[akshalil]

muasir medeniyet ile nerenin kastedildigi acik bellidir..teorisi ile de atatürkün pratigi ile de bellidir..
Ülke laikligi,sözümona halk egemenligine dayali parlamenter rejimi, ve tüm kanunlarini herhalde bedevilerden yada uzakdogu-pasifikten almadi..

Beni Allah"in jandarmasi kesilmekle sucluyorsun diger yandan bunu kendin yapiyorsun. Ben Allah"in jandarmasi degilim. Allah"in jandarmasi kesilenler ekmek parasi pesinde kosan masum insanlarin kafasina kursun sikanlardir. Sen gelmissin camiye gitmeyin Allah belasini versin diyorsun. IBADET SIRF CAMIDE MI OLUR? Bu soruyu ilk defa bir yanitla. Inkinci hadiseye gelince, safii kürtleri masum insanlari öldürüyor, disari kaynakli irticai faaliyetlerde bulunan al kaide gibi örgütlerle senerji kurup Türkiye"ye saldiriyor. Insanlar uygulamakta hürdür kimse kimsenin ibadetini soramaz, ancak yapmasini nasihat eder.

ALLAH SAFII KÜRTLERININ BELASINI VERSIN

Bu sözümden dönmüyorum.

Sözler yazili oldugu icin ayri bir yanki uyandiriyor. Piskopotlakmis miskopatlikmis...gec bunlari.

Ben sadece düsüncelerimi dedim. Siddet siddet getirir.

Eger bu adi mahlukatlarin yaptigini kardesime yapmis olsalar idi. Inan bana kimilerinin deha olarak gördügü, nurculugun kurucu akil hastasi o zindigin, kaval kemigini alip bunlari doguran annalarinin bir yerine sokardim taaa ki geberesiye kadar.

Jandarmacilaga Sen soyundun. Bir insanin ibadetini sormak yargilamak baska bir insana düsmez ancak YARATANA düser yaratilana degil.

[akshalil]

olanlarina arkadas..bir kac yazi okudum ve gördüm ki baya bu cesitten var..
arap-cerkez-kürt düsmanligi ve nefretinden baska bir sey görmedim..bu tür insanlar beyne falan ihtiyac duymazlar.

sadece Sfi Kirolarinda tümünün degil.....

1000 sefer söyledimd, Alevilik, Safiilik, Hanefilik bu gibi Ideolojiler din degildir.......

Ve ayni zamanda cahil insan Mülüman olamaz....... senin bu saydigin insanlar zaten asi cahiller, dolayisyla Müslüman degillerki......

Hangi Müslümanlikta insan kafasi kesmek varmis...... sen bunlara Müslüman demeyi gec........

Bu tip insanlar hem Mezhepsiz hemde dinsizdir...... CAHIL INSANA DIN FARZ DEGILDIR, BU YÜZDEN KIROLARA VE BIR COK ARAP DEVLETLERInE DIN FARZ DEGILIDR.....

Onlar Kurani Kerimi anlayacak irfanlikta degillerdir..... Türkiye bu kadar ileri bir devlet oldugu halde bile Kurani yeni yeni anlamaya calisiyor......

Yazdiklarin bence dinle alakasi yok.... Politik ve sosyo-kültürel sorun..... her cevabi dinde aramamak lagzim....... din herseye cevap vermez.............

Bu cercevede bakman lagzim olaylara

Bilindigi gibi, ben Hadislerin tümünü red ediyordum...... ama hata yaptigimi anladim....

Üstad Süleyman Ates Hocanin aciklamalariyla, bazi Hadislerin aciklayici yani Kuranin tefsiri oldugundan, baglayici rol aldigini ögrendim.....

Namaz olayi gibi, ibadettin sekli ve sistemi Hadislerde tutuldugunu anladim.....

O yüzden Hocamizin bugünkü yazisini herkesinde okumasini tavsiye ederim...... sonucta bende insanim ve hata yapabilirim, Coach01 arkadasimiz haklidir bu hususta...... ama isin püf noktasi, Hadislerin dogrulugunu biz vatandaslar degil Uzmanlarin isi oldugunu belirtiyor Hocamiz...... yani her sofraya konulan Hadis yenilmez..... tümünden uzak durup uzmanlardan ortak baglayici aciklamalari almak en dogru yol olsa gerek.....

Übrigens Morgen geht sein (S.Ates) Beitrag weiter.

Selamlar
Enis

----------- Vatan Gazetesinden alinti ---------

Kur"an hükümleri rivayet değildir

Değerli okurum, tarih, hadis gibi geçmişte yaşanan olayların bize aktarım biçimi rivayet yöntemidir. Rivayet bir veya birkaç kişinin, bir haberi kendisinden sonraki bir veya birkaç kişiye anlatımı, onların da kendinden sonrakilere aktarımı ve birkaç nesil sonra bu haberlerin yazıya geçirilmesidir




Soru:

Geçen gün bir yazınızda namazlardaki rekât sayısının hicretten bir müddet sonra Peygamberimiz tarafından ikişer rekât ilavesiyle dörder rekât- öğlen, ikindi, yatsı kıldırdığı rivayet ediliyor diyorsunuz. Daha sonra da bu olayın Peygamberimizin uygulamasıyla sabit olduğunu söylüyorsunuz. Burada bir tenakuz yok mu? Yani bu uygulama rivayet midir, sabit midir, yoksa isteyen istediği gibi anlasın mı demek istiyorsunuz? Yine bir başka yazınızda Peygamberimizin farz namazlara, sünnet namazlar ekleyerek (mesela öğle namazını dört rekât ön sünnet, iki rekât son sünnet, toplam on rekât kıldığı gibi) kıldığını yazmıştınız. Bu konuda buradaki hocamız da kitaplarında ve yazılarında defalarca Peygamberimizin gün içinde sünnet, revatip, tatavvu, tövbe, şükür vs. adı altında çokça nafile namaz kıldığını ancak öğlen namazının veya başka bir namazın sünneti adı altında bir namaz kılmadığını, camide sünnet namaz kılınmasına karşı olduğunu kesinlikle iddia ediyor. Hocam, bu konuyu daha etraflıca ele alırsanız ve kanaatinizi mesnetlendirirseniz memnun olurum. Bir diğer konu da evrenin meydana gelmesi, Sümerlerin bu konudaki bilgileri ve evrim teorisidir. Bu konularda İslâm bilginleri ne diyor, hadisler ne diyor? (Cumhur Ketsel)


Cevap:

Değerli okurum, tarih, hadis gibi geçmişte yaşanan olayların bize aktarım biçimi rivayet yöntemidir. Rivayet bir veya birkaç kişinin, bir haberi kendisinden sonraki bir veya birkaç kişiye anlatımı, onların da kendinden sonrakilere aktarımı ve birkaç nesil sonra bu haberlerin yazıya geçirilmesidir. Kur"ân-ı Kerim, iner inmez yazıldığı için onun bize intikali yalnız rivayet değil, aynı zamanda yazılı belge şeklindedir. Kur"ân"ın anlatım ve hükümleri, emir ve yasaklan rivayet değildir.

Ama dinin ikinci kaynağı olan hadisler, önce birkaç nesil rivayet şeklinde gelmiş, 100-150 yıl sonra bunlar derlenerek yazılı belge haline getirilmiştir. Ancak bu rivayet literatürünün de dereceleri vardır. Kimi var ki kesindir, kimi var ki kesine yakındır. Kimi var ki zan ifade eder. Kesin değildir. Bunu uzmanları bilir. Namaz rekâtlarının sayısı hakkında Kur"ân"da kesin hüküm yok, bunlar hadis rivayetleriyle gelir.

Böyle olmakla beraber bu rivayetler kesinlik derecesindedir. Mesela New York"u görmeyen insana, Amerika"da New York diye bir kentin olduğu söylenir. İşte bu rivayettir. Ama bu rivayet kesindir. Buda"nın, Musa"nın, Hammurabi"nin yaşadığı da rivayettir ama bu rivayet kesindir. İşte sözünü ettiğimiz din hükümleri de böyle haberlerle geldiği için bunlara rivayet diyoruz. Ama siz bu rivayet terimini halk arasında dolaşan anlamda kabul etmeyiniz.

Bu okurumun sorusunu cevaplamaya yarınki yazımda da devam edeceğim



Eski Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Süleyman Ateş
Fax: 0212 356 26 81
E-Mail: suleymanates@gazetevatan.com

------- ALinti Ende ----------

Link

<a href="redirect.jsp?url=http://www.gazetevatan.com/cat/sates.asp?kid=29" target="_blank">http://www.gazetevatan.com/cat/sates.asp?kid=29</a>

her gelen giden Hadise inaniyor, o görüsüm aynidir...... ilk etabta hic bir Hadise inanmam.... ancak Üstadlardan dogrulanip Kuranda o Hadisi dogrulayan Ayetler gösterilince kabul ederim.....

Kisacasi herhangi birisinin verecegi Kuran Ayetleri disindaki Hadisleri yine red etmeye devam edecegim....... taki Diyanet veya Proflarin ortak aciklamalariyal dogrulugu sabit bulunursaya kadar........

Milyonlarca Hadis var bunlarin hepsi dogru dersek acikcasi PAPAZI buluruz.....

Gruß
Enis

bu tip husularin aslinda Politik Forumunda tartisilmasi daha dogru olsa gerek.

Anladigim kadariyla herkes kendini bir gruba baglayip profil elde etme pesinde..... dinle yakindan uzaktan alakasi yok....

görüsürüz
Enis

Bak kardesim, bazi hadisler vardir Kuran-i Kerim ile celiskide bulunmazlar ama genede bunlarin Peygamber tarafindan söylenmedikleri ispatlanmistir. Dogruyu ancak Allah bilir. Sana iki link tavsiyesinde bulunmak istiyorum.

1.)

www.nur-koran.de

2.)

www.hanif.de


Selametler

ohne Text

Hadislerin dogru veya yanlisliklari Allaha kalmis bir sey....

Zannediyorum Süleyman Hocada bazilarinin dogru olma ihtimalinin yüksek oldugunu söylemek istemidti...... yoksa bizde Kuranin Resul Muhammede indigine inaniyoruz Rivayet ediyoruz... yoksa hic kimse 100 de 100 bu böyledir diyebilirmiki ???????

Tarihi ancak kitaplardan yani arsivlerden bilebiliriz ve umarizki bu arsivler gercegi yansitir.......

Merh ist das nicht....