| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1941
|
||||
|
||||
![]() Also Frau Merkel redet ja ständig von einer "islamischen" Gefahr, wenn es um den Beitritt der Türkei in die EU geht. Frau Merkel unterstützt aber eine priviligierte Partnerschaft zwischen der EU und der Türkei? Mit einer Gefahr eine Partnerschaft machen? hmm komisch!
Hr. Stoiber betont auf jeder Veranstaltung in Nieder und Oberbayern, dass es zu große kurtuelle Unterschiede zwischen der EU und der Türkei gibt. Die EU besteht aus viele Ländern, d.h. ja dass es viele verschiedene Kulturen gibt. Beispiel: Gibt es eine kurturelle Nähe zwischen Deuschland und Griechenland? NEIN. Gibt es eine kurturelle Nähe zwischen Griechenland und der Türkei? JA schon eher. Essen, Kleidung, Infrastruktur einfach alles AUSSER DIE RELIGION UND SPRACHE. Was verstehen diese Menschen unter Kultur? Reden sie hier von Religion? Ich denke schon! Man behauptet, dass wir eine Gefahr sind? Wir krank mich das jedes Mal macht. Die Türkei ist keine Gefahr. Die AKP ist das gleiche wie die CDU/CSU in Deutschland. Sie nimmt sich ihre Wertvorstellungen aus ihrer Religion. Der Islam bedeutet FRIEDEN und die Menschen WOLLEN das nicht verstehen. Ich denke wir verschwenden nur unsere Zeit. Wir sollten uns andere Partner suchen. Andere oder neue Unionen gründen. Warum immer diese EU. Sie wird doch bald eh nicht mehr funktionieren (siehe die Lage in Frankreich, Deuschland und England) Man hat einfach angst, weil die Demographie in der Türkei viel positiver ist, als die der Europäer. 2050 erwatet die Türkei in einer Volkszählung die zahl 100 Mio. Wir wären praktisch das stärkste vertretene Land im EU-Parlament. Es gibt ja so viele Widersprüche. Was solls, wir müssen alle halt schauen, was zu erreichen. Zu studieren und einfach besser zu sein als die, die uns mit zweifelnden Blicken betrachten. |
#1942
|
||||
|
||||
![]() Haydi hayırlısı, AB"nin bize görüşme tarihi vereceği anlaşılıyor. Tabii zina vakasına benzer başka marifetlerimiz ortaya dökülmezse.
Bu arada ister istemez insanın aklına takılıyor: Başbakan Erdoğan, "Zina hükmü Ceza Yasası"nda yer alırsa tarih filan vermeyiz" diyen AB yetkililerine sert çıkmıştı: "Biz Türküz, içişlerimize kimse karışamaz!" Ne kadar sevinmiştim bunu duyunca. Akşam eve gidince eşime sert çıktım. "Bana bak," dedim, "ben Türküm, bana kimse karışamaz!" Suspus oldu. Ertesi gün daireye gittim. Uzun zamandır gıcık olduğum amirim "Gene geç kaldın," demek üzereydi ki lafı ağzına tıkadım, "Bana bak," dedim hışımla, "ben Türküm, benim işlerime kimse karışamaz!" Adam bir şaşırdı ki, sormayın. Ne diyeceğini bir türlü bilemedi. Formülü kapmıştım artık. Otobüste, okulda, yolda, apartmanda kafamın tası atınca basıyordum kalayı: "Ben Türküm..." Oldukça iyi işleyen bir formüldü. Direnmeye kalkan olursa daha da bastırıyordum: "Üstelik Türk oğlu Türküm!" Buna kim direnebilirdi? Tam işler yoluna girmişti ki, sayın Başbakan Avrupa"ya gitti ve "Zinayı Ceza Yasası"ndan çıkarın!" talimatına uyup, "Tamam abiler, emriniz olur" deyince bütün fiyakam bozuldu, formülüm işlemez oldu. Kimse artık benim Türklüğümü iplemiyor. Beni de bir merak aldı ki sormayın: "Zina konusunda Avrupalıların sözüne uyduğuna göre artık sayın Başbakan Türk değil mi yoksa" diye kafamı delen sorularla boğuşmak zorunda kaldım. Sayın Erdoğan"ın Avrupa"da yaptığı konuşmada şu söyledikleri ilginçti: "Uyum yasalarını geçirmekten daha önemli olan şey, onları uygulayabilmektir," dedi. "Çünkü, bu yasaların uygulanması zihniyet değişikliğini gerektiriyor. O da zaman alan bir şey." Ne kadar haklı, diye düşünmeden edemedim. Samsun"da bakkal, manav, lokanta denetlemeyi bir kenara bırakıp el ele yürüyen gençlere ahlak polisliği yapan belediye zabıtalarının öyküsü bu "zihniyet"i değiştirmenin ne kadar zor olduğunu göstermiyor mu? Hatta daha düne kadar "Zinayı suç sayan hükmü mutlaka Ceza Yasası"na ekleteceğim" diyen, "Çünkü ben Türküm" sözleriyle de bu inadının gerekçesini açıklayan sayın Başbakan"ın zihniyeti gerçekten birkaç gün içinde değişti mi dersiniz? Gazetecilerin önünde gençleri rahatsız eden namus bekçisi belediye zabıtalarının davranışını "Abilik yapmışlardır" diye mazur göstermeye çalışan Samsun Belediye Başkanı"nın zihin yapısı size George Orwell"in ünlü "1984" adlı romanının anımsatmadı mı? O romanda da herkesi gözetleyen bir "Abi" vardır ki evlere şenlik. (Çoğu kez, kızların, kendilerini tecazvüzden kurtaran "abilerin" tecavüzüne uğradığı da görülmüştür. O nedenle bu "abilik" kurumunu biraz kuşku, endişe ve kaygıyla karşılamakta yarar var.) Ya "Ortada bir şikâyet ve suç yoktur" diyen Samsun Valisi"nin zihniyeti AB"ye ne ölçüde uyumludur dersiniz? Bir kamu görevlisi olan belediye zabıtaları yasaları çiğneyerek kameraların önünde vatandaşı rahatsız ediyor ve valilik makamı bu durumu "normal" sayıyor. Sayın Erdoğan"ın sözleri çok doğru: Uyum yasalarını çıkarmak yetmiyor, AB"ye uyacak zihinleri de yetiştirmek, eğitmek lazım. Bunun pek kolay olmadığını "silsileyi meratip" içide görüyoruz işte. yildirim türker |
#1943
|
||||
|
||||
![]() hossa!
ich denke, du müsstest diese aussage eher verallgemeinern und es nicht nur den deutschen vorhalten! |
#1944
|
||||
|
||||
![]() hallo?!
du redest nur davon, wie scheiße die europäer sind... du lebst in einem europäischen land, du redest davon, dass die bösen bösen europäer die türken nicht in die eu aufnehmen wollen... wobei sich bei mir die frage stellt... WESHALB möchtest du dies denn bzw. beklagst dich darüber, wenn die europäer eh verlogene biester sind?! außerdem, meinst du nicht, die könnten auch recht haben? nur, weil ein klitzekleiner teil der türkei zu europa gehört, soll man sie aufnehmen? ich denke, türkei sollte froh darüber sein, dass man es überhaupt in erwägung zieht und darüber diskutiert! |
#1945
|
||||
|
||||
![]() leng oglum git isin basina ya! bizi almanya ve avrupada zar zor diskolara cafelere sokuyorlar! EU ya nasil soksunlar?
su erdogan ne herif ya, yani EU ya girmek icin yerseyi göze alip,...... töbe töbe sabah vakti! neyse zynik piskopatlar kritik istemem haberiniz olsun. tsk |
#1946
|
|||
|
|||
![]() baska yerleri tanidigin yok galiba ?
ANAYASAYI kac kere acip okudun veya Arapca dünyada ilk dil oldugunu biliyormuydun veya izmirin köylerine hic gittin mi, gitmediysen biraz gez dogayi gör ve insanlarin HAYATA KARSI KAVGALARINI GÖR. Tabi sen hemen geri dönenlerden sin, 75 sene cumhuriyet 80 sene cumhuriyet Kutlamak la olmuyor bu isler!!! Degisen farki hepiniz gördünüz - bende merak icinde sizlerin degisiklik görüslerinizi okumak istiyorum tsk |
#1947
|
|||
|
|||
![]() cogu hangi devlet satin almis ona bir dikkat edebilirmiyiz, ve merkezbankasina yunanlilarin yatirimini da gözümüzden hic kacirmayalim.
Anlegen von TC auf andere banken und Länder? Die haben uns seit jahren verkauf und verraten, damit die sich bereichern konnten. |
#1948
|
||||
|
||||
![]() gibi kullanma, ben kepce degilim
sahsen Türkiyeyi (Dogu Anadolu haric) iyi gezdim gördüm diyebilirim, hem benim akrabalarimin bir kismi kendileri köyle ve köy hayatinida iyi bilirim böylelikle bunun disinda kendim Istanbulda is icabi bir kac yil kaldim, yani Türkiyeyi sadece TRT den tanimiyorum ![]() Istanbul ve Izmir, Ankara ve bursa gibi sanayisi bol olan sehirlerden bahis ettim cünkü genclerimiz köylerde yeni bir yasama adim atamazlar, onlarin meslegi ciftcilik degil ama aslinda bunuda ögrenebilirler, neden olmasin, eger yatirimin ve doga ya olan sevgin yeterincese neden olmasin, ciftcilik sonradanda ögrenebilinir ama sahsen cok az kisinin buna kapasitesi oldugunu sanirim, sahsen benim olmazdi, ciftcilik cok agir bir is buna bedenen cok kuvvetli olmak gerekir ... Aramizda bir cok bilgisayar mühendislerimiz, iktisat ve isletmeci (bankaci ve muhasebeci), doktor, mimarlarimiz ve reklam ajanlarimiz var, Almanyada is bulamiyorlar, bu tür yüksek egitim almis insanlarimiz Türkiyede Istanbul gibi büyük sehirlerde mutlaka is bulabilirler diyorum, onun icin o sehirlerden bahis ettim. Tabiiki serbest mesleke atananlar da olabilir, onlar istedikleri yerde mekanlarini acabilirler, sanayiye bagli olmazlar... Tekrar soruyorum, hangi sartlar altinda Türkiyede yasamaya karar verirdiniz? |
#1949
|
||||
|
||||
![]() insansin anlasilan, yazdigin makale bundan ibaret, zihnine saglik, iyi güldürdün bizi ...
Tüm yazilari okurken cogunun icinde bir eziklik duygusu tasidiginin farkindayim. Acaba diyorum, bu eziklik eskilerden kalmami? Bu yeni bir aliskanlik degil, Avrupalilarin bize etki biraktigi bir tepkide degil. Sarkilarimiz bile melankoli dolu, biz asirlardir hep baski ve üzüntü duymus olan milletiz. Bunlardan siyrilip kurtulmamiz gerek, yeni güne gülümseyerek ümit dolu baslamamiz lazim. Bizlerin hic birimizin bir Avrupali zihniyetliden hic bir eksigimiz yok arkadaslar. Avrupada da cok gördük geri düsünceli kafalari ![]() Biz kendimize olan saygi ve sevgimizi yitirmedigimiz sürece hic bir kimsenin kölesi veya oyuncagi da olmayiz. Tabiiki bu aile icersinde baslar. Eger ben bu gün ailemdeki insanlari saymiyorsam ve onlara zarar veriyorsam baskalarinin onlara saygi ve sevgi göstermesini bekleyemem. Eger ben bir genc erkek olarak baska ailenin kiziyla evlilik disi bir iliski baslayip sonrada onu kullanilmis eskismis bir partal gibi köseye atiyorsam baskalarinin da kiz kardeslerime iyi davranmasini bekleyemem. Zihniyet ilk adimda insanin kendisinde baslar. Bu zihniyet ilerlemesi insanlarin tecrübelerinden ögrenmeleri gerek ve buna da zaman gerekli, Basbakanimiza hakk veriyorum bu sözlerinde... Ve insanlarimiz kisiligini kazanabilmesi icin, genc yasta neyin kötü veya neyin iyi olduguna dair ailelerinden destek, egitim ve örnek alabilmeleri gerek. Eger bir erkek cocugu Babasini yanlis örnek olarak görüyorsa, ilgisizlik ve sevgisizlige ugruyorsa, kendi Babasi onu dövüyor, maddi manevi kullaniyor ve o ailesinin gecinecegi paralari baska kadinlarla, icki ve kumara harciyorsa, cogu bu cocuklarin kendileri de yetiskin yasa vardiklarinda ayni davranislari devam edecekler... önemli olan cocuklarimiza (ve bu sadece kendi cocuklarimiz demek degil) dogru örnek olabilmek, onlari her yasta desteklemek ve yeterince sevgi ve sevkat veremizin bilinc altimizda olmasi sart ve böylelikle bu görevde ögretmenlerimize cok büyük bir pay geliyor. Eger bir devlet ögretmenini ve memurunu nerdeyse gecinemicek maasla tek basina birakiyorsa, eger bir toplum buna ragzi gelip hic bir tepki göstermiyorsa, eger bir devlet ögretmenin maasina zam verecegine Subaylarin lüks otellerini ve kamplarini daha da cok destekliyorsa, o gelecegin tohumlari - yani cocuklari - asla zihniyet degisikligine ugrayamaz, aradan ne kadar zaman gecse bu hep ayni kalir... bu benim görüs acim |
#1950
|
||||
|
||||
![]() Die Aufnahme der Türkei in die EU wäre ein Vorzeigemodell, dass unterschiedliche Religionen durch aus eine friedliche Partnerschaft zustande bringen können.
Es wäre ein Meilenstein in der Geschichte der Europäer. Endlich würden sie über ihren Schatten hinwegspringen und sich nicht isolieren und Andersdenkende zum Feindbild machen. Genauso wäre die Partnerschaft (EU und Türkei) ein haltbares Gegenargument gegenüber den radikalen Islamisten und Gotteskämpfern, dass es im Leben auch Möglichkeiten zum Frieden durch Annäherung und ein Beispiel für Kompromisse gibt. Es würden meines Erachtens nicht mehr so viele Menschen deren Parolen Glauben schenken und weniger Anhänger geben. Eine Stabilisierung des Friedens innerhalb der Weltreligionen wäre durch diese Union ermöglicht. Schön wäre es auch, wenn bald zu dieser Gemeinschaft auch Marokko, Tunesien, Ägypten, Israel und weitere Nordafrikanische Staaten des Mittelmeeres sich anschließen könnten. Die Welt braucht Frieden und um Frieden zu erlangen, braucht man eine Gemeinschaft, desto mehr Länder sich anschließen, desto vielfältiger und anspruchsvoller, desto demokratischer und gerechter wird EU sein. EU sollte Mächten wie Amerika, China oder Russland bei Krisenzeiten die Stirn halten können. Es kann nicht sein, dass Amerika überall seine Bomben abwirft, straflos davonkommt und Länder invasiert, egal wann und wo es will. Das kann die Menschheit nicht einfach so hinnehmen! Der Mensch tritt nie als isoliertes Individuum auf, sondern lebt in einer Fülle gesellschaftlicher Beziehungen, ebenso eine ganze Nation. Als Einheit gilt nur die ganze Menschheit im Gesamten. |