| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() hic aklini kullanmiyorsmusun...
Allah nedir diye hiiiic aklindan gesmedimi.... eger gecmeydiyse, dann hast du ein Problem... Allahini dahlen taniyamadik senin... |
|
|||
![]() vorher nicht...
|
|
||||
![]() İnsanlığa getirdiği rezaleti gördüm
Merak ettim araştırdım,inceleyip durdum İslam alimlerine din bilginlerine sordum Batılılardan geldi dediler; Cumhuriyet. Gayri İslami düşünce,fikri kaide den İslam’ı olmayan kapitalizm akide den İnsanların koyduğu kanun kaide den Oluşup meydana gelmiştir. şu Cumhuriyet Din ayrı,devlet ayrı fikri; demokrasi Bu fikir;kapitalizmin temel akidesi Bu akide Cumhuriyetin aslı esası Bu esas üzere kurulmuştur, Cumhuriyet İslam’ı olmayan;din seçme hürriyetin den İslam dışı oluşan; fikir hürriyetinden İstediği yol dan,mülk edinme hürriyetinden Oluşup meydana gelmiştir, şu Cumhuriyet. Hayata hakimiyet halka verilmesinden Hayat için insanların kanun koymasından Kapitalizm tarzı yönetim yapılmasından Oluşup meydana gelmiştir şu Cumhuriyet İslami olmayan bir siyaset gütmek için İslami olmayan bir yönetim yapmak için İslami olmayan ahkamla hükmetmek için Batıdan Müslim’e gelmiştir. şu Cumhuriyet Hülasa Cumhuriyet,düşman batıdan geldi O muazzam İslam nizamı; yerine kondu Cumhuriyetle İslam hayatı sona erdi Tüm İslam’a karşı gelmiştir. şu cumhuriyet Gelmeseydi Cumhuriyet gitmezdi hilafet Olsa’idi hilafet olurdu İslam adalet Olsa’idi İslam adalet,olmazdı zillet Müslümanlara zillet olmuştur Cumhuriyet Gerekmez kamile arzuhal arife tarif Zira her şey vakasıyla olmuştur maarif Cumhuriyeti kabul etmez akliden arif Müslüman’a bir kabus olmuştur Cumhuriyet Şerrinden hakka sığınır, Abdullah muakkil Cumhuriyet;aslı olmayan bir küllü kail Cumhuriyeti istemez her akeiden akil İnsanlar sözünden olmuştur şu Cumhuriyet |
|
||||
![]() Buralardayım diye yazıyorsun ama ulaşmak mümkün olmuyor.
Bazen bir sohbet edeyim senin ile diyorum buraya üye olmadığım için bir türlü olmuyor bu istemim. Her şeye rağmen kendine sevgiyle ve iyilikle davran. Selamlarım ile... |
|
|||
![]() DIN pisligi yolu degildir.. ki sen zaten Müslüman degilsin... bunlari anlayacak ne yürek ne alt yapi nede nefis var sende...
Nacak Tüm dünyanin söyledigi sekilde.. RADIKAL bir tipe sahipsin... |
|
||||
![]() "Ben Abdülmennan oğlu Sinan. Osmanlı Devletinde dört padişaha hizmet etmekle şeref kazandım. Sanatım ve çalışkanlığımla mimar başılığa kadar yükseldim. Allah"ın takdiriyle şöhretim bütün cihânı tuttu. Hizmetinde bulunduğum ilk padişah Sultan Selim Han"dır."
Kayseri"nin Ağırnas köyünde doğdu. Sinan"ın dedesi Doğan Yusuf Ağa neccar idi ve Sinan sık sık onun yanına gider, çalışmasını merak ve hayranlıkla izlerdi. Çoğu kez Doğan Yusuf Ağa, civar köy ve kasabalara bir iş için gidince torununu da yanında götürürdü. Sinan"ın ilk yolculuğu Karatay kervansarayına oldu. Usta marangoz bu binanın ahşap kısımlarını tamir ederken, cami, hamam, ambar ve konak yerlerini bir araya toplayan taş sütunlu, yüksek tavanlı ve kemerli bu yapı ile köydeki evleri arasında büyük fark, küçük Sinan"ı etkilemişti. Sinan"ın gözünde ve zihninde yalnız bu Türk-Selçuklu anıtı değil, bir süre sonra gördüğü Mah Peri külliyesi ve Gevher Nesibe Hatun Şifaiye Medresesi gibi eserler, medreselerde öğrendiğinden çok yer etmeye başladı. * Sinan 22 yaşındaydı. Gönlünü kendisinden 6 yaş küçük olan Suna"ya kaptırmıştı. Yeşil gözlü, kumral saçlı, güzel yüzlü Suna ile köy meydanındaki çeşme başında karşılaşırlardı. Suna, Ağırnas"ta Kumru teyzenin kızıydı. Çeşme başında karşılaştıklarında Sinan Suna"ya "Yarın annemi size göndereceğim!" dedi. Sinan"ın annesi ertesi gün Kumru teyzenin evine gittiğinde, kapıyı kızarmış gözlerle Suna açtı. Geç kalmışlardı. Timur ile söz kesilmişti. Timur, Sinan"ın arkadaşıydı. Sinan artık Ağırnas"ta kalamazdı. 1512 yılında ilk defa olarak Anadolu"dan "devşirme" asker toplanmaya başlanmış ve Sinan"ın babası Abdülmennan"a kâtiplik görevi verilmişti. O da oğlunun köyden uzaklaşmak isteğini yerinde bulmuştu. Sinan"ı yolcu ederlerken, dedesi, Sinan"a sanatını unutmaması gerektiğini söyledi. * "Ben, Kayseri Sancağından devşirilen ilk acemi oğlanlardanım. Asker ocağına girdikten sonra, marangozluğa merak ettim. İyi ustalar elinde yetiştim. Bıkıp usanmadan çalışıp bu sanatı öğrendim. Yükselmek ve kendimi göstermek için fırsat gözlüyordum. Bilhassa ülkeler gezip görgümü arttırmak istiyordum. Bir fırsat çıktı, Sultan Selim Han"ın ordusunda Acem ve Arap diyarlarını baştan başa gezdim. Mimarlığı, hendeseyi öğrendim. Gördüğüm her binadan, her harabeden ibretle ders aldım, İstanbul"a döndüm. Devlet adamlarının hizmetinde bulundum. Yeniçeri zâbiti olarak kapıya çıktım." * O zamanlar Van gölünün batı ve güney kıyıları Osmanlıların elindeydi. Van gölünü bir iç göl haline getirmek için doğu kıyılarını elde etmek, Van"ı almak gerekiyordu. Çevrenin en önemli şehriydi ve kalesi güçlüydü. Bu harekatta kumandan olan Lütfi Paşa, Ağırnaslı Sinan"ı çağırttı ve şöyle dedi: - Deryanın karşı yakasındaki düşmanın ahvalini öğrenmek isteriz. Bu işi başarabilir misin? - Emirlerinizi bekliyorum. - Karşı kıyıya geçmek için gemi lazım gelir. Gemiler binasına mukayyet ol. - Gemiler binasına mukayyet olacağım. Sinan üç gemi inşa etti. İnşa ettiği bu üç gemi, Sinan"ın ilk eseriydi. Lütfi Paşa gemilerin kaptanlığını da Sinan"a verdi. Sinan, Van gölünde kendi yaptığı üç kadırga ile gece karanlığında karşıya geçti. Adamlarına "Gürültü etmeyin, nöbetçileri öldürmeyin" emrini verdi. Karşıdan sessizce yakaladıkları dört nöbetçiyi getirdiler. Onların verdikleri bilgilere göre hareket edilerek Van ele geçirilmiş oldu. Sinan 44 yaşındaydı. Bu başarısı üzerine "Subaşı" unvanı verildi. * 21 Ağustos 1538"de Sultan Süleyman komutasındaki ordu İskaçi"ye gelmişti. Boğdan seferi sırasında Tuna nehrini geçmek için bir köprü inşa edilmişti. Üzerinden sırasıyla akıncılar, semenderler ve Rumeli gazileri geçmişti. Köprü oldukça sağlam yapılmıştı. Köprüden geçenler, köprünün sağlamlığına şaşmışlardı. Şaşmayan tek kişi vardı: Ağırnaslı Sinan. - Asıl hüner, böyle bir köprüyü akıntılı bir su üzerine inşa etmektir, demişti. - Madem bu kadar iddialısın, sen böylesini tutturabilir misin? diye sordular Sinan"a. - Sırası gelirse evet, dedi. Ordu Prut nehrine geldiğinde sırası gelmişti. Sultan Süleyman bir köprünün önemini çok iyi biliyordu. Macarisan seferi sırasında Budin ile Peşte arasında kurulan köprü ancak dört gün dayanabilmişti. Padişah, Sinan"ı çağırdı ve sordu: - Daha önce hiç köprü inşa ettin mi? - Hayır Sultanım... Emir buyurursanız Allah"ın izniyle bu işi başarırım. Geceli gündüzlü çalışma 13 gün sürdü. Köprü bitmişti. Sultan Süleyman ve askerleri, Sinan"ın ilk köprüsünden güvenle geçtiler. Bu başarısının ardından Sultan, Sinan"a mimar başı olmasını teklif etti. Yeniçeri ocağından yetişmiş bir asker olan Sinan, bütün hayatını aynı ocakta geçireceğini düşünüyordu. Üç kadırga yapmış, bir köprü inşa etmiş, birkaç onarım yapmıştı. 50 yaşındaydı. Askerlikten ayrılmak zor gelse de emir büyük yerdendi. Böylece Sinan, dedesinin sözünü tutmuş, sanatını unutmamıştı. O bundan sonra Koca Mimar Sinan"dı. * 80 yerde cami, 400"den fazla mescit, 60 yerde medrese, 31 yerde saray, 19 türbe, 7 darülkürra, 17 imaret, 3 darüşşifa, 11 köprü, 15 su yolu kemerleri, 6 mahzen, 19 han ve 33 hamam inşa etti. Şehzadebaşı Camii çıraklık eseri, Süleymaniye kalfalık eseri, Selimiye ustalık eseri olarak bilinir. Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Sarı Selim ve 3. Murat dönemlerinde yaşayan Koca Mimar Sinan, 98 yaşında ruhunu teslim etti. Mekânı cennet olsun. Mimar Ahmet Ağa, Mimar Kemalettin, Mimar Davut Ağa, Mimar Yetim Ali Baba, Genç Sinan, Mimar Yusuf gibi talebeler yetiştirmişti. Sultanahmet Camii, Tac Mahal gibi eserler, Koca Sinan"ın yetiştirdiği talebeler tarafından inşa edildi. |
|
|||
![]() cünkü bir insanin ömrü ona yetmez... yarisi kadar eseri varsa bir o kadar daha uydurmuslardir...
Übrigens ben gecen yil gittim en degerli eseri olan Süleymaniye külliyesini gezdim... hem Sultan Süleymanin hemde kendisinin Mezari orada bulunmkata... Sultan Ahmed Camiisi en taninmisi olsada, Süleymaniye Külliyesi en zarif ve en etetik Camiidir.. hatta bence Selimiye Camiinden dahada güzeldir ki hem manzara hem etrafinda diger eserlerle braber dahlen hizmet vermekte... Gidip görülmeye deger.... ama cogulari Süleymaniye Camii diye bir eserin var oldugundan bey haberler.. |