Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #28851  
Alt 08.08.2006, 01:32
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Bir insanin baskasini öldürmemesi

gerektigini ele alirsan birak Eflatunu... hatta Ademide öteye gecersin.....

Eflatunun Demokrasi anlayisi su ankisiyle aynimi.... ?? yaniiiiii...


Insanlik tarihinin daha 100 yil öncesini tam anmiyla bilemezken, Simdi kalkip Eflatunun anlayisinimi tami tamina bilerek, ele alacagiz... ???... sanki bizlerin Asker arkadasi.... her neyse...

Sosyal Demokrasinin iflas ettigini söylüyorsun....

Ben senden yeni yönetim sekli söylemeni istiyorum... yani Ideolojin yada VIZYONUN nedir.... cözümsüzlük üretmenin... ne anlami varki....

Ciddi seyler konusalim istiyorsun... o halde konusalim.... Ben diyorumki su aniyle en iyi ikinci yönetim sekli Demokrasi, veya Sosyal Demokrasi, olabilir...


EN IYISINI LÜTFEN SENDEN DUYALIM.....

Beni kelimeleri ici ice katmakla sucluyorsunuz.... oysa ici ice olmayan ne varkiiii... DINLER ve IDEOLOJILER BILE neredeyse digerinin kopyasi.... YALANMI.....

ANA temellerde ne Komonistlikte ne Demokraside nede DINLERDE fark var..... hatta hayvanlar Alemindede belirli esas evrensel temeller var....

Ne yani... elbette kelimeler benim icin bir ifade etmeyecek beni baglamayacak.... asmak gerek Ideolojik Kelimeleri
  #28852  
Alt 08.08.2006, 01:37
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Tartismamiza gerek yok

Resüllük taslamak seninkisi.....

efendim Tefsire bakmadan... AYETLERIN ARKASINDA YATAN SOSYO KÜLTÜREL OLAYI ARASTIRMADAN...... DININ SIDDET sactigini anlaybiliyormussunnn...

HELAL DERIM SANA..... bu kadar Alimlik ve erdemlik bende yok......

Düz pkuyup Keilmelere takilmadigim ve ön yargi ile bakmadigim icin... ve HELE HELE CIMBIZLAMADIGIM icin.... seninle tartismamiza gerek yok....

Düpe DÜZ ARD NIYETLISIN....
  #28853  
Alt 08.08.2006, 01:39
Benutzerbild von isinsu
isinsu isinsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard magnum...

yanlisin var.. ben burada sadece ideolojik acidan komunizim ve dini bagdastirmaya calistim.. ki bunun tabiki olmayacagini ben de emin ol ki biliyorum... ideolojik acidan komunizimi tartismaya gelince bunu diger forumda tartismak lazim..

Aktuel dusunurlerin ve de iktisadi dusunurler hala aktif bir sekilde komunizimi tartisiyolar biliyorsun.. tarihdeki yanlislarla dolu komunizim sistemin gercek komunizim dusuncesi ile alakali olmadigina dair bir cok makale hatta hukuki degerlendirmeler bulabilirsin... ki nitekim bu benim de bir ilgi alanlarimdan birisi oldugu icin burada ortaya bir sav atip tutanaksiz bos konusmalarda bulunmak degildi amacim.. elbette ben bunlari degerlendirirken ve okurken bir sagci , solcu bilmem neci olarak yaklasmiyorum... bir hukukcu olarak degerlendirmeye calisiyorum...lutfen beni hemen bu sekilde yargilama... amacim burada politik bir dusunce yaymak degil.. amacim sadece bir tartisma konusu idi ve bundan dolayi da bir cok soru isareti ile tamamlamistim yazimi...
  #28854  
Alt 08.08.2006, 01:44
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Üstelik Kirabin kendisi degil MESAJI

SOSYO KÜLTÜREL DURUMA verdigi ZAMAN ÜSTÜ CAVAPLAR evrenseldir...

Yoksa Kuranin kendisi... arkasinda yatan SOSYO KÜLTÜREL OLYIN DISINDE ZERRE KADAR DEGERI YOKTUR....

Yazilar toplulugudur... 20 yildan fazla yazilan tek tuk kagitlarin bir araya taoplanip derlenmesidir.... o sekliyle hic bir hikmet yoktur onda....

Öyle acip kara borsa okumaya baslarsan... insana kafayi yedittirir... sacma sapanlik yorumlar cikar ve sonucta insan kendisini ALLAHIN JANDARMASI..... yada tam tersi KURAN DÜSMANI YAPAR....

Her ikiside ILKEL yaklasim ve kendini ÜST görmekten kaynaklaniyor.....

Hadislere bir diyecegim var....

ESASIYLA HADIS DINDE YOKTUR..... HADIS HURAFEDIR..... Hadis ve Mezhepkolik... zamansal DIN yaratmak ve cikarlar cercevesinde LLAHLIK taslamaktir
  #28855  
Alt 08.08.2006, 01:48
Benutzerbild von isinsu
isinsu isinsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard NEDEN OLAMAZ......?!

inancli komunizim sistemi din adina daha yatkin bir sistem olabilir...


dini acidan nasil bir sistem gerek??? neden komunizim daha uzak dine???
  #28856  
Alt 08.08.2006, 02:14
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Acaba!!!

Emin ol ki ben bu güne kadar yazdığım 6 yıllık hiç bir yazımda ne art niyet gütmüşümdür nede bir ön yargıda bulunmuşumdur. Yaşamımın tüm dönemleri boyunca böyle bir şeyi kimseye yapmadım, yapmamda.

Daha bir düzey beklerim senden, ayıptır.

Sana göre şiddetin tarifini yapmadan şiddet yoktur demek Kuranda.

İyiki yoktur sana göre, olsaydı ve inançlı bir insan olarak etkilenseydin. O fanatizm ile ve bağnazlık ile gidenlerin düştüğü o büyük yanlış yolarda sende bulunurdun.

Dünyada bu kitaptan etkilenipte o kadar büyük kötülükler var ki!!!!!!! O tefsirlerde yeterli olmamakta onları frenleyebilmek için. Bu Ayetler benim değil Muhammettin Ayetleri. 21. yüzyılda bu ayetler yüzünden çok büyük acılar çekenler var ve çektirenler var...

Bir gün belki kavrarsın şiddetin ne olduğunu, o çark senide yer, bu sayfalarda sana yapılan saldırıların Kuranın içinde bulunan ayetlerden yapıldığını umarım bir gün kavrarsın.
  #28857  
Alt 08.08.2006, 02:30
Benutzerbild von isinsu
isinsu isinsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard örnek

Auzug aus Heinrich Heine-Vorwort Lutetia:
Aus Hass gegen die Parteigänger des Nationalismus könnte ich den Kommunisten fasst meine Liebe zuwenden. Wenigstens sind sie keine Heuchler, die immer die Religion und das Christentum im Munden führen. Die Kommunisten haben allerdings keine Religion (kein Mensch ist vollkommen), die Kommunisten sind sogar Atheisten (was sicherlich eine große Sünde ist), aber als Hauptdogma bekennen sie sich zum unbedingtesten Weltbürgertum, zu einer weltumspannenden Liebe zu allen Völkern, zu einer alle Menschen erfassenden Bruderschaft von Gleichen, zu freien Bürgern dieses Erdballs. Dieses grundlegende Dogma ist das gleiche, das einst das Evangelium gepredigt hat, dergestalt, dass dem Geist und der Wahrheit nach die Kommunisten sehr viel christlicher sind als unsere sogenannten germanischen Patrioten, jene beschränkten Verfechter einer exklusiven Nationalität.


yani temel dusunce dine bu kadar yakinken... islama da istemeyerek yakin olmus olmuyor mu??? ya Polonyaya ne demeli?? Sistem ne olursa olsun yine de Polonyali toplulugu her zaman cok inancli olarak kalmistir ve oyle bilinir... neden?? sistem yani fark etmiyor inanclilar icin? peki ya bugunku kapitalist sistem ne kadar yakin ki dine??? temelinde boyle bir ana dusunce yatiyor mu???
  #28858  
Alt 08.08.2006, 02:31
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Magnum bilirsin sana yazmayı sevmem,

Ama, bir soru soracağım yerine ne koyacaksın, yukarıda incelemeye çalışırken eline yüzüne bulaştırdığın Antik Yunan düşünürlerinde olduğu gibi tefarralıca yazmanı istiyorum senden.

Ama, babura sorduğumda aldığım kekeleme cevap gibi olmasın, ona şunu sormuştum Laikliğe karşısın, çağdaş dünyanın değerlerine karşısın, Cumhuriyetin Demokrasinin tüm yaptırımlarına karşısın? Yerine Osmanlı hilafet siyasal din devletini kurma yanlısısın(yeri gelmişken açıklayayım Aptulhamit İngiltere kraliçesi Viktoryadan borç istemeye gider aradığı borcu alamaz ama göğsüne bir şeref liyakadı hediye olarak takılır, o nişan şovalyelere takılan nişandır, o şovelyelerin tek bir görevi vardır hıristiyanları Müslümanlardan korumak, neticede Kıprıs İngiltereye verilir ve bir miktar borç alınabilinir.)

Sen bu çağdaş dünyanın değerlerini yok edipte yerine ne koyacaksın???
  #28859  
Alt 08.08.2006, 07:38
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard 07.08.06 FAZ Sayfa 3

Okudunuz mu? SN.Eniskaya ?
(Sn. Bardakoglu ile ilgili)
---------------------------
Istanbulda binlerce kilise varmis.
Trabzonda hertaraf hiristiyanliga acikmis.
Bilenle bilmeyen bir degilmis.

Ben TC Hükümeti kilise yapsin demiyorum? Izin verilmiyor..isler yokusa sürülüyor. Tavir hep anti anti anti..O kadar.

Ben sunun farkindayim ki..yasanilan islam ve bahsi edilen islamin arasinda o kadar cok büyük bir ucurum var ki..araya 2 din daha sigar.Bizimkisi "arroganz"!
  #28860  
Alt 08.08.2006, 10:41
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard KURAN"DAKI CELISKILER

Baska topiclerde kurandaki celiskileri görmek isteyenler icin zum 2. mal !!!!!
Okuyun görün okumadan yorum yaptiginiz kurani kerimin ne kadar celiskili oldugunu ayet ve sureleriyle belirtilmis, acin bakin !
Tabiki anladiginiz dilde kurani keriminiz varsa ! :-))

KURAN"DAKI CELISKILER
Seriat ortaminda ve din adami"nin elinde yetisen kisilerin ortak özelligi, birbirine ters, birbirine zit ve birbirini cerheden seyleri ayni zamanda benimseyebilmek veya benimsemis görünmektir. Bundan dolayidir ki müslüman kisi, hem bir yandan "Islam dini hosgörü dini"dir" diyebilir ve hem de ayni zamanda Kur"an"in: "Islam"dan gayri bir din"e inananlar sapiktirlar" seklindeki hükmünü benimseyebilir. Bu iki düsüncenin birbirine zit, birinin tersi oldugunu düsünmez. Hem bir yandan Kur"an"in "Din"de zorlama olmaz" seklindeki hükmüne sarilabilir ve hem de ayni Kur"an"in, "müsrikleri" (puta tapanlari) Islam"a zorlamak için, "Müsrikleri öldürünüz" seklindeki emrini rahatlikla uygulayabilir. Bu iki davranisin çeliskili ve bagdasmaz oldugunu farketmez. Farketse bile günah isleme korkusundan farketmemis görünür.

Bir yandan "Tanri dileseydi puta tapmazlardi" seklindeki seriat hükmüne inanirken diger yandan puta tapanlarin Cehenneme atilacaklarina dair hükmü dogal kabul etmekten geri kalmaz ve bu iki hükmün çelisir seyler oldugunu düsünmez. Düsünse bile düsünmemis görünür.

Bir yandan "Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Islamiyete açar, kimi de saptirmak isterse ... kalbini dar ve sikintili kilar" seklindeki hükme inanir fakat ayni zamanda bu hükmün uzatmasi olan "Allah, inanmayanlari küfür batakliginda birakir" seklindeki satirlari dogal bulur. Bu iki hüküm arasinda çelisme oldugunu aklindan geçirmez. Gecirse bile, gecirmemis görünür.

Bir yandan "Seriat dini, kadini yüceltmistir, yirminci yüzyilin ulasamadigi haklara eristirmistir; kadinin sahsiyet haklarina saygilidir, kadin erkek esitligini öngörür" seklinde konusurken diger yandan: "Kadinlar aklen ve dinen dûn yaratiklardir; erkeklerin kadinlardan bir üstün dereceleri vardir; iki kadinin tanikligi bir erkegin tanikligina bedeldir; mirasta erkegin payi iki disinin payi kadardir; namazi bozan seyler esek, kara köpek, domuz ve kadin"dir; kadinlar insanin karsisina seytan gibi çikarlar; Cehennem"in çogunlugu kadinlardan olusur, vs..." seklindeki hükümleri öne sürebilir ve bunu yaparken çeliskiye düstügünü bilmez. Bilse bile, bilmemis görünür.

Sayisiz denecek kadar çok bu örneklerin ortaya vurdugu sonuç sudur ki seriat verileriyle yetisen kisi birbiriyle çeliski halinde bulunan din verilerini gerçegin ta kendisi olarak kabul etmekten geri kalmaz. Bu hükümlerin "kutsalligina" ve "mutlak gerçekligine" öylesine inanmistir ki bunlarda "çelisme", "tutarsizlik" ya da "bagdasmazlik" diye bir sey olabilecegini kabul etmez. Kabul etmek söyle dursun fakat kabul edenleri dinsizlikle suçlamaga hazirdir. Cünkü zekasi, seriat"in olusturdugu ortam içerisinde körletilmistir ve bu ortami olusturan da esas itibariyle din adamidir. Din adami"nin ona belettigi sudur ki Kur"an: "Dogrulugu süphe götürmeyen kitab"tir" (K.2 Bakara 2) ve "Eger o, Allah"tan baskasi tarafindan gelmis olsaydi onda bir çok tutarsizlik (bulunurdu)" (K. 4 Nisa 82)

Ancak ne var ki akilci bir gözle Kur"an"i okumaga basladigimiz an, daha ilk satirlarindan itibaren çelismeli hükümleri karsimizda bulur ve okumaga devam ettikçe bunlarin çoklugu içerisinde kayboluruz. Sadece bir kaç örnekle yetinmek üzere En"am Suresi""nden bazi hükümlere göz atmakla ise baslayalim: 107ci ayet söyle der: "Tanri dileseydi puta tapmazlardi" (K. 6 En"am 107). Bir kaç ayet ilerde su vardir: "Allah dilemedikçe inanmazlar" (K. 6 En"am 111) . Bundan anlasilan sudur ki inanmak ya da puta tapmak Tanri"nin dilegine baglidir ve eger Tanri dilemis olsaydi kisiler puta tapmazlardi.

Ancak ne var ki bu ayni En"am Sure"sinde: "... puta tapanlardan yüz çevir" (K. 6 En"am 106) diye yazilidir. Bunu pekistirir nitelikte olmak üzere Tevbe suresi"nde de puta tapanlarin öldürülmelerini emreden su ayet vardir: "...Müsrikleri (puta tapanlari) buldugunuz yerde öldürün,.." (K. 9 Tevbe 5). Bir baska deyisle, Kuran"a gore, Tanri kisiyi hem "putperest" (müsrik) birakmistir, ve hem de "putperest"tir" diye cezalandirmaktadir.

Yukardakine benzer bir diger örnek En"am Suresi"ndeki su ayet"dir: "Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini islamiyete açar, kimi de saptirmak isterse... kalbini dar ve sikintili kilar. Allah inanmayanlari küfür batakliginda birakir" (K. 6 En"am 125). Dikkat edilecegi gibi ilk iki tümce ile son tümce çeliski halindedir. Cünkü ilk iki tümceye göre kisi"yi "Müslüman" ya da "Kafir" yapan Tanri"dir; fakat Tanri, kafir yaptiklarini Cehennem"e atmaktadir.

Yine Bakara Sure"sinin 6.ayet"i söyle der: "Süphe yok ki, inkar edenleri (kafir olanlari), baslarina gelecekle (azab ile) uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar" (K. 2 Bakara 6). Bu ayet"in hemen arkasindan su ayet gelir: "Zira Allah onlarin kalblerini ve kulaklarini mühürlemistir; gözlerinde de perde vardir ve büyük azab onlar içindir" (K. 2 Bakara 7). Görülüyor ki kisileri "kafir" yapan, onlarin kalblerini ve kulaklarini mühürleyen Tanri"dir. Fakat böyle oldugu halde Tanri kendisinin "kafir" yaptiklarini, büyük bir azab"a sokacaktir.

Söylemeye gerek yoktur ki Tanri"nin insanlari, hem gözlerini ve kulaklarini mühürleyip kafir yapmasi ve hem de cezalandirmasi çelismeli ve tutarsiz bir davranistir. Fakat islamcilar bu hükümleri, sanki ortada çelisme yokmus gibi müslüman kisinin beynine sokusturuverir.

Yine bunun gibi Bakara Sure"sinde "Dinde zorlama yok" (K. 2 Bakara 256) diye yazilidir. Islamcilar buna dayanarak Islam"in hösgörü dini oldugunu söyler. Söylediklerini pekistirmek maksadiyle: "Süphe yok ki bu (Kur"an) bir ögüttür. O halde dileyen Rabbine götüren yolu tutsun..." (K. 73 Müzemmil 19) ya da "Muhakkak ki bu kitap bir ögüttür. Kim dilerse ondan ögüt alir..." (K.74 Müddessir 54-55) seklindeki ayetleri okur. Buna benzer diger ayet"leri ya da hadis"leri okuyarak seriat dininde inanç özgürlügü oldugunu savunur.

Fakat bunu yaparken, söyledikleriyle çeliskiye düsercesine, Islam"dan baska "gerçek din" olmadigini, bildiren, baska din ve inanca yönelenleri "sapik" ya da "kafir" olarak ilan eden, ya da Tanri"ya es kosanlari (müsrik"leri) ölüme götüren, daha baska bir deyimle inanç özgürlügünü ve hosgörüyü kökünden silen hükümleri siralar. Ornegin Kur"an"daki "Müsrikleri nerede bulursaniz öldürün" (K. Tevbe 5; Al-i Imran 85) seklindeki emirleri açiklar. Ya da "Kitab Ehli" olanlara (yani Yahudilere ve Hiristiyanlara) karsi savas açilmasini, Islami kabul ettirene ya da "Cizye" (kafa parasi) alinana kadar bu savasin sürdürülmesini öngören hükümleri belletmekten geri kalmaz. Islam dini"nin bu hükümlere dayali olarak yayildigini, Muhammed"in bu maksatla savaslar yaptigini, ölüm döseginde iken "Arap ceziresinde iki din bir arada bulunmayacak" diye vasiyette bulundugunu anlatmaktan bikmaz. Dinde "zorlama" olmadigini bildiren hükümlerle, "zorlamayi" öngören hükümlerin (ve eylemlerin) yan yana, içiçe bulunmasini çeliski saymaz.

Bir yandan: "Iyilik ve fenalik bir degildir... Sen fenaligi en güzel sekilde sav; o zaman seninle arasinda düsmanlik bulunan kisinin yakin bir dost oldugunu görürsün..." (K. 41 Fussilet 34) seklindeki hükümler, diger yandan bunlara ters düsen: "Ey inananlar...size kisas farz kilindi...Ey akil sahipleri kisas"ta sizin için hayat vardir..." (K. 2 Bakara 178-9), ya da ":Bir kötülügün karsiligi, ayni sekilde bir kötülüktür..." (K. 42 Sura 40) seklindeki hükümler bulunur Kuran"da. Hangi kötülüge hangi kötülükle karsi konulacagini da : "... hür ile hür insan, köle ile köle, kadin ile kadin..." (K.2 Bakara 178) ya da "... onlara can cana, göze göz, buruna burun, kulaga kulak, dise disle ve yaralara karsilikli ödesme yazdik...Allah"in indirdigi ile hükmetmeyenler, iste onlar zalimlerdir..." (K.5 Maide 45 ayrica bkz. Bakara 179) seklindeki hükümler de bulunur Kuran"da. Bir yandan öç almayi farz kilan bu emirlerle, ya da: "Sen de müsrikleri hicvü zemmet, yahud onlarin hicivlerine mukabelede bulun, Cibril"de seninle beraberdir" seklindeki Hadis"lerle 186 hasir nesir olurken diger yandan: "Her kim öç almayip bagislarsa iste bu hareket büyüklerin karidir" (K.42 Sura 43) seklindeki hükümler bulunur Kuran"da.

Kur"an"daki Sure"lerin ya da ayet"lerin ve bunlarda yer alan konularin bilimsel bir siralamasi diye bir sey yoktur. Bir konu"nun biteviye islenmesi diye de bir sey yoktur. Birbirleriyle ilgisi bulunmayan çesitli sorunlar ve konular birbirlerinin içine girmistir. Ornegin ibadet"le ilgili hükümler hukuk"la ilgili hükümlerle, ya da efsanevi olaylarla karma karisik bir sekilde, iç içedir. Belli bir konuyla ilgili olay anlatilirken hiç yeri ve ilgisi olmadan bir baska olaya geçiliverir. Kisaca fikir edinmek üzere bir iki örnekle yetinelim ve Kur"an"in 2.ci Sure"si olan Bakara Suresi"ne göz atmakla ise baslayalim: Sure"nin 225 ila 238 ayet"lerinde "bosanma" ve "hülle" sorunlari ele alinmistir. Hukuk"la ilgili bu hususlar kurallara baglanirken birden bire karsiniza, bu sorunlarla ilgisi bulunmayan namaz kilma usulleri çikar ki ibadet"le ilgilidir (K. 2: 238-239). Iki ayet"ten ibaret bu hususun hemen arkasindan hukuk"la ilgili "bosanma" konusuna dönülür (K. 2: 240-242) hemen sonra, ve yine hiç ilgisi bulunmadigi halde, "savas" konusuna atlanir ve vaktiyle Yahudilere savas farzolundugu belirtilir, Talud ve Calud ordularinin bozguna ugratilmalari hikaye edilir ve yeryüzü düzeninin, insanlarin birbirleriyle bogazlastirilmasi suretiyle saglandigi anlatilir (K. 2: 244-252)

Gelisi güzel bir baska örnek olmak üzere "Ankebut" Sure"sini alalim. Söylendigine göre bu Sure"nin ilk on ya da ondört ayet"i Medine"de, geri kalan 59 ayet"i ise Mekke dönemi esnasinda Kur"an"a konmustur. Sure"nin basindaki ilk ayet"lerde Bedir savasinda ölenlerin sikayetlerine karsilik: "Hak ugrunda cihad eden ancak kendisi için etmis olur..." (K. 29: 6) seklinde yanit verilirken Ibn Ebu Vakkas ve anasi Hamna ile ilgili hikayelere yer verilmistir. Oglunun müslümanligi kabul ettigini ögrenerek üzülen ve müslümanligi terkedinceye kadar açlik grevi yapacagini söyleyen Hamna vesilesiyle Tanri"nin güya: "Eger ana baba, bana ortak kosman için seni zorlarlarsa, o zaman onlara itaat etme" (K. 2: 8) 187 seklinde konustugu yazilidir. Sure"nin 14ci ayet"inden sonraki kismi Mekke döneminde indigi için çok farkli konulara geçer ve Nuh"un , Ibrahim"in gönderilmesine atlar. Ibrahim"den söz ederken birden bire onu birakip Muhammed"e geçer ve (K. 29:18-23) sonra yine Ibrahim hikayesine döner ve biraktigi yerden alip devam eder (K. 29: 24-26); ederken de daha önceki bir Sure"de (ki 21. Sure olan Enbiya Suresi"dir) söyledigini (yani Tanri"nin onu atesten nasil kurtardigini) yeniden anlatir (K.21: 60-69), sonra Ishak ve Yakub"a ve Lut"a geçer (K. 29:27-28), ve sonra onlari birakir tekrar Muhammed"e döner (K. 29:29), sonra tekrar Ibrahim"e döner (K. 29:31) ve bu sefer daha önceki bir Sure"de (ki 11.ci Sure olan Hud Sure"sidir) söylemis olduklarini tekrarlar, sonra Suayb"in Medyen"e gönderildigine dair hikaye"ye geçer(K. 29: 36) ve bu sefer A"raf Suresi"nde (ki 7.ci Sure"dir) anlattiklarini yeniden tekrarlar, hemen sonra Ad ve Temud asiretleriyle ilgili masallara atlar (K. 29: 38), oradan Firavun ve Haman"a ve Musa"ya ait hikayeleri siralar.

Kuran"da, bazan ibadetle, hukukla ve efsane ile ilgili hususlar birbiri içine geçmis olarak yer almistir: örnegin Mü"minun suresi"nin basinda müslüman kisilerin, baskalarinin yaninda utanilacak yerlerini açmamalari emredilirken, ahitlere riayetin ve namazlarin vaktinde kilinmasinin geregi belirtilir, sonra birden bire insanin topraktan nasil yaratildigi, yer"in ve gök"ün nasil olusturuldugu, gökten nasil ölçü ile su indirildigi eklenir (K. 23: 12-21) Nuh ve diger peygamberlerle ilgili hikayelere geçilir (K. 23: 58) ve sonra "Ayet"lerimiz size okunuyor, siz ise gerisin geriye dönüyor, kibirleniyor (Kur"an hakkinda) ileri geri sözler söyleyor, ondan yüz çevirip uzaklasiyorsunuz" (K. 23: 67) seklindeki yakinmalara geçilir, daha sonra "(Tanri) asla ogul edinmedi" (K. 23: 92) diyerek devam edilir.

Bir diger örnek olarak Al-i Imran Suresi"ni ele alalim. Bu sure"de Uhud savasindan söz edilirken (K. 3 Al-i Imran 121-129) birden bire faiz yasaklarina geçilir (K. 3:30), hemen sonra Uhud savasi ile ilgisi bulunmayan baska konulara atlanir (K. 3: 130-142) ve tekrar Uhud savasi"nin anlatimina dönülür (K. 3: 143-148). Uhud bozgunundan dolayi Tanri"nin müslümanlari sorumlu tuttugu ve cezalandirdigi görülür (K. 3: 152-153); ancak ne var ki hemen akabinde Uhud felaketi"nin, Tanri"nin müslümanlari sinamasi, denemesi oldugu belirtilir (K. 3: 152)

Bu tür tutarsizliklar, uyumsuzluklar ve çeliskiler hemen her Sure"de kendisini gösterir. Bundan dolayidir ki, Kuran"in "Allah/Tanri sozu olmayip", bir insan, yani Muhammed tarafindan yazilmis oldugu sonucu cikmaktadir.

Kuran Ve Seriat hükümlerindeki çeliskiler, ve tutarsizliklar konusunda Islamcilar"in tutarsız tutumu:

Seriat hükümleri içerisindeki çelismeler ve tutarsizliklar konusunda din adaminin bilim disi ve olumsuz bir tutumu vardir ki o da her seyden önce insan aklinin yetersizligini öne sürmek ve örnegin : "Celiskiler bize göredir, Tanri"ya ve Peygambere göre degildir" deyip isin içinden siyrilmaktir. Hani sanki "çelismeler", insanlarin gözünde "serab" gibi bir seydir ve aslinda yoktur da insanlar "çelisme varmis" gibi görüyorlardir!

Oysa ki çelismelerin varligi, daha islamin ilk anlardan itibaren farkedilmis ve gerek din bilginlerini ve gerek yöneticileri güç durumlara sürüklemistir. Ornegin Halife Osman, ya da Abdullah Ibn-i Amr gibi ünlüler Kur"an"daki ayet"lerin birbirleriyle çelisir olmasi yüzünden bazi hususlarda fetva veremez durumda kalmislardir 188.

Seriat verileri içerisindeki çelismelerin varligini inkar etmek üzere din adami"nin basvurdugu diger bir yol, Kur"an"in Tanri"dan gelen "son ve tek gerçek" Kitab olduguna, ve "geçmiste ve gelecekte onu batil kilacak olmadigina" (K. 41 Fussilat 41-2), ve Kitab"da bulunanlarin "kesin gerçekler olup bunun disinda baskaca gerçek olamayacagina" (K. Meariç 51), ve "yeryüzündeki her seyin apaçik Kitab"da tespit olunduguna" (K. Necm 75) dair ya da buna benzer hükümleri siralamaktir. Bunu yaparken sirtini özellikle su ayete dayar: "... Allah katindan gayri bir yerden gelseydi, (Kur"an"da) birbirini tutmaz bir çok seyler bulurlardi..." (K. 4 Nisa 82).

Ote yandan Islamcilar, çeliskilerin ve tutarsizliklarin ortaya çikmasini önlemek üzere sunu hatirlatir ki Kur"an ve Hadis hükümlerini tartismak, yalanlamak ve bunlar üzerinde süpheci olmak ya da bunlarda çeliski ve tutarsizlik oldugunu söylemek "günahtir", "dinsizliktir", "Tanri"ya ve peygamberine karsi gelmektir". Bu hükümler çeliskili görünse de, akla ve müspet ilme ters düsse de, bunlari hiç bir elestiriye ve tartismaya girismeden olduklari gibi kabul etmek gerekir.

Bunun böyle oldugunu anlatmak üzere din adami: "Allah ve peygamberine karsi gelenler ... alçaltilacaklardir... Biz apaçik ayet"ler indirmisizdir, bunlari inkar edenlere alçaltici ceza var..." (58 Mücadele 5), ya da: "Allah ve Resulü bir ise hükmettigi zaman (inananlara) artik islerinde baska yolu seçmek yarasmaz. Allah"a ve Peygambere baskaldiran süphesiz apaçik bir sekilde sapmis olur..." (K. 33 Ahzab 36) seklinde hükümleri gösterirken "Allah"in hükmüne uygun hüküm vermeyen kafirdir" (K. 5 Maide 44) ayet"ini ekler, ve benzer ayet"lerle "süphe" etmenin ya da Kur"an"da çeliski oldugunu söylemenin dinsizlik sayilacagini bildirir. "Dini islerde asiri inceleyip sik dokuyanlar helak olacaklardir" seklindeki hadis hükümlerini belirterek soru sormanin ve soru yolu ile din verilerine karsi gelmenin yasak oldugunu anlatir 189.

Kur"an"da çeliski olmadigini savunmak maksadiyle Islamcilarin basvurdugu bir diger yol, bazi ayet"lerin bazi ayet"lerle kaldirildigini öne sürmektir. Oysa ki hangi ayet"lerin hangileriyle kaldirildigi hususundaki görüs ayriliklari bir yana ve fakat böyle bir iddia, hani sanki Tanri her seyi diledigi gibi önce"den düzenleyemezmis ya da bilmezmis ve bazi ayet"leri yanlislikla yerlestirmiste sonradan hatasinin farkina varip düzeltmis gibi bir anlam tasir ki Tanri"yi küçültmek sonucunu dogurur.

Kaldi ki Kur"an"daki çelismeler, kaldirilmadigi kesin olarak bilinen ayet"leri kapsar ki bunlardan pek bariz olanlardan biri, Ebu Talib"in ölümü vesilesiyle Muhammed tarafindan Kur"an"a konmus olan su ayet"tir: "Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini islamiyete açar, kimi de saptirmak isterse... kalbini dar ve sikintili kilar. Allah inanmayanlari küfür batakliginda birakir" ( 6 En"am 125).

Bu ayet"le anlatilmak istenen sudur ki Ebu Talib"in kalbini müslümanliga açmayan Tanri"dir ve Tanri onun müslüman olmadan ölmesini uygun bulmustur. Ancak gerçek bundan çok farklidir.

Bilindigi gibi Muhammed, kendisini bir baba gibi yetistiren Ebu Talib"i müslüman yapmak istemis fakat yapamamistir. Yapamayinca sorumlulugu sirtindan atmak üzere Tanri"nin keyfiligini öne sürmüs ve amcasinin müslüman olmayisini bu keyfilige baglamak üzere yukardaki formülü bulmustur. Ancak ne var ki ayet kendi içerisinde çeliskilidir, çünkü bir yandan Tanri"nin kisileri diledigi gibi saptirdigini belirtirken diger yandan saptirdiklarini Cehennem"e attigini anlatmaktadir.

Konuya biraz ilerde tekrar dönecegiz, fakat simdilik deginmek istedigimiz sudur ki seriat ortami içerisinde ve Islamcilarin elinde yetistirilen insanlarimizin seriat verileri konusunda süpheci olmalari, bu verileri elestiri konusu yapmalari ya da tartismalari mümkün degildir. Mümkün olmadigi içindir ki fikirsel gelisme yoluna girmeleri ve akilci düsünceye yönelmeleri güçtür. Düsününüz ki Ibn Rüst gibi ünlüler bile Kur"an"daki kissa"lara "masal" dedikleri için, din adamlari tarafindan dinsizlikle suçlandirilmislardir 190.

Kuran"daki Celiskilerin nedenleri:

Kuran"da gorulen çeliskiler ne gökten inmedir ve ne de din adaminin dedigi gibi "Tanri"ya göre degil, bize göredir". Bu çeliskiler, Kuran"in yaraticisi olan Muhammed ve onun yardimcilarindan kaynaklanmaktadir. (Bilindigi gibi, Muhammed, okur-yazar degildi ve Kuran"i olustururken okur-yazar yardimcilardan faydalandi). Kuran"i "Gökten indi" diyerek yarattigi dine taraftar toplamak isteyen Muhammed ve yardimcilarinin, çesitli durumlara ve farkli olaylara çözüm saglama siyasetinden dogmustur.

Konu ayri bir kitap olabilecek boyutta bulunmakla beraber pek kisa bir özet olarak söyleyelim ki Muhammed, kendisini Kureysli"lere peygamber olarak kabul ettirebilmek için ilk baslarda (özellikle daha henüz güçlenmedigi dönemde) Kur"an"a "Dileyen Rabbine giden yolu tutar" (K. 76 Insan 29) ya da "Her kese islediklerinin karsiligi ödenir" (K. 46 Ahkaf 19) seklinde ayet"ler koymustur. Böylece kisileri, eger müslüman olacak olurlarsa Cennet"e, olmayacak olurlarsa Cehennem"e gitmek gibi bir seçim karsisinda birakarak kendisine baglayabilecegini hesaplamistir. Daha baska bir deyimle müslüman olup olmamanin "kisisel irade" isi oldugunu, ve müslümanligi seçenlerin mükafatlara konacaklarini anlatarak, ve nasil olsa kisilerin kazanç yolunu (örnegin Cennet"e gitmeyi") tercih edeceklerini düsünerek, iyi bir taktik kullandigina inanmistir.

Ancak ne var ki bu usul ile pek basari saglayamamis ve fazla sayida taraftarlar kazanamistir. Kendisini bir baba gibi büyüten ve koruyan amcasi Ebu Talib"i bile, bütün cabalarina ve yalvarip yakarmalarina ragmen, müslüman yapamamistir. Yapamayinca, basarisiz kalmis gibi görünmemek için müslüman olup olmamanin Tanri"nin istegine bagli bir is oldugunu söylemis ve Kur"an"a: "Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini islamiyete açar... kimi de saptirmak isterse...kalbini dar ve sikintili kilar... " (K.6 En"am 125) seklinde ayetler koymustur. Fakat "kafir"lerin" Cennet"e giremeyeceklerini belirtmek üzere "Allah, inanmayanlari küfür batakliginda birakir..." (K. en""am 125) seklinde eklemede bulunmustur ki çeliskili durumu yaratan da budur.

Ayni durum, daha sonra Medine"ye geçipte oradaki Yahudileri müslüman yapmaga kalkinca da ortaya çikmistir. Onlari müslüman yapabilmek için ilk önceleri bir takim ödün"ler (tavizler) vermis olmasina ve örnegin Kible"yi Yahudilerin kutsal bildikleri Kudus yönüne cevirmesine ragmen sonuç alamamis, onlari müslüman yapamamistir. Sadece onlar bakimindan degil fakat putperest olan Arap kabileleri bakimindan da ayni basarisizliklara ugrayinca taraftarlarindan bir çogu: "Eger Muhammed gerçekten Peygamber ise, nasil olur da bu kisileri müslüman yapamaz?" seklinde konusur olmuslar ve bu tür konusmalar kuskusuz ki Muhammed"i telasa düsürmege yetmistir. Peygamberliginin süphe uyandirabilecegi endisesiyle onlarin bu tarz konusmalarina engel olmak istemistir. Bundan dolayidir ki, daha önce amucasi Ebu Talib"in ölümü sirasinda uyguladigi taktigi, bu vesile ile pekistirmek gerektigini anlamis ve putlara tapip tapmamanin, ya da müslüman olup olmamanin Tanri"ya ait bir is oldugunu söyleyerek, kisileri müslüman yapamamaktan dogma sorumlulugu sirtindan atmaya çalismistir. Bunu saglamak üzere Kur"an"a: "Tanri diledigini saptirir, diledigi dogru yola sokar" (K. 16 Nahl 93), ya da "Allah dileseydi puta tapmazlardi" (K. 6 En"am 107), ya da "Tanri kimin gönlünü islama açmissa o Rabbi katinda bir nur üzre olmaz mi?... Kimi saptirirsa ona yol gösteren bulunmaz" (K. 39 Zümer 22-23) seklinde (ve buna benzer) ayet"ler yerlestirmistir.

Görülüyor ki çeliskilerin asil nedeni günlük siyasetin olusumu ile ilgilidir: kisileri müslüman yapmak için "irade" özgürlügü ilkesine basvurulmus ve örnegin "Kim müslüman olursa o mükafata erisir" seklinde hükümler konmus ve fakat basari saglanamayinca bu sefer müslüman olmanin kisi iradesiyle ilgili bulunmayip Tanri"nin istegine bagli oldugu tezi"ne basvurulmustur. Bu ve buna benzer durumlar, seriat hükümlerinin birbirleriyle çelisir nitelikte olmak uzere ortaya çikmalari sonucunu dogurmustur.

Islamcilar tartisma ve soru sorma yollarini kapali tutmakla çeliskili düsünme aliskanligini sürdürür.

Nasil ki Hiristiyanlikta koca bir orta çag boyunca Incil "in elestirilmesi ya da süphe konusu edilmesi büyük günah sayilir idiyse, nasil ki Isa ve anasi Meryem "le ilgili hususlarda tereddüd"e düsmek ve örnegin Meryem"in bakire olmadigini söylemek dahi ateste yakilmayi gerektirmis ve din sorunlarini tartismak çesitli cezalarla önlenmis idiyse, ayni sekilde Islam"da da Kur"an"i ya da Muhammed"in yasamini elestiri konusu yapmak, akil kistasina vurmak da ayni ölçüde dehset verici sonuçlari dogurur olmustur. Ancak ne var ki Bati dünyasi akil çagi"na girmekle bu durumlara son vermis ve soru-tartisma usullerini her sorunun çözümü yapmis, her seyin temeli haline sokmus oldugu halde Islam"da böyle bir gelisme görülmemistir.

Her ne kadar islamcilar Kur"an"i öne sürerek, örnegin: "Bilmiyorsaniz kitaplilara sorun..." (K. 16 Nahl 43-44) seklindeki ayet"leri göstererek soru sormanin yasaklanmadigini söylerlerse de dogru degildir. Cünkü bir kere bu ayet"lerde, Tanri"nin daha önce peygamber olarak erkeklerden baskasini göndermedigi belirtilmis ve: "Eger bilmiyorsaniz, (kitaplilara) bilenlere sorun" denmistir. Bunun Kur"an hükümlerini tartismakla ilgisi yoktur.

Ote yandan din adami, Kur"an"da belirtilen hususlarla ilgili sorularin "memduh" (uygun) ve "mezmum" (uygunsuz) olmak üzere ikiye ayrildigini ve "uygunsuz" soru"larin "fuzuli" sayildigini ileri sürer. Söylemeye gerek yoktur ki böyle bir ayirim keyfilige dayali olup soru sorma olasiligini yok kilar nitelikte bir seydir. Cünkü bir kere sorulacak soru"lari "uygun", ya da "uygunsuz" diye ayirima vurdugunuz an, soru sormayi yasaklamis olursunuz. Nitekim din adamlarimizin bugün dahi yaptiklari budur. Nice sayisiz örneklerden birini verelim: Diyanet Isleri Baskanligi"nin yayinladigi Sahih-i Buhari Muhtasari... adli yapitin 4.cildinin 536.sayfasinda Muhammed"in, kendi öz anasi Emine için dua ("istigfar") etmek üzere Tanri"dan izin istedigine ve fakat Tanri"nin ona bu izni vermedigine ve vermedigi için anasina magfiret dilemedigine dair Ebu Hüreyre" nin rivayet ettigi bir Hadis vardir. Bunu okuyan bir kimse, hakli olarak kendi kendisine: "Pek iyi ama, Muhammed bir çok vesilelerle -"Analariniz sizi binbir fedakarlik ve zahmete katlanarak yetistirmistir, onlara dua edin... Analarin ayaklari altindan Cennet"ler geçer-" seklinde konusurken, kendi anasina neden dua etmez?" diye sormak ve bunun cevabini almak ihtiyacindadir. Ancak ne var ki böyle bir soruyu tartismak ve buna akilci bir yanit aramaktan islamcilar kacinirlar, günah islemekten korkarlar dusundukleri icin bile..

Yine bunun gibi Kur"an"da, biraz önce belirttigimiz gibi, Tanri"nin, kimi kimselerin gönlünü açip onlari müslüman yaptigina ve Cennet"e aldigina ve kimilerin de gönlünü kapatip kafir kildigina ve Cehennem"e attigina dair ayet"ler vardir (Ornegin En"am 125; Nahl 93; Zümer 22-23 vs...). Söylemeye gerek yoktur ki akla ve mantiga ve Tanri"nin yüceligi fikrine aykiri düsen böylesine keyfi bir davranis karsisinda soru sormamak, susup oturmak mümkün degildir. Ancak ne var ki din adami, islami verilere dayali olarak, size bu olanagi tanimaz; "uygunsuz" soru sordunuz diye sizi, en azindan zindiklikla suçlar, ve biraz daha israr ederseniz, çesitli usullerle "Cehenneme" yollar...!

Ote yandan din adami, sadece sorulari "uygun" ya da "uygunsuz" ayirimina baglayarak degil fakat bir de fazla soru sormanin günah olacagini hatirlatmak suretiyle sizi susmusluga zorlar; dayanagi yine seriat verileridir. Gerçekten de din adami"nin belletmesine göre Muhammed, Tanri"nin igrenç bildigi üç seyden birinin "Kesret-i sual" (fazla soru) oldugunu bildirmis ve: "Ben sizi bir seyden nehyedersem, ondan içtinab ediniz, bir seyin ifasini emredersem , onu da ...yerine getiriniz" demis ve dini islerde asiri inceleyip sik dokuyanlarin helak olacaklarini eklemistir.

Din adami, bundan baska bir de Kur"an"nin: "Size açiklaninca hosunuza gitmeyecek seyler sormayin" (K. Maide 101-102) seklindeki ya da buna benzer diger ayet"lerini öne sürerek mü"min kisileri soru sormak ve hele tartismak hevesinden uzak kilar 191. Cünkü soru sorma ve tartisma geleneginin islam dini"ni temellerinden sarsabilecegi görüsüne saplidir. Sunu bilir ki Emevi "ler ve Abbasi "ler döneminin bazi halifeleri zamaninda din sorunlarinin tartisilir olmasi, islamin özüne bagli çevrelerce bu sekilde kabul edilmis ve önlenmis ve bu ise girisenler "dinsiz" ve "bilgisiz" diye bellenmis ve bu tutum bugüne dek sürüp gelmistir. Gerçekten de bu halifeler döneminde yer alan fikir alis verisi sirasinda Kur"an"in bile Tanri sözleri degil fakat insan yapisi bir kitap oldugu öne sürülmüs ve bu tür egilimler seriatçilara pek tehlikeli görünmüstür.

Bundan dolayidir ki islamcilar, 20.yüzyilin bitmek üzere bulundugu bu uygarlik döneminde dahi insanlarimiza, yemek yerken yemek kabina sinek düsecek olursa, sinegin disarda kalan kanadini yemegin içine batirip sonra çikarip atmalarini, ve çünkü bunun bir "Peygamber emri" oldugunu, "peygamberin söylemesine göre" sinegin iki kanadinin birisinde hastalik, öbüründe sifa bulundugunu ve "idrak sahibi" olan sinegin önce zehirli kanadini yemege soktugunu ve bu nedenle eger diger kanat iyice yemege batirilacak olursa hastalik olmayacagini belirtirlerken, bazi kimselerin: "Bir sinegin iki kanadinda nasil olur da hem da (hastalik) hem deva (hastalik giderici ilaç, çare vs...) olan iki zid hassiyet bir arada toplanmis? Sonra hakir bir sinek nasil olur da yiyecek içine önce zehirli kanadini sokmayi, deva olan kanadini geri birakmayi bilebilir?" seklinde soru sormalarini "günah" saymakta ve soranlari en azindan "inatci cahil" olarak tanimlamaktadirlar 192. Buna benzer daha nice örnekleri siralamak mümkün.

Kisi özgürlügü bakiminda önemli olan sey sadece soru sormak degil fakat din emirlerini tartismak ve gerektiginde kinamaktir. Iste Islam"in, daha ilk anlardan itibaren önlemek istedigi sey, asil bu olmustur. Bundan dolayidir ki Kur"an"in Tanri sözleri olmadigini söylemek ya da Muhammed"in yasam ve davranislarini elestirmek ya da buna benzer görüsler öne sürmek, dehset verici cezalara baglanmistir ki bunlar arasinda ellerin ve ayaklarin "çaprazlama kestirilmesi" gibi olanlari vardir (Bkz. K. Maide: 5). Unutmayalim ki dünyevi nitelikteki bu çok korkulu ve dehset verici cezalari, bir de gelecek dünya Cehennem"lerinin kaynar ateslerinde yakilmak gibi olanlari tamamlar. Din adamlarimiz için bu tür cezalar sistemini ayakta tutmak kadar kazançli ve mutluluk yaratan baska bir sey yoktur. Oysa ki insanlik tarihi boyunca elestiri ve tartisma olasiligina yer vermeyen hiç bir sistem gerilikten çikamamistir.

Kaynak: Ilhan Arsel"in "Din Adamlari" adli eserinden yararlanilmistir.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu