| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#5061
|
||||
|
||||
![]() sen simdi din forumunda yüzlerce makale yazdin..din üzerine laiklik üzerine ve din azmanlarinin yanlislari üzerine..ve ben senin nasil düsündügünü bu yazilardan az cok biliyorum..
ben de ayni sekilde burda onlarca makale yazdim tr.nin problemleri üzerine,demokrasi üzerine ve kürt sorunu usw. üzerine.. simdi ben hepsini bir cirpida nasil verim sana?? |
#5062
|
|||
|
|||
![]() Kurtulus Savasi neden yapilmis ki?
Cumhuriyeti kurmaya ne gerek vardi? Mondros, Sevr bizleri Avrupa ve Avrupa devletleri ile bütünlestiren, bizi onlarla birlestiren anlasmalar ve belgeler degil miydi? Avrupa icimize girmisti. Siyasetiyle, sirketiyle, okullariyla, gazetecileriyle ve tabii askeriyle... Tam olarak bütünlesmistik. Elitimiz, siyasetcimiz, is cevrelerimiz bu bütünlesmeyi büyük ölcüde onaylamislardi. Yabanci ordularin askerleri ile futbol maclari yapiyor, turnuvalar düzenliyorduk. Biz Avrupa taaaaaaa o zaman girmistik. Elitimiz onlarla daha o zaman ic ice, kucak kucaga oturmustu. Türkiye bölünmüs de ne olmus sanki? Ermeni si, Rum u ve digerleriyle gül gibi gecinip gidiyorduk. Bu bütünlesmeyi bozmaya ne gerek vardi. Hazir bütünlestigimiz Avrupalilari ülkemizden cikarmak icin onlarla savasmaya ne gerek vardi? Sikayet edecek ne vardi ki? Avrupalilar biz ne zarar vermislerdi ki? Elitimiz memnundu, gerisi de hic önemli degildi. Köylü, gariban kimin umurundaydi ki? - Sirketleri buradaydi: Ne güzel, ic ticaretimizi, dis ticaretimizi, dokumamizi, tütünümüzü, gazimizi, elektrigimizi, demiryollarimizi, denizyollarimizi onlar idare ediyorlardi. Bütün bunlar Batililasmanin, Avrupalilasmanin unsurlari degil miydi sanki? Bu Avrupali ve Batili sirketleri kovarak suyu, elektrigi, gazi, demiryollarini millilestirmeye ne gerek vardi? Daha sonradan özellestirerek tekrar ayni sirketlere satmaya calisacagimiza en bastan onlara hic dokunmamak daha uygun olmaz miydi? - Sonra ne gerek vardi Mustafa Kemal in misyoner okullarini kapatmasina, onlarin faaliyetlerini yasaklamasina? Simdi tesvik etmiyor muyuz? Devlet liselerini, üniversitelerini bile İngilizce, Fransizca, Almanca dili ve hocalariyla donatmiyor muyuz? - Mondros ve Sevr bu bölgeyi ve insanlarini Avrupa nin ve Amerika nin himayesi altina bir güzel sokmustu. Simdilerde, onlarin ordularini icimize sokmak icin Meclis lerden karar cikarmaya calisiyoruz. Karar cikmiyor, adamlar bize kiziyorlar. O zaman hazir gelmisler, yerlesmisler; karar cikartmaya bile gerek yoktu ki. Gül gibi gecinip gidiyorduk. Esnaf memnun, kiliseler dolu, Avrupa ve Amerika parasi akmayacak miydi? Beyoglu nun eglence yerleri de dahil olmak üzere... Kim demis Kurtulus Savasi diye? Kim cikarmis bu Kurtulus Savasi ni? Adamlari kovmusuz, hem de savasarak. Yalniz askerlerini degil sirketlerini, misyonerlerini, okullarini da göndermisiz. Cumhuriyet diye, bagimsizlik diye, Atatürk ilkeleri diye kopmusuz Bati dan. Utanmadan sirketlerini ve okullarini bile millilestirmisiz. Halbuki biz Tanzimat la birlikte, Avrupa yla bütünlesmek icin Gayri millilesmeyi, bir milli politika olarak benimsememis miydik...?? Avrupayla bütünlesmek istiyorsan ULUSAL degil GAYRI MILLI olacaksin. - Bak, bazi büyük sermaye cevreleri ne güzel söylüyorlar; her sey gayri milli olmali diyorlar. Mallar disaridan gelsin, akil, kültür ne varsa disaridan gelsin. Din, egitim disaridan gelsin demiyorlar mi? - Bazi tarikatlar da bu görüsü savunmuyorlar mi? Ulusal bir sey yoktur, bize Avrupa ve Amerika himayesi gerekir demiyorlar mi? Bizim askerlerle olmaz, bize onlarin askerleri uyar diye düsünmüyorlar mi? 1919-1923 arasinda ve Cumhuriyetin kurulus yillarinda yaptigimiz hatalari simdi düzeltiyoruz. - Balta Limani Antlasmasi na rahmet okutan Gümrük Birligi belgeleri imzaliyoruz. - Avrupa Birligi ne bir güzel, tek yanli baglaniyoruz. - Egitimimizi gayri milli hale getirip misyoner okullarina destek veriyoruz. - Türk Hava Yollarimizi, Tekelimizi, denizyollarimizi, sigaramizi, telefonumuzu yeniden yabanci sirketlere teslim ediyoruz. - Kisacasi yeniden Avrupa nin ve Amerika nin himayesi altina giriyoruz. Aynen isgal yillarinda oldugu gibi, aynen Mondros, Sevr yillarinda oldugu gibi Bati ile bütünlesiyoruz. Evet degerli VAYBEE ciler bütün bu yazilanlara Bu bir CENNET diyenler var; Ve bu YENIDEN CEHENNEMIN icine girmektir diye düsünenler var. YA SIZ HANGI TARAFTASINIZ ARKADASLAR ? |
#5063
|
||||
|
||||
![]() Ich habe nichts dagegen, wenn es unter dem Hauptthread noch sich weiter ausfächert!
Aber keine eigenständigen OFFENSICHTLICH nicht zum Thema gehörenden Beiträge posten. ... und schon vergisst ihr mich als "Mod" und ich bin nur noch ein anderer mit den ihr euch über das Thema streiten könnt! Stattdessen muss ich hier "Polizeistaat" spielen! al" |
#5064
|
||||
|
||||
![]() tarafinda degilim..
bu yaziyi yazanin cok basit bir mantigi ve korkulari var..dünyadan korkan,ice kapanmaci,3.dünyaci,globalizasyondan korkan saddamci ve kaddafici bir zihniyetin izdüsümü ve yansimasi var bu yazida! |
#5065
|
||||
|
||||
![]() initiert ???
Hab ihn letztens bei 3sat in einem Interview gesehen :-) Soweit ich mich richtig erinnere, hat er das ganze als Provokation gesehen, die direkt ins Schwarze traf. Die uralten Ängste der Öschis (als "deutscher" darf ich das sagen hehehhehehhe) gegenüber "Den Türken" sind noch vorhanden. Das hat er damit demonstriert :-))) Jetzt müssen die sich damit auseinandersetzen :-) al" |
#5066
|
||||
|
||||
![]() fasizan bir cizgidir bu!
o zaman polonya hayati boyunca almanlardan ve diger komsulardan cekmedigi kalmaldi.. keza almanlar ve fransizlarin hayati savasmakla gecti!neden peki bu adamlar simdi EU da birlikteler! |
#5067
|
||||
|
||||
![]() cünkü tr.de prim yapan tek sey ice kapanmaci ve disariya güvenmeyen sizofrenik bir atmosfer var!
Bayrak ateşi Türkiye"yi bayrak ateşi sardı. Bayrak bu toplumun hassasiyetlerinde ve kendisiyle ilişkisinde bir "dokunulmaz"dır. Dokunulmazları zihniyet açısından ele alıp, tartışabilir ve anlamlandırabilirsiniz. Ancak siyasi ve toplumsal duyarlılıklar açısından böyle bir tartışma anlamsızdır. Bağımsızlık, aidiyet simgesine, bayrağa yapılan siyasi amaçlı aleni saldırı, ortak ve büyük bir tepki dalgası oluşturur. Bu tepki doğaldır. Böyle saldırıdan hangimiz rahatsız olmayız ki? Bununla birlikte Türkiye"yi saran "bayrak ateşi"ne dikkatli yaklaşmak gerekir. Bayrağı tahkir ya da tahkire verilen tepki etrafındaki siyasallaşmalar tehlikeli zeminler oluştururlar. "Aklın siyaseti" yerine "duyguların siyaseti"ni devreye sokarlar. Duygu siyaseti ise her tür kullanıma açık bir atmosfer oluşturur. Mersin"de Nevruz gösterilerinde Türk bayrağının yakılmak istenmesiyle oluşan tepki seli dün doruk noktaya ulaştı. Bu doruk nokta, kurumları, organları, basını ve insanlarıyla Türkiye"nin "duygu siyasetinin sınırı"na yaklaştığını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle önce askerin, ardından hükümetin çıkışları, siyasi partilerin sokağa döktüğü binlerce insan ve hemen tüm gazetelerin "tepki, öfke, duygu" manşetleriyle süslenmesi "doğal bir tepki"nin yanında, "yeni siyasi bir zeminin muhtemel oluşumu"na da işaret etmektedir. Gelişme yeni değildir. Haftalardır, içerdiği tehlikelerle birlikte işaret ettiğimiz "sert ve etnik bir milliyetçi atmosfer" ülke semalarında seyrediyor. 17 Aralık sonrası durgunluk ortamında "Kıbrıs endişesi"yle baş gösteren, yine durgunluk ortamında "askerin hassasiyetlerine yönelik aşırı bir dikkat" üzerinden gazete manşetleri ve başyazılarıyla okşanan, bu çerçevede "Ermeni soykırımı tartışmaları"yla hız kazanan ve "bayrak ateşi"yle tepe noktaya ulaşan "milliyetçi dalga" bugün "üç politik sonuca" yol açmıştır: 1. Siyasi partilerden sivil aktörlere değişim karşıtları ve statükocular yeniden zemin kazanmış, sesleri gürleşmiş ve yönlendirme kabiliyetleri artmıştır. 2. Çanakkale Savaşı kutlamalarından Karakol Baskını törenlerine, siyasi alana yönelik kontrolsuz askeri sortilere değin askerin siyasi gücü yeniden başgöstermiştir. 3. Tartışmalara, gündeme ve kamuoyuna AB karşıtı bir içe kapanma söylemi hakim olmuştur. Dün gazete manşetlerinin biraz da popülist bir içgüdüyle körüklediği ateş böyle bir "arka plan"a sahiptir. AK Parti"nin farketmez göründüğü, taşımayacağı, seyrettiği oranda parçası olmak zorunda kalacağı bu milliyetçi dalga, provokasyonları doğal toplumsal tepkilerle iç içe sokacak özellikleriyle birçok açıdan tehlikelidir. Gündemin tespiti, kamuoyunun yönlendirilmesini başka güçlere bırakabilecek riskler içermektedir. Nitekim, Ermeni meselesi üzerinden Batı karşıtı içe kapanmacı tutumuyla bu dalganın oluşmasına zemin hazırlayan Hürriyet Gazetesi yönetimi bile bu risklerin farkına varmış görünmektedir. Gazete yayın yönetmeninin dün Org. Yaşar Büyükanıt"ı eleştiren, bugün milliyetçi tepkinin AB hattı açısından tehlikesine işaret eden, bayrak ateşine soğukkanlı yaklaşan yazıları ortadadır. Umarız ateşle oynadıklarını ve ateşi tutuşturmanın anlamını hissetmiş, Talat Paşa"nın evine çelenk koyma gibi önerilerin, Orhan Pamuk üzerinden siyaset yapma gibi girişimlerin dipsiz bir kuyu olduğunu farketmişlerdir. Ateşi yakmak kolay, söndürmek ise müşkül iştir. Umarız diğer gazeteler de ne yaptıklarının bilincine varırlar. Tabii en önemlisi hükümetin olup biteni görmesi meselesidir. Siyasi ağırlık koymaktan uzak durma, kamuoyunu yönlendirmekten kaçınma, oluşan gündemi bugün olduğu gibi geriden izleme sonucu verir. Bu milliyetçilik dalgası AK Parti"ye ve siyasi istikrara yönelik en büyük tehlikedir. Siyasi sorumlular ekim ayına, Kıbrıs sorununa bu atmosferle yelken açan bir Türkiye"de iktidar olmak nasıl olur, onu düşünürlerse, ne demek istediğimizi anlarlar |
#5068
|
||||
|
||||
![]() galiba!
Sen saydiklarinin hepsi "dogru" da ... ... ama baska bir "Dünyanin" durumu! O zaman "Avrupa" yoktu! Emperyalist ("Egoist") Devletler vardi! Almanya, Ingiltere ... Onlarin o zamanki politigi ve anlayisigi cok cok degisikti! Bugünkü Avrupa 2. Dünya Savasinin küllenirden dogan bir kurulus. Eskinin HATALARINI tekrarlamamak düsüncüseinde kurulan bir Avrupa! Öbür tarafta TESLIMCI ve herseyi kabul eden "BOGAZDAKI HASTA ADAM" Osmanli sözde kalmis "Imparatorlugu" ! Simdi Türkiye Cumhuriyeti Avrupa BIRLIGININ (öbürleri gibi) BIR parcasi olmak istiyor! Herkesin belli konularda BIRLIGE verdigi egemenligi Türkiye Cumhuriyeti de verecek! Mesela dis politikamiz! Dis ve savunma politikamizi Avrupa birligine hep beraber (Almanya, Fransa, Yunanistan, etc... onlarda aktaracak!) aktarsak ne kaybedecegiz ??? Simdiye kadar yanliz hareket ediyorduk veya arkamiza dünyanin en egoist Devletini alarak bir isler yapmak istiyorduk. Avrupa Birligi üyesi Türkiye ... Almanya ve Fransa ilen büyük sorumluluk tasiyan bir konuma gelecek. Avrupanin KURALLARI böyle! Onun icin ÜYELIK sart, bilmem ne "Partnerschaft" degil! al" |
#5069
|
||||
|
||||
![]() Kama bir cocuk icin 5-6 yasina kadar ana kucagi disinda her yer yabancidir,ve disarisi onun icin ürkütücü ve korkutucu dur..ama cocuk büyür sokaklari tanir,mahallesini sonra sehrini terkeder,ve hatta ülkesini terkeder..hatta dünyayi bile terketmek üzereyiz yeni bir gezegen falan bulsak!
türkiye cocuk degil yaw ergin bir birey..birakin artik anasinin kucaginda korku masallari anlatmayin türkiyeye..ninni dinletmeyin yazik oluyor memlekete! |
#5070
|
||||
|
||||
![]() ...ben yazdiklarini onayliyorum, herkez hakli..ama gercekleri yasamak ve görmek lazim..herkez kendi cikarlarina icin calisiyor..her taraf faydalanirsa ne güzel bir isbirligi...her dalda öyle olmasi lazim...ama amerikanlar istihbaratlari "dostlarini" niye gizlice, acikca gözlüyor???
Almanya`yi, Fransa`yi, Türkiye`yi??? Ekonomik savasi var...her ülke kendi cikarlarina göre haraket ediyor..ve cök zaman tek bir sirket ihaleyi/siparisi ele gecirebiliyor...wir werden oft nur die Krümmel abbekommen, wenn wir uns einlullen lassen und mehr träumen als Visionen auszuleben,... Visionen von einer wirtschaftlich, wissenschaftlich, kulturellen, religiösen,.... autarken Türkei in Zusammenarbeit mit der ganzen Welt. az görüyorum...su anda |