Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Lifestyle


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #511  
Alt 12.11.2005, 19:21
Benutzerbild von henrymiller
henrymiller henrymiller ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Manchmal...

...erinnern mich deine Pamphlete irgendwie an Rainer Werner Fassbinder"s Arbeitstitel "Angst essen Seele auf" oder "Alle Türken heißen Ali".

Also, ich bin zugegebermaßen nicht unbedingt ein Deutschland-Mentalitäts-Freund, aber dein ewiges Anti-deutsch Gejammere und Kanaken-Genölle ödet an. Junge, hat der Deutsche so viel schlimmes dir widerfahren lassen, oder hast Du zu viel mit Kanaks rumgehangen, daß Du uns hier den dumm-dreisten Kanaken-Spiegel belehrend vor Augen halten willst? Hm?

Versuch"s mal mit dem Kausalitätsprinzip warum Deutsche z.B. die Kanakmentalität so sehen? Und natürlich umgekehrt!

Sincerly

DirtyOl"Henry
  #512  
Alt 12.11.2005, 19:22
Benutzerbild von henrymiller
henrymiller henrymiller ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Hehe..sprichst wohl aus Erfahrung!? o.T.

ohne Text
  #513  
Alt 12.11.2005, 23:11
Benutzerbild von corka
corka corka ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Gewaltbereit

Ich war diesen Sommer in der Türkei, das letzte Mal war ich vor fünf Jahren. Ich habe gesehen, dass die Türken dort Gewaltbereit sind. Ich weiss nicht hatte das GEfühl das Volk ist wütend und bereit sich sofort zu schlagen. Einmal auf dem Bazar, ein Mann gab einem Teenager der Socken verkaufte eine Ohrfeige. Einmal an einer Baustelle, ein Autofahrer war wütend auf einen anderen weil er ihm den Parkplatz weggeschnappt hatte. ER stieg aus holte ein Eisenstab und wollte auf den anderen einschlagen. Ich war entsetzt.
  #514  
Alt 13.11.2005, 17:33
Benutzerbild von code
code code ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Ich freue mich schon auf den Tag, wenn diese Art von Volk, diese primitive Rasse endlich mal ausstirbt. Aber das wird wohl nie geschehen.
  #515  
Alt 14.11.2005, 07:44
Benutzerbild von garakedi
garakedi garakedi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 331
Standard Geh mal nach Bayern

dann erzähl mal deine Erfahrungen
  #516  
Alt 14.11.2005, 07:45
Benutzerbild von garakedi
garakedi garakedi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 331
Standard Und trotzdem werde ich das anprangern

was die Deutschen hier für ein Scheiß machen, das ist unser gutes demokratisches Recht, ob es dir gefällt oder nicht!
  #517  
Alt 27.11.2005, 22:14
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard Bazi kizlar yalniz yasar

Bazı kızlar yalnız yaşar...


Tuna Kiremitçi


Kendilerine ait bir evleri olsun, orada kendi dünyaları nefes alıp versin isterler. Nereden baksanız "seçilmiş" bir yalnızlıktır bu. Gezegeni dev bir orman gibi düşünecek olursak küçük bir kovuk, bir okyanus gibi düşünecek olursak tertemiz bir ada, lunapark diyecek olursak tek kişilik biletle binilmiş sağlam bir çarpışan arabadır aradıkları.

Ülkemizde kızlar evlerini ararken erkeklerin bilmediği yollardan geçerler. Onların dikkatini bile çekmeyen yılanlardan ve zehirli böceklerden kaçınmaları gerekir. İçinde kitaplarını okuyacakları, müziklerini dinleyecekleri o yuvanın pencerelerinden görünenler kadar, o pencerelere bakanları da hesaba katmaları lazımdır. Perdelerini çekinmeden açabilecekleri, güneşe korkusuzca bakabilecekleri balkonlara ihtiyaç duyarlar.

Ev sahibiyle anlaşıp peşinatı ve depozitoyu ödemekle bitmez bu iş. Ev sahibinin aklındaki "tek başına yaşayan kız" imgesi ya da komşuların tıyneti de önemlidir. Yalnız yaşayan bir kız gece çantasında anahtar ararken (hiçbir zaman çabucak bulunmaz o anahtarlar) kapıyı aralayıp pis pis bakacak bir komşu bile insanda tecavüz duygusu yaratabilir.

Burada "evlikadınkomşu" denen bir tür dikkat çeker. Bütün gün yemek yapıp çocuk bakmaktan anası ağladığı için genellikle son derece sinirli olan bu tür, bir numaralı tehlikedir: Evlikadınkomşular, apartmanda tek başına yaşayan kız yüzünden kocalarının temiz zihinlerinde uygunsuz bir leke belireceğinden korkarlar.

Özgüven eksikliğinin son raddesini oluşturan bu düşünceye bazen medeni cesaret yoksunluğu da eklenir. Böyle bir evlikadınkomşu, asla kıçını kaldırıp yalnız yaşayan kızla iletişim kurmaya, komşuluk etmeye gönül indirmez. Onun yerine kocasını doldurur; adamın durduk yerde yöneticiye şikayet dilekçesi yazmasına, kızı asansörün önünde yakalayıp ters ters konuşmasına neden olur.

Tipik bir evlikadınkomşu için bahane bulmak kolaydır. Kızın evine gidip gelen arkadaşları da malzeme sağlayabilir, giyim kuşamı da hassas retinalarına takılabilir, kedisinin miyavlaması da onun histeri krizlerini tetikleyebilir.

Ama insanımıza haksızlık etmeyelim. Bazen de bunun tam tersi olur. Halden anlayan, insanlığı tam komşulara denk gelir kızımız ve bir anda herkesin gözdesine, aparmanın prensesine dönüşür. Artık zırt pırt dolma sarıp getirenler mi istersiniz, birkaç gün sesi çıkmayınca merak edip yoklayanlar mı, biraz hasta olunca tarhana kaynatıp yetiştirenler mi...

Milletimizin bütün temiz yönleri kış uykusundan uyanır ve apartmandaki kızın rahatı için seferber olur. Ama dikkat edilmezse bunun da boku çıkabilir. Erkek arkadaşıyla otururken kahve falı bakmaya gelen komşu teyzelerden, beraber dizi seyretmeye hevesli ablalardan başını alamaz olur kızımız. Hatta onlar yüzünden kendisini ilk apartman toplantısında ön cephenin ne renge boyanacağını tartışırken bile bulabilir. İşin kötüsü, kızları tek başına oturan anne babalar böyle komşulara bayılır ve onlarla derhal işbirliği yapar. Özene bezene büyüttükleri kızlarına konu komşunun "sahip çıkması" içlerini ferahlatır, yüreklerini soğutur, burun deliklerini titretir.

Oysa ne "kuşkuyla bakılmak" ne de "sahip çıkılmak"tır bizimkinin aradığı.

O sadece her metrekaresinde kendisini göreceği bir ayna ister.

Bir kış akşamında işten ya da okuldan döndüğünde küçücük dünyasını dolduran koltuklarına, baba evinden getirilmiş tabaklarına ya da taksitle aldığı kırk sekiz ekran televizyona bakıp, ruhunu biraz daha tanımak ister. İster ki bu küçücük ev, iyisiyle kötüsüyle kendi benliğini yansıtsın. Ona bakınca kendisiyle ilgili yeni şeyler öğrenebilsin. Bir aynanın karşısında süslenmeyi nasıl severse, evinin duvarlarından yansıyan iç dünyasını en güzel giysilerle giydirerek güzelleştirmeye de o kadar meraklı olabilir.

Tek başına yaşayan kızlar bir de yalnızlığa meraklı olur. Habersiz damlayan misafirlere sinirlenirler mesela. Kanepede battaniyesinin altına girmiş, meyve tabağını başucuna koymuş, başlayacak filmi beklerken kapı zilini duymak, insanda karate öğrenme arzusu uyandırabilir.

Hem her zaman dedikodu yapacak, aşktan ya da felsefenin temel ilkelerinden bahsedecek güçte hissetmez insan kendini. Yalnız yaşayan kızlar, aşkın bazen tek kişilik bir şey olduğunu; onun kendi nesnesinden uzakta, tatlı bir yalnızlık içinde de yaşanabileceğini aslanlar gibi bilir ve bundan zevk alırlar.

Tabii, yalnız yaşamanın her zaman bedelleri vardır. Bu bedeller kızımızın bütün kirayı tek başına vermesiyle başlar (genellikle maaşın üçte biridir). Sonra gelmeyen ustalarla, zevzek bakkal çıraklarıyla itişip kakışmayı da öğrenmek gerekir. Tek başına yaşayan kızlar, bunu tek başına yaşayan erkeklerden çok daha hızlı kavrar. Erkeklerin durmadan savaş halinde olduğu evlerle onlar genellikle gül gibi geçinir. İşin tuhafı, ev de bunu anlar ve karşılık verir. Şahsen, kızların ampullerinin daha ender patladığına, sifonlarının daha az bozulduğuna şahit olmuşumdur. Kadınların doğuştan Fheng Shui"si vardır sanki.

Virginia Woolf, 1929"da yayınlanan "Kendine Ait Bir Oda" adlı ünlü kitabında, kadının toplum içindeki yerinden hüzünle bahseder:

"Düşsel planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz. Şiiri bir baştan öbür başa kaplar; tarihte hiç görülmez. Kurmaca yazında kralların ve fatihlerin yaşamlarına hükmeder; gerçek yaşamda ailesinin parmağına bir yüzük geçirdiği herhangi bir oğlanın kölesidir."

Ama meraklı mahalleli de atlatılır sonunda; iyi niyetli komşu teyzelerle yaşamanın yordamı da bulunur. Kış sabahlarında kızlar, sevgileriyle ısıttıkları evlerinde oturup çaylarını karıştırırlar. Çok iyi bilirler ki yalnızdırlar ama tek başlarına değildirler. Yalnız yaşamalarını sağlayan cesaret, onları tüm insanlığa bağlar. Dört duvar içinde de olsak geniş meydanlarda da, bütün mücadeleler eski şiirlerden fırlayıp gelen bir sözü hatırlamak içindir çünkü:

"Ey özgürlük!"
  #518  
Alt 10.12.2005, 11:53
Benutzerbild von 242tom
242tom 242tom ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Ben Türkce ögrenmek istiyorum!!!

Hallo! Ich suche einen/eine Muttersprachler/in, der/die mit mir einen Türkisch-Deutsch - Deutsch-Türkisch -Kurs machen will. Aus beruflichen Gründen ist dies bei mir nur online möglich! Meine E-Mail-Adresse lautet: time_to_get_busy@gmx.de - 4 yil önce basladim, ama, daha cok ögrenmem lazim ve sonra tercümanlik yapacagim! Tesekkür ederim, görüsürüz ve iyi günler
  #519  
Alt 11.12.2005, 10:18
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sen zaten bizden daha iyi yaziyorsun! :)

ohne Text
  #520  
Alt 22.12.2005, 19:02
Benutzerbild von wiesobelegt
wiesobelegt wiesobelegt ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard wo lernt kann außer auf Hochzeiten...

diese türkischen Tänze lernen?
ICh beherrsche die gar nicht. Ich schäme mich schon deshalb. Ich gehe schon seit meiner Teenagerzeit nicht auf Hochzeiten.

Selamlar
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu