| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
![]() Ramazan'ın "Bence"si
Ramad, yakacak derecede kızgın taş, Ramazan böyle mevsimlerde oruç tutmak, nefsin en zoruna giden açlıkla sınanmak Ramat’ların değeni yakması gibi, günahları yakıp kavuran bir ay demek, üç ayların üçüncüsü demek.… Evet, Ramazan; onbir ayın sultanı. Ümmete tahsis edilmiş bir fırsat sefinesi. Bağrında, “bin aydan daha hayırlı” bir Kadir çekirdeğini barındıran bir zemin.… Ramazan Şeytan-ı râcim’in bile, sağanak halinde yağan rahmet karşısında bir ümitle başını kaldırması demek Ramadan 2011! Memlekette pide, zeytin, hurma; sahurda, anne elinin mahsulü börekler, bol manili davullar demek!.. Ramazan “Belhüm Edall” kuyularından, derece-i insan düzlemine çıkma arayışları ve çırpınışları demek..! Ramazan Sultanahmet’lerin, Süleymaniye’lerin eteklerinde yaşayıp da, günde beş vakit salaha ve felaha çağrının rayihasıyla mest olmak, iftarı da haber veren akşam ezanları demek.. yürek hoplatan, ziyafete çağrı top sesleri demek..! Bu anılarla avunmak demek! Ramazan arefesinde yâd ellere doğru yelken açmak, geride kalan bu güzelliklere hasret kalmak demek. Dönmemek üzere gitmek, kalıp da kavrulmak demek..! Çan sesleri ve katedraller arasında, minareler arasına gerilmiş manidar mahyaları hayal edip iftar demlerini beklemek demek..! “Ezan-ı Muhammedî”nin bu diyarda ve her diyarda şehbal açması ümidiyle yaşamak demek..! Kerbelâ’da Hz.Hüseyin’in / Son Nebi’nin (sallallahu aleyhi ve sellem) ciğer paresinin ciğerinin susuzluktan kavrulması demek. Bir yirmibeşinci gününde, bir Kadir gecesinde, seksen küsur yaşında Urfa’da hayata gözlerini yuman Asrın Garibini yürek burkuntusuyla hatırlamak demek..! Ramazan Şubat Soğuklarında esen poyrazlarla, kendisine Yesrib olmuş mekanlarda cebrî meskun olmuş Gözyaşı Sultanı’nın hasret ve hicranla geçen yıllarını, beşinci katlardaki teravihlerini özleyişini sinenin derinliklerinde duymak demek..! Ramazan bir de acı tedaî demek; gencecikken, şakağına yediği kurşunla, arkada körpecik üç evlat bırakıp giden bir “dayı” demek. Bu yürek paralayan hadisenin arkasında doğmak demek, onun adını yaşatmak demek, o namın çağrışımları ve ağırlığı altında ezilip gitmek, mahlaslarda hafiflemek demek..! Bir saplantıyla yaşayıp, bir anaforda şu kırık-dökük mısraları yazmak demek: Öldüğünde yirmibeşinde Var ya da yokmuş, denildiğine göre Geride üç elcağız oğluyla Kundaktakinin adı Hüsran, Böyle biten bir vadeye denk geldiğinden... Yakışıklıymış, hızlı yaşamış Şakağına yediği kurşundan yüzüne Akan kana rağmen güleç kalabilen Bir yüzü olan dayım Ramazan... Ölümünden sonra doğmakla onun Adını almış olan, onu hiç görmemiş ben Hep yirmibeşime geldiğimde öleceğim Saplantısıyla yaşadım bugüne değin Şükür şu an fazlayım yirmibeşlerden Nasıl geldi geçti ama Allahu a’lem... Evet Ramazan, tuttuğunu koparmakla, pehlivanlığı ve gözükaralığıyla eşkıyalara gözaçtırmayıp, bundan mülhem, halk arasında bir nâm alan, kanundan sonra bunu kendisine soyadı olarak ekleyen dedenin hatırasını taşıyıp, başında da mübarek kelimeyi taşımak demek.… Ramazan, bir de hoş hatıra demek; her karşılaşmada, isme gönderme yaparak: “Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan / Nerelerde kaldın ey Ramazan?” diye zâtımıza seslenen Yavuz Bülent Bâkiler’i hatırlamak demek...! Ramazan, ölmek için onu, en güzel zaman dilimi bilip, hitamı bu mevsimde erdirme beklentisi demek...… Ramazan’ınız hayırlı, mübarek ve bereketli olsun, oruçlarınız kabul olsun.. bu bol tedaîli Ramazan’da, oruç tüten ve kokusu Allah katında en hoş rayiha olan ağızlarınızla yaptığınız dualarınızda şu mücrim kardeşinizi de eksik etmezsiniz inşallah. |
#2
|
|||
|
|||
![]() amin cümle ecmain! ne güzel bir makale, tebrikler..
|
#3
|
|||
|
|||
![]() Tesekkürler + Amin !
Ramazanin gülleriiii diye bagirarak mahalle aralarinda satilan simitlerin kokusu, tadi, benim icin ramazan döneminin ekstresi ![]() |
#4
|
|||
|
|||
![]() |
#5
|
|||
|
|||
![]() @rotzl. Die Geschichte ist zwar lang, aber dennoch habe ich sie gerne gelesen. Danke.
(Besinnlichen Ramadan..muss ich mir merken!) @Fairy..anlat dinliyoruz, naapcan, neetcen, ramazanda tatil matil Istanbool yok mu?Yakisir sana, gencsin , güzelsin, dinamiksin. (man bin ich lieb..eheheh) |
#6
|
|||
|
|||
![]() ![]() sen napcan bakim ![]() |
#7
|
|||
|
|||
![]() Ben :kitap yazmaya devam. Ise devam. Balkonistana devam.
Demek "su" olmadan olmuyo..bak bu iyi. Yengenden birkac HA kapip mailleyeyim sana..ehehe. Oruca gelince.Dogrusu kivirip mivirmaya gerek yok, tutabilen tutsun. tutamayan tutmasin.Istemeyenler de tutmasin. Ben tuttugumda, cok huzurlu ve sevkatli bir atmosfer yakalamistim. Herkesin kendi bilecegi is.Benimkisi tecrübemi dile getirmektir ancak. Tutanlara allah sabir, kuvvet ve kabulünü eylesin.Zor, hem günler uzun, hem yaz. Tutmayan-mayanlara nasip etsin. Ben sahsen -mayanlardanim. Tutanlara ve tutabilenlere giptayla bakmisimdir hep. Hikayelerden vs. bu isin sadece "ac" kalmakla bitmedigini hepimizi anlamisizdir artik...Neyse yine uzadi.. ![]() |
#8
|
|||
|
|||
![]() Haha iste valla cok makbule gecer
![]() Ach ben hemen hemen her yil tutuyordum. Gercekten derslere agirlik vermeliyim, nach ner Zeit geht das einfach nicht immer ;-) Amin amin. Allah herkese sabir versin. |
#9
|
||||
|
||||
![]() Bakara Suresi’nin 183, 184, 185 ve 187. ayetlerinde orucun farz kılınışı ve onunla alakalı değişik hususlar anlatılmaktadır. Ancak bu ayetlerin arasındaki 186. ayet doğrudan oruçla alakalı olmayıp, “dua” dan bahsetmektedir. “Son devrin en velud dimağı” olarak kabul edilen merhum Elmalılı H. Yazır, oruç ile alakalı bu ayetlerin tefsirini yaptıktan sonra, dua ile alakalı olan 186. ayetin yorumuna geçerken, “duanın savma (oruç) münasebeti” diyerek, oruç ile dua arasındaki alakayı ve bununla alakalı çeşitli nükteleri nazar-ı dikkatlerimize arzetmektedir.
Evet, ayetlerin sıralanışından da anlaşılacağı üzere, oruç ile dua arasında müthiş bir alaka vardır. Zira, Ramazan (ramadan 2011) ayı topyekün bir kulluk ayıdır; oruç, namaz ve bütün ibadetlerin özü-esası olan dua ile ömrün en bereketli anları olabilecek kutlu bir zaman dilimidir. Oruç ile insan kalbi rikkat-incelik kazanır, maddeden sıyrılır, mana atmosferinde dolaşır, üns esintilerini duyar. Oruçlu insan, nefsin gıdasını bir müddet keser; ruh, henüz bayram gelmeden adeta bayram eder; Rabbimize karşı nefse: “Sen benim Rabb-i Rahimimsin, ben senin aciz bir abdinim...” dedirtir. “Ramazan-ı şerifte en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki, kendisi malik değil, memluktür; hür değil, abddir.” Oruçlu insanın Rabbe yakarışa geçişi de şöyle anlatılıyor: “...oruç; en gafillere ve mütemerridlere, zaafını ve aczini ve fakrını ihsas ediyor. Açlık vasıtasıyla midesini düşünüyor. Midesindeki ihtiyacını anlar. Zaif vücudu, ne derece çürük olduğunu hatırlıyor. Ne derece merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu derk eder. Nefsin fir’avunluğunu bırakıp, kemal-i acz ve fakr ile dergah-ı İlahiyeye ilticaa bir arzu hisseder ve bir şükr-ü manevi eliyle rahmet kapısını çalmağa hazırlanır. Eğer gaflet kalbini bozmamış ise...” (Bediüzzüman; 29. Mektup.) |