Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #29071  
Alt 17.08.2006, 18:23
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Cok seyimeydi avrupali Gülerse :o)

Onlar Aynaya Bakipta Kendi döt suratlarina gülsünler ..
Muhahahahahahahahahahahahahahahaha

Benim ölcüm avrupaliya sirin görünmek degil..
Terligimi yesin Avrupali.
  #29072  
Alt 17.08.2006, 19:46
runkli
 
Beiträge: n/a
Standard Aufruf an alle!!!

eine gewisse person versucht hier mit minderqualitativen beiträgen, unseriösen antworten ohne conter zu provozieren...

mein vorschlag wäre, einfach diese person zu ignorieren, denn antworten bringt hier eh nichts, wenn man schon von vornerein, mit vorurteilen "ungebildeter" art beladen ist...

ich rufe alle zur ignoranz auf...
  #29073  
Alt 17.08.2006, 21:37
Benutzerbild von xbaburx
xbaburx xbaburx ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard kıblenin değişmesi bahsi(copy-paste)

zahmet olmazsa okuyuver.malum biraz uzunca olacak.daha once de demiştim ceviz yemek istiyorsan kabugunu kırman gerek.burada suna da dikkat et.bak ayetler hangi nuzul sebeplerine gore iniyormusssssss!!

KIBLE"NİN MESCİD-İ HARAM"A ÇEVRİLMESİ

--------------------------------------------------------------------------------
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz ile Müslümanlar, Medine"de namazlarını Allah"ın emriyle Peygamberler makamı olan Kudüs"e, yâni Beytü"l-Makdise doğru kılarlardı. Fakat, Peygamber Efendimiz öteden beri tevhid akîdesinin müstesna bir âbidesi olan yeryüzünün ilk mâbedi ve ceddi Hz. İbrâhim"in kıblesi olan Kâbe"ye doğru yönelerek namaz kılmayı kalben arzu ve temenni ediyordu. Müslümanlar da, hassaten Muhacirler kalblerinde aynı arzuyu taşıyorlardı. Çünkü, beş vakit namazlarında Kâbe"ye yönelmek vatanları Mekke"yi de yâdetmeye bir vesile olacaktı.
Yahudilerin de, "Muhammed ve Ashabı, biz gösterinceye kadar kıblelerinin neresi olduğunu bile bilmiyorlardı" diyerek sinsice dedikoduda bulunmaları onları rahatsız ettiğinden bu arzuları daha da kuvvetleniyordu. Bu sebeple, Resûl-i Ekrem Efendimiz, tahvil-i kıble için vahyin gelmesini bekliyor, Cebrâil"i (a.s.) gözetliyor ve Kâbe"yi temenni ederek duâ ediyordu.
Nitekim, bir gün Cebrâil"e (a.s.) bu arzusunu izhar ederek, "Rabbimin, yüzümü Yahudîlerin kıblesinden Kâbe"ye çevirmesini arzu ediyorum" diyerek izhar etti.
Cebrâil (a.s.), "Ben, bir kulum! Sen, Rabbine niyâzda bulun. Bunu Ondan iste!"456 dedi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz de, Beytü"l-Makdis"e müteveccihen namaza duracakları zaman başını semâya doğru kaldırmaya başladı.
Nihayet Medine"ye hicretin 17. ayında kıblenin Mescid-i Haram"a doğru çevrildiğini bildiren âyet-i kerime nâzil oldu.
"Yüzünün sık sık semâya çevrildiğini, muhakkak ki Biz görüyoruz. Seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa çevirin..."457
Bu vahiy geldiği sırada Resûlullah Efendimiz, Müslümanlara mescidde öğle namazı kıldırıyordu. Namazın ilk iki rekâtı kılınmış, sıra son iki rekâta gelmişti. Peygamber Efendimiz, ağır ağır yönünü değiştirdi ve mübârek yüzünü Kâbe"ye doğru çevirdi. Müslümanlar da Efendimizle birlikte o tarafa döndüler.458

İki Kıbleli Mescid
Diğer bir rivâyete göre, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Receb ayının bir Pazartesi günü Benî Seleme semtinde oturan Bişr bin Berâ"nın annesi Ümmü Bişr"i ziyârete gitmişlerdi. Kendisine yemek yapıldı. Yediler. Bu sırada öğle namazı vakti girdi. Peygamberimiz, oradaki mescidde Müslümanlarla birlikte iki rekât kıldıktan sonra namaz içinde Kâbe tarafına dönmesi emrolundu. Derhal cemâatla birlikte yüzlerini Mescid-i Haram tarafına çevirdiler. Bu sebeple Benî Seleme Mescidine "Mescid-i Kıbleteyn (İki Kıbleli Mescid)" adı verildi.459
Peygamberimizin emri üzerine, bütün Müslümanlara kıblenin Mescid-i Aksa"dan Mescid-i Haram tarafına çevrildiği duyuruldu.
Kıblenin Kâbe olarak tesbit edilmesi bir kısım Müslümanların telâşına sebep oldu. Çünkü, kıble değiştirilmeden önce Beytü"l-Makdise doğru namaz kılarak vefât etmiş veya şehid edilmiş Müslümanlar vardı. Bunun için huzur-u risâlete gelerek, "Yâ Resûlallah! Daha önce ölen Müslüman kardeşlerimizin durumu ne olacak? Onlar Beytü"l-Makdise doğru namazlarını edâ etmişlerdi" diyerek endişelerini izhar ettiler.
Cenâb-ı Hak Müslümanların bu endişelerini de inzâl buyurduğu âyet-i kerime ile giderdi:
"... Senin yöneldiğin Kâbe"yi, Peygambere uyanlarla gerisin geri dönenleri ayırd etmek için kıble yaptık. Kıblenin bu şekilde değişmesi ise, Allah"ın hidâyet nasip ettiği kimselerden başkasına pek ağır gelir. Yoksa Allah, kıbleyi değiştirmekle îmânınızı zaafa uğratacak ve evvelki kıbleye yönelerek kıldığınız namazları zâyi edecek değildir. Şüphesiz ki Allah insanlara pek şefkatli, pek merhametlidir."460
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Medine"ye teşrif edip Beytü"l-Makdis"e doğru namaz kılmaya başlayınca Arap müşriklerinin gücüne gitmişti. Bilâhere kıble Kâbe"ye tahvil buyurulunca bu sefer Yahudîlerin gücüne gitti ve tekrar dedikodu yapmaya, fitne fesad çıkarmaya koyuldular.
Hatta âlimlerinden birkaçı Resûlullaha gelerek, "Yâ Muhammed! Üzerinde bulunduğun kıblenden seni döndüren nedir? İbrahim"in milleti ve dininde bulunduğunu söyleyen sen değil misin?" dediler.
Sonra da şu sinsî teklifte bulundular:
"Eğer şimdiye kadar üzerinde bulunduğun kıblene tekrar dönersen sana tabi olur, seni tasdik ederiz!"Şu âyetler bu hâdiseyi anlatmaktadır:"İnsanlardan birtakım beyinsizler, "Müslümanları şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. Sen onlara de ki: "Doğu da, batı da Allah"ındır. O dilediğini dosdoğru bir yola iletir.
"Biz sizi böylece aşırılıktan uzak, adâlet, ve doğruluk üzerinde olan bir ümmet yaptık - tâ ki kıyâmet gününde siz peygamberlerin İlâhî hükümleri tebliğ etmiş olduklarına dâir insanlar üzerine bir şâhit olun, Peygamber de sizin doğru yolda olduğunuza şâhid olsun...
"Kendilerine kitap verilmiş olanlara her türlü delili getirsen, yine de senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Eğer sana gelmiş olan ilimden sonra sen onların heveslerine uyacak olursan, o zaman elbette zâlimlerden olursun."461

Kubâ Mescidi Kıblesi
Kıble, Mescid-i Haram tarafına çevrildikten sonra, Resûl-i Ekrem Efendimiz Kubâ"ya gitti ve İslâm tarihinde inşa edilen ilk mescid olan Kubâ Mescidinin Beytü"l-Makdis tarafına olan kıblesini de Kâbe"ye doğru çevirtti


::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
1. Kıblenin değişmesi gibi mühim bir hadisenin bu gece vuku bulmasıdır.

Müslümanlığın ilk yıllarında Kâbe, puthane halinde olduğu için, ilk namazlar Mescid-i Aksa’ya doğru kılınıyordu. Bu itibarla hicretten sonra Mescid-i Şerif’in Kudüs’e doğru yapılmıştır.

Halbuki Sevgili Peygamberimiz, Hz. İbrahim (a.s.)’ın kıblesini istikbal etmek istiyor ve Kudüs’e (Mescid-i Aksa) doğru namaz kılınması, Kâbe’nin arkada kalması kendisine ağır geliyordu. Yalnız Peygamberimiz Mekke’de namaz kılarken Kâbe’yi Mescid-i Aksa ile kendi arasına alırdı(maka mı ibrahimde namaz kılardı.makamı ibrahim kabeyi ve mescidi aksayı aynı yonde gorebiliyordu.kabe onde mescid i aksa onun arkasında). Bu suretle hem Kâbe’ye, hem de Kudüs’e yönlenmiş oldu.

Yahudilerin “Muhammed bizim kıblemize dönüyor da dinimizi beğenmiyor” demeleri daha ziyade üzüntüsüne mucip olduğundan kıblenin tahvilini dilemekten hali kalmıyordu. Bu hal Medine’ye muvasalatından sonra on altı ay kadar devam etmiştir.

Sevgili Peygamberimiz hicretin ikinci senesi Şaban’ın on beşinci Salı günü Bişr bin Benam’ın validesini ziyaret için Beni Seleme yurduna gittiğinde mescitte öğle namazının ikinci rekâtını eda ederken, Kâbe’nin kıble olduğunu beyan eden, “Namazda Mescid-i Haram yani Kâbe tarafına yüzünü çevir ve nerede olursanız Mescid-i Haram tarafına dönünüz.”[4] ayeti nazil olmuştur. Bu vahiy üzerine Peygamberimiz namaz içinde iken Kâbe-i Muazzama tarafına döndü. Cemaat de safları ile birlikte Kâbe’ye doğru yöneldiler ve böylece namazı eda ettiler. İşte bunun için o mescide “Mescid-i Kıbleteyn” iki kıble mescidi adı verildi.

İşte birlik ve beraberliğin işareti, izzetin şiarı olan istikbali kıble bu tarihi hadise ile sabit olmuştur.


YETERLİ Mİ???????????????????????????????????????????????? ?????
  #29074  
Alt 17.08.2006, 21:42
Benutzerbild von blogcu
blogcu blogcu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Nasil yasarsaniz öyle ölürsünüz - video

sizinle bir video paylasmak istiyorum. ama burda link vermek yasak mi degil mi bilmedimden sansimi deniyorum..

<a href="redirect.jsp?url=http://www.blogcu.de/2006/08/17/ruhunu-camide-teslim-etti-video-haber/

olmazsa" target="_blank">http://www.blogcu.de/2006/08/17/ruhunu-camide-teslim-etti-video-haber/

olmazsa</a> benim gästebuchuma girip, siteme girebilirsiniz.. www. blogcu. de

izleyin, fazla yoruma gerek yok
  #29075  
Alt 17.08.2006, 21:44
Benutzerbild von blogcu
blogcu blogcu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard jetzt aber :)

<a href="redirect.jsp?url=http://www.blogcu.de/2006/08/17/ruhunu-camide-teslim-etti-video-haber/" target="_blank">http://www.blogcu.de/2006/08/17/ruhunu-camide-teslim-etti-video-haber/</a>
  #29076  
Alt 18.08.2006, 01:40
Benutzerbild von isinsu
isinsu isinsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Nahezu jeder Mensch

hat Ängste vor dem "ENDE", vor dem "Ungewissen" ...Die Religion gibt die Hoffnung, die die Menschheit braucht...

Hast du schon mal im Krankenhaus gearbeitet.. in Form von "Sterbebegleitung"? Ich schon... Ich bin oft im Krankenhaus anzutreffen und unterhalte mich mit todeskranken Menschen und versuche ihnen Mut zu machen... Alle haben Angst vor dem "ENDE".. ja sogar die, die sich zuvor als Atheisten sahen... Alle beginnen zu "glauben"... ich kenne wirklich keinen, der in dieser Situation nicht an Gott denkt... was nicht zu heißen mag, dass es sie wirklich gar nicht gibt... ICh möchte nur sagen... dass Angst auch irgendwie mit Zweifel verbunden ist.. D.h. die Menschen haben Angst, weil sie nicht sicher ausschliessen können, dass das was vielleicht kommen soll... und wovon erzählt wurde, sich doch als wahr erweisen könnte... Allein dieser Zweifel würde heissen, dass es kaum "Ungläubige " gibt... oder geben kann...
  #29077  
Alt 18.08.2006, 01:58
Benutzerbild von isinsu
isinsu isinsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard SEN Kim???

Wer bist du?? Was ist deine Bildung? Was erwartest du von deinem Leben? Wieso gehst du nicht in die Politik und veränderst etwas??? Sind deine Eltern reine Türken?? Und was haben diese für die TR gemacht?? Was hast du für die TR gemacht?
  #29078  
Alt 18.08.2006, 02:02
Benutzerbild von isinsu
isinsu isinsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Gegenfrage...

Welche Beweise kannst du "dagegen" vorbringen??
  #29079  
Alt 18.08.2006, 02:07
Benutzerbild von isinsu
isinsu isinsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard du hast recht..

ist wohl das beste..
  #29080  
Alt 18.08.2006, 08:24
hasanim
 
Beiträge: n/a
Standard Dieser Beitrag ist ...

nicht Dein ernst oder?

Klar, jeder soll glauben woran er will, solange ich meinerseits nicht daran gehindert werde, zu glauben woran ich will.

Aber dass das nicht so praktiziert wird, kann ja wohl keiner leugnen oder? Ich glaube die geringste Toleranz bringen immer noch die mit, die sich für besonders religiös halten.

Religion ist und bleibt ein Thema der die Gemüter einheizt.

Aber was mich noch am meisten wundert ist Deine Aussage zur Türkei.

Du meinst doch wohl nicht im ernst, dass die, die über die Türkei und den Fehlern die dort passieren SCHWEIGEN, der Türkei oder den Menschen die dort leben gutes tun.

Ich bin zwar keiner der blind kritisiert, aber auch keiner der blind über alles hinwegsieht.

Und in der Türkei gibt es vieles was kritisiert werden muss!!

Ich bin auch überzeugt davon, das gerade die, die alles verschweigen wollen, der Türkei und den dort lebenden Menschen am meisten schaden.

Natürlich gibt es auch positives zu berichten, aber für mich sind positive Dinge selbstverständlich. Die kann ich gerne mal erwähnen, aber aufregen kann ich mich natürlich nur über die negativen Dinge. Und diese sollten selbstverständlich genannt und behoben werden.

Kritik ist gut. Nur über kritik bewegt man sich in die richtige Richtung.

Warum kritisieren Eltern wohl ihre Kinder? Um Ihnen zu schaden?

Schlimmer wäre es doch, wenn sie völlig teilnahmslos wäre oder? Genauso schlimm wäre es, wenn man völlig teilnahmslos gegenüber der Türkei wäre und Fehler nicht kritisieren würde!

Mir liegt was an diesem Land und den Menschen, also erwähne ich auch die Fehler!!

Saygilarimla
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu