Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #2021  
Alt 07.02.2007, 23:18
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard YORUMSUZ! (birazda sanat.)

Göz alabildiğince
vicdanlı olabilmek
İlk anlar hep özeldir denir: Tutku ve melankoli insandan böyle böyle beslenir; bu doğru mu bilmiyorum ama bir resimle, yani, hakikatine inandığınız bir varlığın suretiyle göz göze geldiğiniz o ilk an için de, bunun aynı, pekalâ söylenebilir. Bir resimle ilk kez karşılaşmak hep güzel ve hep özeldir. Suretle hakikatin birbirini tarttığı, ikisinin birbirinin yerine geçmeyi özlediği o anı, yaşayan bilir.

Dünyanın yalnızlıkla beslenen şu hayret verici göreceli büyüklüğünde, ya da düşlerin anca kişiden kişiye değişkenlik arzeden bu göreceli zenginliğinde, bileği ve belleğinin ifade gücünü kullana kullana onunla boy ölçüşen, onu sabırla, enine boyuna tasarlayan, ona inandığı için yeniden kuracak kadar birikintili genç bir kadınla, ben işte yine o yolla, yani resimlerini ilk defa görmek sureti ile tanıştım.

Şimdi, bu duyusal hazmı zaman gerektirir, doğaçlamaya varacak denli samimi resimlere sizden önce varıp, onlar üzerinden hayata dönüş yolunda kibirle ahkâm kesmek, akıl öğretmek de yanlış; çünkü tavrıyla bana Virginia Woolf’u, Tezer Özlü’yü, Nilgün Marmara’yı, hatta Tori Amos’u aynı an içinde anıştıran Ayça Tüylüoğlu’nun, imzalamaktan bile imtina ettiği, katılaşmış düş plastiği misalî, birer özerk alan ve malzeme pınarı haline çoktan evrilmiş bu resimleriyle tanışalı, benim için bile henüz çok olmadı.

Yeni tanıştık belki de, ama onun resimlerindeki Dünyanın karşı tarafına geçmek için, onları tıpkı benden evvel Ayça’nın gittiği gibi, göz bebeklerinin tuvale bıraktığı sezgisel yolu izleyerek, onlar yuvalarından taşıncaya kadar bakarak, sonra görmeye başlayarak, uzunca bir süre daha anlamaya gayret etmem gerek.

Kent kökenli, pek gayretli, maharetli bir genç kadının, yaşadığı Dünyanın anlam çoğulluğuna mümkün olabilecek en bireysel ve mahrem, en özverili ve özgüvenli fırça temaslarıyla dokuna dokuya ürettiği bu mekân - resimler, ‘ikibinli yılların’ Dünyasında hâlâ ‘çeyizi düzülesi’ kimi olguların, en başta da şefkat ve umudun olabilirliğine, kalabilirliğine işaret eder, ama bunu garantilemez, ıssız, ancak yine de muştular bir doku, bir zanaatkâr yan içeriyor.

Ressamın bu anaç, ebat ve ifadede göz alabildiğine açık ufuklu, arayışçı üslûbu, bana ister istemez karşıt - cinsiyetim karşısında, bir tür pusuya düşürülmüşlük duygusu yaşatıyor.

Garipsersiniz şimdi, e olası tabii: Belki de ilk defa, bir resme bakarken, ‘acaba kadın olabilseydim neler duyar, görürdüm’ sorusuna yol açabilecek bir merak, hatta kıskançlık ve çaresizlik hissediyorum. Hayır, bunu resimlere de söylüyorum: Onlarla mümkün olduğunca ‘göze göz’ biçime gelerek, bu resimlerde gördüklerim, ama gördükçe ‘katlandığım’ bu esintimsi, ürperten ıstırabın fizikî ve duygusal cüssesi karşısında yaşadığım baskıyı size de anlatmayı isterim: Sizi bu resimlere temin ederim ki, varolduğu Dünya ve temsil ettiği cinsiyetin acılarına karşı duyarsız kalmayan genç bir kadının fırçasından çıkan bu dile, anca yeni bir dille karşılık verilebileceği inancım, tam:

Bu resimlerin her biri, birer betim-hane benim için. Her birinde bir parçamla ayrı ayrı büyüyüp, zor, çok zor bir Dünyaya karşı bu resimler içinde geze göre bir biçimde yetiştiğimi, biriktiğimi hissediyorum. Resmin re-habi(li)tasyon kudreti var; hayatı yeniden kurma inancı ve potansiyeli var bu ‘iyileşip duran’ ama ezelden beri yorgun imgelerde.

Hastalığı derinleşen ateşli çocukların, kendilerini bıraktıkları dinlencede verdiği o soyut, iyimser düş molalarının ölçüsüz boşluğu ve mahremi var. Varolan dünyayı yeniden algılamaya, onu ancak duygu ve akılla yeniden eşgüdümle okumaya teşebbüs ederek başlayabileceğimize yönelik, insana hayata karşı gözünü dört açtıran, bir nevî kederli cesaret var.

Küçük Prens’i ta yıldızlara götüren o simli, mum ışıklı özlemin yalnız, ama engin hakikati var bu resimlerde. Büyümüş ama hâlâ prens ya da prenses olamamış nice sahipsiz küçüğün bakışları var. Evet, İnsanlar bugüne kadar hiç bir yıldıza gitmemiş olabilir. Bunun gibi, bugüne kadar hiçbir insanın da bir resme gittiği ve orada kaybolduğu duyulmamıştır.

Ama bu, insanların resimlere de yıldızlar gibi bakıp, onlarda umutla kaybolmalarına engel değildir. Evet, ben bu resimlerin peşine biraz da gözükapalı takılıyorum. Ancak hepsinin gözü üzerimdeyken yapabileceğim daha doğal ne olabilir ? Dünyanın tüm çelişkileri karşısında göz alabildiğine vicdanî kabulün, insancıl sorumluluğun kutsal, çilekeş sureti bu resimlerden daha engin, daha savunmasız, daha onurlu ve çıplakça, ama daha nasıl ifade edilebilir ?

Evrim Altuğ.
  #2022  
Alt 08.02.2007, 01:13
turkkiz
 
Beiträge: n/a
Standard senin susma hakkin...

diyorum ki susma hakkini kullan saksakci bayan.

entschuldige aber es ist unausweichlich einen brechreiz zu bekommen wenn ich deine "kommentare" lese. ich frage mich wie man mit so einer grenzenlosen dummheit was du von dir lässt noch nicht vom aussterben bedroht ist. na ja..du wirst mit sicherheit wieder deinen senf dazu geben, obwohl nobody auf die NULL drückt.
  #2023  
Alt 08.02.2007, 02:47
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sen hele bi..

..sözünde durmasini ögren!!
  #2024  
Alt 08.02.2007, 03:27
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sen

onu bunu birakta cenazeye katilacakmisin..sapinda tutarsin seyin hahahaha
  #2025  
Alt 08.02.2007, 06:35
Benutzerbild von xpalankax
xpalankax xpalankax ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Ausser den Türken haben

wohl keine anderen Menschen das Recht zu "existieren" nicht wahr?
ne bicim rezil insanlarsiniz siz!?
  #2026  
Alt 08.02.2007, 06:44
Benutzerbild von xpalankax
xpalankax xpalankax ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Man sollte eine Märtyrerhalle

für Leute wie Samast eröffnen. Er hat schließlich die Ehre des "großen Türkentums" wiederhergestellt!
  #2027  
Alt 08.02.2007, 06:45
Benutzerbild von xpalankax
xpalankax xpalankax ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Die Rasierklinge unter Deiner

Zunge schaut hervor. Dikkat etde yaralanma...
  #2028  
Alt 08.02.2007, 09:24
yabangul
 
Beiträge: n/a
Standard :)

süper

:-) einfach genial
  #2029  
Alt 08.02.2007, 12:24
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard merak etme

benim gibilerine bir sey olmaz..sen cenazeye katilda söyle haykira haykira i..e oldugunu söyle hahahahah
  #2030  
Alt 08.02.2007, 13:09
Benutzerbild von gaffir
gaffir gaffir ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Anlasildi ortami biraz gerdim galiba :)

Bu da alintidir arkadaslar, bu sefer de beni Cinlileri tokatliyor diye suclamayin

----------------------------------------------

Bir Cinli bir bara girer ve orada Steven Spielberg"i gorur Onun bir hayrani oldugu icin yanina kosar ve imzali bir fotograf ister Spielberg beklenmedik bir sekilde Cinli"yi tokatlar Saskin Cinli sorar:
-"Neden boyle yaptiniz?"
Spielberg cevaplar
-"Siz II. Dunya Savasinda bizim Pearl Harbour
limanini bombaladiniz"
Cinli daha da saskin:
-Ama onlar Japonlardi, ben ise Cinliyim.!.."
Spielberg:
-"Cinli, Japon, Koreli, Vietnamli, hepsi ayni bok"
Bunun uzerine Cinli de Spielberg"e bir tokat atar Bu defa saskin Spielberg sorar:
-Peki sen beni niye tokatladin?"
Cinli:
-Siz de Titanic"i batirdiniz, Titanik"deki yolcular arasinda benim atalarim vardi"
Spielberg:
-Manyak misin, Titanik"i batiran bir "Aysberg"di".
Cinli:
-Aysberg, Spielberg, Carlsberg, hepsi ayni bok"
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu