Kuran in bir iddasi var:

"Ben cennetin yolunu gösteririm "diyor.

Daha iyi yapan varsa buyursun diyor.
Ayni zamanda Kuran insanlara Cehennem in yolunu da gösterip serbest birakiyor.
Hem de taa dibine kadar.

Yukarida " Seytan " baslikli bir yazi yazdim Nur ve nar iyi ve kötü yü konu aliyor.

Oraya Bakin Lütfen..
Kuran der ki:

Din de zor ve ikrah yoktur ( tiksindirme )

Böyle diyen bir kitap kimseyi bana inan diye zorlamaz.

Islam i elestirmez.

Satanizm i elestirir.

ikisi arasinda Gece gündüz kadar fark var..
Sizin Islam diye Görüp tanisdiginiz da Satanizm )

Gecen Hafta Burada Yasam dan ne anladiginizi vardiginiz sonucu sordum durdum:

Yine sorayim:
Sonunda ölüm olan yasam sacmalik ve bela degil midir ?..

Ne yaparsaniz yapin
Dünya yi ve kendinizi kurtaramiyacaksiniz..
Sonuc ?..
Ölüm..
Inanciniz da yoksa koskoca bir hic...

Pekiii; simdi bana söylermisiniz;
Böyle derbeder bir yasamin anlami ne ?..
Yok olacagini bilerek ve bilmemezlige gelerek bir sekilde Sürüngen rollerde bitisi beklemek Ahlaki bir davranis mi ?..

Biraz etik sahibi bir insansaniz;
Yasamin bir sacmalik oldugunu anladiginizda onu yok etmelisiniz.

yoksa bir beklentiniz mi var ?..
Yoksa Din in söyledikleri o kadar sacma degil mi ?..
Ya da sizin felsefeniz sizin sandiginiz kadar akla yatkin degil mi ?..

Ne ?..

Ölsenize )

Yapamiyor musunuz ?..
Nedeeeennn ?..

)

Siz de verin )
Bence Kavurma verin )
Canim Halkim Kavurmayi yer Gider Oyunu yine Erdogan a verir..

Duydun mu Mehmet ?..
Bir kilo pirince gitmissin yine )

Üzülme Mehmet
Arslan Mehmet !...

Alpi yi nasil tanimazsin ?..

Allah Tas yapar !..

)

Tekbir getirince kurbanlık koç gibi âlemden çıkarsın. Ey ulu , tekbirin manası şudur : “Yarabbi, huzurunda kurbanız!...” Hani koyun keserken ,”Allahu Ekber-Allahu Ekber ” dersin ya!... O ölesice nefsini keserken de bu söz söylenir. Allahu Ekber de de ; vehmî benliğinin başını kes, ki , can mahvolmaktan kurtulsun. Ten; İsmail’e, Can ; Halil’e benzer. Can, yaptırdığı bu senin bedeninde tekbir getirdiğinde; ten kesilir, yani beden kaydından çıkar, şehvetlerden, hırslardan kurtulur, besmeleyle kesilmiş temiz bir kurban haline gelir.

Kıyamette olduğu gibi Hak huzurunda saf tutulur . Hesaba, rabbi ile konuşup görüşmeye geçilir. Allah huzurunda gözyaşı dökerek ayakta durmak, kıyamet gününde kabirden kalkıp mahşer yerinde dikilmeye benzer.

Hak:

- Sana bunca zamandır mühlet verdim, bana ne getirdin?... Ömrünü ne ile geçirdin , verdiğim gıdayı, ihsan ettiğim kuvveti ne uğurunda harcadın?.. Gözünü, kulağını , aklını, arşa ait bütün cevherleri harcadın... bunlara karşılık ne getirdin?... Sana kazma ve bel gibi el ve ayaklar verdim , bağışladığım bunca şeye karşılık ne var elinde, neler getirdin bana?... der.

Kıyamda iken kula gelen bu haberlerden kul utanır, iki büklüm olur, Rükûa varır. Utanmaktan ayakta duramaya kudreti kalmaz, rükûda Allah’ı tesbih eder.

Allah’tan:

- Başını kaldır, rükûdan kıyama dön de, sorulara birer birer cevap ver , fermanı gelir.

O utanan kul, rükûdan başını kaldırır,fakat olgun bir iş yapmamış olduğundan yüzüstü yere düşer. Yine emir gelir:

- Başını kaldır. Secdeden kalk da, yaptıklarından haber ver!...

Tekrar utana utana başını kaldırır ama, yine yılan gibi yüz üstü düşüverir. Hak tekrar sorar:

- Başını kaldır da söyle , kıldan kıla bütün yaptıklarını araştırmak istiyorum!...

Artık ayakta durmaya kudreti kalmadığından, Hakk’ın heybetli hitabı da canına tesir etmiş olduğundan, o ağır yükün altında ezilir , yere çöker, oturur.

Hak:

- Söyle bana ; sana nimet verdim, nasıl şükrettin?... Sermaye verdim, haydi göster kazandığını?... der.

Kul, sağ yanına dönüp peygamberlere, o ululara selam verip :

- Padişahlar, bu kötü kişiye şefaat edin , der.

Peygamberler:

- Çareye baş vuracak gün geçti. O , orada yapılacak bir şeydi. Elde alet oradaydı, orada kaldı. A bahtsız kişi , git oradan!.. Sen vakitsiz öten bir horozsun. Bırak bizi, kanımıza bulaşma, derler.

Bunun üzerine sol tarafa başını çevirir. Hısımından, akrabasından yardım ister. Onlar da:

- Sus!... Allah’a kendin cevap ver. Biz kim oluyoruz ki?.. Elini çek yakamızdan, derler.

Ne bu yandan bir çare olur, ne o yandan. O biçarenin canı da yüz parça olur. Herkesten ümidini keser de ellerini açar, duaya başlar :

- Yarabbi!... Herkesten ümidim kesildi. Evvel de sensin, âhir de. Senden başka önü, sonu olmayan yok!...

Namazdaki bu hoş işaretleri gör de, bunun eninde sonunda böyle olacağını bil. Namaz yumurtasından civcivi çıkarmaya bak!... Yoksa;

tane toplayan yolsuz yordamsız kuş gibi yere başvurup durma!...

Mesnevi: 3. Cilt - Sayfa:174- ... -177

<a href="redirect.jsp?url=http://www.alevi.com/haberler+M58e458bfaaa.html" target="_blank">http://www.alevi.com/haberler+M58e458bfaaa.html</a>

[tweet25]

bakiniz ne güzel 71 zümrüt sarayin herbirinde 70 000 "muschel" den yeni cikmis, hicbir erkegin gözünün görmedigi huriler sizi beklerkene ölmesi gereken siz degilmisiniz?

ben dedim, ölümün yok olup gitmek oldugunu düsünmüyorum diye, ama siz ne kadar "etiketsizlik" ayaklariyla insanlara kurani sirin göstermeye cabalasaniz da, islamische halal kesin stempeli olmayani hakir görüyosunuz dindar kardesim.

hem hayatin anlami nedir sorulariyla öyle kafaniz bozulmuski, korkarim cennete gittiginiz zaman "burada ebediyen huriler, saraplar, zümrüt saraylar ne langweilig" diye inleyenyine siz olacaksiniz.

ölüp yok olup gitmek düsüncesinin gercek olmayisimi sizi bu kadar bunalima düsürüyor?

[tweet25]

ich weiß wo fu letzten sommer warst!! :-)
muahahahaha

[tweet25]

inmiyor tabii, öyle halkin icinden cikiyor :-)