| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#631
|
||||
|
||||
![]() Scheinst die Lage durchschaut zu haben :-)
|
#632
|
||||
|
||||
![]() Leben und leben lassen. Eine schöne Lebensphilosophie, die man allerdings nicht oft zu spüren bekommt, vorallem wenn es um Glaubensfragen geht....
Wieso fällt es Menschen so schwer andere, so wie sie sind, zu akzeptieren? Man kann doch auch über Glaubensfragen reden, ohne den anderen "bekehren" zu müssen. Manchmal ist es sogar von Vorteil sich mit jemandem auszutauschen, der nicht zu 100% die selben Ansichten teilt, wie man selbst. Vielleicht hilft uns gerade dieses "Andersdenken" unsere Sichtweisen in einigen Punkten zu ändern und unseren Horizont zu erweitern.... Ich finde es schade, dass es vielen schwerfällt sachlich zu diskutieren und die meisten bei Meinungsdifferenzen entweder beleidigt sind oder ausfallend werden. |
#633
|
||||
|
||||
![]() Onlarin ne günahi varmis bu konuda?
Oder haben Sie auch deinen Brunne vergiftet? Du hast Sie beim rauben von christl. oder mosl. Babys gesehen, die sie dann ermordet und gegessen haben? Wir in Baden nennen so einen wie dich: S C H W A C H B E N G L E R !!! |
#634
|
||||
|
||||
![]() LOL
(hoffentlich kriegst du nur solche "Schimpfworte" hehehehhehhehhehe) ;-) |
#635
|
||||
|
||||
![]() Also meiner Meinung nach hast du recht. Wenn mann sich in eine Diskussion einlässt sollte man sich als oberste Priorität die Toleranz gegenüber dem Gesprächspartner setzen.
Außerdem steht geschrieben, dass jeder Mensch, egal welcher Rasse, Nationalitat oder Religionszugehörigkeit er angehört, ohne sich beeinflussen zu lassen, selbst zu Gott finden soll. Mfg R |
#636
|
|||
|
|||
![]() son zamanda izah, ispat ve espiri anlayisinla bildigimin aksine gayet olumlu tavir sergiliyorsun. tebrikler...
|
#637
|
||||
|
||||
![]() Şimdi bana cidam yine copy yaptığım için kızabilir(!) ama olsun. bilgilendirme açısından bir hafta önce kaleme alınmış, günümüzdeki olaylara işik tutması bakımından aktarıyorum.
hepinize kolaygelsin, saygılar -------------- Esas suçlu Vehhabiliği musallat edenler! Dini tabirle fitneyi, bugünkü ifadeyle terörü İslamiyet şiddetle yasaklamıştır. Mensuplarını bu felaketten uzak tutmuştur. Peygamber Efendimiz, fitne çıkaranları lanetlemiştir. Bunun için, İslamiyetin gerçek temsilcileri olan Ehli sünnet Müslümanlar bundan hep uzak kalmışlar, teröre hiç bulaşmamışlardır. Tarih boyunca Müslümanların başına ne gelmiş ise, Müslüman kimliği ile ortaya çıkıp İslamiyeti istismar eden kimselerden gelmiştir. Ehli sünnet Müslüman inancı temsil eden Osmanlılar da, İslam düşmanlarının desteklediği bu tür sapıklıklardan, fitneden, terörden çok çekmiştir. En çok da Vehhabi teröründen... 1737 senesinde Abdülvehhâb oğlu Muhammed, İngiliz casusu Hempher ile birlikte "Vehhâbîlik" inançlarını hazırladı. Kısa zaman sonra, İngilizlerin siyasî ve askerî yardımları ile, Arabistan"da cahil çöl bedevileri arasına hızla yayıldı. Bu hareket Necd şeyhi olan Muhammed bin Suud"dan siyasi destek gördü. Abdülvehhaboğlu bunun kızı ile evliydi. İngilizler de, bol para vererek ve siyasî, askerî yardımlar vaat ederek, Abdülvehhâb oğlu Muhammed ile işbirliği yapmasını temin etti. Vehhâbîliği yaymak için, gaddar Muhammed bin Suud"u maşa olarak kullandı. Vehhabiler, belli bir güce ulaşınca, Mekke emîri şerif Gâlib efendiye harp ilan ettiler. Kadın, çocuk demeden binlerce Müslümanı öldürdüler. Akla hayale gelmedik işkenceler yaptılar. Suud oğlu ile Abdülvehhâb oğlu el ele vererek, Vehhâbîliği kabul etmiyenlerin kâfir ve müşrik olduklarına, kanlarını dökmenin ve mallarını almanın helâl olduğuna fetva verdiler. Vehhabilere göre, amel imandan parça kabul edildiği için, namaz kılmayan, oruç tutmayan dinden çıkıyor öldürülmeleri mubah oluyor. Yine, onlara göre şefaat, evliyadan yardım istemek, mezar, türbe yapmak şirk olduğu için bunları yapanları Müslüman kabul etmemektedirler. Vehhabilere göre, "Şefaat Ya Resulallah" diyen dinden çıkıyor. Hicâz"da bulunan Ehli Sünnet âlimleri ve bunların arasında Abdülvehhâb oğlunun kardeşi Süleymân Efendi ve kendisine ders okutmuş olan hocaları, Abdülvehhâb oğlunun kitaplarını inceleyerek, İslâm dînini yıkıcı, bozguncu yazılarına cevaplar hazırladılar, sapık yazılarını çürüten kuvvetli vesikalarla kitaplar yazarak, müslümanları uyandırmaya çalıştılar. İbni Suud ve adamları, bunları işitince, Ehl-i sünnete düşmanlıkları iyice arttı ve Mekke"ye saldırdılar. İlk saldırıda Mekke"ye giremediler fakat çok kan döktüler. Mekke"ye giremeyince bu defa da, Tâif şehrine asker gönderdiler. Önlerine çıkanları, kadın, erkek ve çocuk demeyip öldürdüler. Beşikteki yavruları bile parçaladılar. Sokaklardan dere gibi kan aktı. Evleri basıp herşeyi yağma ettiler. Halkı günlerce aç, susuz bıraktılar. Şehitlerin cesetleri tepe üzerinde onaltı gün kalarak sıcaktan çürümüşlerdi. Her tarafı fena koku sarmıştı. Müslümanlar, çok yalvardılar, ağladılar, sızladılar. Nihâyet izin alıp, iki büyük çukur kazdılar. Babalarının, dedelerinin, akrabâlarının, arkadaşlarının, çocuklarının kokmuş cesetlerini bu çukurlara doldurup toprakla örttüler. Tanınacak tam bir ceset hiç yoktu. Kiminin yarısı, kiminin dörtte biri kalmıştı. Yırtıcı kuşların ve hayvanların uzaklara taşıyıp bırakmış oldukları insan parçalarının kokuları, Vehhâbîleri de rahatsız ettiğinden, bunların toplanmasına da izin verdiler. Müslümanlar, her tarafı dolaşıp, bunları da topladılar. İki büyük çukura gömdüler. Bütün bu olup bitenlere o zamanlar Batının hiç sesi çikmadı. Şimdi silah kendilerine de dönünce yaygara koparıp İslama saldırıyorlar. Buna hiç mi hiç hakları yok. Aslında bizim onları suçlamamız lazım. Çünkü bugüne kadar bu teröristleri besleyen, destekleyen onlardı... (Vehhabilik hakkında geniş bilgi için, "İngiliz Casusunun itirafları" ile "Kıyamet ve Ahiret" kitaplarına müracaat edilebilir. (0212 523 45 56) Mehmet Oruç- Türkiye (13.12.2003) |
#638
|
|||
|
|||
![]() wenn jeder eigenständig zu allah finden müsste, wäre die einrichtung eines propheten wohl überflüssig...
|
#639
|
||||
|
||||
![]() Aşağıdaki kısa bilgiler, elbette insaf sahipleri içindir. Yoksa inkarcı ve inatçıların hastalıkları nasihatla şifa bulmaz. Bunlara dua etmekten başka çare yoktur. Kör görmezse güneşin suçu ne?..
Ayrıca "nakısların (noksanların) kötülemeleri, alimlerin kemallerini (yüksekliklerini)gösterir" buyrulmuş. ------------------- Muhammed bin Muhammed Gazali, İslam âlimlerinin en büyüklerindendir. 1058 senesinde, İranın Tus yani Meşhed şehrinin Gazal kariyyesinde doğup, 1111 de orada vefat etti. Müctehid idi. İctihadı, Şafii mezhebine uygun oldu. O kadar çok kitap yazdı ki, ömrüne bölününce, bir güne onsekiz sayfa düşmektedir. 1091 de Bağdatta Nizamiyye üniversitesine profesör oldu. Hacca gidip gelince, Şamda profesörlük yaptı. Sonra Nişapurda profesörlüğü zorla kabul etti. ESERLERİ BATI DİLLERİNE ÇEVRİLDİ Kitapları çok kıymetlidir. Batı dillerine çevrildi. "Eyyühel-veled" kitabı arabidir. Farisi tercümesi, Bursa"da, Orhan camii kütüphanesinde mevcuttur. Bu kitabı, 1945"de kurulmuş olan milletlerarası ilim yayma (UNESCO) teşkilatı tarafından 1951" de fransızcaya, ingilizceye ve ispanyolcaya tercüme edilerek, hepsi basılmıştır. 1959"da, dört Alman ordinaryüs profesörü, Gazali"nin kitaplarını okuyarak, İslam dinine aşık olduklarını açıkladılar. Onun kitaplarında mevdu hadis var sanan kimse, ya onu tanımayan, din imamı ve müctehid ne demek olduğunu bilmeyen cahillerdendir. Yahut Ehl-i sünnete düşman olan vehhabilerin tuzağına düşmüş bir zavallıdır. Mücessimeden olan İbni Teymiyyenin ruh hakkındaki sözlerini, İslam âlimlerinin sözü diye yazarak koca Gazaliyi küçümsemek gafletine düşmektedir. Arabi beş cilt "İhya-ül-ulum" kitabı 1968 senesinde Beyrutta ve farisi bir cilt "Kimyai saadet") kitabı Muhammed Şah Rıza Pehlevi zamanında 1955 de Tahranda ve 1977 da İstanbul"da basılmıştır. Bu Ehl-i sünnet kitabının ve benzerlerinin Tahranda basılması ve İranda Ehl-i sünnet medrese ve tekkelerinin açılması sebebi ile taşkın şiiler, Humeyni ismindeki bir ahundun teşvikı ile şaha karşı isyan ederek, İranda Şii Cumhuriyeti kurdular. "Dürret-ül-fahire" kitabının arabiden türkçeye tercümesi, "Kıyamet ve Ahiret halleri" ismi ile basılmıştır. İsa aleyhisselamın, Allahü teâlânın kulu ve Peygamberi olduğunu vesikalarla isbat eden "Er-reddül-cemil li-uluhiyyeti İsa bi-sarihil İncil" kitabı, fransızca tercümesi ile birlikte, 1939 senesinde Robert Chidiac tarafından Paris"de bastırılmış, 1986 da İstanbul"da Hakikat Kitabevi tarafından, ikisi de ofset ile bastırılmıştır. |
#640
|
||||
|
||||
![]() ... umyasi gerekmiyormu ?
Siz ne düsünüyorsunuz? Bir alinti: KARAYOLLARI TRAFIK KANUNU (1)(2) Kanun Numarasi : 2918 Kabul Tarihi : 13/10/1983 Yayimlandigi R. Gazete : Tarih : 18/10/1983 Sayi : 18195 Yayimlandigi Düstur : Tertip: 5 Cilt : 22 Sayfa : 687 * * * Bu Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için bakiniz "Yürürlükteki Bazi Kanunlarin Mülga Hükümleri Külliyati" Cilt: 2 Sayfa: 1247 * * * Bu Kanun ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu Karari ile yürürlüge giren yönetmelik için, "yönetmelikler Külliyati"nin kanunlara göre düzenlenen nümerik fihristine bakiniz. * * * BIRINCI KISIM Genel Esaslar BIRINCI BÖLÜM Amaç ve Kapsam Amaç : Madde 1 - Bu Kanunun amaci, karayollarinda, can ve mal güvenligi yönünden trafik düzenini saglamak ve trafik güvenligini ilgilendiren tüm konularda alina- cak önlemleri belirlemektir. Kapsam: Madde 2 - Bu Kanun, trafikle ilgili kurallari, sartlari, hak ve yükümlülük- leri, bunlarin uygulanmasini ve denetlenmesini, ilgili kuruluslari ve bunlarin görev, yetki ve sorumluluk, çalisma usulleri ile diger hükümleri kapsar. Bu Kanun, karayollarinda uygulanir. Ancak aksine bir hüküm yoksa; a) Karayolu disindaki alanlardan kamuya açik olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve esya terminali, servis ve akaryakit istasyonlarinda kara- yolu tasit trafigi için faydalanilan yerler ile, b) Erisme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanilan karayollarinin kamuya açik kesimlerinde ve belirli bir karayolunun baglantisini saglayan de- niz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçlarin, karayolu araçlarina ayrilan kisimlarinda da, Bu Kanun hükümleri uygulanir. IKINCI BÖLÜM Tanimlar Tanimlar : Madde 3 - Bu Kanunda kullanilan terimlerin tanimlari asagida gösterilmistir. Trafik : Yayalarin, hayvanlarin ve araçlarin karayollari üzerindeki hal ve hareketleridir. ------------------------- (1) 3/11/1988 Tarih ve 3493 sayili Kanunun 54 ve 55 inci maddeleri ile bu Kanu- nun 108 inci maddesinin altinci ve 98,99,101,104 üncü maddelerinin son fikrala- rindaki onbin liradan otuzbin liraya kadar olan hafif para cezalari "ikiyüzbin liradan birmilyon liraya kadar hafif para cezasina"; 32/2,61/2,72/2,91/4 üncü fikralarindaki ve 13,23,34,37,44,58,60,62,63,64,66,67,68,69,73,75,76 ,77,78,79, 94 üncü maddelerinin son fikralarindaki para cezalari "Onbin Liraya", 30 uncu maddesinin (a) ve (b) bentlerindeki ve 46,52,53,55,56,74 üncü maddelerinin son fikralarindaki para cezalari "Onbesbin Liraya" ve 57,71 ve 81 inci maddelerin son fikralarindaki para cezalari "Yirmi bin Liraya", 47 ve 54 üncü maddelerin son fikrasindaki para cezalari ise "Otuzbin Liraya" çikartilmis ve metne islen- mistir. (2) Bu Kanunla Sigorta hizmetleri ile ilgili olarak Sanayi ve Ticaret Bakanli- gina ve Sanayi ve Ticaret Bakanina verilmis olan her türlü görev, yetki, sorum- luluk, hak ve muafiyetten ilgili olanlarin dogrudan dogruya Basbakana, Basba- kanin görevlendirecegi Devlet Bakanina, Hazine Müstesarligina ve Hazine Müste- sarina intikal edecegi 9.12.1994 tarih ve 4059 sayili Kanunun 8 inci maddesi ile hükme baglanmistir. Karayolu : Trafik için, kamunun yararlanmasina açik olan arazi serldi, köp- rüler ve alanlardir. Karayolu yapisi : Karayolunun kendisi ile karayolunun üstünde, yaninda, al tinda veya yukarisindaki; ada, ayirici, otokorkuluk, istinat duvari, köprü, tü- nel, menfez ve benzeri yapilardir. Mülk : Devlete, kamuya, gerçek ya da tüzelkisilere ait olan tasinmaz mallar- dir. Karayolu sinir çizgisi : Kamulastirilmis, kamuya terk veya tahsis edilmis karayolunda; mülkle olan sinir çizgisi, Diger karayollarinda; yarmaca, sevden sonra hendek varsa hendek dis kenari, hendek yoksa sev üst kenari, dolguda sev etek çizgisi, Yaya yolu ayrilmis karayolunda ise yaya yolunun mülkle birlestigi çizgidir. Iki yönlü karayolu : Tasit yolunun her iki yöndeki tasit trafigi için kulla- nildigi karayoludur. Tek yönlü karayolu : Tasit yolunun yalniz bir yöndeki tasit trafigi için kullanildigi karayoludur. Bölünmüs karayolu : Bir yöndeki trafige ait tasit yolunun bir ayirici ile belirli sekilde diger tasit yolundan ayrilmasi ile meydana gelen karayoludur. Erisme kontrollü karayolu (otoyol - ekspresyol) : Özellikle transit trafige tahsis edilen, belirli yerler ve sartlar disinda giris ve çikisin yasaklandigi, yaya, hayvan ve motorsuz araçlarin giremedigi, ancak, izin verilen motorlu araç- larin yararlandigi ve trafigin özel kontrola tabi tutuldugu karayoludur. Geçis yolu : Araçlarin bir mülke girip çikmasi için yapilmis olan yolun, ka- rayolu üzerinde bulunan kismidir. Baglanti yolu : Bir kavsak yakininda karayolu tasit yollarinin birbirine baglanmasini saglayan, kavsak alani disinda kalan ve bir yönlü trafige ayrilmis olan karayolu kismidir. Anayol : Anatrafige açik olan ve bunu kesen karayolundaki trafigin, bu yolu geçerken veya bu yola girerken, ilk geçis hakkini vermesi gerektigi isaretlerle belirlenmis karayoludur. Tali yol : Genel olarak üzerindeki trafik yogunlugu bakimindan, baglandigi yoldan daha az önemde olan yoldur. Tasit yolu : (Kaplama): Karayolunun genel olarak tasit trafigince kullanilan kismidir. Yaya yolu (Yaya kaldirimi) : Karayolunun, tasit yolu kenari ile gerçek veya tüzelkisilere ait mülkler arasinda kalan ve yalniz yayalarin kullanimina ayril- mis olan kismidir. Bisiklet yolu : Karayolunun, sadece bisikletlilerin kullanmalarina ayrilan kismidir. Yaya geçidi : Tasit yolunda, yayalarin güvenli geçebilmelerini saglamak üzere, trafik isaretleri ile belirlenmis alandir. Kavsak : Iki veya daha fazla karayolunun kesismesi veya birlesmesi ile olu- san ortak alandir. Banket : Yaya yolu ayrilmamis karayolunda, tasit yolu kenari ile sev basi veya hendek iç üst kenari arasinda kalan ve olagan olarak yayalarin ve hayvanla- rin kullanacagi, zorunlu hallerde de araçlarin faydalanabilecegi kisimdir. Serit : Tasitlarin bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için tasit yo- lunun ayrilmis bir bölümüdür. Alt geçit: Karayolunun diger bir karayolu veya demiryolunu alttan geçmesini saglayan yapidir. Üst geçit: Karayolunun, diger bir karayolu veya demiryolunu üstten geçmesi- ni saglayan yapidir. Demiryolu geçidi (Hemzemin geçit) : Karayolu ile demiryolunun ayni seviyede kesistigi bariyerli veya bariyersiz geçitlerdir, Okul geçidi: Genel olarak okul öncesi, ilkögretim ve orta dereceli okullarin çevresinde özellikle ögrencilerin geçmesi için tasit yolunda ayrilmis ve bir trafik isareti ile belirlenmis alandir. Ada : Yayalarin geçme ve durmalarina, tasitlardan inip binmelerine yarayan, trafik akimini düzenleme ve trafik güvenligini saglama amaci ile yapilmis olan, araçlarin bulunamayacagi,koruyucu tertibatla belirlenmis bölüm ve alanlardir. Ayirici : Tasit yollarini veya yol bölümlerini birbirinden ayiran bir taraf- taki tasitlarin diger tarafa geçmesini engelleyen veya zorlastiran karayolu ya- pisi, trafik tertibati veya gereçtir. Park yeri : Araçlarin park etmesi için kullanilan açik veya kapali alandir. Karayolu üzeri park yeri : Tasit yolundaki veya buna bitisik alanlardaki park yeridir. Karayolu disi park yeri : Karayolu sinir çizgisi disinda olan ve bir geçis yolu veya servis yolu ile tasit yoluna baglanan park yeridir. Otomobil : Yapisi itibariyle, sürücüsünden baska en çok yedi oturma yeri olan ve insan tasimak için imal edilmis bulunan motorlu tasittir. Minibüs : (Degisik: 16/10/1984 - 3058/1 md.) Yapisi itibariyle sürücüsünden baska sekiz ila ondört oturma yeri olan ve insan tasimak için imal edilmis bulu- nan motorlu tasittir. Kamyonet : Izin verilebilen azami yüklü agirligi 3.500 Kg`i geçmeyen ve yük tasimak için imal edilmis motorlu tasittir. Kamyon : Izin verilebilen azami yüklü agirligi 3 500 Kg`dan fazla olan ve yük tasimak için imal edilmis motorlu tasittir. Otobüs : (Degisik : 16/10/1984 - 3058/1 md.) Yapisi itibariyle sürücüsünden baska en az onbes oturma yeri olan ve insan tasimak için imal edilmis bulunan motorlu tasittir. Troleybüsler de bu sinifa dahildir. Çekici : Römork ve yari römorklari çekmek için imal edilmis olan ve yük ta- simayan motorlu tasittir. Arazi tasiti : Karayollarinda yolcu veya yük tasiyabilecek sekilde imal edilmis olmakla beraber bütün tekerlekleri motordan güç alan veya alabilen mo- torlu tasitlardir. Özel amaçli tasit : Özel amaçla insan veya esya tasimak için imal edilmis olan ve itfaiye, Cankurtaran, cenaze, radyo, sinema, televizyon, kütüphane, arastirma ararçlari ile bozuk veya hasara ugramis tasit ve araçlari çekmek veya tasimak, kaldirmak gibi özel islerde kullanilan motorlu araçtir. Kamu hizmeti tasiti : Kamu hizmeti için yük veya yolcu tasimasi yapan bütün tasitlardir. Personel servis araci: (Ek: 17/10/1996-4199/1 md.) Herhangi bir kamu kurum ve kurulusu veya özel veya tüzel kisilerin personelini bir akit karsiligi tasi- yan sahis veya sirketlere ait minibüs ve otobüs türündeki ticari araçlardir. Kamu kurum ve kuruluslari ile özel ve tüzel kisilere ait araçlarin kendi perso- nelini veya yolcusunu tasima isi bu tanimin kapsamina girmez. Umum servis araci: (Ek: 17/10/1996-4199/1 md.) Okul tasitlari ile personel servis araçlarinin birlikte degerlendirilmesidir. Kamp tasiti: (Ek: 17/10/1996-4199/1 md.) Yük tasimasinda kullanilmayan; iç dizayni tatil yapmaya uygun teçhizatlarla donatilmis, hizmet edebilecegi kadar yolcu tasiyabilen motorlu tasittir. Römork : Motorlu araçla çekilen insan veya yük tasimak için imal edilmis mo- torsuz tasittir. Yari römork : Bir kismi motorlu tasit veya araç üzerine oturan, tasidigi yükün ve kendi agirliginin bir kismi motorlu araç tarafindan tasinan römorkdur. Hafif römork : Azami yüklü agirligi 750 Kg`i geçmeyen römork veya yari rö- morkdur. Motosiklet : Iki veya üç tekerlekli sepetli veya sepetsiz motorlu araçlar- dir. Bunlardan karoserisi yük tasiyabilecek sekilde sandikli veya özel biçimde yapilmis olan ve yolcu tasimalarinda kullanilmayan üç tekerlekli motosilkletlere yük motosikleti (triportör) denir. Bisiklet : En çok üç tekerlegi olan ve üzerinde bulunan insanin adale gücü ile pedal veya el ile tekerlegi döndürülmek suretiyle hareket eden ve yolcu ta- simalarinda kullanilmayan motorsuz tasitlardir. Motorlu bisiklet : Silindir hacmi 50 santimetre küpü geçmeyen, içten patla- mali motorla donatilmis ve imal hizi saatte 50 Km`den az olan bisiklettir. Lastik tekerlekli traktör : Belirli sartlarda römork ve yari römork çekebi- len, ancak ticari amaçla tasimada kullanilmayan tarim araçlaridir. Is makineleri : (Degisik: 17/10/1996-4199/1 md.) Yol insaat makineleri ile benzeri tarim, sanayi, bayindirlik, milli savunma ile çesitli kuruluslarin is ve hizmetlerinde kullanilan; is amacina göre üzerine çesitli ekipmanlar monte edilmis; karayolunda insan, hayvan, yük tasimasinda kullanilamayan moturlu araçlardir. Tramvay : Genelilkle yerlesim birimleri içinde insan tasimasinda kullanilan, karayolunda tekerlekleri raylar üzerinde hareket eden ve hareket gücünü disari- dan saglayan tasittir. Okul tasiti : Genel olarak okul öncesi, ilkögretim ve orta dereceli okulla- rin ögrencileri ile sadece gözetici ve hizmetlilerin tasinmalarinda kullanilan tasittir. Tasit katari : Karayolunda bir birim olarak seyretmek üzere birbirine bag- lanmis tasitlardir. ... |