htk042
Bugünü yaşayamayanlara ...
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.
Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.
Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.
Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın.
Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu.
Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı;
ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup
batıncaya kadar yaşadı.
Farkında olmadan rezil etti bu gününü.
Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne
yapıştı.
Bu günü eline yüzüne bulaştırdı...
Mutsuz oldu insan.
Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep
bugün yaşadı;
Ama bugünü hiç yaşayamadı.
Ne yarın ne de dün!
batihan55
Saddam 11 Eylül günü Bush´u telefonla arar:
-Sayin baskan, inanin cok uzgunum. Bir sürü
insan öldü, binalar yikildi.
Gercekten cok üzücü. Ama sizi temin ederim ki
olaylarla hicbir ilgimiz yok.
Yani biz yapmadik
Bush yanitlar:
-Ne binasi ne insanlari, birsey anlamadim.
-Eheee pardon Amerika´da saat kac?
-Sabah 8
-Seyyy...ben sizi 1 saat sonra yeniden ararim, simdilik hoscakalin.
3 yıl önce slm naber yazmışsın iyiyim
na du lange nix mehr von dir gehört alles ok bei dir?
bin aus oberhausen nerelisin?
bei mir auch was machst du denn so?
demi ama ne icin demistin? cözemedim olayi :-)
Köln Riehl sen?
merhabaAA nabersinN?_?
nbr napıosun bakalım
slm
was ist so
slm
Bugünü yaşayamayanlara ... İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı. Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı. Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan. Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın. Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu. Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı. Farkında olmadan rezil etti bu gününü. Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu. Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı. Bu günü eline yüzüne bulaştırdı... Mutsuz oldu insan. Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı; Ama bugünü hiç yaşayamadı. Ne yarın ne de dün!
Saddam 11 Eylül günü Bush´u telefonla arar: -Sayin baskan, inanin cok uzgunum. Bir sürü insan öldü, binalar yikildi. Gercekten cok üzücü. Ama sizi temin ederim ki olaylarla hicbir ilgimiz yok. Yani biz yapmadik Bush yanitlar: -Ne binasi ne insanlari, birsey anlamadim. -Eheee pardon Amerika´da saat kac? -Sabah 8 -Seyyy...ben sizi 1 saat sonra yeniden ararim, simdilik hoscakalin.
;-)