| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() ayni yaziyi da okuyoruz
![]() Ama bunlar iceride size ne yapiyorsa; Ortaya böyle Azotlu bir sonuc cikiyor ![]() |
|
||||
![]() "İslami Devlet Sİstem
Allah’u Teala bütün insanları hür yaratmış, hiç bir kulun diğerine hakimiyetini caiz görmemiştir. İnsan, fıtrat ve doğası gereği özgür ve bağımsız olduğundan canı ve malı üzerinde hakimiyet ve tasarruf hakkı vardır. Toplumda hiç kimse başkasına bir şeyi tahmil edemez, kimsenin malı ve canı üzerinde hiçbir hakka sahip değildir. Toplumda insanların yetenekleri, ilmi ve akli yönden farklıdır. Bazılarının üstün yeteneklere sahip olması, ilminin çok olması, güç sahibi olması, zengin ve servet sahibi olması onlara diğerlerine hakim olma hakkını vermez. Hz. Ali (a.s.) oğlu İmam Hasan’a (a.s.) yazmış olduğu mektupta şöyle buyuruyor: “Oğlum, başkasının kulu olma, Allah seni hür yarattı.”[1] Diğer bir rivayette şöyle buyuruyor: “Hz. Adem, dünyaya köle ve cariye doğurtmamıştır. Bütün insanlar özgür yaratılmıştır.”[2] Allah´ın Varlık Aleminde Mutlak Hakimiyeti Şüphesiz bütün varlıkları ve insanları yaratan Allah’u Teala onların ilerlemesi, hidayeti, terbiyesi için de bir eğitim ve öğretim programı öngörmüştür. Yaratmış olduğu bütün varlıklar üzerinde mutlak tasarruf hakkına sahib olan Yaradan, insanların geçmişini, geleceğini, yaşantısının her alanını en iyi bilir, onun zarar ve faydasına olan şeylerden haberdardır. İnsanlar bilim ve teknoloji alanında ne kadar ilerlerse ilerlesinler varlık aleminin yaratılış hikmetini, dış dünyasının hakikatini, dünya ve ahiret maslahatını idrak etmekten acizdir. İnsan, yaradanın karşısında boyun eğmeli ve kendisi için öngördüğü hüküm ve kanunlara uymalıdır. Kur’an- ı Kerim, Allah’ın mutlak hakimiyetini ve tek Velayet sahibi olduğunu şöyle beyan ediyor: “Hakimiyet kayıtsız şartsız Allah´ındır, onların (insanların) Velayet sahibi hakk olarak onundur.”[3] “(Müşrikler) Allah´tan başkasını mı kendilerine Veli seçtiler, Velayet sahibi yalnız Allah´tır.....”[4] “.... Ondan (Allahtan) başka onlar için bir Veli yoktur ve hükmüne hiçkimseyi ortak etmez.”[5] “İste bu makamda Velayet hakk olan Allah’ındır....”[6] “... artık hüküm sahibi yüce ve büyük Allah’ındır.”[7] Yukarida zikr ettiğimiz ayeti celileler hem tekvin makamında hem de teşri makamında Allah´ın şerikinin olmadığını, hiç bir kulun diğerine asalaten hüküm sürme, yasa koyma, canında, malında tasarruf hakkı olmadığını belirtiyor. Hatta Peygamberler ve onların varisleri de bu hükümden mustesna değillerdir. Hem velayetin hem de hakimiyetin yalnız Allah´a ait olduğu anlaşılmaktadır. Peygamberlerin Velayet ve Hakimiyeti Peygamberler, insanları hidayete ulaştırmak, kula kul olmaktan çıkarıp Hakka kul olmaya davet etmek, zülmetlerden nura çıkarmak, toplumda adaleti hakim kılmak için Allah tarafından ilim ve mucize silahlarıyla donatılarak insanlar arasından seçtiği kullardır. Peygamberler ilahi mesajı insanlara ulaştırmak için görevlendirilmiş elçilerdir. İlahi hükümler yalnız ibadi ve bireysel vazifeler değil, insan yaşantısının her alanını kapsayan, dünyevi ve uhrevi hayatında insanı saadete ulaşmada ihtiyaç olduğu her konuyu içerir. Peygamberler de diğer insanlar gibi yalnız Allah’ın velayet ve hakimiyeti altında olmaları gerektiği için asaleten (hükmü evveli) diğer insanlara velayet ve hakim olma hakları yoktur. Ama insanların peygamberlere itaati ve onların velayetlerini kabullenmelerinin gerekliliği kendileri istediği için değil Allah’ın emri olduğu içindir. a)-Peygambere mutlak olarak itaat edilmesi gerektiğini belirten ayetleR “ Biz, her peygamberi ancak Allahın izniyle ona itaat edilsin diye gönderdik.”[8] Ayette Peygamberlere itaat etmenin Allah’ın emriyle olduğu açıkca beyan ediliyor. Hem peygamberlere hatırlatıyor ki, kullarımın size itaati yalnızca benim emrimledir ve insanlara da bildiriyor ki, peygamberlerime itaat etmenizi ben emr ediyorum. “ Sizin veliniz ancak Allah’dır ve Peygamberidir ve inananlar, namaz kılanlar ve ruku halindeyken zekat verenlerdir.”[9] “ Ey inananlar, Allaha itaat edin, Peygambere ve içinizden emir sahiplerine itaat edin.”[10] “ Peygamber, insanlar üzerinde, kendilerinden ziyade tasarruf ve velayet sahibidir.”[11] “...kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse onu kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar.”[12] “Ve kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse onlar Allah’ın nimetleriyle nimetlendirdiği peygamberlerle, şehidlerle ve salih kullarla beraber olurlar, onlara katılırlar ve onlarla ne de güzel arkadaştır.”[13] b)-Peygambere itaat etmeyenleri kınayan ve azapla korkutan ayetler: “ De ki ; Allah’a ve Resulüne itaat edin. Fakat yüz çevirirlerse Allah kafirleri sevmez..”[14] “ Ve kim Allah’a ve Resulüne isyan eder ve sınırlarını aşarsa onu daimi kalmak üzere ateşe atar ve onadır horlayıcı, aşağılık bir hale getirici azap.”[15] “ O gün, bir gündür ki kafirlerle peygambere isyan edenler yerle yeksan olmalarını ve Allah’tan hiçbir sözü gizlememiş bulunmalarını dileyecekler.”[16] “.... ve kim Allah’a ve Resulüne karşı gelirse bilsin ki Allah’ın cezası şüphe yok ki pek çetindir.”[17] “ Bilmezler mi ki şüphesiz Allah’tan ve Resulünden kaçıp onlara yanaşmayanındır cehennem ateşi ve o, cehennemde ebedi kalır. Buysa pek büyük bir aşağılanmadır.”[18] “ Allah’ın ve Resulünün emrine aykırı hareket edenler aşağılık bir hale gelir, rusvay olurlar. Nitekim onlardan öncekiler de aşağılık bir hale geldiler ve rusvay oldular, halbuki gerçekten de apaçık deliller indirmiştik ve kafirlere aşağılatıcı bir azap var.”[19] c)- Peygambere bir önder ve hükümet başkanı olarak itaat edilmesini beyan eden ayetler: “Fakat öyle değil; and olsun rabbine ki onlar iman etmiş olmazlar aralarında çıkan ihtilaflarda seni hakem etmedikçe ve sonra da yüreklerinde hiçbir sıkıntı, üzüntü duymadan verdiğin hükmü kabul etmedikçe ve tamamiyle sana teslim olmadıkça.”[20] Ayet, müminlerin bireysel ve toplumsal yaşantılarında ihtilafa düştükleri anda Resulullaha gitmelerini, bunun onların imanlarının özünü oluşturduğunu belirtip Peygamberin ihtilafları yok edip toplumda huzuru sağlama ve idare etme makamında olduğunu beyan ediyor. “ Biz sana Kitabı, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye bir gerçek olarak indirdik.”[21] “Peygamber, inananlar üzerinde kendilerinden ziyade tasarruf ve vilayet sahibidir.”[22] “ Allah ve Resulü bir işe hükmetti mi erkek olsun kadın olsun hiçbir inananın o işi istediği gibi yapmakta muhayyer olmasına imkan yoktur ve kim, Allah’a ve Resulüne isyan ederse gerçekten de apaçık bir sapıklığa düşmüş, sapıtıp gitmiştir.”[23] “ Onlar aralarında hükmetmesi için Allah’a ve Resulüne çağırıldıkları zaman içlerinden bir kısmı derhal yüz döndürürler.”[24] Ayetlerde geçen “Hükm” kelimesi toplumsal bir göreve işarettir. Toplumun işlerinde ihtilaf ve kargaşanın yok olması ve adalet ve huzurun hakim olması için Resulullahın görevlendirildiği beyan ediliyor. Kur’an, toplumu idare edip insanların işlerini yoluna koyacak, ihtilafın yok olmasını sağlayacak, toplumda adaleti sağlayacak sistemin Risalet olduğunu açıklıyor. Yani dinin kamusal alanda talebinin varlığı ve öngördüğü devlet sistemi “Nübuvvet ve Risalettir”. Kur’an, bunu “Velayet” kavramıyla beyan ediyor. Nübuvvet ve Risalet kelimelerinin içerdiği manalara bakıldığında Risaletin, peygamberin kamusal alandaki görevlerine yönelik olduğu görülecektir. Yani devlet ve hükumet sistemine işaret etmektedir. Allah’ın Velayeti, tekvin ve teşri makamında olduğundan Resulullahın Velayeti, teşri ve icra makamı olacaktır. İşte bu icra makamı devlet ve hükumettir. Dinin ilk devlet modeli “Risalettir” veya “Velayet-i Resuldur”. Dinin siyasetten ayrı olduğunu savunanlar, Kur’an ve İslamın bir devlet modeli ortaya koyamadığını idda edenler Kur’an’ın bu alandaki ayetlerini reddettikleri gibi Resulullahın ve diğer peygamberlerin de rehberiyetini ve siyasi önderliğini inkar etmek zorunda kalacaklardır. Halbuki insanoğlu var olduğu günden beri Peygamberlerin siyasi önderlikleri hep sözkonusu olmuş ve toplumları idare etmişlerdir. 2. Bölümün Sonu sabahyil@iqraa.de -------------------------------------------------------------------------------- [1] Nehc.ul Belağa / 31. Mektup [2] Revyet.ul Kafi / c.8, s.69, h.26 [3] Enam / 57. [4] Şura / 9-10 [5] Kehf / 26. [6] Kehf / 44. [7] Mumin / 12. [8] Nisa / 64. [9] Maide / 55. [10] Nisa / 59. [11] Ahzap / 6. [12] Feth / 17. [13] Nisa / 69. [14] Al-i İmran / 32. [15] Nisa / 14. [16] Nisa / 42 [17] Enfal / 13. [18] Tevbe / 63. [19] Mücadele / 5. [20] Nisa / 65. [21] Nisa / 105. [22] Ahzap / 5. [23] Ahzap / 36. [24] Nur / 48. _ALINTI_ |
|
|||
![]() Islam Bir hayat Bicimidir.
Din Oldugu kadar da yönetimdir,YASADIR !.. Lakin onu uygulayacak Insanlik ne yazik ki mevcut degildir. Asr-i Saadet ten öteye baktigimizda Ruhbaniyetin Kuran in Önüne gectigini, Kuran in Vazgecirmeye Caydirmaya yönelik " TAZIR kurumunun " Ruhbaniyetin elinde " Siyaseten katil kurumuna " dönüstügünü görüyoruz. Zamanla bu Tazir Kurumu Sehzadelerin yok edilmesini Babalarin -dedelerin Katledilmesini Devletin Bekaasina degil de, " Allah in Emri "ne Isabet ettiriliyor. Kuran in zina ya Ön gördügü suclar Nihayet Ruhbaniyetin elinde " RECM " e dönüsüyor. Ve bunlar Ruhbaniyetin Keyfiyatina degil de Kuran emrine Isnat ediliyor. Bizim Itirazimiz Hasa Allah in emrine-Yasasina degildir 1insan kardesim. Bizim Itirazimiz O Dünya nin en Güzel Hukukunu Kendi Keyfiyatina indirgeyenleredir. Ve OLACAKTIR !.. Yoksa Allah in Emrini Hukukunu Layiki ile uygulayan bir yasam Tarzina Itiraz etmek icin Cilgin olmak gerekir. Biz de Cilgin degiliz. O en güzel e o en temiz e O alemlerin Rahmeti Peygamber e boynumuz egiktir. |
|
|||
![]() bence bu soruyu sormadan önce atatürkün ne yaptigini ve kim oldugunu bi arastir. ondansonra hangi tarafa gelen hakaret sana daha agir geliyor onu düsün,sorunun cevabini bulursun. benim icin türkiyenin cumhuriyeti herseyden önce gelir. yasasin atatürk,yasasin cumhuriyet.
|
|
|||
![]() adam güzelcene yazmis..okuduysan ve analadiysan(!) atatürkün kim oldugunuda yazmis..ama cikip senin cevabina bi bak..ezberlenmis köhnemis zihniyetin cevabi..atatürkün ne yaptigini gayet iyi biliyoruz bizde..ama atatürk öldükten sonra onun arkasina saklanan ve gercek emelleri aslinda baska seyler olan kisilerin yaptiklarinida biliyoruz ve görüyoruz...
alpinin yazisina gelince..hayatimda gördügüm en mantiksiz en salakca yapilan yasaklanma..o yunan itinin koydugu videodan sonra gösterilen tepkiler sayesinde youtube vodeoyu kaldirmisti en azindan..ee simdi bir daha ayni sey olursa ne olacak?..türkiyeden millet nasil sayfaya girip tepki gösterecek?? |
|
|||
![]() Ben Islam Dini ile Alemlerin Rabbi ile ve Onun Alemlere Rahmet olsun diye gönderdigi Hz. Muhammed ile hic bir faniyi hic bir makami hic bir Cumhuriyeti Mukayese etmem.
Böyle bir niyetim de yok. Atatürk ün yaptiklari da malumumdur.Ona yaptigi isleri Yaptiran kuvvet ise hepimimizin malumudur. Is Böyle olunca Bir Mukayeseye yeltenmek Cahillik olur. Benim amacim " Atatürk bir Tabu mu"dur ? " sorusuna Beraberce Yanit aramak. Son olup bitenler Göstermistir ki: O"nun dehasinin Gercekligi kadar O deha nin arkasina saklanip onu tabulastiranlar ve Hayatlarini Bu tabulasma ile Kazananlar da gercektir. Ben Size Bir sey söylüyorum: Atatürk Devrimleri ile Toplumu Modern Toplumlar hedefine Odaklamistir. Fakat Bunu yaparken de Koskoca bir Islam Dünyasini Lidersiz Birakmistir. Islam dünyasi da bundan hakli olarak sikayetcidir. " Atatürk Vatani kurtardi " diye degil Asirlardir Islam a Liderlik Yapan bir ülkeyi ve Islam in Halifesini Alasag etti diye.. Bilmem Anlatabiliyor muyum ?.. Atatürk cok Büyük Isler yapmistir. Cok Büyük hatalar da yapmistir. Bu Gün yaptigi hatalar düzeltilmesinden ziyade Tabulastiriliyor ve Onun yaptigi her sey e Dokunulmazlik " Kutsallik " biciliyor. Ve biz kendimiz ile kavgali bir sekilde dünya dan Izole ediliyoruz. Atatürk ün yaptigi Cok büyük isleri Hepimiz ezberledik.. Fakat hatalar ?.. Onlari neden Konusmuyoruz ?.. Konusani Iceri atiyoruz ?.. Internet sitelerine kilit vurmalara kalkiyoruz.. Hadi Bunlari yapiyoruz,Sansürlüyoruz yasakliyoruz,Cezalar veriyoruz.. Bu yapilan hatalari Yok mu ediyor ?.. Vallahi Atatürk ün Hatalari tartisilirsa insanlar Cehenneme filan gitmez.. Gidecek olan Bu Günkü adi koyulmamis Yasakci sansürcü anti demokratik hic bir hak ve hukuka dayanmayan rejimdir. Siz "Yasasin Cumhuriyet" diyerek Halinizden memnun olabilirsiniz.. Ici Bos kavramlar insanlari genelde mutlu eder.Fakat bir gün Yasak Kendilerine konulunca veya rejimin Balyozu kafalarina inince Bu mutlulugun yapay oldugunu anlarlar... Evet Yasasin Cumhuriyet,ama insanlarin Yasaklarla dislanmadigi horlanmadigi bir Cumhuriyet. Hic Kimse Bu dünya üzerinde Yapmak istedikleri yüzünden Karanliklara atilmamistir. Bunun örnegi Sadece bizim Cumhuriyetimzdir. Binlerce Gencimizi kaybettik. Onlar sadece Bir sey yapmak istediler.Ama yapmadilar. Yapmadiklari bir sey icin fislendiler,iskenceler gördüler,Hayatlari kaydi. Sag olsun sol olsun Dediler ki bu düzen yamuk. Ve insafsizca cezalandirildlar. Ne desek bu rejim e ?.. Komunizm mi ?.. Fasizm mi ?.. Yoksa Kemalizm mi ?.. Atatürk ün gösterdigi Medeniyet seviyesi: Yapmak istediklerini Yapmadigin halde Ateslere atilmak mi ?.. Ne ?.. |
|
|||
![]() Çok şükür dipdiriyiz
Kim demiş ki geriyiz? Yamyamdan ileriyiz Yaşasın Cumhuriyet! Kulaklarım duymasın Duyup ele uymasın Varsın karnım doymasın Yaşasın Cumhuriyet! Yoksa bir suyum yoktur Başka da neyim yoktur Heykelsiz köyüm yoktur Yaşasın Cumhuriyet! Köyde herşey şahane Enerji yok,bahane Tezek var ya daha ne Yaşasın Cumhuriyet! Ne ararsan ara bol Ceryan yoksa çıra bol Su mu yoktur bira bol Yaşasın Cumhuriyet! Meyhane kerhane bar, Gidene camii de var. Biz laik"iz o kadar Yaşasın cumhuriyet! Bu devir neşe devri, Ye iş yat yaşa devri Sultan yok paşa devri Yaşasın Cumhuriyet! Azerbaycan yetimmiş Batı Trakya kimmiş? O işler eskidenmiş Yaşasın Cumhuriyet! Kerkük Musul şu anda Boğulsun varsın kanda Sulh var yurtta cihanda Yaşasın Cumhuriyet! Ya bu terör kargaşa Canım gardaş gardaşa Kapılmayın telaşa Yaşasın cumhuriyet! Arif be artık yetsin Bu destan burda bitsin Allah bizi affetsin Yaşasın cumhuriyet! Ozan Arif |
|
|||
![]() On bir yıl sonra gördüm yurdumu
Toprağı bozulmuş,taşı bozulmuş Açamadım kimselere derdimi Halkın yüzde yetmişbeşi bozulmuş Edirne"den Van"a Van"dan Mersin"e Muğla"sından başla yürü Kars"ına Kapılmayan yoktur para hırsına İzmir"i ,Konya"sı Muş"u bozulmuş Haramı helali incele de bak Ya aptal diyorlar ya avanak Haram dolu haram tencere tabak Ekmeği bozulmuş,aşı bozulmuş İyi varsa alınmasın sözüme İyi miyi görünmedi gözüme Bakarak kararmış üzüm üzüme Kurunun yanında yaşı bozulmuş Köprünün altından çok sular akmış İyiler yerine lükse bırakmış Sevdalar fuhuşa sekse bırakmış Gönüllerin artık düşü bozulmuş. Bir kahveye kırk yıl hatır yok şimdi Ne kırk yıl kırk saniye çok şimdi Hatıra gönüle karın tok şimdi Gaddar olmayanın işi bozulmuş Vatan vatan tabii vatan vatan da Esrar satan da var,karı satan da Çıkıyorlar akşam güneş batanda Erkekler değişmiş,dişi bozulmuş. Vatan için millet için döğüşmüş, Mana için maddeyle boğuşmuş İnsanlarda bile ölçü değişmiş Bozulmaz dediğim kişi bozulmuş. Baştakiler ne yaparsa elbette Aynısını yapacaktır millette Ah Arif ah,vatanımız cennet de Velakin balığın başı bozulmuş. Ozan Arif |
|
||||
![]() Allah´a inaniyormusun?
Hayir, inanmiyorum. Niye, sen ateist misin? Hayir. Nasil yani? Allah´a inanmadigim icin ateist degilim. Allah´a inanmayan ateist degil midir? Evet, ama inananda ateisttir! Anlamadim!?! Cünki, iki cesit ateist vardir; 1) Allah´in var olduguna inanir, 2) Allah´in var olmadigina inanir. Aralarindaki ortak nokta: Her ikiside inanmakla yetinir, cogunlukla bilgiden yoksundur. Biri, Allah´in var oldugunu kiyasiya ispatlamaya calisir, digeride var olmadigini. Her ikisi de mümkün degildir; Zira, Allah´in varligi ispat edilmez, yoklugunu ispat etmek ise imkansizdir. Allah, idrak edilir. Allah´a inanmak, giydigin elbisenin terzisine inanmak gibi sacmadir, eger o elbise kalibina göre dikilmisse, onu o hale getiren, en ince ayrintilarina kadar düzenleyen bir terzi vardir, buna inanilmaz, bilinir. Allah, ancak idrak edildikten sonra, kendisine kayitsiz sartsiz teslimiyet gösterilir. Kur-an-i Kerimin Allah´tan geldigine kesin kanaat getirmek, varligi idrak edilen ilah ile arasinda bir bag kurabildikten sonra, icerigine kayitsiz sartsiz teslimiyet. "Akil sahiplerinden baskasi düsünmez"... |