| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#6901
|
||||
|
||||
![]() when a fucking boy will remember you after years that you shot the sheriff
|
#6902
|
||||
|
||||
![]() ans Essen oder Trinken, wenn sie eine schöne Frau sehen?
|
#6903
|
||||
|
||||
![]() ... so wie Du bist
~~ Song von Nena ~~ ![]() |
#6904
|
||||
|
||||
![]() yazarida aski baska türlü bakmakta. Ilginc bir alinti."Sk"tan "Ask"a Dogru
...Ahmet Inam (Bilim ve Ütopya - Temmuz 1998) Çagimizda "ask" adiyla yasanan ask degil. Buna ben "sk" diyorum. Simdilerde yasanan aska. Sk, bir harf eksigi ile asktir. Eksiktir, anlamsizdir (yitik anlamlidir), özürlüdür. Sk, magazin basinda, televizyonda, entel barlarda, üniversite kantinlerinde, köse yazarlarinin, sairlerin, öykücülerin, sözde bilim adamlarinin, psikologlarin, felsefecilerin kalemlerinde "ask"a dönüsemiyor. Elbette bu gözlemlerinle ben "hmet"im (Ahmet degil!), sk"i çözme sevdam da "evda" olmus. Abartiyor muyum? Fuzulî : "Ask imis her ne alemde Ilm bir kiyl ü kâl imis ancak" diyor. Kuru bir laf olan ilim, askin yaninda, simdi ekonomik, askeri, siyasi iliskiler agi ile, teknoloji kiskacini kullanarak çepeçevre sarmis çagimizi. Dogrusu Fuzulî"nin "kiyl ü kâl" dedigi bilim (ilim- bilim ayrimi üzerinde durmazsak), gelistirilmis modelleri, uygulamada çözdügü sorunlariyla kazandigi sayginliga ragmen, çagimizda insanin yasanti zenginligini, anlama olanaklarini mânâ derinligini kavramada "kiyl ü kâl" olmanin ötesine geçemiyor. Yasanan sk, yasanmayan ask Bir zamanlar yasaniyor muydu ask? Her çagin belli ask anlayisi var, her kültürün. Onlar neye "ask" diyorsa ask odur. Ben ne geçmiste yasananlari ne de farkli kültürlerde yasanip, ask olarak dile getirilenleri irdelemeyi düsünmüyorum bu yazida. Her kültürün, her kisinin "ask"i kendinedir. Ufku, gönlü kavrayisi ne kadarsa, nasilsa öyle yasar. Ben kim oluyorum da aski yasadigini söyleyene, "hayir seninki ask degil, sk" diyebiliyorum? Ben bir ask yorumcusuyum. Önericisi. Benimki "tespit" ve yorum. Çagimin aski güdüktür. Anlaticisi teknisyen olmus. Siir bile tekniklerle yaziliyor. Sanatin anlattigi aski, dergilerin (ilgi çeksin ya da çok satsin diye mi?) özel ask sayilarinda sözde ask ehlinin oradan buraya kopya kopya çekerek ortaya koyduklarini gözden geçirince canevimdeki ask sesleniyor bana: "Sk bunlar!" Peki ne var o "büyülü", "a" harfinde ki "ask"i, "ask" yapiyor? Cevap Karacaoglan"da: "Pîr olmayan aska gelmez" diyor. Ask, insani bütün varligiyla ister. Hormonu çalisan "asik oldum" diyor. Olmaz. O farkli birsey. "Gönlünü kaptiran", "yandim Allah" diyen asigim diye dolaniyor. Onlar "sik". Sik görünüslü anlamiyla degil de, a, b, c siklari gibi birer sik. Ask bir ustaliktir. Yaratidir. Her yarati gibi ates ister, yetenek ve emek. Kendinden menkul asik olmaz. Yildirim aski? Aska hazirsa gönüller, gönlümüz bakimliysa, çileye, çiçek açmaya, kurumaya, aciya, sevince. Siddeti ve süresi, yolu yordami bilinmeyen, pusulasiz, haritasiz yolculuga. Çagimizda "a" düsmüstür asktan, "a" atestir, birazdan anlatacagim; zamandir, zaman sözcügü "z" ile baslasa da. Aska zaman ayirmak gerekir. Ask çalismak. Ev ödevlerini yapmak. "Tavlanan", "ayarlanan", "götürülen", "yataga atilan" sevgilerle yasanmaz. "Doktorum bana asik olmami önerdi, gece yatmadan önce." Ask salt beden itkisi degil. Salt duygu degil. Bugünlerde sik kullandigim deyimlerle ask salt somatik (bedensel), salt thumotik (duygusal), salt noetik (düsünsel, ussal) degil. Ask bir eylem. Bir etkinlik. Bir iletisim. Tek kisilik degil. Konu insan olabildigi gibi, tanri ya da kutsal bir varlik ya da soyut bir düsünce, bir hayal de olabilir. Ben bu yazimda insanin insana olan askindan söz edecegim. Ask bir basaridir. Basarilmasi gereken, ortaya konan, ifade edilen, yasanan iletilen, özen gösterilen, üstüne gidilen, vazgeçilen, didisilen, tartisilan, anlasilan, anlasilamayan çabalardir. Çagimiz "sk"i, Fuzulî"nin yakindigi ilme benziyor. Kuru laftir, kiyl ü kâl. Oysa Yunus: "Kayalari söyledür, kuvvetli nesnedür ask" diyor. Insanlarin yasadiklari mânâ zeminleri, bu kuvveti tasiyamiyor. Insan yilmis, korkmus, bikmis, sinmis, küçümsemistir aski. Gönlü dar. Hesabin kitabin yapildigi, içten pazarlikli gönüllerde "sk" paraziti yasar. Adina ask diyorlar. Yeni bulûga ermis gençlerin, içi geçmekte olan "kirk yas" bunalimcilarinin, somatik rahatsizliklardan dolayi azanlarin, mânâ yoksulu oldugu için yasayisini sözde "ask"larla "takviye" etmeye çabalayan "sik"larin eline düsmüstür. Çagima hayirli olmasini dilerim. Pembe dizilerle, Güzin Ablalar"la, Haydar Dümenler"le, Içinizdeki Çocuklar"la, Askin Adi Yoklar"la, porno edebiyatiyla, uzman, terapist irsadiyla yürütülmektedir. "Eskiden vardi simdi yok", "sömürü toplumunda ask mi olur?", "ideolojinin uyutmasi", "somasi (bedeni) uyanmis kendini asik saniyor", "askin yasi yoktur", "10 derste ask sanati", "Dogu bilgeliginin ask ögretileri", Freud, Reich, son zamanlarda sevgili dostum Yalom, amcamin iki oglu Jung ve Adler"in savlari çagimin "sk"ina destek veriyor. Ask bu: Yok dersen yok olur. Nedeni açik; ask yasanmasi için sizi ister. Sizdeki örtük ya da açik niyeti, yüreginizdeki atesi, gönlünüzdeki sabri, tahammülü. Ask bizden yeni yorumlar bekliyor. Kopya çekmeden. Nedim: "Bir söz dedi canan ki kerâmet var içinde" buyuruyor. Nedim somatik egilimleri yogun bir sairdir, bu keramette "dün geceye dair bir isaret" arayacaktir, ama biz aramayabiliriz. Her birimizin içinde cânân vardir. Kimimizde cani çikmis canandir, kimimizde gaflet uykusunda. Kimimizde küt küt atar, kimimizde kilik degistirmis pozitivist seytandir. Ask seytanidir. Ilahi asklarda bile bir boyut olarak bulunur. Insanin kendiyle yüzlesmesi, kendini tanimasi, gönlünün serpilip gelismesi, çiçek açmasi seytansiz olmaz. Ikircikli duygular, belirsizlikler çeliskiler, tutarsiz düsünce ve davranislar, isteme zayifliklari, dizginlenmeyen tutkular, hesabi verilemeyen düsünme biçimleri askin içindedir. Insan hiç asksiz insan olabilir mi? Insan asklar yasamadan, ne demekse o, kendisi olabilir mi? Askta insani insan kilan tüm ögeler çalisir. Bedeni, duygulari, düsünceleri, çevresiyle baglantilari... Ask insan olma olanagidir. Basarilir ya da basarilamaz. Ama bir hamledir. Askin çagrisi, insan olmaya:Haydi çocuklar aska gidelim. Yol çetin, yol sarp. Nicelerimiz kalacak yolda. Yürüyende pisman olacak yürümeyen de. Ama pismanlik yakismaz aska; firsati kaçirma duygusu, "neden yaptim?" suçlulugu, ask bir serüvendir; çirilçiplak gönüler ister. Savunma kabul etmez, saldiri da. Yine de bunlar karisir aska. Tedirginlik, mahcubiyet, cesaret nefret, acima, sefkat... Yahya Kemal: "Ya sevk içinde harâb ol ya da ask içinde gönül" diyor gönlüne. Sevk olmayinca ask olmuyor. Harab olmaksa bir sonuç, yürek istiyor, tehlikeleri göze almayi gerektiriyor. Uzun çileleri. Esrefoglu"nun diliyle: "Kisi bu ask içinde gerçek olmaz Vefa koyup cefakâr olmayinca" Ya saglikli ask, bu mudur? Saglikli ask var midir? Nedir sagliklilik belirtisi? Insa edilen, basarilan, adim adim, mihnetiyle, sevinciyle, yikimlariyla bir siir yazar gibi yasamaya çalistigimiz; denetlenemeyen, ama bizim gönlümüzün katkilariyla olusmus, biz olan, bizim gibi, varligimizi olusturan, bizi insan kilan ögelerle birlesmis, her zerremizin onunla titrestigi, yazgimiz olan (amor fati, yazgi aski Nietzsche"de!) basarsak da basarmasak da, ama yasadigimi, duydugumuz, soludugumuz bir varolma biçimidir. Gerçeklik dedigimiz, belli bir ideoloji ile görmek zorunda kaldigimiz hayata uyum saglayamadigi için, hastalik gibi görünen bu yasama enerjisini "yalandir", "aldanmadir" diye terketmeye kalkmak, mânâ zeminimizi kiyl ü kâl"e, kuru lafa oturtmaya götürebilir bizi. "Sk"i yasamaya neden mahkum olalim? Ask yasamaya olanagimiz var. Bu olanagi gerçeklestirebiliriz. Her insa faaliyeti, içinde yikilmalari tasir. Yikilmaktan, kirilmaktan, burulmaktan korkmamak gerek (Iyi de, önce o çikarsin yüregini, bir görelim. Begenirsek, isimize gelirse biz de çikaririz savi bir hesaptir. Ask yolcusunu, sk yolcusu yapiverir!). Ates tasiyicilari: Ask baslaticilari Olmuyor. Çok denedim. Yasayamiyorum. Aklim ise karisiyor. Korkuyorum. Bu yastan sonra rezil mi olayim? Olmuyor, daha çok gencim, bilgisizim, toyum. Bir hastalik. Doyumsuzluk. En iyisi, ask degil de sevgi. Eros degil, agape! Dostluk: Philia. Tutkular ise karisinca, sagduyu, akl-i selim, elden gidiyor; kardeslik ne güzel, sefkat, anlayis. Dinginlik. Sükûnet. Bilgelerin sevgisi. Durmus, oturmus. Her türlü sevgide ates vardir. Puros (ates) bir insani öte insana götürür. Purotik bir iletisim, eylemdir ask. Sevgi. Sevgi ile aski ayirmiyorum. Ayiranlara karsiyim. Ask, dizginlenemez, azgin tutkulardan ibaret degildir. Öyleyse, orada beceriksizlik vardir. Ask bir basaridir. Basaramayan gider. Ask bir, erômania, çilginlik degildir! Hastalik degildir. Hastalikli yasanabilir, ama ask yasantisinin bileskesi alindiginda, erômanik duygu ve eylemler bilesenlerden biri olarak kalir. Atesle bas etmek zordur. Ates olmayinca da, dostluk bile olmaz. Saygi bile. Denge bile. Kiyl ü kâl degildir ask. Kurutamazsiniz. Atesinizi kendiniz tasiyacaksiniz. Her asik (sik degil!) bir Prometheus"dur. Ates tasir. Atesi Freud"un libidosu besleyebilir. Kim korkar libido"dan? Ates yakar. Su bogar. Geç anlamamak gerekir, bu gerçegi. Ates Bahçesi"ne girilecektir. Entel barlarda oturarak, ask kuramlari yaparak degil; yasayarak. "Bir ates ver cigarami yakayim" degil! Atesbaz, hokkabazlar degiliz biz, agzimizdan, yüregimizden sahte atesler çikarmayiz. Ates, evren dedigimiz çevremizde, evimizdedir. Oikia, oikos, ev, yuva demek. Ask atesi oiketiktir. Evimizdeki ocaktir (Hestia diyordu Eski Yunanli!). Firindir. Içimizde yanan, külhanimiz var yüregimizde. Ocak hep yanmalidir, aski pisirmek (yoksa sisirmek mi?) için. Sevgiyi. Dostlugu. Sogukluktan insan olusmaz. Ask yapimi ates ister. Ates ustalari, ask simyacilari. Atesi aska dönüstürebilenler. Bu ne ister? Kararlilik. Sabir. Ugrasi. Emek. Bilgi. Sorumluluk. Güzellik duygusu. Özgürlük. Baglanma. Inanma. Güç ve oyun duygusu. Ask lodik (oyunsal) bir etkinliktir. Bütün bunlarin uyusumu, dengesi. Atesin, insani insan kilan bin bir ögeyle beslenmesi gerekir. Bir senfonidir ask. Çokluktur. Bu çoklugun orkestrasyonudur. Dünyayi öteleme olanagi Dünya bu kadar degildir ve bu kadar, böyle olmamalidir. Iste aska giden yolda iki temel sav. Agaç bu kadar degil, agacin bendeki yasantisi yetmiyor. Agaci böyle görüyorum, böyle duyuyorum ama, yasanti ufkum içinde, agacin sanki farkli olabilecek, ama benim henüz göremedigim, yasayamadigim yasantilari (tecrübeleri) olabilir mi? Agaca verdigim, agaci kavradigim, duydugum, yasantiladigim, mânâ ufku içine girdigim, aldigim anlamlarin disinda, ötesinde bir agaç yasantilanabilir mi? Alisilagelmis bakis ve düsünce biçiminde, agaç hakkinda bilgimizin gelistirilmesiyle, deney ve gözlemler araciligiyla bunun saglanabilecegi söylenir. Kimi "mistik" yaklasimlarda ise, belli yöntemler, çileler, sinavlar sonucunda, agacin anlaminin degisebilecegi, evrene ve insana bakisimizin tümüyle yeni bir çerçeveye oturacagi ileri sürülür. Baska bir söyleyisle, agaç yasantisi, disa dogru çikilan yolculuklarla (bilgi, deney, deneyim..) ya da içe dogru yapilan gezilerle, iç dünyamizi gözden geçirerek degisime ugrayabilir. Agaçla bir botanikçi, bir bahçevan, bir kereste tüccari, bir asik olarak ilgim onu yasayisimi etkiler. Ama, agaçla bir sanatçi gibi de ugrasabilirim. Siirimle, öykümle, resmimle, heykelimle, müzigimle agaç yasantisi dönüsümler geçirir. Agaca olan yolculugum, hem içe dogru, hem disa, hem belli ilgilerle, hem sanatçi gibi yapilabilirse, gölgesinde rüzgâri dinledigim bu varlik, olanca zenginligiyle verir kendini, duyarim onu. Yazimda kiskirtmaya kalktigim görüs yanlilari, askin "olagan", "siradan", "her insanin yasayabilecegi" bir sey oldugunu savunurlar. Aski "ilahi"lestiriyor muyum? Aski "elit" bir toplulugun, ne oldugu da iyi anlasilmayan, karanlik anlayislarina mi birakayim? Neden bir isçinin, köylünün, tarlada, fabrikada yeseren aski, bir eczaci kalfasinin çektigi sevda, "sk" olsun da ask olmasin? Daha önce de söyledim: Neye ask diyorlarsa, ask o olsun. Ask olsun! Yasananin ufuk açici olmasi benim açimdan önemli (Ask, o kafayi, yüregi karistiran, bir duygu firtinasi degil mi?). Ask, öte yasantisidir. Bu dünyada, burada, simdi, öteyi yasamak. Olagandaki öteyi (kelime oyunu mu yapiyorum?). Ötedeki olaganligi. Sevgili. Sevgilim olmadan önceki sevgili. Bir pre-sevgili! (Biterse sevgi eks-sevgili olacak. Türkçe"ye saygisizlik degil yaptigim, bir haddini bilen düsünme sakasi!) Onun sevgilim olmasi, oluvermesi benim kararimla olmuyor. Spontan olarak, kendiliginden basliyor ask (Hesaplayip asik oldugunu söyleyenlerin yasadigi "k", iki harfi eksik; "a" ve "s". k yasantisi, "dur bakayim su adama asik olmayi bir deneyeyim"le de baslayabilir.). Sevgili adayi, sevgili olursa, olabilirse, o, belli bir dünyanin, eski dünyanin sinirlarindaki bir kapiya götürülmüstür. O kapidan ve yandaki pencerelerden farkli bir dünyanin kapisi, penceresi, agaçlari, topragi... görünmektedir. Sevgi bir tasimadir, bir nakil (Eski Yunanca"da; meta-fora!) sinira. Kimi? Kendimizi, sevgiliyi, aski. Burada iç, dis yolculuklarin, sanatin içinde ya da disinda kalarak, basarmaya kalkistigim bir eylem var: Ask kapisinda durmusum. Sevgilim. Ben ve ardimda dünya. Biliyorum kapinin ardi var. Biliyorum kapi var ask kapisi. Ask olanagi. Ben buraya nice siradanliklardan, hastaliklardan, acilardan, çaresizliklerden, yalnizliklardan, terkedilislerden kopup geldim: Ask kapisinda durmusum: Ben, sevgilim, bir de dünya (Ya kendimiz? Kuslarimiz? Köpegimiz?). Ask kapisi kaç kisilik? Kapi önüne geldim, biliyorum ki ask var. Kapida kalabilirim. Vazgeçerim, benim isim degil. Kapida kalirim, sevgilim kaçar (Kaçsa da onsuz kapidan girebilir miyim? Sevgilisiz ask var midir? Sifir ask. Bos küme ask?). Ben ve sevgilim bekleriz, dünya birakmaz. Ask polisleri. Aklim. Toplum. Babaannem. Dayim. Arkadaslarim ("Bu kiz bana yaramazmis" öyle derler). Doktorum. Imam efendi, müdürüm. Paparazzi, medya! Esige kadar geldik. Birakmadilar. Ask, aski engeller mi? Örnegin, kapiya kadar geldik, ben, sevgilim; ask dedi ki: "Girme, sen ancak "sk" yasarsin. Ask sana göre degil." Ask diyebilir mi böyle bir sey? Ask, aski destekler mi? Ask, aska çagirir mi? Askin sesini duydum, kapiya geldim. Aç kapini ask ülkesi, ben geldim, sevgilim ve dünya! Peki ask ülkesi kapisini açmazsa, kirilabilir mi kapi? Askta terör olabilir. Kapisinda olamaz. Kapi maymuncuk uydurularak da açilamaz. Ask her türlü hesabi bozar. Dünyanin ötelenmesi, yasananin öte yani, bizi sinira getiren, ask kapisi önünde bekleten etken. Açilir mi ask kapisi bana? Harami magarasinin kapisi degil ki "açil susam açil"la açilabilsin. Kapi önüne gelmek bile bir görüs, duyusla ilgili. "Biz kapi önüne gelenlerdeniz". Ama hiç içeriye giremeyenlerden. Ask kapisi taslanmamali. Kapidan giremeyip, bacadan, duvardan, kaçak olarak girilebilir mi ask ülkesine? Deneyin. Girdiginiz kapi evinizin kapisi olacaktir. Olaganligin. Siradanligin. Oysa asigim ben, yerim ötede. Kapinin araligindan görüyorum. Çikis... Ask eksodosik bir eylemdir. Hüperkallos özelligi de buradan gelir. Eksodos; çikistir, açilmadir, yola koyulma (exodus der buna Batili, kutsal kitapta yeri vardir. Eksodos bundan çok farklidir). Yola düsmenin kendisi asiri güzeldir (huper-kallos). Çikmayana ask yok. Sinirdan, kapidan açilma, çikis. Ama nereye? Çikis kolay degil. Askin zorluklari, "sinirdisi" oldugunu anlamada, sinirda kapi bulundugunu, bu kapinin açilmasinin kendine özgü özellikleri olan bir yapi tasidigini kavramada yatiyor. Daha nice zorluklari var. Çikmayi göze almak: Iyi kapi bulduk da, kapidan girdik, peki öteye dogru nasil çikacagiz? Kurtlar yer mi bizi? Öcüler çikar mi karsimiza? Ates sinira getirdi. Ates çikaracak. Atesle birlesmis cesaret? Kapidan geçtik diyelim. Çikista bekliyoruz. Askin çikisinda kalakaldim. Çikissiz asklar yasadim. Çiktim, bir baktim; korktum içeri girdim. Nostos, Homeros"un kullandigi bir sözcük, eve dönüs demek. "Nostosik yasadim aski" sözü, belki de "sabah ask kapisindan girdim, öteye çikamadim, döndüm geriye aksamleyin" demektir. Çikista yalniz miyim? Evet. Yapayalnizim. Çikis süneimik (sun-eimi, birlikte olmak) bir yasanti degildir. Kapida sevgilim, kapida dünya, kapida kedim bile vardi. Geçtim yoklar. Çikisin zulmeti, garipligi yasanmalidir. Ötekinin girdabi Ask allotik (allos, digonueri, öteki) bir eylemdir. Skta öteki yoktur. Skta benimki vardir. Bizimki. Agyar sevgiliye göz koyar. Kahramanca savunurum sevgilimi. Yatagima alir, onu benim yaparim, o da bana "artik seninim" der. "Kiz seni yerim" derim, o da bana "ye beni" der. Yiyisiriz karsilikli. Sen beni ye ben de seni. Sen de doy, ben de. Ask bir doyum degil midir? Beni cebine koy sevgilim, defterinin arasina. Saçlarina toka yap, beni kullan. Paspasin olayim de. Ya da görünüste tümüyle zitti söylesirler: Ben olayim, hep sen ol. Sen bütün degerlerin üzerindesin, sen efendimsin, ben kölenim. Ask allotiktir. Ask vektörü ötekini gösterir. Ama nerededir öteki? Çikista sevgili yitmistir; dogrusu dünyada kalmistir. Çikis sonrasi boslukta yapayalniziz. Skta bu anlamda yapayalnizlik yasanmaz, çünkü hep sevgiliye dokunmak isteriz. Hep yanimizda olsun, hiç yitmesin. Sevgilinim ötelenmesi, ötekine dönüsmesi, bunu yasamanin bosluguyla birliktedir. Asinaligin aska dönüsmesi Yahya Kemal"in sandigi kadar kolay degildir. Sevgilinin öteki olabilecegine katlanabilmenin acisini, çekmek gerekiyor. "Bir olmaya", "ayni yöne bakmaya" dayali ask kuramlari öteki sancisini görmezlikten geliyor. Ötede durana nasil sevgilim derim? Beriye çekersen "sk" olur. Askta hile bu anlamda yapilamaz. Yaparsaniz o da sizi "sik" yapar (Asik degilsinizdir artik, "sik"sinizdir. ) Sevgili ötede duracak ve siz yanacaksiniz. Dünyevi bir erisememeden dolayi degil, sevgilinin öteki oldugunu anladiginizdan dolayi. Kizip, çikis öncesine geri dönmek isteyebilirsiniz. Ben öteki falan istemiyorum, ben, "evimin kadinini" istiyorum. Ask size evinizin kadinini verir ve sizi dünyaya geri yollar. Evinizde öteki, evinizdeki ötedeki elbette sevgiliniz olabilir. Evinizde çikisi gerçeklestirebilmisseniz. Ask ötekine yolculuktur. Bir diaporeuôdur, seyahat; geçerek, asarak... Kahrolasi dünyada bir yasama olasiligidir; becerilemedigi, basarilamadigi, muhakkaktir, kimselerin vakti, ilgisi yoktur. Öteki beklentisi, öteki özlemi, öteki tahammülü yoktur. Sevgi bir duygu, bir haz, bir kardes kardes geçinme özlemi, bir siginma, bir güven istegi olmustur. Öteki girdabini asmak, orada bogulmamak, ötekine dokunup, öteki kalmasina izin vererek, ötekiyle olabilmek. Bunun için asilmasi gereken sinirlar var. Sinirlar-asmalar ve konuklugumuz bahçede Ask horismatiktir (Horos, horisma, horismos, "sinir" anlamida kullanilabilecek Eski Yunanca sözcükler...). Ötekiyle aramda dünya var. Yasadigimiz olagan dünya. Bu dünyadan varinca askin kapisina, çikilinca, rastlanan sevgili ötekilenmistir artik ve sinirlar, asilmasi zor engeller çikmistir. Erismeye çalistigim ötekiyle yasayabilmem, birçok masali bitirir: Onlar ermis muradina"dan sonra ulasilir ötekine. Orada bir arada olmanin, birlikte kotarmanin zorlugu baslar. Ötekinin yabanciligi asilmalidir. Ksenosdur, yabancidir, "el"dir öteki; ama konugumuzdur. Ötekinin tedirginligi, onun önünde duydugumuz mahcubiyet, saygi artik sevgiliyi ötede yasamamizi saglar. Ona dokunup sinirlarini asabilme, bir ekshatik yasanti olusturur bizde (Ecstacy, vecd sözü buralardan çikiyor. Sinir asimi demek oysa). Ne denli yürürsek de sevgiliye dogru; sevgili sinirin öte yanindadir; dokunuruz, sevisiriz ama ötededir o. Sevgili ötede duran, ötede tutmaya özen gösterdigimizdir. Orada basimizin üstünde, orada mânâ ufkumuzdadir. Orada onunla bedensel, duygusal, düsünsel, toplumsal, kültürel birlikteligi sagliyoruzdur. Eski Yunanca"da sunokheô fiili, arabada seyahat etme (edilgen çatida) anlaminda kullaniliyor. Sunokheotik yasantilar, ötekiyle tiplestigimiz, kaygilarimizi, sevinçlerimizi ülestirdigimiz yasantilardir. Sinir asilmistir. Paylasim vardir. Kahrolasi dünyada kapi açilmistir; ülesilen titresimlerle, birlikte ayri ayri kalarak vardigimiz yer bahçedir. Kepos. Ask kepotiktir (Okur neden ikide bir yabanci sözcükleri siraladigimi sorarsa ya da neden "bizden" örnegin tasavvuftan, halk edebiyatindan degil de Yunan"dan terimlerle aski betimledigimi merak ederse, yanitim simdilik, gâvura da anlatmak için diyebilirim). Bahçede ülesilir. Yürünür, türkü söylenir, tartisilir, uyunur, kavga edilir. Bahçe ask bahçesidir. Siddet de vardir, neden olmasin? Ama bahçede ne kadar kalacagimiz dörtlü bir ask erbabinin karariyla belli olur. Ask adabini bozan bahçeden dünyaya indirilir (Adem"le Havva"nin bahçesinden söz etmiyoruz. Hiristiyanî bir "düsüs" kurami, anlattigim "ask"la ilgili degil). Ask erbabi: Soma (beden), thumos (duygu), nous (akil), oikos (çevre. Oikos sözcügü yalnizca insa edilen ev degildir, herhangi bir oturma yeridir). Bu dörtlü varlik alani aski dokur, etkiler. Soma"ya fazla itibar, oikosu yaralayabilir, nousu rahatsiz edebilir. Bu dörtlüye uyum, dörtlüyle kavga, bahçedeki konuklugumuzun niteligini, süresini belirler. Ask bahçesine zor bir yolculukla gelinir. Çikisin yalnizligini, ötekinin sinirini asmak kolay degil. Sevgiliyle ülesilen yasamin ask bahçesinde kalabilmesi ancak askin dogalligi ile olur. Askin çok kolay tüketildigi durumlarda bahçedeki konukluk kisa sürelidir. Ten konuktur aska, can konuktur, kalp konuktur, gönül konuktur. Siz ve dünyaniz, sevgiliniz ve dünyasi, bahçedeki konuklugunuzda aski yasarsiniz, tüm boyutlariyla, bir duygu, bir eylem, bir ülesim olarak. Bilirsiniz ki oraya disaridan, bu kahrolasi dünyadan geldiniz, biraz kalip gideceksiniz. Handaki yolcu gibisiniz. Eski Yunanli"nin epoikos dedigi, geçici olarak bir yerde kalan o yere disardan gelmis biri. Bahçeden ya ayrilir ya kaçar ya da kovulursunuz. Sevgiliniz gider de siz bahçede kalir misiniz? Yanitim evet! Ask sevgilinin kanatlari altinda degildir. O kovulabilir. Siz aski ya diger sevgililere yöneltir yasarsiniz ya da ask düsünceye, sanata, ilahi aska dönüsebilir. Kuslarin kafeslerinden azad oluslari gibi, bu dünyanin çirkinliginde, zulmünde yasanamayan aski, kirliligin, sigligin, sinsiligin, çikarciligin kafesinden azad olarak yasayabiliriz. Içimiz aski istemeli. Ask ne bir kaçistir, ne de soteriolejik (kurtulusla ilgili) bir çikis. Ask dünyaya teslimiyet degildir. Ruh uyusuklugu hiç degil. Ruhu hamarat, ruhu çaliskan insanlarin harcidir. Ask gelince cümle eksiklikler bitmez, Yunus Emre hocam kusura bakmasin. Ask elleipôtik, eksikli, gerçeklestirilemeyislerle dolu bir eylemdir. Ask bir isyandir. Emek, beceri, duyarlilik, bilgi, heyecan bekler bizden. Bu dünyada, simdilik kolay kolay yasanamiyor. Yanlislarindan, eksikliklerinden çekinmeyen insanin bir arayisidir. Ask ülkesi, ask diyari uyduruk bir diyar degildir. Simdilik bu dünyadan kolay ulasimi yok. Göze alan gidebilir. Bir gün bu çirkin dünya, ask bahçesi olabilir, yakinlarda ortadan kalkmazsa. Ya da ne denli uzagimizda ne denli ulasilmaz olsa da gidenlerden birinin gönderdigi mektup, umut isigini canli tutabilir, kararmis içimizde.. |
#6905
|
|||
|
|||
![]() I shot the sheriff, but I did not shoot the deputy... annnnd nobody belive me.. tse tse tse
![]() |
#6906
|
|||
|
|||
![]() können.. hani vernaschen derler yaaaa... die Männer nehmen es zu Ernst.... hahahahaha
Bu gün delilik damarim üzerimde... DIN azmanlarinada Heirtasangebot yaptim hihi... delüüüüüü |
#6907
|
|||
|
|||
![]() hmm ich fühleee und flieegeeeeeee
|
#6908
|
|||
|
|||
![]() fikerlerin birlestigi ani getir :-)
|
#6909
|
|||
|
|||
![]() Hab übele Magenschmerzen aber bin Verliebt
hehe |
#6910
|
|||
|
|||
![]() ohne Text
|