Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #3401  
Alt 01.06.2004, 18:26
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard haaa anladim

bak arkadas o zaman söyle yap, bize inanmiyorsan.

Türkiye Cumhuriyetinde 50"den fazla Üniversite var ve bunlarin bir cogunda Ilahiyat bölümleri var.
Sen oradaki Hocalara bir Mail yaz, veya hitaben Dekana yaz.

Bunlarin cevaplarini topla ve sonucuna bak.
Bakbakalim bu ehli Hocalar laga lugami konusuyor, yoksa hepsi ayni seyimi diyor.

Kesinkes hepsi, sana assagi yukari ayni seyi söyleyecek, uslüp farki olabilir, ama netic farki asla yoktur....

Bu ufak bir trikle, hayal bile edemeyecegin bilgilere ulasmak mümkün, bizlerin yillari bu yollarda gecti.

Camideki cahalet icinde yasayan Hocayami gidip soracagim??? ha ha ha haaaaaaaaaa nefes kalmadi...


Bir dene gercekten sana yardimci olurlar, o yüzden bizim ve baskalrinin dediklerine cok bakma, hic birimiz uzman degilir, müzakere yapiyoruz, hepsi bu...

Salamlar
Enis
  #3402  
Alt 01.06.2004, 18:29
Benutzerbild von fujitsu
fujitsu fujitsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard muahahhahahahahahaha

demek ilahiyat fakülteleri var :=))))))))))


Türkiye Cumhuriyeti nede alim yetistiriyormus :=)))

Heykelin orasini burasini elleyipte ibadet yapabiliyorummu :=)))

Bunu benim icin sora bilirmisin bak birazdan yukariya bir profösörün Sosyete Dinini acikliyacagim sosyete Dinci arkadasim :=)))
  #3403  
Alt 01.06.2004, 18:33
Benutzerbild von fujitsu
fujitsu fujitsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Türkiye Cumhuriyeti Ve Dini Görüsleri.

Her fakülte dekaninin yorumu dogrumudur Dini Sosyetenin imahenesine birakiyorlar.

Bakalim TC Cumhuriyetinde okumus Adam olmus bir insanimiz nasil düsünüyor bunun gibi binlercesi var.
Bu diyor aspirin bile orucu bozmaz Kuranda öyle sey yazmiyor yakinda biride cikar Kondomlan iftar acabilirsin gelde isin icinden cik Kurani kerim de öyle seyler yazmiyorya.

Haydar Seçkin
Tıp doktorudur. Müslümanlıkta yeni görüşler isimli kitabında: ?Müslümanlıkta reform artık lüzumlu? diyerek şu reformları istiyor:



Namazın farzlarını bir rekata indirmelidir. (s. 46)

Abdeste ayakları yıkamamalı, mesh edilmelidir. (s.76)

İlle de abdest veya teyemmüm gerekli değildir. (s.78)

Vücut, ruh, aile ve cemiyette kötü sonuçlar doğmasına sebep olmamak şartı ile, bir de söylediği sözü bilecek şekilde içki içmek günah değildir. (s.98)

Cemiyete zarar vermeyecek şekilde aşırı olmamak şartı ile faiz günah değildir. (s.97)

Bir rek"at namaz kılmak - yerine göre - beş vakit kılmaktan üstündür. (s.201)

Oruca, sabah ezanı vaktinde başlanıp yatsıya doğru açılmalıdır. (s.205)

Aspirin gibi bazı ilaçlar orucu bozmaz. (s.205)

İnanarak yapmak şartı ile ibadetin azı da çoğu da birdir. (s.207)

Namazda her millet kendi milli dili ile okumalıdır. (s.257)



Dr. Seçkin, niyetini gizlemeyen, açıkça konuşan bir reformcudur. Diğerleri gibi yapacağı reformları gizlemiyor.
  #3404  
Alt 01.06.2004, 18:36
Benutzerbild von fujitsu
fujitsu fujitsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard bak bir diyer artistinizde diyorki...

Yanliz Kuran bununda kafasi baska yere kacmis fazla altin gümüs seviyor :=))

Süleyman Ateş

Muhtasar islam İlmihali isimli kitabında Kamil Miras"ın alyans hakkındaki (Altından mamul nişan yüzüğü hakkındaki) yazısını aynen Karaman gibi benimsemiş, altın nişan yüzüğü takmak caiz diyor.

Süleyman Ateş de Muhyiddin-i Arabi gibi tasavvuf büyüklerine karşıdır. Vahdeti vücut isimli tasavvufun Hint ve Yunan felsefesinden geldiğini söyleyecek kadar ileri gitmiştir. İslam Tasavvufu isimli kitapta diyor ki:

?Vahdeti vücut, Hint ve Yunan felsefelerinin Arapçaya çevrilmesi ve Müslümanların diğer milletlerle teması sonucu İslam tasavvufuna geçmiştir, İslamın öz malı değildir.? (s. 99)



Evliyanın büyüklerinden, silsile-i aliyyenin 15.si olan Şahı Nakşibend Bahaeddini Buhari hazretlerine de sataşıyor:

?O da aşağı yukarı ibni Arabi"nin fikirlerini benimsemiş görünmektedir.? (s. 04)



Kur?an-ı kerime göre evrim teorisi isimli yazısında diyor ki:

?Burada bulutları sevk eden melek, basınç değişikliği ile meydana gelen rüzgardan başka bir şey değildir. Bir hadise göre de sesleri kulaktan kulağa nakleden melektir. Şüphesiz bu melek de seslerimizi titreşimiyle etrafa yayan atmosferdir. Demek ki tabiat kuvvetleri de melek olmaktadır. Zira melekler Allah"a isyan edemeyen, yani hür irade yeteneğinden yoksun, emredildiği şeyi yapan güçlü varlıklardır. Tabiat kuvvetleri de aynı niteliğe sahip değil midir? İşte Adem"e secde eden melekler, irade yeteneğini, akıl gücünü insana boyun eğen tabiat kuvvetleridir. İnsan akıl gücünü kazanınca tabiat kuvvetlerini emri altına almış, onlardan yararlanmasını, onların korkunç etkilerini önlemesini bildirmiştir. (İlahiyat Fakültesi Dergisi c. 20, s. 143-144)



Necip Fazıl, bu ifade için şöyle diyor: ?Dehşet ki dehşet, bu adam hem meleklere itikadı elden bırakmıyor, hem de onları tabiat kuvvetlerinin aynı ve ta kendisi kabul ederek, şuursuzlaştırıyor, iradeden mahrum cemadlar olarak görüyor, küfrün böylesine hiç rastlanmamıştır.? (Rapor 3, s.34)



Mason Abduh"un düşük faizlere cevaz verdiği gibi % 3 faize cevaz vermektedir: ?Her muamelesinin faizle işlediği bir toplumda yaşayan fert de ister istemez faize bulaşır. Onun korunmak için bankalara yatırdığı paradan banka % 50, % 100 kazanırken kendisinin aldığı % 3"lü faiz aslında parasının süre içinde uğradığı değer kaybını bile karşılamaz. Zarurete binaen o da parasının faizini alır, ama içi tutmuyor, takvası müsaade etmiyorsa faiz olarak aldıklarını fukaraya, hayır kurumlarına verir.? (Tefsir dersi notları s.12)



Necip Fazıl, bu ifade için şöyle diyor: ?Deminki, İslamın madde ötesi itikatlarına tam aykırılık halinde küfür... Bu da yeryüzü muamelesine ait bir kanunun, hem mahiyet olarak bilinmemesi, hem de küçümseyici bir eda içinde tatbik imkânından mahrum sayılması bakımından küfür çapında bir dalalet....? (Rapor 3, s.35)



Evrim hakkında da diyor ki:

Hayatın, ilkel hücrelerden evrimleşe, evrimleşe önce basit canlıların, sonra daha üstün yapılı canlıların ve sonunda da insanın meydana geldiği kesin kanıtlarla ortaya konmuştur. İnsanın maymundan değil, maymunun insandan türediği de düşünülebilir. (İ. Fak. Derg. c. 20, s.131)



Görüldüğü gibi insanın Adem aleyhisselamdan geldiğine dair en küçük bir ifade bile yoktur. İlkel canlılardan evrimleşerek insan meydana gelmiş, hem de bu kesinmiş. Biraz daha ileri giderek aynı sayfada şöyle diyor:

?İnsanın şu veya bu hayvandan tekamül etmiş olması onun değerini düşürmez. Çünkü Allah kâinatı tekamül kanununa göre yaratmıştır.?

Görüldüğü gibi insanın bir hayvandan [maymundan, domuzdan, eşekten] gelmesi, onun değerini düşürmezmiş. Hemen aşağıda şöyle diyor:

?Belki de insan, bugünkü hayvanların hiç birinden değil de, doğrudan doğruya çamurdan yaratılan ilkel bir varlıktan evrimleşerek ortaya çıkmıştır. Muhakkak olan nokta insanın bir evrim geçirdiğidir.? (İ.F. Dergisi c. 20 s.131)
  #3405  
Alt 01.06.2004, 18:41
Benutzerbild von fujitsu
fujitsu fujitsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Seyit Kutub,ta Islam Dinini Sosyalizme.

Yaklastirmaya calismistir bu Arab asilli Fellak Kurani yorumlamayida ihmal etmemistir simdi sayin Artist arkadaslar Kutub,ami inanalim 19,cularami Yasar Nuriyemi daha ismini sayamadigim yüzlerce Tefsircininkinemi hangi birinize inanalim :=))))


Breeee kafirin cocuklari Ehli Sünnetin hangi yolu Kurani inkar ediyor :=))))))



Türkçeye birçok kitabı tercüme edilen S.Kutup, İslamın iktisad sistemini sosyalizme göre açıklamış, mason Abduhun dinde reform yolunu tutmuş ve çıkardığı fitneler yüzünden birçok müslümanı sıkıntıya sokmuştur. Hadis-i şerifte, (Uyuyan fitneyi uyandırana Allah lanet etsin) buyuruluyor. (İ. Rafii)

Hz. İsa?nın ölmediği Kur?an-ı kerimde bildirilirken, (Hz. İsa vefat etti) diyor. [Bu ifade, başka bir tercümeden çıkarılmıştır. Böyle fahiş hatalar kasten çıkarılmaktadır.]



Prof. S.Kutup, (İslam toplumunu inşa ederken, İslam fıkhına bağlı kalmamak gerekir. Fıkıhla meşgul olmak ömrü ve sevabı zayi etmektir) diyor. Halbuki hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Her şeyin direği vardır. Dinin temel direği fıkıhtır.) [Beyheki]



Ancak mezhepsiz olan, bazen Hanefinin hükmüne, bazen Şafiininkine uygun der. Maide suresinin 33. âyetinin tefsirinde 4 mezhebin hükmünü yazıp, (Biz bu hususta, İmam-ı Malikin fikrini tercihe şayan görürüz) diyor. Mezhepler arasında hakemlik yapıyor. Kendisini her mezhebin üstünde görüyor.

Zümer suresinin 3. âyetinin tefsirinde, (Bugün İslam ülkelerinde Evliyaya ibadet ediliyor, onlardan şefaat isteniyor) diyerek necdi olduğunu gizlemiyor. Tasavvufu da inkâr ediyor, İbni Arabi hazretlerine gayri müslim diyor. Böyle mezhepsiz kimselerin kitaplarını okumak çok tehlikelidir.



Cemıyyet-ül-meşari tarafından neşredilen Nehc-üs-Seviy... kitabında deniyor ki:

Hakiki ilim kitap okumakla elde edilemez. Taberanideki hadis-i şerifte (İlim ancak üstaddan öğrenilir) buyuruldu. Hiçbir âlimden ilim okumamış olan S.Kutup, Allaha, mucize kalem, Yaratıcı kalem, diyor. Nebe suresini tefsir ederken de Allaha "Akli müdebbir" diyor. [Akıl ve şuur mahluktur. Mahluka ait bir sıfatı Allah için söylemek küfürdür.] Böyle söylemek ilhaddır. Kur?an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(En güzel isimler Allahındır. Ona onlarla dua edin. Onun isimleri hakkında sapanları bırakın.) [Araf 180]



"Küçük meselelerde de olsa idareciler Allahın hükmü ile hükmetmedikleri müddetçe yeryüzünde müslüman yoktur" diyor. Halbuki İmam-ı Kurtubi hazretleri buyuruyor ki: (Allahın hükmü ile hükmetmeyenler hakkındaki âyet-i kerimenin manası şöyledir: Kur?an-ı kerimi reddederek ve Resulullahın sözünü inkâr ederek Allahın indirdiği ile hükmetmeyen kâfirdir.) [Ahkâm-ul-Kur"an]

Hz. İkrime de bu âyetin tefsirinde, (İnkâr ederek, Allahü teâlânın indirdiği ile hükmetmeyen kâfirdir. İnanıp da hükmetmeyen zâlimdir, fasıktır) buyurdu. [Ehli sünnette amel, imandan parça değildir. Günah işleyene kâfir denmez. S.Kutup, günah işleyene kâfir demekle de Ehli sünnetten ayrılıyor.]

S.Kutup, herkesi mürtedlikle itham ederek diyor ki:

"Bütün beşer mürted olmuştur. İslam, bütün hayatı içine alır. Bir meselede de ona uymayan, imandan ayrılmış, dinden çıkmıştır. Küçük bir meselede beşer kanununa uyan La İlahe illallah dese de müşrik olur, dinden çıkar. Bugün islamiyet yoktur. Biz müşrik bir toplumda yaşıyoruz. Bütün beşeriyet mürteddir, cahiliyet devrine dönmüştür. Bugün müslüman hükümdar ve müslüman tebaa yoktur. Müslümanlar asırlar önce yok olmuştur."

[Bu sözlere kendi yolunda olanlar da dahil midir? Dahil değildir denemez. Çünkü, kâfir sultana sadece uyan değil, uymayan da kâfirdir diyor. Dünyadaki herkese kâfir diyor. Ne hayrettir ki, kendilerine kâfir denilen kimseler onu savunuyorlar.]



S.Kutbun izinden gidenlerin bir kısmı avukat, bir kısmı da, pasaport çıkarmak gibi işlerde beşeri kanunlarla hareket ediyorlar. Onların başka bir kısmı da, bu beşeri kanunlar çerçevesinde eserlerini izinsiz basmıyorlar. Yani beşeri kanunlara tabi oluyorlar. Hani beşeri kanuna uyan kâfir idi?



S.Kutup, "O [Allah], nerede olursanız olun, sizinledir" mealindeki âyet-i kerimenin manasında da bütün islam âlimlerine muhalefet ederek "Allah herkesle, her şeyle beraberdir ve her yerdedir" diyor. Bu görüş küfürdür. Halbuki bütün İslam âlimleri, bu âyet-i kerimenin "Allahü teâlânın ilminin bütün mahlukatı kuşattığı" manasında olduğunu bildirmişlerdir. Hz. Yusuftan sonra, Hz. Musayı kötüleyerek diyor ki: (Hz. Musa, asabi mizaçlı, atak bir liderdir. On sene sonra hayatının ikinci devresinde onunla buluşmak üzere onu şimdi burada bırakalım. Belki sükunete kavuşmuş, sakin tabiatlı ve halim selim olmuştur. Ama hayır olmamıştır.)



S.Kutbun bu sözleri, Peygamberlerin, büyük küçük günahlardan masum olması gerektiğini kesin olarak ifade eden İslam akidesine tamamen zıttır. Hz. İbrahimin Yıldızı, Ayı, sonra da Güneşi görünce, "Bu benim Rabbim" sözü, istifhamı inkârı takdiri üzerinedir. (Sizin zannettiğiniz gibi bu benim Rabbim mi? Yani bu benim Rabbim değil, bu, Rab olmaya layık değildir. O halde siz onun Rab olduğuna nasıl inanıyorsunuz) buyurmuştur. Hz. İbrahim, bunları söylemeden önce de yegane ilahın Allah olduğunu, Ondan başka ilah olmadığını kesin olarak biliyordu. Çünkü Allahü teâlâ "Biz daha önce İbrahime rüştünü verdik" buyuruyor. (Enbiya 51)



S.Kutup, Enam suresinin "Hüküm ancak Allahındır" mealindeki 57. âyet-i kerimeyi, murad olan manasının tam aksine anladığından, Hz. Aliyi ve onu sevenleri de tekfir etti. A.İmran suresinin (Sana tabi olanları Kıyamete kadar küfredenlerin üstünde tutacaktır) mealindeki 55. âyet-i, bu ümmetin Kıyamete kadar, kendi dinleri üzerine kalacaklarını bildirmektedir. Bu ümmetin ilk asırda İslamiyet üzere, ondan sonra cahiliyet üzere yaşadığı nasıl söylenebilir? Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ, her asırda dini tecdid eden bir zat gönderir.) [Ebu Davud]

(Kıyamete kadar hak üzere olan bir cemaat mutlaka bulunur.) [Buhari ]



[Nehc-üs-Seviy... kitabının Arabi aslı Hakikat Kitabevi tarafından da neşredilmiştir. P.K. 35 Fatih-İstanbul adresinden temin edilebilir.]


Hz. Osmana saldırıyor
S. Kutup, İslamda Sosyal Adalet Kitabının Arapça aslı olan (El Adaletül ictimaiyyetü Fil islam) Kitabında, başta Aşere-i mübeşşereden; (Cennetlikle müjdelenen on kişiden) biri olan Hz. Osman olmak üzere Eshab-ı kiramın büyüklerine dil uzatmaktadır: ?Pek yaşlı olan Osman"ın hilafete geçmesi kötü bir talihin eseridir. Müslümanların mallarını gelişigüzel harcamıştır. Çok müsrif idi. Zübeyr"e 600.000, Talha"ya 200.000, Mervan"a ise Afrikıyye haracının beşte birisini verdi. Muaviye"nin mülkünü genişletip Filistin"i de ona verdi. Akrabalarını vali yaptı. Bu İslamın ruhuna aykırı idi.? [s.186-92)



Bunlar ne çirkin iftira böyle? Hz. Osman hakkında hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Osmanın şefaati ile Cehennemlik olan yetmiş bin kişi sorgusuz sualsiz Cennete girecektir.) [İ. Asakir]

(Her peygamberin bir arkadaşı var. Benim cennette arkadaşım Osmandır.) [Tirmizi]

(Ya Osman, benden sonra sana da hilafet verilecektir. Münafıkların sözüne bakıp da hilafeti terk etme! O gün oruçlu ol, benim yanımda iftar edersin.) [İbni Adi]

(Ya Osman, Allahü teâlâ sana hilafet gömleğini giydirecek, münafıklar çıkartmak isteyeceklerdir. Bana kavuşuncaya kadar onu çıkartma!) [İbni Mace]

Resulullah efendimiz, kızı Hz. Rukayyeye buyurdu ki:

(Ey canım kızım, Osmana çok sevgi göster! Zira Eshabım arasında ahlâkı bana en çok benzeyen odur.) [Mesabih]



Mirat-ı Kâinatta deniyor ki:

Peygamber efendimiz, Allahü teâlânın emri ile kızı Rukayyeyi Hz. Osmanla evlendirdi. Hz. Rukayye vefat edince, Hz. Osmanın gözlerinden yaşlar akmaya, yani ağlamaya başladı. Bunu gören Peygamber efendimiz buyurdu ki:

(Ya Osman ağlama! Allaha yemin ederim ki, yüz kızım olsa ve vefat etseler, bir tane kalmayıncaya kadar sana verirdim. İşte, Cebrail aleyhisselam geldi. Allahü telalanın, ölen kızımın yerine kardeşini, [Ümm-i Gülsümü] aynı mehr ile sana vermemi emrettiğini bildirdi.) [İbni Asakir]

Kızı Ümm-i Gülsüme de, (Kızım, zevcin Osman, Ceddin İbrahim peygambere ve baban Muhammede [aleyhisselam] herkesten daha çok benzemektedir) buyurdu. Hz. Osman gelince Peygamber efendimiz, mübarek ayaklarını örttü. Sebebi sual edilince, (Osmandan melekler haya eder, ben haya etmez miyim?) buyurdu. Tebük gazvesinde Hz.Osman, kendi ticaret malından üç bin deve, 70 at, on bin altın getirdi. Resulullah efendimiz, bunları askere dağıtıp, (Bugünden sonra Osmana günah yazılmaz) buyurdu.[Bundan sonra Allah Osmanı günah işlemekten korur.] (Tirmizi) ve (Ya Rabbi, Osmanın geçmiş, gelecek, gizli-açık ve kıyamete kadar işleyeceği günahları affet!) diye dua etti. (Ebu Nuaym)



Hz. Ali, bir gün Hz. Fatımayı incitmişti. Peygamber efendimiz, Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömerin ricalarını kabul etmedi; fakat Hz. Osmanınkini kabul etti. Sebebini sorduklarında buyurdu ki:

(Öyle birinin şefaatini [ricasını, af talebini] kabul ettim ki, yer ile göğün yerini değiştir diye, Allahtan istese, Allahü teâlâ bunu kabul edip değiştirir. Yahut "ya Rabbi bu ümmetin hepsinin günahlarını affet!" dese, affeder) [Mesabih]



Resulullahın yanına bir cenaze getirildi. Namazını kılmayıp, (Bu adam Osmana düşman idi. Onun için, Allahü teâlâ da, buna düşmandır) buyurdu. (Tirmizi)



Peygamber efendimiz, Ebu Musa Eşariye, (Kapıdan girenleri Cennetle müjdele!) buyurdu. Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer girdi. Kapı tekrar çalınınca, (Kapıyı aç! Gelenin cennetlik olduğunu müjdele! Başına belalar geleceğini de söyle!) buyurdu. İçeri giren Osman idi. (Buhari)



Cennetle müjdelenen on sahabi şunlardır:

(Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurrahman b. Avf, Sad b. Ebi Vakkas, Ebu Ubeyde b. Cerrah ve Said bin Zeyd) [Tirmizi]



S. Kutup mezhepsizi işte böyle büyük bir zata saldırmaktadır.
  #3406  
Alt 01.06.2004, 18:44
Benutzerbild von fujitsu
fujitsu fujitsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard hala buralarda sürtüyormusun len...

senin Bursa Ibneler yurdunda müdür olmaya talib oldugunu duymustum klickkk klickkkk...
  #3407  
Alt 01.06.2004, 18:53
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Yahu arkadas

dinin sosyetesi olurmu hic????

Kuran ne diyor sen ona bak, söyleyem adam artistmis sokaktaki pennermis, genelevdeki hayatkadiniymis, sen onlari gec.

Neden herkes Ilahiyatcilarin söylediklerine degilde, ailesine karisina kizina bakiyorlar.

Fitne pesinde bu tip insanlar.

Karsisindakini Kuranda alt edemedigi icin iftira laflarla isini bitirmeye ugrasiyorlar.

Bütün dünyadaki seytanlar bir araya gelse arkasini Kurana dayayan bir kisiye kimse zerre kadar bir sey diyemez.

Ben sana ne dedim ise kisisel cikma.

Sen Ilahiyatcilarla 10 dakika icinde konusup hallastinmida kalkip ban hikaye okuyorsun???

100 sefer dedim istisnalar kaydeyi bozmaz, elbette insan yanilabilir, önemli olan yanildigini kabul etmesidir...

Selamlar
Enis

PS: Heykel dedigin Atatük"ü kast ediyorsan, söyle söleyeyim. Atatürk sade va sade Türklere mahsustur, Türk olmayanin onu sevmesi gerekmez, ihtiyacida yok.
  #3408  
Alt 01.06.2004, 19:01
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard bir cogunu zaten

bütün Ilahiyatcilar kabul ediyor...

Sakat olan tek su
Aspirin gibi bazı ilaçlar orucu bozmaz. (s.205)

Hasta olana oruc farz degildir, Aspirin bir ilactir, ilaci agrilari olan, yani hasta olan kullanir, o halde o kisi zaten oruc tutmasi yasak, bu yasagida Allah koymustur.

Hastaysan arkadasim yataginda kal, yok iyiysen o zaman orucunu tut, yok su bozmaz falan filan laga luga laga luga.....

Kuran böyle bir sey demiyorki....

Gerisi OK.

Birde su var detaylarda tartisilabilinir, ama bu bizim görevimiz degildir. Islam surasinin görevidir, onlar evrensel kanunlari belirlerler bizlerde anlariz, kabulleniriz ve uygulariz.

Fertig
  #3409  
Alt 01.06.2004, 19:06
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Kuranin neresinde yaziyor

"Bir müslümanın âyet ve hadislerden yüz çevirmesi düşünülemez."

Hadisler Kuranin neresinde yaziyor?????

Yahu bir gösterin bakalim.....
Allah vahyilerini Muhammed hap toplamis, sonuc Kuran.

Eger Hadis ve Sünnet bizi baglayacaksa, elbette Vahyidir onun icin ben simdiye kadar Kuranda bulamadim....

Lütfen yerini göster, bir bakmak istiyorum..............

bekliyorum....

Bak hakaretli bir sekilde yazmaya kalma, ben sana nasil yaziyorsam, Sende ayni Uslipta yaz....
  #3410  
Alt 01.06.2004, 19:18
Benutzerbild von oezbektasi
oezbektasi oezbektasi ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard nasil yani?

zitat:
"....ama bazi alevi grublari üzmeyim diye elinden geleni yapiyorsun."

bunu anlamadim.....
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu