| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() birak sunu bunu... kimse kimsenin ne düsündügünü bilemez.. saaadece söylediklerinden anlasilir...
O yüzden birak ALiyi Veliyide sen nasil algiliyorsun onu söyle |
|
|||
![]() es ging hier nicht um mich...
Niye cevaptan kacindin.... und auf einmallll du bist sooo oder sooo... BLÖDSINNN... dir fehlen Argumente |
|
|||
![]() icin....
Yani kendimiz icin |
|
||||
![]() burda hosgörü saygiyi anlatiyorsun ama kendin saygi göstermiyorsun studentin yazdiklarina.
Cok dogru yaziyor student ve islam bunu söylüyor. sen galiba köpek gibi dilini disari cikarip yasli abaza insanlardansin bir dekolte veya bayanlarin acik yerlerini gözeten röntgencimisinde burda ille kadinlarin acik giyinmelerini dayatiyorsun, senin karin veya kizin isterse ciplak gezsinler, sen kesin insanlarin karina veya kizina bakarken bu gibi abaza hereketlerden gurur duyan ve kendinde baskalarinda bu tavri sergileyenlerdensin anlasilan, hayvanlar aleminde bile kiskanclik olur sirf hinzirlar bu duygudan uzak olurlar. Uzun lafin kisasi eger islam yasam bicimi uygulansa sizin gibi abazalar röntgenciler kari kizlara bakamayacagi icin böyle karsi tavir sergiliyorlar. |
|
||||
![]() Vaybee de bulunup bir şeyleri yerli yerine koymaya çalışan mütavazi bir kaç kişiye yapılmıyor.
Bakın Türkiyenin en büyük yazarlarına da yapılmakta. Ben şahsen bu kesimi aynı tornadan çıkmış gelişmemiş ilkel benlikler olarak görüp geçme yanlısıyım. Hani ben porna yazarıyım ve yaşamımı bu meslekte profosyonel yazarak geçinmekteyim diyebilenlere taş çıkartacak küfür yazısının mucitleride ara sıra tekrar bayrak sallamakta. Şahsen ben çok ilkel bulduğumiçin kendisini ve onun gibi bir kaç kişiye kesinlik ile bir cevap vermek istemiyorum. Konuyu çok daha geniş ele almaya çalışan Ahmet Altanın yazısını bir toplum yarası olarak bırakmayı yeterli buluyorum, belki iyi niyetli okuyucular bu toplumun neden sürekli benlik sorunları olduğunu düşünebilirler diye düşünmekteyim... Kazım Nemelazım sorunsalı... Yaklaşık dört yıldır burada yazı yazıyorum. İlk kez aşağıda okuyacağınız türden bir mail alıyorum. Önce bir okuyun ne yazdığını. “Sen bu satılık kaleminle ve yalanlarınla refah mutlu bir yaşantı sürüyorsun ama durumundan memnun değilsin, öyle mi? Söyler misin burada yazdığın yazı başına sana ne kadar ödüyorlar? Avrupa"daki hangi ülke bayrağından vazgeçmiş de bunu bir de bize öğütlüyorsun? Sen kendi halkını aşağılayan, manevi yahut maddi ajanı olduğun Batı"ya yaranmak için her fırsatta halkının ne kadar hoyrat olduğunu kanıtlamaya çalışan aşağılık kişiliğinle, onurunu satmışlığınla nereye girmek istiyorsan oraya gir! Sen tarihten ne anlarsın ki bize bizim tarihimizin yalanlarla dolu olduğunu söylüyorsun? Bu konuda bir uzmanlığın mı var? "Ben romancıyım her boku bilirim" demeye getiriyorsun, ama bir bok bilmediğini sen de biliyorsun! Biliyormuş görünerek prim yapmaya çalışıyorsun. Batı"nın tarihten, bilimden, felsefeden, sanattan, edebiyattan anladığı hep Batılı olandır. Batı"dan gelmeyen her türlü eseri görmezden gelir onlar. Son terör olaylarından sonra gördük Batı"nın ne kadar demokratik ve insan haklarına saygılı olduğunu... Hem Türkiye"yi bir yere alan mı var da biz oraya girmek istemiyoruz. Adamlar sizi almayacağız diye bas bas bağırıyor ve sen hala aptalmışız gibi bize aymaz fikirlerini aşılamaya çalışıyorsun. Ya sen geri zekalısın, ya da bizi geri zekalı sanıyorsun? Öyle yazılar yazıyorsun ki sanki dünyanın bütün ulusları ulus olmaktan vazgeçmiş de bir biz kalmışız ulus olarak yaşayan. Ben AB ülkeleri dahil ulus devletliğinden vazgeçen bir ülke görmedim. Ama sen diyorsun ki dünyada böyle bir eğilim var, hadi ilk önce biz ulusallığımızdan vazgeçelim de dünyaya örnek olalım. Ben de diyorum ki bekleyelim ve görelim; küreselleşme adına ulusal çıkarlarından cayan ülke veya ülkeler olursa o zaman biz de ona göre adımlarımızı atalım. Batının vahşeti, saldırganlığını görmüyorsun da hep kendi ülkeninkini güya görüyor ve gösteriyorsun. İnsan gerçek niyetini bu kadar mı belli eder.Sen hiç mi uluslararası ilişkilerden anlamıyorsun? Sen nasıl yazarsın? Saygısızlıklarım ve lanetlerimle...” Gördüğünüz gibi öfkeli bir mektup. Bu kadar kızgın bir mektup yazdıktan sonra sanırım kendi ciddiyetinden yorulmuş ve “Kazım Nemelazım” diye imzalamış. İmzası mektubun en şirin yanı. Hepimizin içinde gizli olan o tuhaf ve boşvermiş çocuksuluk bütün öfkelerimize rağmen çabuk yorulan ciddiyetimizin altından kendini gösteriveriyor. Burası sadece fikir yazılarının yer aldığı bir internet sitesi. Buraya yazı okumaya gelmek için en azından internete ve bilgisayara aşina olmak, insanların fikirlerini merak etmek ve toplumun sorunlarıyla ilgilenmek gerekir. Bu nedenle, buranın okuyucusu hangi fikirden olursa olsun toplumun daha şanslı ve gelişmiş kesimindendir. Bu kesimin içinde bile “Kazım Nemelazım”ın üslubunda yazabilen insanlar çıkabiliyor. Benim gibi düşünmeyen ve Kazım Bey’in görüşlerini paylaşan herhalde çok insan vardır. Düşünce farklılığı doğal ve kaçınılmaz. Benim anlamadığım, bizimle aynı fikirde olmayanların “satılmış, onursuz, cahil, aşağılık” olduğuna inanma eğilimimiz. Üstelik bu eğilime biz toplumun “seçkin” kesimlerinde de rastlıyoruz. Neden Kazım Nemelazım’lar, sadece kendi görüşlerini açıklamak ve karşısındakinin paylaşmadığı görüşlerini eleştirmekle yetinmiyor da hakaret etmek, aşağılamak, çürütmek istiyor. Niye bir fikir anlaşmazlığını belli bir düzeyin altına düşmeden sürdüremiyoruz? Sanırım bunun nedeni ortada çok fazla fikir olmaması. Ulus devlet kavramını tartışabilmek için, bu yönetim biçiminin buharlı makinaların bulunmasıyla değişen üretim biçiminin Batı’da oluşturduğu yeni ekonomik yapılanmanın sonucu olduğunu bilmemiz; teknolojik bir değişim sonucu ortaya çıkan ulus devletin yeni teknolojik değişimlerle tarihten kaybolacağını anlamamız gerekiyor. Ulus devlet bize ait bir kavram değil. Bunu Türkler bulmadı, Türkler de ortadan kaldırmayacak. Bunu bulan da, bugün değiştiren de Batı. Çünkü teknolojik değişimler orada gerçekleşiyor. Niye Batı’nın geliştiği, niye teknolojik değişimlerin önce dünyanın bu bölgesinde oluştuğu ise, verilen birçok cevaba, yapılan birçok açıklamaya rağmen hala tüm netliğiyle anlaşılmış değil. Ulus devlet insan iradesiyle ortaya çıkmadığı gibi insan iradesiyle de ortadan kalkmayacak. Ortaya çıkışı da yokoluşu da teknolojik değişimlere bağlı. Buharlı makinelerin yarattığı ulus devleti, uzay teknolojisi çağında sürdürmek mümkün değil. Bu gerçeği anlamaya çalışmanın, dünyanın nereye doğru değiştiğini kavramak istemenin ve bu değişimin yaratacağı sancıları farkedip önceden önlem almak istemenin yanlış olduğunu düşünüyorsanız, yeryüzünün değişiminin üretim araçlarının değişimine değil insan iradesine bağlı olduğunu söylemeniz ve bunun kanıtlarını göstermeniz gerekir. Bunu da söverek yapmak bana pek kolay gözükmüyor. Fikir tartışmalarına karşı değilim. Birçok insanın da benimle aynı görüşleri paylaşmadığının farkındayım. Ama bir fikre bir fikirle değil de öfkeyle ve küfürle karşı çıkılması, üslubun hazin bir düzeysizlikle sakatlanması ve bunun bizim siteye tırmanacak kadar genişlemesi beni ürkütüyor. Bu, kışkırtılmaya hazır çaresiz bir öfkenin genişlediğini düşündürüyor. İnsanların değişimden korkmalarını anlıyorum elbette ama korkunun kendini sadece düzeysizlikle ifade edebilmesini yadırgıyorum. Ulus devlet sadece bizim sorunumuz değil, dünyanın sorunu ve işin acıklı yanı da bu değişimi ne önlemeye ne hızlandırmaya bizim gücümüzün yetmeyecek olması. Ama Kazım Nemelazım’lar bizim kendi sorunumuz. Ne yapacağız biz toplumun her kesiminde rastlanan bu Kazım Beylerle? Kazım Bey “sorunsalımızı” nasıl çözeceğiz. Kazım Bey meselesini çözmenin ulus devlet meselesini çözmekten de zor olduğunu düşünüyorum doğrusunu isterseniz. Fikirlerin oluşmasına izin verilmeyen bir ülkede fikir tartışmasının “Kazım Bey sorunsalına” çarpmadan nasıl sürdürülebileceğini bilen biri var mı aranızda? 22 Ağustos 2005, Pazartesi Ahmet Altan. |
|
|||
![]() ...und mit der selben logik könnte man die frage, warum wir schlafen, einfach und genial beantworten: na klar, weil das sandmännchen uns sand in die augen streut!
du bist soo unendlich weise ![]() |