| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() sadece o Mirac hurafetini yazan salagaydi.... insanliga cok büyük zarar vermis bu adam
|
|
|||
![]() Bu Hadis Kütüb-ü Sitte´dedir (5532 no) ve bir cok ISLAM ALIMI tarafindan sahih (gercek) olup olmadigi tartisilir, o yüzden (ha$a) yüce Rab (CC) ile Hz. Muhammed (SAV) arasinda sanki pazarda mal alirken yapilan bir pazarlik gibi bir durum ortaya cikmistir ve buda YAHUDILERIN bir oyunudur bence. Cünki basvurulan peygamber Hz. Musa ve bilindigi gibi yahudilerin peygamber. Burda Hz. Musa (ha$a) ALLAH´tan üstün bir durumdaymis gibi sunuluyor bizlere...!
HADISIN TAMAMI BURDA: """""""""""""""""""""""" 5532 - Hz. Enes radıyallahu anh Mâlik İbnu Sa"sa"a radıyallahu anh"tan naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, onlara, Mirac"a götürüldüğü geceden anlatarak demiştir ki: "Ben Ka"be"nin avlusunda Hatîm kısmında -belki de Hıcr"da demişti- yatıyordum. -Bir rivayette şu ziyade var: Uyku ile uyanıklık arasında idim.- Derken bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı. -Bu sözüyle boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı kasdetti.- Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi imanla (ve hikmetle) dolu, altından bir kab getirildi. Kalbim (çıkarılıp su ve zemzem ile) yıkandı. Sonra içerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu. Sonra merkepten büyük katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak"tı. Ön ayağını gözünün gittiği en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibril aleyhisselâm beni götürdü. Dünya semasına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi. "Gelen kim?" denildi. "Cibril!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed aleyhissalâtu vesselâm!" dedi. "Ona Mirac daveti gönderildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!" denildi. Derken kapı açıldı. Kapıdan geçince, orada Hz. Adem aleyhisselam"ı gördüm. "Bu babanız Adem"dir! Selam ver O"na!" dendi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra bana: "Salih evlad hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yükseltti ve ikinci semaya geldik. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim?" denildi. "Ben Cibril"im!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "Ona Mirac daveti gönderildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Derken bize kapı açıldı. İçeri girince, Hz. Yahya ve Hz. İsa aleyhimâsselam ile karşılaştım. Onlar teyze oğullarıydı. Hz. Cebrail: "Bunlar Hz. Yahya ve Hz. İsa"dırlar, onlara selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Onlar da selamıma mukabelede bulundular. Sonra: "Hoş geldin salih kardeş, hoş geldin salih peygamber" dediler. Sonra Cebrail beni üçüncü semaya çıkardı. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim?" denildi. "Cibril"im!" dedi. "Yanındaki kim?" denildi. "Muhammed"dir!" dedi. "Ona Mirac daveti gitti mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı bize açıldı. İçeri girince Hz. Yusuf aleyhisselam"la karşılaştık. Cebrail: "Bu Yusuf"tur! Ona selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra: "Salih kardeş hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi. Sonra Cebrâil beni dördüncü semaya çıkardı. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim?" denildi. "Cibril"im!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "Ona Mirac davetiyesi indi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Kapı açıldı. İçeri girdiğimizde, Hz. İdris aleyhisselam ile karşılaştık. Hz. Cebrâil: "Bu İdris"tir, ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra bana: "Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yükseltti. Beşinci semaya geldik. Kapıyı çaldı. "Kim bu gelen?" denildi. "Ben Cibril"im!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı açıldı. İçeri girince, Hârun aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail aleyhisselam: "Bu Hârun aleyhisselâm"dır. Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu ve: "Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Cebrail beni yükseltti ve altıncı semaya geldik. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim?" denildi. "Ben Cibril!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dendi. Kapı açıldı. İçeri girince, Hz. Musa aleyhisselam ile karşılaştık. Hz. Cebrail: "Bu Hz. Musa"dır! Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu. Sonra: "Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Ben onu geçince ağladı. Kendine: "Niye ağlıyorsun?" denildi. "Çünkü dedi, benden sonra bir delikanlı peygamber oldu. Onun ümmetinden cennete gidecekler benim ümmetimden cennete gideceklerden daha çok!" dedi. Sonra beni yedinci semaya çıkardı ve kapıyı çaldı. "Bu gelen kim?" denildi. "Cibril"im!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. İçeri girince, Hz. İbrahim aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail: "Bu baban İbrahim"dir, ona selam ver!" dedi. ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra: "Salih oğlum hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Sidretü"l-Müntehâ"ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen"in) Hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrail aleyhisselâm bana: "İşte bu Sidretü"l-Müntehâ"dır!" dedi. Burada dört nehir vardı: İkisi bâtınî nehir, ikisi zâhirî nehir. "Bunlar nedir, ey Cibrîl?" diye sordum. Hz. Cebrâil: "Şu iki batıni nehir cennetin iki nehridir. Zahiri olanların biri Nil, diğeri Fırat"tır!" dedi. Sonra bana el-Beytü"l-Ma"mur yükseltildi. Sonra bana bir kabta şarap, bir kapta süt, bir kapta da bal getirildi. Ben sütü aldım. Cebrail aleyhisselâm: "Bu (aldığın), fıtrat(a uygun olan)dır, sen ve ümmetin bu fıtrat (yaratılış) üzerindesiniz!" dedi. Resûlullah devamla dedi ki: "Sonra bana, her günde elli vakit olmak üzere namaz farz kılındı. Oradan geri döndüm. Hz. Musa aleyhisselâm"a uğradım. Bana: "Ne ile emrolundun?" dedi. "Gece ve gündüzde elli vakit namazla!" dedim. "Ümmetin, her gün elli vakit namaza muktedir olamaz. Vallahi ben, senden önce insanları tecrübe ettim. Benî İsrail"e muamelelerin en şiddetlisini uyguladım (muvaffak olamadım). Sen çabuk Rabbine dön, bunda ümmetine hafifletme talep et!" dedi. Ben de hemen döndüm (hafifletme istedim, Rabbim) benden on vakit namaz indirdi. Musa aleyhisselâm"a tekrar uğradım. Yine: "Ne ile emrolundun?" dedi. "Benden on vakit namazı kaldırdı!" dedim. "Rabbine dön! Ümmetin için daha da azaltmasını iste!" dedi. Ben döndüm. Rabbim benden on vakit daha kaldırdı. Dönüşte yine Musa aleyhisselam"a uğradım. Aynı şeyi söyledi. Ben, beş vakitle emrolunmama kadar bu şekilde Hz. Musa ile Rabbim arasında gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa"ya uğradım. Yine: "Ne ile emredildin?" dedi. "Her gün beş vakit namazla!" dedim. "senin ümmetin her gün beş vakit namaza da tâkat getiremez. Rabbine dön, hafifletme talep et!" dedi. "Rabbimden çok istedim. Artık utanıyorum, daha da hafifletmesini isteyemem! Ben beş vakte razıyım. Allah"ın emrine teslim oluyorum!" dedim. Musa aleyhisselâm"ı geçer geçmez bir münadi (Allah adına) nida etti: "Farzımı kesinleştirdim, kullarımdan hafiflettim de!" Bir rivayette şu ziyade geldi: "Namazlar (günde) beştir. Ve onlar ellidir de. İndimde hüküm değişmez artık!" Buhari, bed"ü"l-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menâkıbu"l-Ensâr 42; Müslim, İman 264 (164); Tirmizi, Tefsir, İnşirah, (3343); Nesâî, Salât 1, (1, 217-218). |
|
|||
![]() ...siehst aber auch meine .
wer hat das weinen drauf,hier ??? babadir@hotmail.de |
|
|||
![]() neden sacmaliyormusum... HZ Resülün süper bir pazarlik cikardiginimi yoksa.. öyle bir seyin olamdiginimi ???
|
|
|||
![]() ohne Text
|
|
|||
![]() das nebenbei... üstelik Almanlar onlarin dayilari Abileri sayilir.. was das auch zu bedeuten hat
|
|
|||
![]() das nebenbei... üstelik Almanlar onlarin dayilari Abileri sayilir.. was das auch zu bedeuten hat
|
|
||||
![]() Es selamun aleykum
Spiegel-Leser wissen mehr... über geistigen Gift in Ihr Hirn zu produzieren. Was als Pressefreiheit auf einem investigativen Journalismus daherkommt, ist nicht anderes als alte Masche wie der Boulevard-Journalismus " Only bad news sells", wie die Bildzeitung für die Möchtegern-Intelektuellen. Sana yakistiriyorum Hacikischkisch, passt wie die Faust aufs Auge..Glückwunsch. Tatsache ist, daß es solche Türkinnen gibt, die mit dem Glauben nichts zu tun haben. Allah möge sein Erbarmen und Barmherzigkeit über sie walten. Ich möchte den Tag im Kalender ankreuzen, in dem du eine aufbauende Mitteilung an uns weiterreichst...ins allah, die Hoffunng stirbt zuletzt. Ein ernster Muslim hält seine Sünden und seine guten Taten im verborgenen. Allah (speziell für dich Tanri/Gott) weiß alles und hat den denkenden Menschen die Willenfreiheit gewährt..bis zu bestimmten Grenzen, wo du noch nicht angelangt bist...Fehler, Sünden begehen alle Menschen..oder nobody is perfect, für deine verständliche Sprache...deswegen, Bismillahi Rahman i Rahim..du, Schlaukopf , denk`mal darüber nach.-))) |
|
||||
![]() Es ist kein Geheimniss,dass in Frankkfurt viele prostutierte und auch viele türkische Kunden gibt!
Es ist es auch völlig richtig,was das Mädel vergleichweise über türkische und deutsche Kundschaft sagt!:-))) und was ist jetz problem? |