Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Liebe, Flirt & Partnerschaft


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #6901  
Alt 21.06.2005, 18:49
Benutzerbild von originalgueler
originalgueler originalgueler ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Love is ...

when a fucking boy will remember you after years that you shot the sheriff
  #6902  
Alt 21.06.2005, 19:02
Benutzerbild von originalgueler
originalgueler originalgueler ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard :))) warum denken Männer immer

ans Essen oder Trinken, wenn sie eine schöne Frau sehen?
  #6903  
Alt 21.06.2005, 19:12
Benutzerbild von originalgueler
originalgueler originalgueler ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Liebe ist ...

... so wie Du bist

~~ Song von Nena ~~

) *träummm*
  #6904  
Alt 21.06.2005, 21:01
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Benim tercihim Venus, ama bir Türk

yazarida aski baska türlü bakmakta. Ilginc bir alinti."Sk"tan "Ask"a Dogru
...Ahmet Inam (Bilim ve Ütopya - Temmuz 1998)
Çagimizda "ask" adiyla yasanan ask degil. Buna ben "sk" diyorum.
Simdilerde yasanan aska. Sk, bir harf eksigi ile asktir. Eksiktir,
anlamsizdir (yitik anlamlidir), özürlüdür. Sk, magazin basinda,
televizyonda, entel barlarda, üniversite kantinlerinde, köse
yazarlarinin, sairlerin, öykücülerin, sözde bilim adamlarinin,
psikologlarin, felsefecilerin kalemlerinde "ask"a dönüsemiyor. Elbette
bu gözlemlerinle ben "hmet"im (Ahmet degil!), sk"i çözme sevdam da
"evda" olmus.

Abartiyor muyum? Fuzulî :
"Ask imis her ne alemde
Ilm bir kiyl ü kâl imis ancak"
diyor. Kuru bir laf olan ilim, askin yaninda, simdi ekonomik, askeri,
siyasi iliskiler agi ile, teknoloji kiskacini kullanarak çepeçevre
sarmis çagimizi. Dogrusu Fuzulî"nin "kiyl ü kâl" dedigi bilim (ilim-
bilim ayrimi üzerinde durmazsak), gelistirilmis modelleri, uygulamada
çözdügü sorunlariyla kazandigi sayginliga ragmen, çagimizda insanin
yasanti zenginligini, anlama olanaklarini mânâ derinligini kavramada
"kiyl ü kâl" olmanin ötesine geçemiyor.
Yasanan sk, yasanmayan ask
Bir zamanlar yasaniyor muydu ask? Her çagin belli ask anlayisi var, her
kültürün. Onlar neye "ask" diyorsa ask odur. Ben ne geçmiste
yasananlari ne de farkli kültürlerde yasanip, ask olarak dile
getirilenleri irdelemeyi düsünmüyorum bu yazida. Her kültürün, her
kisinin "ask"i kendinedir. Ufku, gönlü kavrayisi ne kadarsa, nasilsa
öyle yasar. Ben kim oluyorum da aski yasadigini söyleyene, "hayir
seninki ask degil, sk" diyebiliyorum?
Ben bir ask yorumcusuyum. Önericisi. Benimki "tespit" ve yorum. Çagimin
aski güdüktür. Anlaticisi teknisyen olmus. Siir bile tekniklerle
yaziliyor. Sanatin anlattigi aski, dergilerin (ilgi çeksin ya da çok
satsin diye mi?) özel ask sayilarinda sözde ask ehlinin oradan buraya
kopya kopya çekerek ortaya koyduklarini gözden geçirince canevimdeki
ask sesleniyor bana: "Sk bunlar!"
Peki ne var o "büyülü", "a" harfinde ki "ask"i, "ask" yapiyor? Cevap
Karacaoglan"da: "Pîr olmayan aska gelmez" diyor. Ask, insani bütün
varligiyla ister. Hormonu çalisan "asik oldum" diyor. Olmaz. O farkli
birsey. "Gönlünü kaptiran", "yandim Allah" diyen asigim diye dolaniyor.
Onlar "sik". Sik görünüslü anlamiyla degil de, a, b, c siklari gibi
birer sik.
Ask bir ustaliktir. Yaratidir. Her yarati gibi ates ister, yetenek ve
emek. Kendinden menkul asik olmaz. Yildirim aski? Aska hazirsa
gönüller, gönlümüz bakimliysa, çileye, çiçek açmaya, kurumaya, aciya,
sevince. Siddeti ve süresi, yolu yordami bilinmeyen, pusulasiz,
haritasiz yolculuga.
Çagimizda "a" düsmüstür asktan, "a" atestir, birazdan anlatacagim;
zamandir, zaman sözcügü "z" ile baslasa da. Aska zaman ayirmak gerekir.
Ask çalismak. Ev ödevlerini yapmak.
"Tavlanan", "ayarlanan", "götürülen", "yataga atilan" sevgilerle
yasanmaz. "Doktorum bana asik olmami önerdi, gece yatmadan önce." Ask
salt beden itkisi degil. Salt duygu degil. Bugünlerde sik kullandigim
deyimlerle ask salt somatik (bedensel), salt thumotik (duygusal), salt
noetik (düsünsel, ussal) degil. Ask bir eylem. Bir etkinlik. Bir
iletisim. Tek kisilik degil. Konu insan olabildigi gibi, tanri ya da
kutsal bir varlik ya da soyut bir düsünce, bir hayal de olabilir. Ben
bu yazimda insanin insana olan askindan söz edecegim.
Ask bir basaridir. Basarilmasi gereken, ortaya konan, ifade edilen,
yasanan iletilen, özen gösterilen, üstüne gidilen, vazgeçilen,
didisilen, tartisilan, anlasilan, anlasilamayan çabalardir.
Çagimiz "sk"i, Fuzulî"nin yakindigi ilme benziyor. Kuru laftir, kiyl ü
kâl. Oysa Yunus:
"Kayalari söyledür, kuvvetli nesnedür ask" diyor. Insanlarin
yasadiklari mânâ zeminleri, bu kuvveti tasiyamiyor. Insan yilmis,
korkmus, bikmis, sinmis, küçümsemistir aski. Gönlü dar. Hesabin kitabin
yapildigi, içten pazarlikli gönüllerde "sk" paraziti yasar. Adina ask
diyorlar. Yeni bulûga ermis gençlerin, içi geçmekte olan "kirk yas"
bunalimcilarinin, somatik rahatsizliklardan dolayi azanlarin, mânâ
yoksulu oldugu için yasayisini sözde "ask"larla "takviye" etmeye
çabalayan "sik"larin eline düsmüstür. Çagima hayirli olmasini dilerim.
Pembe dizilerle, Güzin Ablalar"la, Haydar Dümenler"le, Içinizdeki
Çocuklar"la, Askin Adi Yoklar"la, porno edebiyatiyla, uzman, terapist
irsadiyla yürütülmektedir. "Eskiden vardi simdi yok", "sömürü
toplumunda ask mi olur?", "ideolojinin uyutmasi", "somasi (bedeni)
uyanmis kendini asik saniyor", "askin yasi yoktur", "10 derste ask
sanati", "Dogu bilgeliginin ask ögretileri", Freud, Reich, son
zamanlarda sevgili dostum Yalom, amcamin iki oglu Jung ve Adler"in
savlari çagimin "sk"ina destek veriyor.
Ask bu: Yok dersen yok olur. Nedeni açik; ask yasanmasi için sizi
ister. Sizdeki örtük ya da açik niyeti, yüreginizdeki atesi,
gönlünüzdeki sabri, tahammülü.
Ask bizden yeni yorumlar bekliyor. Kopya çekmeden. Nedim:
"Bir söz dedi canan ki kerâmet var içinde" buyuruyor. Nedim somatik
egilimleri yogun bir sairdir, bu keramette "dün geceye dair bir isaret"
arayacaktir, ama biz aramayabiliriz. Her birimizin içinde cânân vardir.
Kimimizde cani çikmis canandir, kimimizde gaflet uykusunda. Kimimizde
küt küt atar, kimimizde kilik degistirmis pozitivist seytandir.
Ask seytanidir. Ilahi asklarda bile bir boyut olarak bulunur. Insanin
kendiyle yüzlesmesi, kendini tanimasi, gönlünün serpilip gelismesi,
çiçek açmasi seytansiz olmaz. Ikircikli duygular, belirsizlikler
çeliskiler, tutarsiz düsünce ve davranislar, isteme zayifliklari,
dizginlenmeyen tutkular, hesabi verilemeyen düsünme biçimleri askin
içindedir. Insan hiç asksiz insan olabilir mi? Insan asklar yasamadan,
ne demekse o, kendisi olabilir mi? Askta insani insan kilan tüm ögeler
çalisir. Bedeni, duygulari, düsünceleri, çevresiyle baglantilari... Ask
insan olma olanagidir. Basarilir ya da basarilamaz. Ama bir hamledir.
Askin çagrisi, insan olmaya:Haydi çocuklar aska gidelim. Yol çetin, yol
sarp. Nicelerimiz kalacak yolda. Yürüyende pisman olacak yürümeyen de.
Ama pismanlik yakismaz aska; firsati kaçirma duygusu, "neden yaptim?"
suçlulugu, ask bir serüvendir; çirilçiplak gönüler ister. Savunma kabul
etmez, saldiri da. Yine de bunlar karisir aska. Tedirginlik,
mahcubiyet, cesaret nefret, acima, sefkat...
Yahya Kemal:
"Ya sevk içinde harâb ol ya da ask içinde gönül" diyor gönlüne. Sevk
olmayinca ask olmuyor. Harab olmaksa bir sonuç, yürek istiyor,
tehlikeleri göze almayi gerektiriyor. Uzun çileleri. Esrefoglu"nun
diliyle:
"Kisi bu ask içinde gerçek olmaz
Vefa koyup cefakâr olmayinca"
Ya saglikli ask, bu mudur? Saglikli ask var midir? Nedir sagliklilik
belirtisi? Insa edilen, basarilan, adim adim, mihnetiyle, sevinciyle,
yikimlariyla bir siir yazar gibi yasamaya çalistigimiz; denetlenemeyen,
ama bizim gönlümüzün katkilariyla olusmus, biz olan, bizim gibi,
varligimizi olusturan, bizi insan kilan ögelerle birlesmis, her
zerremizin onunla titrestigi, yazgimiz olan (amor fati, yazgi aski
Nietzsche"de!) basarsak da basarmasak da, ama yasadigimi, duydugumuz,
soludugumuz bir varolma biçimidir. Gerçeklik dedigimiz, belli bir
ideoloji ile görmek zorunda kaldigimiz hayata uyum saglayamadigi için,
hastalik gibi görünen bu yasama enerjisini "yalandir", "aldanmadir"
diye terketmeye kalkmak, mânâ zeminimizi kiyl ü kâl"e, kuru lafa
oturtmaya götürebilir bizi. "Sk"i yasamaya neden mahkum olalim? Ask
yasamaya olanagimiz var. Bu olanagi gerçeklestirebiliriz. Her insa
faaliyeti, içinde yikilmalari tasir. Yikilmaktan, kirilmaktan,
burulmaktan korkmamak gerek (Iyi de, önce o çikarsin yüregini, bir
görelim. Begenirsek, isimize gelirse biz de çikaririz savi bir
hesaptir. Ask yolcusunu, sk yolcusu yapiverir!).
Ates tasiyicilari: Ask baslaticilari
Olmuyor. Çok denedim. Yasayamiyorum. Aklim ise karisiyor. Korkuyorum.
Bu yastan sonra rezil mi olayim? Olmuyor, daha çok gencim, bilgisizim,
toyum. Bir hastalik. Doyumsuzluk. En iyisi, ask degil de sevgi. Eros
degil, agape! Dostluk: Philia.
Tutkular ise karisinca, sagduyu, akl-i selim, elden gidiyor; kardeslik
ne güzel, sefkat, anlayis. Dinginlik. Sükûnet. Bilgelerin sevgisi.
Durmus, oturmus.
Her türlü sevgide ates vardir. Puros (ates) bir insani öte insana
götürür. Purotik bir iletisim, eylemdir ask. Sevgi. Sevgi ile aski
ayirmiyorum. Ayiranlara karsiyim. Ask, dizginlenemez, azgin tutkulardan
ibaret degildir. Öyleyse, orada beceriksizlik vardir. Ask bir
basaridir. Basaramayan gider. Ask bir, erômania, çilginlik degildir!
Hastalik degildir. Hastalikli yasanabilir, ama ask yasantisinin
bileskesi alindiginda, erômanik duygu ve eylemler bilesenlerden biri
olarak kalir. Atesle bas etmek zordur. Ates olmayinca da, dostluk bile
olmaz. Saygi bile. Denge bile. Kiyl ü kâl degildir ask. Kurutamazsiniz.
Atesinizi kendiniz tasiyacaksiniz. Her asik (sik degil!) bir
Prometheus"dur. Ates tasir. Atesi Freud"un libidosu besleyebilir. Kim
korkar libido"dan? Ates yakar. Su bogar. Geç anlamamak gerekir, bu
gerçegi. Ates Bahçesi"ne girilecektir. Entel barlarda oturarak, ask
kuramlari yaparak degil; yasayarak. "Bir ates ver cigarami yakayim"
degil! Atesbaz, hokkabazlar degiliz biz, agzimizdan, yüregimizden sahte
atesler çikarmayiz. Ates, evren dedigimiz çevremizde, evimizdedir.
Oikia, oikos, ev, yuva demek. Ask atesi oiketiktir. Evimizdeki ocaktir
(Hestia diyordu Eski Yunanli!). Firindir. Içimizde yanan, külhanimiz
var yüregimizde. Ocak hep yanmalidir, aski pisirmek (yoksa sisirmek
mi?) için. Sevgiyi. Dostlugu. Sogukluktan insan olusmaz. Ask yapimi
ates ister. Ates ustalari, ask simyacilari. Atesi aska
dönüstürebilenler.
Bu ne ister? Kararlilik. Sabir. Ugrasi. Emek. Bilgi. Sorumluluk.
Güzellik duygusu. Özgürlük. Baglanma. Inanma. Güç ve oyun duygusu. Ask
lodik (oyunsal) bir etkinliktir. Bütün bunlarin uyusumu, dengesi.
Atesin, insani insan kilan bin bir ögeyle beslenmesi gerekir. Bir
senfonidir ask. Çokluktur. Bu çoklugun orkestrasyonudur.
Dünyayi öteleme olanagi
Dünya bu kadar degildir ve bu kadar, böyle olmamalidir. Iste aska giden
yolda iki temel sav. Agaç bu kadar degil, agacin bendeki yasantisi
yetmiyor. Agaci böyle görüyorum, böyle duyuyorum ama, yasanti ufkum
içinde, agacin sanki farkli olabilecek, ama benim henüz göremedigim,
yasayamadigim yasantilari (tecrübeleri) olabilir mi? Agaca verdigim,
agaci kavradigim, duydugum, yasantiladigim, mânâ ufku içine girdigim,
aldigim anlamlarin disinda, ötesinde bir agaç yasantilanabilir mi?
Alisilagelmis bakis ve düsünce biçiminde, agaç hakkinda bilgimizin
gelistirilmesiyle, deney ve gözlemler araciligiyla bunun
saglanabilecegi söylenir. Kimi "mistik" yaklasimlarda ise, belli
yöntemler, çileler, sinavlar sonucunda, agacin anlaminin
degisebilecegi, evrene ve insana bakisimizin tümüyle yeni bir çerçeveye
oturacagi ileri sürülür. Baska bir söyleyisle, agaç yasantisi, disa
dogru çikilan yolculuklarla (bilgi, deney, deneyim..) ya da içe dogru
yapilan gezilerle, iç dünyamizi gözden geçirerek degisime ugrayabilir.
Agaçla bir botanikçi, bir bahçevan, bir kereste tüccari, bir asik
olarak ilgim onu yasayisimi etkiler. Ama, agaçla bir sanatçi gibi de
ugrasabilirim. Siirimle, öykümle, resmimle, heykelimle, müzigimle agaç
yasantisi dönüsümler geçirir. Agaca olan yolculugum, hem içe dogru, hem
disa, hem belli ilgilerle, hem sanatçi gibi yapilabilirse, gölgesinde
rüzgâri dinledigim bu varlik, olanca zenginligiyle verir kendini,
duyarim onu.
Yazimda kiskirtmaya kalktigim görüs yanlilari, askin "olagan",
"siradan", "her insanin yasayabilecegi" bir sey oldugunu savunurlar.
Aski "ilahi"lestiriyor muyum? Aski "elit" bir toplulugun, ne oldugu da
iyi anlasilmayan, karanlik anlayislarina mi birakayim? Neden bir
isçinin, köylünün, tarlada, fabrikada yeseren aski, bir eczaci
kalfasinin çektigi sevda, "sk" olsun da ask olmasin? Daha önce de
söyledim: Neye ask diyorlarsa, ask o olsun. Ask olsun! Yasananin ufuk
açici olmasi benim açimdan önemli (Ask, o kafayi, yüregi karistiran,
bir duygu firtinasi degil mi?). Ask, öte yasantisidir. Bu dünyada,
burada, simdi, öteyi yasamak. Olagandaki öteyi (kelime oyunu mu
yapiyorum?). Ötedeki olaganligi.
Sevgili. Sevgilim olmadan önceki sevgili. Bir pre-sevgili! (Biterse
sevgi eks-sevgili olacak. Türkçe"ye saygisizlik degil yaptigim, bir
haddini bilen düsünme sakasi!) Onun sevgilim olmasi, oluvermesi benim
kararimla olmuyor. Spontan olarak, kendiliginden basliyor ask
(Hesaplayip asik oldugunu söyleyenlerin yasadigi "k", iki harfi eksik;
"a" ve "s". k yasantisi, "dur bakayim su adama asik olmayi bir
deneyeyim"le de baslayabilir.). Sevgili adayi, sevgili olursa,
olabilirse, o, belli bir dünyanin, eski dünyanin sinirlarindaki bir
kapiya götürülmüstür. O kapidan ve yandaki pencerelerden farkli bir
dünyanin kapisi, penceresi, agaçlari, topragi... görünmektedir. Sevgi
bir tasimadir, bir nakil (Eski Yunanca"da; meta-fora!) sinira. Kimi?
Kendimizi, sevgiliyi, aski. Burada iç, dis yolculuklarin, sanatin
içinde ya da disinda kalarak, basarmaya kalkistigim bir eylem var: Ask
kapisinda durmusum. Sevgilim. Ben ve ardimda dünya. Biliyorum kapinin
ardi var. Biliyorum kapi var ask kapisi. Ask olanagi. Ben buraya nice
siradanliklardan, hastaliklardan, acilardan, çaresizliklerden,
yalnizliklardan, terkedilislerden kopup geldim: Ask kapisinda durmusum:
Ben, sevgilim, bir de dünya (Ya kendimiz? Kuslarimiz? Köpegimiz?). Ask
kapisi kaç kisilik?
Kapi önüne geldim, biliyorum ki ask var. Kapida kalabilirim.
Vazgeçerim, benim isim degil. Kapida kalirim, sevgilim kaçar (Kaçsa da
onsuz kapidan girebilir miyim? Sevgilisiz ask var midir? Sifir ask. Bos
küme ask?). Ben ve sevgilim bekleriz, dünya birakmaz. Ask polisleri.
Aklim. Toplum. Babaannem. Dayim. Arkadaslarim ("Bu kiz bana yaramazmis"
öyle derler). Doktorum. Imam efendi, müdürüm. Paparazzi, medya! Esige
kadar geldik. Birakmadilar. Ask, aski engeller mi? Örnegin, kapiya
kadar geldik, ben, sevgilim; ask dedi ki: "Girme, sen ancak "sk"
yasarsin. Ask sana göre degil." Ask diyebilir mi böyle bir sey?
Ask, aski destekler mi? Ask, aska çagirir mi? Askin sesini duydum,
kapiya geldim. Aç kapini ask ülkesi, ben geldim, sevgilim ve dünya!
Peki ask ülkesi kapisini açmazsa, kirilabilir mi kapi? Askta terör
olabilir. Kapisinda olamaz. Kapi maymuncuk uydurularak da açilamaz. Ask
her türlü hesabi bozar.
Dünyanin ötelenmesi, yasananin öte yani, bizi sinira getiren, ask
kapisi önünde bekleten etken. Açilir mi ask kapisi bana? Harami
magarasinin kapisi degil ki "açil susam açil"la açilabilsin. Kapi önüne
gelmek bile bir görüs, duyusla ilgili. "Biz kapi önüne gelenlerdeniz".
Ama hiç içeriye giremeyenlerden. Ask kapisi taslanmamali. Kapidan
giremeyip, bacadan, duvardan, kaçak olarak girilebilir mi ask ülkesine?
Deneyin. Girdiginiz kapi evinizin kapisi olacaktir. Olaganligin.
Siradanligin. Oysa asigim ben, yerim ötede. Kapinin araligindan
görüyorum.
Çikis...
Ask eksodosik bir eylemdir. Hüperkallos özelligi de buradan gelir.
Eksodos; çikistir, açilmadir, yola koyulma (exodus der buna Batili,
kutsal kitapta yeri vardir. Eksodos bundan çok farklidir). Yola
düsmenin kendisi asiri güzeldir (huper-kallos). Çikmayana ask yok.
Sinirdan, kapidan açilma, çikis. Ama nereye?
Çikis kolay degil. Askin zorluklari, "sinirdisi" oldugunu anlamada,
sinirda kapi bulundugunu, bu kapinin açilmasinin kendine özgü
özellikleri olan bir yapi tasidigini kavramada yatiyor. Daha nice
zorluklari var. Çikmayi göze almak: Iyi kapi bulduk da, kapidan girdik,
peki öteye dogru nasil çikacagiz? Kurtlar yer mi bizi? Öcüler çikar mi
karsimiza?
Ates sinira getirdi. Ates çikaracak. Atesle birlesmis cesaret? Kapidan
geçtik diyelim. Çikista bekliyoruz. Askin çikisinda kalakaldim.
Çikissiz asklar yasadim. Çiktim, bir baktim; korktum içeri girdim.
Nostos, Homeros"un kullandigi bir sözcük, eve dönüs demek. "Nostosik
yasadim aski" sözü, belki de "sabah ask kapisindan girdim, öteye
çikamadim, döndüm geriye aksamleyin" demektir.
Çikista yalniz miyim? Evet. Yapayalnizim. Çikis süneimik (sun-eimi,
birlikte olmak) bir yasanti degildir. Kapida sevgilim, kapida dünya,
kapida kedim bile vardi. Geçtim yoklar. Çikisin zulmeti, garipligi
yasanmalidir.
Ötekinin girdabi
Ask allotik (allos, digonueri, öteki) bir eylemdir. Skta öteki yoktur.
Skta benimki vardir. Bizimki. Agyar sevgiliye göz koyar. Kahramanca
savunurum sevgilimi. Yatagima alir, onu benim yaparim, o da bana "artik
seninim" der. "Kiz seni yerim" derim, o da bana "ye beni" der.
Yiyisiriz karsilikli. Sen beni ye ben de seni. Sen de doy, ben de. Ask
bir doyum degil midir?
Beni cebine koy sevgilim, defterinin arasina. Saçlarina toka yap, beni
kullan. Paspasin olayim de. Ya da görünüste tümüyle zitti söylesirler:
Ben olayim, hep sen ol. Sen bütün degerlerin üzerindesin, sen
efendimsin, ben kölenim.
Ask allotiktir. Ask vektörü ötekini gösterir. Ama nerededir öteki?
Çikista sevgili yitmistir; dogrusu dünyada kalmistir. Çikis sonrasi
boslukta yapayalniziz. Skta bu anlamda yapayalnizlik yasanmaz, çünkü
hep sevgiliye dokunmak isteriz. Hep yanimizda olsun, hiç yitmesin.
Sevgilinim ötelenmesi, ötekine dönüsmesi, bunu yasamanin bosluguyla
birliktedir. Asinaligin aska dönüsmesi Yahya Kemal"in sandigi kadar
kolay degildir. Sevgilinin öteki olabilecegine katlanabilmenin acisini,
çekmek gerekiyor. "Bir olmaya", "ayni yöne bakmaya" dayali ask
kuramlari öteki sancisini görmezlikten geliyor. Ötede durana nasil
sevgilim derim? Beriye çekersen "sk" olur. Askta hile bu anlamda
yapilamaz. Yaparsaniz o da sizi "sik" yapar (Asik degilsinizdir artik,
"sik"sinizdir. ) Sevgili ötede duracak ve siz yanacaksiniz. Dünyevi bir
erisememeden dolayi degil, sevgilinin öteki oldugunu anladiginizdan
dolayi. Kizip, çikis öncesine geri dönmek isteyebilirsiniz. Ben öteki
falan istemiyorum, ben, "evimin kadinini" istiyorum. Ask size evinizin
kadinini verir ve sizi dünyaya geri yollar. Evinizde öteki, evinizdeki
ötedeki elbette sevgiliniz olabilir. Evinizde çikisi
gerçeklestirebilmisseniz.
Ask ötekine yolculuktur. Bir diaporeuôdur, seyahat; geçerek, asarak...
Kahrolasi dünyada bir yasama olasiligidir; becerilemedigi,
basarilamadigi, muhakkaktir, kimselerin vakti, ilgisi yoktur. Öteki
beklentisi, öteki özlemi, öteki tahammülü yoktur. Sevgi bir duygu, bir
haz, bir kardes kardes geçinme özlemi, bir siginma, bir güven istegi
olmustur.
Öteki girdabini asmak, orada bogulmamak, ötekine dokunup, öteki
kalmasina izin vererek, ötekiyle olabilmek. Bunun için asilmasi gereken
sinirlar var.
Sinirlar-asmalar ve konuklugumuz bahçede
Ask horismatiktir (Horos, horisma, horismos, "sinir" anlamida
kullanilabilecek Eski Yunanca sözcükler...). Ötekiyle aramda dünya var.
Yasadigimiz olagan dünya. Bu dünyadan varinca askin kapisina,
çikilinca, rastlanan sevgili ötekilenmistir artik ve sinirlar, asilmasi
zor engeller çikmistir. Erismeye çalistigim ötekiyle yasayabilmem,
birçok masali bitirir: Onlar ermis muradina"dan sonra ulasilir ötekine.
Orada bir arada olmanin, birlikte kotarmanin zorlugu baslar. Ötekinin
yabanciligi asilmalidir. Ksenosdur, yabancidir, "el"dir öteki; ama
konugumuzdur. Ötekinin tedirginligi, onun önünde duydugumuz mahcubiyet,
saygi artik sevgiliyi ötede yasamamizi saglar. Ona dokunup sinirlarini
asabilme, bir ekshatik yasanti olusturur bizde (Ecstacy, vecd sözü
buralardan çikiyor. Sinir asimi demek oysa). Ne denli yürürsek de
sevgiliye dogru; sevgili sinirin öte yanindadir; dokunuruz, sevisiriz
ama ötededir o. Sevgili ötede duran, ötede tutmaya özen
gösterdigimizdir. Orada basimizin üstünde, orada mânâ ufkumuzdadir.
Orada onunla bedensel, duygusal, düsünsel, toplumsal, kültürel
birlikteligi sagliyoruzdur. Eski Yunanca"da sunokheô fiili, arabada
seyahat etme (edilgen çatida) anlaminda kullaniliyor. Sunokheotik
yasantilar, ötekiyle tiplestigimiz, kaygilarimizi, sevinçlerimizi
ülestirdigimiz yasantilardir. Sinir asilmistir. Paylasim vardir.
Kahrolasi dünyada kapi açilmistir; ülesilen titresimlerle, birlikte
ayri ayri kalarak vardigimiz yer bahçedir. Kepos. Ask kepotiktir (Okur
neden ikide bir yabanci sözcükleri siraladigimi sorarsa ya da neden
"bizden" örnegin tasavvuftan, halk edebiyatindan degil de Yunan"dan
terimlerle aski betimledigimi merak ederse, yanitim simdilik, gâvura da
anlatmak için diyebilirim). Bahçede ülesilir. Yürünür, türkü söylenir,
tartisilir, uyunur, kavga edilir. Bahçe ask bahçesidir. Siddet de
vardir, neden olmasin? Ama bahçede ne kadar kalacagimiz dörtlü bir ask
erbabinin karariyla belli olur. Ask adabini bozan bahçeden dünyaya
indirilir (Adem"le Havva"nin bahçesinden söz etmiyoruz. Hiristiyanî bir
"düsüs" kurami, anlattigim "ask"la ilgili degil). Ask erbabi: Soma
(beden), thumos (duygu), nous (akil), oikos (çevre. Oikos sözcügü
yalnizca insa edilen ev degildir, herhangi bir oturma yeridir). Bu
dörtlü varlik alani aski dokur, etkiler. Soma"ya fazla itibar, oikosu
yaralayabilir, nousu rahatsiz edebilir. Bu dörtlüye uyum, dörtlüyle
kavga, bahçedeki konuklugumuzun niteligini, süresini belirler.
Ask bahçesine zor bir yolculukla gelinir. Çikisin yalnizligini,
ötekinin sinirini asmak kolay degil. Sevgiliyle ülesilen yasamin ask
bahçesinde kalabilmesi ancak askin dogalligi ile olur. Askin çok kolay
tüketildigi durumlarda bahçedeki konukluk kisa sürelidir. Ten konuktur
aska, can konuktur, kalp konuktur, gönül konuktur. Siz ve dünyaniz,
sevgiliniz ve dünyasi, bahçedeki konuklugunuzda aski yasarsiniz, tüm
boyutlariyla, bir duygu, bir eylem, bir ülesim olarak. Bilirsiniz ki
oraya disaridan, bu kahrolasi dünyadan geldiniz, biraz kalip
gideceksiniz. Handaki yolcu gibisiniz. Eski Yunanli"nin epoikos dedigi,
geçici olarak bir yerde kalan o yere disardan gelmis biri.
Bahçeden ya ayrilir ya kaçar ya da kovulursunuz. Sevgiliniz gider de
siz bahçede kalir misiniz? Yanitim evet! Ask sevgilinin kanatlari
altinda degildir. O kovulabilir. Siz aski ya diger sevgililere yöneltir
yasarsiniz ya da ask düsünceye, sanata, ilahi aska dönüsebilir.
Kuslarin kafeslerinden azad oluslari gibi, bu dünyanin çirkinliginde,
zulmünde yasanamayan aski, kirliligin, sigligin, sinsiligin,
çikarciligin kafesinden azad olarak yasayabiliriz. Içimiz aski
istemeli. Ask ne bir kaçistir, ne de soteriolejik (kurtulusla ilgili)
bir çikis. Ask dünyaya teslimiyet degildir. Ruh uyusuklugu hiç degil.
Ruhu hamarat, ruhu çaliskan insanlarin harcidir. Ask gelince cümle
eksiklikler bitmez, Yunus Emre hocam kusura bakmasin. Ask elleipôtik,
eksikli, gerçeklestirilemeyislerle dolu bir eylemdir. Ask bir isyandir.
Emek, beceri, duyarlilik, bilgi, heyecan bekler bizden. Bu dünyada,
simdilik kolay kolay yasanamiyor. Yanlislarindan, eksikliklerinden
çekinmeyen insanin bir arayisidir. Ask ülkesi, ask diyari uyduruk bir
diyar degildir. Simdilik bu dünyadan kolay ulasimi yok. Göze alan
gidebilir. Bir gün bu çirkin dünya, ask bahçesi olabilir, yakinlarda
ortadan kalkmazsa. Ya da ne denli uzagimizda ne denli ulasilmaz olsa da
gidenlerden birinin gönderdigi mektup, umut isigini canli tutabilir,
kararmis içimizde..
  #6905  
Alt 21.06.2005, 21:26
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Everybody together

I shot the sheriff, but I did not shoot the deputy... annnnd nobody belive me.. tse tse tse ))
  #6906  
Alt 21.06.2005, 21:27
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Ist doch klar... damit Sie es essen

können.. hani vernaschen derler yaaaa... die Männer nehmen es zu Ernst.... hahahahaha
Bu gün delilik damarim üzerimde... DIN azmanlarinada Heirtasangebot yaptim hihi... delüüüüüü
  #6907  
Alt 22.06.2005, 09:20
arsena
 
Beiträge: n/a
Standard so hoch wie ich kann....

hmm ich fühleee und flieegeeeeeee
  #6908  
Alt 22.06.2005, 09:22
arsena
 
Beiträge: n/a
Standard yasa sende madem...

fikerlerin birlestigi ani getir :-)
  #6909  
Alt 22.06.2005, 11:02
arsena
 
Beiträge: n/a
Standard Bin VERLIEBT :-)

Hab übele Magenschmerzen aber bin Verliebt

hehe
  #6910  
Alt 22.06.2005, 11:02
arsena
 
Beiträge: n/a
Standard öyle de oluyormus gibi :-) o.T.

ohne Text
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu