Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #19751  
Alt 17.06.2005, 00:00
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Ilginc!

AYŞE ÖNAL

Müslümanların sessizliği
Dupduru bir yüzü vardı. Şeffaf bir ürkekliği.. Başkasının acısına kilitli yüreklerde hiçbir karşılığı olmayan bir hikayesi vardı.

Doğrudan gözlerime bakarken muhteşem bir bilinçle beni yerle bir ediyordu. Karşısında aciz kalakalmıştım. İçinden geçtiği durumu tanımlamak için kullandığı her cümle ile yeniden tepetaklak oluyordum. Derin bir hoşgörüsü vardı. Onu ele vermeyeceğime dair teminat verirken, hiç gülümsemeden gülümseyen biri gibi bakıyor, teminatlarım anlamını yitiriyordu.

Üstünde çok acı çekmişlerin zen - bilgelikleri vardı. Öylesine tutsak hissetmişti ki kendisini bir daha özgürlüğüne hiç kimse dokunamayacaktı. Prens Guatama gibi çile ve perhizle içinden geçtiği yol onu sonsuz özgürlüğe götürmüştü.

Kuran kursları tartışmaları başlayınca Ahmet Hakan’a dikkat çekmeyeceğini sandığı bir mektup göndermiş, mektup ilgi görünce çok şaşırmıştı.

Mektubu yazdığını bilenler, “Karşı tarafa koz verdin, şu Müslümanların yaptığına bak, diyecekler.” diye onu eleştirmişlerdi.

Eleştiriler onu etkilemedi. Yüreğinden gelen ses 12’sinde başlayıp aralıklı olarak 17’sinde sona eren Kuran kursu tecrübesini yaşaması çok muhtemel çocuklar için küçücük de olsa bir görev yapması gerektiğini söylüyordu.

Küçük bir kasabada doğmuştu. Ailesi o doğduktan sonra dindarlaştığı için değişmenin getirdiği radikallikle onu yatılı bir Kuran kursuna kaydetmişti. Kaderini belirleyen seçim aslında o kadar da kolay olmamış, annesi ile babası arasında müthiş bir tartışmaya yol açmıştı.

Gerisi ondan dinleyelim:

“Babam benim okumamı istiyordu annem ise yatılı Kuran kursuna gitmemi. Annem ve onun taraftarı akrabalarım önüme cennet ve cehennem ikilemini koyarak beni seçime mecbur kıldılar. Cennet Kuran kursu, cehennem okuldu. Gerçi bu bana açıkça böyle söylenmedi ama o sıralarda on yaşımda olduğumu düşünürseniz çocuk olarak böyle algıladım. Elbette cenneti seçtim. 12 yaşında yatılı olarak Kuran kursuna gittim. Bu aralıklı olarak beş yıl sürdü.

Çok küçükken mahalle camisine kendi isteğimle gittiğim için Kuran’ı öğrenmiştim. Ailemin hayali okumamdı. Okuma yazmayı erken öğrendiğim için umutluydular. Özel biri olduğumu düşündükleri için önemli biri olmamı istiyorlardı. İlkokulda çok iyiydim. Gelecek vaat ettiğimi söylüyorlardı. Ancak ailemin dini bir cemaate katılması sonucu seçilen gelecek hafızlıktı.”

Fatma’nın Kuran kursu hikayesi ise erken bir askerlik formatında.

Sabah üçte uyandırılan ve yatsıdan hemen sonra yatırılan, yaşıtları ailelerine bin naz yaparken on beş günde bir yemek pişirme nöbeti gelen, yaşadıkları dairenin temizliğinden sorumlu küçük kızlar için Besleme ile başlamayan bütün kitapları okumak yasaktır.

“Oyun yasaktır kurslarda. Hepimiz çocuğuz ve çocuklara oyun oynamak yasaktır. Bizim çocukluk resimlerimiz yoktur. Hepsi yırtılmıştır. Resim suretin her türlü hali yasak olduğu için yasaktır. Müzik bidat olduğu için yasaktır.

Birkaç sıra dayağı dışında çok dayak yok zihnimde. Ama yanlış bir şey olunca birisi sizi karşısına alır ve yanlış olduğunu söyler.

Sadece ahret için çalışmamız gerektiği ve diğer her şeyin malayani olduğu söylenirdi.

Almanya’dan gelen 13- 14 yaşındaki çocuklar gördüm. Ailelerinin yanına sadece bayramlarda gidiyorlardı. Onlar açısından durum daha da zor olduğu için bazı hocalar hafta sonu onlara çikolata veya güzel şeyler alırlardı. Çikolata yasaktı ama benim çikolatalarımla baş edemiyorlardı.

Kursta en çok aile ile yenen yemeği özlerdik. Şanslı olanlar evden yemek getirirlerdi.

Dikiş dikmek yasaktı. Ben çok dikiş dikmek isterdim. Rahlenin altından eteğime pililer yapardım.

Bulmaca yasaktı. Bir keresinde gizlice haftalık bir gazeteye bulmaca hazırladım. Normal şartlarda bütün gün hafızlık yapmam gerekirken gün boyu bulmaca hazırladım.

Kursa gizlice radyo sokmuştum. Yakalansam döverlerdi, belki de dövmezlerdi. Bilmiyorum. Yakalanmadığım için ceza da almadım. ”

Fatma şimdi iki çocuk annesi. Yeryüzündeki en iyi insanla evli. Dini eğitim kaygıları olan her aile gibi kendi çocuklarına nasıl bir din eğitimi vereceğini bilmiyor. Cevabı yok. Yaşadıklarını başka bir çocuğun yaşamasını istemiyor.

“Din zorbalıkla öğretiliyor,” diyor Fatma. “Bunun böyle öğretilmesini savunan küçük bir grup var ama şiddetle bunu savunanlar çarşaflarını ilk çıkaranlar oldular. Ben çarşafı kendi kararımla çıkardım. Severek giydiğim dönemde bile, herkes giymeli diye hiç düşünmedim. Yine kendi kararımla çıkaracağımı biliyordum.

Bizim resimlerimizi yırtanlar kendi çocuklarının fotoğraflarını bol bol çektirdiler. Din eğitimi alan çocuklar aynı zamanda dünya eğitimi alsın isterim. Kendi çocuklarımı asla böyle bir din eğitimine göndermeyeceğim. Ama bu eğitimi alırken uğradığım zorbalığın müsebbiplerini suçlamıyorum. Ben onların da bu gidişatın altında yuvarlandıklarını biliyorum.

Beni Kuran kursuna yollayan annem şimdi, ‘Çocuklarına ben bakarım sen oku,’ diyor. Ona hiç ne kadar üzüldüğümü belli etmedim. Çünkü bütün yükü omuzlarına alacaktır.

Bunu kötülük olarak değerlendirmiyorum. Bir zihniyet sorunu olduğunu biliyorum. Cahiliyet olduğunu düşünüyorum. Yaptıkları zorbalık bile olsa bunu kişisel almıyorum. Yaşadıklarım bende bir inanç sorunu yaratmadı. İnancımdan değil böyle yapanların cahilliklerinden nefret ettim.”

Müslümanlar en çok konuşmaları gereken konuda sessizliklerini koruyorlar. Çünkü özgürlükleri yaraları tedavi etmek için değil, hataları sürdürmek için istiyorlar. Başkasının acısını hissetmek ilk erdem. Herkesin dehşeti kendisine ise erdemin değerlerinde nasıl buluşacağız? Kimileri bu dehşetten iki kere pay alıyorsa... Biz iki kere kurşunlanıyoruz. Hem dinimizi yaşamak isterken yasaklayanların kurbanıyız hem de din adına baskı yapanların kurbanıyız. İki kere kurban! ” diyen Fatma’ya nasıl cevap vereceğiz?



13 Haziran 2005, Pazartesi
  #19752  
Alt 17.06.2005, 00:03
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Burda laf bezirganligi yapma!

Yobaz kelimesinin manasinin icini oyma. Yobaz körü körüne inananlara derler. Arastirmadan, sorusturmadan, bilmeden, ögrenmeden inananlara. Cumhuriyet bir inanc sekli degil. Yasanan bir gercektir. Cogu bas örtülü "KARABÖCEKLERIN" enikleri askere gitmezler. Küfar ordusu derler bu tabiri caiz ise arab kirintilari.
  #19753  
Alt 17.06.2005, 00:09
Benutzerbild von beyazoglan
beyazoglan beyazoglan ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard UTAN UTAN..

Atatürkün ismini agzina alipda kirletme.
Atatürkü savunmak sizin gibi gerici yobazlar kalmadi.
O ilerici, aydin ve özgürlükcü bir liderdi, sizin gibi hurafeler icinde bogulmuyordu.

Gözünüz o kadar dönmüski, degil milletin dinine, örfüne, adetine saygi duymak, elinizden gelse sizin gibi düsünmeyen herkesi kursuna dizeceksiniz.

Ama o kadar korkaksinizki, yaptigniz her pisligi Atatürkün arkasina siginarak yapiyorsunuz, yaziktir, onu bari asagilik planlariniza alet etmeyin..
  #19754  
Alt 17.06.2005, 00:11
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Hic bir sey bu kadar agirima gitmedi!

Vatan kurtarmak gibi bir suc isledim diye
Büstlerimi kirdilar küfrettiler yetmedi
YASASAYDI BIZDEN OLURDU DEDILER (Erbakan)

HIC BIR SEY BU KADAR AGIRIMA GITMEDI!

Sen galiba benimle alay ediyorsun, HURAFA NEDIR BILIRMISIN SEN?
  #19755  
Alt 17.06.2005, 00:15
Benutzerbild von turgayatacan
turgayatacan turgayatacan ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Atatürkü hic olmasa alet etme

o kirli emellerine.

Günahdir
  #19756  
Alt 17.06.2005, 00:19
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard YOLUMUZDAN DÖNMEDIK BIZ!

Bakü"de evim basildi can oy can oy can
Bosna"da evim yakildi can oy can oy can
Kursun kursun üstüne oldo
Hasret yangin günesle doldu
Ölüm kalim bizlere oldu
YOLUMUZDAN DÖNMEDIK BIZ!!!!

Atatürk"ün fikirlerini yasatiyorum bir birey olarak ve fikirlerine bütün yeni yetisen genc filizlerin gönüllerine dikiyorum, dikiyoruz.

Atatürk kim, onu savunmak icin sen kim?
  #19757  
Alt 17.06.2005, 00:19
Benutzerbild von beyazoglan
beyazoglan beyazoglan ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard HURAFA = ISIGADOGRU

Az önce sergilemis oldugun tavrinla hurafanin ne oldugunu anlattin bizlere.
Heralde ATATÜRK yasasaydi utanc duyardi seninle, sehit annesine bile saygisi sevgisi olmayan birinden bu ülke bu vatan icin ne beklenir, yazik cok yazik..
Seni bu gerici yobaz ve cagdisi fikirlerinle bas basa birakiyor, Allah tan ümit kesilmez diyorum..
  #19758  
Alt 17.06.2005, 00:23
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Hurafe"nin tabirini az önce yapmistim;-)

Bin dereden su getiripte dansöz gibi ürkekce bedevi tango türü kiviracagina ERKEKCE FIKIRLERINE FIKIR YETISTIREMIYORUM DESENE. Bana korkak diyene bak. Dinime küfür eden bari müslüman olsa ey yüce Allah"im.

Bir yigit cirasin almis atiyor
Ak elleri kizil kana batiyor
Bir kötü kavgadan dönmüs kaciyor
KACMA KÖTÜ KACMAAA SIMDI DÖN OLUR ;-))
  #19759  
Alt 17.06.2005, 00:27
Benutzerbild von turgayatacan
turgayatacan turgayatacan ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard hatirlatirim yobaz laikci

Atatürkün annesi Zübeyde annemizi´demi almayacakdin Üniverstelere yobaz laikci.

senin gibilerin serrinden Allah bizi korusun sizin gibiler ülkeyi felaketlere sürüklüyor.

Allah akil fikir versin sizin gibilere

hadi saglicakla kal
  #19760  
Alt 17.06.2005, 00:29
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Cagimdan ileriyim AMA COCUGUMDAN GERIYIM

Bil bakalim alidan, kim döylemiz bakalim bu tümleyi? ;-))
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu