Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Wissenschaften & Weltansichten


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #1  
Alt 18.04.2013, 21:05
the_last_time
 
Beiträge: n/a
Standard Gelmisini bilmeyen gelecegini bilemez

ATATÜRK UYARIYOR: İÇ DÜŞMANLARIMIZ

İki Mustafa Kemal vardır: Biri benim, et ve kemikten, geçici Mustafa Kemal...

Diğeri Ölümsüz Mustafa Kemal… Onu "ben" kelimesiyle anlatamam; o, ben değildir, o bizdir! O, ülkemizin her köşesinde yeni fikir ve yeni hayat için, büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasıyım sadece. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.

O Mustafa Kemal sensin; o Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan Mustafa Kemal, yaşaması ve başarılı olması gereken, Ölümsüz Mustafa Kemal sizlersiniz!

Bu yazıda Mustafa Kemal, milletimizin iç düşmanlarını tanıtıyor. Ölümsüz Mustafa Kemal tamamlıyor, yorumluyor ve güncelliyor.



‘***’

Milli Mücadele’de Karşımızda İki Düşman Vardı

Biz Milli Mücadele’de iki sınıf düşmanla karşılaştık. Biri dış düşmanlarımız: İstilacı-sömürgeci Batı ülkeleri; diğeri iç düşmanlarımız, onlarla işbirliği yapan fesat güçleri: Padişah, Saray ve Babıâli... Bu ikinciler düşmanla birlik olup millete karşı harekete geçmişlerdi. Kullandıkları temel hıyanet aracı, ne yazık ki İslam’dı.

Biri Emperyalizm, Diğeri İçimizdeki Hainlerdi

İşte, ben ve arkadaşlarım zulme karşı bu iki cephede mücadele ettik: Bir yandan istilacı Emperyalizm’le, despotizm zulmüyle mücadele ettik; bir yandan da içerdeki hainlerle, namussuzlarla, karanlıkla ve eğitimsizlikle mücadele ettik, “Allah ile aldatma” gibi bilgisizlik zulmüyle mücadele ettik.

Milletimiz, Bunların Kötülüklerine Karşı Koymaya Çalışıyordu

Büyük çoğunluğu rençber ve köylü olan milletimiz, Batı’nın emperyalizm ve kapitalizm mahkûmiyetinden kendini kurtarabilmek için bunlara karşı birleşmiş olarak mücadeleye karar verdi ve bu kararını uyguladı. Ülke ve milletimiz her taraftan emperyalist ve kapitalistlerin hücumlarına maruz bulunmaktaydı. Aynı şekilde fiilen bunlara iştirak eden İstanbul hükümetinin padişahına atfen ülke dahilinde çıkarılan karışıklıklardan doğan yerel anlaşmazlıklara da karşı koymak zorundaydı.

Düşmanlıkları Lozan’dan Sonra da Devam Etti

Cumhuriyetimiz Lozan’dan sonra da kendi haline bırakılmadı: Nasıl emperyalizm ve kullandığı çeşitli isyanlar daha Kurtuluş Savaşı sırasında devrimi hırpalamaya, başarısını engellemeye çalışmışsa, ondan sonra da birtakım iç isyanlar, dış gailelerle genç cumhuriyetin temelini sarsmaya gayret ettiler.

Aynı Felaketlerle Bugün de Karşı Karşıyayız

Yıllarca zayıf ve kararsız hükümetlerin yönetiminde yaşadık. Bu zayıf ve kararsız hükümetler ki emperyalizmin baskılarına boyun eğerek iç kuvvetlerin gelişmesini kısıtladılar. Ya emperyalizmin, iktidarların önemli şahsiyetleriyle içte ve dışta ilişki kurarak, millete telkin edip durduğu açık ve doğru olmayan umutlar?... Bütün bunlar, tıpkı Millî Mücadele yıllarında olduğu gibi Türkiye’nin kuşatılmasını ve içerden çökertilmesini amaçlamıyor mu? Benim saptamalarım o kadar doğru ve yerindedir ki, yalnız o dönemdeki iç isyanları, siyasal kargaşalıkları, yönetimi zayıf düşüren silahlı eylemleri değil, bugünkü anarşiyi, tırmanan terörizmi ve yaygınlaşan bölücülük faaliyetlerini de açıklamaktadır.

Emperyalizm Ve İşbirlikçileri Bugün de Aynı Şekilde Çalışıyor

Benim o zaman, emperyalizmin, ülkeyi çökertmek için başvuracağı çarelere ilişkin söylediklerim bugün de geçerli: Yeni Türkiye, içinden oyularak çökertilmek isteniyor, yine siyasal kargaşa çok iyi bir araç olarak kullanılıyor, yine emperyalizm bu araçtan ve bazı makamların kesin teslimiyet taraftarlığından istifade ederek çalışıyor.

‘***’

İç Düşmanlar Dış Düşmanla İşbirliği Yapan Hainlerdi

Sizi Nutuk’ta uyardım, ah o iç bedhahlar, o iç düşmanlar!… Onlar millî birliği ihlal ve ülkeyi parçalanmaya götürmek için, düşman emellerine âlet olanlardı. Onlar İngilizlerin satın aldığı, milleti birbirine düşürmek maksadını güden hainlerdi; halkı aldatmak için türlü yalanlar söylüyorlardı. Düşman istilasına uğramış vatanımızı savunanları, din ve milletin şerefi için kan döken kardeşlerimizi arkadan vurmak ve vurdurmak isteyen alçaklardı.

Onlar Vicdansız, Çıkarcı, Vatansız, Halk Düşmanlarıdır

Onlar vicdan yerine düşman parası taşıyan alçak şahıslardır. Onlar birtakım eli kanlı, muhteris, vatansız adamlardır ki bugün de aranızdadır. Sırf çıkar temini amacıyla yabancı parmağı ve parasıyla, millî varlık ve bağımsızlık için, ülke namusu için mücadele eden milletin evlatlarını birbirine kırdırmaya çalışırlar. Allah’ın laneti düşmana yardım eden bu hainlerin üzerine olsun.

Davamız Büyüktü, Hainlere Merhamet Edemezdik

Dâvâmız çok büyüktü. Bir ölüm kalım savaşına girişmiştik. Batıdan düşman kan dökerek geliyordu, ocakları söndürerek geliyordu. Vatanın dört yanı ateşten bir çembere dönmüştü, her taraf alev alev yanıyordu. Vatansız, istiklalsiz kalmak tehlikesi her gün biraz daha yaklaşıyordu. Ayrıca, bir de içimizdeki düşmanlarla uğraşmak, ne güçtü, ne kadar acı idi. Biz o vatan hainlerine merhamet edemezdik. Eğer biz onları yok etmesek, onlar bizi daha feci şekilde yok edeceklerdi.

‘***’

İngilizler Önce Padişahı Ele Geçirdiler

İngilizler esaretleri altında bulundurdukları İslam âlemi üzerindeki baskılarını muhafaza edebilmek için değerli bir alete, bir araca muhtaçtılar. Bu ihtiyaçlarını devir devir göstermişlerdir. Onların gözünde bu değerli araç, hilafet makamına oturtacakları zattı. İşte bu teşebbüs içinde bulunan İngilizler; Mütareke’nin ardından o aradıkları araç –ki kendi tabirlerince, kendilerinden işittim: Ün şoz presiyöz, ‘pek değerli cevher’dir- mutlaka bu cevheri avuç içinde bulundurmak gerektiği kanısındaydılar. Gerçekten de onu avuçları içinde buldular. İngiliz avucunun içine giren bu şey, Padişah Vahdettin’di.

Bir Gücü Kalmadığını Görünce Fırlatıp Attılar

İngiliz veya herhangi bir millet, herhangi bir hükümet ancak kuvvet karşısında konum alır, kudretten ve kuvvetten yoksun olduğu maddeten sabit olmuş olan bir şahsın, kendi tabirlerince “Petro”luğu kalmamıştır. Artık, kendilerince hiçbir değeri kalmayınca, Zatı Şahane’yi de bırakıvermişlerdir.

Düşmandan Kurtuluş Beklenir Mi?

Oysa ben o padişaha yazmıştım ki Selçuk Türklerinden beri nerdeyse bin yüz yılı aşan bir zamandır, bağımsızlık, özgürlük ve din için gaza eden büyük milletiniz, Asya’nın ve İslam’ın bayraktarı diye dünya çapında şöhreti olan milletiniz; kurtuluşunu, hiç canına susamış düşmanlarının merhametinden bekler mi?

‘***’

İstanbul Hükümetleri Düşmanla Bir Olup Millet Aleyhine Çalışıyordu

Milletimiz, o büyük vatandan artakalan son parçada, son kaleye çekilmiş, en son savunmasını yaparken, hükümet adını alan heyetler, düşmanlar hesabına, düşman safları arasında kendi milletleri aleyhine çalışıyorlardı. Bizans’ın son günlerinde, Fatih’in teslim çağrısına karşı "Allah’ın bana bir emaneti olan bu ülkeyi, ancak Allah’a teslim ederim" diyen son Rum kayserinin tahtına vâris bir hanedandan gelen bugünkü halife ve sultanın hükümeti; esir olmamak isteyen milleti, kendi eliyle bağlayarak düşmanlara teslim etmeye çalışıyordu.

Damat Ferit Ve Hükümeti Bizi Sırtımızdan Vurdu

Damat Ferit'in kurduğu hükümetler ki, her ne pahasına olursa olsun, İtilâf Devletlerine karşı kesin itaat fikrini benimsemişti. Ülkenin kendi hukuk ve egemenliğini devam ettirmek için esirgemediği fedakârlıkları, düşmanlarla çalışmak suretiyle başarısızlığa uğratmayı özel bir iş edinmişlerdi. Bu fikrin taraftarları, ülkenin şer ve hıyanete elverişli ne kadar nankör evlâdı varsa, hepsini tahrik ettiler, donattılar; kendilerini milleti savunmaya adayan yurtseverler aleyhine kullandılar. İslam dini adına yayımlanan sahte fetvaların, paşalıkla ödüllendirilen Anzavur’larla bağımsızlık ve savunma fikri aleyhine yaydıkları mânevî, maddî zehir ve fesat kuvvetleri ile, Anadolu aylarca çarpışmaya mecbur kaldı. Onlar, düşmanların hesabına cephelerimizi kaç defa arkadan vurdu.

Düşmandan Merhamet Dilenmez

Düşmandan merhamet dilenerek sonuç alınmaz. Oysa İstanbul Hükümeti böyle yapıyordu. Onlara duyurdum ki İtilaf devletlerine karşı böyle sahte yaranma tavırları göstermekle hakkımızda merhamet uyandırmayı başaracağınızı ve bu ikiyüzlü hareketlerin, barış şartlarının değişmesine tesir edeceği zannını besliyorsanız, sizin bu gafletinize acırız.

Milletimiz Hükümete Kaderini Teslim Edemezdi

Türk milleti hiçbir zaman, hiçbir bahane ile, yazgısını ve geleceğini, düşman elinde oyuncak olmaya mahkûm bir hükümete teslim edemezdi.

‘***’

Bana En Çok Karşı Çıkanlar Batıcılar Oldu

Cumhuriyet rejimi kurulunca, bana en çok direnenler Osmanlı’nın batıcıları olmuştur. Bir örnek olarak işte bunlardan ittihatçı Cavit Bey’in Batı yanlısı görüşü: “Büyük Avrupa devletlerinin yardımı olmaksızın ve bu yardımı sağlayacak ödünleri vermeksizin, Anadolu’nun ortasında tek başımıza devlet kurup yaşamamız mümkün değildir.” Ve tarih 1945’ler… CHP Hükümeti Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Feridun Cemal Erkin de aynı kafada: “Türkiye, kaderini ancak Amerika ve Büyük Britanya’ya bağlarsa, esenliğe kavuşabilir.”

İrticayı Ve İhanetini Şiddetle Mahkûm Ettim

Ben irticaya da, hurafeye de karşı oldum; ancak aynı kefeye koymadım bunları. İrticayı en ağır biçimde mahkûm ettim, özellikle hıyanet karakteri yüzünden. Bize göre hıyanet “ülkeyi, bir biçimde, emperyalist sömürgecilerin denetim veya esareti altına sokmaya çalışmaktı.”

İskilipli Atıf Bir Örnektir

Bunlara bir örnek İskilipli Atıf Hoca’dır. O, Müdafaai Hukuk mücadelesine ihanet etmişti. Suçu Türkiye Cumhuriyeti’nin Teşkilatı Esasiye Kanunu’nu tamamen veya kısmen tağyir etmekti. Asılma sebebi buydu, şapka risalesi değildi.
  #2  
Alt 18.04.2013, 21:05
the_last_time
 
Beiträge: n/a
Standard

İskilipli Atıf Düşman Safında Yer Almıştı

Atıf Hoca Millî Mücadele’de Batı Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusuna karşı çıkılmaması için çaba gösterdi; mahkemece belgelenmiştir bu. Başında bulunduğu Tealii İslam Cemiyeti’nin imkânlarını kullanarak İngiliz ve Yunan işgallerine direnilmemesi için çalışmış, bu yolda hazırlattığı beyannameleri Türk köylerine dağıtmıştır. Millî Mücadele’ye değil ihanet, en küçük bir yamukluk bile bizim affedeceğimiz şey değildi.

Düşman Başarıyı İç Düşmanların Nifak Çıkarmasından Bekler

Milletin bağımsızlığını kurtarmak gayesinden ibaret olan millî azmi ihlal için, düşmanlarımızın en önce girişmek istedikleri çare, iç nifak idi. Çünkü en çok başarıyı milletimizin, hayati çıkarlarını idrak edemeyerek münafıklara kapılmalarından bekliyorlardı. Biz de ulusal bağımsızlığı temin için, özellikle içerdeki nifak sokucu girişimlere karşı kesin karar ve önlemler aldık. Anzavur, Gâvur İmam gibiler milletimizi birbirine kırdırmaya araç olan fesat başlarındandı.

Düşman Ülkeyi İçerden Çökertmeye Çalışır

Yurttaşlarım, unutmayın! Direncinizi kıracak bir araç, düşmanın Türkiye’yi içerden oyarak çökertmesidir. Düşman, ülkede mevcut siyasi nifaklardan ve yüksek makamların teslimiyetçilik eğiliminden istifade ederek çalışır her zaman
  #3  
Alt 18.04.2013, 21:11
Benutzerbild von Billy73
Billy73 Billy73 ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 24.12.2011
Beiträge: 1.848
Standard

trotz allem ist die türkei ein konstrukt und immer in gefahr ein failed state zu werden, weil die menschen den modernen staatsbegriff nich akzeptieren können, weil es gegen ihren glauben geht.

und atatürk war der architekt dieser matrix. und erdogan ist neo
  #4  
Alt 18.04.2013, 21:15
the_last_time
 
Beiträge: n/a
Standard

Zitat:
Zitat von Billy73 Beitrag anzeigen
trotz allem ist die türkei ein konstrukt und immer in gefahr ein failed state zu werden, weil die menschen den modernen staatsbegriff nich akzeptieren können, weil es gegen ihren glauben geht.

und atatürk war der architekt dieser matrix. und erdogan ist neo
Den Türken und der islamischen Welt wird es nicht vorenthalten bleiben, durch das "Fegefeuer der Aufklärung" zu gehen! Am Ende dieses Prozess kann es nur folgerichtig einen demokratischen und aufgeklärten Staat nach westlichen Standards (bitte keine mediterranen billig-Länder dazu zählen, die sind nicht das was ich unter den westlichen standards verstehe) geben..

Fortschritt lässt sich nun mal nicht aufhalten!
  #5  
Alt 18.04.2013, 21:33
Benutzerbild von Billy73
Billy73 Billy73 ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 24.12.2011
Beiträge: 1.848
Standard

Zitat:
Zitat von the_last_time Beitrag anzeigen
Den Türken und der islamischen Welt wird es nicht vorenthalten bleiben, durch das "Fegefeuer der Aufklärung" zu gehen! Am Ende dieses Prozess kann es nur folgerichtig einen demokratischen und aufgeklärten Staat nach westlichen Standards (bitte keine mediterranen billig-Länder dazu zählen, die sind nicht das was ich unter den westlichen standards verstehe) geben..

Fortschritt lässt sich nun mal nicht aufhalten!
das ist nicht zwangsläufig so. ein modell afghanistan ist immernoch denkbar. bzw. böyle gelmis böyle gidecek.- es kann immer noch schlimmer kommen siehe syrien.
  #6  
Alt 19.04.2013, 13:20
the_last_time
 
Beiträge: n/a
Standard

Zitat:
Zitat von Billy73 Beitrag anzeigen
das ist nicht zwangsläufig so. ein modell afghanistan ist immernoch denkbar. bzw. böyle gelmis böyle gidecek.- es kann immer noch schlimmer kommen siehe syrien.
Malesef biraz haklsin. Batimiz Yunanistan, dogumuz Afghanistan oldu. Isin gicik tarafi ne biliyor musun? Muhafazakar dedigimiz kesim kendi aralarinda yasamaktan da memnun degil. Örnegin Ankara'da cagdas ve demokrat olarak bilinen kesim taa Eskisehir'e dayanan Eskisehir yolu, Cayyolu olan bir zamanlarin tarlalarina ve köylerine yerlestiler. Simdi bizim muhafazakar takim da oraya yerlesmeye basliyor. hatta birisiyle konustum, sen dedim, solculara karsisin, kendini muhafazakar olarak taminliyorsun. Dogal olarak senin Keciören'e gitmen lazim degil mi? Yok abi, nerde cokluk orda bokluk, insanlikta sizin oralarda, gelisme me, de kültürel zenginlikte. O zaman CHP'ye oy ver, Türkiye'nin her yeri böyle olsun! Yoksa sende mi makarnayi fazla kaciranlardan ve odunla ve kömürle kafayi siyiranlardan misin? Düsünde belki bir daha ki secimde AKP degil CHP'ye de oy verebilirim. Cokta yanlis degil dediklerin diyordu..
Bizim millet celisiki doludur.. Attiginin tuttugunun pesinde kuyruk olmaya bayilir...

Geändert von the_last_time (19.04.2013 um 13:22 Uhr).
  #7  
Alt 19.04.2013, 15:15
Benutzerbild von Billy73
Billy73 Billy73 ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 24.12.2011
Beiträge: 1.848
Standard

Zitat:
Zitat von the_last_time Beitrag anzeigen
Malesef biraz haklsin. Batimiz Yunanistan, dogumuz Afghanistan oldu. Isin gicik tarafi ne biliyor musun? Muhafazakar dedigimiz kesim kendi aralarinda yasamaktan da memnun degil. Örnegin Ankara'da cagdas ve demokrat olarak bilinen kesim taa Eskisehir'e dayanan Eskisehir yolu, Cayyolu olan bir zamanlarin tarlalarina ve köylerine yerlestiler. Simdi bizim muhafazakar takim da oraya yerlesmeye basliyor. hatta birisiyle konustum, sen dedim, solculara karsisin, kendini muhafazakar olarak taminliyorsun. Dogal olarak senin Keciören'e gitmen lazim degil mi? Yok abi, nerde cokluk orda bokluk, insanlikta sizin oralarda, gelisme me, de kültürel zenginlikte. O zaman CHP'ye oy ver, Türkiye'nin her yeri böyle olsun! Yoksa sende mi makarnayi fazla kaciranlardan ve odunla ve kömürle kafayi siyiranlardan misin? Düsünde belki bir daha ki secimde AKP degil CHP'ye de oy verebilirim. Cokta yanlis degil dediklerin diyordu..
Bizim millet celisiki doludur.. Attiginin tuttugunun pesinde kuyruk olmaya bayilir...
keciören extra muhafazarkmiymis bilmiyordum.

na siehste und du machst balkanische träume. ich denke die türken sollten mal die türkei in ordnung bringen und nicht noch mehr ärger in europa und andernorts machen. islam(diktatur) ist nunmal nicht kombatibel mit anderen gesellschaftformen.
  #8  
Alt 19.04.2013, 16:42
the_last_time
 
Beiträge: n/a
Standard

Zitat:
Zitat von Billy73 Beitrag anzeigen
keciören extra muhafazarkmiymis bilmiyordum.

na siehste und du machst balkanische träume. ich denke die türken sollten mal die türkei in ordnung bringen und nicht noch mehr ärger in europa und andernorts machen. islam(diktatur) ist nunmal nicht kombatibel mit anderen gesellschaftformen.
Der traditionelle Islam lässt sich nicht mit der modernen Welt vereinbaren, dass stimmt. Aber das bedeutet nicht, dass der Islam an und für sich das auch nicht kann.
Lese mal ein paar von den Büchern von Yasar Nuri Öztürk, dann wirst du da eines besseren belehrt werden. Und der Mann ist nicht "irgendwer" sondern ein Prof seines Faches..
  #9  
Alt 19.04.2013, 18:23
Benutzerbild von Billy73
Billy73 Billy73 ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 24.12.2011
Beiträge: 1.848
Standard

Zitat:
Zitat von the_last_time Beitrag anzeigen
Der traditionelle Islam lässt sich nicht mit der modernen Welt vereinbaren, dass stimmt. Aber das bedeutet nicht, dass der Islam an und für sich das auch nicht kann.
Lese mal ein paar von den Büchern von Yasar Nuri Öztürk, dann wirst du da eines besseren belehrt werden. Und der Mann ist nicht "irgendwer" sondern ein Prof seines Faches..
hab den typen vor monaten im tv gesehen. für mich ist der ein vogel. schade um die zeit die man mit seinen büchern verplempert, denke ich jedenfalls.

klar gibts den islam light. sowie christentum light. man schmückt christbäume bzw. lässt mal einen esan vom handy laufen, damit hat sichs. aber soweit muss es erst kommen.

das problem ist das traditionelle gesellschaften die religion brauchen, um ihre ordnung mit wenig arbeitsaufwand zu erhalten. nichts fürchten sie als proaktive denkarbeit, weil sie es nicht gewohnt sind. solange das so bleibt, wird die religion interessant bleiben. im fall der türkei wäre eine wenigsten föderale spaltung nicht schlecht. vielleicht an der senkrechte in an bursa, damit der westen der türkei entspannter werden kann ohne radikals. für islamisten gibts dann abturnende gesetze damit ihnen die lust vergeht. sowas wie gemeinsamer sportunterricht von männekens und weibchen usw.
  #10  
Alt 20.04.2013, 08:45
Cakabeyy
 
Beiträge: n/a
Standard

Bizimle ugrasacaginiza, oy hesabi yapacaginiza; Perisan ettiginiz Nesillerin hesabini Allah'a nasil vereceksiniz? onun hesabini yapin..baskalariyla ugrasacagimiza, herkes kendine baksa, herkes kurtulur..herkes verecegi hesab'i düsüncelerine katsa herkes kurtulur. hayatimiz cennet olur.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu