Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #20881  
Alt 29.06.2005, 16:59
Benutzerbild von coach01
coach01 coach01 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 3
Standard Sagol... Yasarcilara ders olsun .... :))

ohne Text
  #20882  
Alt 29.06.2005, 17:15
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard ne diyor bu sapik zaza yaaa

yakinda bunun fotosunu sizlere yayinliyacagim sosis yiye yiye adana öküzüne dönüsmüs muahahahahhahahahahaha
  #20883  
Alt 29.06.2005, 17:49
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard sen fransizin sabkasini neden

giydinki kültür desen onlarin adalet desen onlarin kanun desen onlarin neyiniz Türk kültürüki

galiba senin kemal de arablar gibi önce savas sonrada srab icip bagetini yeee vayy anasini vayyyy
  #20884  
Alt 29.06.2005, 18:04
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Demokrasi, Kapitalist düşünce

Demokrasi, Kapitalist düşünceye ait genel bir çerçevedir. Yani Kapitalist devletlerin ve Kapitalizme göre hareket eden devletlerin uyguladıkları yönetim sisteminin adıdır. Demokrasiye inananlara göre Demokrasi; halkın kendi koyduğu kanunlarla kendi kendini yönetmesidir. Kapitalistlerden birçokları sistemlerini "Demokratik Sistem" olarak isimlendirmektedirler Ancak bu isimlendirme birçok sebepten dolayı doğru değildir. Demokrasi orijinalliği itibarı ile Kapitalistlerin buluşu da değildir. Demokrasiyi kullanmada eski Yunanlı"lar onlardan öncedir. Demokrasiyi uygulamada Kapitalistler tek olmadıkları gibi Marksist Sosyalistler de Demokrat olduklarını söylerler ve sistemleri yıkılıncaya kadar da bu iddialarını sürdürmüşlerdir.

Demokraside en önemli husus kanun yapma hakkının yaratıcı yerine insana verilmesidir. Dinin hayattan ayrılması gerektiğini söyleyenlerdeki mantık da budur. Çünkü dini hayattan ayırmak demek yaratıcı yerine insanı kanun koyucu yapmak demektir.

Bu noktada Kapitalistler, insanın yaratıcı tarafından konulan muayyen bir şeriata tabi olmakla ve hayatında bu şeriatı uygulamakla mecbur tutulduğunu araştırmazlar. Hatta böyle bir konuyu tartışmak bile istemezler.

Müslümanlar açısından ise böyle bir durum; -Allah korusun- delaleti ve subutu kat"i bütün delilleri ve müslümanlara; Allah"ın şeriatına bağlanmayı, Allah"ın şeriatının dışındakileri de tamamen terketmeyi emreden birçok Kur"an ayetini inkâr etmek demektir. Hatta İslâm, Allah"ın şeriatına tabi olmayan veya uygulamayan kimseyi kâfir, zalim veya fasık olarak nitelemektedir. Allahu Teâla ayeti kerimelerde şöyle buyurmaktadır:

"Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar kâfirlerdir."

"Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar zalimlerdir"

"Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar fasıklardır."

Demokrasiye inananlarda olduğu gibi yasama yani kanun yapma hakkının Allah"a ait olduğunu inkâr ederek Allah"ın indirdikleri ile yönetmeyenler Kur"an"ın açık nassı ile kâfirlerden sayılırlar. Çünkü böyle yapmakla delaleti kat"i ayetleri inkâr etmiştir. Delaleti kat"i olan ayetleri inkâr eden kimse ise müslüman fakihlerin icması ile kâfir olur.

Kâfirler ve müslümanların topraklarında kâfirlere uşaklık yapan idareciler, fert veya hareketler olarak kendilerini müslümanlardan saydıkları halde demokrasiye çağıran herkes, demokrasinin temelde şeriatı terketmeyi gerektirdiğini ve insanı yaratıcı konumuna getirdiğini bilmelerine rağmen demokrasiye bu açıdan yaklaşmayarak, demokrasinin halkın kendi kendini yönetmesi olduğunu, insanlar arasında eşitliğin ve adaletin yayılması, yöneticilerin muhasebe edilmesi anlamına geldiği, Demokrasinin başından sonuna kadar Allah"ın şeriatını terkedip yaratılmışların şeriatına uymak demek olduğu halde demokrasi ile Allah"ın şeriatının terkedilmesinin kastedilmediğini iddia etmektedirler.

Demokrasi hakkında söylenen diğer sözler ise fiiliyatta vakıası olmayan, teoride kalan sözlerdir. Örneğin halkın kendi kendini yönetmesi sözü büyük bir aldatmacadan ibarettir. Demokratik kapitalist toplumların tamamında halk kendi kendini yönetmemektedir. Çünkü bu düşünce hayali bir düşüncedir. Demokratik Kapitalist ülkelerin en köklülerinden olan Birleşik Devletlerde ve İngiltere"deki Lordlar kamarasında olduğu gibi halk değil etkili bir grup halkı yönetmektedir. Kapitalist ülkelerdeki bu etkin grupların elinde dilediği kimseleri yasama meclisine ve yönetim kademesine ulaştıracak araçlar vardır. Böylece etkin gruplar tarafından meclislere gönderilen kimselerin çıkaracakları kanunlar onların çıkarlarına hizmet edecek kanunlar olmaktadır.

Eşitlik, adalet, idarecileri muhasebe etme gibi Demokrasi hakkında söylenen diğer sözler ise fiiliyatta vakıası olmayan, teoride kalan sözlerdir. Bunu anlamak için Demokrat dünyanın lideri olan Amerika"ya bir göz atmak yeterlidir. Burada eşitlik, adalet ve idarecileri sorgulama hakkının belli bir ırka, din mensuplarına, belli çevreye veya belli büyüklükte ekonomik gücü bulunan seçkin bir tabakaya ait olduğu görülmektedir. Eskiden beri çile çeken ve halen daha çekmekte olan zenciler, kızılderililer, Latin ve Asya asıllılar, Protestan olmayanlar veya Batı Avrupa kökenli olmayanların karşılaştıkları güçlükler -her ne kadar bazen bu duruma aykırı gelişmeler olsa da- Demokrasinin teoriden ibaret olduğunu göstermesi için yeterlidir.

Bu nedenle müslümanın Demokrasiyi kabul etmesi caiz değildir. Zira Demokrasi küfür sistemidir, insanı yaratıcı konumuna getirmektedir. Her müslümanın ondan tiksinmesi ve onu yaymak için çalışanlara karşı çıkması farzdır.

<a href="redirect.jsp?url=http://www.sevde.de/hamle/abd_islam.htm" target="_blank">http://www.sevde.de/hamle/abd_islam.htm</a>
  #20885  
Alt 29.06.2005, 18:13
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Yaziyi Iyi Oku Bu Ayetler Ne Diyor.?

"Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar kâfirlerdir."

"Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar zalimlerdir"

"Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar fasıklardır.
  #20886  
Alt 29.06.2005, 18:17
Benutzerbild von berlinfatih
berlinfatih berlinfatih ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Müslümanlara Uyari !!!

Amerika Birleşik Devletleri’nin Tuzaklarına Düşmekten Sakının!

Amerika İslâmî Ümmet’in, Râşidî Hilâfet Devleti’ni kurarak hayatında İslam ile yönetilmeye kuvvetli bir yöneliş ile yöneldiğini idrak etmiştir. Amerika ve ayaktakımı Hilâfet’in ne olduğunu ve ne kadar azametli olduğunu kavramış, kurulması halinde dünyanın servetlerini yağmalayan, zenginliklerini yiyen ve âkıbetlerini ele geçirmeye çalışan Amerika’nın başını çektiği tüm tâğutların kökünün kazınacağının farkına varmıştır. Bu nedenle onun habis zihnine oldukça şerir bir plân gelmiştir. Buna göre İslâmî hareketleri, yönetimlerin siyâsî hayatına ortak etmektedir ki yönetime ortak olsunlar ve ortamında yer alsınlar. Böylece Amerika Müslümanlara, bu hareketlerin ileri gelenlerini iktidara taşıyarak İslam’ın yönetime ulaştığını gösterecektir. Bu şekilde insanlar az da olsa yatıştırılmış ve Müslümanların büyük bir iştiyakla koştukları İslâmî Hilâfetin kuruluşu az da olsa geciktirilmiş olacaktır.

Ey Müslümanlar! Muhakkak ki Amerika, üç aylık bu habis plânı ile haddini aşmıştır. Belgeler dağıtmış, araştırmalar hazırlamış ve açıklamalar yapmıştır ki Amerika’nın İslâmî hareketlere dâir politikası yönünde bir değişim gerçekleşebilsin. Önceden özellikle 11 Eylül hâdiselerinden sonra olduğu gibi, lâik partilerin iktidar yularlarını ele geçirmelerine teşvik etmek ve İslâmî hareketleri uzaklaştırmak üzerinde yoğunlaşmasına karşılık, bu defa son zamanlarda engellememeye aksine İslâmî hareketlerin yönetime katılmalarına fırsat aralamak üzere çeşitli araçlar ile teşvik etmeye başlamıştır. Lâkin bu, hayat vakıasında İslam’ın hükümlerini ortaya çıkarmak ve bu yönetimleri değiştirmek esâsı üzere değil, bilakis Müslümanların beldeleri üzerinde kurulu bulunan mevcut beşerî sistemler dâhilindedir!

Bakış sahipleri elbette görmektedir ki Amerika, Müslümanların beldeleri üzerinde kurulu bulunan mevcut yönetimlerin değişmesini istememektedir. Nitekim bu yönetimler, Amerika’nın çıkarlarını koruyarak ona üstün bir hizmet sunmuşlardır ve hâlen sunmaktadırlar. Bununla birlikte o, “demokratik seçimler” velvelesiyle İslâmî hareketleri, otoriteye ait siyâsî hayata katarak bu yönetimlerin frapan kıyafetler giymelerini istemektedir ki böylelikle bu hareketler, mevcut yönetimlerin suratlarını güzelleştiren ve ömürlerini uzatan bir parçası haline gelsin de Müslümanlar değişimin gerçekleşmesinden ve kalkınma arzusundan saptırılabilsin. Bütün bakış ve basîret sahipleri, bu yönetimlerin, yerlerini İslam Nizâmı’na bıraktıran köklü bir değişime muhtaç olduklarını ve şu anda üzerlerinde bulunan yırtık paçavraların yeni görünüm verilerek yamalanamayacağını kesinlikle kavramışlardır. Aşağıda, söz konusu bu son üç aylık belgelerden, araştırmalardan ve açıklamalardan derlediklerimizi beyân ediyoruz:

1. Amerikan Dışişleri Bakanı’nın Yakın Doğu işlerinden ve Ortadoğu ile İşbirliği Ortaklığı Girişimi Fonu’ndan sorumlu vekil yardımcısı Scott Carpenter, 09.03.2005’te Paris’teki Amerikan Sefâreti’nde, yaptığı açıklamada; “Washington’un Ortadoğu’daki faaliyetlerini, mevcut yönetimlerin yıkılmasını teşvik etmek uğrunda sürdürmeyeceğini, fakat buna karşılık mevcut durumdaki kireçlenmenin sürmesini de kabul etmeye yanaşmadığı, bununla birlikte kaygılarının oraları demokrasiye dâhil etmek olduğunu” belirterek “Yeni bir şafak ve yeni bir ümit temin edilmesi gerektiğini” ilâve etti.

2. Amerika, 14.03.2005’te İskenderiyye Kütüphanesi’nde düzenlenen Islâh-ul ‘Arabî Konferansı’na katılanlara, İslâmî hareketleri de Arap Âlemindeki siyâsî reform sürecine ortak olmaya çağırmaları tâlimatını verdi. Nitekim sonuç bildirgesinde şu çağrıda bulunulmuştur: “Arap devletlerindeki siyâsi yönetimlere İslâmî siyâsî hareketleri de ortak ediniz ve din ile siyâset arasındaki ilişkiyi yeniden dile getiriniz.”

3. Amerikan Başkan yardımcısı Dick Cheney’nin kızı ve Amerikan Dışişleri Bakanı’nın Yakın Doğu işlerinden ve Ortadoğu ile İşbirliği Ortaklığı Girişimi’nin genel koordinasyonundan sorumlu önemli vekil yardımcılarından biri olan Elizabeth Cheney, 14.04.2005’teki bir konuşmasında, “herhangi bir İslâmî siyâsî grup ile bir diyalog başlatmaya uzak durmayacağını, ama faaliyetlerinin esâsî Amerikan ilkeleriyle de çelişmeyeceğini” söylüyordu.

4. Birleşik Devletler RAND Corporation’a bağlı olan Ulusal Güvenlik’teki bir araştırma birimi, 14.05.2005’te “Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” [Civil Democratic Islam: Partners, Resources, and Strategies] başlıklı bir rapor yayınladı. Orada “Ilımlı” İslâmî kesim ile ilişkilendirilmesi istenen Amerikan politikasının özellikleri sınırlandırılıyordu.

5. Bush Yönetimi içerisindeki Yeni-Muhâfazakâr Hareket, 03.06.2005’te Ortadoğu’daki medya organlarında bahsedilen ve gazetelerde dolaştırılan “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi” [PNAC: Project for the New American Century] başlıklı bir belge yayınladı. Bu belgenin editörü, Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’nin icra direktörü olan Gary Schmitt’tir. Belgede, Arap Âleminin giriş kapısı olarak itibar edilen Mısır’a ve içerisindeki İslâmî hareketlere değinilmiş ve şöyle denilmiştir: “Şimdi bu hareketler ile ilgilenmek, Amerika’nın çıkarlarındandır… Onlardan bazılarının Birleşik Devletler’e muhâlefet etmelerine rağmen.”

6. Bu Amerikan politikasının “meyvesi” şu iki yönden alınmaya başlamıştır:

Birincisi: İslâmî hareketlere Batı-tarzı laik fikirler aşılanması. Nitekim Kuveyt’teki ve Mısır’daki, bundan önce de Ürdün’deki İslâmî hareketlerin üyelerinden bazıları, “İslâmî” denilen partilere Müslüman olmayan vatandaşlardan üyelerin katılmasına hiçbir engel bulunmadığını açıklamışlardır. Yine Mısır’da öne çıkan İslâmî üyelerden biri “Düsturumuz Kur’an’dır” şiârını, “Siyâsî çalışmadaki metodumuzu ifade etmeyen duygusal bir slogan” şeklinde tanımlamıştır. Yani Amerika bu İslâmî partileri, Hristiyan Demokratlar Birliği Partisi, Hristiyan Sosyalistler Birliği Partisi ve diğerleri gibi Batı’daki Hristiyan partilerin benzeri bir hale getirmeye çalışmaktadır. Bir başka ifadeyle bunlar, dîni sadece isimlerinde zikreden fakat siyâsî çalışmalarında laik düşünme ve laik eksen dahilinde ilerleyen ve özel durumların gerektirmesi halinde bazı dînî duyguları okşayan bir yapıda olacaklardır.

İkincisi: Amerikan Yönetimi’nin bazı İslâmî hareketler ile bağlantı kurmaya uğraşması. Bu konu açığa çıkmış, medyada ve kimi basın-yayın organlarında bu hususta, meselâ Mısır’daki, Suriye’deki, Kuveyt’teki, Lübnan’daki ve Filistin’deki bazı hareketler ile bazen Amerikalı resmî yetkililer bazen Kongre heyetleri bazen de Amerikalı işadamları arasında yapılan görüşmeler hakkında yayınlar yapılmıştır. Kezâ Avrupa da bazen açık bazen de yarı-açık biçimde İslâmî hareketlerden bazıları ile bağlantı hattına girmiştir.

Ey Müslümanlar! Şüphesiz ki Amerika, oldukça habis bir plân ve aşağılık bir tuzak çizmiştir ve çizmektedir. Böylece İslâmî hareketleri komplolarının ağına düşürmek istemektedir ki “demokratik” seçimler oyunu vâsıtasıyla yönetime ortak olabilsinler, sonra da bu hareketler bu yönetimlerin bir parçası haline gelebilsinler ve dolayısıyla bu yönetimleri değiştirmek için çalışacaklarına, onları korumak için çalışsınlar ve Müslümanların beldeleri üzerinde kurulu bu mevcut fâsid beşerî yönetimlerin çirkin suratlarına güzelleştirilmiş bir görünüm kazandırabilsinler. Buna ilâveten bu hareketler sistemin parçaları olarak kaldıkları müddetçe, ciltlerini de aşama aşama değiştirebilsinler!

Gerçek şu ki Amerika, bağırlarınızda alevlenen İslam’ın kor alevini söndürmeye ve kuvvetli bir yöneliş ile koştuğunuz Hilâfet Nizâmı yoluyla İslam’ın tatbikini geciktirmeye, bunu da -Amerika ile bağlantılı olan- İslâmî hareketleri iktidara ulaştırarak, İslam’ı yönetime gelmiş göstererek yapmaya çalışmaktadır. Muhakkak ki İslam’ın Yönetim Nizâmı, seçkin ve apaçık bir nizamdır. Kesinlikle hiçbir karışıklık veya saptırma kabul etmez. İşte O, Allah’ın indirdikleri çerçevesinde yönetim gösteren Hilâfet Nizâmı’dır. Ve O, Allah’ın kulları için seçtiği ve üzerlerine farz kıldığı, Rasulü [Salavâtullahi ve Selâmuhu ‘Aleyh]’in tatbik ettiği ve ona göre de Râşid Halîfelerin ve onlardan sonraki her âdil Halîfenin sürdürdüğü bir nizamdır. İşte bu nizam, İmâm Ahmed’in tahric ettiği Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in şu hadisini doğrulayarak Allah’ın izniyle geri dönecektir:

…Sonra da Nübüvvet Minhâcı üzere [Râşidî] Hilâfet olacaktır.

Ey Müslümanlar! Beşerî yönetim sistemlerine katılmak ve Allah’ın indirdikleri ile yönetmemek, İslam ile yönetimin iyi, doğru olmadığına îtikad ettiği, inandığı zaman yöneticileri kâfir yapar:

Her kim Allah’ın indirdikleri ile yönetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. [el-Mâ’ide 44]

Ve İslam ile yönetmediği halde İslam’ın iyi, doğru olduğuna îtikad ettiği zaman da onu zâlim ve fâsık yapar:

Her kim Allah’ın indirdikleri ile yönetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. [el-Mâ’ide 45]

Her kim Allah’ın indirdikleri ile yönetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir. [el-Mâ’ide 47]

Yani yönetime ortak olup da Allah’ın indirdikleri ile yönetmeyen kimse için söylenebilecek en hafif şey, onun zâlim bir fâsık olduğudur. Belin bükülmesi de zaten işte budur! Ancak bu konuda bir diğer tehlikeli husus daha vardır. O da bölgedeki Amerikan politikasına hizmet edilmesidir. Dolayısıyla bu katılım, iç içe geçmiş bir karanlık olacaktır! Amerika, İslam’a ve Müslümanlara bir hizmet (!) olarak, İslâmî hareketleri beşerî yönetimlere ortak etmeleri için uşaklarına izin vermiştir, denilemez. Yada Amerika, bu hareketlerin şiddete başvurmalarından korktuğu için onlarla görüşmeye ve onları yönetime ortak etmeye gönülsüzce mecbur kalmıştır, da denilemez. Böyle söylenemez! Bilakis fikir ve siyâset adamları şöyle dursun sıradan insanların geneli bile bilmektedir ki Amerika bu hareketler ile görüşüp onları yönetime ortak ederek ancak kendisinin ve bölgedeki uşaklarının çıkarlarına hizmet ettirmekte, bu hareketlere Batı-tarzını sızdırmakta ve onları denetim altına almaktadır. Yoksa Müslümanların pratik hayatında İslam’ı tatbik ettirmemektedir!

Ey Müslümanlar! Muhakkak ki Hizb-ut Tahrir sizi, Amerikan plânlarını ve Müslümanlar, özellikle İslâmî hareketler için hazırladığı tuzakları hafife almak hususunda uyarmaktadır. Öyleyse sevimli açıklamalara ve sıcak görüşmelere aldanmayın! Başta Amerika olmak üzere sömürgeci Kâfir devletlerin suratına tüm kapıları kapatın! Zîra bu, ölümcül bir zehir ve dermansız bir hastalıktır Onlar bir mü’min hakkında, ne bir ant ne de bir antlaşma tanırlar. İşte onlar saldırganların ta kendileridir. [et-Tevbe 10]

Yine Hizb-ut Tahrir İslâmî Ümmete, Allah’ın izniyle Hilâfetlerinin kesinlikle kurulacağını ve Allah’ın yardımıyla sadece Amerika’ya karşı değil, Müslümanların beldelerine saldırıda onun ortak olan İngiltere’ye ve bundan önce parazitleri olan yahudi varlığına karşı ve nihâyet İslam’ın aleyhine pusuya yatan herkese karşı şüphesiz muzaffer olacağını müjdelemektedir. Elbette biz bunu hayallerde uçuşan bir şey olarak söylemiyoruz. Bilakis Allah [Subhânehu ve Te’alâ]’nın vaadini, Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in müjdesini, bu Ümmetin azametini ve cesâretini ve bu Hizbin, en hayırlı azıklar ve güçlü bir hazırlık gerektiren Hilâfet uğrundaki çalışmasının derin köklerini söylüyoruz. İşte silahları bunlar olan, hiç şüphesiz muzaffer olacaktır, bi-İznillah…

Muhakkak ki, Rasullerimize ve îmân edenlere, hem bu dünya hayatında ve şâhitlerin kâim olacakları (şâhitlik edecekleri) günde nusret, zafer vereceğiz. [Ğâfir/Mu’min 51]
  #20887  
Alt 29.06.2005, 18:21
Benutzerbild von xp0mpalanejatx
xp0mpalanejatx xp0mpalanejatx ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard sende benim gibi yakisikli olsan

senide eurotürk kizlari vücudunu ausnutzen yapmak icin siraya girerlerdi..
ne yapayim tanri vergisi yakisikliyim
iyide pompa kullanirim..
din yolunda vücudum helal olsun...
hamburga gel arbayla nasil dul eurotürk kizi dul bakire tavlanir göstereyim sana ..böyle sitelerde zamanini bosa gecirme....
ama biraz faldan günes burcundan anliyacaksin..yildizlarin dalgalari altinda seks yapildimi büyü gibi oluyor.
huhaiauahiauahiauahiahauah
  #20888  
Alt 29.06.2005, 18:27
Benutzerbild von xp0mpalanejatx
xp0mpalanejatx xp0mpalanejatx ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard su cingene bir roman vardi

adam türkce konusmasini bilmiyor...kendini yazar diye millete tanitiyordu...
ne yazari ?
duyduguma göre ilticaciymis..
sonrada burda 60 yasinda bir almanla evlenmis sirf almanyada kalabilmek icin.. simdi 60 yasindaki kadinlada seks yapilmazki insanin migdesi bulanir..bunalima girer insan..
neyse büyüklük sende kalsin...
affet onu...
oldumu..
huahiahuahaiahiahahza
  #20889  
Alt 29.06.2005, 18:31
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard galvani senden daha efendi

arasira atisirim ama adam dediginin arkasinda sense ZÜGÜRTÜN TEKISIN HIYAR AHASII MUAHAHAHHAHAHAHAA
  #20890  
Alt 29.06.2005, 18:38
Benutzerbild von xp0mpalanejatx
xp0mpalanejatx xp0mpalanejatx ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard güler diye bir kasar cerez kizla bulusup

ona islami anlatmissin ..
bir gecede yatmissin dul kadinla cocuguda varmis..onu dogru yola getirmissin
´helal olsun sana saygimiz var--
yaman adamsin don..hem kasarlanmis dul kizlarla dost hayati yasiyorsun hemde onlara islami anlatiyorsun..helal ossun gocum..
o kadin romanin kuzeni galiba...
eger iyise bizde ziyaret edelim yani ..hamburgdayim ama altimda BMW var biliyorsun....
huhooauaoaauahaoahaua
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu