yani durmadan Allah Allah diyoruz, ama was verbirgt sich dahinter ???

[garakedi]

in Deutschland?

aber nicht der Islam wie Sie im Kuran steht.....

Das praktizierte ist nicht ISLAM sondern SCHROTT

[cagdasturk]

Ulen dinsiz dingil, bu kadar cok seviyorsan batiyi ve yasam tarzini, onlarla birlikte yasa o zaman ibnelerle, lezbiyenlerle.
Yanliz birakta, Allaha inananlarda yapsin elestirilerini, bu kadar gocunma yaranmi var bir yerlerinde..

[cagdasturk]

Haklisin, konu bu acidanda ele alinabilir, katiliyorum..

[cagdasturk]

Bence son derece yanlis bir tespit.
Gelismis ülkeler sonsuza kadar yasayacaktir, gelismekte olan ülkelerde yikilacaktir diye bir kural yoktur.
Hatali ve yanlis anlayislar her zaman yikilmaya mahkumdur.
Ayrica unutmayalim, tüm evren hareket halindedir, dolayisiyla her sey bir degisim sürecinden gecer, degismeyen tek sey degisimin kendisidir.

[cagdasturk]

ohne Text

[hacikischkisch]

dindar olmakla, namaz kilmak kabeye gitmek ve kiliseye gitmekle refah medeniyet gelse arap bedevi cadirlarina nur yagardi düdük

allah kendine ibadet edeni degil saksiyi calistirani sever ve ona verir riski lavuk..
sende saksiyi calistir senin de olsun dümbük

evet ben seviyorum burayi ve yasamaktan mutluyum
sen sevmiyosun ne seyime duruyorsun bu gavur memlekette zurna herif..
cek git cok sevdigin islam dogu medeniyetine lavuk evladim

[cagdasturk]

21. yüzyıla damgasını vuracak kriz alanları hemen hemen kesinleşti. Orta Amerika, Orta ve Doğu Afrika, Ortadoğu, Hazar çevresi ve Malaka Boğazı merkezli olarak Güneydoğu Asya
çok derin küresel etkilere yol açacak kriz alanları olarak bu yüzyıl boyunca kendinden söz ettirecek. Büyük güçlerin siyasi ve ekonomik hegemonyası, bu bölgelerdeki nüfuzlarıyla orantılı olacak. Buralar, ekonomik, kültürel ve siyasi olarak yeryüzünün en zengin, en karmaşık yerleri.

Hemen belirtelim ki; kaosun da, barışın da anahtarı bu bölgeler. Zengin kaynakları, dünya ticaretindeki üstün konumları, insan gücü, etnik çeşitliliği ve kültürel zenginlikleriyle aslında insanlığı refah ve huzura kavuşturacak güce sahip. Ancak ihtiras ve güç eksenli dünya düzeni arayışı, fırsatlar kapısı olması gereken bu bölgeleri dünyayı kaosa sürükleyecek kanlı çatışma alanlarına dönüştürüyor. Ne yazık ki, kaosa yatırım yapanların günahları, bu tehdit edici süreç, demokrasi ve özgürlük arayışı ya da terörle mücadele gibi hepimizi uyutan bir yanılsama, illüzyonla gizlenebiliyor. Değerden yoksun, maddi ihtiras ve güce tapınmanın şekillendirdiği bir geleceğe hep birlikte sürükleniyoruz.

Bu tehditlerin en önemlilerinden biri Hazar çevresinde hazırlanıyor. Kafkaslar ve Orta Asya"nın geleceği üzerinde Hazar merkezli bir kriz giderek yaklaşıyor. Bölge yeni bir Ortadoğu olarak öne çıkıyor. Hazar merkezli zenginliğin paylaşılması, paylaşımdan ziyade bir kapışma, çatışma şeklinde kendini gösteriyor ve bu gerilim giderek bütün merkezi güçlerin rol aldığı küresel ölçekli bir alev topuna dönüşüyor. Yerel devletlerin, bölge halklarının bu çatışmadan kaçınma, yönünü belirleme gücü yok, etkileme güçü ise son derece sınırlı. Aksine, bölge ülkeleri oyunun şekline göre yeniden şekillendiriliyor, güçleri neredeyse sıfırlanıyor. Karadeniz"in kuzeyinden Çin sınırına kadar olan bölgede, ülkelerin siyasi yapısı, ekonomik geleceği ve sosyal dokusunda önemli değişiklikler bekleniyor.

Rusya, Çin ve İran arasındaki yakınlaşma Hazar"ı hedef alan ABD ve müttefiklerini durdurmaya yönelik. Bugüne kadar Basra Körfezi"nden gelen tehditlere göre konuşlandırılan İran ordusu, Kuzey"den gelecek yeni tehdide karşı hazırlık yapıyor. Hazar"a yönelecek ve Gürcistan, Türkiye, Azerbaycan tarafından desteklenecek ABD müdahalesi, Rus-İran tarihi ittifakını parçalayabileceği gibi, Rusya"yı Karadeniz ve Hazar"dan uzaklaştırabilir. Bugüne kadar Güney Kafkaslar"ı denetim altına almayı önceleyen ABD stratejisi, Hazar"daki savaşın şiddetine paralel biçimde Rusya"yı Kuzey Kafkaslar"dan uzaklaştırmaya dönük girişimlerle kendini gösterecek. Bu çerçevede Dağıstan kritik bir çatışma alanı olarak öne çıkarken Çeçenistan"ın bağımsızlık savaşının ABD"nin terörle savaşının kapsamından çıkması, Çeçen mücadelesinin yeniden ivme kazanması ihtimal dahilinde.

"Yeni Avrupa", NATO"nun genişleme haritası ile Ukrayna ve Azerbaycan atağının dışında ABD Romanya, Macaristan ve Bulgaristan"a yerleşiyor. Bu ülkelere dev askeri üsler kuruyor. Bu adımlarla hem Doğu Avrupa, Karadeniz çevresi ve Kafkaslar"a yerleşiyor hem de AB"nin Rusya, Kafkaslar ve Orta Asya"ya açılan kapılarını kapatıyor. Bunlarla yetinmeyen ABD"nin, Türkiye"den Sabiha Gökçen, Samsun, Trabzon hatta Sinop ve Hopa ile Ordu"nun Ünye bölgelerinde üs istediğini hatırlayalım. ABD, Bulgaristan, Romanya, Türkiye"nin Karadeniz"e açılan liman ve havaalanları ile Gürcistan ve Azerbaycan"a yerleşince nasıl bir harita ortaya çıkacak? Tabii ki, Kuzey Kafkaslar karışacak. Tabii ki, Karadeniz tam anlamıyla bir Amerikan gölü haline gelecek. Bu süreçte Doğu Karadeniz, belki de Doğu Akdeniz kadar hassas bir bölge haline gelecek. ABD, AB ve Rusya"nın Doğu Akdeniz"deki mücadelesinin bir benzerini Doğu Karadeniz"de görebiliriz. Bölge belki de tarihinde hiç olmadığı kadar, stratejik değer kazanmaya başladı. Buna bağlı olarak Türkiye"nin güneye yoğunlaşan dış politika önceliği önemli miktarda Doğu"ya, Kuzeydoğu"ya kayacak. Ankara her ne kadar, bu bölgeye yönelik politikalarını ABD/İngiliz stratejilerine endekslemişse de, yakında kendisi için bunun hiç de işe yaramadığını farkedecektir.

Rusya ve Çin arasındaki çok boyutlu askeri, siyasi ve ekonomik ortaklıkları, yine Rusya-Çin-Hindistan arasındaki Asya gücü oluşturma arayışını, Avrupa Birliği"nin Kıta Avrupası ve Anglo-Sakson Avrupa olarak bölünmesini, Almanya ve Fransa ile Rusya arasındaki dayanışmayı, NATO içindeki bölünmeyi, G-8 içindeki kamplaşmayı, BM"nin reforma tabi tutulup Güvenlik Konseyi"nin daimi üyelerinin arttırılmasına yönelik arayışları dikkatle izleyelim. Bütün bunlar, ABD nüfuzunu kırmaya, sınırlandırmaya, daha dengeli bir küresel sistem oluşturmaya yönelik girişimler.

Ancak yarış, yeryüzünün belli bölgelerinde çatışmalar şeklinde karşımıza çıkıyor, çıkacak. Güç gösterisi başka toplumları, ülkeleri de felakete sürükleyecek. Afganistan ve Ortadoğu"dan sonra Orta Afrika"da ve Güneydoğu Asya"da bunun örneklerini göreceğiz. Ancak enerji bu sıralar özellikle Hazar çevresinde yoğunlaşmış durumda. Bu enerji yoğunlaşmasının ne tür gerilimler, krizler ve çatışmalar ortaya çıkaracağı çok yakında belli olacak. Özellikle Azerbaycan"daki seçimlerden sonra bu ülkenin İran"a karşı nasıl bir sürecin içine sokulacağı önemli. İran"a yönelik ABD baskısının seyri, Avrupa ülkelerinin ve Rusya"nın İran"a ilişkin tutumu önemli. Dağıstan ve Çeçenistan"da yeni gelişmeler olabilir. Abhazya ve Acaristan"da hareketlenmeler görülebilir.

Hazar petrolü ve enerjisi, tıpkı Ortadoğu petrolleri gibi, dünya politikasını belirleme gücüne sahip. Türkiye gibi bölge ülkelerinin politikaları bu projelere göre şekilleniyor. Petrol şirketlerinin ve küresel sermayenin çıkarları ise bütün ülkelerin politikalarını belirliyor. Onlar için ulusların kaderinin, çektiği ızdırabın hiçbir önemi yok. Onlar bir boru hattı için ülkeler işgal ettiriyor, bir petrol kuyusu için haritalar çiziyor, bir varil petrol için rejim değiştiriyor.

Akdeniz, Karadeniz ve Hazar... ABD bu üç denize de hakim olmak istiyor. Ancak 21. yüzyılı tek başına belirlemeye kalkışan Amerika"nın her istediğini yapabileceğine inananlar yanılıyor. Bunu dar anlamda Irak"ta gördük. Biraz zaman geçsin Irak"ta daha fazlasını göreceğiz. Başka bölgelerde de göreceğiz. ABD siyasi olgunluk sınavını kaybetti. İnsanlığın vicdanında mahkum oldu. Avrupa"dan Doğu Asya"ya kadar bir çok siyasi oluşum, bölgesel yakınlaşma arayışları öncelikle ABD"yi hedef alıyor. ABD"nin ekonomik ve askeri gücü bu direnci ezmeye yetmeyecek.

İbrahim Karagül

[cagdasturk]

Dingil arkadasim benim, saksi saksi diyorsun ama anlasilan senin saksinin ici baya bir bos.
ALLAH hem saksiyi calistirani hemde kendine inanani, ibadet araciligi ile saygi ve sevgi göstereni, yine ibadet araciligi ile kendini aritani, yenileyeni sever.
Ama senin carpik bir anlayasin oldugu icin bunlari anlaman haliyle olanaksiz.
Eger okuduklarindan azicikda olsa bir seyler anlayabilmis olsaydin, kötü olanin batida yasayan insanlarin degil, kurulu olan bozuk düzenin oldugunu anlardin.
Mesele batida kalip kalmama meselesi degil dingil arkadasim, mesele gördügün yanlislari özgürce ve cesaretle söyleme meselesi.
Biliyorum cok zor konular bunlar senin icin, o yüzden anlamani beklemiyorum senden, sen yoluna devam et bildigin gibi, sorumsuz ve inancsiz, hadi bakim..