Misyonerlerin Faaliyetleri Petrol Şirket
tarafindan finance ediliyor,
Bakü’de yayınlanan bir gazete büyük petrol şirketlerinin Azerbaycan cumhuriyetinde Misyonerlerin faaliyetlerine destek sağladıklarını ifşa etti. Bizim yol gazetesi son sayısında İngiliz “Brişit Petrolyum” şirketi ve Amerikan Amoko şirketi gibi büyük petrol şirketlerinin, Hıristiyan Misyoner örgütlerine geniş mali yardımlar yaptıklarını yazdı.
Yazıda bu yardımların ilahi görevlerin yerine getirilmesiyle bir ilgisi bulunmadığını, söz konusu şirketlerin yetkililerinin, bu ülkenin Müslüman halkının Hıristiyanlaştırılması durumunda daha kolay bir şekilde bu Müslüman ülkede menfaatlerine ulaşabilecekleri görüşündedir. “Bizim yol” gazetesi, Rusya’nın “Lukoyl” petrol firmasının da batılı şirketlerin tecrübelerinden yararlanmaya başladığını yazdı.
Yazıda, Rus şirketinin Azerbaycan cumhuriyetinde Protestan ve Katolik misyonerlerin geniş faaliyetlerini dikkate alarak, Bakü’deki “Pravslov” kilisesinin inşa edilmesi masraflarını üstlendiğini yazdı. Uzmanlar, çok uluslu petrol şirketlerinin Azerbaycan cumhuriyetinin dini işlerine müdahale etmelerinin bu Müslüman ülkenin petrol projelerinin siyasi amaçlarla hazırlandığı ve yabancı şirketlere devredildiği gerçeğinin göstergesi olduğunu belirtiyorlar. Azerbaycan cumhuriyetinin 8,3 milyonluk nüfusunun yüzde 90’dan fazlasını Müslümanlar oluşturuyor. Yabancı petrol şirketleri bu ülkenin iç durumundan iktisadi menfaatleri ve bağlı oldukları devletlerin siyasi maslahatları yönünde suistifade etmeye çalışıyor.
Halen bu ülke halkı muhtelif mali sorunlarla karşı karşıyadır. Bakü hükümeti tarafından açıklanan istatistiklere göre, bu ülkede halkın yaklaşık yüzde 50’ye yakın bir bölümü açlık sınırının altında hayatını sürdürüyor. Gayri resmi veriler ise, günlük geliri bir doların altında olanların sayısının resmen açıklanan rakamlardan daha fazla olduğunu gösteriyor. Her halükârda Azerbaycan cumhuriyetinde faaliyetlerini sürdüren misyoner örgütler ve muhtelif Hıristiyan gruplar, bu ülkedeki durum ve halkın yoksulluğundan su istifade ederek, bu ülkede toplumun bazı kesimlerini Hıristiyanlaştırmak ve bu yolla amaçlarını daha kolay bir şekilde gerçekleştirmek için çaba gösteriyor. Bu arada merkezi karar alma sisteminin egemen olduğu 70 yıllık dönemde Azerbaycan cumhuriyetinde dinsizleştirme politikasının hiçbir sonucu olmadığı, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından bölgenin diğer Müslüman cumhuriyetlerinde olduğu gibi, Azerbaycan cumhuriyetinde de Müslüman toplumun dini duygu, inanç, bağ ve değerlerini koruduğu görüldü. Bu ülkenin bağımsızlığının ardından da ecnebiler ve halk düşmanlarının yeni yöntemlerle geniş bir şekilde halkın milli ve dini değerler ve inançlarına saldırmaya çalıştılar.
Hıristiyan misyonerler bazı batılı siyasi gruplar, sivil örgütler, ayrıca Siyonist Soros vakıflar, söz konusu dini ve kültürel saldırı çerçevesinde faaliyetlerini sürdürüyor. Bu faaliyetlerin ağır masrafları genel olarak, petrol şirketleri tarafından temin ediliyor. Üstelik petrol şirketlerinin sorumlularına göre, halkın dini hüviyetinin değiştirilmesi durumunda, sultacı amaçların geliştirilmesi daha da kolaylaşacaktır.
İslam’a yakıştırılmak istenen sapık akımlarda Azerbaycan cumhuriyetinde Hıristiyan misyonerlerle aynı doğrultuda hareket ediyor. Aslında bu akımlar, İslam dininden olumsuz ve yanlış bir çehre çizmeye ve Azerbaycan’da Hıristiyan’ların faaliyetlerini arttırmasına zemin hazırlamaya çalışıyor. Lakin Azerbaycan cumhuriyetinde uyanık, dindar ve vatansever politikacılar sürekli söz konusu akımların faaliyetleri konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Bakü hükümetini eleştirenlere göre, Azerbaycan cumhuriyeti yönetimi Müslüman grup ve partilerin faaliyetlerini sınırlandırmakla pratikte yabancıların menfaatlerine hizmet ediyor. Bakü yetkilileri iç ve dış politikalarında yanlış bir tutum izliyor ve bu yüzden halen misyoner örgütlerin faaliyetleri Bakü yetkililerini de endişelendiriyor. Zira onlar, bu sapık akımların gelecekte Müslüman halkın yanında yönetimi de hedef alacağını tahmin ediyorlar.
|