Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Aktuelles


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #251  
Alt 12.10.2006, 23:59
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard nihat genc bölüm 1

özellikle bölüm 1 i seyredin
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=pYUkqcSKTOY
eger" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=pYUkqcSKTOY
eger</a> acilmazsa
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com
girin" target="_blank">http://www.youtube.com
girin</a> search for bölümüne (ermeni )yazin bölüm 1 orda listede göreceksiz mukahakkak seyredinnn
  #252  
Alt 13.10.2006, 14:39
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard ermeni soykirimi dedikleri

Ermeni Soykırımı Dedikleri
Yazan: Gökhan GÜLER



Türkiye Siyasi, Ekonomik, Kültürel bir kuşatma ile karşı karşıya. Soykırım gibi vahim bir insanlık suçunun işlenebilmesi için ‘’ O ‘’ milletin tarihinde bu suça yatkınlık olması gerekir. Bir şahıs için suça yatkınlık nasıl bir özellik ise, toplumlar için de öyledir. Türk tarihi incelendiğinde soykırıma ve asimilasyona rastlanamaz. Avrupa mezhepler mücadelesinin kanlı soykırımlarını yaşarken, Osmanlı’da her din ve mezhebin ibadethanesinde rahatça ibadet ediliyordu. Osmanlı çekildikten sonra, kan gölüne dönen Balkanları, Yugoslavya’yı, Ortadoğu’yu yüzlerce yıl barış içinde yönetmesi Türk’ün hoşgörü anlayışının göstergesi değil midir? Fransa, İngiltere, İspanya, Hollanda vb ülkelerin sömürgelerinde halkın konuşma dili değiştirilirken, Osmanlı’da her halk kendi diliyle konuşuyordu. Kendi ülkelerinde soykırıma baskıya uğrayanlar Türkiye’ye sığınıyorlardı. Ermeni Meselesini anlamak için, Türkler ile Ermenilerin tarihsel geçmişine bakmak gerek…

Ermeniler, tarihte birçok egemenlik altında kaldıktan sonra 1071’de Türk hâkimiyetine girmişlerdir. Ermenileri Bizans zulmünden kurtaranlar Selçuklu Türkleri olmuştur. Fatih döneminde Ermeni cemaatine din ve vicdan hürriyeti tanınmıştır. 19’ncu Yüzyıla kadar Türk idaresinde altın çağlarını yaşayan Ermeniler, askerlikten ve bazı vergilerden muaf tutulmuş, ticaret ve devlet idaresinde önemli yer edinmişlerdi. Osmanlı Devletinin yıkılma sürecine girmesiyle birlikte, bazı Avrupa devletleri Ermenileri Osmanlıya karşı kışkırtmak ve örgütlemek suretiyle Osmanlının parçalanmasını hızlandırmak istediler.

1820’lerden sonra Kafkasya’daki Eçmiyazin Ermeni Kilisesinin tümüyle Rus nüfuzuna girmesi, Ermenileri kazanmak için Fransızların 1830’da Ermeni Katolik kilisesini, İngilizlerin 1847’de Ermeni Protestan Kilisesini kurması bu amacın bir parçasıdır. 1856 yılında Avrupalılarca hararetle desteklenen Islahat Fermanları sonucunda Ermeniler ayrıcalıklarını kaybetmişler ve yeni bir yapılanma çalışmasına başlamışlardı.

1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sonucunda Doğu Anadolu toprakları kaybedilince, zaten Rus etkisinde olan Eçmiyazin Kilisesi buraların kendilerine verilmesini talep ettiler. Bu dönem Ermeni iddialarının siyasi anlamda da başlangıç noktasını oluşturdu. Balkanlardaki benzerleri gibi Doğu Anadolu’da da bağımsız bir Hıristiyan devleti kurmak isteyen Ermeniler, Anadolu’da Karahaç, Armenekan, Vatan Koruyucuları, Cenevre’de Hınçak, Tifliste Taşnak komitelerini kurdular. 1890 yılında ilk olarak Erzurum’da başlatılan isyanları diğerleri izledi ve binlerce Türk katliama uğradı.

Ermeni Komiteleri, I. Dünya Savaşı ile birlikte Ruslar hesabına casusluk yaparak, silahlarıyla Rus saflarına geçerek, Türk köylerini topluca yakıp, kadın çocuk demeden herkesi katletmişlerdi. İşgale karşı savaş veren Türk ordusunu arkadan vuran Ermenilere karşı acilen tedbir alınması gerekiyordu. 24 Nisan 1915 tarihinde, bu eylemleri gerçekleştiren Ermeni komiteleri kapatıldı ve 2345 kişi ise tutuklandı. Ancak bu önlem de Ermenileri durdurmaya yetmedi. Savaş bölgelerinde bulunanların casusluk ve ihanetlerine engel olunması için 27 Mayıs 1915te Tehcir Kanunu çıkarıldı.

Göçe tabi tutulan yaklaşık 700 bin kişi, yine Osmanlı toprakları içerisindeki güvenli bölgelere yerleştirildiler. Ancak sonraki yıllardaki Ermeni iddialarında bu göç sırasında 2-3 milyon kişinin öldürüldüğü iddia edilerek, Ermeni nüfusunun birkaç katını ifade eden gülünç rakamlar ortaya atıldı. Ermenilerin bağımsız Ermenistan hedefleri, Türkiye’nin Erzurum, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas illerini içine alıyor ve zaman içinde Adana, Halep ve Trabzon illerini de kapsaması planlanıyordu.

Osmanlı tarafından Teba-i Sadıka, yani sadık vatandaş olarak tanımlanan, her yerde Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan, Osmanlı yönetiminde çok sayıda Bakanı ve 20 bine yakın memuru bulunan Ermeniler, çeşitli ülkelerin Osmanlıyı parçalama emellerine alet olmuşlardı. Önceleri Ruslarla birlikte Gönüllü Alayları ile Osmanlıya karşı savaşan Ermeniler, Milli Mücadele döneminde Lejyonlar halinde İngiliz ve Fransızlarla birlikte hareket etmiş ve yabancıları bile hayrete düşürecek katliam örnekleri sergilemişlerdi.

Bu savaş ve katliamlarda 2,5 milyon Türk öldürülürken, 200 bin Ermeni de hayatını kaybetmişti. Anadolu’nun en küçük yerleşim birimleri bile yakılıp yıkılmış, büyük vaatlerle kışkırtılan Ermeniler sonunda Batılılar tarafından da kaderlerine terk edilip onlarla birlikte ülke dışına kaçmışlardı…

Soykırım gibi vahim bir insanlık suçunun işlenebilmesi için ‘’ O ‘’ milletin tarihinde bu suça yatkınlık olması gerekir. Bir şahıs için suça yatkınlık nasıl bir özellik ise, toplumlar için de öyledir. Türk tarihi incelendiğinde soykırıma ve asimilasyona rastlanamaz. Avrupa mezhepler mücadelesinin kanlı soykırımlarını yaşarken, Osmanlı’da her din ve mezhebin ibadethanesinde rahatça ibadet ediliyordu…

1469 yılında İspanya ve Portekiz"den kaçan on binlerce Musevi ve Müslüman ; Avusturya - Macaristan imparatorluğundaki iç çatışmalar sonucu 1680 yılında Tökeli İmre ve adamları, 1711 yılında Rakoczi Ferençh ve adamları, 1849 yılında Layoş Kosuth ve 2000 kişilik Macar grubu; İsveç Kralı Demirbaş Şarl ve 2000 dolayında adamı; 1841 ve 1856 yıllarında Polonya"lı Prens Chartorski; 135 bin kişilik ordusuyla Ekim 1917"de Rus komutan Vrangel ve diğer Beyaz Ruslar, Troçki başta olmak üzere Stalin muhalifleri, Birinci dünya savaşı öncesi ve sonrası Balkanlardan ve Kafkaslardan farklı etnik ve dini gruplardan milyonlar Türkiye’ye göçmüştür.

1930"lu yıllardan itibaren Polonya ve Almanya kökenli on binlerce Musevi Türkiye"ye sığınmıştır. Sözde Ermeni soykırımının üzerinden 20-25 yıl gibi kısa bir süre geçmişken, soykırım yaptığı iddia edilen bir milletin, soykırımdan kaçanlar tarafından kurtarıcı olarak görülmesi bile soykırım iddiasının bir yalan olduğunu göstermeye kâfidir.

Batının Hıristiyanlık Adına Yaptığı Soykırımlar Haçlı Seferlerinde Müslümanlar yanında Ortodokslar toplu kıyıma tabi tutulmuştur. Endülüs’te, Sicilya’da milyonlarca Müslüman katledilmiştir. Engizisyon mahkemeleri din adına yüz binlerce insanı yakmıştır. Orta Çağ, batının dini katliamlar çağıdır.

Amerika’nın keşfi, aynı zamanda dünyanın en büyük katliamının başlangıcıdır. Amerika kıtasının sahipleri olan Kızılderililer kitleler halinde yok edilmiştir. Batılı, katliam yapmakla kalmamış, bu canileri filmleri ile çizgi romanları ile bize kahraman olarak empoze etmiştir. Ve Gaz odalarında, Fırınlarda Laboratuarlarda Temerküz Kamplarında Ari ırk adına, Hıristiyanlık adına katledilen 3 milyon insan.

Batılı bir milletin yaptığı bu soykırıma, batılı diğer milletler kendi toprakları işgal edilene kadar sessiz kalmıştır. SSCB’de Stalin Döneminde Ukrayna’da, Kırım’da, Sibirya’da katledilen milyonlar, 1954-1962 arasında Fransızların katlettiği yüz binlerce Cezayirli Müslüman, Endonezya’da, Kamboçya’da, Ruanda’da gerçekleşen soykırımlarda acımasızca yok edilen milyonlarca insan Vietnam’da yaşananlar. Daha dün Sırplarca katledilen on binlerce Hırvat ve Boşnak…

Türkiye’nin Mülteci cenneti olma özelliği Cumhuriyet’te de devam etmiştir. Kırım’da, Ahıska’da, Kerkük’de, Doğu Türkistan’da soykırım tehdidiyle karşı karşıya kalanların, Bulgaristan’da Jivkov’un, Irak’da Saddam’ın zulmüne uğrayanların sığınağı hep Türkiye olmuştur. Türk devlet geleneğinde "adalet" vardır, "kültürlerin yaşatılması" vardır; ancak, "katliam" ya da "soykırım“ yoktur.
  #253  
Alt 15.10.2006, 05:49
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard bati orhan pamuk,u ödüllendirdi

<a href="redirect.jsp?url=http://www.hakimiyetimilliye.org/

http://www.nihatgenc.com/

(hakimiyetimilliye" target="_blank">http://www.hakimiyetimilliye.org/

http://www.nihatgenc.com/

(hakimiyetimilliye</a> sayfasinda nihat gencin orhan pamuk yorumlari mevcut seyredin))
Pamuk"u Ödüllendirdi
Yazan: Ümit ÖZDAĞ

Teslimiyetçi AKP tarafından yönetilen Türkiye, Erdoğan tarafından her geçen gün artan ölçüde zaafa sürüklenirken, Türkiye"ye yönelik saldırılar her geçen gün sayıca ve etkinlik açısından artıyor. Türkiye ve Türk milleti sanki topyekûn bir saldırı ile karşı karşıya. Kara Kuvvetleri Komutanının iki hafta önce yaptığı açıklamadan hemen sonra Kerkük"te Amerikan helikopterleri tarafından desteklenen peşmergeler 13 Türkmen"i katletti, bir o kadarını da yaraladı. Bu Türkiye ve Türk ordusuna verilen bir cevap, yapılan bir saldırı idi. Aynı günlerde Talabani; "Türkiye"nin iç işlerine karışırız sakın üzerimize gelmeyin" dememiş miydi?
"Fahişe" terör örgütü PKK"nın Karayılan adlı başkanlarından birisi yaptığı bir açıklamada; "Biz Amerikalıları çok severiz. Biz PKK olarak Amerika"ya hayranız. Oysa Türkler Amerikalıları sevmez" diyerek çetesini yine pazarlamaya çıkarırken, Türkiye"de terör karşısında sonu belirsiz bir koordinatör süreci içine itiliyor. PKK"nın sözde ateşkesinden sonra Erdoğan bir açıklama yaparak "artık biz de durup dururken silaha başvurmayacağız" diyerek sözde ateşkese taraf olduğunu açıklamıştır. Ne demek durup dururken? PKK"nın varlığı Türk devletinin onlarla mücadelesini gerektirir yoksa silah kullanıp kullanmamaları değil. Türkiye"yi işte böyle bir kafa yönetmektedir.
Aynı günlerde Hollanda"da Türk kökenli politikacılar partileri tarafından "sözde Ermeni soykırımı"nı kabul etmedikleri sürece siyaset yapamayacakları gerekçesi ile partilerinden atıldılar. Fransa"da ise "soykırım yoktur" demenin para ve hapis cezası ile cezalandırılmasını kabul eden bir yasa tasarısı onaylandı. Fransa bu faşist yasayı çıkarırken, AB Türkiye"ye "Türklüğe hakareti yasaklayan" 301. maddeyi kaldırması için baskı yapıyor. Fransa"da soykırım yoktur demeye ceza öngören yasanın mecliste kabul edildiği gün bir süreden bu yana Batıda kitaplarının satışını "bir milyon Ermeni"yi 30 bin Kürdü kestik" yalanının arkasına sokuşturmaya çalışan Orhan Pamuk Nobel edebiyat ödülüne layık görüldü.

Batı dünyası Orhan Pamuk"a bu ödülü vererek Pamuk"un Türk milletine karşı mücadelesini ödüllendirmiş ve gelecekte yapacağı saldırıları koruma altına almak istemiştir. Nobel ödülü alan bir yazar olarak artık Pamuk Türk milletine daha rahat saldıracak, saldırıları daha fazla ve bütün dünyada ilgi çekecektir. Üstelik kendisine karşı herhangi bir hukuki yola başvurulduğu zaman "Nobel ödüllü yazar yargılanıyor" çığlıkları isterikçe atılarak ortaya dökülecekler malum çevreler.

Öte yandan Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi Türkiye"nin AB sözde tam üyelik görüşmelerinde yolunu kapatacaklarını açıkladılar. AKP hükümeti ise Rumlarla anlaşacak bir hükümeti kurmak için Serdar Denktaş"ı tasfiye ettirdi ve yerine yeni bir hükümet kurdurdu. Özetle Batı dünyası dışarından AKP hükümeti içeriden Türk milletine yönelik topyekûn bir saldırının parçası olmak durumundadırlar. Önümüzdeki günler ve yıllar çok daha zor geçecek. Allah bu milletin yardımcısı olsun.
  #254  
Alt 15.10.2006, 05:53
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard asgidaki adresse burdan girebilirsiniz

<a href="redirect.jsp?url=http://www.hakimiyetimilliye.org/
" target="_blank">http://www.hakimiyetimilliye.org/
</a>

<a href="redirect.jsp?url=http://www.nihatgenc.com/
" target="_blank">http://www.nihatgenc.com/
</a>
  #255  
Alt 15.10.2006, 14:56
Benutzerbild von benekalice
benekalice benekalice ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1.595
Standard Was genau...

wolltest Du uns jetzt erklären?
  #256  
Alt 15.10.2006, 19:43
Benutzerbild von blogcu
blogcu blogcu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Cezayir Soykirim Görüntüleri

<a href="redirect.jsp?url=http://www.blogcu.de/2006/10/15/dis-moi-france-comment-faire-le-genocide/" target="_blank">http://www.blogcu.de/2006/10/15/dis-moi-france-comment-faire-le-genocide/</a>
  #257  
Alt 15.10.2006, 20:46
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard haluk levent fransa,yi lanetledi

FRANSA"YA LANET OKUDU

Konser sırasında repertuarındaki şarkılara ara vererek, Fransa"nın sözde "Ermeni Soykırımını İnkar Yasası Tasarısı"nı kabul etmesini gündeme getiren Levent, bu ülkeye lanet okudu. Fransa"nın 1789 Fransız devriminden bu yana hemen hemen tüm yayınlarda özgürlük ve aydınlık bilincinin yerleşmiş olduğuna inanılan bir ülke olduğunu hatırlatan Levent, "Fransa Parlamentosu"nun aldığı karar düşünce soykırımın ta kendisidir. Tarih hiçbir zaman meclis oylarıyla ve siyasi düşüncelerle değiştirilemez" dedi.

"Biz de karşılığında kaçak 70 bin Ermeni işçiyi sınır dışı edelim" diyen milletvekillerine de bu sözü yakıştıramadığını söyleyen sanatçı Levent, Fransa"nın bu kararını protesto amacıyla kahramanlık türkülerinden "Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı"yı seslendirdi. Bu türküye binlerce genç hep bir ağızdan katıldı. Türkünün ardından gitarını bırakan Haluk Levent, saygı duruşuna geçerek Kurtuluş Savaşı"nda ve Çanakkale Zaferi"nde çeşitli cepheleri ve savaşa komuta eden tarihi isimleri tek tek anarak selam gönderdi.
  #258  
Alt 16.10.2006, 13:49
Benutzerbild von yapmaya1
yapmaya1 yapmaya1 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 23
Standard Die Antwort

steht im Überschrift,so schwer ist es nicht zu verstehen oder?
  #259  
Alt 16.10.2006, 22:17
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard pamuk ile kemal arasindaki 13 fark

Ahmet Hakan
Hürriyet
Pamuk ile Kemal arasındaki 13 fark
16.10.2006 09:36
BİR: Orhan Pamuk Tek parti döneminde devletten ihale alma imtiyazını yaşayarak zengin olmuş bir babanın talihli çocuğudur. Yaşar Kemal ise anacığının iç gömleğine diktiği bozuk paralarla 15 yaşında İstanbul’a gelip üç ay Gülhane Parkı’nda yatıp kalkarak alışmıştır İstanbul’a...

İKİ: Orhan Pamuk içi kitaplarla dolu bir evde büyümüştür. Yaşar Kemal ise içi masallar, destanlar ve ağıtlarla dolu bir evde...

ÜÇ: Orhan Pamuk yazı, Yaşar Kemal sözdür.

DÖRT: Orhan Pamuk’un bir ağabey kompleksi vardır, hálá hesaplaşmasını tamamlayamadığı... Yaşar Kemal’in ise bir Çukurova kompleksi vardır ama bu kompleksinden memnundur.

BEŞ: Yaşar Kemal, Çukurova’nın bütün dağlarını, taşlarını, kuşlarını, ağaçlarını, çiçeklerini sular seller gibi bilir... Orhan Pamuk ise soğuk kış geceleri can sıkıntısıyla dolaştığı İstanbul’un kara sokaklarını...

ALTI: Orhan Pamuk romanına malzeme toplamak için bir çılgın gibi Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne vurur kendini. Yaşar Kemal ise ağıt toplamak için halkın arasına.

YEDİ: Orhan Pamuk ilham gelmesi için evinin salonunda volta atar. Yaşar Kemal ise eski bir alışkanlığı sürdürür, yani mahpushane voltası atar.

SEKİZ: Orhan Pamuk bir cümle yazar, okur beğenmez, yırtıp atar, sonra yeniden yazar. Yaşar Kemal ise vurur daktilonun tuşlarına savaşır gibi. Gürül gürül yazar, bir de bakar ki 40 destan sayfası çıkmıştır temizinden.

DOKUZ: Yaşar Kemal Katip arzu halim yaz yare böyle dizesinde işaret edilen arzuhalcilik mesleğinden tüpçülüğe kadar her türlü işe girip çıkmıştır. Orhan Pamuk ise hayatı boyunca çalışmak zorunda kalmamıştır.

ON: Orhan Pamuk AB’ye şimdiden girmiş bir Nişantaşı’dır, Yaşar Kemal ise halis muhlis bir Anadolu.

ON BİR: Yaşar Kemal kitapları yabancı dile zor çevrilir. Çevrilince de değerinden çok şey kaybeder. Orhan Pamuk kitapları ise yabancı dilde daha iyi durur.

ON İKİ: Orhan Pamuk’a kasmak ve gerginlik yaratmak acayip yakışır... Yaşar Kemal’e ise ağız dolusu sövmek şahane bir hava katar.

ON ÜÇ: Orhan Pamuk, içindeki manevi boşluğu doldurmak için edebiyatı seçmiştir. Yaşar Kemal ise içindeki manevi doluluğu boşaltmak için.
  #260  
Alt 27.10.2006, 01:13
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard akitec.de

Retro Schuhe bestellen.Einfach anrufen
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu