HZ Adem HZ Hidir.
Laz lar heryere burnunu sokmasin onlarin ilimi ancak findik kabugu kadardir?
Ayhan Aydın
Ali Göktepe"de Hızır - Hızır İlyas[1]
[Hızır,] Batın aleminin eridir. Hızır ruhların var oluşunda Adem ile erbaalar, Hızır ruhlar ile erbaalar arasında elçidir. Yani rehberlik görevini yapıyordu, batın aleminde. Erbaalar Oniki İmamdı. Bir de Adem"e intikal edecek bizlere gelecek ruhlar da mevcuttu orada. Hızır onların arasında bir elçi idi, yani görev yapıyordu. Ruhlar dediki Onikilere:
― Biz çoğuz, siz bize tabii olun!
Erbaalara, erbaalar:
― Biz esferiz!
O zaman Hızır, Tebakip isminde bir cevher meydana koydu, ruhlara dedi ki:
― Bunu kaldırabilirseniz, siz çoğunluktasınız.
Kaldıramadılar. Onikiler geldi o cismi kaldırdılar. O zaman ruhlar erbaalara beyat ettiler; yani o zaman ikrar verildi Oniki İmamlara. Zahir-i alem aşikar oldu, melek-i meft azrail aleyselam Hızır?ın ruhunu almaya gitti. Orada bir ayet okudu:
― Ben Allah?ın emri ile geldim ya Hızır! Senin ruhunu alacağım!
ağladı. Dedi ki:
― Ya Hızır kardeşim, senin canın çok mu tatlı?
― Hayır, ben kendim için ağlamıyorum. Ben batın aleminde ruhlar ile erbaalar arasında elçi idim, fakat onlar da benim gibi zahir aleme intikal edecek, ben zahir aleminde Hz. Hüseyin?in cemali nasıldır, Kerbela"da nasıl şehit olacak, bunun için ağlıyorum.
O zaman Allah buyurdu ki, Hızır dünya durdukça ömrüne ihsan geldi. Hızır ölmeyecektir, dünya durdukça.
Hızır batın erlerinin en ilimli olanı idi, şeriatte, şeriande o zamanın peygamberlerinden en ilimli kim idi? Hz. Musa Aleyselam idi. Bir gün Turisina"ya giderken Hz. Musa dedi ki;
― Acaba benden daha bilgili bir peygamber var mı?
Turisina"ya gidince Hakk"tan kendisine:
― Ey Musa, sen yolda kendine hobarık getirdin. Dedin ki; benden ilimli bir peygamber daha var mı, evet! Senden ilimli peygamber var. Git onu gör!
dedi.
― Ya Rabbi! Ben hata işledim, bu peygamber kimdir?
― Hızır Aleyselamdır. Git Hızır Aleyselama arkadaş ol!
― Ya Rabbi ben onu nerede bulabilirim?
― Üç tane balık tut balıkları pişir, kendi filene koy su kenarında git, dolaş. Eğer balıklar o filenin içerisinde canlanır, o suya girerse, işte aradığın zat oradadır!
Çok dolaştı, baktı ki birisi bir cüppe çekmiş kendisine uyuyor, yanına gitti, kaldırdı:
― Kimi arıyorsun?
dedi, baktı ki balıklar canlandı suya girdi:
― Tamam!
dedi.
― Benim aradığım Hızır aleyselam budur. Ben, Hz. Musa Aleyselamın zahir aleminde benim ilmim fazla, fakat batında da sende benden fazlaymışsın. Sana arkadaş olacağım.,
― Peki!
dedi. O anda bir ak kuş geldi. O suyun üzerine kondu ağzı ile bir damla su aldı, o suyu getirdi. Hz. Musa?nın başından aşağıya bıraktı, gitti. Bir damla su daha aldı. Getirdi onu da Hz. Hızır?ın kafasına bıraktı. Gitti suyun altından girdi, üstünden çıktı kayboldu. Hz. Hızır sordu:
― Ya Musa, bu kuşun yaptığı hareketlerin manası ne idi?
― Bilmem!
dedi.
― İlim bir deryadır, bu ilim deryasında Hz. Musa?nın ilmi ancak benim ağzıma aldığım bir damla su kadardır, Hz. Hızır?ın ilmi de ancak o ilim deryasında bir damla sudur. Yalnız ilmi kim yutmuştur biliyor musun?Ben göreceğim sen görmeyeceksin, Hz. Ali gelecek, ilmi o yutmuştur. İlim ona mahsustur. İlim deryası ona mevcuttur, benim ve senin hakkın değildir! O zaman sana arkadaş olacağım, yalnız işime karışmayacaksın!
Deniz kenarına yürüdüler o zamanın gemileri geldi Hz. Musa ile Hızır bindiler, alt kata girdiler hareket edince, Hz. Hızır bir alev çıkardı o gemiyi delmeye başladı. Hz. Musa:
― Ne yapıyorsun? Sen şimdi burayı deldin mi su girecek biz de bütün mahlukata girer.
Kenara çıktılar, bir köye uğradılar, hangi evin kapısına gitti ise kimse bunları misafir etmedi. Hz. Hızır yüklük bir teey buldu. Orada barındılar, fakat baktı ki üstü gitmiş duvarı da gitmek üzere. Hz. Musa?ya:
― Şuradan su getir, toprağa kat, çamur yap! Ben bu duvarı düzelteceğim.
― Ya Hızır Aleyselam bizi misafir etmediler, sen de bunların yıkık duvarını yapıyorsun.
― Yapacaksın!
Yaptılar. Oradan ayrılınca baktı ki çocuklar oynuyor bir tane çocuk kenarda duruyor. Hızır çocuğa bir tokat vurdu. Çocuk öldü. Hz. Musa:
― Sen ne yaptın? çocuğu öldürdün, çabuk kaçalım!
Kaçtılar. Hz. Musa:
― Ben artık senden ayrılıyorum. Nedir bunların manası?
― Bak, sen ilimli bir peygamberdin, dedin ki; benden fazlası var mı? Ben oraya bir huzur bıraktım o yedi kardeşin helal malı idi, babaları helal kazanmış zaman olacak ki halifeler, padişahlar töreyecek, nerede huzursuz gemi varsa onu devlete alacaklar. Ben de bir huzur bıraktım ki bunların itikati kesilmesin, bu gemi de yara var bunu alamayız. O duvarda da babaları helal mal kazanmış parasını o duvara saklamış, babaları anaları ölmüş, bunlar üç yetim kardeş. Fakat helal paradır, gün olunca bu çocuklar büyüyecek. Gelip babasının arsasına ev yapacaklar. O duvarı yıktıkları zaman parayı görecekler evini yapacaklar. O çocuk da anne babası ehli cedde. Fakat o çocuğun yüzünden bunlar emeli Salih?ten emeli naşiye geçecekler, yani günah işleyecekler. Ben de onun ruhunu Allah?ın emri ile aldırtırdım. Allah onlara yeni bir çocuk verecek.
O zaman Hz. Musa dedi ki;
― Ya Hızır sen üç gün oruç tutacaksın!
<a href="redirect.jsp?url=http://www.alewiten.com/hizirilyas.htm" target="_blank">http://www.alewiten.com/hizirilyas.htm</a>
|