Vakit Gazetesi ve Almanyadaki Demokrasi
Biz biliyorduk ki; Vakit"in Almanya baskısını "mahkeme kararı"na bile gerek uymadan "yasakladığını" açıklayan Otto Schily, bu kararında "yalnız" değildir!.. Biliyorduk ki, kararın ardında bir "odak, örgüt veya mahfil" vardır!..
Son gelişmeler bir kere daha gösterdi ki; gerek "ülke yönetimleri"nde, gerek "insan hakları mücadelesi"nde, gerekse "özgürlük"lere kavuşma ve "kamuoyu oluşturma"da medyanın büyük rolü var!..
Medya için, eskiden; "yasama, yürütme ve yargı" gücünün ardından "4. kuvvet" denilirdi...
Oysa, günümüz dünyasında, neredeyse 1. kuvvet" hâline gelmiştir medya!..
"Neredeyse" ifadesi fazla... "Fiilî gerçek" budur!..
Medya, artık "savaş"lara veya "barış görüşmeleri"ne bile yön verir hâle gelmiştir!..
Medya; ülkeler arasındaki ilişkileri "normalleştirme" veya "germe"nin de bir vasıtası olmuş ve olmaktadır!..
İşte gördünüz...
The Walt Street Journal ve Washington Times adlı 2 Amerikan gazetesinde yer alan iki yazı, "Türk-Amerikan ilişkilerini germeye" ve hemen herkesin "neler oluyor?" diye sormasına yetti!..
Bu iki gazetenin "kimlerin kontrolünde" olduğunu, "kimler tarafından yönlendirildiğini", bu gazetelerde yazı yazan kişilerin "hangi bağlantılar" içinde bulunduğunu ve onlara kimlerin, nasıl "servis" yaptığını, önceki günkü ve dünkü Vakit"te ayrıntılarıyla okumuş olmalısınız...
Sonuçta;
Her iki gazete de, "Amerika"nın Sesi"ni yansıtıyor görünseler de, aslında "sahiplerinin sesi"ni yansıttılar!..
"Sahip"ler belli... Güney Koreli Rahip Sun Mynung Moon"un "Birleştirme Kilisesi"nden CIA"ya, oradan MOSSAD"a ve MEMRI adlı örgüte kadar uzanan bir ahtapot ağı!..
Dolayısıyla,
Bu gazetelerde çıkan yazılarla; hem "Hıristiyan"ların, hem "Musevi"lerin, hem de "Amerika"nın vermek istediği "mesaj"lar dünyaya yayılmış oluyor!..
Bu mesajların bazen "sırt sıvazlama", bazen de "uyarı" ve "tehdit"e varan gözdağları olduğunu söylemeye herhalde gerek yok!..
OTTO"YA SERVİS MEMRI"DEN!
Dahası;
Bu ve benzeri mesajların, ilgili ülkelerde ne gibi "yankı"lara yol açtığı da meçhulümüz değil!..
Amerikan medyasını elinde bulunduran "güç, odak ve mahfil"lerin, Berlin"deki "şube"leri vasıtasıyla, Alman İçişleri Bakanı Otto Schily ve bazı milletvekillerini nasıl etkilediğini ve ona Vakit"in Almanya baskısını nasıl yasaklattığını şimdi çok daha iyi biliyoruz!..
Sizlere, birkaç hafta önceki bir yazımızda; bu "güç, odak ve mahfil"lerden söz etmiş ve "Şimdi sıra, onları deşifre etmeye geldi" demiştik!..
Zira, biz biliyorduk ki;
Vakit"in Almanya baskısını "mahkeme kararı"na bile gerek uymadan "yasakladığını" açıklayan Otto Schily, bu kararında "yalnız" değildir!.. Biliyorduk ki, kararın ardında bir "odak, örgüt veya mahfil" vardır!..
İşte, geçen hafta o "mahfil" deşifre oldu!..
Bu mahfil;
Merkezi Washington"da olan ve fakat Londra, Berlin ve Kudüs"te de şubeleri bulunan MEMRI adlı "örgüt"ten başkası değildir!..
Açılımı, "Middle East Media Research Institute", yani "Ortadoğu Medya Araştırmaları Enstitüsü" olan bu örgüt; özellikle "Türk" ve "Arap" medyasını satır satır takip ederek, "İsrail ve ABD aleyhindeki haber ve yazıları" dosyalayıp, bir "rapor" halinde ilgili yerlere "servis" yapıyor!..
Önceki gün ve dün de ifade ettiğimiz gibi, bu örgüt; "İsrail askerî istihbaratı"nda 20 yılı aşkın süreyle çalışmış Albay Yigal Karmon ve "akademisyen" sıfatı taşıyan, ancak "köktensiyonist" görüşlere sahip Meyrav Wurmser adlı bir kadın tarafından yönetiliyor!..
Şimdi daha iyi anlıyoruz ki;
Alman İçişleri Bakanı Otto Schily"nin eline tutuşturulan ve içinde "Vakit"in haber ve yazıları"ndan örnekler bulunan "35 sayfalık gerekçe dosyası", işte bu örgüt, yani "MEMRI"nın Berlin Şubesi" tarafından hazırlanmıştır!..
Otto Schily de; "Yahudi soykırımı"ndan dolayı milletçe içine düşürüldükleri "suçluluk psikolojisi" sebebiyle, Vakit"e yönelik malûm "hukuk cinayeti"ni işlemiştir!..
Hem de;"Mahkeme kararı"na gerek duymadan!.. Hem de, "eğer mahkemeye verseydik; ya zamanaşımından ya da delil yetersizliğinden bu kapatma işi de rafa kaldırılırdı!" diye itirafta bulunarak!.
Özetleyecek olursak;
MEMRI adlı örgüt; hazırladığı "dosya ve rapor"larla hem "yönetimlere baskı" yapmakta, hem de; başta Amerikan medyası olmak üzere, "Batı basını"nı "enforme" etmektedir!..
Sonuçları ortada:
Vakit"in Almanya baskısı yasaklandı!.. 2 Amerikan gazetesinde çıkan 2 yazıyla, "Türk-Amerikan ilişkileri" büyük bir "gerilim süreci"ne sokuldu!..
Sadece bu da değil!..
Yine "bu gazeteler vasıtasıyla" gönderilen "mesaj"lar, Türkiye"de de etkisini gösterdi!.. Daha düne kadar, neredeyse aralarından su sızmayan "kartel medyası" ile "iktidar" arasına adeta "kara kediler" girdi!..
Belli bir "senaryo"nun parçası durumundaki "6 Mart olayları" bahane edilerek, "hükümet hedef alınmaya" başlandı!.. Önce Avrupa Parlamentosu"nun "kınama" açıklaması, ardından da TÜSİAD tarafından yapılan sert uyarı ve aynı sertlikteki Başbakan"ın cevabı!.. Ve "gerilime malzeme" taşıyan daha başka haberler!..
Tüm bunlar, örneklerini daha önce çok gördüğümüz "polisin kadın dövmesi"ne gösterilen tepkiler midir sadece?.. Yoksa "çok daha büyük boyutlu strateji"nin gerçekleştirilmesi yolunda izlenen bir "metod" mudur?.. Meselâ "İstanbul"a özel statü" getirme planı, "gasp, kapkaç, yaralama ve polisin kullandığı şiddet" üzerinden gerçekleştirilmeye mi çalışıılmaktadır? Meselâ, "GAP"a uluslararası yönetim" önerileri(!) gibi!..
Bir "oyun" oynanıyor Türkiye üzerinde!.. Hem de, "medya üzerinden verilen mesajlar"la!..
ÇELİK-ÇOMAK OYUNU DEĞİL BU!
Tüm bunlardan sonra, şunu söylemek istiyoruz: "Müslümanlar hariç" tüm inanç sahipleri, "medyanın önemi"ni kavramış bulunmaktadır!..
İtiraf edelim ki;
"Kültür"den "yaşam biçimi"ne, "insan hakları"ndan "fikrî propaganda"ya varıncaya kadar, bütün "empoze"leri gerçekleştiren "medya" organları; şu an itibariyle "Museviler ve Hıristiyanlar" ile onlar tarafından yönlendirilen ve yine onların kontrolündeki "yerli işbirlikçi"lerin elindedir!..
Müslümanların "düşünce, fikir, kültür ve yaşam biçimi"ne yön veren ve hatta "dayatma"da bulunan onlardır!..
Peki, bu durumda sormak gerekmez mi;
"Biz ne yapıyoruz?"
Maalesef "aynı şuur ve çaba" içinde değiliz!.. Bırakın MEMRI gibi bir "örgüt"e sahip olmayı, bir "inanç mücadelesi" veren gazetelerimize bile doğru-dürüst sahip çıkmıyoruz!..
İşte "Vakit"in verdiği mücadele" ortada!.. Bugün, sadece Türkiye"de değil, Almanya"da bile "gündem" oluşturuyor Vakit!.. Birilerinin "arı kovanı"na öyle bir çomak sokuyor, birilerinin "maske"lerini öyle bir düşürüp, zihniyetlerini öyle bir "deşifre" ediyor ki, birçoklarının "kafa konforu" bozuluyor, "saltanat"ları sallanıyor!..
Bir "çelik-çomak oyunu" değil bu!.. Resmen ve alenen, "fikir, haysiyet, şahsiyet ve inanç mücadelesi" veriyoruz!.. "Tehdit"lere, "şantaj"lara ve "ekonomik linç" girişimlerine rağmen!.. Hem de; dünyayı sindiren, korkutan, pısırıklaştıran "güç, odak ve mahfil"lere karşı!..
Bu mücadele, "Müslümanım" diyenlerin umurunda mıdır acaba?.. Yoksa, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" düşüncesiyle yumuşak koltuğunda fındık-fıstık yiyerek, televizyondaki "Irak ve Filistin"deki katliam görüntüleri"ni seyretmeye devam mı etmektedir?..
Düşünmekte midir acaba;
"Bu katliamda, bu işgalde, bu işkence ve tecavüzde, benim sorumluluğum nedir?"
Sorumluluk ortada:
"Okuyacaksınız!.. Aksi halde, yarın sizin de canınıza okunur da, haberiniz olmaz!"
Örneklerini aktardık... Adamlar, "İslâm dünyası"na karşı, her koldan "topyekûn mücadele" halindeler!.. Bu mücadelenin "lokomotif" görevini de "medya" yapıyor!.. "Ses"lerini medya vasıtasıyla duyuruyorlar, "stratejileri"ni medya vasıtasıyla yürütüyorlar ve "dünya kamuoyu"nu medya vasıtasıyla yönlendirip; kâh "mağdur"luklarını, kâh "mağrur"luklarını medya vasıtasıyla "empoze" ediyorlar insanlara!..
Arkalarında, sadece "güç, odak ve mahfil"ler yok!.. Aynı zamanda, "büyük bir okur kitlesi"ne sahipler!.. Arkalarında "okurun desteği" de var!..
Çünkü, o okurlar şunu gayet iyi biliyor:
"Benim ülkemin, benim insanımın, benim inancımın sesini dünyaya duyuracak ve dünyanın da benim gibi düşünmesini sağlayacak olan bu gazetelerdir!.. Benim çıkarlarımı koruyacak olan da onlardır!"
Bu "inanç ve şuur"dur ki; o gazetelerin tirajları "yüzbinler" ve hatta "milyonlar"la ifade ediliyor bugün!..
HASAN KARAKAYA
(Vakit)
|