| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen ![]() |
![]() |
|
Themen-Optionen
![]() |
Thema durchsuchen
![]() |
|
|||
![]() hätte ich mit meinen religiösen Ansichten ernsthafte Probleme.
Ich persönlich sehe sowohl die Politik als auch die Religion als etwas globales an. Daher gilt nicht nur meine unmittelbare Umgebung als Betrachtungsraum. Und das bringt zu der Erkenntnis, dass gerade die, die sich für besonders religiös halten und toleranz einfordern, selber wenig toleranz anzubieten haben. Und noch einmal zur Türkei: Gerade die Schriftsteller, die gesellschaftskritische Bücher und sonstige Kommentare schreiben, sind für mich maßgebend und genießen weltweite Anerkennung. Ein Schriftsteller der nur Liebesromane rausbringt ist mir ehrlich gesagt egal. Wo in anderen Länder gesellschaftskritische Schriftsteller ausgezeichnet werden, werden bzw. wurden solche Schriftsteller in der Türkei verfolgt. Bsp: Yasar Kemal, Nazim Hikmet, Azis Nesin, usw. usw. Glaubst Du wirklich diesen Leuten ging es lediglich um persönliche Vorteile bzw. Geld? Wäre schade, wenn Du so denken würdest! Saygilarimla. |
|
|||
![]() “Irade”nin kendisi değil; türevleri yer alır Kuran’da. Ve, Diyanet’in resmi çevirisindeki anlamı da “dileme”dir.
Buradaki “dileme”yse, “isteme”dir. Türkçe Sözlükte, “irade”nin birinci anlamı “isteme”dir. Aynı sözlükte, “ruhbilim”deki anlamı için de “birşeyi yapmayı veya yapmamayı belirten iç güç, istemek yetkisi” deniyor. Bu anlamı da, Islam kelamındaki anlamına oldukça uygundur. “Cüz’I irade” de, “külli irade”nin yani “olumlu”yu ve “olumsuz”u birlikte içine alan “irade”nin bu iki yandan yalnızca birine yöneltilmesi, yani birşeyi “yapma” ya da “yapmama” yönlerinden birisini seçmedir. (Bkz. Gelenbevi Ale’l-Celal, 1316, 1/194 ve öt.) Demek ki, “irade” bir “seçme”dir. Olumlu ve olumsuz, yapma ve yapmama yanları ile birlikte bulunurken “külli”; bu yanlardan biri seçildiği, istek bu yanlardan birine yöneldiği zaman da “bölündüğü” için “cüz’i” adını alır. Böyleyken genellikle “külli irade” Tanrı’nın iradesi, “cüz’I irade” de insanın iradesi olarak bilinir ki, bu yanlıştır. Yani, Islam kelamındaki açıklaması böyle değildir. Kısacası: “Irade”, karşıya çıkan seçeneklerden birini seçmedir ya da seçebilme gücüdür. “Irade”si olan bir “seçim” yapar; onu ya da bunu, şu yönü ya da bu yönü, şu biçimde ya da bu biçimde, olumlu ya da olumsuz doğrultuda seçer. Ne var ki, Kuran ayetlerinin, hiçbir yoruma yer kalmayacak biçimdeki açık anlatımlarına göre, insanın böyle bir “seçim” yapabilmesi, “Tanrı’nın iradesi”ne, “Tanrı’nın dilemesi”ne bağlıdır. Şimdi, buna ilişkin ayetlerden hiç değilse bir kesimine bir göz atalım: “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz..” Diyanet çevirisidir bu. Ve bunu diyen söz, iki ayette aynen yer alıyor. (Bkz. Insan Suresi, ayet:30, Tekvir:29) Bu ayetlerin açıklamasıyla, insana, birşeyi yapma ya da yapmama özgürlüğü şöyle dursun, birşeye yönelme, birşeyi “dileme, isteme özgürlüğü”nün bile verilmediği son derece net bir biçimde anlatılıyor. Çünkü, bu ayetlere göre, herhangi bir konuda “Tanrı dilemeli” ki, “insan da dileyebilsin”. Insanın dilemesini, istemesini; Tanrı dilemiyor, istemiyorsa, Insan dileyemez, isteyemez. Yine Diyanet çevirisinden: “Allah kimi dilerse onu saptırır, ve kimi dilerse onu doğru yola koyar.” (Enam suresi, ayet:39) “Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.” (Yunus suresi, ayet:99) Kuran’ın Tanrı’sının sözü de ne denli açıktır: “Biz dilesek herkese hidayet verirdik. Fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma dair, benden söz çıkmıştır.” (Secde suresi, ayet: 13) Şu ayetler de az açık değildir: “Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini Islamiyet’e açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür karanlığında bırakır” (Enam suresi, ayet:125) “Ustün delil, Allah’ın delilidir. O dileseydi, hepinizi doğru yola eriştirirdi de!” (Enam suresi, ayet:149) “Insan iradesi”ne özgürlük tanımayan bu ayetleri yorumlamada nasıl zorluk çekildiğini ve bu zorlamalı yorumların nasıl bir komedi durumunu aldığını görmek için “akaid (kelam)” kitaplarına şöyle bir göz atmak yeter. (Öneğin, bkz. Ebu Mansuri’l-Maturidi, Kitabu’t-Tevhid, Arapça, Istanbul, 1979, s.286-287) Birkaç ayet daha: “De ki:’Allah size bir kötülük dilese veya bir rahmet istese, sizi O’na karşı kim savunabilir?’” (Ahzab suresi, ayet:17) “Allah size bir zarar gelmesini dilerse, O’na karşı kimin gücü birşeye yeter?” (Feth suresi, ayet:11) Bu doğrultuda, Kuran’da pekçok ayet ve ayet hükmü vardır. Islam kelamcısı: “Tanrı dilediğini yapar.” (Hud, ayet:107)ilkesini benimsemiştir. Tanrı dilerse, insan iradesini iyiye, dilerse kötüye yöneltir. Anlatılan bu. Bu benimsenince de, “insan iradesi” havada kalır. Cebriyye mezhebi, ayet ve hadisleri gözönünde tutarak, insanın iradesizliğini kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu mezhebe göre, insan, “cansız varlıklar” gibidir. Kesmeye yarayan bir bıçağın, yelden sallanan bir ağacın, ya da savrulan bir nesnenin, açılıp kapanan bir kapının nasıl özgürlüğü yoksa, insanın da birşeyi yapma ya da yapmama özgürlüğü yoktur. Ne yapıyor ya da yapmıyorsa, zorunlu olarak yapıyor ya da yapmıyor. Eş’ari Mezhebi’nin görüşü de buna yakın olduğu için, “orta dereceli bir zorunluluk (el-cebru’l-mutavassıt)” görüşü savundukları kabul edilir. Maturidi Mezhebi, zorlamalı yorumlarla “insan iradesi”ni biraz kurtarma çabasını gösterir. Mutezile Mezhebi, biraz daha çok gösterir bu çabayı. (Bu mezhepleri bir arada görmek için, bkz. Hayali, Şerhu Kasideti’n-Nuniyye, Istanbul, 1318, s.56-57; Osman el Uryani, Hayru’l-Kalaid Şerhu Cevahir’il-Akaid, Istanbul, 80-81) Ne var ki, Kuran’ın Tanrısı’nın ayetlerdeki açıklamaları karşısında, “insan iradesi”ni kurtarmaya yönelik hiçbir çaba birşeye yaramaz. |
|
|||
![]() ich werde meinen Eintrag so lange rein posten, bis auch der letzte von euch aufhört, dieser person zu antworten
![]() Eine gewisse person versucht hier mit minderqualitativen beiträgen, unseriösen antworten ohne conter zu provozieren... mein vorschlag wäre, einfach diese person zu ignorieren, denn antworten bringt hier eh nichts, wenn man schon von vornerein, mit vorurteilen "ungebildeter" art beladen ist... ich rufe alle zur ignoranz auf... |
|
|||
![]() Zaten hayatlarinda inandiklari dinin kitabi kurani kerimi okumamis yobazciklarin topiclerime yazmasini istemiyorum !
Yazdiginiz sacma sapan yazilariniz sizin olsun ! Kulakdan duyma müslümanciklarin yorum yapmalari icin topic acmiyorum ! Daha cok genc insanlarin, sizin abuk subuk sahtekarliklariniza yalanlariniza sacmalamalariniza, kanmamalari icin topic aciyorum ! :-)) Siz daha dogru dürüst aranizda islamin ne olduguna karar verememissiniz, kaldiki islami red eden benim topiclere akilli uslu mantik icerikli birseyler yazasiniz ! Lütfen topiclerimden uzak durun ! :-)) |
|
||||
![]() Sana madalya versin, cünkü sen Darvinin bile taklitciligini beceremeyen bir ahmaksin.
bir gün ateist, birgün hiristiyan, birgün siyon yalakasi olursun.. Sana göre bahsi gecen kitaplar dogruysa, insan eli karismadiysa sen git Hiristiyan ve yahudilerin merkebi ol! Zaten onlardan nemalandigin ortada. Simdi sana göre bunlarda dogrudur! "$imdi git...onlarin her$eylerini tamamen yok et ve onlari esirgeme:erkekten kadina, cocuktan emzikte olana kadar hepsini öldür"...Tevrat 1.sammuel bölümü 15/3 "Et yiyin ve kan icin yigitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanini iceceksiniz....Sarho$ oluncaya kadar kan iceceksiniz"(Herzekir.30/18-20) " "Ve Rabbin sana teslim edecegi bütün kavimleri bitireceksin, gözün onlari acimayacak"tesniye bölümü 7/16 Inanc sisteminizi cok güzel icra ediyorsunuz |
|
||||
![]() Tahrif edilmis iki semavi Dininin ilahlariyla, Son semavi Dini tahrif etmek isteyen ilahlarin,Putperet ateistlerin bulustuklari ortak ilahlik noktasi.
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM mealen 1-2 Tevbe suresi 31. ayet: "(Yahudiler) Hahamlarını (Hıristiyanlar) rahiplerini Allah"tan ayrı rabler edindiler....") 3- "Kimine hidayet verdi, kimi de sapıklığı haketti. Çünkü bunlar, Allah"ı bırakıp şeytanları veli edinmişlerdi. Ve gerçekten onları doğru yolda saymaktadırlar. (Araf Suresi, 30 -"Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah"ın ve elçisinin kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir. (Nur Suresi, 50) 1-II. KIRALLAR BAB : 5 A: 15 Iste, simdi bildim ki bütün dünyada rab yoktur, ancak Israil"de vardir. 2-MEZMURLAR BAB: 82 A 6-8 Ben dedim. Siz Ilahlarsiniz ve hepiniz yüce olanin ogullarisiniz. Kalk ey rab yeryüzüne hükmet. Zira milletlerin hepsine sen varis olacaksin. 3-´Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.´ Mustafa Kemal Atatürk Bizler bu coşku içinde erlerle sarılıp ağlaşıyorduk. Atatürk, bir ilah gibi, bu coşkulu karşılama arasında hiçbir aşırı hareket göstermeden rüzgar gibi tak, tak, tak, tak diye askerce yürüyerek geçip, Meclis"e gitti. Nakleden: Halil Nuri Yurdakul ATATÜRK VE 19 MAYIS ... Ey Samsunda karaya çıkan ilah,merhaba. ... ?Ne mucize, ne fisun, /Ne örümcek, ne yosun, /Kabe Arabın olsun, /Çankaya bize yeter.?? SEYTAN ÜCGENI Fravunun zulmü sona erince Museviyiz diyenler Musa`ya sövdü Dün buzagiya ilah diyenler Bugün ilah yerine siyonu koydu Isa`yi göklere kaldirdi Rabbi Taguta tapanlar duydular kaygi Hür olurmu insan böyle Dünyada Kos koca Peygamber carmiha bagli(!) Dogunca dogudan ahir zaman günesi dikilmis putlarin söndü atesi Allah`in sistemi devlet olunca Sersemlesen tagut ataga kalkti. Tagut olusturdu $eytan ücgeni Diyalogun basi siyonist eli Fravun, nemrut, ebu cehiller Ilah olup kurdular, yeni Dünya düzeni. 1i |