[aliconda]

Kendi icindeki Milleti ve disariya davranisi ilen!

Ben Türkiyeden umutluyum!

Egitim Türkiyenin en büyük sorunu.

al"

... zaman tabiiki o sömürücü düzenin &lt&ltvahsi disini&gt&gt gösterdigi ve deniz ötesi sömürülerinin (Kolonien) olarak mevcut oldugu zaman degil... Ama sizce SÖMÜRÜ DÜZENI ve BATI KULÜBÜ ZIHNIYETI degistimi.. Bence HAYIR kesinlikle degismedi ! Bakiniz Vaybenin basinda bir haber ver buraya eklemek istemiyorum. Ama Avrupa insani bile (ki yöneticileride farkli degil) RUSYA ayisinin TÜRK´lerden daha cok AVRUPALI oldugunu savunuyor ve tasdikliyor (benim sahsi kanaatimde bu yönde) !!

Onun icin TÜRKIYE tabiiki ilerleyecek ve son yillarda (hayatin cilvesine bakiniz MILLI GÖRÜS kökenli bir basbakan ile) epey YOL KATLETTI !

Bizler Alicondanin bahsettigi gibi de &gt&gtAvrupanin Hasta adami&lt&lt oldugumuz zamanlarda bile AVRUPA´nin taa ICINDEYDIK :-)!!!
Victor Hugo´nun &lt&ltLe Rhin&gt&gt adli eserinde kaleme aldigi sahane tarih
dersini birlikte okuyalim: Bu aciklamasinda, Avrupanin en önde gelen alti
gücünü sayar ve bunlari

Vatikan
Kutsal Imparatorluk
Fransa
Ingiltere
Ispanya
ve OSMANLI (Türkiye)

olarak belirler...

Burdan da yola cikarak adamlarin KAPILARINA DAYANARAK illede bizi alacaksiniz demek (ki yukarida beyan ettigim gibi bizi haklari istemiyor) bence cok ABES...!

Biz AB nin yaninda yer almadigimizda DEMOKRATIKLESME ve MEDENIYETLESME yolunda mesafe alamayacakmiyiz ? Bence bu büyük bi yanilgi...! Önemli olan AB OBU SUBU istiyor diye bu reformlari uygulamak degil... KENDIMIZ ICIN GELECEK NESIL ICIN degismemiz sart. Müslümani, Alevisi, Siisi, Kürdü, Türkü vs. vs. ile toplumun HER KESIMI bu degisikligi icimizde uygulamamiz gerek.. LAIK YOBAZLAR dahil :-)

Yahu karnim acikti (birazdan devam ederiz)

:-)

&lt&ltKaptanlar, dis doktorlari, garsonlar, soförler...&gt&gt isimli yazisindan alinti

Milliyet - 25 Aralik 2004

200 yildan bu yana "Batililasma, Batililasma" diye çirpindigimiz Bati ile Dogu arasindaki temel fark, temel ayirim neydi?
Bati, yani Avrupa, küçük bir kita oldugu için okyanuslari kullanmaya yönelmis; genis topraklarin kitasi Asya ise, böyle bir gereksinme duymamisti.

***

Okyanuslara açilmak... 1492"de Atlas Okyanusu"nda bilinmez kiyilara dogru 3 teknelik bir filoyla serüvene çikan Christophe Colomb"un, kaptanligini kendi yaptigi, kürekli, forsali, yelkenli teknesi "Santa Maria" 33 metreydi.
33 metrelik bir tekne vololümünü kullanmak, "mekani kullanma" bilincini pekistirir insanoglunda; nereye ne kadar sürede varacagi hesaplari da, "zamani kullanma" bilincini...
Bütün bu ugraslarin, ne getirip, ne götürecegi denklemleri ise "ekonomi" bilincini...

***

500 yillik okyanuslar denizciliginin birikimleri, Avrupa kitasinin toplumlarina yansiyinca da; Bati Bati dedigimiz, mekani ve zamani ekonomik denklemler içinde kullanma uygarligi çikar karsimiza...
Dogu, yani Asya böyle bir birikimden yoksun kalmisti...

Adalardan olusan Ingiltere"nin dili, insanligin ortak dili olmus; koskoca Hindistan ise, yoksulluk cehenneminin yedi kat esfeline gömülmüstü...

***

Okyanus dalgalari, politik tatavalardan anlar mi? Anlar mi hamasi nutuklar ve sehitler için yazilan siirlerden?

Okyanus dalgalari, Doga"nin vahsetine karsi insanoglunun kendini korumak için gelistirdigi teknolojiden anlar; forsalarla yelkenler yerine; buhar gücünü, petrol ve nükleer enerjiyi, elektronik radarlari kullanmaktan anlar...

***

Türkiye, bugün bireylerin "yasam kalitesi" açisindan, Yunanistan"in 60 basamak altina düsmüsse; bunun bir nedeni de, Yunanistan"in dünya deniz ticaretinin yüzde 20"sini elinde tutmasidir. Türkiye"nin, dünya deniz ticaretindeki yeri ise yüzde 1"in altindadir.
"Ben bir Türküm, dinim cinsim uludur" hamasetiyle üstesinden gelinebilecek sorunlar midir bunlar?

Tüm denizci dostlara yürekten selamlar...!

Gazetelerimiz pek öne cikarmadi. Ufak basliklarla gecti. Bir iki köse yazari disinda da konuya deginen olmadi. Fransa Turkiyenin katilimini referanduma koyacak ama Hirvatistan, Romanya, Bulgaristan böyle bir referanduma sokulmayacak. Bu gidisle Fransayi kesinlikle baska ülkelerde izleyecek. Onlarda Türkiyenin katilimini referanduma koyacak.

Butun bunlar olurken ABde Güney Kibrisida gümrük birligine dahil et diye bastiriyor. Fransiz disisleri tarihinizle yüzlesin diyor. Haaaa AB en gelecek fonlarda kesildi. En azindan 2013 den önce havada bulut sen fonu unut. AB akilli, birlige giremeyecek bir ülkeye fon verip paralarini niye carcur etsinlerki?

Ben umutu kestim. Bundan 10 sene sonra Türkiye Avrupalimi sorusu gene sorulacak, ve bu tartismalar siradan halkta belirsizlik yaratacak ve sandiga gidince mufazakar davranip hayir oyunu basacak. Referandumdan önce Türk gazeteleri Bonjour Madam basliklariyla Fransiz halkina vicik vicik yagcilik yapacak. Turizm sektoru Fransizlara indirimli tatil verecek. Türk sosyeteside Parise gidip moda defilesi yapacak "bakin biz ne kadar moderniz" diyecek. Sonucta asiri sagci, koyu hristiyan, irkci, fasist cogunlugun katilimiyla Türklere hayir denecek. Peki ertesi gün gururu incinmis Türk halki nasil tepki verecek?

Kendi kaderini baska ülkenin halkina birakmak. Dünyada bunun baska örnegi yoktur ENIS / HALIL / ALI :-) Yoksa varmi ??

[leyl75]

ilk tartismanin basladiginda sevindim.türkiye avrupaya katilabilseydi bazi seyler daha kolay olacakti.ama bu herhalde fiktif bir düsünce.türkiye hicbir zaman 100%avrupa ülkesi olamaz-nedeni din!müslümanliktan okadar korkuyorlarki,eger bütün türkiye ayaklanipda evet ben isaya inaniyorum ve artik müslüman degilim demezse herhelde bu gerceklestirilemez!

[6666mahfuz]

tabiki fransa`nin ic siyaset yüzünden bu referandum Chirac mecbur kaldi..ve fransizlar hayir diye oy verecek, buna kimse gercekciyse karsi koyamaz...sonra TR??
Apacik AB kendileri icin verdigi "sözler"den, anlasmalardan kacabilcek acik kapi birakiyorlar...decekler biz demokratiyiz..,zart, zurt,...Türkiye`de oynatilmis kukla olarak, sert gercek yere düsecek, ins`Allah öyle olmazzzzzzz-)))

[6666mahfuz]

Es selamunaleykum
kardes leyl75, siz Türkiyeye ne zaman son defa gezdiniz?? Benim gördüme kadar en fazla 20-30 % müslümanligi yasamaga bakiyor, gerisi kagitin üzerinde, yeda avrupa da gibi cagdas ülkerde görünen gelismelere benzer....
materialistler, dinleri para, para, para,..kendilerine özelestirmis inanc dünyasi vs.vs. Onlar korkuyorsalar Türkler`den, bizim cahiliyemizden korkarlar...türküz ya, kanun biziz, kimseyi takmayiz, kirariz, yikariz, sokagin üzerinde bosanmak hanimi kurban ederiz vs.vs... yanlis anlamagin genc türk nesilde cok efendiler, bilgilli kisiler var tabi, ama onlar göze batmiyor.
Sonra Fransizlarin en az 30% vatani seven irkci oylarini verecekler, 50% ne kaldi..???

[akshalil]

ben buna "kaderine birilerine teslim etmek" demezdim.. sen simdi toplamissin AB ye süphe ile bakan kesimlerin yazilarini..
evet gercekci olmak lazim..
tr. karsiti olan cok yogun ve güclü ve de cogu zaman önyargili bir cephe var avrupada..tr.de de avrupaya ve batiya ayni ekilde süphe,endise paranoya ve korkuyla bakan keza cok insan var..

yine gercekci olmak lazim ki; bu is üyelikle bitmeyebilir..görüsmeler kesilebilir,veya her sey basarili gittikten sonra bile dedigin gibi bile refarandum(ki ben buna inanmiyorum) yoluyla red edilebilir...

ama olaya baska bir pencereden ve noktadan bakmak lazim..AB üyesi olduk ya da olmadik, hadi farzet AB üyesi olmadik bizi 5 yil yada 10 yil sonra reddettiler... peki bu durumda kaybedecegimiz bir sey olacak mi???
bana ab ile bütünlesme yolunda zararimiza olan bir sey söyle? kanunlar ve ekonomi uyum sürecinde verimli,etkili seffaf ve demokratik yapilmaya calisiliyor..
sonucta reddedilsek ne kaybedecegiz ki? uyum sürecinde anayasan degisiyor,ceza kanunun,ihale kanunun degisiyor,artik akrabaya tanidiga ihale veremiyosun..rekabet kanunlari vb. ekonomik anlamda tr.nin isine yarayacak seffaf düzenlemeler yapiliyor..
simdiye kadar degisen kanunlardan sikayetci olan varmi??herkes hemfikir ki bunlar bizzat türkiyedeki insanlarin iyiligine seylerdir.. ee o zaman biz neden bu kadar sorun yapiyoruz..bana sorarsan cok duygusal davraniyor tr.. olaylara rasyonel bakmakta oldukca zorlaniyoruz..

AB ne cennettir,-ki bazilari cennet saniyor ve herseyin kendiliginden halolacagini düsünüyor-

ne de bizi bölmek parcalamak isteyen hain $er cephesi,tek disi kalmis canavardir..
olaylari mantiki degerlendirmek lazim..AB su an dünyada ekonomik,hukuki vs. anlamda dünyanin en gelismis bölgesi ve topluluklarindan..türkiye bir taraftan kendi ayri politikasini yaparken diger taraftan bu klübten faydalanmayi bilmelidir... yoksa cetin hocanin dedigi gibi yasam kalitesi acisindan tr. yunanistanin 60 degil, 1000 basamak gerisine düser alimallah!

yani sözün kisasi en kötü ihtimali düsünsek bile ben bir zarar degil de yine yarar görüyorum.

[aliconda]

Biz türküz, biz yapariz heheheehehehe ;-)

***
24.03.2005
Oktay EKŞİ
Yeteneğimizi kullanalım

oeksi@hurriyet.com.tr

ŞEYTAN bazen diyor ki: ‘Madem biz metil alkolden sahte rakı; mısır şurubu, glikoz ve enzimden sahte bal; solvent ve madeni yağdan motorin üretecek dehaya sahip bir milletiz, neden AB ile filan uğraşıp duruyoruz. Hayatımızı en başarılı olduğumuz yoldan kazansak daha iyi değil mi?’

Gerçekten iş ahlakımızın aynası olan ticaret tarihimizin sayfaları, altın harflerle yazılmış menkıbelerle (kahramanlık hikayeleriyle) doludur.

Biz, zeytinyağı üreticisi İtalya’ya, zeytinyağı diye motor yağı satabilen; icat ettiğimiz hayali ihracat usulü sayesinde bakır teli altın bilezik diye; çaput kırpıntılarını kıymetli ipek halı diye; kereste ve suntaları mobilya diye ihraç edebilen ticaret dehalarıyız.

Bunu üstelik devletimizi yönetenlerle, kamu görevlileriyle ve yetkilendirilmiş bankalarla ortaklaşa yaparak sadece ticari dehamızı değil, devlet-vatandaş veya kamu sektörü-özel sektör işbirliğinin en güzel örneklerini ortaya koymuş bir toplumuz.

Bazıları zanneder ki ‘Devlet, kamuya ait paranın bir kuruşunun bile hesabını sorar.’

Onu diyenler bu yolla hazineyi ne kadar ustaca soyduğumuzu incelesinler:

Bu halkın ödediği vergilerden yüzlerce/belki binlerce trilyon lirayı haksız şekilde alan (daha doğrusu çalan) binlerce hırsıza bu nedenle bir gün bile hapis cezası verilmediğini (Yahya Demirel olayını örnek göstermeyin) görünce bize hak verirler.

Biz sadece ticari zekamızla değil, bilimin dediklerine, tabiatın kurallarına meydan okuyarak da eşsizliğimizi ispat etmiş insanlarız.

Biz, Çernobil felaketi üzerine tüm dünya gıda maddelerinin radyasyon miktarından endişe ederken ‘Bize bir şey olmaz’ diyerek, yüksek radyasyonlu olduğu için depolanmış 90 bin ton çayı vatandaşımıza içirten milletiz.

Biz, Avrupa’daki mutat müşterilerimizin, aynı şekilde radyasyonlu diye satın almadığı 200 bin ton fındığı okullardaki öğrencilere dağıtıp, akşamcılara, çikolatacı, kurabiyecilere satıp sorunu çözen bir toplumuz.

Nitekim sahte rakıdan sadece 30 kadar insanımız öldü. Eğer dayanıklı olmasak ölü sayısı 30’dan mı ibaret olurdu?

Tarım Bakanı Sami Güçlü’nün -hani rakı haramdır diye sadece rakıyı değil rakı kelimesini de ağzına almayan bakanımız var ya, ondan söz ediyoruz- önceki gün gazetecilere ‘Türkiye’de gıda güvenliği eksiktir deyip kamuoyunu rahatsız etmek doğru olmaz’ dediği dünkü gazetelerde bildiriliyordu.

Sayın Bakan, ‘analizi yapılan 42 bal numunesinden 22’sinin sonucunun olumsuz çıktığını, bu yüzden 4 bin 321 kilogram bala el konulduğunu’ bildirdikten sonra ‘Gıda güvenliği eksiktir demeyin’ demiş.

Oysa Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ihraç ettiği balın ‘doğal bal’ olmadığı ortaya çıkınca AB birkaç ay önce Türkiye’ye bir nota vermiş ve ayrıca gönderilen bal da Türkiye’ye iade edilmişti.

Ve bu sahte bal, ‘Gıda güvenliği eksiktir demeyin’ diyen Tarım Bakanlığı yetkililerinin bilgisi dahilinde iç piyasaya sürülmüştü. Bu işlerin Tarım Bakanlığı’nca nasıl yürütüldüğüne örnek olsun diye belirtelim:

Sahte balı gerçek baldan ayırmak amacıyla, kurulmasına tam 10 yıl önce karar verilen yegane ‘Arıcılık Araştırma Enstitüsü’nü bile henüz açıp faaliyete geçirememişler. Merak eden gidip Ordu’da dediğimiz yeri görsün.
***

<a href="redirect.jsp?url=http://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/0,,authorid~1@sid~9@nvid~553723,00.asp" target="_blank">http://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/0,,authorid~1@sid~9@nvid~553723,00.asp</a>

[akshalil]

Cetin usta da benim gibi sark-dogu kurnazligi ve türk hoyratliginina düsmani olsa da :-) tam bir derya küpüdür, keyifle okunur..
kendisi gibi ik tane yine "Vatan düsmani" evlat yetistirmistir!