| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
||||
![]() Berlinde yapilacak yuruyuse katilamiyacagim ama sunuda sizlere belirtmek istiyorum.
Yaptiginiz cagrinin aynisini 1920 de baskalarida yapmisti savas kazanildi Muslimanlar bir koseye atildi. Ermenileri sevmiyorum ama sunuda g;\ormek lazim adamlar kendi iclerinde birligi saglamislar ve baskalarina meydan okuyorlar. Bizse hala 1920 milerin sabkalarini ve cumhuriyetini tartisiyoruz eyer bir birlik olmasini istiyorsaniz Turkiyenin bir Islam ulkesi oldugunu tanimali ve laik ligi kaldirmamiz lazim. Avrupada bile tek laik ulke fransadir Arabin puschusunu attik ama italyanin sabkasini giydik. Bir iki ermeni baskalarina ermeniler katledildi diye onlari inandira biliyorsa sucu ermenide deyilde kendimizde aramaliyiz. Avrupada 5 milyon Turk okumusu var profosoru var muhendisi var birsez yapamiyorsa suc ermenilerde deyil bizde. Gencligimiz batmis kulturumuzu satmis onun bunun pantolonunu giyip diskolarda onun bunun kucagina girecegine millet kendi ulusu icin birseyler yapsin. Herturlu kurulus var Avrupada neden Katledilen dogulu ve muslimanlar icin bir Muze actiramiyorsunuz. Resimleri doldurun basbakanlari davet edin katledilen cocuklari gosterin. Sadece bir muze neler yapabilir onu dusunmek gerek oyle sokaklarda cirit atip hava atmaklan bu isler olmazzzzzzz Erbakanin dedigi gibi. |
|
||||
![]() bilemiyorum hatirliyormusun AKP hükümeti iktidara geldiginde Dis Isleri Bakanligi bir faaliyet gösterip Almanya´da bütün Türk Derneklerini bir cati altinda toplamya karar vermisdi Diyanet, IGMG, Süleymanci, Nurcu, Naksi ve diger Cemaat kitlelerini bir cati altinda toplayacaklardi, bir düsüne biliyormusun bu ne sekilde bir toplu güc kitlesi olabilecegini, Alman ic isleri bakanligi nereden isaret aldilarsa derhal karsi ataga gecip ilk basda IGMG´yi siyah listeye almak oldu.
sana anlatmak istedigim müslümanlari avrupa´da bir güc haline gelmesini herzaman engellemeye calisacaklardir. Diger bu kuruluslardan uzak olan insanlar zaten cogu assimile olmus Avrupa insanlari gibi yasamayi ve kültürünü benimsemis Türklerdir. hoscakal |
|
|||
![]() Türkiye cumhuriyeti o kadar engele karsi hala ayaktaya helal olsun.Bizim sirf kürt sorunumuz yok.Birde icten ice dindar gecinen laikciler düsmanlik yapiyor kendi ülkelerine.Insanlar kendi aralarinda seriatcisi cumhuriyetcisi diye bölünmüs.Yazik cok yazik.
|
|
|||
![]() nede baska bir arkadasina ihtiyacimiz yok bizim....
Sizler TR ye zarardan baska bir sey getirmediniz... Sizin Kabenizde HZ. Erbakaniniz ayklarini 5 kisiye yikattiriken TV de gördük... Öyle Müslümanlik yerin dibine batsin... zaten battida.... ileride ister istemez senin Arabi arkadaslarinda medeni olacaklar.... Care yok... ya adam olursunuz... yada zamanla kaybolursunuz... zamana ayak uydurmayan zamanla kaybolur... htaa DINLER bile zamana göre yorumlanmis... kisiye göre degil |
|
|||
![]() is eninde sonunda kaba kuvvette belirlenir... eger bunu yapcak gücüde yoks AB nin o halde istedikleri kadar bagirip cagirsinlar...
Spielt keine Rolle.... zaten Almanlari AB ve dünyada takan kim... kim güclüyse onun borosu öter... Almanya zayifladi... also haben die auch nichts mehr zu melden |
|
|||
![]() saat degil... kaldiki sen Camiisiz herhangi bir köy gördünmü ????
hatta bazi köylerde bir kac tane Camii var... Also hör auf, hier was zu erzählne... bize Camiiden daha cok okul lagzim okulki... cocuklar medeniyeti kavrayacak düzeye cikarilsin.... Ancak o zaman DIN anlasilir... Ahmed Hulusi cok güzel söylemis --------------- Evet, kesinlikle bilelim ki... Kişi, şartlanmalarından; şartlanmalarının getirdiği değer yargılarından; şartlanmalarının getirdiği değer yargılarının oluşturduğu duygulardan arınmadığı sürece “ALLAH” ismiyle işaret edileni idrâk edemez!. --------------------------- Olay bu kadar basittir.... sizler sartlanmissiniz.... medeni insan seviyesine cikmaniz mümkün gözükmüyor |
|
|||
![]() Bilelim ki...
Bizi tüm hedeflerimizden alakoyan, «perdeli» bir halde yaşatan en önemli engel ŞARTLANMALARDIR!.. Şartlanmalarımız yüzünden, gözlüğünü alnına kaldırıp da, sonra ömrünü çevrede gözlüğünü aramakla tüketen adam durumuna düşeriz!.. Evet, kesinlikle bilelim ki... Kişi, şartlanmalarından; şartlanmalarının getirdiği değer yargılarından; şartlanmalarının getirdiği değer yargılarının oluşturduğu duygulardan arınmadığı sürece “ALLAH” ismiyle işaret edileni idrâk edemez!. Bunu gerçekleştirmediği sürece, benliğinin hakikatını bilemez ve Hazreti MUHAMMED"İN açıkladığı “ALLAH” ismiyle işaret edileni tanıyamaz!.. Bu yanlış anlayışla yaşamı boyunca, «ALLAH» der; ama bu ismi, kafasında şartlanmalarına göre hayâl ettiği TANRIYA vererek, ömrünü boş yere harcar!.. Hazreti Muhammed"in açıkladığı “ALLAH” adıyla işaret edileni anlamamış, idrak etmemiş kişinin; şartlanmalar ve içgüdüleri istikâmetinde kafasında bunlar doğrultusunda hayal edip yarattığı tanrıya «ALLAH» etiketini yapıştırıp böyle çağırması , ona hiç bir şey kazandırmaz... Çünkü... «ŞİRK şüphesiz ki en büyük ZULÜMDÜR!.» Hazreti Muhammed"in açıkladığı “ALLAH” ismiyle işaret edileni anlayıp idrâk etmeyen insanın; bilincinin orijinini tanımasına, kozmik bilinç boyutuna sıçrama yapmasına, evreni gerçek değerleri ile değerlendirmesine asla imkânı yoktur!... Çünkü kafasında yarattığı muhayyel "ALLAH" ismiyle etiketlediği TANRISI dolayısıyla; onun, kozasından çıkıp da, gerçekleri görebilmesi imkânsızdır!.. Kişinin, şartlanmalar yoluyla örülmüş kozasından çıkabilmesi, ancak hakikata dair ilmin kendisine ulaşması; ve onun da bu gerçekler üzerine tefekkür edebilmesi ve gereğini yaşamasıyla mümkündür!.. Oysa biliriz ki toplum, genelde derin düşünce gücünü kullanmasını bilmediği, hep ezbercilikle yetiştirildiği için derinlik isteyen konularda düşünmez ve düşünmeyi de sevmez... Ve bu yüzden de davranışlarını çevresindekilere yani "herkese" göre düzenler!.. «HERKES» ne diyorsa, ne yapıyorsa, o da onları taklit eder!... Böylece, âdeta «HERKES PUTUNA» tapınır olur!.. Kişi daha küçük yaşlardan itibaren, büyüklerim doğru yapar, diye düşünerek; onların davranışlarını şartlanma yollu kabul eder ve bunları tatbike başlar... Böylece de onların değer ölçülerini sanki kesin gerçeklermiş gibi benimser!. İşte şartlanma yollu benimsenen bu değerler ve davranışlar, neticede gerçeğe tamamen aykırı olan bir zan içine sürükler kişiyi... Sonuçta, bu hayâl ipiyle örülmüş kozada hapis kalan insan artık şöyle düşünmeye başlar: «Bütün hayatımı Tanrıya ibadetle niye geçireyim ki... Sonunda nasıl olsa bir iyilik yapar, Tanrının gözüne girer paçayı kurtarırım!..» Bütün bunlar, gerçeğe dayanmayan, şartlanmalar yoluyla elde edilmiş yanlış bilgilerden meydana gelmiş isabetsiz ZANLARdır!. Oysa, şartlanmalara bağımlı kalarak, gerçeğe uymayan ZANlar ile yaşamanın ne kadar üzücü sonuçlar vereceğini Kur"ân-ı Kerîm şöyle bildirmektedir: «...Onlar, ancak ZANNA ve nefislerinin çektiğine tâbi olurlar... Halbuki kendilerine gerçek bildirilmiştir!.» (53-23) «...Onlar ancak ZANNA tâbi oluyorlar... ZAN ise gerçekten hiç bir şey ifade etmez!...» (53-28) «İşte sizi yönlendiren hakkındaki bu ZANNINIZDIR ki, sizi perişan etti!.. Ve siz kaybedenlerden oldunuz!..» (41-23) İşte bu yüzden, bize, gerçeğe uymayan şartlanmaların verdiği zararı hiç bir şey veremez! Ve çevremizin oluşturduğu bir biçimde; kendimizi et - kemik bedenden ibaret ZANNEDEREK, yukarıda gökte bir TANRI var sanır; bu beden kişiligiyle o gökteki TANRI"ya tapınma yolunu tutarız!.. O TANRIYA kızar, o TANRIYI yargılar, o TANRIYI eleştirir, çoğu zaman da o TANRIYI zamansız ve yersiz işler yapmakla suçlarız... Hiç farketmeyiz gökte öyle bir TANRININ olamayacağını!... Gökte böyle bir TANRI olmadığı yolundaki, Hazreti Muhammed"in uyarısını hiç dikkate almayız... Ve bu yüzden, sonra, asla telâfi edemeyeceğimiz çok büyük yanlışlar yapmakta devam eder gideriz... Halbuki en azından şöyle düşünsek ; Dünyanın üzerindeki bir insanın yeri nedir?.. Bütün dünya yüzeyi üzerinde, sadece bir tek insanın varlığını, yerini düşünün... Dünya kadar bir tanrı olsa, onun yanında bu insanın yeri ne olur?.. Sonra Dünyadan bir milyon üçyüzonüç bin defa daha büyük olan Güneşi düşünün.. Onun yanında dünyanın yeri nedir?.. Onun yanında, yani dünyadan 1.313 bin defa büyük olan güneşin yanında bir insanın büyüklüğü, yeri nedir?.. Sanki, bir insan bedenine nispetle, bir hücre içindeki kromozom!.. Veya Güneş gibi 400 milyar yıldızdan oluşan galaksinin içinde Güneşin yeri nedir?.. 400 milyar güneşin akıl almaz boyutlarda oluşturduğu GALAKSİ, şayet bir TANRI olsa, onun azameti yanında Güneşin yeri nedir?.. Ve düşünelim, Güneş, o TANRIYA tapınsa, onu övse, yüceltse ne olur; reddetse, kızsa, sövse ne olur!!!.. Ya, o varsayalım galaksi büyüklüğündeki TANRI yanında, bir insanın yeri nedir?.. Lûtfen bunu gerçekçi bir biçimde düşünelim?.. Eğer bu hususu idrâk edersek, fark ederiz ki, dinde bahsedilen, «ibadet» adı altındaki çalışmalar, dıştaki bir TANRI"ya tapınma, ya da yaranma gayesiyle oluşturulmamıştır!.. Nitekim eskilerden bu durumu şöyle duymuşuzdur: «Yaptığın ibadetlerin hiç birine “ALLAH”ın ihtiyacı yoktur!.. Sen bunları kendin için, kendi geleceğin için yapmak zorundasın!..» Evet, «ibâdet»e, “ALLAH” adıyla işaret edilenin değil, senin ihtiyacın var!.. Şayet ibadet adı verilen çalışmalara gereken önemi vermezsen, «nefsine» hakkı olan sayısız özellikleri ve güçleri kazandıramadığın için «zulmetmiş» olursun. Nefsinin hakikatını tanıman ve ondaki sayısız özellikleri keşfetmen, cennet yaşamına onu ulaştırman senden çıkacak olan çalışmalara bağlıdır!. Sen, kendin için, kendi menfaatin için bu çalışmaları yapmak zorundasın... Eğer bu çalışmaları yapmazsan, kaybedecek olan yegâne varlık sensin!.. Zira ötede veya öteNde bir TANRI yok!.. Ve sen de O"na yaranmak için bu çalışmaları yapacak değilsin. Burayı çok iyi anlamamız lâzım. ÖteMde bir TANRI yok, diyerek, bunu idrâk ederek, tapınmayı terkedersen, çok büyük bir zararla karşı karşıyasın demektir!.. Zira, o tapınma dediğimiz çalışmalar, gerçekte, senin geleceğin için çok büyük önem içinde yaşadığın SİSTEMİN ZORUNLU KILDIĞI çalışmalardır!. Asla ihmale gelmez!.. Ancak burada senin bir yanlış anlayışın sözkonusu... ZAN ediyorsun ki, «ibadet» denen bu çalışmaları o TANRI"ya yaranmak için yapıyorsun... Halbuki bütün bu çalışmalar, ötedeki ya da ötendeki TANRI için değil, bizzat kendi geleceğin içindir!. kaynak... wer es sich nicht ansieht ist selbst schuld www.ahmedbaki.com |
|
|||
![]() forumda... mehr glaube ich nicht
|
|
||||
![]() giniz varmi?
Cemaatle kilinan namazin, camide kilinan namazlarin, hele hele sabah namazlarinin degerlirini bilmiyorsunuz herhalde.. cemaatlesmeye büyük önem verilmistir.. sizin gibileri ise müslümanlarin cemaatlesmesini ve bir birlik icinde olmalarini engellemek icin elinizden geleni yaptiginizi yine ortaya koymussunuz! |