wenn du argumentativ bist, kriegst du auch eine argumentative antwort. wenn ich dich mißverstanden haben sollte, und du eigentlich was ganz anderes sagen wolltens: schwamm drüber. darum gehts mir nicht. mir geht es um argumente und vor allem auch um Zivilcourage:
Hier ist ein Antisemit ersten Ranges am Werke,
er nennt sich Pancaro oder so ähnlich und viele haben ihm applaudiert, ohne es zu merken.
Mein lieber Freund: Du redest hier nicht mit einem Ahnungslosen: Der Unterschied ist der zwischen dem religiösen Antijudaismus und dem Antisemitismus. Das ist in der Tat ein sehr großer Unterschied.

Darum geht es hier aber doch gar nicht.
Wer kennt hier religionsgeschichtlich wirklich den Unterschied ?

(Und wenn du schreibst es gebe einen Unterschied zwische Judenfeindlichkeit und Antisemitismus, dann ist das sehr mißverständlich und von Juden würde das vehement zurückgewiesen werden. Was du meinst ist der oben erwähnte Anti-Judaismus aus der
Religionsgeschichte heraus.)

Diese Differenzierung, auf die du dich berufen möchtest, ist diesen Fanatikern ziemlich wurscht: Es ist ein primitiver Propagandareflex, der gegen alle Juden momentan gemünzt wird. Und da meinte ich, dass sich Demokraten so was nicht gefallen lassen sollten. Ich und einige andere hier wehren sich gegen diese faschistoiden Typen.
Deshalb hatte ich gesagt, da engagieren sich einige und werden ausgerechnet dafür angegriffen. Mit ein paar Mausklicks hättest du wissen können, dass diese Hirnlosen nichts anderes im Sinn haben als antisemitische Propaganda.

Wenn dem in deinem Falle nicht so sein sollte, stehe ich jedenfalls nicht zurück, umso besser!

Ich hoffe, das war verständlich (und konstruktiv) genug.

ohne Text

[xpancaro]

Falls dir die schrecklichen Ereignisse am 11.märz immer noch zu schaffen machen nimm dir 2Minuten Zeit um die 3000 zivilen von New York, Washington und Pennsylvania Madrid zu gedenken...

Wenn du gerade so schön dabei bist, kannst du auch gleich noch 13 Schweigeminuten für die 130.000irakischen zivilisten einlegen, die 1991 unter dem Kommando von Präsident Georg Bush umkamen.Dann kannst du daran denken, wie die Amerikaner danach in den Straßen gesungen und getanzt,gefeiert und geklatscht haben. Jetzt ist es an der Zeit weitere 20Schweigeminuten für die 200.000 iranische Zivilisten einzulegen, die in den 80ern von Irakern mit US-gesponsorten Waffen und Geld geopfert wurden, bevor Amerika die Richtung wechselte und seine irakischen Freunde zum Feind erkor. Du solltest Dir noch weitere 15min nehmen, um den Russen und 150.000 Afghanen zu gedenken, die von den Talibanen getötet wurden, die ihre edle Ausbildung und Unterstützung von der CIA bekamen. Dann wäre da noch 10 Schweigeminuten für die 100.000 zivilen Opfer der amerikanischen Atombombenabwürfe über Hiroshima und Nagasaki im 2.Weltkrieg.

Du hast jetzt eine Stunde lang geschwiegen!2Minuten für die getöteten Amerikaner in New York, Washington und Pennsylvania und 58 Minuten für deren Opfer auf der ganzen Welt. Falls Dir die Relationen immer noch nicht vollständig bewusst sind, kannst du noch eine weitere Schweigeminute für die Opfer des Vietnam-Krieges draufschlagen. Oder für das Massaker in Panama 1989, bei dem amerikanische Truppen arme unschuldige Dörfer angriffen um 20.000 Obdachlose und tausende Tote zu hinterlassen.

Oder für die Millionen von Kindern, die ob der Unterversorgung durch das US-Embargo gegen Irak und Kuba starben. Oder für die Hunderttausenden, die bei US-finanzierten Bürgerkriegen Chile, Argentinen, Uruguay,Bolivien, Guatemala, El Salvador (um nur ein paar wenige Beispiele zu nennen) ums Leben kamen. UND JETZT KÖNNTE MAN WIEDER ÜBER TERRORISMUS REDEN!!!!!!!!!!!!!!!!!

[coach01]

Die Macht die der Osmanan war bemerkenswert. Diese Macht kannst du mit der heutigen Türkei nicht vergleichen. Ich betone nochmal es waren damals die Türken die als Osmanen bekannt wurden. Aber wenn du deine Vorfahren leugnen willst ist das deine Sache. Ich glaube deine Vorfahren fangen erst mit Atatürk an !!! Und nur darauf bist du stolz.

mfg

Yazan Kişi: alpi001
Tarih: 09-08-04 12:18

KESME kültürü’ yazıma dinci kardeşlerimiz çok kızdılar, internet üzerinden kesildim.

Oysa yazdıklarım doğruydu:

Eğer kesmek en büyük ibadetse, çocukların baktıkları, sevdikleri kuzuyu onların gözleri önünde kesmek ‘cennetlik’se... Çocuklar büyüdüklerinde, yine ‘Allah için’ ve ‘ibadet’ adına kesmekte bir sakınca görmezler.

Dahası; kesilen bir baş, çırpınan bir canlı ve fışkıran kandan sonra gelen lezzet arasında ilinti kuruyor insan beyni.

İlkellik ile çağdaşlık arasındaki farktır bu.

*

Ama bunu anlatmak zor.

Çünkü beyninin içindeki mezbahada, her gün -ben dahil- bir sürü ‘káfiri’ yatırıp yatırıp kesmekte olan dinci kardeşimizin bunu anlaması elbette işine gelmez.

Eğer ‘keserek cennete gitmek’ umudu da elinden alınırsa, tembellik-fesatlık-kin ve nefret gibi günahlarıyla baş başa kalır bu dünyada.

*

Aklı başında Müslüman aydınlar ise nihayet uyandılar.

Nihayet dilleri açıldı. Onların başlarının üzerinde çakan yıldızlar nihayet dünya medyasında yer aldı:

Şeyh Sayid Tantavi (Mısır El Ezher Üniversitesi Baş İmamı):

‘Olanlar canice. Böyleleri asla Müslüman olamazlar.....’

Ahmet Bağhat (El Ahram Gazetesi yazarı, din bilimci):

‘İslam’ın tüm düşmanları bir araya gelse bile, Müslümanların aptalca davranışlarıyla dinimize verdikleri zararı veremezlerdi.....’

A. El Raşid (Dubai El Arabiye Televizyonu Genel Müdürü):

‘Tüm teröristler Müslüman. Bu acı ve utanç vericidir. Terörist çocuklarımız çürümüş kültürümüzün bir sonucudur... Artık bu gerçeği görüp değişime ihtiyacımız olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.....’

*

Ben biliyorum; bu görüşlerin dahi bir anlamı yoktur.

Çünkü Müslümanlığın emrettiği ‘Oku’, ‘Çalış’, ‘İyilik yap’, ‘Komşunla paylaş’, ‘Cana kıyma’, ‘Dürüst ol’ gibi yüce fiillerden habersizse, bilebildiği tek fiil ‘kesmeyi’ bırakmak istemez.

İnternet üzerinden dahi yatırıp kesiyor arkadaş beni.

Ellerimi bağlıyor, tekbir getiriyor, bıçağını sallıyor.

‘Din’ adına...

‘Çürümüş kültürün’ icabı olarak o ‘kesmekten’ başka bir şey bilmiyor çünkü.

Ben ise elbette acı çekiyorum.

Bunları görmek yetiyor...

Bekir COSKUN

YATIRIP kesmeyi seviyorlar.

Hatta ağızları sulanıyor.

Dahası; sevap.

Böyle büyüttüler çocukları. Evin bahçesinde oynayan kuzuları, koçları, inekleri, danaları ‘Allah için’ ve ‘sevap’ olarak kestiler.

Şimdi çocuklar, insanları kesiyorlar.

Tıpkı bir koyun gibi.

Ellerini-ayaklarını bağladıkları insanları başından tutup arkaya doğru çekiyorlar, boğazı ortaya çıkıyor ve ‘Allahu ekber’ diyerek bıçağı sürtüyorlar.

Kan fışkırıyor.

Ve Allah’a hizmet etmiş sayılıyorlar.

Sevapları böyle.

Tıpkı kurban keser gibi.

*

İslamiyet’i tüm çağdaş dünyanın gözünde ‘korku’ haline getirdi bu geri zekálılar.

Açlıktan kaçan yoksul ve zavallı 12 Nepalliyi böyle kestiler.

Irak’ta elleri bağlı şoförleri, rehberleri, işçileri, rehineleri böyle boğazlıyorlar.

Afganistan’da, Cezayir’de, Afrika’da...

Bizim dinci terörist vahşetinde, villaların mahzenlerindeki cesetler böyle bulunmuştu.

Kesmeyi seviyorlar.

Tüm bunlar Allah ve Müslümanlık adına.

*

Çünkü beyinlerindeki hücrelere ‘Allah için kesmek’ eylemi çocukluklarında yerleşmişti.

İbadet; kesmek...

Görüyorsunuz; bu ‘kesmek’ eylemi, en zebani ABD terörünü dahi gölgede bırakıverdi.

Artık ne o haksız ve hukuksuz işgalden söz ediliyor, ne ABD’nin işlediği insanlık suçlarından, ne bombaların altında kolu-bacağı kopmuş çocuklardan, ne esirlerin üzerine işemekten...

İnsanlık; televizyon ekranlarında boğazı kesilenleri izlemenin dehşeti içinde, öbür vahşeti, dehşeti, suçları, utançları unuttu.

*

Ellerinde büyük bıçaklar.

İplerle bağlı kurbanın saçından tutup arkaya doğru çekiyorlar, boğazı ortaya çıkıyor.

Koyun mu, insan mı?

Fark etmiyor.

Arada bir sevgili Serdar Devrim’in gönderdiği mesajdaki o anısını okuyorum:

‘Askerdim Kars’ta. Nöbetteyken karım telefonla arayıp köpeğimiz Zozo’nun öldüğünü bildirdi.

Birden kendimi yalnız hissettim. Soğuk geceye attım kendimi. Kışlanın ortasındaki boş bir sahada bağıra bağıra ağladım. Bir asker fark etti, geldi, halimi görünce ‘Baban mı öldü komutanım?’ diye sordu. ‘Hayır’ diyebildim ‘Kardeşim öldü’...

Utandım, ona ‘Benim kardeşim kapkara bir köpekti’ diyemedim...’

**

Simdi Uzatmaya gerek yok;

Bu adama Kafir derler Bizim Müslümanlar ( ! )

Simdi Insanlari Allah icin deyip Cocuklari Intikam icin deyip Kesip Vuran mi Müslüman ?..
Yoksa Kardesim Kapkara bir köpekti deyip sevkatini merhametini Insanligini ortaya koyan mi ?..


Yorum sizin !..

Canim Halkim;

Merhaba Gecerken bir ugriyayim dedim

)

Yazan Kişi: alpi001
Tarih: 09-04-04 17:14

Kanimiz Aksa da zafer islam in mi desek ?..

Yoksa Tekbir mi ?..

Bakiniz SEYTAN in hüküm sürdügü Cografya ya ..
Birisi:

Calisan insanlari rehin alip kellelerini kesiyor.
Öbürü okul basip son haberlere göre 504 cocugu katlediyor belki de bin..

hanimlar karalara bürünmüs adlari da KARADUL hani kuran in anlattigi SIRK i Seytan evliyalarini benzettigi ÖRÜMCEK..

Biri kelle kesiyor Tekbir..
öbürü melekleri katlediyor tekbir..

Su Seytan a köle olan ve kendilerine MÜSLÜMAN diyen kitleden bir tek insan cikmayacak mi ?..

Bu dünya da bir gün Dere gibi Müslüman kani akarsa Kimse sasirmasin ve kimseleri suclamasin..

Cünkü bu Fitne Zalimlerle birlikte masumlarida vuracak..

Allah nurunu tamamliyacak..
Bu SATANISTLERI bir sekilde yok ederek..

Ortada bir cocuk Katliami var !..

Kim yaparsa yapsin nedeni ne olursa olsun Insana hele hele Türküm diyene Yakismayacak bir eylem bu..

Ben PKK ya bebek katili deyip silahimi alip daglara cikiyorsam;
Soydasim dedigim insanlarin yaptiklari katliama göz yumarsam Ciktigim daglarin bir manasi kalmaz..

Ölen RUS degil Cocuk !..
Cocuklarin Milliyeti yoktur !..
Cocuklarin Günahi yoktur !..

Cocuklar MELEKTIR !..

Bakiyorum Karizman Hale cizdigim sekilde duruyor )

Bir adim ileri gidememissin )

ne olacak senin bu halin ?..

)

Ne var bunda demeyin Ey cemaat-i MÜSLIMIN !..

Bu Otoban almanya nin ilk otobani ve en tehlikeli otobanidir..
Gecenlerde bir arkadas burada seyehat ederken Midesi bulanmis Otoban da standspur olmadigi icin Kusarak yola devam etmek zorunda kalmis )

Muhahahahahahahahahahahahahahhaaa..
Muhabbete bak Böööööööö diye araba filan solluyorsun )

neden bu böyle diye aklima takildi..
Acaba Otoban in genislemesi icin Cografi konum mu izin vermiyordu yoksa daha baska bir nedeni mi vardi ?..

öyle ya München den rosenheim a kadar olan bölüm hava alani gibiydi fakat Rosenheim salzburg arasi Korku tüneli gibi..
Arastirdim..

Arazi durumu otobani in genislemesine müsait idi.. yani herhangi bir özel engel yoktu.
Belki paralari yok dedim fakat yeni otoyollar yapan bir devletin parasinin olmamasi da gecerli bir neden degildi ki gectigimiz 20 yil icinde Almanya altin cagini yasiyordu..

Ilgililere mektuplar yazdim..
Niye böyle yapiyorsunuz leeeeeeeeeee dedim..
hep kacamak yanitlar aldim..
Bir de yalan söylüyorlardi istimlak edemiyoruz filan diye..
Devletin kendi malini istimlak edecek hali yoktu gayet tabii..

Sonunda gercegi yakaladim ve bunu ic isleri bakanina sözlü olarak söyledim Bayern de..

Beni AZARLADI !..

)

Gercek ne miy di ?

Bu Otoban 1940 yilinda ADOLF HITLER tarafindan yapilmisti ve KUTSALDI Bayern eyaleti icin..

Tasina bile dokunmak TABU idi..

Insanlar ölürlerse ölsünlerdi..
Bu Otobani yapmak icin Binlerce Yahudi Ölmemis miyidi ?.


Evet ..

Bunu Herr Beckstein a söyleyince pek kizdi..
Rüya gördügümü söyledi..

ne yapsin?..

)

Yazan Kişi: Alpi003
Tarih: 08-21-04 22:38

Doksan yaşında bir kocakarı vardı. Yüzü bumburuşuktu rengi safran gibi sarıydı. Yanağı, sofra altısının baş tarafları gibi kat kattı. Fakat erkek aşkından vazgeçmemişti.

Dişleri dökülmüş saçları süt gibi ağarmıştı. Boyu yay gibi bükülmüş, her duygusu değişmişti. Böyle olduğu halde koca isteği ve şehvet hırsı hala yerindeydi. Erkek avlamaya aşkı vardı da tuzağı paramparça olmuştu. Vakitsiz öten horoza, yolsuz yolcusuz bir yola benziyordu. Kızgın ateşe konmuş bir boş tencereydi sanki.

Meydana aşıktı fakat ne atı vardı, ne ayağı. Düdük çalmaya sevdalıydı, fakat ne dudağı vardı ne zurnası. İhtiyarlıkta Tanrım, kafire bile hırs vermesin. Bu hırsı Tanrı kime verdiyse ne kötüdür o kul. Köpek kocaldı, dişleri döküldü mü damalara salamaz, ancak pisliğe gübreye salar.

Öyle olduğu halde şu altmış yaşındaki köpeklere bak ki her an köpek dişleri biraz daha keskinleşmede. İhtiyar köpeğin, derisinden tüyler dökülür; fakat şu ipekler giymiş kart köpeklere bak bir kere de!

Bu köpeklerin aşkı da alt yanlarıyla paraya, hırsları da. Kocaldıkça da bu hırsları artıyor, hele bak şu köpek soylarına! Böyle ömür cehennem sermayesi. Gazap kasaplarına salhane.

Ömrün uzun olsun dediler mi hoşlanır, güler de ağzı açık kalır. Böyle bir bedduayı dua sanır. Gözünü açmaz, kafasını bir türlü kaldırmaz. Kıl ucu kadar ahret ahvalini görseydi, böyle diyene “Senin ömrün uzun olsun” derdi.

Ekmeğe tapan, bir erkek bir yoksul, bir zembilli dilenci, bir gün Geylan’lı zengin birisinden ekmek alınca dedi ki: Yarabbi sen bu kulunu hoşlukla, selametle evine barkına kavuştur.

Geylan’lı kızıp a çirkin herif dedi, eğer ev bark, benim gördüğüm ev barksa oraya Tanrı, seni kavuştursun. Aşağılık kişiler, her söz söyleyeni hor hakir bir hale getirirler. Sözü yüceyse, değerliyse bile o sözün kaderini düşürürler. Çünkü söz, dinleyene göre söylenir; terzi kaftanını adamın boyuna göre biçer.

Mademki meclisteki dinleyenler aşağılık kişiler, aşağılık söz söylemeden başka çare yok. Bu sözü rehine koy da yine o kocakarı hikayesine başla.

Bir insan kocaldı da bu yolda er olmadı mı adını kocakarı takıver! Ne sermayesi var, ne değeri, ne de bir sermaye kabul edecek kabiliyeti. Ne hoş ve güzel bir şey verir, ne alır. Ne manası var ne anlama liyakati. Ne dili var ne kulağı, ne aklı var; ne görü. Ne kendinde, ne kendinden geçmiş, ne düşünceye sahip. Ne niyazı var, ne nazlanacak güzelliği. Soğan gibi kat kat ve her katıda kokmuş!

Ne bir yol varmış, ne yola gidecek ayağı kalmış. O kahpenin ne bir yanıklığı var, ne bir ah ve feryadı.

Evin birine bir yoksul geldi. Kuru ekmek, yahut taze nane istedi. Ev sahibi, burada ekmek ne arar? Burası ekmekçi dükkanı mı, aptal mısın sen dedi. Dilenci bari biraz yağ ver deyince dedi ki: Burası kasap dükkanı değil ki.

A ev sahibi, birazcık un ver bari deyince de yine ev sahibi, burasını değirmen mi sandın dedi. Dilenci her şeyden vazgeçtik, bir çanak su olsun ver dedi. Ev sahibi cevap verdi: Burası ırmak yahut çeşme değil.

Hasılı ekmekten kepeğe kadar ne istediyse ev sahibi kendisiyle alay etti, acıklandı, yok dedi. Yoksul eve girip eteklerini kaldırdı evin içinde aptes bozmaya niyetlendi. Ev sahibi ey çirkin herif ne yapıyorsun deyince dedi ki: Böyle yıkık yere bari aptes bozayım da ferahlayayım. Burada yaşamanın madem ki imkanı yok, böyle eve ancak aptes bozulur.

Padişah kolunda beslenmedin, avlanmayı bellemedin, zaten doğan değilsin ki av tutasın. Tavus kuşu da değilsin ki yüzlerce nakışlarla bezenesin de gözleri neşelendiresin. Dudu değilsin ki sana şeker versinler, tatlı sözlerini dinlesinler.

Bülbül değilsin, aşıkçasına ağlayıp inleyesin, çayırlıkta, çimenlikte yahut lale bahçelerinde güzel güzel çileyesin. Hüthüt değilsin ki çavuşluk edesin. Leylek değilsin ki yücelerde yurt tutasın.

Ne iştesin sen? Seni ne diye satın alsınlar? Ne kuşusun sen? Seni ne diye yesinler? Bu değer bilmezlerin dükkanından vazgeç, yücel “Tanrı satın alır” ihsanının dükkanına gel. Köhneliğinden kimsenin almadığı o kumaşı o kerem sahibi alır. Onun yanında hiçbir kalp ret edilmez; çünkü alış verişten kar beklemez ki.

O bunak sokağa bir gelin gibi çıkmak istedi; a azgın karı, kaşlarını yoldu. Yanağını, yüzünü, ağzını güzelleştirip süslenmek için aynanın önüne oturdu. Yüzüne neşeyle birkaç kere allık sürdü; fakat pörsümüş suratını bir türlü boya tutmadı.

Kuranın aşır başlarındaki tezhipleri kesti, pis mundar suratına yapıştırdı. Bu suretle yüzünün buruşuklarını örtmek, güzeller halkasına yüzük taşı olmak istiyordu. O tezhipli yerleri yapıştırdıkça yapıştırıyor, fakat çarşafını giydi mi hepsi yere düşüyordu. Yine onları alıp tükürüklüyor, yüzüne yapıştırıyor, fakat yine çarşafına büründü mü hepsi, yere dökülüyordu.

Bir hayli çalıştı, çabaladı. Nihayet şeytana yüzlerce lanet dedi. Bu sözü der demez İblis göründü de dedi ki: A kademsiz kadit olmuş, kurumuş kokmuş kahpe! Ben bütün ömrümde bunu düşünmediğim gibi senden başka da bu işi yapan kahpe görmedim. Kötülükte acayip bir tohum ektin, alemde musaf bırakmadın.

Sen şeytan ordusunda yüz tane şeytan ordususun. A pis kocakarı, bırak beni. Yüzün elma gibi kızarsın diye kitap bilgisinden nice aşirler çaldın. Satmak ve onlarla kendine şeref ve mevki satın almak için Tanrı erlerinin nice sözlerini aşırdın. Fakat eğreti renk senin yüzünü kızartmadı. Hurma ağacına bağlanan dal, hurma vazifesini görmedi.

Sonunda ölüm çarşafı gelip seni bürüdü mü bütün bu ziynetler, yanağından düştü. O göç zamanının “Hadi... kalk, kalk” sesi geldi mi bütün dedikodular yok olur gider.

Sükut alemi gelir çatar. Bari sen, o gelmeden sus. Vay o kişiye ki ölümle ünsiyeti yoktur! Gönlünü bir iki günceğiz cilala da o aynayı kendine defter edin. Sahip kıran Yusuf’un sayesinde Züleyha yeni baştan gençleşti.

Kocakarı soğuğunun o soğukluğu, temmuz güneşiyle değişiverir. Meryem’in sızıldanışıyla kurumuş hurma dalı yeşerir, hurma verir. A kocakarı, kaza ve kaderle niceye bir savaşıp duracaksın, geçmişi bırak da eldekini ara. Mademki yüzünün güzelleşmesine imkan yok; ister allık sür, ister kara mürekkep.

**


Sen şeytan ordusunda yüz tane şeytan ordususun. A pis kocakarı, bırak beni. Yüzün elma gibi kızarsın diye kitap bilgisinden nice aşirler çaldın. Satmak ve onlarla kendine şeref ve mevki satın almak için Tanrı erlerinin nice sözlerini aşırdın. Fakat eğreti renk senin yüzünü kızartmadı. Hurma ağacına bağlanan dal, hurma vazifesini görmedi.


Sizler Hurafelerinizle uydurma hadislerinizle kandillerinizle Sakal-i serifleriniz Hirka-yi seriflerinizle Müsrik atalarinizin adetlerine ISLAM demenizle ve Pis suratiniza Mushaf sayfalarini yapistirarak gizlenmenizle ne kadar da KOCAKARILARA benziyorsunuz..


Bakin Gören gözler,Allah yolundaki gözler O Cenabet suratinizi asirla öncesinden görmüs..
Yoksa Mevlana da mi REFORMIST ?..

)