Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #24521  
Alt 20.09.2005, 11:17
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Mükemmel insan nasıl olur

Sual: Maddeye bağlı olmak zararlı değil midir?

CEVAP

Evet çok zararlıdır. Yalnız maddiyata inanan kimseler, çok defalar dertlerine çare bulamayıp, ümitsizliğe kapılmakta, intihar bile edenleri görülmektedir. Bu, onların ruhlarının boş kalmasından ileri gelmektedir.



İnsanın ruhu da, bedeni gibi gıdaya muhtaçtır. Bu da, ancak iman etmekle kabildir ve Allahü teâlânın yolunu ancak din gösterir. Allahü teâlâyı inkâr edenler bile, muhakkak bir gün bu ihtiyacı duyarlar.

Ünlü Rus yazarı Soljenitsin, Amerika’ya yerleştiği zaman, kendisinin büyük sıkıntılardan, ruhi bunalımlardan, makine olmaktan kurtulacağını zannetmişti. Bir gün bir üniversitede Amerika gençlerini başına toplayarak, onlara şöyle hitap eder:



(Ben buraya gelince, çok bahtiyar olacağımı zannetmiştim. Ne yazık ki, burada da büyük bir boşluk hissediyorum. Çünkü siz, artık maddenin esiri olmuşsunuz.



Evet, burada hürriyet var, herkes istediğini yapıyor. Fakat, ancak maddeye önem veriyor. Ruhları bomboş. Halbuki, insanı gerçek insan yapan, onun gelişmiş, temizlenmiş ruhudur. Sizlere tavsiyem şudur:



Ruhunuzu geliştirmeye, güzelleştirmeye bakın! Ancak o zaman, ülkenizde bulunan ve sizi de üzen çirkinlikler yok olmaya başlar. Dine önem verin! Din, insan ruhunun gıdasıdır. Dinine bağlı insanlar, her işte sizin en büyük yardımcınız olur. Çünkü, onları Allah korkusu doğru yoldan ayırmaz. Sizin en büyük zabıta kuvvetiniz bile, herkesi gece gündüz murakabe edemez. İnsanları kötülüklerden alıkoyan esas sebep, onların duyduğu Allah korkusudur.)



Yukarıda da belirtildiği gibi, insan ruhunun gıdası, dindir. Mevcut dinlerin içinde de en doğrusu, hiç değişmeden günümüze kadar geleni, en yenisi ve dünya şartlarına en uygunu İslam dinidir.

Ne yazık ki, biz Müslümanlar, pırlanta gibi temiz dinimizi dünyaya istediğimiz gibi anlatamıyoruz. Bunda, bizim de dinimize tam bağlı olmamamızın ve onun emirlerine tam uymamamızın tesiri vardır.

İslam dini, her şeyden önce, beden ve ruh temizliğini emreder.



Ruh temizliği, önce Allahü teâlâya ve Onun, son peygamberi olan Muhammed aleyhisselam vasıtası ile göndermiş olduğu emirlerin ve yasakların hepsine inanmakla ve elinden geldiği kadar bunlara uymaya çalışmakla hasıl olur.



Ruhun böylece temizlenmiş olduğu, hiç yalan söylememek, kimseyi aldatmamak, daima dürüst olmak, yanlış inançlara [dogmalara] inanmamak, herkese yardım etmek ve Allahü teâlânın emirlerine tâbi olmak ile belli olur. Bir Müslümandan, ancak bu beklenir.



O halde, İslam dinini tebliğ etmek isteyen bir insan, kendisi bizzat örnek bir Müslüman olmalıdır. Böyle doğru ve dürüst hareket edersek, bizi gören başka dine bağlı olan kimseler, bize hayran kalacak ve kendiliklerinden İslam dinini araştırmaya başlayacaklardır.



Niçin Müslüman oldunuz sualine cevap veren ve yeni Müslüman olan din kardeşlerimiz, gerçek Müslümanları ve onların yaşama tarzını gördükten sonra, Müslüman olmaya karar vermişlerdir.

Bu Müslümanlar bizden, İslam dinini yaymak, neşretmek için uğraşmamızı, bunun için de dinimizin emirlerine iki elle sarılarak herkese örnek bir Müslüman olmamızı istemektedirler.



Bütün eksiklerimize, tebliğ gücümüzün noksanlığına, İslamiyet aleyhinde yapılan yanlış, düşmanca neşriyata ve Hıristiyanlığın yayılması için yapılan korkunç gayretlere rağmen, İslamiyet dünyada gittikçe yayılmaktadır.



Biz, gerçek bir Müslümana yakışır bir tarzda hareket edersek, Müslümanların sayısı daha çok artar; Müslümanlar çoğaldıkça, dünyada yanlış inanışlar azalır ve insanlık, arzuladığı sulh ve sükuna, rahat ve huzura kavuşur.



Bir toplum Müslüman olmasa da, İslam ahlakı ile yaşarsa, o toplumun huzurlu olmaması için hiçbir sebep yoktur.



İslam ahlakı ile yaşamak

Sual: Ateist genç diyor ki: Din insanları uyuşturur, tembel yapar, sağlıklı düşünemez, çalışmayı, ilerlemeyi engeller, binlerce yasak ve emirlerle insanı köle haline getirir. Kısaca yaşamı zindan eder. Hiçbir kayda ve şarta yani bir kurala bağlanmayan ise, huzur içinde yaşar.

CEVAP

Bu sözlerin hiçbir ilmi değeri yoktur. Kuralsız yaşamak insanlara mahsus değildir. Emir ve yasaksız toplum hayal edilemediği gibi, beraber yaşayan iki kişiye bile kurallar gerekir. Birisi uyurken ötekinin gürültülü şekilde çalışması uygun olur mu? Kuralsız toplum olmaz. Kuralsız oyun bile olmaz. Yolda yürümekte bile kural gerekir. Trafikteki kurallar olmasa ne olur? Elbette kargaşa olur.



İnsanların, sağlam ve rahat, neşeli yaşamaları ve ahirette sonsuz mutluluğa kavuşmaları için Allahü teâlâ, insanlara gerekli bütün nimetleri yarattı. Bunlardan nasıl yararlanacağımızı, nasıl kullanacağımızı, Peygamberleri aracılığı ile gönderdiği kitaplarında bildirdi. Bu bilgilere Din denir.

İslamiyet’in koyduğu kurallar, sadece ahirette değil, dünyada da rahat içinde yaşamaya sebep olur. Bir ateist bile, İslam ahlakına uygun yaşarsa, dünyada rahat ve huzur içinde olur. Mesela, bir eczanede yüzlerce ilaç vardır. Her ilacın kutusunda tarifesi vardır. İlacı, tarifeye uygun kullanan, yararını, tarifeye uymayan zararını görür. Yeni bir makine, cihaz imal edilince, içine prospektüsü [tarifesi] konur. O cihazı yapan, aletin sağlıklı çalışabilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilir. İnsanları yoktan yaratan da, onun sağlıklı çalışabilmesi için ne yapması gerektiğini elbette bilir. Kur’an-ı kerimde, (Yaratan hiç bilmez mi) buyuruluyor. (Mülk 14)



İşte İslam ahlakına uygun yaşayan insan, inanmasa bile Allah’ın yarattığı nimetlerden fayda görür.

Branşında uzman olan bilim adamı, incelediği zaman İslamiyet’in o hususta bildirdiği kuralın faydalarını bulur. Yabancı bir bilim adamı diyor ki: “Namazdaki hareketler beden için çok faydalı jimnastik hareketleridir. Gün gelecek, [Bağnaz olmayan] doktorlar bunu reçetelerine yazacaklardır.”

Oruç, zekat, sadaka [yardımlaşma], sünnet olmak, temizlik, az yiyip az içmek, az uyumak, istişare, kanaat, tevekkül, sabır, kul hakkı, adalet için yazılıp çizilenleri çok kişi biliyor. Bunların tam ve en iyi şekli İslam ahlakında vardır. Bir ateist bile bunları uygulasa dünyada faydasını görür. Müslüman olarak uygularsa, o zaman kalbinde sevgiden hasıl olan Allah korkusu da olacağı için, hiç kimse olmasa bile, hiç kimse anlamasa bile, hiç kimse yakalayamasa bile, bu kurallar dışına çıkmaz, başkasına zarar vermez. Veriyorsa, sevgisinde, kusur var demektir. Bunun suçu da kurallarda değil, kendisindedir.



Kurallara uyabilmek için beden ve ruh sağlığı çok önemlidir. Rahat, huzur buna bağlıdır. Bunun önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Halbuki bu 1400 küsur yıldır İslam ahlakının temeli olup, emir ve tavsiyelerin başında yer almaktadır. Bir hadis-i şerifte İslami bilgilerin beden ve ahlak bilgisi olarak ikiye ayrıldığı, bu ilimler içinde bedeni koruyan sağlık bilgisi ile ruhu koruyan din ahlak bilgisinin önemi bildirilmektedir. Demek ki her şeyden önce, ruhun ve bedenin zindeliğine çalışmak İslamiyet’in emridir. Hatta İslamiyet, beden bilgisini, din bilgisinden önce öğrenmeyi emrediyor. Çünkü, bütün iyilikler, bedenin sağlam olması ile yapılabilir. İslamiyet’te ruh temizliği esastır. Yalancı, hilekâr, insanları aldatan, haksızlık eden, insanlara yardım etmeyen, büyüklenen, yalnız kendi çıkarını düşünen bir kimse, ne kadar ibadet ederse etsin, hakiki bir Müslüman sayılmaz.



Mükemmel insan nasıl olur?

Yukarıdaki yazımızda, bir ateistin bile, inanmadığı halde, İslamın güzel ahlakına uygun yaşadığında, dünyada rahata kavuşacağını bildirmiştik. Şimdi mükemmel insanı bildiriyoruz.

Mükemmel insan nasıl olur? Bazı vasıfları şöyledir:



Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmaz, kızsa da zararlı iş yapmaz. Büyüklenmez, son derece mütevazı, alçak gönüllüdür. Kendisine başvuran herkesi dinler ve imkan buldukça yardım eder. Vakarlı, kibar, ağır başlı, haysiyetlidir. Ailesini ve vatanını sever. Ana babasına, hocasına, âmirine karşı saygılıdır. Kumar oynamaz, uyuşturucu kullanmaz, sarhoş olmaz, yalan söylemez, hırsızlık, gasp yapmaz, kimsenin hakkına tecavüz etmez. Hiç kimsenin canına, malına, ırzına dokunmaz. Hasetçi değildir. Başkasının zararına sevinmez. Onlara karşı kin beslemez. Üç günden fazla dargın durmaz, küsmez. Yumuşaktır, fakat pasif değildir. Cömerttir, cimri değildir. Dedikodu etmez, suizanda bulunmaz. Sözünde durur kimseyle alay etmez, onlara zulmetmez. Hainlik etmez. Sahtekâr değildir. Fitne çıkarmaz, özür dileyeni affeder. Vaktini boş geçirmez. Lüzumsuz şeylerle uğraşmaz. Ancak faydalı şeylerle meşgul olur.



Yukarıdaki emir ve yasaklar sadece İslamiyet’te vardır. Müslüman, bu emir ve yasaklara uyduğu ölçüde mükemmel insandır. Tam uyabilirse mükemmelliği de tam olur. Allah’ın evliya kulları böyledir. İslam dini kadar, açık ve mantıki hiçbir din yoktur. Bu dinin esasını anlayan, seven ve uygulayan bir kimse, dünya ve ahirette mutlu olur. Eğer bütün insanlar, İslam ahlakı üzere yaşasalar, dünyada ne kötülük, ne hile, ne savaş, ne şiddet ve ne de zulüm kalırdı. Bunun için, mükemmel bir insan olmaya gayret etmek lazımdır.



Yukarıdaki hususlar İslamiyet’in emirleridir. Yerimizin müsaadesi ölçüsünde birkaçını alalım. İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Ahlakınızı güzelleştiriniz.) [İbni Lal]

(Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.) [Hakim]



(Ben güzel ahlakı bildirmek için gönderildim.) [Beyheki]



(Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir.) [Beyheki]



(Din, güzel ahlaktır.) [Deylemi]

(En faziletli mümin ahlakı en güzel olandır.) [Tirmizi]



(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]



(Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.) [Müslim]

(En iyi kimse, huyu en güzel olandır.) [Buhari]



(Yumuşak huylu kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.) [Tirmizi]

(Halka kolaylık, yumuşaklık gösteren Müslümanın Cehenneme girmesi haramdır.) [İ. Ahmed]



Bir kimse Resulullahtan nasihat istedikçe (Kızma, sinirlenme) buyurdu. Birkaç kere sorunca, hepsine de (Kızma, sinirlenme) buyurdu. (Buhari)



Güzel ahlak hakkında İslam âlimleri buyuruyor ki:

Her binanın bir temeli vardır. İslamın temeli de güzel ahlaktır. Güzel ahlak; güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir. Güzel ahlakın en azı, meşakkatlere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır. Güzel ahlak, Yaratandan dolayı, yaratılanları hoş görüp, onların eziyetlerine sabırdır. Bir müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan mümin sıfatlı değildir. Herkese karşı güler yüzlü olmalı. Kısacası Müslüman, hasreti çekilen insan demektir.



“Sizi boş yere mi yarattık?”

Sual: Bir arkadaş “ Hiçbir şey kendiliğinden olamayacağı için Allah’a inanıyorum, ama dinlere, peygamberlere, ahirete inanmıyorum” diyor. Buna ahiretin varlığını nasıl inandırabilirim?

CEVAP
Arkadaş sözünde samimi değildir. Çünkü Nasreddin Hocanın, doğduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun dediği gibi, “Ben öğrenciyim ama, öğretmene, derse, imtihana inanmam denir mi? Ben kanuna inanırım ama, savcıya, mahkemeye inanmam denir mi?


İstisnalar hariç, bütün fen adamları, bu kâinatın kendiliğinden var olmadığını, bir yaratıcısının bulunduğunu ittifakla bildirmişlerdir. Fen ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlar, bir karıncayı, bir kuşu, bir arpa tanesini yaratamaz. Akıllı ve bilgili bir kimse, kâinata bakınca, çok intizamlı yaratıldığını görür. Bunun kendiliğinden olmadığını anlar. Bir insan bir alet, bir makine yapınca bunun nasıl ve nerelerde kullanılacağına dair bir prospektüsünü [tarifesini] de yanına koyar. Yine de anlaşılması zor ise, kullanması için kurslar açar. Bir makine yanlış kullanılırsa elden çıkar. Her şeyin yaratıcısı olan cenab-ı Allah da, insan denilen bu muazzam makineyi yaratıp başıboş bırakmamıştır. Bir âyet meali:

(Sizi boş yere yarattığımızı mı sandınız?) [Müminun 115]



Başıboş yaratılmayan insanın, ne yapması gerektiğini elçileri vasıtası ile, kitaplar göndererek bildirmiştir. Son elçi olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabı ise Kur"an-ı kerimdir. Kur"an-ı kerim çok veciz olduğu için, Peygamber efendimiz bunu hadis-i şerifleri ile açıklamıştır. Hadis-i şerifler de, diğer insanların sözlerine göre veciz olduğu için, bizlerin kolayca anlayabilmesi için âlimler bunları açıklamıştır. Bu, doktor ve eczacının ilacı hastaya verirken, aç karnına-tok karnına, sabah akşam birer tane, suyla iç, sütle içme gibi tarifine benzetilebilir. Kur"an-ı kerimde insanın niçin yaratıldığı bildirilmiştir:

(Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.) [Zariyat 56]



Allahü teâlâ, “Emrime uyan Cennete, uymayan ise Cehenneme gidecektir” buyurmuştur. İbadetlerin faydası Allahü teâlâya değil, herkesin kendinedir. Maaşla çalışan bir doktor, bir hastaya ilaç verse, ilacın doktora faydası yok diye o ilacı kullanmamak akla uygun değildir. Zehir içsem doktora ne zararı olur diyerek zehir içmesi de ahmaklıktır. İşte, günahlarımın Allah’a bir zararı yok diyerek, her çeşit günahı işlemek akıllı insanın yapacağı iş değildir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Akıllı kimse, Allah’a ve Peygamberine inanan ve ibadetlerini yapandır.) [İ.Muhber]



Öldükten sonra başına gelecekleri düşünmeyene, kendisini ebedi tehlikeye atana akıllı denebilir mi? Kur"an-ı kerimin çok yerinde, (Düşünmüyor musunuz?) diye ikaz edilmektedir. Hadis-i şerifte, (Aklı olmayanın dini de yoktur) buyurulmuştur. (Tirmizi)



Her insanın yaptığı ibadetin faydası kendisinedir. Kur"an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Kim, [ibadetlerini yapar ve günahlarından] temizlenirse, faydası kendisinedir.) [Fatır 18]

(Benim ibadetime Allah’ın ihtiyacı yok) diye, yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer. Bu hastasına doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, “Perhiz yapmazsam doktora hiç zararı olmaz” diyerek, perhiz yapmıyor. Evet doktora zararı olmaz, ama kendine zarar vermektedir. Doktor, kendine faydası olduğu için değil, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir. Doktorun tavsiyesine uyarsa, şifa bulur. Uymazsa ölür gider. Tabibin bundan hiç zararı olmaz. Bunun gibi, (Allah’ın benim ibadetime ihtiyacı yok) diyerek ibadetten kaçanlar da, Cehenneme gider.



Sual: Bir ateist bana, (Cennet, Cehennem diye bir yer var mıdır? Dirilecek miyiz? Niye böyle sıkıntılara giriyorsun?) dedi. Buna nasıl cevap vereyim?

CEVAP

Hz.Ali buyuruyor ki:

(Müslümanlar ahirete inanıyor. Kitapsız kâfirler inkâr ediyor. Tekrar dirilmek olmasaydı, inanmayanlar, bir şey kazanmaz, müslümanlar da zarar etmezdi. Fakat herkes dirilince, kâfirler sonsuz azap çekeceklerdir.)



Allah’a ve öldükten sonra dirilmeye inanmak, bir sıkıntı değildir. Allah’a inanıp dinin emrine uyan bir müslüman, kul hakkından, komşu hakkından korkar. Hiç kimseye kötülük etmez. Kötülük yapılmayınca dünyada da rahat yaşanır. Ama Allah’a ve dirilmeye inanmayanlar, yaptıkları kötülüklerin, hainliklerin cezasız kalacağını zannettikleri için, kötülük yapmaktan çekinmezler. Polisi, kanunu atlatabileceğini zannedenler, başkasının hakkına tecavüz etmekten çekinmez. Fakat müslüman, polis görmese de, kanun yakasına yapışmasa da, hiç kimsenin hakkına tecavüz etmez. Onun için inanmanın, müslüman olmanın dünyada da sayısız faydaları vardır.

<a href="redirect.jsp?url=http://www.dinibilgiler.org/BirBileneSoralim/AhlakBilgileri_fr.htm" target="_blank">http://www.dinibilgiler.org/BirBileneSoralim/AhlakBilgileri_fr.htm</a>
  #24522  
Alt 20.09.2005, 11:17
Benutzerbild von libanontr
libanontr libanontr ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Selam

freut mich dass es noch religiöse leute gibt... Ich kenne leider nicht viele...
  #24523  
Alt 20.09.2005, 11:20
Benutzerbild von kerio
kerio kerio ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 22
Standard Immer noch was für ein Programm? o.T.

ohne Text
  #24524  
Alt 20.09.2005, 11:20
Benutzerbild von libanontr
libanontr libanontr ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard selam

ein toller mensch ist jemand, der nicht nur viel über die religion weiß sondern auch danach lebt. Außerdem soll man niemals denken, dass man genug weiß sondern immer versuch noch mehr zu lernen, denn man kann nie genug über den islam wissen
  #24525  
Alt 20.09.2005, 11:21
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard muhahahahahahahahahaha

diyer dinlerlen beraber yasadigini saniyorsun muahahahahaha

Konstantinopilisteki Ruhban okulunu neden kapattiniz Ortodox kilisesileri neden Türkiyede kapali halde.

Alevilere gelince ellerine bir saz vermissiniz Ozan liklan onlari inanclarindan uzaklastirmadinizmi 80 sene boyunca.

Cumhuriyetin kurulmasindan sonra neden Alevileri tanimadiniz onlara Cem evleri yaptirmadiniz.

Dersim isyanlari neden basladi Sivas Yozgat isyanlarini daha bile bilmiyor gelmis burda bir arada yasadigini savunuyorsun :O)))

Seni alaman pasaportlu kemalist seni..... :O)
  #24526  
Alt 20.09.2005, 11:22
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Kuraninda acikladigi gibi..

..insanlarin ekseriyeti onlarin hükmü altindadir!
  #24527  
Alt 20.09.2005, 11:22
Benutzerbild von kerio
kerio kerio ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 22
Standard iste kuranin ruhundan

bahsedip de daha özünü bilmeyenler böyle bos bos konusacaktir.

hz. süleyman"nin belkise karsi savas ilanini yorumlama bakalim bay kurani sadece ben süper sekilde anlarim. bu surenin tefsirini lütfen.
  #24528  
Alt 20.09.2005, 11:22
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard jepppp o.T.

ohne Text
  #24529  
Alt 20.09.2005, 11:24
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Olaya Baska Acidan Bakmak

VE YENİ ÖRNEKLERİMİZ; İDEAL İSLAM DEVLETİNDEN,YAŞANAN,UYGULANMIŞ:

Bir Yahudi , Hz. Ali"nin Sıffın yolculuğu sırasında zırhını düşürdüğü yerde bulur, sahiplenir...Hz. Ali zırhını geri ister ,... sonunda Hz. Ali ile mahkemelik olurlar.Mahkeme başkanı kadı Süreyh"tir.Hz.Ali"ye sorar " şahidin var mı?".Hz ali cevap verir " oğlum ve hizmetçim." kadı " onlar yakının şahitlikleri geçerli olmaz " der....Mahkeme Yahudi lehine sonuçlanır.Halife ile Yahudi"nin davasında mahkeme Yahudi"yi haklı bulmuş, haklife davayı kaybetmiştir.Ama tüm bu gelişmelere Yahudi dayanamaz ve itirafta bulunur " ... bu adalet karşısında direnemiyorum, Müslüman oluyorum ."

Hz. Resul, zekat dağıtır, elindekilerin hepsini tüketir.Sonra biri gelir ve çok ihtiyaç sahibi olduğunu ifade eder.Hz. resul ona " Şehre git, ihtiyaçlarını al, mal senin , borç benimdir." buyururlar.
Hz. Resul"e o yılın ik olgunlaşan hurmaları getirilir.İkram sırasında Hz. Resul sorar: " idare ettiğim halkım böyle hurma yiyebiliyor mu şu an ?" hayır cevabı üzerine " götürün bunları çocuklara verin , ümmetimin yemediğini yemem, giymediğini giymem . " buyururlar.
Komutan Halid b. Velid , sefer sırasında sofrasında soğuk su ve yumuşak ekmek görünce ; " kaldırın bunları , bana askerimin yediği kuru ekmek ve sıcak suyu getirin " der.

Hz. Resul , bir toplantı esnasında şöyle buyururlar . " Benim en sevdiğim kimse benden hakkını alandır. " buyururlar.

Hicri 17. sene.Hz. Ömer halife...Hz. Resul"un türbesinin yanındaki cami ihtiyaç nedeniyle genişletilmek istenir .Çevredeki arsalar para ile satın alınır.Sadece Hz. Abbas arsasını vermek istemez.İş mahkemeye intikal eder.Mahkeme kadısı Übey b. Kab"tır...Sonunda mahkeme kararını verir ." Mescid yapmak için Mal sahibinin arsası para ile ile bile olsa zorla alınamaz."Bu sonuçtan sonra Hz. abbas " Ben arsamı hibe ettim " der.kendisine sorulur " neden aşırı fiyatla bile olsa vermedin de şimdi parasız hibe ediyorsun?" Hz. Abbas cevap verir:" İslam"ın insan haklarına gösterdiği saygıyı dünyaya duyurmak için!..."

Hz. Ömer döneminde Halife olan Ömer gece teftişlerinin birinde fakir bir adamın çocuğu olduğunu fark eder.Hemen hanımının yanına döner " Yoksul bir adamın yeni doğum yapmış hanımına neler lazım gelir, sen bilirsin " der, ihtiyaçları sırtına çuvalla alır ve hanımı ile fakir adamın yardımına koşarlar.Çocuk doğar, Hz. Ömer"in hanımı dışarıya seslenir " Ey Mü"minlerin emiri çocuk sağlıklı , merak edecek bir şey yok" fakir adam yanındaki kişinin halife olduğunu anlayınca ayağa kalkmak ister :"Hiç ayağa kalkmana gerek yok, " Yöneticinin görevi ihtiyaç sahiplerini tespit edip yardımlarına koşmaktır.Ben görevimi yaptım, geç kalmışsam Allah beni af etsin ." buyurur.Ve ilave eder :" Yoksula görev , devletin görevidir."

Halife Ömer döneminde kıtlık olur....Eslem : " Kıtlık biraz daha devam etseydi yoksullardan önce Hz. Ömer ölebilirdi.Çünkü halktan çok Ömer yokluğu yaşıyordu ." demektedir .

Kıtlık vaktidir.Hz. Ömer dolaşırken oldukça semirmiş bir deve görür , sahibini sorar.Oğlu Abdullah " benimdir." deyince Hz. Ömer oğluna döner , " bak oğlum bu deve nasıl semirdi sana anlatayım mı " der ve anlatır :" Bu deve halifenin oğlunundur denip senin devene yedirdiler , otlu yerleri senin devene tahsis ettiler...şimdi bu deveyi al, sat, ana parayı ayır , kârını hemen bana getir , hazineye yatırıp Beytü"l-Mal"e devredelim.çünkü halife unvanı devletindir.Devletin unvanı ile kazanılan para da devlete aittir.aksi halde nüfuz ticareti yapmış olur, helal malımıza haram karıştırmaktan kurtulamayız, " buyururlar

Hz. Ömer hastalanır." Beytü"l-Mal"dan ( Hazineden ) bal alıp verelim " denir.Halife itiraz eder :"hazine ortak maldır, izinsiz almak caiz olmaz." der.

Mısır valisi Amr b. As"ın oğlu kendini yarışmada geçen bir kıpti"nin yüzüne kırbaçla vurur.Adam yola çıkar, halife Ömer"i bulur ve durumu anlatır.valinin oğlu çağırılır ve aynı ceza adam tarafından ona da uygulanır .

Übey b. Kaab , Halife Ömer ile mahkemelik olur.mahkeme kadısı Zeyd b. sabit , halifeyi görünce ayağa kalkmak ister,Halife şöyle buyurur. " Adalet hiç kimse için ayağa kalkmaz.Ama herkes adalete ayağa kalkmalıdır."halife ve halktan biri yan yana muhakeme olurlar.

Suriye Gassan kabile reisi Cebele"nin ayağına tavaf esnasında bir köylü yanlışlıkla basar.Cebele bir tokat atar, ...adam Hz. Ömer"e şikayet eder...Hz. Ömer : " Cebele"nin büyük , Köylünün tokat yiyecek kadar küçük olduğu ne ile belli?..Üstünlük takvadadır." buyururlar.

Halife Ömer Mısır"a tayin ettiği vali hakkında şikayetler alınca onu geri çağırır.Vali Bin Ganem oldukça şişmanlamıştır. Hz. Ömer ona bir sopa verir ve : " Bu sopayı al, sana lazım olacak bundan sonra hazinenin koyunlarını otlatacaksın,sana memurluk değil , çobanlık yakışır" der ve ekler : "Senden süt isteyene bedava vereceksin , ama Ömer"in aile efradına vermeyeceksin..."

Bir devlet memuru halktan birini haksız yere döver.Hz. Ömer"e durum intikal edince, " Sende onu vurduğu kadar kırbaçla " buyurur.Amr b. As " ...memurun itibarı sarsılır.." deyince, Hz. Ömer:" Ben zalimi şu, bu nedenlerle koruyup , mazlumu uğradığı zulüm ile baş başa bırakamam, kim zulmetmiş ise karşılığını görmeli ki tekrarına cesaret edemesin ." buyururlar....NÜFUZ KULLANANLARA...!

Halife Ömer Abdurrahman b. Avf"dan ödünç para ister . Abdurrahman b. Avf şaşırır ve sorar : "...hazine elinin altında..." deyince Hz. Ömer . " Hazine milletin ortak malıdır....ödüncü ödeyemeden ölürsem bütün bir milletle helalleşmek zorunda kalırım.Ama senden alırsam ve ödeyemeden ölürsem sadece seninle helalleşmek zorunda kalırım , bu ise göze alınabilecek bir helalleşme olur. " buyururlar.YOLSUZLUK"UN ZİRVEDE OLDUĞU TÜRKİYE"YE DUYURULUR!NEDEN BATTIK, HZ. ÖMER"İMİZ YOK !

Hz. Ömer yaşlanır.Oğlunu halife tayin et diyenlere Hz.Ömer şu cevabı verir:" Bir evden bir kurban yeter!"...MAKAM MEVKİ AŞIKLARINA ...!

Hz. Ali akşama kadar hurma ağaçlarından hurma toplar.Akşama doğru devenin üstünde hurma, ipi elinde hizmetçisi Kamber ve Hz. Ali eve doğru yollanırlar.Yolları üzerinde bir fakir el açar ve " Allah rızası için ..." diye yardım ister.Hz. ali Kamber"e döner :"Ne istiyor" , diye sorar.Kamber cevap verir " Hurma " . Hz. ali " ver öyleyse " buyurur.Kamber " Hurma çuvalda " der.Hz. Ali " Çuvalla ver " buyurur.Kamber" Çuval devede " deyince , Hz. Ali " Deveyle ver " buyururlar.Kamber devam diyor " Devenin ipi elimde demekten korktum!...Yoksa beni de deveyle birlikte yoksula vermekte tereddüt etmeyebilirdi..." BİZDEN İSTEYENE , SONUNDA " VERİN ARABAYLA " DİYEBİLİR MİYİZ...!?NEDEN İDEAL DEVLETİMİZİ KURAMIYORUZ ANLAŞILDI MI ?... NEDEN BİZİZ, BİZ MÜSLÜMANLAR -IN SAMİMİYETSİZLİĞİ !-
ŞUNU KENDİMİZE İTİRAF EDELİM : " BEN İSLAM"I YAŞARSAM , İSLAM DÜNYAYA HAKİM OLUR!" KURTARICI SİZSİNİZ !...

Kaynak : Sadr-ı İslam ( Mevlana Şibli) , Aradığımız İslam ( Ahmet Şahin )

<a href="redirect.jsp?url=http://www.islamustundur.com/ideal.html" target="_blank">http://www.islamustundur.com/ideal.html</a>
  #24530  
Alt 20.09.2005, 11:33
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Senin Ruhun Makinelesmis?

Ünlü Rus yazarı Soljenitsin, Amerika’ya yerleştiği zaman, kendisinin büyük sıkıntılardan, ruhi bunalımlardan, makine olmaktan kurtulacağını zannetmişti. Bir gün bir üniversitede Amerika gençlerini başına toplayarak, onlara şöyle hitap eder:



(Ben buraya gelince, çok bahtiyar olacağımı zannetmiştim. Ne yazık ki, burada da büyük bir boşluk hissediyorum. Çünkü siz, artık maddenin esiri olmuşsunuz.



Evet, burada hürriyet var, herkes istediğini yapıyor. Fakat, ancak maddeye önem veriyor. Ruhları bomboş. Halbuki, insanı gerçek insan yapan, onun gelişmiş, temizlenmiş ruhudur. Sizlere tavsiyem şudur:
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu