| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#3881
|
||||
|
||||
![]() Gökçek bidonları.
Dalan efsanesi, soğuk bir İstanbul kışında kenti teslim alan karla birlikte erimişti. Sözen"i İSKİ skandalı götürdü. Ankara"daki susuzluk sefaleti de Melih Gökçek döneminin sonunu getirecek. Gökçek"in "Avrupa başkenti" olma iddiası, 13 yıllık ihmalin sonucu kentin su rezervlerinin kuruması, su borularının patlaması ve "bidon devri"ne geçilmesiyle çöktü. Beş günlük kesintinin ardından dün sabaha karşı su alabilen Ankaralıların yazı nasıl geçirecekleri meçhul. Barajlardaki yüzde 4 doluluk ve mevcut altyapıyla sorunun kısa sürede çözümü olanaksız. Kızılırmak suyunun kullanımı da, yol açacağı sağlık sorunları nedeniyle hemen devreye girecek gibi gözükmüyor. Susuzluk, konutlar dışında hastaneleri ve kamuya açık hizmet alanlarını da olumsuz şekilde etkiliyor. Bulaşıcı hastalık riski artıyor. Hürriyet"in Eskişehir ve Ankara belediyelerinin baraj yatırımlarını karşılaştırarak yaptığı "ağustosböceği" ile "karınca" benzetmesi yerindeydi. Gökçek döneminde başkentte geniş yollar, altgeçitler açıldı; parklar, bahçeler, şelaleler yapıldı, ancak kent o ölçüde de betonlaştı. Abartılı bir gösteriş ve propaganda sonucu Gökçek, "rakipsiz" hale geldi ve peş peşe seçim kazandı. Ancak kentin vitrinindeki bu makyajın altyapıdan esirgenen kaynaklarla yapıldığı, susuzluk rezaletiyle daha iyi anlaşılıyor. Melih Gökçek, TGRT"de 5500 kilometre boru döşendiğini açıkladı ama sonuç ortada. Ankara"nın çevresindeki barajlardan Ankara"ya su gelmiyor! Eski DSİ Genel Müdürü, AKP Milletvekili Veysel Eroğlu, "İstenseydi DSİ, Ankara"ya su getirirdi" diyor. Gerede Havzası"ndan su taşınması için 2002"de Japon kredisiyle oluşturulan bir projenin ortada kaldığını savunan Eroğlu, ASKİ"nin hazırlanan protokolü kabul etmediğini açıkladı. Gökçek yönetimi, uyarılara karşın susuzluk tehlikesi karşısında kentin su rezervlerini artıracak seçeneklere itibar etmemiş. Planlı bir yönetim yerine ASKİ"nin kaynaklarını kendi imparatorluğunu güçlendirmek için kullanarak, su meselesini Allah"a havale etmiş. Sonbahardan önce yağmur olasılığı hayli düşük olduğu ve barajlardaki sular tükendiği için Ankaralı şimdi bidonlara mahkûm durumda. İnsanlar haklı olarak Gökçek"in istifasını istiyorlar. Gökçek çekilmeyecektir, ancak Dalan"ın, Sözen"in başına gelenler Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı için de geçerli. 2009"daki yerel seçimde muhtemelen kaybedecektir! Kimi okurlarımız, 22 Temmuz"da dağıtılan kömürleri örnek vererek "kaybetmez" diyorlar. Bidonla su dağıtırsa bilemem! Derya Sazak. Milliyet. |
#3882
|
|||
|
|||
![]() die Türken in Deutschland weitgehend die sozialdemokratische Politik unterstützen, aber in ihrer Heimat mit einer religiös-konservativen Partei wie die AKP oder mit ultrarechten Partei MHP sympathisieren. Dieses Bild zeigt, dass die Türken hier (in Deutschland) nur aus Not die Sozialdemokratie unterstützen.
Selbst nach dem Eklat mit den islamischen Holdings hat sich im Großem und Ganzem die Einstellung zur AKP nicht geändert. |
#3883
|
||||
|
||||
![]() Mücahitlerinin yeri mi oldu???
Bende bıraktığı izlem Talibancı Militanlarının yada Sempatizanlarının buluştuğu yer gibi. En sıradan demokratik insan haklarının savunulmasına karşı çok hem büyük bir tehtitdir, hem aşağılama, hem küfür yapılması Vaybeenin kurulduğu ve parasını kazandığı ülkede yasaktır cezayi yaptırımlara girer, hem de anayasanın özgürlük ilkelerine terstir. Vaybee İslami radikal militanların buluşma sitesimidir??? |
#3884
|
|||
|
|||
![]() die "M"DU gegründet?
![]() |
#3885
|
|||
|
|||
![]() siz önce halkin tevveccühüne saygi göstermesini ögrenin sonrada demokratik hak diyin
demokrasi sirf sizin gibi faist gerici bagnaz kafalila ricin gecerli degil demokratim diyip askeri darbeye cagirmak neyin demokratligi dümbük sahi..egemenlik kayitsiz sartsiz kimindi? |
#3886
|
|||
|
|||
![]() ohne Text
|
#3887
|
|||
|
|||
![]() İç ve dış açığa emanet para desteği
ASLINDA, emanet para dediğimizin bilinen adı "sıcak para". Ancak bu deyimi kullanınca, bazıları sıcak ekmek gibi güzel bir şey zannediyor. O nedenle "emanet para" deyimini özellikle kullanıyoruz. Cumartesi günü, diğer ülkelerle de kıyaslayarak açıkladığımız gibi Türkiye, dünya piyasalarına göre, en yüksek reel faizi veren ülke. Yabancılar, döviz cinsinden yüzde 20 civarında faiz geliri elde ediyorlar. Bu nedenle, sıcak para için Türkiye en cazip ülke. Türkiye"de hem iç açığını hem de dış açığını, sattığı tesis ve gayrimenkuller, satılan bankalar ve özellikle emanet para dediğimiz sıcak paranın sayesinde kapatıyor. İÇ VE DIŞ AÇIK Basit bir anlatımla iç açık; bütçenin açık vermesi oluyor. Bütçenin gelirlerinin (vergi gelirleri ve vergi dışı gelirlerin), giderlerini (borçlanma faizi, personel, cari giderler vs.) karşılayamadığı durumlarda, "bütçe açığı" yani "iç açık" ortaya çıkıyor. Bilindiği gibi bütçemiz, yıllardır sürekli olarak açık veriyor. Dış açık ise, ülkenin döviz gelirleri ile döviz giderleri arasındaki fark oluyor. Örneğin; - Türkiye"nin döviz gelirleri (ihracat, turizm, taşımacılık, işçi dövizleri, yurt dışı müteahhitlik vs.) 2005"te 108, 2006"da ise 122 milyar dolar oldu. - Döviz giderleri de (ithalat, turizm, faiz, taşımacılık vs.) 2005"te 131, 2006"da ise 153 milyar dolar oldu. Buna göre, döviz açığı (cari açık); - 2005 yılında 23, 2006 yılında da 31 milyar dolar oldu. Bilmeyenler için açıklayalım, 2001 yılında, Türkiye"nin cari açığı yoktu. 3.4 milyar dolar fazlası vardı. 2002 sonunda ise cari açık sadece 1,5 milyar dolar idi. Sırasıyla 2003"te -8, 2004"te -16, 2005"te -23, 2006"da ise -31 milyar dolar oldu. Başka bir anlatımla, 2002"ye göre sadece 2006 yılında, Türkiye"nin döviz açığı (cari açığı) 20 kat arttı. İlk 6 aylık göstergelere göre, 2007 yılında da döviz açığımızın, 2006"dan geri kalmayacağı ve yaklaşık 34 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. EMANET PARA DESTEĞİ Neriman Teyze"nin anlayabileceği şekliyle açıklamak gerekirse, örneğin 2006 yılında harcadığımız döviz kazandığımız dövizden 31 milyar dolar daha fazla!.. - Peki... Bu 31 milyar dolar açığı nasıl kapattık? - Yabancılar 2006 yılında, sıcak para yani emanet para olarak 41 milyar dolar getirdiler. 31"i ile açığı kapattık, 10 milyar dolarını da döviz rezervlerimize ekledik. Ayrıca Türkiye"nin yüz milyonlarca dolar kazanç sağlayan kurumları ve bazı bankalarını satın alan yabancıların, bu alımlarla ilgili ödemelerinden dolayı 26 milyar dolar civarında, döviz girişi oldu. - Bir dakika... Yabancılar o kadar ülke varken, bu kadar parayı niye Türkiye"ye getirdiler? - Tabii ki kara kaşımıza ve kara gözümüze hayran oldukları için değil. Aldıkları kurumlar, Türkiye"nin gözbebeği ve kárlı olan kurumlardı. Sıcak paraya gelince, yabancılar sözgelimi 10 milyar dolar bozdurup, yüzde 20 faiz veren Hazine bonosu Devlet tahvili alıyorlar. Vade bitince, parayı tahsil ettiklerinde, bu parayla dolar kuru sabit olduğu yani artmadığı için 12 milyar dolar alıyorlar. Dolar kuru düşmüşse (ki bir süredir 1.300"ün de altına düştü) 12,5 milyar dolar alıyorlar. Sonuçta, yüzde 20-25 civarı dolar cinsinden kazanç sağlıyorlar. Bu faizin benzeri, dünyada yok. Yüksek reel faizle borçlanılıp, hem iç açık (bütçe açığı) finanse ediliyor hem de dış açık (döviz açığı) kapatılıyor. - Peki, bu ne zamana kadar gidecek? - Kur düşük, faiz yüksek olduğu sürece, emanet para (sıcak para) gelmeye devam edecek. Kriz olmadığı sürece YTL değerli kalacak. Yüksek faiz verilip, döviz düşük tutuldukça ithalat patlayacak. Ege Cansen"in sürekli yazdığı gibi, düşük kur, ithalatı ucuzlatıp, ihracatı kársızlaştırdığı için dış açık, yüksek faiz de bütçedeki faiz ödemelerini büyüttüğü için iç açık yaratmaya devam edecek. Bir gün döviz tırmanıp, reel faiz düştüğünde, yabancılar Türkiye"ye emanet para getirmeyecekleri gibi, mevcut paralarını da (bono ve tahvilleri satıp ya da banka mevduatını, fonları bozdurup) dövize çevirerek, Türkiye"den gitmeye başlayacaklar. İşte o anda, Türkiye"de dengeler alt-üst olacak. Nitekim Hürriyet"te de okuduğunuz gibi, önceki gün Maliye Bakanı, dün de Kemal Derviş, sıcak paradan duydukları rahatsızlığı dile getiriyorlardı. İşin doğrusu, herkes bu tehlikeyi biliyor ancak alınan ciddi bir önlem de yok!.. |
#3888
|
|||
|
|||
![]() İç borçlar dolar cinsinden yüzde 113 arttı
SON 4.5 yılda Türkiye"nin toplam borcu 187 milyar dolar artarak, 221 milyar dolardan, 408 milyar dolara ulaştı. Başka bir anlatımla, 4.5 yıllık dönemde Türkiye"nin iç ve dış borçları, yüzde 85 oranında arttı. İÇ BORÇ YÜZDE 113 ARTTI İç borçlardaki artışa dolar cinsinden bakıldığında, 2002 sonunda 91.7 milyar dolar olan Türkiye"nin iç borç stoku, 2007 Mayıs ayında yüzde 113 artışla 195.4 milyar dolara ulaştı. YTL cinsinden bakıldığında, son 4.5 yılda Türkiye"nin toplam iç borçları, yaklaşık 110 milyar YTL artarak, 150 milyar YTL"den 259 milyar YTL"ye çıktı. İç borçlar bir yandan da artmaya devam ediyor. DIŞ BORÇLAR YÜZDE 65 ARTTI Son 4,5 yılda, Türkiye"nin toplam dış borçları, 83 milyar dolar arttı. 2002 yılı sonunda 130 milyar dolar olan dış borç, yüzde 64 artışla, Mart 2007 itibariyle 213 milyar dolara kadar çıktı. ÖZEL SEKTÖR BORÇLARI Tablo-II"de de görüldüğü gibi, 2002 sonu itibariyle 44 milyar dolar iken, yüzde 187 artışla, 2007 yılı Mart ayında, 126,4 milyar dolara ulaştı. Bu borçların 40 milyar doları, bir yıl ve daha kısa vadeli dış borç. Yukarıda belirtilen 408.4 milyar dolarlık toplam borç stokuna, özel sektör borçları da dahil. Özel sektörün dış borç stoku, toplam dış borcun yüzde 59"unu oluşturuyor. Özel sektörün borçları, kur artışı yönünden, ciddi bir riskle karşı karşıya. Kurdaki zıplama, özel sektörü bir anda ciddi bir krizle karşı karşıya bırakabilir. |
#3889
|
|||
|
|||
![]() Muslimische Demokratische Union...z.B. oder MPD Muslimische Partei Deutschland... :x)
Das wäre doch mal was oder?. Aber Spass beiseite: Wenn wir schon hier leben,arbeiten, und alt werden und unsere Steuern hier entrichten, wo bleibt bitte schön die Partei mit Muslimischem Hintergrund?. Nur mit halbherzigem bla bla über die (In-)Toleranz, (De-)Integration, und Multi-Kulti, kommen wir doch nicht wirklich weiter. |
#3890
|
||||
|
||||
![]() nur arbeiten und wieder gehen sollten , wenn die wirtschaft deutschlands sich stabilisiert hat. so hat man früher gedacht bis in die späten achziger.
dann fing es an, dass der grösste teil in ide türkei zurückkehrte, weil 30 jahre arbeit hat der grosse teil der türken nicht länger ausgehalten, in einem land zu leben, wo sie sich nie zugehörig gefühlt haben ( türkiye varken, also in deutschland nie angekommen ) viele haben ja bereits im jungen alter schon angefangen auf dem feld zu schuften, also 40 jahre arbeit gewollt, aber irgendwie ungewollt sind sie in ein anderes land gezogen ( nach deutschland die mesten ): was passiert, wenn man in einem fremden land nicht klarkommt? existenzangst, depression, krankheit, unzufriedenheit, ANGST kennt emand den film: angst fressen seele auf? naaaa, kommts langsam? verstehen die, die sich noch nie gedanken gemacht haben darüber auch was? nicht immer nur einkaufen gehen, mal mama und papa zuhören hmmmm? langsam kapieren? unsere eltern waren keine nihilisten wie wir naja, wie willst du in einem fremden land dich einer unternehmerpartei zugehörig fühlen, wenn du nix zu melden hast, direkt vom feld in die fabrik, wer leiht dir von den mächtigen sein ohr? träumst du? natürlich sind die türken in deutschland zum grössten teil sozialdemokratisch eingestellt ( arbeiterpartei, logisch ) in der türkei würde ich auch mitreden ( in der position der in der türkei sich definitiv zugehörig fühlenden), weil ich die sprache beherrsche, würde auch meine vorstellungen dort durchsetzen können, wenn ich potent genug bin also: konservative türken in deutschland gab es immer schon, aus denen gehen auch die vernünftigsten kinder hervor ( die neurotiker und psychotiker ausgeschlossen) was wollte ich eigentlich sagen? |