|
| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | |||||||
 |
|||||||||||||
Türkisch
Bitte
warten Sie w�hrend Ihre Meldung versendet wird!
10.01.2007, 20:35
|
||||
|
||||
Hangi Cag Sevgili Roman??
Sömürge bittimi sence???
Insanlik maalesef Cag atlamis durumda degil! Ancak ve ancak cok az ve kisitli insanciklar toplulugunun beyinleri cag atlayabilir... |
|
10.01.2007, 21:44
|
|||
|
|||
|
Tek siyah beyaz ayirimi BANA GÖRE
ancak Allahin varligi hususunda söylenebilinir..
Allahin varligi süphesiz ve Allahi taniyanlarda dünya üzerinden eksik olmayacak... Ama tüm diger konular son derece yoruma aciktir... Kuranin yazilisi olsun Resüllerin, Resül olmalari... usw...... bunlar yoruma aciktir... und das weisst du auchhh.. Man kann nicht einfach sagen, hier das hier ist DIN oder sont was.... Bosuna dememisler.. "Wer nicht weiss, muss es glauben" |
|
10.01.2007, 21:55
|
|||
|
|||
|
Descartes simdi nerde... onu biliyormuy
du....
Kaliplarla düsüncelere ben asla sicak bakmiyorum.... Söyledilerin BANA GÖRE, yani benim yorumuma göre Popüler sözler... yani insan özeldir fala filan... yaptiklarindan sorumludur usw.... Yüz yillarca bunlar söyleniyor... eee nerden alinmis.. Kitaplardan.. hangi kitaplardan.. ?? DINI Kitaplardan.. kim yazmis ??? Resüller... öyle söyleniyor... Eeeeee simdiiii bunlarin gercek olduguna dahil bir GARANTI varmiiiii ??? Benim anlayisim suduru dostum.... Allahin varligi süphesizdir... o yüzden Allaha inanmak yada inanmamak yoktur benim icin... Allah kainatin kendisi yada Kainatin bir gölgesi... ucu bucagi yok... sonsuzluk.... iste ucu bucagi olmayan bir seyin IKINCISI olamamis mümkün degil... Bu acida Allahi en güzel tarif eden Ahmed Hulusidir... tabi bana göre... Iste bu sistemin icerisinde... (ayni zamanda Sünnetullah denir.. ) insanin yada hayvanin ayrimcaligi bence YOKTUR.... olsa olsa EVRIM FARKI vardir.... Evrimde insanoglu su aniyle daha üst konumda... yani zihinsel.... ama gelecegi kim ne bilebilirki.... Insanoglundan cok daha üst boyutlarda bilincli yaratiklarin var olmasi son derece mümkün... ucu bucagi olmayan evrende sadece insanoglumu sorumlu Allahi taniyan yaratik.... Benim anlayisima göre.... iyilik ve kötülügü ayir edebilen her yaratik... kendi capinda sorumludur.... ben olaya bu sekilde bakiyorum... Kaldiki hayvanlarin bile bir Ilah anlaiyisi Genlerinde var... tüm her seyde Allahin Nuru acik sekilde var... En basiti Kurtlarin bile Aya karsi ulumlarini ele alll... zamaninda insanogluda Günese Aya ibadet ederdi... simdi ise boyutu Allah capinda büyüttük.... gelecek evrimlerden sonra dahda büyütme imkani olacaktir Selamlar Enis |
|
10.01.2007, 22:34
|
||||
|
||||
|
Cevabi her ikinize birlikte vereyim.
çünkü aranızda anlayış şekliniz ile bir fark görmüyorum.
Bütün sorularınız politikadır yukarıda yazdığım iki cümlecik yazı üzerine. Bakın bu sitede politika diye bir forum var, orada daha rahat bu soruları ve konuları tartışabilirsiniz. Hani yapışkanlık hiçte hoş bir görüntü değil, söylenmeyen şeyler üzerine anlamlarda çıkarmak doğru değil. Çok kısa olarak değineyim çünkü bu tür tartışmalar benim şu anki dünyamın ilgi alanının içinde değil, olanlar ile tartışın. Politik forum bunun için bulunmaktadır. Kimse sömürgecilik bitti diye yazmadı, çağ değişti diye yazdı. Bir çağın değişimi bir bıçak ile kesilircesine bir önceki çağdan kesilip netleşmez, bir süreçten sonra netleşir. Orta çağ,ilk çağdan birden koparak bitmemiştir, orta çağ yakın çağdan vs. Konuyu sosyalleştirirsek Feodalizmden Kapitalizme ulaşabilmesi insanlığın üretim aletlerinin değişimi ile olmuştur. Her yeni çağ bir önceki çağdan daha ilerde ve ilericidir. Dini açıdan sömürgeciliği ele alırsak, Habil ve Kabilden buyana vardır. Sömürgeciliğin başlama nedeni el aletlerinin üretilmesi ile oluşur. Gelişmiş el aletlerine sahip olanlar gelişmemiş yada bunlara sahip olamayanları yönetmiş, gücünden, kuvvetinden el aletleri sayesinde yararlanmıştır, geniş arazilere Feodal dönemde bu şekilde sahip olmuştur, kölecilikte bunun ile ilişkilidir. Kapitalizm yeni, kıtalar keşfedebilmek için Okyanuslar ötesine daha seri ve güvenli Gemilerin oluşabilmesi için üretilen buharlı gemiler, buna bağlı olarak gelişen manifakturlar ve bütün bunlara bağlı olarak gelişen ilk sanayi ve onun yaratıcıları olan emekçiler ve emek sermayesi ile birlikte oluşan kapital, patron ve işçi sınıfı ve yoğun üretim ucuz emek gücü. Üretilen mal yoğunluğunu satabilmek için bir fiil işgal edilen ülkeler ve onların ülke kaynaklarınıda kullanma (eski tip sömürgecilik budur 1930 lara değin yaşamıştır.) İkinci dünya savaşından sonra yeni tip denilen sömürgecilik çıkar. O sömürülecek olan ülkelere bizzat ordusu ile gitmez sömürecek olan, o ülkenin hem kendi ordusu ile, hemde yöneten sınıfı ile gizli sömürgecilik denilen bir ortamı yaratır, bunu Marşal yardımları, Truman doktirinleri gibi sözde insani, arka planda o ülkeyi kendisine bağımlı hale getirme ve orada oluşturduğu milli burjuvazi ilede o ülkeye bir tek asker sokmadan ele geçirir. Baştada değindiğim gibi toplumları değiştiren üretim ilişkileridir. Dünyada yeni üretilen heitec denilen üretim araçları bireye birebir düşen üretim araçlarıdır. Üretim fazlalığını satması gereken az gelişmiş ülkelerde yukarıda değindiğim gibi her iki türlü sömürüde sömürülen ülkelerde demokrasiyi asla istememiştir hem sömüren ülkeler, hem de kendi ülkesini sömüren milli Burjuvazi. Çünkü ucuz emeğe ihtiyaç bulunmaktadır. İşçisinin zenginleşmesine o dönemki üretim araçları ile gerek duymamaktadır. Fakat içine girdiğimiz bu yeni çağda üretilenler farklı, üretilenler her bir insana birebir düşebilen mamuller pek çoğu. Üretim fazlalığını nasıl satabilecekler? Sömürülen ülkelerde nüfus çok yoğun ama bir avuç zenginin dışında parası olan yok bu mamülleri alsınlar. Ve sömürülen ülkelerin başka bir ortak noktalarıda var, hiç birisinde Demokrasi yok ve hepsi yoksul. Demokrasiye sahip ülkelerin hepsi zengin. Çünkü gelir paylaşımı dengeli üretime, eğitime ve insanın gelişmesine sürekli yatırım var, haliyle bireyin alım gücü çok yüksek ve bir sıkıntı yok üretilenleri alabilmekte, sıkıntı üretim fazlalığının nasıl eritileceğidir! Yeni dünya çağının ilk ele attığı Demokrasisi bulunmayan ülkelerde Demokrasiyi oluşturabilmek. Demokrasi oluşunca gelir paylaşımı dengeli, insana yatırım, eğitime öğrenime yatırım oluşmakta. Ancak o yoksul yığınların zenginleşebilmesi ve bu mamülleri eritebilmesi bu şekilde oluşacak. Bu oldukça sancılı geçecektir, çünkü demokrasiye sahip olmayan tüm ülkelerde bir avuç insan hem refahı, hem de yönetimi ellerinde bulundurmakta, birden bundan vazgeçmeyeceklerdirler. Fakat değişimin önünde hiç bir güç duramaz. Benim açımdan kısaca politik olarak istemeyerek yazacaklarım bu kadar. Başka bir yazı bu konularda yazmak istemiyorum. |
|
11.01.2007, 09:45
|
||||
|
||||
|
ISLAM ve siddet
Sizce Islam Hz. Mevlana"nin sundugu gibi baris ve tölerans dini midir yoksa su anda bütün dünyada algilandigi gibi siddete elverisli bir din midir ?
|
|
11.01.2007, 11:52
|
||||
|
||||
|
selamlar
selamlar kardeşim zannedersem burda anlaşılması gereken bir nokta var tabi bunları belirtmeden önce eleştirilerimi samimiyet dahilinde gerçekleştirdiğimi bilmenizi isterim, tamamen yanlış sözler sarfettiğinizi söylemek haksızlık olur sanırm yalnız bir konu hakkında mutlak yani kayıtsız hüküm vermek doğru olmasa gerek zira kalıplaşmış dediğiniz yada popülerite kazanmış sözcükler olarak nitelediğiniz fikirlerin yanlışı olabileceği gibi doğrularıda elbette vardır...ayrıca yüzyıllar boyu dile getirilen bir konunun üzerinde daha fazla kafa yorulması gerekir ki yanlış yada eksik anlaşılmadan korunmuş olsun. ayrıca resuller kendileri kitap yazmazlar onlar rablerinin sözcüsü olma şerefine ulaşmış insanlardır. kabul etmenin de reddetmeninde bir kurala bağlı olması gerekir. garanti ancak bu çerçeve dahilinde gerçekleşir diye düşünüyorum
allahın varlığındaki şüpsehizliğe varmanız da belli kurallara bağlı olsa gerek...Allah u teala hakkındaki en güzel yaorum onun sübhan olmasında gizlidri diye düşünüyor ve onun için yapılmış bütün tanımlamaların yetersiz olduğunu belirtiyorum. sünnetullah eğer bunları yani eşyaları ayırma gereği duyduysa elbetteki bir farklılık söz konusudur...ilk olarak allahla diğer varlıkların ayrılmasını örnek gösterebiliriz ki takdir edeceğiniz gibi herşeyin bir kaderi yani ölçüsü sınırı vardır ki buda ayrı olmanın en büyük özelliğidir... mümkün olma söz konusu olduğunda mümkündür denilebilir insandan daha üstün bir yaratığın var olması yalnız bilinen bir gerçek var oda yaratıkların en üstünü olarak addedebilicek melekler dahi insana secde etmiştir ayrıca islama göre mpeygamber efendimiz hz muhammed yaratılmışların en üstünüdür... iyilik ve kötülüğü ayırt edebilme bir varlığın sorumlu olması için yeterli neden değildir zira kendi iradesiyle iyilik ve kötülüğü seçemeyecek bir varlığa ne gibi bir sorumluluk düşer merak ettim doğrusu elbetteki yeryüzündeki varlıklar allahı tesbih ederler bu gerçek kurandada sabittir söz buraya gelmişken insanı diğer varlıklardan ayıran özelliğn daha iyi anlaşılması açısından insanın itaat konusunda özgür olduğunu söylemem yeterli olacaktır... son olarak evrime inamadığımı her varlığın özel olarak yaratıldığını belirtmek isterim vesselam... |
|
11.01.2007, 11:59
|
||||
|
||||
|
selamlar
din kelimesi arapçadır sözlük manası karşılık demektir ilginizi çekerse şayet lisanul arab sözlüğüne bakabilirsiniz ayrıca fatiha süresindeki "din gününün sahibi-maliki yevmiddin" ibaresi bunu destekler mahiyettedir ki munu müfessirler ahiret gününün yani herkese yaptıklarının karşılığının verileceği günün sahibi olarak açıklamışlardır. kısacası din insanın iyi yada kötü iradesiyle gerçekleştirdiği tüm fiillerinin bir karşılığının olduğunu iddaa etmek demektir ki buda herkesi kusursuz bir yargılayıcı olan insanın içindekini ve dışındakini kusursuzca bilen ona şah damarından daha yakın olan bir rabbin varlığına ihtiyaç duymasına sebebiyet verir vesselam
|
|
11.01.2007, 12:15
|
||||
|
||||
|
o.T.
arkadaşım üzülerek belrteyim bizleri politik konuşmakla eleştiriyorsun ama cidden merak ettim politik derken ne kastediyorsun. zira ben politik bir tutum sergilediğimi düşünmüyorum. anlattıklarına gelince insanlık tarihinin gelişme aşamalarından bahsetmişsin ve bunların doğal sonuçlarından ama sömürgeciliğin bittiğini ifade eden bir cümleye rastlamadım ki böyle bir savunmam yok demişsin öyleyse ben yanlış anladım kusura bakma...yalnız burda şunu eklemekte fayda var sözkonusu insan olduğunda sömürü kaçınılmazdır buna hangi çagda nasıl isim verirsen ver...yanlış anlamadıysam demokrasi sahibi olan ülkeleri belli bir evrimin ardından çok iyi bir seviye yakalamış birer ülke olarak anlatmışsın açıkcası ben günümüzde gerçek demokrasinin varlığından şüpheliyim bu konu üzerinde söylenek çok söz var ama politik olarak değerlendireceğinizi düşünmemden ötürü buna gerek duymuyorum vesselam
|
|
11.01.2007, 15:04
|
|||
|
|||
|
..
bu nasil bir soru..
cok gereksiz.. cünki ilk önce insaniz.. evrende hakim olan etik degerlere göre yasamali.. sonrada dini secmeli.. ona göre yasamali. ikinciside dünyada konusulan sekil nedir?? yani bir kisinin yahut bir yayinda konusulan sekilleri bir aleme mal etmek olmaz.. o bize yakismaz.. nasil hissedersen öyle görürsün dünyayi.. alemleri.. utanc duyuluyor -- yani ben makalenden bunu seziyorum.. utanc duyacagimiz kisim ayri.. gurur duyacagimiz kisim ayri olmali.. bir alemde her insan ayni degildir.. cevabima geleyim.. siddetle.. islam.. ben o degilim..! |
|
11.01.2007, 16:03
|
||||
|
||||
|
Sevgili Roman..
Bence senin elestirilerin, tespitlerin ve düsünce tarzin Politik..
 |
