[Tabula_Rasa]

Acı soğan yeme; ananı bilmem ne edeyim, babana söyleme diye bir laf var bizim oralarda...

Bu Söylem Artık Yetmiyor: Erdoğan İyi Ama Çevresi Kötü Diyenlere Cevap

Yeter artık. Bu halk, yıllardır aynı nakaratı dinlemekten bıktı: “Erdoğan iyi ama çevresi kötü.” Peki soruyorum: Çevresini kim seçti? Bakanları kim atadı? Danışmanları kim belirledi? Kararları kim verdi? Eğer çevre kötüyse, bu kötülüğü besleyen, koruyan, sürdüren kim?

Bu söylem, artık sadece bir kaçış. Gerçeklerle yüzleşmekten korkanların sığındığı bir bahane. Ama bu bahane artık işlemiyor. Çünkü halk sonuçlara bakıyor. Ve sonuçlar ortada: Ekonomi yerle bir, adalet sistemi güven kaybında, liyakat yerlerde sürünüyor.
Kararların Sahibi Kim?

Faizi indirip enflasyonu patlatan kim?

Merkez Bankası başkanlarını gece yarısı görevden alan kim?

TÜİK verileriyle oynandığı iddialarına sessiz kalan kim?

Bu kararlar “çevre” tarafından değil, doğrudan Erdoğan tarafından alındı. O halde çevreyi suçlamak, sadece lideri aklamaya çalışmaktır. Ama artık kimse bu oyuna gelmiyor.
Liderlik Sorumluluk Gerektirir

Gerçek lider, çevresini iyi seçer. Gerçek lider, yanlış yapanı görevden alır. Gerçek lider, halkın sesini duyar. Eğer çevre kötüyse ve hâlâ görevdeyse, bu liderin tercihidir. O zaman “iyi” sıfatı da sorgulanır. Çünkü iyi lider, kötü kadrolarla ülke yönetmez.
Halkın Aklıyla Alay Etmeyin

Bu söylem, halkı aptal yerine koymaktır. “Erdoğan iyi ama çevresi kötü” diyerek milyonların yaşadığı yoksulluğu, adaletsizliği, baskıyı görmezden gelmek, halkın yaşadığı acıyı inkâr etmektir. Bu artık sadece bir aldatmaca. Ve bu aldatmaca, gün geçtikçe daha fazla insan tarafından reddediliyor.


Acı soğan yeme; ananı bilmem ne edeyim, babana söyleme diye bir laf var bizim oralarda...


Memleketten selamlarimla!

[Tabula_Rasa]

Bu ülkenin vicdanı olan herkes artık şunu açıkça görmeli: Ekrem İmamoğlu’na karşı yürütülen bu dava furyası bir hukuk süreci değil, düpedüz siyasi bir intikam operasyonudur. Ahmak davası, çirkin davası, yolsuzluk, terör, diploma iptali, sahtecilik, casusluk… Ne kaldı? Vatana ihanet mi ekleyeceksiniz sırf susturmak için?

Bu kadar mı korkuyorsunuz bir belediye başkanından? Bu kadar mı rahatsızsınız halkın oyuyla gelen birinden? İstanbul’u yandaşa peşkeş çekemediğiniz için mi bu öfkeniz? Çünkü o sizin düzeninizi bozdu. Rant musluklarını kesti, vakıf adı altında dönen kara delikleri kapattı, milletin parasını millete harcadı. İşte derdiniz bu.

Ama şunu iyi bilin: Bu halk artık uyumuyor. Bu millet artık izlemiyor, hesap soruyor. Siz kumpas kurdukça biz daha da kenetleniyoruz. Siz iftira attıkça biz daha da büyüyoruz. Ekrem İmamoğlu yalnız değil. Onun arkasında İstanbul var, Türkiye var, adalet isteyen milyonlar var.

“Vakit Türkiye’nin muhafızı olma vaktidir” dediğinde ne demek istediğini çok iyi anladık. Bu sadece bir çağrı değil, bir uyarıdır. Bu halkı daha fazla zorlamayın. Bu ülkenin sabrını test etmeyin. Çünkü biz ne hakkımızı yediririz, ne de irademizi çiğnetiriz.

Bugün Ekrem İmamoğlu’na yapılan, yarın hepimize yapılmak istenendir. O yüzden bu mücadele sadece onun değil, hepimizin mücadelesidir. Ve biz bu mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Gerekirse bedel öderiz ama asla boyun eğmeyiz.

Hazır olun. Bu defa susan değil, hesap soran bir halk var karşınızda.

Ekrem yol arkadaşımızın ve başkanımızın selamlarını tüm gurbetçi kardeşlerimize iletiyorum. Bende kalmasın

AKIN VAR GÜNEŞE AKIN, GÜNEŞİ ZAPT EDECEĞİZ, GÜNEŞİN ZAPTI YAKIN.

https://www.cumhuriyet.com.tr/siyase...ktidir-2451743