söylemeyi yasaklıyarak buyurdu ki: (Bunlara sövmeyin, kötü söz söylemeyin! Çünkü sizin söyledikleriniz, ölülere gitmez. Ancak geride kalanlarına eziyet etmiş olursunuz.) Sövüp sayan ve kötü söz söyliyen kimselere sözümüz geçerse mâni olmak, mâni olamazsak onlardan uzak durmak lâzımdır. Hadîs-i şerifte, (Haya îmândandır. Fuhuş söz söylemek cefâdandır, îmân Cennete, cefâ Cehenneme götürür) buyuruldu. (Haya îmândan) olduğuna göre, hayâsız kimsenin ya îmânı zayıftır veya hiç yoktur. Hayâsız bir kimsenin, (Kalbim temizdir, îmânım kuvvetlidir) demesinin asılsız olduğu anlaşılır. Hayanın en kıymetlisi, Allahü Teâlâdan utanmaktır. Allahü Teâlâdan utanan kimse, bütün çirkin işlerden uzak durur. Kendine ve insanlığa dâima iyilik yapar. Kötü kimseler, îmân ile hayanın birlikte bulunduğunu bildiklerinden, müslümanların îmânlarını çalmak için hayalarını yok etmeğe çalışıyorlar. Fuhuş sözlere, seks bilgisi diyorlar. Müslü-manlar-bu bakımdan hayalarının gitmemesi için çok dikkat etmelidirler. Islâmiyyet, hem fen bilgilerinde çalışmayı, hem de güzel ahlâklı olmayı, herkese iyilik yapmayı emretmektedir. Müslümanlar, câhillerin yalanlarına aldan-mamalı, onların çıplak gezmelerini, seks bilgisi adı altında fuhuş söylemelerini fâideli bir şey zan-netmemelidir. Bütün güzellikler, iyilikler islâm ahlâkmdadır. Bütün çirkinlikler, kötülükler ise, ahlâksız ve hayâsız olmaktadır
Bid´atler ve batıl inançlardan kurtulabilmenin en emin yolu; ihlâs ile Kur´an ve Sünnete sarılmaktır. Müslümanlar; dinin emirlerini doğru öğrenip, hayatlarında tatbik ettikçe hem yücelmişler hem de huzur içerisinde yaşamışlardır. İlâhî gerçeklerden kaçtıkça, hurafelere ve bid´atlara saptıkça hem gerilemişler, hem de bin bir felakete uğramışlardır. Tarih bütün gerçekleriyle birlikte buna şahittir. İman, İslam binasının temelini oluşturmaktadır. İman olmadan hiçbir amel Allah katında makbul değildir. İslamda ilk önce iman gelir. İman, her Müslümanın öncelikle sahip olması gereken bir özelliktir. Dolayısıyla müslümanın en değerli varlığı imanıdır diyebiliriz. Çünkü insan, dünyada huzur ve saadete, ahirette ebedi mutluluğa ancak imanla kavuşabilir. Ancak, son nefese kadar imanı korumak ve ahirete bu imanla gitmek gerekir. İman ve inanç çok önemli olduğu için Kur´an´da Mekke döneminde inen ayetlere baktığımızda tamamen inançla ilgili prensipleri açıkladığını görmekteyiz. Mekke döneminde hüküm ayetlerinin çok az olduğu, hükümle ilgili ayetlerin genellikle Medine´de inmeye başladığı görülmektedir. İnançla ilgili prensipler açıklanıp da insanların zihinleri yanlış, batıl ve hurafe düşüncelerden temizlendikten sonra Medine döneminde ibadetlerle ilgili ayetler inmeye başlamıştır. İman olmadan, salih amelin kişiyi kurtaracağını söylemek yanlıştır. Zîra amel imansız kabul edilmez. Salih amelin mutlaka dayanması gereken köklü bir dayanağı olması gerekir ki, bu da, imandır. Zîra Erkek ve kadından her kim inanmış olarak iyi bir iş yaparsa... (Nahl, 16/97; Mü´min, 40/40) ayetlerinde inanmış olarak ifadesinin yer alması gösteriyor ki, iman olmadan salih amelin bir faydası olmamaktadır. Hatta bir amelin, salih olabilmesi için, imana bağlı olarak yapılması gerekir. Seyyid Kutub´un da işaret ettiği gibi imandan kaynaklanmayan bir amelin kabul edilmemesi kadar tabii bir şey olamaz. Belli bir gaye
HER CANLI BİR GÜN ÖLÜMÜ TADACAKTIR:!!!!!!!