Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #24921  
Alt 24.09.2005, 13:34
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard TARTIŞMALARIN YURDU CEHENNEM

Allah Kuran"da, "Andolsun, bu Kur"an"da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, herşeyden çok tartışmacıdır." (Kehf Suresi, 54) ayetiyle, insanların tartışmacı özelliklerine dikkat çekmektedir. Bazı insanlar özellikle çıkarları ile çatıştığını düşündükleri konularda, gerçekler çok açık olduğu halde bunları anlamazlıktan gelirler. Gereksiz detaya daldıran, bir sonuca götürmeyecek, anlamsız sorular sorarak, tartışmacı ve çekişmeci bir karakter gösterirler. Bu özellikleri nedeniyle insanlardan bazıları, tarih boyunca Allah"ın seçtiği tüm peygamber ve elçilerle tartışmış, onların getirdikleri apaçık gerçeklere karşı gerçek dışı misaller öne sürmüşlerdir. Bu karşı çıkışlarındaki amaç ise, samimi olarak gerçekleri öğrenmek değil, aksine gerçekleri görmezlikten gelerek zorluk çıkarmaktır.

Bu noktada, samimi olarak, gerçekten öğrenmek, düşünmek ve anlamak kastıyla soru soranları bu açıklamanın dışında tutmak gerekir. Elbette ki, insanların birçoğunun ilk kez karşılaştıkları ve hayata bakış açılarını tamamen değiştirecek böyle önemli bir konuda sorular sormak, daha iyi anlamak için araştırmak ve bilenlere danışmak son derece makul ve gereklidir. Sorularında ve araştırmalarında samimi ve iyi niyetli olan insanların üsluplarının, tartışmacı, şüpheci ve anlayışsız insanlarla aynı olmayacağı da açıktır. Dolayısıyla burada konu edilen kişiler gerçekleri kabul etmek konusunda direnen, tartışmayı ve reddi alışkanlık haline getiren insanlardır.

Allah bir ayetinde tartışmacı insanların ruh halini şöyle açıklar:

Dediler ki: "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar "tartışmacı ve düşman" bir kavimdir. (Zuhruf Suresi, 58)

Kuran"da inatçı ve tartışmacı olan insanlara verilen örneklerden biri de Firavun"dur. Firavun, Hz. Musa, kendisine bütün gerçekleri tüm açıklığı ile anlatmasına karşın, onun anlattıkları ile hiçbir ilgisi olmayan, ayrıca cevabını alsa dahi kendisine bir fayda sağlamayacak bir soru sormuştur. Kendisine Allah"ın varlığını anlatan Hz. Musa"ya Firavun"un sorusu şöyledir:

(Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?" (Taha Suresi, 51)

Açıktır ki, Firavun bu soruyu, "yalnızca bir tartışma konusu" olsun diye sormaktadır. Sorusunda samimi bir öğrenme isteği yoktur ve kendi zayıf aklınca Hz. Musa"nın cevapsız kalarak zor duruma düşeceğini sanmaktadır. Ancak, Hz. Musa onun bu soruyu sormasındaki amacını hemen anlar, ona çok açık ve kesin bir cevap verir:

Dedi ki: "Bunun bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz." (Taha Suresi, 52)

Tartışmacı ve kasıtlı olarak gerçekleri anlamazlıktan gelen karakter, elbette ki sadece Firavun"a veya geçmişte yaşayan birtakım inkarcılara ait değildir. Günümüzde de insanların büyük bir bölümü, çıkarları ile çatışan konularda, özellikle din hakkındaki konularda hemen tartışmalara başlarlar. Samimiyetle yaklaştıklarında hemen anlayabilecekleri konuları özellikle anlamak istemedikleri, sorularından ve üsluplarından hemen belli olur. Özellikle bu kitapta anlatılan kader gerçeği ve maddenin bir hayal olması gibi konular, insanların en çok görmezlikten gelmeye çalıştıkları konulardır. Bu nedenle de bu konularda sordukları sorular, gerçeği araştırıp öğrenmeye yönelik samimi bir arayıştan ziyade, kendince bu gerçeği geçersiz kılmaya yöneliktir. Örneğin, "Eğer herşey görüntü ise, neden ibadetlerimizi yerine getirelim" diye soranlar, sordukları sorunun ne kadar anlamsız olduğunu fark edemezler. Bir insanın görüntü olarak yaratılması neden onun namaz kılmasını engellesin veya bir yiyeceğin görüntü olması neden onun haram olmasını engellesin, bunu düşünmeden, sadece itiraz etmek için bu soruları sorarlar. Tek amaçları, hiçbir mantık olmaksızın, sadece karşı gelmek, doğruları kabul etmemek ve direnmektir.

Müminler ise, gerçekleri gördüklerinde hiçbir tartışmaya girmeden, Kuran"da da bildirildiği gibi "işittik ve itaat ettik" diyerek hemen kabul eder ve uygularlar. Kendilerine tartışmacı kimselerden gelen sorulara ise, onlarla tartışmaya girmeden, kesin ve açık cevaplar verirler. Allah, kendileri ile tartışmaya girenlere müminlerin şöyle cevap vermelerini bildirmiştir:

De ki: "O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O"na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız." (Bakara Suresi, 139)

Müminlerle tartışmalara girenler, kaderi, Allah"ın tek mutlak varlık olduğunu, kendilerinin ise Allah"a ait birer varlık olduğunu inkar ederek çok açık gerçekleri anlamazlıktan gelenler, mantıksız sorularla, cennetin, cehennemin varlığını, Allah"ın merhametini ve adaletini sorgulayanlar şunu çok iyi anlamalıdırlar: Bu tartışmalarına cehennemde de sonsuza kadar devam edeceklerdir. Kuran ayetlerinde, cehennem ehlinin sürekli bir tartışma ve çekişme içinde olduğu haber verilmiştir:

Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki: "Andolsun Allah"a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz." (Şuara Suresi, 96-97)

Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (teb"anız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz? Büyüklenen (müstekbir)ler derler ki: "Biz hepimiz (ateşin) içindeyiz; gerçekten Allah, kullar arasında hüküm verdi (artık)."(Mümin Suresi, 47-48)

Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi, inkarcılar ateşin içindeyken dahi tartışmaya devam edeceklerdir. Başka bir ayette ise yine sözleri ile müminlere "sataşmaya" çalıştıkları ve şöyle dedikleri bildirilir:

Derler ki: "Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüyse, ateşteki azabını kat kat arttır." Ve derler ki: "Bize ne oluyor ki, kendilerini şerir (kötü)lerden saydığımız adamları göremiyoruz. Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?" Bu, cehennem halkının birbiriyle çekişmesi kesin bir gerçektir. (Sad Suresi, 61-64)

Cehennem ehli, cehennemin dar ve sıkışık yerlerinde, demir kamçılarla, üzerlerinden dökülen kaynar su ile, ateşten derileri erirken, yine tartışmayı sürdüreceklerdir. Sonsuza kadar sonuçsuz tartışmaları bitmeyecek, kendilerinin neden cehennemde azap çektiğini birbirlerine soracaklar, Allah ve müminler hakkında çekişmeye devam edeceklerdir:

İşte bunlar çekişen iki gruptur, Rableri konusunda çekiştiler. İşte o inkar edenler, onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir; başları üstünden de kaynar su dökülür. Bununla karınları içinde olanlar ve derileri eritilmiş olur. Onlar için demirden kamçılar vardır. Ne zaman ordan, sarsıcı-üzüntüden çıkmak isterlerse, oraya geri çevrilirler ve (onlara "Yakıcı azabı tadın" (denir). (Hac Suresi, 19-22)

Ancak bu tartışmalarından da hiçbir sonuç alamayacaklardır. Dünyada gerçekleri anlamazlıktan gelerek tartışıp çekişenler, sonsuza kadar cehennem azabı içinde, telafisi olmayan bir pişmanlıkla tartışıp çekişerek yaşayacaklardır.

Cehennem ehlinin cehennemde de tartışmalarına devam etmesi, onların cehennem ateşini gördüklerinde dahi iman etmeyeceklerinin, tartışmalara devam ederek gerçekleri anlamayacaklarının bir göstergesidir. Bu insanlar cehennem azabının içindeyken bile inkarlarına devam etmektedirler:

Ateşin içinde olanlar, cehennem bekçilerine dediler ki: "Rabbinize dua edin; azabtan bir günü (olsun) bize hafifletsin." (Bekçiler "Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler "Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir. (Mü"min Suresi, 49-50)

Cehennem ateşinin içindeyken bile "Rabbim" diyerek dua etmeyen ve büyüklenmeye devam eden bu insanlara dünya hayatındayken yapılan açıklama ve hatırlatmaların fayda sağlamayacağı açıktır. Bu insanlara bütün örnekler verilse, tüm deliller gösterilse dahi anlamazlar. Allah bir ayetinde bazı insanların hiçbir zaman inanmayacaklarını şöyle bildirir:

Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Allah"a yemin ettiler. De ki: "Ayetler, ancak Allah katındadır; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz? (Enam Suresi, 109)

Bu nedenle bazı insanların burada anlatılan gerçekleri, çok açık ve anlaşılır olmasına rağmen anlamamalarına şaşırmamak gerekir. Bu insanların gerçekler karşısında ikna olmamaları da, aslında Allah"ın bir ayetidir.
  #24922  
Alt 24.09.2005, 13:42
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard birakin o zaman Kuran disi yorumlari

Kurana sarilin, Allaha ve peygamberine itaat edin!
cok basit ;O)
  #24923  
Alt 24.09.2005, 13:44
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard anlamadin galiba.. rüyada gördüklerin

beynin gözüyle algilayip hafizaya isledigi seyleri görüyorsun. Allah isterde baska sey gösteriri, oda bir baska konu... ama Kuranin ayetlerini inkar edip, peygambere itaati kabullenemeyen nefisler böyle seyleri nasil anliyabilir? ancak anladiklarini zannedip devamli tartisma konusu acarlar, seninde kopyanda görüldügü gibi. Kuranin emirlerini yasamayi unutmayin!
  #24924  
Alt 24.09.2005, 13:47
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard neden

sen kendini Hic baska bir mekanda ve hayatinda hic görmedigin insanlarla rüya da görmedin mi ?..

Sonra günün birinde yolda giderken bir an icin Ben buradaydim simdi su olacak dedigin olmadi mi ?..

)
  #24925  
Alt 24.09.2005, 13:49
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Muhahahahhahahaahhahahhahhahaha

Allahin ayetlerini yaziyoruz KURAN disi diyor )

Anlasildi:
senin Musaf in baska )

Musaf-i RE$ mi ?.. ( kara Musaf )
  #24926  
Alt 24.09.2005, 13:56
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Kurandan bildiklerini gizleyenlerin akib

eti Kuranda belirtiliyor.. yani Kurani kullaniyorum deyipte onu kendi istedigi yere cekmek isteyenlerin yeri, bazi ayetleri alip peygamberimize itaati inkar edenlerin var oldugu gibi, diger konulardada bunu yapiyorlar.. sizler sagolun, yeterince misalini görmemize yardimci oluyorsunuz!

Allah sizlerede Kurani cimbizlamayipta, dogru sekilde anlamayi nasip etsin!
  #24927  
Alt 24.09.2005, 13:57
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard GERÇEKLERDEN KAÇILMAZ

İnsanların fikirlerini temelinden değiştiren, insanları Allah"a iman etmeye mecbur eden, Kuran"da bahsedilen bütün güzel ahlak özelliklerinin severek ve isteyerek yaşanmasını sağlayan, insanlardaki hırs, rekabet, kin, düşmanlık, kibir duygularını ortadan kaldırarak, sevgi, merhamet, şefkat, tevazuyu hakim kılan bu olağanüstü önemli gerçeği, yani maddenin bir algı olduğu gerçeğini öğrenen ve anlayan insanların sayısı hızla artmaktadır. "Bu kadar açık ve kolay bir gerçeği nasıl olup da bugüne kadar fark edemedim" diyen insanlar çoğunluktadır.

İnsanların, kader, zaman, ölüm, diriliş, cennet, cehennem gibi konuları kesin şekilde anlamalarını sağlayan bu büyük sırrı kavrayan her insanın, diğerlerini de bu önemli bilgiden haberdar etmesi çok önemlidir. Bunu yapan bir insan, bu sayede hem insanların Kuran"ı daha iyi ve çabuk anlamalarını sağlayacak hem de insanların büyük bir hızla hidayetlerine vesile olacaktır.

Allah, Kendisine gizli veya açık şekilde şirk koşulmadığında, yalnızca Kendisine ibadet edildiğinde, tek ilah ve tek güç olarak Allah kabul edildiğinde, Kuran ahlakını dünyaya hakim edeceğini müjdelemektedir:

Allah içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va"detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)

Kuran ahlakının dünyaya hakim olması için kaçınılması gereken en önemli konu şirk, yani Allah"ın dışında güçlerin olduğuna inanmaktır. Allah"ın dışında maddenin olduğunu iddia etmek, Allah"ın maddeyi ancak hayal şeklinde sarabileceğini düşünmek, Allah"ı akıl gibi soyut bir varlık olarak görmek, insanda Allah"tan ayrı bir güç vehmetmek, insanın isterse kaderini değiştirebileceğini düşünmek, zamanı, mekanı mutlak zannetmek gibi şirk olan inançlardan kurtulmak için bu kitapta anlatılan konuların iyi anlaşılması gerekir. Bu nedenle, "bu konunun ne önemi var? Neden her fırsatta, her kitabınızda bu konuya yer veriyorsunuz?" diyenler, bu önemli gerçeği tekrar düşünmelidirler.

Tek mutlak varlık Allah"tır ve Allah biz bu kitabı yazarken de, okurken de, bu kitap hakkında düşünürken de bizi izlemekte, görmekte, işitmekte, gizlimizin gizlisini bilmektedir. Allah, bizi her yönden sarıp kuşatmıştır. Gerçek mutlak varlık olan Allah"tır, akıl gibi görünmeyen ve soyut olan ise biz kullarıyız. Bu gerçek, Allah"ı seven ve Allah"a kul olduğunun farkında olan biri için büyük bir şeref ve güzelliktir. Bu gerçekten Müslümanların kaçması doğru olmaz. Müslümanlar, hak olanı gönülden kabul etmeli, görmezden gelmeye çalışarak, Allah katında küçük düşmemelidirler. Allah inanan kullarını Kuran"da şöyle uyarmaktadır:

Hakkı batıl ile örtmeyin ve hakkı gizlemeyin. (Kaldı ki) siz (gerçeği) biliyorsunuz. (Bakara Suresi, 42)

Şunu da unutmamak gerekir ki, bu gerçeğin açıklanması materyalizmin çöküşüne ve tüm dünyada maneviyatın ve güzel ahlakın hakim olmasına vesile olacaktır. Bunu fark eden materyalist çevreler, bu gerçeğin açıklanmasından büyük bir rahatsızlık duymakta, felsefelerini temelden yıkacağını anladıkları bu gerçeğin insanlara açıklanmasını engellemek için son derece gülünç ve çaresizliklerini gösteren yollara başvurmaktadırlar. Ancak, bugün maddenin gerçeği konusu tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır. Geçmişte sadece bir felsefe olarak kalan, bilimsel bulguların desteklemekte yetersiz kaldığı bu gerçek, çağımızda bilim tarafından açıkça ortaya konmuştur. Örneğin Frederick Vester bu gerçeği kavramış biri olarak bu konuda şöyle der:

Bazı düşünürlerin, "insan bir hayaldir, aslında bütün yaşananlar geçici ve aldatıcıdır, bu evren bir gölgedir" şeklindeki sözleri günümüzde bilimsel olarak kanıtlanıyor gibidir.57

Materyalistlerin çabaları artık boşunadır. Bilginin büyük bir hızla tüm dünyaya kısa zamanda iletilebildiği çağımızda, asırlardır gözlerden kaçırmaya çalıştıkları bu büyük gerçek, bugün Guyana"dan İngiltere"ye, Amerika"dan Endonezya"ya, Singapur"dan İsveç"e, materyalistlerin kaleleri olan Rusya"dan Çin"e, Küba"dan Arnavutluk"a kadar her yerde okunmakta, öğrenilmekte ve anlatılmaktadır. Materyalizm, tarihin en büyük ve en gürültülü çöküşü ile çökmektedir. Çünkü bugün anlaşılmıştır ki, maddenin aslına hiçbir zaman ulaşamayız. Zihnimiz dışında madde var mıdır yok mudur bilemeyiz. Hiçbir zaman hiç kimsenin göremeyeceği birşeyin felsefesini yapmak ise son derece mantıksızdır. Madde ile asla muhatap olamadığımıza ve olamayacağımıza göre maddecilik de olamaz.

Kuran"ın bazı ayetlerinde işaret edilen ve birçok konunun anlaşılmasını daha da kolaylaştıran bu önemli gerçeğin, materyalizm gibi batıl ve din karşıtı bir felsefeyi yıkıyor olması çok önemli bir gelişmedir. Kuran"da Allah şöyle bildirmektedir:

Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah"a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)

Ayette de haber verildiği gibi, doğru olan batılın üzerine atıldığında, batıl bir inanç olan materyalizmin beyni olan madde de yok olup gitmiştir. Herhangi bir materyalistin bu gerçeği durdurma veya değiştirme imkanı da kesinlikle yoktur.


Hoscakalin
  #24928  
Alt 24.09.2005, 13:58
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard görüdügün seylere birlestirme kabiliyeti

n olmiyabilir. o zaman bunu anlamanda mümkün olmaz zaten. ;O)
diger yazimda birde Allahin sana rüyanda bazi seyleri göstermeside var dedim.. ama bunlarida cimbizla istersen..

yaptinda zaten :O)
  #24929  
Alt 24.09.2005, 13:58
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard evet, gercekler sadece kafamda olusuyor

deyip kacmak isteyenlerden olmayin!
  #24930  
Alt 24.09.2005, 13:58
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Benim yazdiklarim cimbizlama ise

dogru bir müslüman olarak Bu cimbizlamalarin Dogrusunu yaz..

Bunu Beceremiyorsan atmis oldugun iftira ile Güvenilmez bir insan olarak hayatin boyunca yasa..

)
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu