MGK'dan Kürt sorunu konusunda bildiri çıktı.

Demokratik özerklik ve iki dil tartışmalarının yapıldığı bir döneme denk gelen yılın son MGK’sı yaklaşık 6 saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında yapılan toplantının sonuç bildirisi, gündeme ilişkin mesajlar içerdi.

İki sayfalık sonuç bildirisinde, "Tek bayrak, tek millet, tek vatan ortak paydamızdır" denilirken, iki dil tartışmalarına da "Resmi dil Türkçe'dir, aksi girişimler kabul edilemez" sözleriyle yanıt verildi.

"Bütünlüğü hedef alan tahrik girişimleri sonuca ulaşamayacaktır" denilen MGK bildirisinde şu ifadelere yer verildi:

''Toplantıda, toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir.

Bu bağlamda, 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet' anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir...''

MGK'ya başkanlık yapan Cumhurbaşkanı Gül, bugün Diyabakır'a gidiyor.

Gül Diyarbakır'a gidiyor
CNN Türk'ün haberine göre BDP, hükümetin tepkisine yol açan 'demokratik özerklik'le ilgili bir raporu Cumhurbaşkanı'na sunmayı planlıyor. Sivil toplum örgütleri ise Gül'ün bütün ülkeyi kucaklayacak mesajlar vermesini istiyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yılın son gününde önemli bir dönemde yani iki dilli hayat ve özerklik tartışmalarının gündemde olduğu dönemde Diyarbakır'a gidiyor.

Abdullah Gül, en son 3 yıl önce eylül ayında Diyarbakır'a gitmişti. Cumhurbaşkanı olarak kente ikinci ziyaretiydi.

Abdullah Gül iki yıl önce Kürt sorunuyla ilgili,  "İyi şeyler olacak, Türkiye'nin bir numaralı sorunu çözülmeli' diyerek bir süreç başlatmıştı.

Demokratik açılımın ardından çözüm arayışları sürdü. Ama en çok bu yılın sonunda konuşuldu.

Şimdi Demokratik Toplum Kongresi taslağı ile BDP'nin iki dilli hayat önerisi gündemde. Bu iki önerinin tartışmaları alevlendiği dönemde, Cumhurbaşkanı iki gün Diyarbakır'da olacak.

Cumhurbaşkanı ne diyecek, ne istenecek şimdiden tartışılmaya başlandı.
 
Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar, "Bütün ülkeyi kucaklayacak mesajlar vermeli. Herkesi ziyaret etsin, dilek bu..." dedi.

BDP de bu ziyareti önemsiyor. Diyarbakır BDP İl Konseyi Sözcüsü Medeni Alpkaya Cumhurbaşkanı'ndan görüşme talep ettiklerini açıkladı. O görüşmede elleri de boş olmayacak. BDP'lilerin elinde demokratik özerklik talebiyle ilgili bir rapor olacak.

Beklentiler açıklandı
Bu arada Diyarbakır'da BDP öncülüğünde 'Amed İl Konseyi' adı altında yapılan yürüyüşle kente gelecek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den beklentiler açıklandı.

Açıklamada, Gül'ün rol alması istenirken, "Anayasa'da Kürtler için demokratik özerklik statüsü kabul edilsin, demokratik özerklik anayasal bir statüye kavuşsun" denildi.

Koşuyolu Parkı'nda toplanan kalabalığa seslenen ve kendilerini 'Amed İl Konseyi' yöneticisi olarak tanıtan Medeni Alpkaya ve BDP'nin Kayapınar İlçe Başkanı Zübeyde Kılıç, basın metnini önce Kürtçe ardından da Türkçe okudular.

Türkçe metni okuyan Zübeyde Kılıç, "Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün kentimiz Diyarbakır'a gelmesini Kürt sorunun çözümünde katkı sunması açısından önemli buluyoruz. Bu mevcut ateşkes sürecinin kalıcı bir toplumsal barışa evirilmesi için pozitif bir rol oynamasını bekliyoruz" dedi.

Zübeyde Kılıç, 'Amed İl Konseyi' olarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e iletmek istedikleri bazı talepleri olduğunu belirterek şöyle dedi. "TBMM barış kararı alarak, bu konuda gereken hazırlıklar yapılsın. Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun ve Türkiye'de açığa çıkarılmamış karanlık olaylar aydınlatılsın.

Öcalan'ın barış ve diyalog sürecine müdahil olabilmesi ve kendisinden beklenen rolü oynayabilmesi, devlet yetkilileri, PKK, sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ile görüş alışverişinde bulunabilmesi için gerekli koşullar sağlansın. Askeri ve siyasi operasyonlar durdurulmalı, siyasi tutuklular ve hükümlülerin serbest bırakılması içinde yasal düzenlemeler yapılsın. Anayasa'da Kürtler için demokratik özerklik statüsü kabul edilsin, demokratik özerklik anayasal bir statüye kavuşsun."