| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() ben Politika Forumundada cok tutarli yazilar yaziyorum...... sen begenmiyorsun diye bakma.....
NAsil dindede evrensel insanlik var ise, ayni sekildede evrensel Demokrasi anlayisi var..... Sen Politikada Objektiviteni kayip etmissin... Ben ise her iki tarafi düsünerek ve sadece orta olan ve herkesin yararina olan cözümler pesindeyim...... Yasar Hoca yeni Parti kurdu, belki öyle bir kisinin cercevesinde ortak bir sekilde Co Exdistenzi sende kabul edersin..... ALso an mir oder an meiner Weissheit liesgt es mit Siherheit nicht |
|
|||
![]() karsiligi alir, her kim zerre kadarda zulüm ederse cezasini ceker..... bu Kuranin ruhudur.... ve Nuri Öztürkünde yillardan beri söyledigi seydir.... kaldiki bunu Budist olanlarda söylüyor... demekki evrensel bir iyilik vardir ve bazi insanlarda bulunur bu güzellik......
Ben bir cok Mela okudum... hemen hemen hepsi ayni... sadece Yasar Hocaninki yorumsuz... yani parantezsiz Meladir...... öyle Ali Veli ilavesi yok.... Olay Günah cikarmak degil... olay bu ve benzeri Hocalar sayesinde Dinin Orijinalini ögrenip namaza bile baslamak.... ben onun sayesinde namaz kilmaya basladim... annem babamin sayesinde degil, cünkü benim kadarda dinden haberleri yok.... olmamaz cünkü arastirmis degillerki..... OLay farkli... senin bagli oldugun Mezhep bazli o Hurafet dini daha deger görmemesidir..... yani sizlerin bagli oldugunuz Ideolojiyi insanlar redediyor ve önemsizlige sevk ediyor...... UN SO SOLL ES AUCH SEIN |
|
|||
![]() ohne Text
|
|
|||
![]() sen birak seni veya beni... artik Objektiv ol.. ve bana kisisellesmeden benim yazdiklarimda yanlis ara.... bende ne ariyorsun yanlisi... insanim elbette yanlis ve günehlarim var....
Ama yazdiklarimda zerre kadar yanlis ve yalan yoktur.... Imami Gazali HZ: Muhammedin bile "akietimin ne olacagini bilmiyorum" dedigi bir insandan dahami iyi bilecek ahireti yada ölümden sonraki hayati... Ölüce görecegiz... her ne olursa olsun, die Geistige Energie wird ewig existieren, es sei denn es wird auf irgeneiner Form wieder umgewandelt... oder verbindet sich... Imami Gazali sanki Allahta kalmis kendini ve bezerini Cennete sokacakmis... Sikiysa beni sokmasin yada Hiristiyanlari... o ilk önce kendi kicini düsünsün..... |
|
|||
![]() yapiyorsun denilen Süleyman Hocanin bir Semposuyumda kizdi esnada yaptigi aciklama.....
Bu adami kirdirdinmi en Rahmani aciklamalarini yapiyor... vorher nicht.... buda onun espisi olsun.... Bakin bakalim Ayetlerle verdigi aciklamada sadece Müslümanlarimi Allah cennetine sokacak yoksa Bakara 69, Maide 62 nin acikladigi gibi... Salih Amel isleyenlermi Allahin Rahmetinden mecekler... ------------ Semposyumdan Alinti ----- Süleyman ATEŞ Prof. Dr. İstanbul Ü. İlahiyat Fakültesi Teşekkür ederim. Şimdi burada tabi benim Hıristiyanları, Yahudileri, Sabileri cennete gönderme veya sokmam şeklindeki mesele ki arkadaşımız Hüseyin Algül bey böyle ifade etti, ben kendisine doğrusu böyle bir ifade kullanmasından dolayı kırıldım. Önce biz bu meseleleri kendi aramızda konuşacaktık bunu usulen söylüyorum, burada bir ulema var kendi aramızda her meseleyi gâyet açıklıkla söyleyecektik, konuşacaktık ve burada kalacaktı. Ama görüyorum ki burası halkla doluyor. Şimdi bunların bizim meselelerimizi ne derece doğru anlayacağı ve dışarıya ne şekilde yansıtacağını bilemiyorum, bu yanlış bir şey. Burada bir meseleyi biz kendi aramızda tartışmak üzere geldik doğrusu. Yoksa bu meseleyi ben şahsen burada hiç açmazdım, burada konuşulacak çok mesele vardı. Bir kere kesinlikle Allah’a ve bütün mukaddesatıma yemin ederim ki ben Hıristiyanları, Yahudileri, Sabiileri cennete gönderme gayreti içerisinde değilim. Ve altmış yaşına gelmiş bir insanım ne Hıristiyanla tartışmam olmuştur, ne Yahudi ile tartışmam olmuştur, ne bir Hıristiyan-Müslüman diyaloguna katılmışımdır, ne de onlarla bir ilgim vardır ne CIA ajanıyım ne de bu bilmem ne ajanıyım. Ben Kur"an-ı Kerim’in ajanıyım. Onun için çalışıyorum, yanlış anlamış olabilirim, insanım. Ama doğru anladığıma inanıyorum. Ve burada her söylediğim doğrudur, çünkü burada âyetler vardır. Tabi burada ben bu meseleyi teyet geçtim. Yani delilleriyle bunu detaylandıramadım çünkü vaktim yok. Ama madem soruldu, şimdi Elazığ’a gitmiştim bu kışın ortasında. İmam Hatip öğretmenleri dediler ki hocam, burada bir toplantı yapalım sana sorularımız var. Yaptık orada altı yüz elli tane öğrenci vardı çeşitli okullarda öğretmen olan. Ama belki ilahiyat ve eski İslâm Enstitüsü kökenli. Her biri hazırlamış soruları ceplerine koymuşlar ben şu adamı nasıl alt ederim diye. Soru üzerine soru. Sonra bitti mi dedim? Evet bitti dediler. O zaman bu meseleyi ben burada izah edemem, lütfen israfa girerim de siz hoca olan da ben burada öğrenci olayım bu meseleyi burada bana izah edin. Bir tane de kara tahta getirdiler. Onlarla bu mesele üzerinde üç buçuk saat konuştuk. Ondan sonra birisi dedi ki hocam peki biz hep böyle öğrettik ya bizim öğrettiklerimiz ne olacak? O sizin sorununuz benim sorunum değil dedim. Şimdi arkadaşlar biz Kur"an-ı Kerim’in bir âyetini okuyoruz ondan sonra hoca bir âyeti alıyor ondan sonra bütününü düşünmüyor. Vallahi ben bütününü düşünüyorum siz bütününü düşünmüyorsunuz, ben bütününü iyi biliyorum. Çünkü Kur"an-ı Kerim’in hepsi başından sonuna kadar aynı beyaz şey gibi önümdedir, hepsini bütünü içinde düşünüyorum. Ama bir âyeti alıyorsunuz vay şöyleydi vay böyleydi. Şimdi arkadaşımız Yunus Vehbi çok iyi niyetli teşekkür ediyorum kendisine, yahu bu Ahiret ile ilişkili değil mi? “inde rabbihim” diyor rableri katındadır, dünyada değil ki diyor arkadaş. Sonra bir tek âyet bu değil ki. Şimdi bakın Kur"an-ı Kerim’in Ehli Kitaba bir bakışı var; Ehli Kitaba gelin dininizi bırakın Müslüman olun demiyor bakın. Şimdi bakın Kitap ehli içerisinde Üzeyr’i, İsa’yı Allah’ın oğlu kabul eden İsa’yı tanrılaştıran, Azizlerini tanrılaştıran veya velilerini tanrılaştıran insanların kafir olduğunu söylüyor. “lekat keferellezine kalu innellahe salisu selase” , “lekat keferellezine kalu innellahe huve Mesihibnu Meryem.” “ Ve kaletil Yuhdu Üzeyrubnullah, ve kaletinnasara Mesihubunullah. Zalike kavluhum biefvahihim...” bunu hep böyle söylüyor. Bakın şirke sapmış insanları böyle kınadıktan sonra hatta Peygamberlerini öldüren insanları böyle kınadıktan sonra Kitap Ehili’nin hepsinin bir olmadığını söylüyor. “min ehlilkitabi ümmetüm kaimetun yetlune âyetillahi” kitap ehli içerisinde bunlar Müslüman olmuş değil, dinlerini bırakmış insanlar değil, zaten dinlerini bırakmış olsalardı bunlara kitap ehli denmezdi ki. Kitap ehli içerisinde bir kısmı var ki geceleri ibadete kalkarlar, Allah’ın âyetlerini okurlar (Allah’ın âyetleri dediği kendi kitaplarının âyetleri, yoksa onlar zaten Kur"an-ı Kerim’i bimezler) onlar ibadet ederler, secde ederler, (yuminune billahi, Peygamberlerden önceki değil, aminu değil, muzari kipi, şimdiki zaman kipi, yuminune, şimdiye ve geleceğe delalet eder maziye delalet etmez) Allah’a ve Ahirete inanırlar Peygambere inanırlar demiyor Allah’a ve Ahirete inanırlar velyevmilahir, ve ye’murune bilmaruf, ve yenhevne anil münker ve yusari’une filhayrat ve ulaike minessalihin. Vema yef’alu min hayri felen yükferuh vellahu alimun bilmuttakin” şimdi aynı zamanda Kur"an-ı Kerim, cenneti onlar da diyorlar ki cennete Hıristiyanlardan başka kimse girmeyecek, Yahudiler de Yahudilerden başka kimse girmeyecek diyorlar. Aynı zihniyet biz de Müslümanlardan başka kimse girmeyecek dersek aynı Yahudi ve Hıristiyan zihniyetini benimsemiş oluruz. Kur"an-ı Kerim, işte insanları bu bağnazlıktan kurtarıyor. “kul etteheztum indellahi ahden” Allah’dan bir garanti mi aldınız? Nereden biliyorsunuz? “ne demek Yahudi ve Hıristiyanlardan başka kimse cennete girmeyecek? Bu onların kendi kuruntularıdır” sonra Kur"an-ı Kerim diyor ki bu defa genel olarak herkese hem Yahudilere hem Müslümanlara, hem Hıristiyanlara “leyse biemaniyyikum vela emaniyyi ehlilkitap,” bu sizin kuruntunuza veya kitap ehlinin kuruntularına göre olacak değil. Kim kötülük yaparsa onun cezasını görür. Kim inanır salih işler yaparsa işte onlar da cennete girecekler ve zerre kadar, kendilerine haksızlık edilmeyecektir. Bakın kadın erkek diyor genel işte evrensel mesaj budur, Kur"an-ı Kerim’in evrensel düşüncesi budur. Efendim İslâm geldi kendinden önceki dinleri kaldırdı. Hayır. Eğer kaldırsaydı “musaddikan mabeyna yedeyhi” kendinden öncekini doğrulayan, ona uygun olan nasıl kendinden öncekini doğruluyor? Onun hükmü geçmiş demektir halbuki “ve muheyminen aleyh” onu koruyan demektir. Biz bunların hepsini inkar mı edeceğiz, bu âyetlerin hepsini inkar mı edeceğiz? Bakın Kur"an-ı Kerim onları neye çağırıyor, “şu tevhit kelimesine gelin” diyor. O tevhid kelimesi, dinin temeli bu. “kul ya ehlelkitab tealev ila kelimetin sevain beynena ve beynekum ella na’bude illellahe vela nuşrike bihi şeyen. Vela yettehiza be’duna ba’dan erababen min dunillah” (ey kitap ehli aramızda eşit olan şu kelimeye gelin; Allah’dan başkasına tapmayalım, ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve bir birimize Allah’dan başka erbablar edinmeyelim)”. Onlar İsa’yı Allah’ın oğlu saymışlar, şirktir bunlar, cennete girecek demedim ki. Ama bu tevhit Kur"an-ı Kerim’in belirttiği bu koşullar içerisinde bulunan kimseler, siz bunları da mı cehenneme sokacaksınız. O zaman ibadet edeni de etmeyeni de, komünisti de Allah’a inanı da bir olur böyle şey olur mu yahu. Allah’ın merhameti nerede, böyle din mi olur yahu. Siz buna inanıyorsanız ben buna inanmıyorum dostum. Açıkça netçe yine de söylüyorum on seneden beri söylüyorum. İşte Kur"an-ı Kerim, bunları söylüyor. Bakın bunlar çeşitli zamanlarda inen âyetlerdir. Ankebut Suresi iniş sırasına göre 85’ci suredir, “vela tucadilu ehlelkitabi ille billeti hiye ehsen ...ehli kitapla ancak en güzel şekilde mücadele edin”. 94’ncü Sure Ali İmran Suresi “ve inne min ehlilkitabi lemen yu’minu billahi vema unzile ileykum vema unzile ileyna , (kitap ehli içerisinde öyle kimseler vardır ki (hepsi bir değil, hepsi bir değil öyle kimseler var ki) Allah’a inanırlar, Ahirete inanırlar, size indirilene de inanırlar, kendilerine indirilene de inanırlar (ama dinlerini de bırakmış değiller, Hz. Muhammed’e indirelenin de vahiy olduğunu kabul ediyorlar, örnek vereceğim biraz sonra), haşiine lillah, Allah’tan korkarlar, layeşterune bi âyetillahi semenen kalile, Allah’ın âyetlerini bir çıkar için, dünya çıkarı için satmazlar, ulaike lehum ecruhum inde rabbihim, onların ecirleri de rableri katındadır (rableri katındadır, dünyada değil, insanların elinde değil) innellahe seriu’l-hisab, şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir”. Şimdi bakın biliyorusunuz Peygamberimiz (sav) Mekke döneminde iken bazı sahabiler, epeyce bir sahabi cemaat halinde Habeşistan’a hicret ettiler. Kureyşliler bunları oradan geri getirmek için gidip oranın kralı ile yani Necaşi ile görüştüler ve Necaşi’ye bunların müşrik olduklarını, İsa’yı da tanımadıklarını, dinlerini değiştirdiklerini söylediler. Sonunda Necaşi bunları dinledi, bunları biliyorsunuz. Sonra dedi ki; sizin ile bizim aramızda şu kıl kadar bir fark vardır, gidin serbestsiniz, ülkemde serbestçe yaşayabilirsiniz. Necaşi’nin yaptığı bu kadardır, bundan başka bir şey yok. Efendim Necaşi dinini bıraktı Müslüman oldu. Nerede Müslüman oldu? Kim diyor ki Necaşi geldi camide namaz kıldı? Orada cami mi vardı Habeşistan’da? Bir Hıristiyan ülkenin kralı dinini bırakırsa orada krallığa devam edebilir mi? Ömrünün sonuna kadar da kiliseye gitti bu adam. Ama bu vefat ettiği zaman, Medine’de Peygamberimiz diyor ki; Habeşistan’da bir kardeşiniz vefat etti, gelin onun cenaze namazını kılalım. Cenaze namazını kıldırıyor değil mi? Yaptığı nedir? Yaptığı işte yani Hz. Muhammed (sav)’a gelenin vahiy olduğunu kabul etmiş. Yoksa dinini bırakmış değil. Haa! Bu kadarı yeter işte. Ama şirkçilikten ayrılacak Kur"an-ı Kerim’in tanımladığı bir cezadır ki kendi kitaplarının tanımladığı ceza da böyle, kendi kitaplarının özü de budur. Ama sonradan o şeyler sokuşturma olmuş, onların dediği gibi eğer İsa’ya şirk şeklinde inanıyorsalar, onu Allah’ın oğlu kabul ediyorlarsa elbette kafirdirler, zaten Kur"an-ı Kerim öyle söylüyor, ama hepsi bir değil diyor. Şimdi bakın bu okuduğum âyetler 94’ncü Sure en son inen surelerdendir, Maide Suresi 110’cu suredir iniş sırasına göre ondan sonra çok azı inmiş. 110. sure orada ne diyor “İncil sahipleri Allah’ın İncil’de indirdiğine inansınlar” peki eğer bunlar batıl ise nasıl Allah, İncil ile hükmetsinler diyor Kur"an-ı Kerim? Sonra devam ediyor “onlar içerisinde ılımlı bir kesim var. çokları fasıktır hepsi değil. Musa’nın kavmi içerisinde hak ile hidâyet eden, hak ile adalet yapan bir topluluk var” “min” ba’z ifade ediyor ama hepsi değil, zaten Müslümanların da hepsi değil. Siz Müslümanların hepsinin tevhid ehli olduğunu mu zannediyorsunuz? Hayır. Şeyhlerini Allah ile kul arasında vasıta yapmış, Allah’a yalvarır gibi kabirlere yalvaran Eyyup Sultana bilmem kime yalvaran kendinden geçen insanlar var. “veennel mesacide lillah..” var mı var. ama kime yalvarıyor? Eyyup Sultan’a yalvarıyor veya falan babaya, filan babaya yalvarıyor. O falan baba belki dünyanın ben büyük günahkarıdır, Allah bilir iyi mi kötümü? Şimdi bakın, ha bizim yaptığımızı biz görmüyoruz. Fakat o adamın yaptığını görüyoruz. Nuru Muhammedi meselesi o teorisi nedir acaba? Bu İsa’yı tanrılaştırmadır da bu da Muhammed’i tanrılaştırma değil midir acaba? Cenabı Hakk, ilk defa benim ruhumu yarattı, ilk defa benim nurumu yarattı, ilk defa daha Adem çamur ile toprak arasındayken ben Peygamberdim. Nasıl Peygamber olur yahu, daha Adem çamur ile toprak arasında bir varlıkken, insanlık yokken o Peygamber oluyor? Ondan sonra vaizler anlatıp duruyor, işte Allah, onun nurunu yaratmış ondan sonra bakmış o terlemiş o terin birincisi Ebu Bekir, ikincisi Ömer, üçüncüsü Osman, dördüncüsü Ali ondan sonra bilmem neresinden bilmem idrarından kafirler olmuş, bunlar ne yahu? Bunlar var mı yahu? Bunları söylüyorum diye ben şimdi Hıristiyanlığa mı hizmet ediyorum? Kur"an-ı Kerim’e hizmet ediyorum, Kur"an-ı Kerim’e. Yahu insan biraz insaflı olur, bırakın bu önfikirleri. Ama bu demek değildir ki ben Peygamberin hadislerini kabul etmiyorum. Elbette hadis var, elbet şefaat var. Şefaat var mı yok mu? Şefaat var ama sizin anladığınız manadan bizim anladığımız manada değil. Eğer bu anladığınız manada şefaat var ise Ahiret rüşvet, iltimas yeri olur, nerede kaldı Allah’ın adaleti peki? “vetteku yevme la teczi nefsün an nefsin şeyen. Vela yukbelu minha...” “ya eyyuhellezine amenu enfiku mimma razaknekum min kabli en ye’tiye yevmün la bey’un fihi ve la hullatun vela şefaatun” nerede? “menzellezi yeşfeu indehu illa biiznihi” “la tenfeu şefaatun illa men ezine lehurrahmanu” Allah ancak kime şefaat edilmesine izin verirse, bakın ona izin verdi ve kimin konuşmasına izin verirse ve kimin konuşmasına razı olursa ancak o konuşabilir. Allah kimin konuşmasına ancak izin verir biliyor musunuz? “yevme yekumurruhu velemelaiketu saffa la yetekellemune ille men ezine lehurrahmanu ve kala savabe” Rahman’ın izin verdiği ancak doğru söyleyen kimseler işte onun konuşmasına Cenabı Hakk izin verir. O da doğru söyler, ya rabbi bu suçlu gibi görünüyorsa da aslında bu iyi adamdır. Sen bunu affet demez ha. Böyle bir şefaatten Peygamber de münezzehtir, Cenabı Hakk da böyle bir şefaate müsaade etmekten münezzehtir. Orası iltimas yeri değildir. Orada her ruh dünyada yaptığı eylemlerin cezasının karşılığını görecektir. Peygamberin şefaati işte Ahirete gittiği zaman o müminlere destek olması, onları yalnız bırakmaması demektir. Ama o ilahi mahkemede onların şefaati söz konusu değil. Mahkeme esnasında Peygamberlerin şefaati söz konusu değil, şehadeti söz konusudur. Şehadet de suçluların lehine değil, aleyhine olacaktır bunu böyle bilelim aziz kardeşlerim. Şimdi bir arkadaşımız dedi ki, senin bu görüşünde olan birisi var mı? Galiba son konuşmacıydı, çok teşekkür ederim. Yani kusura bakmayın ama ilahiyatçılardan ziyade beni böyle ön fikirlerle şartlanmamış insanlar daha güzel anlıyorlar. Kusura bakmayın. Ama ilahiyatçılar da bir gün bu noktaya gelecekler. Bana şimdi söverler ama öldükten sonra dua ederler Hüseyin Atay da var tabi. Şimdi efendim ben hepinizi seviyorum kusura bakmayın benim de konuşmam biraz Salih gibi yüksek dozdan giderse de içinde hiçbir şey yoktur, yani bana sövseler de dışarıda yine dostuz, herkesi de seviyoruz. Zaten kin tutmaya yaratılışım müsait değil. Bir arkadaşımız dedi ki bunun bir örneği var mı, sizden başka böyle söyleyen vallahi ben ne Mu’tezileyi okudum ne de bilirim onu belki Zeki bey benden daha iyi bilir; ben öyle kelam melam fazla bilmem. Okudum yani biraz okudum da Kur"an-ı Kerim biraz hedefinden kaydırılmış. Yani kelami, fıkhi şu bu şey işin içerisine girip uzmanlaşmalar olunca asıl sahabi devrindeki anlamı çeşitli yerlere maalesef kaydırılmış. Ve onlar da kendi fikirlerini desteklemek için işte bu hadislerden istinbat etmişler. Ama hadisleri reddediyorum manasında değil. Kur"an-ı Kerim’in ruhuna uygun hadisler, elbette haktır. Ama Kur"an-ı Kerim’in ruhuna ters, Kur"an-ı Kerim, bir şey söylüyor dün de söylemiştim o hadislerde başka bir şey söylüyorsa bu şefaat gibi. Mesela öyle senaryolar var ki Kur"an-ı Kerim ile alakası yok. Efendim biz bunu Peygamber hadisi olarak kabul edemeyiz. Çünkü Peygamber “in ettebu ille ma yuha ileyh, ben sadece bana vahyolunana tâbi olurum” o tabidir. O tâbidir yani Kur"an-ı Kerim açısından, vahiy açsından tabidir. Yani demek ki vahiy, Peygamberin sözlerine tâbi değil. Fakat Peygamberin sözleri vahye tâbidir. O zaman Peygamberin sözlerinin kriteri vahiydir. Bunu tekrar vurgulamak istiyorum altını çiziyorum; Peygamberin sözlerinin doğruluğunun ölçüsü vahiydir, vahye uyuyorsa senedi de sağlamsa o Peygamber sözüdür, amenna vessaddakna. Namaz oruç vs hangi arkadaşımız söyledi bilmiyorum ismini. Yani vahye uyuyorsa Peygamber zaten bunu açıklamak üzere gelmiş. Ama vahiyden ayrı bir hüküm koyuyorsa hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur, hiç kimsenin Peygamber dahil. “kul la ecidu –eğer vaktim olsaydı bu etler meselesi üzerinde de duracaktım. Neler neler biz Yahudilikten getirmişiz fıkıh kitaplarına doldurmuşuz o şeyleri Tevrat’ın hükümlerini ondan sonra diyor, ben Hıristiyanları, Yahudileri müdafaa ediyorum da siz etmiyorsunuz sanki, siz ediyorsunuz asıl yahu ben Kur"an-ı Kerim’i müdafaa ediyorum- “fima uhiye ileyye muharremen ala taimin yetamuhu illa en yeküne meyteten ev dem’en mesfuhen ev lahme hınzirin fe innehu ricsun ev fiskan uhille ligayrillahi bih” bakın bu Araf Suresi’nde 39’ncu suredir A’raf Suresi. Ve Nahl Suresi’nde 70’nci sure o da Mekke de inmiştir “innema harreme aleykum meyteh” yine dört çeşit sonra diyor ki “vela tekulu lima tesifu elsinetikumulkezibe haza helalun, ve haza haramun litefteru alellahilkezibe innellezine yefterunealellahilkezibe la yuflihun” 92’nci sure aynı şeyler, Maide Suresi 110’ncu sure yine sayılan dört çeşittir. Ötekileri öbürlerinin çeşitleridir yine sayılan dört çeşit yiyecektir. Ama sonradan doldurmuşuz biz fıkıh kitaplarına haramları. Peki 110’ncu surede burada İmam Fahreddin Razi’nin görüşlerini okuyacaktım burada vaktim olmadı, Fahreddin Razi diyor ki; bu dördünün dışında haram yiyecek yoktur. Çünkü bu hadisler diyor Kur"an-ı Kerim’i açıklamıyor, Kur"an-ı Kerim’i tahsis de etmiyor, Kur"an-ı Kerim’i nesh ediyor. Kur"an-ı Kerim diyor “innema” ancak budur, bunun dışında yok. Fakat bu hadisler onun dışında başka hükümler getiriyor. O recm meselesi de yine arkadaşlar Yahudilikte var Kur"an-ı Kerim’de yok. Tevrat’ta bir kadın zina ederse o babasının avlusu önünde toprağa gömülecek çıplak olarak yarı beline kadar toprağa gömülecek gelen geçen ona taş atacak ve öldürecektir. Eğer bu vahiy meselesi arkadaşımız onu misal verdi. Bunu da tamamen reddetmiyorum bu haberi vahittir doğru da olabilir, yanlış da olabilir bizim için önemli olan Kur"an-ı Kerim’dir. Ama şâyet doğru ise Peygamberimiz (sav) kendine vahiy gelmeyen konularda kitap ehlinin uygulamalarına uyuyordu bu da onlardan birisi olabilir. Ama kendisine vahiy gelmiş bunun yolunu göstermiş açık açık dört tane. Salih arkadaşımız yani bunun dışında Kur"an-ı Kerim’de recm yoktur. O recm ile ilgili şey Kur"an-ı Kerim’in bu âyetinin inişinden yani 102’nci suresinin inişinden önce olabilir, eğer doğru ise o rivâyet. Salih arkadaşımız dedi ki yahu insanın tutarlı olması lazım, hoca bazen tutarlı olamıyor. Salih benimle konuşurken tenhada böyle konuşmuyor, böyle boynuma sarılıyor, elimi öpüyor çok güzel teşekkür ederim, yani çok da zeki bir insandır biliyorsunuz, ilahiyat fakültesinde en yüksek dil tazminatı alan da odur, dört dilden tazminat alıyor. Ama işte otellerde bir şey vardır ya “memnuniyetinizi başkasına şikâyetinizi bize anlatın” Salih bunun tersini yapıyor. Zeki Duman bey arkadaşımız da öyle bizimle konuşurken öyle demiyor, burada hep başka türlü söylüyor. Şimdi tabi bunlar iyi niyetli insanlar bunlar bir gün anlayamıyoruz diyorlar, okumadınız da ondan anlayamıyorsunuz. Eğer kitapları bir bir okusalar anlayacaklar hiçbir kapalı tarafı yok vallahi. Okumalıyız arkadaşlar yani okuduğunuz kitapları ille de benimseyecek katılacak değilsiniz, okumakta yarar var, çok okumalıyız, Kur"an-ı Kerim’in ilk emri “oku” diyor. Ama biz okumuyoruz. Ondan sonra dedikodu, iftira Süleyman Ateş böyle demiş. Allah’dan korkun yani sizin için söylemiyorum bunu söyleyenlere söylüyorum, kürsüde söylüyor adam diyor ki; Süleyman Ateş hoca Hıristiyanları cennete göndermek ile meşgul. Niye Hıristiyanlar? Sen cehenneme mi gideceksin sanki. Bin tane yalan söylüyorsun yahu, Hz. Peygambere iftira ediyorsun Hz. Peygamber diyor ya “men kezzebe aleyye mutammiden felyetebevve’ mak’adehi minennar” ama diyor ki kim diyor efendim bu şarkı dinlerse, müzik dinlerse onun Ahirette kulağına böyle ateş, kurşun akıtılır, kulağı yatırılacak, kurşun eritilip akıtılacak. Halbuki Peygamberimizin kendisi dinlemiş eğer bu hadisler sağlamsa ki sağlam Buhari’de var, Müslim’de var; Peygamberimiz kendisi dinledi cariyelerin şarkı söylemelerini, Mina’da biliyorsunuz cariyeler def çalıyorlardı, şarkı söylüyorlardı. Ebu Bekir gelip, Peygamberin evine şeytanları doldurdunuz deyince Peygamberimiz başını kaldırıp; “öyle deme her milletin bir bayramı var, bu da bizim bayramımızdır”. (likülli kavmin idun ve haza iduna). Sonra Ensar kızları şarkı söylüyorlardı bir rivâyete göre de cariye, cariye kız anlamında da kullanılıyor olsun cariye onların şarkı sözleri arasında şu da vardı; ve fina nebiyyun ye’lemu ma filğed, (aramızda yarın olacağı da bilen bir nebi var). Peygamberimiz buyurdu ki “ben sizi seviyorum, Allah biliyor ki ben sizi seviyorum ama böyle söylemeyin. Yarını Allah’dan başka kimse bilemez”. Peygamberimiz diyor ki; yarını Allah’dan başka kimse bilemez, Kur"an-ı Kerim diyor ki; gaybi kimse bilmez Allah’dan başka. Ama biz Peygamberin ağzına koyuyoruz şöyle olacak, böyle olacak İbn Seyyah çıkacak, deccal çıkacak, Mesih çıkacak falan binlerce sene sonra olacak şeyleri koyuyoruz. Peygamber hem gaybi bilmeyecek hem de binlerce sene sonra ortaya çıkacakları ayrıntı ile söyleyecek. Bunlar eğer vahiyse neden Kur"an-ı Kerim’de yok. Ve neden Peygamberimiz bu vahiyleri yazdırmadı. “la tektubu anni şey’en ğayrel Kur’ânî vemen kezzebe aleyye şey’en ğayrelKur’ânî felyezuk...” arkadaşlar iki yüz sene ağızdan ağıza dolaşır. İki yüz sene altı nesil demektir en az. Altı nesil bir söz ağızdan ağıza dolaşırken, ben babamın ne söylediğini bilmiyorum yahu. Yani bu kadar mı insanlar bu insanlar zeki değil ben senelerce orada hocalık yaptım hiç böyle hafızaları kuvvetli değil. En çok zorlandıkları konu da Kur"an-ı Kerim’dir, ezberleyemezler. Efendim çok teşekkür ediyorum. -------------- Alinti ENDE--------- Link dazu <a href="redirect.jsp?url=http://www.kurav.com/nasilanlamaliyiz.html" target="_blank">http://www.kurav.com/nasilanlamaliyiz.html</a> |
|
|||
![]() bir göz atsin... ve görecektirki sadece Müslüman kelimesiyle Müslümanlik olmuyor ve ALLAH kesinlikle Hiritiyanlarida ve diger dine Mensup olanlarida cennetine sokacaktir.....
Inanmayan Tsunamide kim yardim ettiyse onu soksun diyelim... bakin o zaman bir tane Müslüman devleti girebiliyormu cennete.... NAH girir o zaman..... Hiristiyanlar sikayette bulundular zaten... Islam devletleri yardim etmiyor diye...... etmez tabi cünkü topu manyak ve neredeyse dinsiz..... iste LAFLA MÜSLÜMANLIK bu kadar olur..... Salih Amel islemzler... ben Musilmanim benim cennette tapum var girecegim... bok girersin orasini Papst LEO der 10 und Humeyni haben den Paradies verkauft... also Ihr kommt da nicht mehr rein.... Haaaaa yüce ALLAHIN CENNETI baska cennet ise ona bir sey diyemem tabi... ![]() Schon mal nachgedacht warum unser Religion so deformiert ist.... Ich son... WEIL DIE MENSCHEN DEFORMIERT SIND...... YANI BIZLERDEN HELE TÜRKLERDEN ÖYLE KOLAY KOLAY ADAM CIKMIYOR....... cok cok az... cikanida aninda boguyoruz yok ediyoruz... usw.... Medeniyet ve Orijinal Islam dini zor geliyor bize.. cünkü hepsi bizim olsun sadece her sey benim olsun düsüncesiyle yola cikiyoruz...... Iste böyle insanlari kannatimce Allah carpmistir ce gözlerini mühürlemistir.... Ich habe fertig |
|
|||
![]() 1.) Papast Leo der X (10 te)
2.) Humeyni beim Irak Krieg mit cennet Schlüssel..... pähhhhh 3.) Alle möchte gern Moslem... onlar girdikten sonra Hiristiyanlari yada Musevileri iceri sokmayacaklar..... Yüce Rabbim senin cennetine nail olmadan insanlik senin cennetinin kavgasini yapiyor.... Biri digerini sokmayacakmis....... Ben diyorumki... eger Kuran su abki haliyle gercekten dogruysa ve gercekten bir Allah var ise..... iyilik eden ve güzellikler besleyen ve hayati boyunca yrdim eden her kim olursa olsun CENNETE girecektir ve cok degerli bir insandi öyle kimse....... Bunu Enis söylemiyoru Kuran söylüyor.... Bakara 62, Maide 69 Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sâbiîlerden Allah"a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah"a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar. BUNLARI KURAN SÖYLÜYOR.... ben degil, Ahmed Hulusi, Yasar Nuri, Süleyman Ates, Salih Akdemir, Imami Gazali, Imami Azam degil... ALLAHIN KENDISI söylüyor....... CENNETI KENDISINE ML ETTIM ZANNEDEN ISLAM ALEMI DONSUZ GEZIYOR...... |