| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen ![]() |
![]() |
|
Themen-Optionen
![]() |
Thema durchsuchen
![]() |
|
||||
![]() bi cok konuda bilgisi yok..
demokrasi tutturmus gidiyor...tamam ben demokrasi karsitiyim demiyorum, fakat hep ayni hep ayni..papagan gibi ötüp duruyor.. felsefe, din ve ilimin POLITIKA ile hic bi alakasi yok ve olmazda! Politika insanlarin insan haklarini yada binevi etraftaki yasamlarini ele alir...fakat diger konular ic dünyaya huzur getirir.. fakat Enis in icinde o kadar büyük bi hirs varki... adeta yarisma rzhu ile geliyor bu foruma ve eskidende her dedigime karsi cikip sonradan kanitlari sundugumda hak veriyordu... ama neyse, artik herkese HOW DO YOU WANT.. zorlama yok... Ölüm denen seyi keske kavrayabilse... ÖLMEDEN ÖLMEK denmis....Ölüm denen seyin aslinda yok oldugunu yani bu dünyada senin o yoklugu idrak edip nefs dedigimiz mertebeyi fark edip hicligini yasamak ve hayatinin devamiyetini tadabilmek cok büyük marifet.. tabi bunu anlamak tadablmek büyük is... diger boyutu bu dünyada idrak edip yasayabilmek, orasini okuyabilmek.. bak okumak diyorum, herhangi bi kitab okursun, fakat boyut sicrayip okumak vardir.. neyse detayli girmiyelim konuya simdi... arkadaslari korkutmayalim, mezardan isitilen seslerle.. ![]() |
|
||||
![]() GÜZEL...
tesekkür edriz Dost! benden önce davrandin.. fakat bunu bide halk dilinde anlasilacak bi tarzda ifade edelim.. ![]() Kadir gecesinin 27. gece diye bi sartlanma yok ayni Orucu saat 18 27 . saniyede ac gibi bi sartlanma,.. Hz.Muhammed ramazanin son günlerinde ara demis almislar bunu 27. gece Kadir Gecesi diye belirlemisler.. Hani kanit?? es ist wie Weihnachten unlogisch! ![]() ama fazla bi sey demiyorum.. Üstadin yazisi yeterli |
|
||||
![]() Wenn du dich auch mal zu den Fragestellungen, die man dir macht bekenen würdest, würde es perfekt sein..!
hmm, was meinst du? ACIZ INSAN ACIZLIGE BASVURMUSLARIN HATALARI ILE; YORUMLAYARAK ACIZLIGINI GÖSTERIR!!! umarim bu lafi anlamissindir! na ja, ich werde warten bis du antworten kannst.. ![]() |
|
||||
![]() Ich weis nicht wie sinnig es ist den Islam mit einer Staatform zu vergleichen. Es ist wohl unstrittig das die Religion um einige Dimensionen reicher ist als die Idee der Demokratie. Nicht desto trotz gehe ich mal auf den Kernsatz des Beitrags von Origalgueler ein, den ich für falsch halte.
„Der Islam an sich ist die demokratischste Lebenseinstellung, die es auf dieser Welt gibt „ Die Kernidee bei der Demokratie ist, das dass Volk alle Macht hat. Das Widerrum setzt voraus das dass Fundament auch und vor allem von dem Volk bestimmt wird. In einer Demokratie wäre dies wohl das Grundgesetzt. Versucht man nun dies auf den Islam um zu münzen, dann muss man sich doch zu aller erst fragen was im Islam der Grundstock ist. Wenn man nun der Meinung ist das der Islam Demokratisch sei, dann müsste dieser Grundstock folglich vom Volk sprich von den Gläubigen stammen. Dies aber widerspricht völlig dem Gedanken des Islams oder will einer hier behaupten das die Grundsfesten des Islams von Menschen stammt und nicht von Gott? Und genau diesen Konflikt solltest du auflösen können wenn du der Meinung bist das der oben zitierte Satz von Orginalgueler zutreffend sei. Ich bin auf deine Antwort gespannt! cheers voli |
|
||||
![]() bulundukları sosyal ortamları çok büyük bir önem teşkil ediyor, daha sonraki insanlar ve yeni çevreler ile olan sosyal ilşkilerinde sevgili Özsu.
Adı üzerinde sosyal ilişki... Fakat insanlığın tüm güzelliğini birer vasıf olarak sürekli kendisinde oluşturabilen bir kişi dünyanın en ücra köşesinde bile yeniden, yeniden sosyal çevreler bulur. Ve sürekli güzel bir sosyal çevresi olur. Benim için önemli olan salt insanın güzel vasıflarını yakalayabimektir. Ölçü, seviye, uslup, saygı ve sevgi ve dürüstlük çok önemli dünyanın her tarafında oluşturulan sosyal ilişkilerde. Yeterli olan veya yetersiz olan bilgiler tali plandadır benim insani ilişkilerimde. Önce insan ve ona duyulan saygı ve var olma hakkıdır değer verdiğim değer. Politikayı bir meslek olarak bile görmüyorum ben. Bir nevi menejerlik olarak bakıyorum. Siyaset bilimi farklı bir konu en azından diplomalı ve yüksek okullu olan bir konum. Ama, politikayı soruları çözebilen bir alan olarak düşünmüyorum. Bilimcilere, ilimcilere, kaşiflere, yazarlara, düşünürlere, sanatçılara, kimyagerlere, astronotlara, teknikerlere, yokdan var edebilen insani yaratıcıların gücüne değer veriyorum. Umarım kısada olsa açıklayabidim benim yaşama olan bakış açımı. Selamlar... |
|
||||
![]() Bir başka gece
Ben bu yazımda daha çok RUH tan söz etmek istiyorum; çünkü bugüne kadar onun hakkında bildiklerimiz bir hayli düşündürücü. Halk arasında düşünmeden dile getirilen "ruhlar ezelde yaratılmıştır" şeklindeki söz, sistem dikkate alınmadan kullanıldığı için hiçbir anlam ifade etmez ve var oluş kategorisine giremez. Zira insan ruhu -yani bireysel anlamdaki ruh- beyin tarafından 120. günde canlılığa kavuştuğunda üretilmektedir. O halde Ruhların ezelde yaratıldığı gerçeği de safsata olur. Benim değinmek istediğim de bu tür Ruh değildir. Söylemek istediğim, yaratılmışlıktan münezzeh bir RUH ve tenezzülüdür. İşin ilginç yanı onun çoook uzaklardan değil, insanın özünden gelmesi. Din bu teşrifi Kadir gecesi olarak tanımlanıyor. Aslında senede bir gün değil, her an insanın hissetmesi gereken bir durum bu. Hz. Muhammed yılın bütün gecelerinde KADR"i arayın demesiyle bu önemli yanı vurguluyor. O gecenin KADR"in de tüm evreni/âlemleri ve insanlığı aydınlatacak! Umarız son ayları büyük acılar içinde geçiren İslâm âlemi, Ramazan ayı içinde, onun mekânsallıkla hiç alâkası olmayan, boyutsal inişi ile bir nebze olsun soluk alır ve rahatlama imkânına kavuşur. Bu gecede insan, Nietzsche"nin ; "insan nasıl kendisi olur" sorusunun cevabını alır. Ortalıkta gayesiz bir şekilde dolaşan bireyin her zaman kendine yöneltmesi gereken bir sorudur. Aksini iddia etmek, düşünen yapılardan yoksun bir evrende yaşamak anlamına gelir. Ne var ki "birey olma tutkusu", "benlik davası" gibi duygu yoğunluğu, söz konusu hedefe mani olmaktadır. Ezbere dayanan mistik öğreti, genetik kalıntılar, biokimyanın insanın iliklerine kadar işleyen varlığı bu soruları/nedenleri örten, kendi şartları içinde olayları çözümleyemeyen akıllara perde olan unsurlar. Ne denli değişiklik olursa olsun insanın bu tür çıkmazlardan yakasını kurtarması pek olası değil. İnsan, çevresinden, evrenselliği yansıtmayan kültüründen, düşünce ve duygularından kurtulmayı bilmedikçe ve hiç olmayı kabul etmedikçe nasıl mümkün olabilsin ki? Kur’an bizlere bu gecenin faziletlerini açık bir biçimde bildiriyor. Bu görkemli gecenin yanında dünyevi değerleri bir kenara bırakın, inanın mübalağa etmiyorum ilahi anlamda olanları dahi, çok amatörce kalır. Gerçek olanı budur. Evet, lafla değil, manasıyla, şekliyle kendine yakışır bir şovla, dört yüz milyar yıldızdan oluşan sistemin sahibi-ruhu bu gece bizlerle beraberdir. Tıka basa dolu, boşluğu bulunmayan yeryüzü ; günler, haftalar, aylar boyu unutulmayacak, muhteşem bir törenle onu karşılıyor. Uzaktan bakıldığında samanyolunda varlığı ile yokluğu belli olmayan, mavi soluk bir nokta gibi nitelenen dünyamız da, mütevaziliği, anlam yüklü, duygulu, pırıl pırıl kalbi ile ona kısa bir süre için de olsa ev sahipliği görevini üstelenmenin heyecanını yaşıyor. Bu gecede kimsenin kimseyi töhmet altında bırakması bile söz konusu olamaz. Şimdi O; senin, benim, Hıristiyanın, Yahudinin, Mecusinin arasındaki farkı kaldırmak, inançlarını birleştirmek için geliyor!. Dikkat ederseniz benim sıraladığım amaçlar arasında sadece "Kur"an inzal oldu" şeklinde bir anlayış yok. Esasen böyle bir tarif RUH’u hiç tanımamak anlamına gelir. Zira Kur’an onun vasıflarını anlatan bilgileri içerir. Mesajların sahibinden üstün olduğunu kabullenmek mantıklı olur mu? Amentü’de kitaplara imanın neden Resullükten önce geldiğini düşünmeyenin ise bu hususu çözmesini bekleyemeyiz. İnanın; insanlık tarihi, başlangıcından bu yana böylesine muhteşem bir olayı yaşamamıştır. Yalnız insanların değil, şuurlu tüm canlıların durumunu değiştirecek konumdur bu durum. Bu gece, bin bir gece masalı değil, "Gerçeğin, RUH"un, Rabbımızın aramızda oluşunu" kutlayacağız. Biraz daha ilere giderek şunları söyleyebilirim. İnsanlar bu gecenin hatırına, kâinatın yaratıcısıyla bütünleşerek TEK olacaktır. Aslında bu bütünlük, O"nun dilemesiyle meydana gelmektedir. Umarım anlatılanların farkına varır, RUH un bizlere ulaştırdığı tecellileri yaşama ve paylaşma olgunluğunu gösterebiliriz. RUH"a ne kadar şükretsek azdır. Medine - 29.10.2005 Ahmet F. Yüksel <a href="redirect.jsp?url=http://www.sufizmveinsan.com/cuma/birbaskagece.html " target="_blank">http://www.sufizmveinsan.com/cuma/birbaskagece.html </a> |
|
||||
![]() das hat wie du schon bemerkt hast nix mit uzuv zu tun!..Aber vor allem die ausage..ne kari$iyorsun"..hahaha wenn man es nicht will das andere bei gewissen ihre Meinung kunt tuen, dann sollte man diese nicht im Forum ansprechen....Jedenfalss wäre es sinnnig...hahahahahhaahha..oder irre ich mich gerade???
cheers voli |
|
|||
![]() ohne Text
|