| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#81
|
|||
|
|||
![]() ..yoksa kirarim senin Enseni hehe ;-)
|
#82
|
||||
|
||||
![]() schmeißen,wenn man im Glashaus sitzt:
Wenn Völkermord nie verjährt,wie war das mit dem Völkermord vor 800 Jahren, als in Armnien ein ganz andere Urbevölkerung existierte? Übrigens kann fast jede Nation auf Erden auf Völkermord zurückblicken:Besonders die Engländer können da ein traurig Lied singen:Im eigenen land an den Schotten und wechselweise Normannen/Angelsachsen.In Indien noch im 20.und 19.Jahrhundert. Oder Churchill der Erfinder des KZs an den Buren um die Jahrhundertwende 1900 nach Chr.!! Die USA an den Indianern und indirekt über den Sklavenhandel an den Schwarzen Afrikas. Die Spanier dasselbe in rot in Südamerika an Atzteken und Inkas etc. Die Liste ließe sich über Japan und China,Korea etc. x-beliebig verlängern. Fazit dessen:Hört auf,Euch heute die Hölle zu bereiten! Macht es lieber besser wie Eure Vorfahren! Sonst legt Ihr mit diesen Diskussionen die Grundlagen für neue Schandtaten. Wir alle sind Menschen-und Kinder Gottes.. Selbiger muß doch manchmal daran Zweifeln und bestimmt ist er mit Wut und Trauer erfüllt,wenn er sich dies und vieles andere betrachtet!Darum: Fangt an,zu verzeihen! Wenn Gott uns nicht verzeihen würde,würde für alle nur die ewige Verdammnis bleiben! Reicht Euch die Hand der Versöhnung!!! *FG* |
#83
|
||||
|
||||
![]() ohne Text
|
#84
|
||||
|
||||
![]() Es scheint ein Truschluß zu sein, daß die chinesische Mauer als Schutz gegen die türlisch-mongolischen Barbaren gebaut worden sind. Die einzige von Menschenhand gebaute Architektur vom Mond aus zu sehen, ist vielmehr als Hindernis für die eigene chinesische Bevölkerung gebaut worden, damit sie das chinesische Reich nicht verlassen können. Diese Infos gab mir mein Cousin, der Chinesisch auch in Peking studiert hat. Die Infos hätte aus chinesischen Geschichtsbücher...
Ausserdem die bedeutet des Wortes TÜRK: Abstammend von chinesischen TÖRÜK, soviel wie stark, mächtig, Typisch für die Türken, selbst ihren Namen haben sie sich nicht selbst gegeben, haben ihre Geschichte nicht chhronologisch selbst verfasst, sondern den zivilisierten Völkern überlassen wie den Griehen, Chinesen, Uiguren, Persern und Arabern... Ich rede von einem Geschichtzeitraum von 2000 Jahren. |
#85
|
||||
|
||||
![]() Allerdings hat die Mauer so oder so nie beide Zwecke erfüllen können. Ausser,das man hunderttausende von Bauern,Handwerkern etc. zwangsverpflichten konnte und so ausserhalb der Feldbestellungszeit die Leute mit anderen problemen beschäftigte. Folge: Die Zahl der Aufstände sollte abnehmen... Überliefert ist aber, das geade während des mauerbaus hunderte von Aufstände losbrachen. Naja, und die Mongolen hat es meines Wissens noch nie gehindert gehabt, nach China einzufallen. Bekanntlich war Kublai Khan, der Sponsor von Marco Polo ein Ex-Mongole..,))
*fg* |
#86
|
||||
|
||||
![]() bu ne agiz yaw
<a href="redirect.jsp?url=http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,sid~2@nvid~555892,00.asp" target="_blank">http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,sid~2@nvid~555892,00.asp</a> |
#87
|
||||
|
||||
![]() ""Ermeni soykırımı yapıldı"" diyen Sabancı. Ün. Prof"una sert yazı.. Emin Çölaşan yazdı..
Aferin sana tarihçi hoca! başlığı ile yazıya giren Cesur Yürek Emin Çölaşan ""Derya Sazak’ın bir ‘profesör’ ile yaptığı uzun bir söyleşi vardı. Bu şahsın adı Halil Berktay. Tarihçi imiş!İstanbul’da Sabancı Üniversitesi’nde hoca! Türk çocuklarına bir şeyler öğretiyor!.. Ve bu şahıs, bakınız gerçekleri nasıl saptırıp neler söylüyor: ‘Tehcir (toplu göç) emri, imparatorluğun bütün Ermeni tebaasını sırf Ermeni oldukları için hedef alıyordu.’ Bu kadarını Ermeniler bile söylemiyor. Ya bilmiyor, ya da açıkça yalan konuşuyor. Tehcir emri sadece savaş bölgesi ve bölgeye yakın yerlerde yaşayan Ermeniler için uygulandı. Örneğin, İstanbul’da yaşayan on binlerce Ermeni vardı ve onlara asla dokunulmadı. Sonra sözlerini sürdürüyor: ‘Bugün daha net anlıyoruz ki, (tehcir ve soykırım konusunda) gizli emirler var.’ Hayır, bu doğrultuda bir tek gizli emir yok. Madem ‘tarihçi’ olduğunu söylüyorsun, nerede o gizli emirler? Açıklasana! Yine ya bilmiyor, ya gerçeği saptırmaya yelteniyor, ya da açıkça yalan söylüyor. Derya Sazak ise her nedense, kendisine bunları sormuyor!"" dedi.. Yazıyı sonuna kadar okuyun maskeler düşsün.. Sevgili okuyucularım, neredeyse bütün dünyada bir ‘Ermeni soykırımı’ yaygarası kopuyor. Pek çok ülke bu iğrenç yalanı ağzında sakız gibi çiğneyip Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanıyor: ‘Soykırımı kabul edin.’ Parlamentolarından soykırım kararları geçiyor, sağda solda Ermeni anıtları açılıyor. Diyelim ki bu ülkeler Türkiye’yi sevmez. Ya da diyelim ki ABD, Fransa ve çok sayıda AB ülkesinde epeyce Ermeni yaşadığından yönetimler seçmene selam mesajı vermek için bunları yapar. Peki biz ne yaparız? Onların karşısında her zaman olduğu gibi boynu bükük durur, bazen göstermelik bir protestoda bulunuruz. Hepsi o kadardır. Onların yaptığı bizi bir yere kadar incitir. Ancak bir gerçek var ki, o çok daha fazla incitir. İçimizdeki bazılarının iddiaları ve bu soykırım yalanına Ermeni ağzıyla ortak olmaları! *** Geçen pazartesi günü Milliyet’te Derya Sazak’ın bir ‘profesör’ ile yaptığı uzun bir söyleşi vardı. Bu şahsın adı Halil Berktay. Tarihçi imiş!İstanbul’da Sabancı Üniversitesi’nde hoca! Türk çocuklarına bir şeyler öğretiyor!.. Ve bu şahıs, bakınız gerçekleri nasıl saptırıp neler söylüyor: ‘Tehcir (toplu göç) emri, imparatorluğun bütün Ermeni tebaasını sırf Ermeni oldukları için hedef alıyordu.’ Bu kadarını Ermeniler bile söylemiyor. Ya bilmiyor, ya da açıkça yalan konuşuyor. Tehcir emri sadece savaş bölgesi ve bölgeye yakın yerlerde yaşayan Ermeniler için uygulandı. Örneğin, İstanbul’da yaşayan on binlerce Ermeni vardı ve onlara asla dokunulmadı. Sonra sözlerini sürdürüyor: ‘Bugün daha net anlıyoruz ki, (tehcir ve soykırım konusunda) gizli emirler var.’ Hayır, bu doğrultuda bir tek gizli emir yok. Madem ‘tarihçi’ olduğunu söylüyorsun, nerede o gizli emirler? Açıklasana! Yine ya bilmiyor, ya gerçeği saptırmaya yelteniyor, ya da açıkça yalan söylüyor. Derya Sazak ise her nedense, kendisine bunları sormuyor! *** Nedir bu ‘Ermeni soykırımı!’ konusundaki gerçekler? Osmanlı toprağında yaşayan ve Osmanlı uyruğu olan Ermeniler, 1800’lü yıllardan itibaren ‘bağımsız Ermenistan’ sloganıyla nice isyanlar çıkarıp devletten toprak istedi. İstanbul başta olmak üzere Anadolu’nun dört bir yanında yaşayan milyonlarca Ermeni vardı. En az yarısı işinde gücünde olan iyi vatandaştı. Ancak yurdun her yanında Ermenilerin çoğu kiliseleri, okulları ve evleri silah deposuna dönüşmüştü. Başkent İstanbul dahil her yerde isyan çıkardılar, baskın ve suikastlar düzenlediler. Ancak esas büyük olay, Birinci Dünya Savaşı sürerken 1915 yılında patladı. Türk ordusu Doğu Anadolu’da Rus ordusuyla boğuşuyordu. Hem Osmanlı uyruğu Ermeniler, hem de yurtdışından sızan Ermeni çeteleri ordumuzu arkadan vurmaya başladılar. Büyük çatışmalar yaşandı. Ermeniler Van, Bitlis gibi illerimizi resmen ele geçirdi. Ordumuz Rus ordusuyla savaşmayı neredeyse bırakmış, Ermeni çeteleriyle uğraşıyordu. Devletin ordusu arkadan vurulmuştu. On binlerce şehit verdik. Karşılıklı büyük çatışmalar, vuruşmalar, hatta savaş oluyordu. Her iki taraftan da çok sayıda insan ölüyordu. İşte bu durumu önlemek için Osmanlı devleti 1915 yılında ‘tehcir (toplu göç) yasası’ çıkarmak zorunda kaldı. Savaş bölgesinde ve oraya yakın yerlerde yaşayan Ermeniler topluca Irak ve Suriye taraflarına göç ettirildi. Kafileler asker koruması altında, o günkü koşullarda hayvan sırtında ve yaya olarak yola çıkarıldı. Yolda hastalık, açlık, eşkıya aşiret saldırıları nedeniyle epeyce Ermeni öldü. Savaşla soykırım farklı şeylerdir. Ortada soykırım yoktu. Olsaydı, İstanbul ve Anadolu’da bir tek Ermeni kalmazdı. Olsaydı, günümüzde Osmanlı arşivinden buna ilişkin hiç değilse bir tek belge kalırdı. Devletine isyan edenlere, kendi ordusunu arkadan vuranlara, devletin toprağını işgal edenlere karşı o günün koşullarında alınmış zorunlu bir önlemdi. Bu bir savaştı ve elbette ölenler oldu. Yukarıda sözünü ettiğim Halil Berktay gibi entel takımı bu konularda gerçekleri saptırıp hem Sabancı Üniversitesi’nde okuttukları öğrencilerin kafasını bulandırıyor, hem de dünya kamuoyuna yanlış mesajlar veriyor. Bu gibilerin sözlerini okuyan yabancılar ve özellikle Ermeniler ‘işte, Türkler de bizim söylediklerimizi itiraf ediyor’ deyip bunları tanık gösteriyor. Bunların yalanları, pek çok ülkede bizi arkadan vuran silaha dönüşüyor. Dışarıyla uğraşmak bizim işimiz de, bu gibilerden fışkıran çatlak-yalan-yanlış sesler yüz kızartıcı oluyor. Aferin sana Halil Berktay, bu yolda devam et! Çok yakında madalyanı hem AB ve ABD’den, hem Ermeni lobilerinden, hem de Ermenistan’dan alırsın. Emin Çölaşan / Hürriyet ecolasan@hurriyet.com.tr 10.03.2005 / 11:38:52 Bu haber 444 defa okunmuştur. |
#88
|
||||
|
||||
![]() Sind die falschen, denen du das angedeihst.
|
#89
|
||||
|
||||
![]() ERMENİ SORUNUNUN GELİŞMESİ İLE İLGİLİ KRONOLOJİ (1022-1998)
1022 Ermeni Topraklarının İmparator II.Basileios tarafından Bizans Topraklarına katılması üzerine 40 bin Ermeni Anadolu"ya sürgün edildi. 1046 Ermeni Hanedanları Bizans İmparatoru IX.Konstantin tarafından katledilerek yok edildi. 1054 Sultan Tuğrul Bey döneminde Selçuklulara bağlanan Ermeniler özerklik verildi. 1098 Ermeniler Haçlılarla İşbirliği yaptılar. 1461 Fatih Sultan Mehmet , Bursa"daki Ermeni Piskoposu Hovakim"i (Ovakim) İstanbul"a getirerek kendisine Patrik unvanını verdi ve Ermenilere birçok haklar tanıdı. 1567 Türk matbaasının kurulmasından 160 yıl kadar önce Venedik"te matbaacılık eğitimi görmüş olan Sivaslı Apkar adındaki bir papaza İstanbul"da Ermeni matbaası açması için izin verildi. 1790 İlk resmi Ermeni Okulu , Amira Miricanyan ve Şnork Mığırdıç tarafından Kumkapı Fıçıcı Sokak"ta kuruldu. 1823 Artin Bezciyan adlı Ermeni, Kumkapı"da Bezciyan Okulunu kurdu. 1824 Patrik Karabet , Ermenice gramer okutan Kumkapı Okulu"nu Patrikhanenin himayesi altına aldı. 1853 (22 Ekim) Ermeni Maarif Komisyonu kuruldu 1876 Kurulan Mecliste Ermeni Millet vekilleri de katıldı 1877 (7 Aralık) Ermeni Milli Meclisi, Ermeni halkının askere yazılarak savaşa katılma kararı aldı. 1878 (13 Nisan) İstanbul Ermeni Patriği Nerses, İngiltere Dış İşleri Bakanı Salisbury"ye gönderdiği muhtırada, Türklerle beraber yaşayamayacaklarını bildirdi.(13 Temmuz) Berlin Anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya, Osmanlı Ermenileriyle ilgili 61.madde eklendi.(3 Ağustos) İngiltere Dış İşleri Bakanı Lord Salisbury, İstanbul Büyük Elçisi Layard"a gönderdiği talimatta , Osmanlı Hükümeti"nin Doğuda reformlara başlaması gerektiğini bildirdi. 1890 (20 Haziran) Erzurum İsyanı(Temmuz) Kumkapı Nümayişi Birinci Sason İsyanı 1892 1893 Merzifon , Kayseri , Yozgat isyanları 1895 (30 Eylül) Babıali olayı.Kasım ayında Ermenilerin Maraş"ta isyan teşebbüsü 1896 30 Ekim İstanbul"da Ermeni eylemi(1 Haziran) I. Van İsyanı(26 Ağustos) Osmanlı Bankası olayı 1902 Ermeni dilcilerden H.Acaryan " Ermeni Dili"ne Türk Dili"nin Tesiri ve Ermenilerin Türkçe"den Aldıkları Sözler" adında bir eser yazdı. 1904 II. Sason İsyanı 1905 (21 Temmuz) Yıldız Camii"nden , Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid"e suikast teşebbüsü. 1908 Ermenilerin Jamanak adlı gazetesi yayın hayatına başladı.II Meclis Açıldı ve Ermenileri Komitecilerden bazıları Millet Meclisine girdi. 1909 (14 Nisan) Adana"da Ermeni isyanı 1915 (15 Nisan ) II. Van isyanı.(24 Nisan) Osmanlı Devleti aleyhinde faaliyette bulunan Ermeni komiteleri kapatıldı. Bu komitelerin idarecilerinden 2345 kişi tutuklandı.(3 Mayıs) Ermeniler Van"da büyük bir katliama giriştiler.(27 Mayıs) Yer Değiştirme (Tehcir) Kanunu çıkarıldı. 1918 (1 Şubat ) Ermeni komitacı Arşak , Bayburt"ta katliam yaptı.(25 Nisan) Ermeni komitacılar , Kars"ın doğusundaki Subatan Köyünde 750 Müslüman"ı katletti.(1 Mayıs) Ermeni komitacılar Kars"ta aralarında çocuklarında bulunduğu 60 Müslüman"ı katletti. 1919 (20 Kasım) Osmanlı bürokrasisinde üst düzeyde görev yapan Bogoz Nubar Paşa ve Şerif Paşa , Ermeni - Kürt bağımsızlık belgesini imzaladılar. 1920 (12 Ocak) 450 kişilik Ermeni süvari birliği Antep"in Arapdar köyünde Müslümanlara işkence yaptı. 1921 (15 Mart) Talat Paşa Ermeniler tarafından katledildi.(6 Aralık) Sait Halim Paşayı Ermeniler Roma"da katletti.(16 Mart) Moskova Anlaşması imzalandı.(18 Mart) Ermeni Misak Torlakyan , Azerbaycan İçişleri Bakanı Cevanşir Han"ı, Tepebaşı"ndaki Pera Palas Otelinin önünde öldürdü.(13 Ekim) Kars Anlaşması imzalandı. 1922 (22 Temmuz) Cemal Paşa Ermeniler tarafından Tiflis"te katledildi. 1923 Ermeni asıllı Münip boya, Van milletvekili olarak meclise girdi. 1934 Franz Werfel"in, "Musa Dağ"da Kırk Gün" adlı romanı , ABD de İngilizce yayınlandı. 1935 (15 Aralık) Pangaltı Ermeni Kilisesi"nde toplanan bir grup Ermeni , Franz Werfel"in, , "Musa Dağda Kırk Gün" adlı eserini "Türk milleti hakkında iftiralarla dolu olduğu" gerekçesiyle yaktı. 1936 Franz Werfel"in , "Musa Dağ da Kırk Gün" adlı eserinin Fransa"da yayımlanması , Türk basının tepkisini çekti. 1937 Cevat Rıfat Atilhan, , "Musa Dağı" adlı kitap yazarak , Franz Werfelin kitabının gerçekleri yansıtmadığını bildirdi.Franz Werfel"in , "Musa Dağ da Kırk Gün" adlı eserinin filme alınmasının engellenmesi, ABD Dışişleri Bakanlığı nezdinde gündeme geldi. 1943 Ermeni asıllı Berç Türker Keresteci, Afyonkarahisar milletvekili oldu. 1957 Mığırdıç Şellefyan, 27 Ekim seçimlerinde , Demokrat Parti listesinden İstanbul milletvekili seçildi. 1964 (24 Aralık) Kıbrıs Dışişleri Bakanı Kipriyanu birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde "Ermeni meselesini" ortaya atarak Türkiye aleyhine karar çıkarmaya çalıştı. 1965 (24 Nisan) Brezilya"nın Sao Paulo kentinde, Ermeniler tarafından Türkiye aleyhinde gösteri düzenledi. 1969 Ermeniler tarafından gösteri yürüyüşü tertip edildi. 1973 (27 Ocak) Türkiye"nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve yardımcısı Bahadır Demir, Mığırdıç Yanıkyan adlı Ermeni tarafından katledildi. 1975 (20 Ocak) ASALA (Gizli Ermeni Kurtuluş Ordusu) örgütü kuruldu.(22 Ekim) Viyana"da, Büyükelçi Daniş Tunagilkatledildi.(24 Ekim) Paris"te, Büyükelçi İsmail Erez ile polis Talip Yener katledildi. 1976 (16 Şubat) Beyrut Büyükelçiliği Birinci Katibi Oktay Cerit katledildi.(28 Mayıs) Zürih Çalışma Ateşeliği Bürosu bombalandı. Saldırının Faili olduğu anlaşılan Noubar Soufoyan adlı bir Ermeni yakalandı, yargılandı ve suçu sabit görülerek 15 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1977 (29 Mayıs) İstanbul Yeşilköy Havaalanına ve Sirkeci garına patlayıcı madde atıldı, saldırıda 4 kişi öldü ve 31 kişi yaralandı. Saldırıları "Aşırı Ermeni Hareketleri Örgütü" üstlendi.(9 Haziran) Vatikan Büyükelçisi Taha Carım katledildi. 1978 (3 Ocak) Londra"daki Türk Bankasına patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı "Ermeni Yeni Direniş Örgütü"üstlendi.(3 Ocak) Londra"daki Türk bankasına patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı "Ermeni Yeni Direniş Örgütü" üstlendi.(2 Haziran) Madrit"te , Büyükelçi Zeki Kunaralp"ın eşi Necla Kunaralp ve emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu katledildi.(8 Temmuz) Paris Büyükelçiliği Çalışma Ateşeliği ve Türkiye Turizm Bürosuna patlayıcı maddeler atıldı. Saldırıyı "Ermeni soykırım Adalet Komandoları üstlendi.(6 Aralık) Cenevre Başkonsolosluğuna patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı "Ermeni Yeni Direniş Örgütü" üstlendi.(17 Aralık) THY Cenevre Bürosuna patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı ASALA üstlendi. 1979 (15 Nisan) Yunan Hükümeti, Atina"nın Nea Simira meydanında "Ermeni İntikam Anıtı"nın dikilmesine izin verdi.(22 Ağustos) Cenevre Başkonsolosluğu"nda Konsolos Yardımcısı Niyazi Adalı"ya karşı suikast düzenlendi. Saldırıda 3 kişi yaralandı. Saldırıyı ASALA üstlendi.(27 Ağustos) THY Frankfurt Bürosuna patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı ASALA üstlendi. (4 Ekim) THY Kopenhag Bürosuna patlayıcı madde atıldı. Saldırıyı ASALA üstlendi.(12 Ekim) Lahey"de , Amsterdam Büyükelçisi Özdemir Benler"in oğlu Ahmet Benler katledildi.(22 Aralık) Paris"te Turizm Müşaviri Yılmaz Çopan katledildi. 1980 (10 Ocak) ASALA, THY Tahran Bürosuna bombalı saldırıda bulundu.(6Şubat) Büyükelçi Doğan Türkmen, Bern"de saldırı sonucu yaralandı.(10 Mart) Ermeni teröristler THY"nın Roma Bürosunu bombaladılar. Saldırıda 2 İtalyan hayatını kaybetti, 14 İtalyan da yaralandı.(8 Nisan) ASALA, Sayda toplantısında, Kürtlerle Ermeniler arasında benzerlik olduğunu iddia ederek Kürtleri kan kardeş olarak ilan etti.(17 Nisan) Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel silahlı saldırıya uğradı. Koruma görevlisi Tahsin Güvenç yaralandı.(19 Nisan) ASALA, Marsilya Türk Konsolosluğuna roketatarlı saldırı düzenledi.(31 Temmuz) Atina İdari Ateşemiz Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen acımasızca katledildi.(5 Ağustos) Lyon"da , Ermeniler tarafından konsolosluğun basılması sonucu Kadir Atılgan , Ramazan Sefer , Kavas Bozdağ ve Hüseyin Toprak adlı vatandaşlar yaralandı.(26 Eylül) Paris"te, Basın Ateşemiz Selçuk Bakkalbaşı silahlı saldırıya uğradı ve ağır yaralandı 1981 (13 Ocak) Paris Büyükelçiliği Maliye Müşaviri Ahmet Erbeyli"nin arabasına bomba konuldu; Erbeyli ölümden döndü.(4 Mart) Paris"te Çalışma Müşaviri Reşat Moralı ile din görevlisi Tecelli Arı şehit edildi. (3 Nisan) Kopenhag"da, Çalışma Müşaviri Cavit Demir, evine giderken Ermeni teröristlerce kurşunlandı ve ağır şekilde yaralandı. ( 9 Haziran) Cenevre"de, sözleşmeli sekreter olarak görev yapan Mehmet S.Yergüz katledildi.Olayı Asala üstlendi.(24 Eylül) Paris Başkonsolosluğu"nu basan Ermeniler, güvenlik görevlisi Cemal Özen"i acımasızca katlettiler.(3 Ekim) Roma Büyükelçiliği 2.Katipi Gökberk Ergenekon, Ermeni teröristlerin silahlı saldırısına uğradı ve ağır yaralanarak saldırıdan kurtuldu. (27 Kasım) Avrupa"da bulunan "" Ermeni Öğrenciler Birliği "" ile ""Kürt Öğrenci Derneği"", Londra"da ortak bildiri yayınladılar. 1982 (28 Ocak) Los Angeles"da, Başkonsolos Kemal Arıkan, Harry Sasunyan ve Kirkor Saliba tarafından katledildi.(8 Nisan) Ottowa Büyükelçiliği Ticari Müşaviri Kemalettin Kani Güngör silahlı saldırı sonucu yaralandı.(5 Mayıs) ABD"nin Boston Bölgesi Fahri Konsolosu Okan Gündüz katledildi.(7 Haziran) Lizbon Büyükelçiliği İdari Ateşesi Erkut Akbay katledildi. Bu arada, Ottova Büyükelçiliği Ticari Müşaviri Kemalettin Kani Güngör silahlı saldırı sonucu yaralandı. (5 Mayıs) ABD"nin Boston Bölgesi Fahri Konsolosu Okan Gündüz katledildi.(7 Haziran) Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut Akbay katledildi. Bu arada, Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla Altıkat, Bulgaristan Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora Süerkan ve Lizbon Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Yurtsev Mıhçıoğlu"nun eşi Cahide Mıhçıoğlu"da silahlı saldırıya uğradılar. Türkiye"nin Kanada Büyükelçiliği görevinde bulunana Coşkun Kırca da, silahlı saldırıya uğradı. (7 Ağustos) Üç Ermeni terörist, Ankara Esenboğa Havaalanı"na silahlı, bombalı saldırı düzenlediler ve katliam yaptılar. Otomatik silahlarla ve bombalarla orada bulunanlara saldıran teröristler, üçü emniyet görevlisi olan toplam dokuz kişiyi öldürdüler ve yetmiş sekiz kişiyi yaraladılar. Levon Ekmekçiyan, isimli terörist yakalandı. ( 10 Ağustos) Artin Penik adlı Ermeni, Esenboğa katliamından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, kendini yakmak suretiyle Ermeni terörünü lanetledi. 1983 (29 Ocak) Levon Ekmekçiyan, 1982 yılı Esenboğo baskını nedeniyle Ankara"da idam edildi.Harut Levonyan ve Rafi Elbekyan adlı iki Ermeni militan tarafından Türkiye"nin Yugoslavya Büyükelçisine düzenlenen suikast sırasında yoldan geçen bir Belgrad"lı öldü. (15 Temmuz) Sala Mensubu Teröristler, Paris Orly Havalimanı THY Bürosuna bombalı saldırı düzenledi. Olayda, dördü Fransız, ikisi Türk, biri ABD"li ve biri İsveç"li olmak üzere toplam sekiz kişi hayatını kaybetti. Altmış kişi de yaralandı.(27 Temmuz) Türkiye"nin Büyükelçiliği"ni basan beş Ermeni ölü olarak ele geçirildi. 1985 (12 Mart) Ottowa Büyükelçiliği, silahlı, bombalı üç Ermeni terörist tarafından basıldı. Kanada"lı koruma görevlilerinden biri vurulup öldürüldü. Büyükelçi Coşkun Kırca yaralı olarak kurtuldu. 1991 (21 Ocak) Ermeniler, Hacılar kentine bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda üç Sovyet askeri ile iki Azeri öldü. Ermeniler ayrıca, Azerbaycan"ın Sesi gazetesi muhabiri Savatin Askerova"yı katletti. (13 Nisan) Karabağ"da, Ermeniler ile Azeriler arasında çatışmalar çıktı. Azeri köyleri Ermeniler tarafından top ateşine tutuldu(23 Nisan) Suşa Kasabası"na bağlı Azeri köyleri, Ermeni köylerinden açılan top ve makineli tüfek ateşine maruz kaldı. Olayda 3 Azeri öldü, 3 ev yıkıldı, 3 ev de oturulamaz hale geldi.(26 Nisan) Karabağ bölgesinde 4 Azeri güvenlik görevlisi öldürüldü. Olayı "" Karabağ Savaşçıları"" adlı Ermeni örgütü üstlendi. (23 Eylül) Ermenistan bağımsızlığını ilan etti. ( 26 Aralık) Sovyetler Birliği dağıldı. 23 Eylülde bağımsızlığını ilan eden Ermenistan fiilen ve 1996 Levon Ter-Petrosyan, ikici defa Ermeni Devlet Başkanı seçildi. 1997 (20 Mart) Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, Ermenistan Başbakanı oldu.(20 Aralık) Ermeniler , Surp Agop hastanesinin 160. Yıldönümünü yılbaşı şöleniyle kutladılar.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 1997 Sedat Semavi Ödülü"nü gazetecilik dalında Garbis Özataya verdi. 1998 Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Jamanak Gazetesinin 90. Kuruluş yıldönümü vesilesiyle , gazetenin editörü Ara Koçunyan"ı Cumhurbaşkanlığı köşkünde kabul etti.(Şubat) Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan istifa etti. Böylece Robert Koçaryan"a liderlik yolu açıldı. Petrosyan, Karabağ"da Barış isteği için aşırı milliyetçilerin tepkisini çekmişti.(Şubat) Petrosyan"ın istifasını değerlendiren Azerbaycan Halk Cephesi Başkanı Elçibey, Koçaryanın geçmişte Rusların arkasına alarak Karabağ"da Azerbaycan"a karşı ayaklandığını bildirdi.(30 Mart) Koçaryan , Ermenistan Devlet Başkanlığı"na seçildi.(Temmuz) Bölücü örgüt PKK"nın Başı Abdullah Öcalan ; Ermenistan yönetiminden, Örgüte özel köy tahsis edilmesini istedi.(14 Ekim)Mesrob Mutafyan, Türkiye Ermenileri 84. Patriği seçildi. |
#90
|
||||
|
||||
![]() Agop Dilaçar
Agop Dilaçar Martanyan (1895-1979) Büyük Türkiye Ansiklopedisi Baþredaktörü. Türk Dil Kurumu üyesi. Yozgat ayaný Çobanoðullarýnýn kahyasý Ohan Aslanoðlu’nun torununun oðludur. Robert Koleji’ni bitirdi. Dilde uydurmacýlýk adý verilen hareketini uygulayarak türkçeyi bozanlarýn baþýnda gelmektedir. Bu nedenle uydurukçaya Agopça adý da verilir. Gazeteci yazar Mehmet Þevket Eygi, Batý (Osmanlý ![]() “Türkiye’de dil devrimi yapýlýnca, Sofya’da bulunan Martayan, Atatürk tarafýndan yurda davet edilir. Ancak, Agop’un yurda girmesini önleyecek pek çok pürüz vardýr. Çünkü, Agop daha önce Türkiye’de yaþamaktadýr ve vatandaþlýktan çýkarýlmýþtýr. Atatürk, bütün bu pürüzlere raðmen Agop’u yurda getirtmekte ýsrar eder. Vatandaþlýktan çýkarýldýðý için gittiði ülkeden de pasaport alamamýþtýr. Sonunda Sofya Konsolosluðu, Agop’un elindeki ‘vatansýz’ belgesine vize damgasý atar ve her ihtimale karþý da eline, ‘Gerekli kolaylýk gösterilsin. Atatürk’ün özel davetlisidir” diye bir mektup verir.” ( ) Bu þekilde yurda gelen Agop’un soy ismi de Atatürk tarafýndan deðiþtirilerek ‘Dilaçar’ soyadý verilir. Agop Martayan Dilaçar, 1979’da ölene kadar TDK’nýn ‘Genel Yazmaný’ olarak vazife yapar. Suriye"de Osmanlý ordusunda yedeksubay olarak görev yapan Martayan, Osmanlý Türkleri’nin esirlere iyi davranmadýðýný iddia ediyor. Atatürk’le nasýl karþýlaþtýðýn ý ise þöyle anlatýyor; "1. Dünya Savaþý baþladýðýnda 19 yaþýndaydým ve askere çaðrýldým. Önce Kafkas cephesine gönderdiler, ancak biz Ermeni askerlere güvensizlikten beni Suriye cephesine gönderdiler. Kýsa süre sonra, 1915 Nisan"ýnda "Büyük Tehcir" baþladýðýnda bu yer deðiþtirmelerin nedeni anlaþýlýr oldu. Hepimiz þaþkýndýk ve sarsýlmýþtýk. Orada esir Ýngiliz subaylarýn karþýlaþtýðý zorluk ve eziyetlere tanýk oldum. Bu subaylar Ýngilizce bildiðimi öðrendiklerinde esirlere böyle davranýlmamasý için aracýlýk etmemi rica ettiler. Bu ricalarýný yerine getirmek isterken Türkler beni vatan haini ilan edip zincire vurdular ve komutana götürdüler. Bu koþullar içinde artýk kurtuluþum olmadýðýna kanaat getirmiþtim. Bu nedenle de beni bekleyen tehlikeyi cesurca karþýlamaya karar verdim. Beni baþtan aþaðý süzen komutan kararýný vermek üzere iken tüm cesaretimi toplayýp böyle barbarlýkla, eziyet ve iþkence yoluyla Türkiye"nin medeni bir ülke olamayacaðýný, gerçek, ileri ülkelerde hiçte böyle davranýlmadýðýný, bunun sultanlýk yönetimini amaçlayan yöneticilere has bir davranýþ olduðunu söyledim. Herkes þaþkýnlýkla ne yapacaðýný beklerken, kumandan sözlerimi dikkatle dinledikten sonra beni getirenlere ellerimi çözüp odadan gitmelerini emredip, oturmamý söyledi. Merakla sonucu bekliyordum. Komutan çay ikram ederek demokratik sistem konusunda konuþmamý istedi. Beni merakla dinlemesi þaþýrmama neden olmuþtu, zira o dönemde Türk ordusunda onun benzerleri nadirdi. Uzun süren sohbetimiz sonunda sýk sýk kendisini ziyaret etmem için gereken emri verdi ve elimi sýkarken dost olmamýzý istediðini söyledi. Bana bir oyun oynandýðýndan kuþkuluydum, ancak böyle olmadý. Daha sonra bu meraklý ve sorgulayan komutanýn Mustafa Kemal Paþa olduðunu öðrendim." Agop Dilaçar’ýn, ‘Türk Diline Genel Bir Bakýþ’ adlý eseri Türk Dil Kurumu yayýnlarýnca 1964, ‘Dil Diller ve Dilcilik’ adlý kitabý ise 1968"de yayýmlandý. Azeri Türkçesi (1950), Batý Türkçesi (1953) Agop Mikaelyan, bir yazýsýnda Türkiye’de Agop Martayan Dilaçar’ýn yeterli ilgiyi görmeyiþinden þöyle yakýnýyor; “Türk dili konusunda binlerce makale, araþtýrma yayýmladý. Türk dili aþýðý, yüce önderin dil baþuzmaný bu büyük insan 1979’da hayata gözlerini kapattýðýnda, o zaman tek radyo olan TRT, saat 13 haberlerinde; ‘Türk dili baþuzmaný A. Dilaçar öldü’ diye bir iki kýsa cümle olarak geçiþtirmekle kalmayýp adý yokmuþ gibi Agop ismini A harfi ile geçiþtirmiþti. Yýllar yýlý Türk diline katkýsýný bir yana býrakýn, hiç olmazsa yüce önderin baþ uzmaný diye adýný söyleme nezaketini gösterseydiniz. A. Dilaçar yerine Agop Dilaçar deseydiniz doðruyu söyleseydiniz Türkiye mi batardý? Yüce önder öldükten sonra bu zihniyetlerin köþe baþlarýný tutma gayretleri sonucu, bugünkü istenmeyen geliþmelerle karþý karþýya kaldýk. Ýnsanlarýn kökenleri, dinleri ne olursa olsun yeter ki ülkesine, insanlarýna yararlý olsun. Medeni ülkeler bu konularý çoktan aþmýþken bizim bazý aklýevvellerimiz basit þeyleri uðraþ edinip ülkemizin bocalayýp durmasýnda önemli rol oynamaktadýrlar. Yüce önder gibi basiretli; ileri görüþlü, medeni devlet adamlarýna öylesine gereksinmemiz var ki; keþke 10-15 yýl daha yaþasaydý. Tanrý, yüce önderi de baþ uzmanýný da nurlar içinde yatýrsýn. Cumhuriyet’e omuz veren bu büyük insanlarý rahmet ve hasretle anýyorum.” ( ) <a href="redirect.jsp?url=http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=1754" target="_blank">http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=1754</a> |