Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #2031  
Alt 08.02.2007, 13:37
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard yok be..

..sen ortami neden germis oluyorsun ki..espiriden yoksun, kendi düsüncelerini herkese empoze etmeye calisan, kendileri gibi düsünemyen herkese fasist diyenler utansin..bosver sen..buarada..travestinin cenazesi kalktimi acaba )..bizim ermenilere bi sormak lazim hahahah
  #2032  
Alt 08.02.2007, 14:26
Benutzerbild von idealkizz26
idealkizz26 idealkizz26 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard yok ben joker hakkimi kullaniyorum :)

joker hakkimi kullanip cevap vericem, asil saksakci olan kim acaba o tartisilir bi konu ama senin basina biseyler vurmus ondan böyle yapiyosun heralde ama aradigin bende yok be güzelim bak masturbatör filen var istersen ona müracat et o sana daha iyi yardimci olur ))
  #2033  
Alt 08.02.2007, 14:51
Benutzerbild von idealkizz26
idealkizz26 idealkizz26 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard ERMENİLERİN TÜRKKATLİMAMINDAKİ GERÇEKLER

Ermeni Soykırımı Yapan Türkler 1 milyon Ermeniyi Öldürdü Diyerek
nobel ödülü Alan Sayın Çok Okumuş
Ama Kafası Ufak Kalmış
Orhan Pamuk Bey"e İthaf Edilmiştir

Adilcevaz"da yaşayan Seher Bulut 122 yaşında. 250 torunu olan Seher Nine, Van ve Bitlis civarında Ermenilerin katliam yaptığını anlatıyor: "Kadınlara tecavüz ettiler. İnsanları bir ahıra doldurup yaktılar. Yezidi ve Hıristiyan olanlara dokunmadılar. Müslüman Türk ve Kürtleri öldürdüler." Başındaki bembeyaz tülbent, geçmiş yılların yüzünde bıraktığı derin çizgileri iyice belirginleştiriyor. Boynundan hiç çıkarmadığı 500"lük tespihini damarları tek tek seçilen parmaklarıyla hiç durmadan çekiyor. Salavatsız ve duasız söz çıkmıyor ağzından. Yürüyemediği için günlerini kendisi için hazırlanan yün döşeğin üstünde geçiriyor. 20 yıldır da gözleri görmüyor. Yaşadığı "yüz yılı" fotoğraflayan gözlerinin artık "feri sönmüş" durumda. Seher Bulut 122 yaşında. Bitlis"in Adilcevaz ilçesinde yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarafından kendisine verilen nüfus cüzdanındaki doğum tarihi hanesinde Hicri 1300 yazılı. Yani o daha cumhuriyet kurulmadan 40 yıl önce 1883"te dünyaya gelmiş. Başka bir deyişle Birinci Dünya Savaşı başladığında 31 yaşındaymış. Bu uzun zaman dilimine çok şey sığdıran Seher Nine"nin, gözleri görmese de hafızası hâlâ çok güçlü. Zihninde yer etmiş önemli olayları hiç unutamıyor. Özellikle de Doğu Anadolu Bölgesi"nde yaşananları. Seher Nine, Ermenilerin Van ve Bitlis civarında Birinci Dünya Savaşı"ndan önce köy basıp insanları katlettiklerini söylüyor. O günleri anlatırken zaman zaman duygulanıyorDağlardaki veya uzaktaki köyleri basıp sadece Müslümanları öldürüyorlardı. Kadınlara tecavüz edip onları ya asıyor ya da yakıyorlardı. Biz o yıllarda bunları çok duyuyorduk. Ermeniler İzdi (Yezidi) ve gavurlara (Hıristiyan) hiç dokunmuyordu. Müslüman olsun da Kürt, Türk fark etmiyordu. Herkesi öldürüyorlardı. Osmanlı"nın köpekleri diye insanlara çeşitli hakaretler yaptıktan sonra katlediyorlardıOsmanlı başa çıkamıyordu. Ahlat ve civarında bu giderek artıyordu." Seher Bulut sadece duyduklarına ve o yıllarda anlatılanlara bakarak konuşmuyor. Onun hayatında yer edinen ve bizzat tanık olduğu katliamlar da olmuş. İnsanların Ermeni çeteleri tarafından nasıl yakıldığını ise şöyle anlatıyor: "Köyün adını hatırlamıyorum. Zaten yabancı olduğu için adını bilmiyordum da. Tatvan"a yakın bir yerdi. Biz kaçarken bu olaya şahit olmuştuk. Savaş olduğu için erkekler Sarıkamış"a ve başka yerlere gitmiş ve dönmemişlerdi. Köyde güçlü erkek kalmamıştı. Köyü basan çeteciler talan ettikleri kadınları, çocukları ve yaşlıları bir ahıra doldurup yakmışlardı. Bazılarını da yanlarına alarak köyü terk etmişlerdi. Biz köye girdiğimizde cesetler kokuyordu. Irzına geçilmiş ve öldürülmüş kadınlar vardı." Osmanlı"nın Ermenilerle ilgili olarak aldığı tehcir kararını da kendine has üslubuyla dile getiriyor:"Ermeniler köy yakıp inanları öldürünce hükümet onları sürdü. Kaçarken de vuruyorlardı. Biz de vurduk. Bizim erler onlar gibi kadınlara tecavüz edip öldürmedi. Bizim askerimiz sadece silahlı olanları vuruyordu. Yollarda cesetler vardı hep. Her yer mahşer yeri gibiydi. Köylerini terk eden insanlar yollarda ölüyordu veya açlık çekiyordu; Müslümanlar da Ermeniler de. Ama giderken onları Osmanlı askerleri korumaya çalışıyordu.Milisler ise askerlere saldırıyordu." Seher Nine, Ermeni-Rus işbirliğine Bitlis"in işgali sırasında şahit olmuş. Rus askerleriyle Ermeni İntikam Tugayları, 3 Mart 1916"da Bitlis"i işgal ediyor. Bitlis"i savunan Piyade Yarbay Ali Çetinkaya komutasındaki Türk birliği sayıca üstün olan Ruslara ve Ermenilere karşı fazla dayanamaz. Seher Nine, Bitlis"e Ruslardan önce Ermenilerin girdiğini söylüyor: "Ermenilerin başında Antranik Paşa (Ermeni İntikam Tugayları"nın kurucusu) diye zalim bir Ermeni vardı. İnsanları bu öldürüyor, öldürtüyordu. Bitlisliler kaçarken de çocukları ve yaşlıları geride bırakmıştı. Köprülerin altında ölmüş ve soğuktan donmuş çocuklar vardı. Şehir Ermenilere bırakılmıştı." Seher Bulut, bu tarihlerde Ermenilerden kaçarken aynı zamanda orduya silah da taşır. Bunun için Diyarbakır"a giderken orada 1916 tarihinde Tuğgeneral rütbesiyle 16. Kolordu"nun Komutanlığı"nı yürüten Mustafa Kemal"i görür. Seher Nine hem Rusları hem de Ermenileri ülkeden Mustafa Kemal"in attığını söylüyor: "Onu gördükten sonra bana moral geldi. Onun idare ettiği orduya silah taşıdım. Bu beni çok mutlu etti. Sonra biz gidip düşmanı yendik." Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki askerler bölgedeki bazı beylerle birlikte Bitlis ve Muş civarını işgalden kurtardı. Aslen Ahlatlı olan Seher Bulut düşmanların atılmasından sonra evlenip çoluk çocuk sahibi olur. Cumhuriyet ilân edildiğinde 40 yaşındadır: "Ben Atatürk"ü gördüm. Savaşa, sefalete ve acıya şahit oldum. Bunlar bana yeter. Cumhuriyet ilân edildiğinde çok fazla mutlu olmadım. Vatanın gavurdan kurtulması benim için daha önemli. Allah bu millete zeval vermesin. Bizi düşmanlardan korusun. Müslümanları Rabbim mahcup etmesin. Şimdi de terör yapmak isteyenlerin dedeleri geçmişte bu vatan için savaştı. Torunları niye kavga ediyor bilmiyorum. Atatürk"le birlikte doğuda savaşan Musa Bey bir Kürt"tü. Bizimle birlikte eline sopa ve taş alıp düşmanı kovalayanlar da Kürt"tü. Ama şimdi herkes bunları unutmuş. Kardeşlik yok, Müslümanlık yok. Aynı dinden olanlar hiç kavga eder mi?" Seher Bulut"un en büyük oğlu Mehmet Bulut 91 yaşında. 12 çocuk annesi Bulut"un "birinci dereceden" dediği 250 torunu var. En küçük torun 18 yaşında. Hatta torunun torunu bile var. Ancak Seher Nine onları pek tanımıyor. O sadece etrafındaki torunlarını ve kendi çocuklarını biliyor. Seher Nine, oğlu Mustafa Bulut"un yanında kalıyor. Oğlundan ve gelini Kübar Bulut"tan çok memnun. Sürekli onlara dua ediyor. Gelinine ise toz kondurmuyor: "Allah gelinimden razı olsun. Bana çok iyi davranıyor ve bakıyor. Her şeyime yardım ediyor. Ben gelinimden çok memnunum Allah da ondan razı olsun." Zaman zaman hastalıklarla pençeleşen Seher Nine ibadetlerinden asla vazgeçmiyor. Temel ihtiyaçların dışında günü tamamen ibadetle geçiyor. "Ben Allah"a şükretmekten, ibadet etmekten mutluluk duyuyorum. Peygamberimiz (s.a.v.) de çok ibadet ediyordu. Allah ümmet-i Muhammed"e zeval, darlık yokluk vermesin. Bu zürriyet yer yüzünde büyüyerek sürsün inşallah." diyor. Seher Nine"nin boynundan hiç çıkarmadığı 500"lük tespih sanki bir parçası. O salavat getirdikçe tespih taneleri de aynı derecede onunla dile geliyor gibi. Namazlarını oturduğu yerde kılan nine için en zor iş abdest almak. Ona da gelini veya torunları yardımcı oluyor. Gelen misafirlerini dua ile kabul eden Seher Nine onları uğurlarken duanın yanına bir de nasihat yüklü gazel veya ilahi ekliyor. Tarih abidesine ait bu ilahileri dinleyenler de en az onun kadar hüzünleniyor __________________

--------------------------------------------------------------------------------
husso denver

bence bu yaziyi birde TÜRK , KÜRT ayrimi yapan teröristlere okutmali !!
  #2034  
Alt 08.02.2007, 14:51
Benutzerbild von idealkizz26
idealkizz26 idealkizz26 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard ERMENİLERİN TÜRKKATLİMAMINDAKİ GERÇEKLER

Ermeni Soykırımı Yapan Türkler 1 milyon Ermeniyi Öldürdü Diyerek
nobel ödülü Alan Sayın Çok Okumuş
Ama Kafası Ufak Kalmış
Orhan Pamuk Bey"e İthaf Edilmiştir

Adilcevaz"da yaşayan Seher Bulut 122 yaşında. 250 torunu olan Seher Nine, Van ve Bitlis civarında Ermenilerin katliam yaptığını anlatıyor: "Kadınlara tecavüz ettiler. İnsanları bir ahıra doldurup yaktılar. Yezidi ve Hıristiyan olanlara dokunmadılar. Müslüman Türk ve Kürtleri öldürdüler." Başındaki bembeyaz tülbent, geçmiş yılların yüzünde bıraktığı derin çizgileri iyice belirginleştiriyor. Boynundan hiç çıkarmadığı 500"lük tespihini damarları tek tek seçilen parmaklarıyla hiç durmadan çekiyor. Salavatsız ve duasız söz çıkmıyor ağzından. Yürüyemediği için günlerini kendisi için hazırlanan yün döşeğin üstünde geçiriyor. 20 yıldır da gözleri görmüyor. Yaşadığı "yüz yılı" fotoğraflayan gözlerinin artık "feri sönmüş" durumda. Seher Bulut 122 yaşında. Bitlis"in Adilcevaz ilçesinde yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarafından kendisine verilen nüfus cüzdanındaki doğum tarihi hanesinde Hicri 1300 yazılı. Yani o daha cumhuriyet kurulmadan 40 yıl önce 1883"te dünyaya gelmiş. Başka bir deyişle Birinci Dünya Savaşı başladığında 31 yaşındaymış. Bu uzun zaman dilimine çok şey sığdıran Seher Nine"nin, gözleri görmese de hafızası hâlâ çok güçlü. Zihninde yer etmiş önemli olayları hiç unutamıyor. Özellikle de Doğu Anadolu Bölgesi"nde yaşananları. Seher Nine, Ermenilerin Van ve Bitlis civarında Birinci Dünya Savaşı"ndan önce köy basıp insanları katlettiklerini söylüyor. O günleri anlatırken zaman zaman duygulanıyorDağlardaki veya uzaktaki köyleri basıp sadece Müslümanları öldürüyorlardı. Kadınlara tecavüz edip onları ya asıyor ya da yakıyorlardı. Biz o yıllarda bunları çok duyuyorduk. Ermeniler İzdi (Yezidi) ve gavurlara (Hıristiyan) hiç dokunmuyordu. Müslüman olsun da Kürt, Türk fark etmiyordu. Herkesi öldürüyorlardı. Osmanlı"nın köpekleri diye insanlara çeşitli hakaretler yaptıktan sonra katlediyorlardıOsmanlı başa çıkamıyordu. Ahlat ve civarında bu giderek artıyordu." Seher Bulut sadece duyduklarına ve o yıllarda anlatılanlara bakarak konuşmuyor. Onun hayatında yer edinen ve bizzat tanık olduğu katliamlar da olmuş. İnsanların Ermeni çeteleri tarafından nasıl yakıldığını ise şöyle anlatıyor: "Köyün adını hatırlamıyorum. Zaten yabancı olduğu için adını bilmiyordum da. Tatvan"a yakın bir yerdi. Biz kaçarken bu olaya şahit olmuştuk. Savaş olduğu için erkekler Sarıkamış"a ve başka yerlere gitmiş ve dönmemişlerdi. Köyde güçlü erkek kalmamıştı. Köyü basan çeteciler talan ettikleri kadınları, çocukları ve yaşlıları bir ahıra doldurup yakmışlardı. Bazılarını da yanlarına alarak köyü terk etmişlerdi. Biz köye girdiğimizde cesetler kokuyordu. Irzına geçilmiş ve öldürülmüş kadınlar vardı." Osmanlı"nın Ermenilerle ilgili olarak aldığı tehcir kararını da kendine has üslubuyla dile getiriyor:"Ermeniler köy yakıp inanları öldürünce hükümet onları sürdü. Kaçarken de vuruyorlardı. Biz de vurduk. Bizim erler onlar gibi kadınlara tecavüz edip öldürmedi. Bizim askerimiz sadece silahlı olanları vuruyordu. Yollarda cesetler vardı hep. Her yer mahşer yeri gibiydi. Köylerini terk eden insanlar yollarda ölüyordu veya açlık çekiyordu; Müslümanlar da Ermeniler de. Ama giderken onları Osmanlı askerleri korumaya çalışıyordu.Milisler ise askerlere saldırıyordu." Seher Nine, Ermeni-Rus işbirliğine Bitlis"in işgali sırasında şahit olmuş. Rus askerleriyle Ermeni İntikam Tugayları, 3 Mart 1916"da Bitlis"i işgal ediyor. Bitlis"i savunan Piyade Yarbay Ali Çetinkaya komutasındaki Türk birliği sayıca üstün olan Ruslara ve Ermenilere karşı fazla dayanamaz. Seher Nine, Bitlis"e Ruslardan önce Ermenilerin girdiğini söylüyor: "Ermenilerin başında Antranik Paşa (Ermeni İntikam Tugayları"nın kurucusu) diye zalim bir Ermeni vardı. İnsanları bu öldürüyor, öldürtüyordu. Bitlisliler kaçarken de çocukları ve yaşlıları geride bırakmıştı. Köprülerin altında ölmüş ve soğuktan donmuş çocuklar vardı. Şehir Ermenilere bırakılmıştı." Seher Bulut, bu tarihlerde Ermenilerden kaçarken aynı zamanda orduya silah da taşır. Bunun için Diyarbakır"a giderken orada 1916 tarihinde Tuğgeneral rütbesiyle 16. Kolordu"nun Komutanlığı"nı yürüten Mustafa Kemal"i görür. Seher Nine hem Rusları hem de Ermenileri ülkeden Mustafa Kemal"in attığını söylüyor: "Onu gördükten sonra bana moral geldi. Onun idare ettiği orduya silah taşıdım. Bu beni çok mutlu etti. Sonra biz gidip düşmanı yendik." Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki askerler bölgedeki bazı beylerle birlikte Bitlis ve Muş civarını işgalden kurtardı. Aslen Ahlatlı olan Seher Bulut düşmanların atılmasından sonra evlenip çoluk çocuk sahibi olur. Cumhuriyet ilân edildiğinde 40 yaşındadır: "Ben Atatürk"ü gördüm. Savaşa, sefalete ve acıya şahit oldum. Bunlar bana yeter. Cumhuriyet ilân edildiğinde çok fazla mutlu olmadım. Vatanın gavurdan kurtulması benim için daha önemli. Allah bu millete zeval vermesin. Bizi düşmanlardan korusun. Müslümanları Rabbim mahcup etmesin. Şimdi de terör yapmak isteyenlerin dedeleri geçmişte bu vatan için savaştı. Torunları niye kavga ediyor bilmiyorum. Atatürk"le birlikte doğuda savaşan Musa Bey bir Kürt"tü. Bizimle birlikte eline sopa ve taş alıp düşmanı kovalayanlar da Kürt"tü. Ama şimdi herkes bunları unutmuş. Kardeşlik yok, Müslümanlık yok. Aynı dinden olanlar hiç kavga eder mi?" Seher Bulut"un en büyük oğlu Mehmet Bulut 91 yaşında. 12 çocuk annesi Bulut"un "birinci dereceden" dediği 250 torunu var. En küçük torun 18 yaşında. Hatta torunun torunu bile var. Ancak Seher Nine onları pek tanımıyor. O sadece etrafındaki torunlarını ve kendi çocuklarını biliyor. Seher Nine, oğlu Mustafa Bulut"un yanında kalıyor. Oğlundan ve gelini Kübar Bulut"tan çok memnun. Sürekli onlara dua ediyor. Gelinine ise toz kondurmuyor: "Allah gelinimden razı olsun. Bana çok iyi davranıyor ve bakıyor. Her şeyime yardım ediyor. Ben gelinimden çok memnunum Allah da ondan razı olsun." Zaman zaman hastalıklarla pençeleşen Seher Nine ibadetlerinden asla vazgeçmiyor. Temel ihtiyaçların dışında günü tamamen ibadetle geçiyor. "Ben Allah"a şükretmekten, ibadet etmekten mutluluk duyuyorum. Peygamberimiz (s.a.v.) de çok ibadet ediyordu. Allah ümmet-i Muhammed"e zeval, darlık yokluk vermesin. Bu zürriyet yer yüzünde büyüyerek sürsün inşallah." diyor. Seher Nine"nin boynundan hiç çıkarmadığı 500"lük tespih sanki bir parçası. O salavat getirdikçe tespih taneleri de aynı derecede onunla dile geliyor gibi. Namazlarını oturduğu yerde kılan nine için en zor iş abdest almak. Ona da gelini veya torunları yardımcı oluyor. Gelen misafirlerini dua ile kabul eden Seher Nine onları uğurlarken duanın yanına bir de nasihat yüklü gazel veya ilahi ekliyor. Tarih abidesine ait bu ilahileri dinleyenler de en az onun kadar hüzünleniyor __________________

--------------------------------------------------------------------------------
husso denver

bence bu yaziyi birde TÜRK , KÜRT ayrimi yapan teröristlere okutmali !!
  #2035  
Alt 08.02.2007, 14:51
Benutzerbild von idealkizz26
idealkizz26 idealkizz26 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard ERMENİLERİN TÜRKKATLİMAMINDAKİ GERÇEKLER

Ermeni Soykırımı Yapan Türkler 1 milyon Ermeniyi Öldürdü Diyerek
nobel ödülü Alan Sayın Çok Okumuş
Ama Kafası Ufak Kalmış
Orhan Pamuk Bey"e İthaf Edilmiştir

Adilcevaz"da yaşayan Seher Bulut 122 yaşında. 250 torunu olan Seher Nine, Van ve Bitlis civarında Ermenilerin katliam yaptığını anlatıyor: "Kadınlara tecavüz ettiler. İnsanları bir ahıra doldurup yaktılar. Yezidi ve Hıristiyan olanlara dokunmadılar. Müslüman Türk ve Kürtleri öldürdüler." Başındaki bembeyaz tülbent, geçmiş yılların yüzünde bıraktığı derin çizgileri iyice belirginleştiriyor. Boynundan hiç çıkarmadığı 500"lük tespihini damarları tek tek seçilen parmaklarıyla hiç durmadan çekiyor. Salavatsız ve duasız söz çıkmıyor ağzından. Yürüyemediği için günlerini kendisi için hazırlanan yün döşeğin üstünde geçiriyor. 20 yıldır da gözleri görmüyor. Yaşadığı "yüz yılı" fotoğraflayan gözlerinin artık "feri sönmüş" durumda. Seher Bulut 122 yaşında. Bitlis"in Adilcevaz ilçesinde yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarafından kendisine verilen nüfus cüzdanındaki doğum tarihi hanesinde Hicri 1300 yazılı. Yani o daha cumhuriyet kurulmadan 40 yıl önce 1883"te dünyaya gelmiş. Başka bir deyişle Birinci Dünya Savaşı başladığında 31 yaşındaymış. Bu uzun zaman dilimine çok şey sığdıran Seher Nine"nin, gözleri görmese de hafızası hâlâ çok güçlü. Zihninde yer etmiş önemli olayları hiç unutamıyor. Özellikle de Doğu Anadolu Bölgesi"nde yaşananları. Seher Nine, Ermenilerin Van ve Bitlis civarında Birinci Dünya Savaşı"ndan önce köy basıp insanları katlettiklerini söylüyor. O günleri anlatırken zaman zaman duygulanıyorDağlardaki veya uzaktaki köyleri basıp sadece Müslümanları öldürüyorlardı. Kadınlara tecavüz edip onları ya asıyor ya da yakıyorlardı. Biz o yıllarda bunları çok duyuyorduk. Ermeniler İzdi (Yezidi) ve gavurlara (Hıristiyan) hiç dokunmuyordu. Müslüman olsun da Kürt, Türk fark etmiyordu. Herkesi öldürüyorlardı. Osmanlı"nın köpekleri diye insanlara çeşitli hakaretler yaptıktan sonra katlediyorlardıOsmanlı başa çıkamıyordu. Ahlat ve civarında bu giderek artıyordu." Seher Bulut sadece duyduklarına ve o yıllarda anlatılanlara bakarak konuşmuyor. Onun hayatında yer edinen ve bizzat tanık olduğu katliamlar da olmuş. İnsanların Ermeni çeteleri tarafından nasıl yakıldığını ise şöyle anlatıyor: "Köyün adını hatırlamıyorum. Zaten yabancı olduğu için adını bilmiyordum da. Tatvan"a yakın bir yerdi. Biz kaçarken bu olaya şahit olmuştuk. Savaş olduğu için erkekler Sarıkamış"a ve başka yerlere gitmiş ve dönmemişlerdi. Köyde güçlü erkek kalmamıştı. Köyü basan çeteciler talan ettikleri kadınları, çocukları ve yaşlıları bir ahıra doldurup yakmışlardı. Bazılarını da yanlarına alarak köyü terk etmişlerdi. Biz köye girdiğimizde cesetler kokuyordu. Irzına geçilmiş ve öldürülmüş kadınlar vardı." Osmanlı"nın Ermenilerle ilgili olarak aldığı tehcir kararını da kendine has üslubuyla dile getiriyor:"Ermeniler köy yakıp inanları öldürünce hükümet onları sürdü. Kaçarken de vuruyorlardı. Biz de vurduk. Bizim erler onlar gibi kadınlara tecavüz edip öldürmedi. Bizim askerimiz sadece silahlı olanları vuruyordu. Yollarda cesetler vardı hep. Her yer mahşer yeri gibiydi. Köylerini terk eden insanlar yollarda ölüyordu veya açlık çekiyordu; Müslümanlar da Ermeniler de. Ama giderken onları Osmanlı askerleri korumaya çalışıyordu.Milisler ise askerlere saldırıyordu." Seher Nine, Ermeni-Rus işbirliğine Bitlis"in işgali sırasında şahit olmuş. Rus askerleriyle Ermeni İntikam Tugayları, 3 Mart 1916"da Bitlis"i işgal ediyor. Bitlis"i savunan Piyade Yarbay Ali Çetinkaya komutasındaki Türk birliği sayıca üstün olan Ruslara ve Ermenilere karşı fazla dayanamaz. Seher Nine, Bitlis"e Ruslardan önce Ermenilerin girdiğini söylüyor: "Ermenilerin başında Antranik Paşa (Ermeni İntikam Tugayları"nın kurucusu) diye zalim bir Ermeni vardı. İnsanları bu öldürüyor, öldürtüyordu. Bitlisliler kaçarken de çocukları ve yaşlıları geride bırakmıştı. Köprülerin altında ölmüş ve soğuktan donmuş çocuklar vardı. Şehir Ermenilere bırakılmıştı." Seher Bulut, bu tarihlerde Ermenilerden kaçarken aynı zamanda orduya silah da taşır. Bunun için Diyarbakır"a giderken orada 1916 tarihinde Tuğgeneral rütbesiyle 16. Kolordu"nun Komutanlığı"nı yürüten Mustafa Kemal"i görür. Seher Nine hem Rusları hem de Ermenileri ülkeden Mustafa Kemal"in attığını söylüyor: "Onu gördükten sonra bana moral geldi. Onun idare ettiği orduya silah taşıdım. Bu beni çok mutlu etti. Sonra biz gidip düşmanı yendik." Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki askerler bölgedeki bazı beylerle birlikte Bitlis ve Muş civarını işgalden kurtardı. Aslen Ahlatlı olan Seher Bulut düşmanların atılmasından sonra evlenip çoluk çocuk sahibi olur. Cumhuriyet ilân edildiğinde 40 yaşındadır: "Ben Atatürk"ü gördüm. Savaşa, sefalete ve acıya şahit oldum. Bunlar bana yeter. Cumhuriyet ilân edildiğinde çok fazla mutlu olmadım. Vatanın gavurdan kurtulması benim için daha önemli. Allah bu millete zeval vermesin. Bizi düşmanlardan korusun. Müslümanları Rabbim mahcup etmesin. Şimdi de terör yapmak isteyenlerin dedeleri geçmişte bu vatan için savaştı. Torunları niye kavga ediyor bilmiyorum. Atatürk"le birlikte doğuda savaşan Musa Bey bir Kürt"tü. Bizimle birlikte eline sopa ve taş alıp düşmanı kovalayanlar da Kürt"tü. Ama şimdi herkes bunları unutmuş. Kardeşlik yok, Müslümanlık yok. Aynı dinden olanlar hiç kavga eder mi?" Seher Bulut"un en büyük oğlu Mehmet Bulut 91 yaşında. 12 çocuk annesi Bulut"un "birinci dereceden" dediği 250 torunu var. En küçük torun 18 yaşında. Hatta torunun torunu bile var. Ancak Seher Nine onları pek tanımıyor. O sadece etrafındaki torunlarını ve kendi çocuklarını biliyor. Seher Nine, oğlu Mustafa Bulut"un yanında kalıyor. Oğlundan ve gelini Kübar Bulut"tan çok memnun. Sürekli onlara dua ediyor. Gelinine ise toz kondurmuyor: "Allah gelinimden razı olsun. Bana çok iyi davranıyor ve bakıyor. Her şeyime yardım ediyor. Ben gelinimden çok memnunum Allah da ondan razı olsun." Zaman zaman hastalıklarla pençeleşen Seher Nine ibadetlerinden asla vazgeçmiyor. Temel ihtiyaçların dışında günü tamamen ibadetle geçiyor. "Ben Allah"a şükretmekten, ibadet etmekten mutluluk duyuyorum. Peygamberimiz (s.a.v.) de çok ibadet ediyordu. Allah ümmet-i Muhammed"e zeval, darlık yokluk vermesin. Bu zürriyet yer yüzünde büyüyerek sürsün inşallah." diyor. Seher Nine"nin boynundan hiç çıkarmadığı 500"lük tespih sanki bir parçası. O salavat getirdikçe tespih taneleri de aynı derecede onunla dile geliyor gibi. Namazlarını oturduğu yerde kılan nine için en zor iş abdest almak. Ona da gelini veya torunları yardımcı oluyor. Gelen misafirlerini dua ile kabul eden Seher Nine onları uğurlarken duanın yanına bir de nasihat yüklü gazel veya ilahi ekliyor. Tarih abidesine ait bu ilahileri dinleyenler de en az onun kadar hüzünleniyor __________________

--------------------------------------------------------------------------------
husso denver

bence bu yaziyi birde TÜRK , KÜRT ayrimi yapan teröristlere okutmali !!
  #2036  
Alt 08.02.2007, 17:04
Benutzerbild von idealkizz26
idealkizz26 idealkizz26 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard SON GÜNLERDE ÜLKEMİZ ÜZERİNE OYNAN

OYUNLARLA ILGILI BIR YORUMDAN ALINTIDIR!!

DAYANIŞMA..? / EMPATİ..?


Bir kaç gündür gönderdiğim yazılarda Ermeni cemaati ile ilgili tek söz yazmadım, sadece "HEPSİ (sonradan) ERMENİ" olanlardan bir açıklama bekledim. Bir etnik kökeni sorgulamıyorum, ayrıca hiç kimsenin bir gecede Ermeni olamayacağı da açıktır. Dikkati çekmek istediğim konu apayrı bir olgudur.
Tartışılan TÜRK HALKININ slogana duyduğu tepki de değildi, ki tüm bu söylem bütün kesimlerden tepki aldı. Türk Halkı, "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" deyip, tüm etnik kökenleri kucaklarken, bir kesim (!!) "Hepimiz Ermeniyiz" diyerek bu ülküye kalın bir çizgi çekti.

Bakınız Hrant Dink"in cinayete kurban gitmesinden sonra geçen sürede neler olmuş (Bu bilgiler gazeteyle bizzat ilişkide olan bir dostumdan geldi.)

Hrant Dink yaklaşık saat 15.00 de öldürülür. Silah patlamasını duyan Agos personeli aşağıya iner ve H.Dink"in cesediyle karşılaşır. Kriminal araştırmalar sebebiyle cenaze, olaydan ancak bir kaç saat sonra kaldırılır. Cenazenin kaldırılmasıyla olayı duyan Ermeni vatandaşlarımız cinayetin islendiği yere çiçek atmaya ve mum yakmaya başlarlar.
Agos çalışanları ise sadece gazetenin girişine kocaman bir Türk bayrağı ve Agos gazetesinin o haftaki sayısını cama asmayı akil edebiliyorlar. (Ki bunu hepimiz TV"lerden de izledik)
Agos personeli cinayetin getirdiği şaşkınlıkla, zar zor toparlanıp gazetelerini çıkarmak üzere plan yapmaya başlarlar. Ancak ortada bir sorun vardır, o güne kadar gazetenin her şeyinden sorumlu olan H.Dink yoktur ve gazete başsız kalmıştır. Ve ZAMAN gazetesi yazarı Etyen Mahcupyan"dan yardım isterler. "Fahri" olarak gazetenin basımına yardımcı olacak olan Mahcupyan (*), daha gazete baskıya girerken de Genel Yayın Müdürü olur.

Cenaze kalkar kalkmaz Dink"in vurulduğu yere örgütlü olarak gelen kişiler Ermeniler değil, ÖDP ve benzeri bazı partililerdir. Muhakkak ki ilk toplananlar arasında H.Dink"i seven kişiler de vardır, ancak pankart, döviz ve yaka resimleri partili kişilerden gelmiştir.(H.Dink"in cenazesinin kaldırılmasından hemen sonra ortaya çıkan resim ve posterler de Agos"tan çıkmış olamaz, çünkü polis giriş ve çıkışa izin vermemiş.) "Katil devlet..!! - Faşist devlet..!!" diye bağıranlar da gene Ermeniler değil Pkk"lı çığırtkanlardır.

H. Dink"in cenazesini kaldıran ERMENİ CEMAATİ DEĞİL,"Hrant Dink"i Uğurlama komitesi" dir. Bu KOMİTEDE KİMLER VARDIR? Ermeniler mi? Hayır..
Cenaze yürüyüşünü düzenleyen komite kendilerini bir takım kurum, kuruluş ve bireyler adına yetkili kılan, DİSK Genel Sekreteri Musa Cam, İstanbul meslek Odaları Koordinasyonu Tayfun Mater, ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Hakan Tahmaz"dan oluşmuştur.
Bu adamlar kimdir ve bu cenaze töreninde neyi temsil ederler?

Bir basın toplantısı düzenleyen "komite" adına konuşan Musa Cam, Dink"i uğurlamaya gelen herkese teşekkür eder ve "Hrant Dink"i o gün görkemli bir biçimde uğurladık..."der.
Ermeni cemaati buna izin vermiş midir, vermediyse neden bugüne kadar bir açıklama yapmamışlardır? Eğer izin verdilerse NEDEN izin verdiler bunlar da cevaplanması gereken diğer sorulardır.

Ve cenaze yürüyüşüne katılanlar, Almanca’da bu tip adamlara MITLAEUFER denir, yani "hiç bir şey düşünmeden birilerinin peşine takılıp gidenler" anlamına.. (Tek kelimelik tercümesi yok sanırım).
Bu insanlar 15 gün evvel AGOS gazetesinin yerini biliyorlar mıydı? Kaçta kaçı Hrant Dink"i bilirdi veya Agos Gazetesini okurdu, kaçta kaçı yarın da bu duruşun arkasında duracak? Sorguladığım kendine KOMİTE diyen ve örgütlediklerine (!!) "HEPİMİZ ERMENİYİZ!! KATİL DEVLET!!" diye bağırtanlardır.

ÖDP, pkk"lılar ve diğerleri hangi tribüne oynadılar oyunlarını, ERMENİ tribününe. Peki gerçekten bunu empati için mi yaptılar, bence hayır.
Kürt-Ayrılıkçı-Bölücü faktörünü kendi menfaatlerine kullanabilme adına, Ermenilerin cinayetten kaynaklanan şaşkınlıklarından yararlanıp kendi ideolojilerinin kirli bir uzantısını sergilediler.

H. Dink"in ölümle tehdit edildiği biliniyordu, peki bu KOMİTE ölümünden önce her hangi bir girişimde bulundu mu?

Yarin bu güruh "Hepimiz APOYUZ!" diye de yürüyebilir. İdeolojileri belli, o zaman ne olacak, EMPATİ / SOLİDARİTE..?!"?

Ve her etki bir tepki yaratacaktı. Bunun tepkisi ne oldu veya daha olacak? Bunun sonucunda, bugün "Hepsi Ermeni" olanlar, bundan doğacak sorumlulukları taşıyacaklar mI, yoksa "Yok canım biz TÜRKÜZ!" diyerek kendi amaçları için kullandıkları Ermeni cemaatini Azot gibi açıkta mı bırakacaklar?

Ve bu sorumluluğun suçunu kime atıp, hangi kesimi hedef göstermeyi planlıyorlar?

Dikkati çekmeye çalıştığım tehlike budur. Ermeni cemaatinin yası, bir kaç menfaatçi provokatör tarafından kullanılmıştır. Lütfen haberleri dikkatle izleyin, KOMİTE"NİN menfaatperestliğinin sonuçlarının nerelere vardığını dikkatle gözlemleyin.
Memleketimizin içinden geçtiği bu tehlikeli ve sisli (!) süreçte atılan her adıma dikkat etme zorunluluğu vardır. Bu KOMİTE çok tehlikeli bir adım atmıştır, peki bunun SORUMLULUĞUNU taşıyacakmıdır?
Hiç sanmıyorum, Menderes taşıyabilmiş miydi..?

Zamanında Yahudiler için söylenen bu sözler ise, Hrant Dink cinayeti için kullanılamaz. Hrant Dink Ermeni olduğu için değil, fikirlerinden dolayı öldürüldü, Yahudiler ise YAHUDİ oldukları için katledildiler....

Sevgi ve Saygılarımla
Çağlayan

(*) Etyen Mahcupyan"ın gazetenin başına getirilmesinin sonuçları ise daha sonra ortaya çıkacaktır ki Mahcupyan"ın bugüne kadarki yaklaşımlarından yola çıkarak, bir Güvercinin değil, Karga"nın yönetimde olacağını düşünüyorum.
ALINTIDIR
  #2037  
Alt 08.02.2007, 17:18
Benutzerbild von idealkizz26
idealkizz26 idealkizz26 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Bir Delinin Hatıra Defteri.cok güzel yaa

Benim adım Kaddafi, Muammer Kaddafi... Muammer Kad"dahi"yim ben... Adamlarım var benim. 170 haneli rakamları kafadan çarparlar, sonucu 30 saniyede bulamazlarsa ben onları çarparım.
Çok güzel giyinirim ben, farklıyım bir kere, papaz gibi saçlarım da var, sırf karizmayım... Tarih yazdım ben, tarih de beni yazacak. İyi yazmazsa tarihi çok fena yapacağım.
Libya"nın delisiyim ben, Amerika"nın belalısıyım.
Anamı kesen ben, babamı ihbar edip astıran ben, kız kardeşimi taşlatan yine benim... Cihanın cihan olalı gördüğü en önemli manyağım ben... Klinik vakayım. Klinikötesiyim.
Ben var ya, hep çadırda otururum. Dünyayı çadırdan yönetirim ben. Amerika"nın uydu kameraları bile beni göremez, bana yan bakamaz, ben o uydu kamerayı ne yaparım biliyor musun?.. Zaman zaman elimi gökyüzüne çevirip Amerika"nın emperyalizmin kameralarına ay buyurun ya da af buyurmayın, nah işareti yaparım.
Benim adım Muamma Muammer... Esrarengizim ben... Global mahallenin delisiyim... Buraya gelen misafir liderlere yapmadığımı bırakmam. Hiç unutmam İngiliz Thatcher"a sarkan ben, Alman Kohl"u güreşte yenen yine benim... Reenkarnasyona da inanırım, bir önceki hayatımda Hitler"mişim ben...
Ortadoğu benden sorulur. Orta batı da, orta kuzey de...
Kimse bana bir şey sormaya kalkmazsa, ben hesap sorarım. Ah bana bir imkan verecekler bak bakalım dünyanın jandarması kim oluyor, Süper Güç kim oluyor?.. Seçim bahanesiyle Irak"ı kim bombalıyor. Tesis yok ki anasını satayım tesis...
Ben harem kurdum, büyük bir çadır aldım içinde yüz tane kadın var, her gün biriyle görüşüyorum. Tek başıma ülkeyim ben... Libya benim ilçem, hatta elçim... Ölümsüzüm ben, beni öldürecek Azrail daha dünyaya gelmedi.
Amerika benden çok korkar. Bazen geceleri Bush"u kırmızı telefondan arayıp korkuturum, donunu değiştirip öyle uyur. Benimle konuşurken sesi titrer. Ağlamaya başlar. Onun Sam Amcası var ya, o beni iyi tanır, buna akıl verir, " Aman haa, ona sakın bulaşma o delidir" der. Bana hem Arapsın hem sakalın, bıyığın yok derler. Parıl parılım, insanların gözünü alırım, aklını alırım, eskiler alırım. Eskici geldii haanıııım!.. Hanımlara saygımız vardır. Ünlü bir Türk türkücünün de dediği gibi: " Saygı duyuyorum, saygı duyuyorum"
Belden aşağıya çalışmam, hep yüze çalışırım. Sürrealist döverim. Sanatçıyımdır da aynı zamanda... Savaştan vakit bulursam, sergi açasım bile var...
Amerika"yı hiç sevmem. Zaten babasını da sevmezdim.
Amerikan aksiyon filmlerini de hiç sevmem. Burda gösterilmesi yasaktır. Devamlı kahraman Amerikalılar Vietnam"ı, Kore"yi, Afganistan"ı yeniyorlar. Var mı Libyalı bir filmleri. Yooook!.. Hele bir yapsınlar bak Michigan"ı, Ohio"yu işgal ediyor muyum etmiyor muyum?.. Yemiyor maçaları... Biz daha çok Avrupalı sanat filmlerini severiz. Amerikalılar sanattan da anlamıyor.
Mesela İndependence Day"i seyrettim, çok sıkıldım, uyumuşum. Ah o uzaylılar Libya"nın hava sahasına girse, bak ben onları ne yapıyordum. Güçleri anca Amerika"ya yetiyor.
Bush bana bir telefon çaksa, ben onları doğduklarına pişman ederdim ama beni arayamıyor, kalbi sıkışıyor.
Erbakan"ı nasıl morarttım ama... Kendi kaşındı!...
Onu, kendi ülkesinde Mehmet Ağar diye biri uyarmış:
"Gitme" demiş, " o adam delidir"
Bu dinlememiş, geldi oturdu yanıma...
Güzel şeyler söyleyeceğimi sandı ama bir sağ kroşe, bir sol aparküt, 10...9...8...7... diye saymama bile gerek kalmadan fena nakavt oldu. Dediklerimi duyunca küçük dilini yuttu, cerrahi müdahaleyle küçük dili geri çıkarıldı. Hatta bir ara mosmor kesildi, hah dedim adam şimdi ölüyor. Eski toprakmış, hiçbir şey olmadı valla!..
Ben konuşurken masanın altında devamlı kendini çimdirirken gördüm, bunları rüya zannediyordu herhalde... Ama ben sapına kadar gerçeğim.. Amerikan rüyası işlemez burda, Libya rüyasıyım ben, Kaddafi kabusuyum.
  #2038  
Alt 08.02.2007, 17:57
Benutzerbild von gaffir
gaffir gaffir ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Mitläufer takimi

... bizde cok vardir bundan .

Yaziyi yazan cinayetten sonraki gelismeleri iyi gözlemlemis, aynen katiliyorum arkadasa.

Hrant Dink iyi bir yazar ve iyi bir insandi, yazilari dogru anlasilamadi ve haksiz yere yargilandi. Bu benim sahsi fikrim. Ama onun ölümünü kullanmaya calisip seslerini duyurmaya calisan popülist hiyarlarin "hepimiz hrantiz hepimiz ermeniyiz" sloganina katilmak gelmiyor icimden, cünkü sloganin arkasinda kimlerin oldugu apacik ortada
  #2039  
Alt 08.02.2007, 17:58
Benutzerbild von gaffir
gaffir gaffir ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Takmiyorum da...

insan üzülüyo tabi ehehe
  #2040  
Alt 08.02.2007, 18:12
Benutzerbild von idealkizz26
idealkizz26 idealkizz26 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard bunlarin yüzünden memleket

bu hallere geliyor zaten,bunlar sözde türk .aslinda türklükle hic bir alakasi olmayan sahsiyetsiz ve kisiliksiz kisiler bunlar.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu