[edelstahl]

Kommt ein 94 jähriger in heller Aufregung zum Arzt.

"Herr Doktor, ich versteh es einfach nicht, ich versteh es einfach nicht!", sagt er. "Ich bin 94 Jahre alt, meine Frau 25 und kriegt ein Kind. Ich versteh es einfach nicht!"

Sagt der Arzt: "Nun mal ganz ruhig! Stellen Sie sich vor, Sie gehen im Wald spazieren und sehen einen Hasen. Sie legen Ihren Spazierstock an, zielen, rufen PENG - und der Hase fällt tot um."

"Ja, ist doch klar!", sagt der alte Mann. "Da hat jemand anders geschossen."

"Sehen Sie", sagt der Arzt. "Sie verstehen es doch."

[edelstahl]

Sohn: "Papa, kannste mir Deine Taschenlampe leihen?"

Vater: "Wozu denn?"

Sohn: "Wir wollen nachts mit den Mädchen im Park fummeln."

Vater: "Dazu brauchten wir früher keine Taschenlampe, mein Sohn!"

Sohn: "Ja, ich weiß, so sieht Mama auch aus!"

[edelstahl]

Unterhalten sich zwei Stotterer.

*Das muss aber ziemlich mühsam sein, wenn ich mir das so bildlich vorstelle!* ☺

Na ja, weiter gehts ...

Sie begegnen plötzlich einem Haarbenachteiligten - einem Glatzkopf!

"D-Du, p-p-pass mal a-auf! I-ich w-w-werde j-jetzt d-d-den G-G-G-latzkopf d-da v-v-verarschen!", sagt der eine Storrer zu seinem stotternden Freund, wendet sich dann dem herannahenden Glatzkopf zu und sagt zu diesem: "H-H-Hey D-D-u d-da, w-w-wieviel b-b-bezahlst D-D-Du f-für D-D-Deinen H-Haarschnitt?"

Sagt der Glatzkopf: "Na 20 €uro, genau soviel, wie Du für ein Ortsgespräch immer zahlst!"

☺☺☺

[edelstahl]

Gecenlerde daha da gelistirilen bir DeepBlue modeli, satrancta Kasparov"u yenmis. Bunu büyük bir basari olarak duyuruyorlar. Satranc oynamak cok zor bir seymis gibi reklam yapiyorlar.

Bu dünyada yapilacak en zor karsilasma "bir kadini anlamak" dir. Bunu bilmiyorlar. Bende bu sorunu cok düsündüm ve bir "kadinlari anlama simulatoru" yaptim.

Bu simulatorun üzerinde calistigi bilgisayar 16 cpu destekli, 2 GB memory"li ve saniyede trilyonlarca hesaplamayi yapabiliyor.

Bu kadar ugrastiktan sonra bile ilk denememde bilgisayar yenilmekten kurtulamadi.

Sokaktan cevirdigim bir bayan ile yapilan karsilasma loglari asagidadir.

---------------------------------


Birinci müsabaka:

"Bilgisayar, söyle bakalım saçlarımın yeni modelini nasıl buldun?"

"Böyle çok güzel olmuşsunuz, efendim!"

"Önceden güzel değildim yani?"

"Hayır, önceden de güzeldiniz, ama böyle çok güzel olmuşsunuz efendim!"

"Önceden bu kadar güzel değildim yani?"

"Hayır efendim, önceden de çok güzeldiniz!"

"Simdi pek o kadar güzel olmamışım ama?"

(bilgisayar terk eder)



Ikinci müsabaka:

"Bilgisayar, erkek arkadaşımdan ayrılmak istiyorum ben."

"Pek mutlu değilsiniz zaten efendim, ayrılın bence."

"Ama onu seviyorum ben."

"O zaman konusarak sorunlarınızı çözmeyi denemelisiniz."

"Yüzünü görmek, sesini duymak bile istemiyorum o hayvanın!"

"O zaman mail atın, beraberliginizin yürümeyeceğini söyleyin!"

"Hayır, ondan ayrılamam."

"Kendinize biraz zaman tanıyın, duygularınız ve düşünceleriniz netleşsin."

"Ne istediğimi biliyorum ben. Onunla asla olmaz."

(bilgisayar terk eder)



Üçüncü müsabaka:

"Bilgisayar, sen beni sevmiyorsun?"

(pms açılışı)

(bilgisayar kafadan terk eder)

☺

[edelstahl]

Afrikali zenci cocuk babasina: "Babacigim, cükünle oynayabilir miyim?"

"Oyna, ama fazla uzaklasma!"

[edelstahl]

Amerikali milyoner bir bayan, genç ve yakisikli avukatini yanina çagirir ve der ki:

"Artik yetmis yasina geldim ve biliyorum ki artik bu dünyada misafirim. Bugün yarin demeye kalmaz ruhu teslim ederiz. Onun içindir ki sana vasiyetimi yazdirmak istiyorum."

Avukati da "Tabi hanimefendi", diyerek hemen kagit ve kaleme sarilir.

Kadin baslar saymaya. "Benim, bildigin gibi, hiçkimsem yok bugüne kadar, hep tekbasima mücadele ettim ve çalismaktan ince islere bile zamanim olmadi. Kendimi bildim bileli is hayatinin içindeyim. Sadece iki dilegim olacak. Biliyorsun servetimin tamami 100 milyon dolar. Bana öldügümde 99 milyon dolar harcanarak öyle görkemli bir cenaze töreni hazirlansin ve yapilsin ki, bütün ülke bunu günlerce konussun", der.

Avukat "Evet efendim, anladim", der ve "ikinci dileginiz ne?", diye sorar.

Yasli ve zengin kadin biraz utanarak, biraz da sikilarak genc ve yakisikli avukatina "Bugüne kadar hiçkimseyle beraber olmadim ve hala bakireyim", der. Dedigim gibi bugün yarin göçüp gidecegim bu fani dünyadan. Bu zevki tatmadan ayrilmak istemiyorum ve benimle is tutmayi kabul edecek kisiye de geri kalan 1 milyon dolari verecegim", der.

Avukatin gözleri açilir ve "Anladim efendim", diyerek kendisine bu konuda yardimci olabilecegini söyler.

Genç avukat aksam eve geldiginde kara kara düsünmektedir. Karisi birseyler oldugunu anlamistir ve konuyu avukatin açmasini bekler. En sonunda adam karisina açilir ve o günkü yasli milyonerle aralarinda geçen konusmayi anlatir. Esi de 1 milyon dolara bu isi yapacak birilerini bulabilecegini söyler ve bunu problem yapmamasini söyler.

Avukat en sonunda agzindaki baklayi çikarir ve "Hayatim, biliyorsun bugünlerde benim de islerim pek yolunda gitmiyor ve 1 milyon dolar da çok iyi para. Hani diyorum, eger sen de kabul edersen, bir kereden birsey olmaz. Hem ihtiyarin hayrini aliriz hem de iyi bir para kazanmis oluruz. Ne dersin?", diye sorar.

Genç kadin biraz düsündükten sonra "Haklisin, hayatim, zaten yolun sonuna gelmis durumda, hem 1 milyon dolar da çok iyi para. Bence bir mahsuru yok!", der.

Genç avukat gelismelerden son derece memnun ve sabahi zor ederek dogru yasli milyonerin yanina.

"Efendim", der. "Eger sizin için de bir sakincasi yoksa, 1 milyon dolarlik vasiyetinizi yerine getirmek için talibim."

Zaten milyoner bakirenin arayip da bulamadigi bir olay.

"Peki, o zaman yarin sabah saat 10:00 da malikaneye gelirsin ve bu isi bitiririz", der.

Aksam avukat son derece neseli evine gider ve esine milyoner bakireyi razi ettigini, ertesi gün bu is için saat on 10:00 da evine gidecegini söyler.

Esi de "Peki, o zaman yarin seni ben birakirim. Tahmini yarim saat sürse, ben seni 10:30 gibi yine oradan alirim", diyerek anlasirlar.

Aynen planlandigi gibi ertesi sabah kadin avukati malikaneye 10 da birakir ve gider. 10:30 civarinda evin önüne gelir ve beklemeye baslar. Evde hiç kipirti yok. "Neyse", der kadin. "5-10 dakkika uzayabilir, önemli degil", diye düsünür. Saat 11" e dogru, artik dayanamaz ve baslar "dit, dit" kornaya basmaya. Evden hala ses yok. Birkaç dakkika sonra tekrar "dit, dit", gene çit yok. Artik kadin iyice sinirlenmeye baslar ve hiç araliksiz kornaya basar. "Daaaaaattttttt!!!!!!daaaatttttt!!!!!!", derken pencereden yari çiplak vaziyetde genç avukat çikar.

Avukat esine seslenir: "Sevgilim, sen bugün git! Benim ne zaman gelecegim belli degil! Kadin fikrini degistirdi, "cenazemi belediye kaldirsin" diyor."

[edelstahl]

Bir ögrenci, logistik + organisation dersinin yazili sinavinda kaliyor.

Ögrenci: "Siz beni cezalandiriyorsunuz. Bunu hic anliyormusunuz?"

Profesör: "Evet, tabiki. Yoksa nasil profesör olabilirdim."

Ögrenci: "Iyi o zaman. Size birsey sormak istiyorum. Eger dogru cevabi verirseniz, ben kötü notumu aliyorum ve gidiyorum. Fakat bununla beraber eger cevabi bilemezseniz bana iyi not vereceksiniz! Anlastik mi?"

Prof: "Anlasildi, tamam. Sor bakalim!"

Ögrenci: "Ayni anda, yasal olupta, mantikli olmayan nedir? Mantikli olupta, ama yasal olmayan nedir? Ve de ne mantikli, ne de yasal olmayan nedir?

Prof iyice bir düsündükten sonra hic bir cevap veremiyor ve o ögrenciye iyi not vererek onu geciriyor. Daha sonra profesor en iyi ögrencisini cagiriyor ve ayni sorulari ona soruyor.

Ögrenci hemen cevap veriyor: "Siz 63 yasindasiniz ve 35 yasindaki bir bayanla evlisiniz. Bu yasal, ama bununla beraber mantikli degil! Karinizin 25 yasinda bir dostu var, bu gerci mantikli, ama yasal degil. Siz, karinizin dostuna iyi bir not veriyor ve onu geciriyorsunuz, oysaki o sinifta kalmisti. Bu ise ne mantikli, ne de yasal!"

[kes]

nerden buldun ya )

voll witzig

[edelstahl]

Adam karisinin kedisinden o kadar nefret ediyormus ki, ne yapip yapip ondan kurtulmanin yollarini düsünüyormus. Sonunda bir sabah kediyi arabaya attigi gibi evlerinin 20 blok ötesinde bi sokaga götürmüs, onu orda birakip dogru ise gitmis. Ayni aksam isten eve gelmis, bi bakmis, kedi evin bahcesinde karisiyla oynuyor, kadin nese icinde "ayy bütün gün onu
aradim", demis.

"Ama aksamüstü bi baktim, gelivermis, evin yolunu nasil da bulurmus benim akilli kedim"

Adam tabi cok bozulmus, ama belli etmemis. Ertesi sabah yine kediyi arabasina atmis, bu sefer evin 40 blok ötesinde bi sokaga gotürüp birakmis. Yine işe gitmis, aksam isten eve gelmis, bi de ne görsün, kedi salonda yine karisiyla yerlerde yuvarlaniyor.

Ertesi gün, adam kediyi 60 blok öteye birakmis, aksam gelmis, yine kedi evde. Sonraki gün 70 blok öteye birakmis, aksam kedi yine evde.

Adam artik ertesi sabah kediyi arabaya koymus, 90 blok öteye gitmis. Ordan köprü yoluna girmis, ilk cikistan saga dönmüs, ordan tekrar saga dönmüs, gitmis gitmis, bi 20 blok daha uzaga gitmis, sola dönmüs, biraz daha gitmis ve kediyi orda arabadan atmis.

Saatler sonra evin telefonu calmis, adam karisini ariyor: "Hayatim, kedi orda mi?"

"Evet, neden sordun?"

"Sunu telefona bi cagirsana, kayboldum!"

[edelstahl]

Yeni evli cift balayi icin bir otele gitmis. Ilk gece bütün pozisyonlari denemisler.

Ertesi gece kadin: "Tüm pozisyonlari denedik, degisik bir sey yapalim bu sefer!", demis.

Erkek biraz düsündükten sonra: "Buldum! Sen pencerenin önüne git, ben de kapinin önüne, birbirimize dogru kosup birleselim!", demis.

Kadin kabul etmis, yerlerini almislar.

Erkek: "Üce kadar sayiyorum, ücte kosmaya basla!", demis. "Biiirr, ikiiii ve üüüccc!"

Velhasil erkek hizalamamis ve otelin 2.kat penceresinden havuza düsmüs. Havuzdan cikacak, ama cirilciplak oldugu icin utaniyor. Bakmis havuz kenarindaki barin barmeni hala is basinda, hemen seslenmis:

"Arkadas! Ordan bana bir masa örtüsü uzatir misin?"

"Niye?", diye sormus barmen.

"Pencereden düstüm de. Üzerimde hic bir sey yok, cikamiyorum havuzdan."

"Cikin, cikin, hic kimse sizi farketmez!"

"Nasil yani?"

"Oteldeki herkes 2.katta kapi koluna giren kadini kurtarmakla ugrasiyor."