| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1181
|
||||
|
||||
![]() errichten.
Wenn Du noch ein Wort gegen mich sagst, haue ich Dir auf die Fresse! Das nennt man Demokratie? |
#1182
|
||||
|
||||
![]() kedi? ich glaub, jemand in den foren hat dich gar nicht lieb! *gg* @ rote bewertungen...
|
#1183
|
||||
|
||||
![]() ohne Text
|
#1184
|
||||
|
||||
![]() ich kann dir ein wenig was von meinem leihen, wenn du unbedingt möchtest!
![]() |
#1185
|
||||
|
||||
![]() ohne Text
|
#1186
|
||||
|
||||
![]() Der Antrag der durch die CDU/CSU-Fraktion ,bezüglich der Annerkennung des angeblichen Massenmordes an Armeniern durch die Türken eingebracht wurde, stimmten alle Parteien zu. Da es nur um Politisierung eines sehr ernsten Themas geht und nicht um eine Wahrheitsfindung, sind alle
ALLE TÜRKEN UND TÜRKISCHSTÄMMIGE SIND AUFGERUFEN daran teilzunehmen und Ihr Protest zu zeigen. DEMO findet statt am 19.6.2005,sonntag, Berlin Adenauerplatz und endet dann mit einer Pressekonferenz. Es werden NUR Türkische Flaggen getragen. Hoffe Ihr erscheint alle Zahlreich und wenn Ihr nicht kommen könnt, sagt es bitte an andere weiter. |
#1187
|
||||
|
||||
![]() Pamuk greife unerschrocken die brennende Gegenwart auf, so die Begründung des Stiftungsrats. Der Autor trete für Menschen- und Minderheitenrechte ein und beziehe immer wieder Stellung zu den politischen Problemen seines Landes. Außerdem gehe er wie kein anderer Dichter unserer Zeit den historischen Spuren des Westens im Osten und des Ostens im Westen nach. Pamuk sei einem Begriff von Kultur verpflichtet, der ganz auf Wissen und Respekt vor dem anderen gründe.
Pamuk wurde am 7. Juni 1952 in Istanbul geboren und gilt als einer der bedeutendsten Prosaschriftsteller der jüngeren türkischen Generation. Seine Werke wurden bislang in 34 Sprachen übersetzt und in über 100 Ländern veröffentlicht. |
#1188
|
||||
|
||||
![]() <a href="redirect.jsp?url=http://www.jungewelt.de/2005/06-21/005.php
[quote]Verschleppt" target="_blank">http://www.jungewelt.de/2005/06-21/005.php Zitat:
|
#1189
|
||||
|
||||
![]() „Irre dass ich gewonnen habe. Ich trat an, gegen Frieden, Wohlstand und gegen den Amtsinhaber.“
George W. Bush zu Person, (er bemerkte nicht, dass ein Fernseherkamera dabei war) |
#1190
|
|||
|
|||
![]() NÂZIM Hikmet, mükemmel ve müstesna bir komünist olarak yetişti. Kendi ifadesiyle, "Günde 24 saat Engels, 24 saat Marks, 24 saat Lenin" okuya okuya, dünyanın en büyük komünistlerinden biri oldu. Bu bakımdan, insanları ve devletleri ikiye ayırıyordu: Komünist olanlar ve olmayanlar. Nâzım"a göre komünist olanlar ilerici, devrimci ve yurtsever kimselerdi. Komünist olmayanlar ise gerici, faşist ve vatan hainleriydi. Nâzım, dünyanın en büyük komünistlerinden birisi -bana göre birincisi- olduğu için, komünist olmayanların onun nazarında hiçbir kıymeti yoktu. Hatta komünist olmayan bir adam, bir komünistin sarı ineğine kendi canını verse bile, bu fedakârlık kat"iyyen önemli değildi. Nâzım bu inanç içinde olduğu için yedi yaşındaki bir Japon kızına ağıtlar dökmüştür de, Sovyetler"de komünist olmadıkları için öldürülen binlerce, yüzbinlerce değil, milyonlarca masum insan için tek satır olsun yazmamış, söylememiştir. Şimdi bana o yedi yaşındaki Japon kızı komünist miydi diye soracaksınız. Hayır, değildi. Nâzım Hikmet, atom bombası faciasında ölen o zavallı kızcağızın şahsında, Amerika Birleşik Devletleri"ni lânetlemek ve bu gerici, bu faşist devleti yerden yere vurmak için kalemini eline almıştı:
- Hiroşima"da öleli / Oluyor bir on yıl kadar / Yedi yaşında bir kızım / Büyümez ölü çocuklar./ Çalıyorum kapınızı / Teyze, amca bir imza ver / Çocuklar öldürülmesin / Şeker de yiyebilsinler Peki, çocuklar öldürülmesin de, Azerbaycan"da, Türkmenistan"da, Özbekistan"da, Kazakistan"da, Kırgızistan"da, Kırım"da, Uygur ülkesinde eli kalem tutan yüzbinlerce, milyonlarca Türk sürülsün mü, öldürülsün mü, bir dilim kara ekmeğe muhtaç duruma getirilsin mi? Nâzım Hikmet, Türk soyunun Türkistan"da uğradığı o çok vahşi, o çok kanlı, o çok rezil katliamlar karşısında gık bile diyememiştir. Niçin? Çünkü milyonlarca Türk"ü yerinden yurdundan süren vuran, kıran, öldüren devrimci, ilerici, yurtsever Sovyet Rusya"dır da ondan. Peki ama bu nasıl bir insanlık anlayışıdır, söyler misiniz? * RUSLAR, Nâzım Hikmet"e kat"iyyen inanmadılar ve güvenmediler. Bu bakımdan onu, Rusya içinde ve dışında müthiş bir polis takibi altına aldılar. Bir KGB mensubu, Nâzım Hikmet"i Moskova"da gölgesi gibi, Rusya dışında pasaportu gibi, adım adım takib etti. Yanından hiç, ama hiç ayrılmadı. En yakın arkadaşlarından Zekeriya Sertel, Nâzım Hikmet"in Son Yılları isimli kitabında aynen şöyle yazıyor: -... İşte Nâzım"ı bu hastahaneye yatırmışlardı. Garip bir rastlantı, Moskova"da onun gölgesi olan arkadaşı da yine enfarktüsten aynı hastahanede yatmaktadır. Hatta yatakları aynı odadadır ve tuhaftır, her ikisi de, bu hastahanede üç ay tedavi görmüştür. Ve hastahaneden ikisi birlikte çıkarlar. Ve gene Nâzım"ın evinde buluşurlar." (Syf: 51-52) Acaba, dünyada kim böyle amansız, böyle manâsız, mantıksız bir takibe tahammül edebilir? Nâzım Hikmet, bir tarla faresi kadar korkak bir adamdı. O, dünyanın en büyük komünistlerinden biri olduğu için Ruslar"a, "Yahu ayıptır! Beni neden böyle yattığım hastahanede bile, evimin içinde bile takib ediyorsunuz. Ben ki, Türkiye"de Komünizm uğruna 17 yıl hapis yatmış adamım. Çekin bu sivil polisleri arkamdan!" diyemedi. Dese öldürülürdü. Ruslar, Nâzım"ın bütün şiirlerini ve nesirlerini de şiddetli bir sansüre tabi tuttular. Mesela onun on sayfalık Zoya isimli şiirine, sansür heyeti ilaveler yaparak tam kırk sayfaya çıkardı. Nâzım Hikmet gık bile diyemedi. Bütün heyheyli nâralarını Türkiye"de savurduğu için, Moskova"daki yetkililere, bir vızıltı halinde bile itirazda bulunamadı. Nâzım Hikmet vatan haini midir? O, bizim ırkımızın, dilimizin, dinimizin, vatan bütünlüğümüzün büyük düşmanlarından biri olan Rusya"ya sığınarak Rus radyolarından devletimize yıllarca sövüp saydı. Kore"de çarpışan askerlerimize, "Teslim ol kardeşlerine Ahmet" diye seslenen şiirler yazdı. Ruslar, o herzeyi uçaklarla cephemize attılar. Bulgar zulmü yüzünden Türkiye"ye göçmek isteyen soydaşlarımıza koşarak, "Türkiye"ye gitmeyin!" diye ulu orta konuştu. Moskova"dan öyle emir almıştı. Şimdi M.E.B onu okullarımızda okutacakmış. Bu, Türkiyeli komünistlerin büyük başarısı demektir. Yazık. Yazık. Yazık. Yavuz Bülent Bakiler, Tercüman (05.07.05) |