| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#731
|
|||
|
|||
![]() Dondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için
hızla yürürken, ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm.. Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye acele acele açtım.. İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri yıpranmış eski bir zarftan başka birşey yoktu... Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi, alıcı adresi yerinde bir posta kutusu numarası vardı. Bir ipucu bulabilmek belki biraz da merakımı giderebilmek için zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım. Mektup, sol yanı çiçek resmiyle süslenmiş bir kağıda, özenli bir el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael" diye başlıyordu.. Ve "Annesi yasakladığı için onu bir daha göremeyeceğini" anlatarak devam ediyor.. "Ama sakın unutma, seni daima seveceğim" diye bitiyor.. İmza.. Hannah!.. Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun yazıldığı kişinin birinci adları vardı. Eve gider gitmez hemen telefon idaresini aradım.Görevli kisi, kendisine bildirdiğim adreste yaşayanların telefon numarasını vermesinin yasalara aykırı olduğunu söyledi. Fakat ısrarım karşısında: "Belki, size yardımcı olabilirim" dedi. "Bu adreste bulunan numaraya telefon ederim ve onlar Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen bekleyin.." dedi. İki üç dakika sonra görevlinin sesi geldi.. "Bağlıyorum efendim." Telefonda, karşıdaki hanıma "Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum. "Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden aldık" dedi. "Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?.." "Hannah annesini bir huzurevine yatıracaktı. Oradan takip ederseniz, belki adres bulursunuz.." deyip bana huzurevinin adını verdi.. Hemen aradım.. Yaşlı anne yıllar önce ölmüş.. Ama kızına ait eski bir telefon numarası var. Belki ordan bilirlermiş.. "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim kendi kendime.. İçinde sadece 3 dolar ve 60 yıl önce yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak için bunca zahmete ne gerek var ki.. Aradım numarayı.. Bir kadın "Şimdi Hannah"nın kendisi bir huzurevinde" dedi ve numarayı verdi. Hemen orayı çevirdim.. Ses; "Evet, Hannah burda yaşıyor" dedi.. Saat ona geliyordu ama hemen yola çıktım, Hannah"yı görmek için.. Devasa bir binanın üçüncü katında şirin bir oda.. Gümüş saçlı, sıcak tebessümlü bir yaşlı kadın.. Gözlerinin içi ışıl ışıl ama.. Anlattım olanları.. Cüzdanı ve mektubu gösterip.. Derin bir iç çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi, "Bu mektup, Michael ile son kontağımdı.. Onu öyle seviyorum ki.. Sean Connery gibi yakışıklıydı.. Hani şu meşhur aktör.. Ama ben 16 yaşındaydım.. Çok küçüğüm diye annem kesinlikle izin vermedi.." Derin bir nefes daha.. "Michael Goldstein harika bir insandı. Eğer bulabilirseniz ona söyleyin lütfen.. Onu hep düşündüm.. Hep.." Bir ufak sessizlik.. Bir derin nefes daha.. "Ve onu hep sevdim.." İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden.. "Ve hiç evlenmedim.. Michael gibi birisini bulamadım ki.." Hannah"ya teşekkür edip odadan çıktım. Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız "Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size" dedi.." Hiç değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim" dedim.. Cüzdanı elimde sallayarak.. O sırada yanımda dikilip duran hademe bağırdı.. "Hey baksana.. Bu Bay Michael"ın cüzdanı.. Üzerindeki bu kırmızı şeritten onu nerde görsem tanırım.. Cüzdanını hep kaybederdi zaten.. Üç kere ben buldum, koridorlarda.. "Michael sekizinci katta yaşıyordu.. Ok gibi fırladım tekrar asansöre. Michael yatmamıştı. Okuma odasında kitap okuyordu. Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı gösterdi. Michael elini arka cebine attı, hızla.. Sonra sevinçle "Evet bu benim cüzdanım" dedi. "Öğleden sonraki yürüyüş sırasında kaybetmiş olmalıyım. Size teşekkür borçluyum." "Hiçbirşey borçlu değilsiniz" dedim. "Ama özür dilerim. İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum." "Mektubu mu okudun?" "Sadece okumakla kalmadım. Hannah"yı da buldum.." "Buldun mu? Nerde? İyi mi? Hala eskisi gibi güzel mi. Söyle, lütfen söyle.." "Çok iyi.. Hem de harika" dedim, yavaşça.. "Bana onun telefon numarasını ver. Yarın onu hemen arayacağım." Elime sımsıkı sarıldı.. "O benim tek aşkımdı.. Onu öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti." "Bay Goldstein" dedim.. "Gelin benimle.." Asansörle üçüncü kata indik.. Odanın kapısı açıktı. Hannah sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu.. Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu.. "Hannah" dedi.. "Bu bay"ı tanıyor musun?" Gözlüklerini ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden.. "Michael" dedi, Michael, kapıda, kısık sesle.. "Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?.." "Michael" diye yutkundu Hannah. "İnanmıyorum.. Bu sensin. Benim Michael"ım." Michael Hannah"ya doğru yürüdü yavaşça. Sarıldılar. Hemşire yanıma geldiğinde onun da gözleri yaşlıydı.. "Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda, yaşanması gereken herşey, er ya da geç, birgün kesinlikle yaşanacaktır." *** Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar. Pazar günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim? Harika bir nikah töreni idi. Hannah ve Michael beni nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık bej elbisesi içinde çok güzeldi.. Michael de lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı.. Bir nikah tanığı olarak söylüyorum bu gözlemlerimi… Aşklarını onsekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla yaşayan 76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki damadın nikahında keşke siz de bulunsaydınız… Altmış yıl önce bittiği sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı yerden nasıl filizlendiğine siz de tanık olacaktınız. |
#732
|
|||
|
|||
![]() Bir Denizfeneri.. Okyanusla sonsuza dek komşu.
Okyanusun mu ona daha çok ihtiyacı var yoksa, denizfeneri mi okyanus için vazgeçilmez bir sevgili? Gündüzleri, denizfeneri isyanlarda... Çünkü yanıbaşındaki biricik sevgilisi gözlerinin önünde güneşle ihtirasla sevişmekte. Hep gece olsun ister, sevgilisi ona kalsın, yalnız onda bulsun gecedeki renginin güzelliğini... Denizfeneri, küçücüktür okyanusa göre ama güneşin aşkından daha büyüktür aşkı okyanusa... Geceleri ise denizfeneri, mutluluklar peşindedir, gecenin esrarengiz sessizliğinde. Her ışık turunda çıldırır denizfeneri zevkten, adeta danseder okyanusun en uzak noktalarına uzanarak. Daha gerçektir denizfeneri, gece sadece o ve okyanus vardır sınırlı görüş gizliliğinde. Gündüzleri denizfeneri bir hiçtir bütün aldatmalara şahit olarak. Güneş ise gece olunca bu hissi göremez.. Gece, denizfeneri ile okyanusun aşkının dansedişine güneş şahitlik yapmaz.. Gün bitiminde ve başlangıcında teslim ederler sevgili okyanuslarını birbirlerine güneş ve denizfeneri. Güneşin okyanusla arasına giren bir engel vardır kimi zaman, bu işkencedir güneşi küçülten. Bulutlardır, bu hain, gündüz aşkında güneşe okyanusu göstermeyen. Güneş ise tüm gücüyle savaşır okyanusa ulaşmak için. O kadar yaklaşır ki, bulutlara bulutlar, yoğunlaşır, yoğunlaşır ve gökyüzü ağlamaya başlar okyanus hasretinden hesapsızca titrer. Okyanus bütün damlaları özlemle kucaklar, her damla onu güneşine daha çok yaklaştırmaktadır. Gökyüzü ağlar, ağlar ta ki son damlası bitene kadar. Okyanus damlalarla büyür büyür büyüklüğüne daha hacim katarak aşkının sevgi damlalarıyla. Bilmezdi okyanus, her yağmurla sevgisini ona iletmek isteyen bir güneşinin olduğunu. Her yağmur yağdığında okyanus kızar güneşine gündüz onu terkettiğini düşünür, hırçınlaşır, dalgalanır öfkesinden bilemez güneşinin ona ulaşmak için savaştığını. İntikamını denizfenerinden alır okyanus, onun neden gündüz sevgilisi olmadığını defalarca kamçılayarak sorar denizfenerine. Dalgalarını büyütür, cevap alamayınca denizfenerinden.. Denizfeneri onu teselli edemez, çünkü o sadece gece vardır gerçek gecededir onun için. Ağlayamaz denizfeneri, ağlamayı deliler gibi istesede, gözyaşları yoktur, ulaşmak istesede ulaşamaz gündüz sevgilisine. Çaresizdir denizfeneri, sadece bir dilek geçirir içinden rüzgarâ yalvarır "bulutları kaçır buradan" diye, güneşin çıkması sevgilisine sevgi dolu ışıklarını göndermesini diler. Okyanusunun mutluluğunu ister hesapsızca... Çünkü tek mutluluğu budur denizfenerinin. Ağlayamaz, gündüz ona ulaşamaz, konuşamaz hislerini okyanusuna. Her okyanusun sahilinde bir denizfeneri vardır. Her gece denizfenerleri gemilere okyanusa olan aşkını haykırırlar, ümitsizce, yarınlarını hiç düşlemeden... Ve her gece hikayelerini anlatmak için gemileri beklerler sonsuz gecelerde... |
#733
|
||||
|
||||
![]() WIE OFT FRAGST DU
WO IST MEIN WEG? WO IST MEIN HEIL? ER HAT DICH ZUM SUCHER DER EINHEIT GEMACHT; IST DIR DAS NICHT GENUG? DEIN KUMMER ENTSPRINGT EINEM EINZIGEN GRUND - DU KANNST IHN FÜR IMMER BEGRABEN; DER WUNSCH, DEINE EIGENE SEELE ZU KENNEN, WIRD JEGLICHES ANDERE SEHNEN BEENDEN. DER DUFT FRISCHEN BROTES STRÖMT DIR ENTGEGEN WENN DICH SCHON DIESER GERUCH ERFREUT, WOZU IST DAS BROT DANN NOCH NÖTIG? UND WENN DIE LIEBE DICH ERGRIFFEN HAT, IST SIE DOCH SCHON BEWEIS GENUG. HAT SIE DICH ABER NICHT ERFASST, WOZU IST EINE PRÜFUNG NÖTIG? BIST DU DENN BLIND? WENN DU KEIN KÖNIG BIST, WAS SOLL DANN DEIN GEHABE? UND WENN DIE SCHÖNHEIT NICHT IN DIR IST, NÜTZT DIR AUCH DAS LlCHT NICHT VIEL, DAS DU UNTER DEM MANTEL VERSTECKST. VON WEITEM BEREITS BEBST DU VOR ANGST - SIEHST DU DENN NICHT DEN STARKEN KÄMPFER, DER SCHON IN DEINEM HERZEN IST? DAS FEUER IN SEINEN AUGEN HAT JEDE GAUKELEI VERBRANNT. WARUM STELLST DU DICH HINTER EINEN VORHANG UND FÜRCHTEST DICH VOR DEM, WAS DU NICHT SEHEN KANNST? MACH DEINE AUGEN AUF, DENN DER GELIEBTE BLICKT DIR GERADE INS GESICHT! HAT EIN MEISTER NICHT SEIN LICHT IN DEIN HERZ GESETZT, WELCHE FREUDE KANNST DU WOHL HIER IN DIESER WELT NOCH FINDEN? JEDE BLUME BLEIBT DANN OHNE LEBEN UND OHNE GESCHMACK DER SÜSSE WEIN. (Rumi: Lied der Liebe, Verlag: Heyne) |
#734
|
|||
|
|||
![]() es gibt Tage
die leuchten nicht es gibt Tage die werden nicht hell es gibt Tage die verlängern nur die nacht doch kannst nicht mehr schlafen sitzt am Fenster fragst tausend Fragen wartest bist müde und wach zugleich wartest auf die nächste Nacht ohne dass es dazwischen Tag werden wird ... (die sonne kommt hier heute einfach nicht durch und da dachte ich... dass dies hier gar nicht mal so unpassend ist) liebe grüsse an alle "philosophen" ;-) |
#735
|
|||
|
|||
![]() Bir gün seni anlatacağım.
Gidişi gelişinden çabuk oldu, Bitişi, başlamasından kolaydı “Bir sevda rüzgârıydı Esti, geçti.” diyeceğim. Bir gün seni unutacağım. Ellerini, gözlerini, Dokunuşunu, öpüşünü Ve sana ait herşeyi... “Biri vardı bir zamanlar Yıktı, geçti.” diyeceğim. Bir gün seni tekrar yaşayacağım. Gözlerim kapanırken Son kez hatırlayacağım... “Birini sevmiştim bir zamanlar Hâlâ seviyorum.” diyeceğim... |
#736
|
|||
|
|||
![]() baska söylenebilcek laf yok, ben bulamiyorum... yazdiklarin zaten herseyi ifade etmis bile.
|
#737
|
|||
|
|||
![]() Sorry, aber was heisst denn SURVIVEL OF THE FITEST und was hat das mit der Evolution zu tun?
|
#738
|
||||
|
||||
![]() was Evolution k.a. aber:
Foruma pek ender sorular yazilir. Sana yardim edebilmek ve soruna yanit verebilmek icin kücük arastirma yaptim, iste cevabi: Survival of the Fitest-sich mit fremden Federn schmücken, kelimesinin manasi: mesela sen sana ait olmayan bir cümle yaziyorsun mesela bir atasözü, ama kendininmis gibi, sanki o cümleyi sen bulmussun gibi. Anladin mi?! Mesela bu Forumda hic kimsenin senin kadar bilgisi yok( or? ![]() Sen bir soru soruyorsun ve cevabi ancak yarin aliyorsun.neden? cünkü yanit vermek istiyen ilk önce sana verecegi cevabi arayip bulacak. Bu Philosophie Din Politik ve tüm diger arastirma bilgi düzeyinde Forenler olabilir alacagin cevablar cogunlukla Survival of the Fitest! Bu gibi seylere cevap verme niteliginde olan insanlar maalesef bu Forumlarda yoklar, belki hic bile girmiyorlar, bunlari okumuyorlar. Böyle birsey alsada asla kendilerini desifre etmezler. Eger böyle biri faraza senin bir sorunu yanitlarsa, o cümlede muhakkak güncel yasamimizda her zaman kullanmadigimiz yabanci kelimeler vardir o kelimelerin manasini anlamak icin sana bir sözlük gerekir. Mesela ben hem türkce konusamiyorum hemde yazamiyorum. Bu cevabi bile tercüme ettirdim! Sen simde bana sorarsan, benim bu Forumda isim ne diye 1) baskalarinin fikirlerinimi caliyorum basky yere aktarmak icin? 2) bilgimimi tazeliyorum ? ( 7 sene okula gittim) 3) yalniz okumakmi istiyorum? ( anlamadigim halde ) Neyse, umarim bu cevab sana yeterli gelir, belki birseylere baslangic olur. Imma schön ehrlich sein ;-) !! |
#739
|
|||
|
|||
![]() diese Tage kenne ich allzu gut.. sehr schön geschrieben!
|
#740
|
|||
|
|||
![]() Da ich nicht immer die Möglichkeit habe mich philosophisch weiterzubilden, verstehe ich auch die meisten Sätze nicht, die ich in vielen Beiträgen lese..Danke dir. Echt sehr nett, dass du das sogar hast übersetzen lassen, wäre nicht nötig gewesen. Ist aber ein Zeichen, dass du interessiert bist ;-) HDL "T"
|