1,2 Capulcu Dogudaki Sünnileri.
			 
			 
			
		
		
		Temsil Edemez bir irz düsmani bir dinsiz cikmis Kürtcülük adi altinda kürtlerin haklarini savunuyorlarmiss taa misss misss. 
 
Sizler deyilmiydiniz Cocuklari öldüren sizlerdeyilmiydiniz Kominizim kürdistanligini yapan. 
 
Siz kim Dogulu lari savunmak kim apo yada leyla zana sedat bucak orhan dogan gibi bir iki Gavur gelmis bana sahibleniyor. 
 
Cekgittt Ermeni nin anasini nasil aglattiysak sizinde birgün ananizi aglatiriz. 
 
Siz kim Dogulu larin haklarini savunmak kim  Türkiyede Sünni Hareketi oldukca Edirneden tut Vana kadar kimse o bölgelere birsey yapamaz. 
 
Leyla zana denen Ermeni Dogu lularin diniylen alay gecercesine Ramazan ayinda langirt Su iciyor. 
 
Sen git Ermenilere övütler ver senin barbar Avrupanada insan haklarinada baslariz birgün. 
 
Dogu Kökenli Hüseyin Abimizin yazdiklarini bir okuyalim ne diyor Abimiz bir bakalim  su dinsizler hakkinda. 
..................................................  ... 
Hüseyin Üzmez 
 
Leyla Zana ve arkadaşları, cezaevinden çıktıkları 
zaman, krallar gibi karşılandılar. Daha bir dinlenip 
de nefes almadan, Türkiye"yi dolaşmaya başladılar. Her 
yerde mitingler yapılıyordu. Kürt konfederasyonu 
bayrakları, elden ele dolaşıyordu. Her gittikleri 
yerde, Apo"nun posterleri altında yağıp gürlüyorlardı. 
"Silahları bırakmaktan... Savaşı durdurmaktan... 
Türkiye ile 6 aylık bir mütareke yapmaktan... 
Partileşmekten... Demokratik mücadele yapmaktan... 
Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde, 
iktidara yürümekten" bahsediyorlardı. Görünüşte 
kimseden korkup çekindikleri yoktu. Halka da önem 
vermiyorlardı. O, inançları için canlarını vermeye her 
zaman hazır, dindar Kürt kardeşlerimizin karşısına 
geçip, mübarek Ramazan"da lıkır lıkır su 
içebiliyorlardı. Bununla adeta; "Siz kimsiniz ki, 
sizleri önemseyelim. Bize oy verseniz de, vermeseniz 
de başınıza geleceğiz. Tıpkı Mussolini"nin, Hitler"in, 
Stalin"in seçimle başa geldikleri gibi... Aklınız ve 
gönlünüz, hatta oylarınız, başka tarafta olsa da, 
başınızda bizi bulacaksınız. 3-5 silahlı her 
sandıktaki sonuçları bir anda tersine çeviremez mi? 
Çeyrek asırdır, devlet bizimle baş edemiyor. Siz mi 
edeceksiniz?" diyorlardı. Bu tavır karşısında 
vatanını-milletini-dinini-devletini seven insanlar kan 
ağlıyordu. Toplumun her kesimi bu küstahlık karşısında 
şoke olmuştu. Kimse ne yapacağını bilemiyordu. Tam bu 
sırada, halkımızın aklı selimin, anlayış ve 
müsamahanın sembol temsilcisi gibi gördüğü, Dışişleri 
Bakanımız sayın Abdullah Gül, kendilerini çağırdı. Hiç 
şüphesiz ki gerekenleri söylemiştir. Ancak ne yazık 
ki, anlayamadılar. Hatta bu insanlığı bir zaaf 
saydılar. 100 bin kişilik mitinglerde, 1000 yıllık 
kardeşliğin hatırı için olsun, bir tek Türk bayrağı 
açmadılar. Halbuki o bayrakta dedelerinin de kanları 
vardı. Bu devleti Türklerle birlikte kurmuşlardı. Yani 
devlet de onlarındı. Şimdi tosbağa kabuğundan çıkmış, 
kabuğunu beğenmiyordu. Bir avuç kendini bilmezin, 
gereksiz baskılarını bahane ederek, Kürt-Türk 
kardeşliğinin temeline dinamit koyuyorlardı. Kendi 
devletini yıkmaya çalışıyorlardı. Yeni bir devlet 
kurma peşinden koşuyorlardı. Dış düşmanlar, bir 
zamanlar Hilla Mustafa Barzani"yi pöhpöhleyerek 
yıllarca koşturmuşlardı. Sonunda adam, İran Şahı gibi 
koca dünyada rahat ölebilecek bir yer bile bulamadı. 
Bugünkü Marksist Kürt aydınları bunu nasıl 
unutuyorlar? Bugün tarafsız bir referandum yapılsa, 
(her şeye rağmen) Kürt halkının yüzde 95"i, "Biz 
devletten ayrılmayız" diyeceklerdir. Bunu niçin hesaba 
katmıyorlar? 20-30 bin PKK"cı ve 100-150 bin peşmerge 
ile dünyaya ferman okutacaklarını mı sanıyorlar? Yine 
de sınırlarımız ötesinde ne yaparlarsa yapsınlar, 
kollarımız daima o kardeşlerimize açıktır. Ama bizim 
vatandaşlarımız olan Doğu ve Güneydoğu"daki 
kardeşlerimize el uzattıkları an, bu onların sonu 
olur. O kukla kolları çıtır çıtır kırılır. Bunu çok 
iyi bilmeleri gerekir. Bir DEHAP sözcüsü bir TV 
kanalında, "Ortak paydamız demokrasidir" diyordu. İşte 
sizi bu duruma düşüren o demokrasi değil mi? Git de ak 
sakallı dedene ve nur yüzlü ninene sor bakalım. Onlar 
da senin gibi mi düşünüyorlar? Bre dangalak, bizi 
temelde kaynaştıran İslâm"dır, İslâm!.. "Allah"ın 
ipi"ne sımsıkı sarılmadan kimseye kurtuluş yoktur. 
		
		
		
		
		
		
		
	
	 |