Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #18151  
Alt 25.05.2005, 22:29
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Ayetler burda:

İşte Âyetler:



Âyet – 1:



“Biz seni gerçek ile birlikte müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı (peygamber gelip) geçmiştir.”(Fatır sûresi âyet : 24)



Âyet – 2:



“Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab"ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O" dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler.”(Cum’a sûresi âyet: 2)

Ayet – 3:


“(Peygamberi) müminlerden henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara da göndermiştir. O, azîzdir, hakîmdir.”(Cum’a sûresi âyet: 3)



Âyet – 4:



“Bu, Allah"ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.”(Cum’a sûresi âyet : 4)



Sayın Öztürk bu âyetlerin sizinle ne ilgisi var?
  #18152  
Alt 25.05.2005, 22:30
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard "CIPLAK UYARICI"ymis

Yoksa bir zaman sonra: siz de, Resûl olduğunu ilan eden, yeni şeriat getiren, takdir ettiğiniz ve Kur’an’daki İslâm kitabınızda rahmetle yad ettiğiniz (Kur’an’daki İslâm S. 91; Satır 20) yalancı resul Reşat Halife gibi: En son resûl olarak geldiği zaman, inanılması ve yardım edilmesi için, tüm peygamberlerden söz alınan, son Resûlüm mü diyeceksiniz.?

Yahut eski üstadın olan, Kur’ân-ı yüzünden okuyamadığı halde mehdi resul olduğunu ve Arş’ı Ala’ da peygamberlerin ruhlarına namaz kıldırmakta olduğunu, 1998 yılında Hulki Cevizoğlu’ nun yönettiği Ceviz Kabuğu programına beraber çıktığınızda bizzat size söyleyen ve yine size “daha düne kadar eteğime sarılıyordun diyen;” sizin de ona: “Ben ne bileyim sizi bir adam zannetmiştim” dediğiniz Sayın İskender Evrenesoğlu gibi: Ben Mehdi ve son Resûlüm mü diyeceksiniz.?

Tabi bunu söyleyemezsiniz! Çünkü o takdirde yalnız kalırsınız. Sizin en yakın arkadaşlarınız dahil, bunu hiç kimse kabul etmez. Siz Evrenesoğlu ile kıyas edilemezsiniz. Çünkü onun; senelerdir etrafına topladığı ve de, “Allah içime girdi” dese O’na inanacak, halen Mehdi - Resûl olduğuna inanan binlerce müridi var. Halbuki sizin yakın çevrenizin hepsi de, sizin gibi İlahiyat mensuplarıdır; onların da ilimleri ve kendilerine göre sizin gibi hedefleri vardır.

Zaten siz de bunu Show Tv’de Hulki Cevizoğlu’nun Ceviz Kabuğu programına son çıktığınızda yalnız kaldığınızı anladınız: İsmail Nacar, Prof. Zekeriya Beyaz ve telefonla iştirak edenlere karşı, önce “ ben kırk kitabı boşuna mı yazdım?” diye kendinizi savundunuz, sonra, “ ben mehdilik iddiasında bulunmadım. Çıplak uyarıcı başka şey. Yine de; kitaplarım ve yazılarım yanlış anlamalara sebep oluyorsa onları tekrar gözden geçirir düzeltirim.” diyerek zorlamalar karşısında mecburen geri adım attınız; hatta İsmail Nacar sizi bir hayli sıkıştırdıktan sonra “...sayın Öztürk ile beraber tarikatçılarla ne güzel mücadele ediyorduk, mehdilik iddiasıyla kendine yazık etti, kendini harcadı tüketti...” demişti. Ve sizi gerçekten üzmüş; o da kolayca kahraman kesilmişti. Ancak ona, kaç kitap yazdığı sorulunca “yazdığım hiç kitabım yoktur” derken, biraz kendine gelmişti.

Netice olarak: O gece, sizin çıplak uyarıcılık iddianızı hiç kimse tasvip etmemiş, size kimse destek çıkmamıştı. Söylediğim gibi; önce tüm hadisi şerifleri dışlamak için “Dinin içeriğini, çerçevesini Kur’an çizer. Bunun dışında hüküm kaynağı aramak aldanış, kabullenmekse şirktir”(Kur’an-daki İslam S.8 Y.Nuri Öztürk) dedikten sonra; bir hadis-i şerife sığınarak “ ben müceddid, yani her yüz yıl manen görevlendirilen dini yenileyici çıplak uyarıcıyım.” derseniz size kimse inanmaz ve de geri adım atarak: “ kitaplarımı ve yazılarımı tekrar gözden geçirir düzeltirim.” demek zorunda kalırsınız. Sayın Öztürk! Kur’an’da olmadığı halde, “Her yüz senenin başında Allah (c.c.) bu ümmete bir müceddid (yenileyici) gönderir” hadisine inanmak, kabul edip ona dayanarak; çıplak uyarıcılığınızı ilan etmekle, kendi inancınıza göre müşrik oldunuz, yani Allah’a ortak koştunuz mu? Keşke tüm yanlışlarınızı düzeltseniz. Hatayı kabul edip dönmek, bildiğiniz gibi en büyük fazilettir.

Allah’ın (c.c.) size verdiği konuşma ve yazma kabiliyetini takva yolunda harcamanız gerekmez miydi.!?
  #18153  
Alt 25.05.2005, 22:40
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Etiyopa demek Islam devleti mi?

Sasmadim dogurusu. Sizede ancak böylesi yakisirdi ;-))

Evet haklisin sacma sapan fikih kitaplarinin ortac cagdaki ilkel düsünce yapisini sünnetciler ile yamyamlar beraber gerceklestirirler. Birde maninutunun etrafinda "tililillilili" zilgiti cektiniz mi idi tamam o zaman. Keyfinize kimse bir sey diyemez ;-))
  #18154  
Alt 25.05.2005, 22:43
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard It ürür, Kervan yürür! o.T.

ohne Text
  #18155  
Alt 25.05.2005, 22:46
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Mezhepler ile Kuran I

I KURAN İLE MEZHEPLERİN ORTA YOLU OLMAZ

Dinin tek sahibi Allah"tır. Allah"tan bize gelen, Allah"ın vahyi olan, dinin tek kaynağı ise Kuran"dır. Mezheplerin savunduğu dini yapıda ise Allah + Peygamber + Peygamber"i Görenler (Sahabeler) + Mezhep İmamlarının Kararları + Sonraki Mezhep İmamlarının Fetvaları ve Görüşleri hep beraber dini oluştururlar (önceden anlattığımız gibi Peygamber"den kasıt, Peygamber adına uydurulmuş hadislerdir. Yoksa Peygamber kendisi haşa dine ilave hüküm getirmez, uydurulmuş hadislerin sahibi de olamaz). Bu tabloyu bilen bir Kuran Müslüman"ı için Kuran"ın dini ile mezheplerin dini arasında orta yol bulma şeklinde bir yöntem düşünülemez. çünkü böyle orta bir yol bulma çabası, Allah yanında diğer hüküm koyuculara az da olsa kapı açmak olur. Kuran tek başına dini oluşturmuyorsa, eğer Kuran"dan anlaşılamayan bir tane bile hüküm yine de dinin bir parçası olabiliyorsa, o zaman bin tane de hüküm Kuran"ın üstüne ilave edilebilir. çünkü bir tane bile Kuran"dan olmayan hükmün ister en mütevatir hadis, ister en köklü gelenek, ister en meşhur uygulama olsun dine ilave olunabileceği düşünülüyorsa, Kuran"ın dinin tek kaynağı olması prensibi bozulur. Bu prensip bozulursa, sonuçta bugünkü yapılar da , Afganistan, İran tipi yönetimler de, binlerce hadis kitabı da kendilerince geçerlilik kazanmış olurlar. Eğer ki bir ilave oluyorsa, yüz ilave niye olmasın, yüz olunca bugünkü gibi binlerce de ...
  #18156  
Alt 25.05.2005, 22:47
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard GEREKCE YENI MEZHEP DEGIL

GEREKCE YENI MEZHEP DEGIL

Mezhepler Kuran dışı ilaveler yapıp din oluşturma gayretlerini Emevi ve Abbasi dönemlerinde (Peygamberimiz"in vefatından birkaç yüz yıl sonra) gerçekleştirmişlerdir. Bugün birisinin kalkıp yeni bir mezhep oluşturması veya Sünni, Şii mezheplerin yeni bir mezhebin çatısı altında buluşmasına gayret etmesi hem gereksiz, hem de hatalı bir çabadır. Peygamber"e daha yakın dönemlerdeki mezhep girişimleri ortadadır. üstelik uydurulan hadisler de hep o dönemin hayata bakışını, Arap mantalitesini, örfünü taşımaktadır. Yeni mezhep oluşturunca bu hadisleri ne yapacaksınız ? Onları çöpe mi atacaksınız? Yeni hadisler uydurup, eskileri bu yeni uydurduklarınıza feda mı edeceksiniz? Yeni mezhep oluşturmak eski hataların tekrarıdır. Yöntem yalnızca Kuran"ın din olduğunu anlayıp, dini yalnız ve yalnız Kuran ekseninde anlamak olmalıdır. Yani ihtiyaç yeni mezhep değil, Kuran"ın tek kaynak olarak ele alınıp, bu yöntem çerçevesinde dinin anlaşılmasıdır.
Her dönemde ortaya çıkan fikri tartışmalarda, herkes fikrini ortaya atarken, fikirlerin ortasını bulduğunu, böylelikle en akıllı olduklarını iddia eden şahıslar türerler. Günümüzde popülist kaygılarla böyle tiplerin türeyebileceğini tahmin ediyoruz. Mezhepçi İslâm uzun yıllar bu topraklarda yaşamış, kendi gelenek ve göreneklerini, ibadetlere şekil verişlerini halk arasına adet olarak yerleştirmiştir. Dilimizde de bunun örneklerini görmekteyiz. Hizipçi, fırkacı manasına gelen Kuran"ın kınadığı bir zihniyetin ifadesi olan “mezhepçi” kelimesi hakaret olarak algılanacağına, “mezhepsiz” kelimesi hakaret olarak algılanmaktadır. Biz farkına varmamamıza rağmen SünniHanefi mezhebinin birçok uygulamasını din ile karıştırmış olabiliriz. Namazdaki bazı ayrıntılar, orucu bozanın iki ay oruç tutmak zorunda olması, başörtüsü, hacda şeytan taşlama gibi birçok uygulama dinin gerçek hükümlerinden bile daha çok dinin kendisi zannedilebilmektedir. Popülist kaygılarla ortaya çıkan ortayolcular şöyle diyebilirler: "Tamam kadının elini sıkmamak saçma ama başörtüsüz kadın olur mu ? Hacda şeytana iki taş atılsa ne olur, namazın bu ayrıntıları namaza güzellik katıyor..." Bu ve benzeri izahlarla, Kuran"ın dini ile mezheplerin dini arasında bir ortayol bulmaya kalkışabilirler. İçinde bulunduğumuz yüzyılda, mezheplerin savunduğu dinin anlatımları; iletişim araçlarının globalleştirdiği dünya, bilimsel ilerleme, sanayi ve bilgi toplumları ile tamamen zıt bir duruma gelmiştir. Bu uyuşmazlıktaki uçurumun büyüklüğü bir çok mezhep savunucusunun inandığının ve yaşadığının farklı olmasına sebep olmuştur.
  #18157  
Alt 25.05.2005, 22:48
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard III GÜNEŞ DOĞARKEN KAÇIŞAN YARASALAR

III GÜNEŞ DOĞARKEN KAÇIŞAN YARASALAR

Eğer ki mezhepler savunulduğu gibi Allah"ın dinine eşit olsaydı, hiçbir şart ve durumda mezheplerin uygulamalarından taviz vermemek gerekirdi. Yapılması gereken mezhepler ile Kuran"ın orta yolunu bulmak değildir. çünkü Allah"tan olanla, insanların kendi arzularının orta yolunu bulmaya çalışmaları, Allah"ın dininin hiçe sayılması demektir. Yapılması gereken mezheplerin dinde bir sapma olduğunun, bu mezheplerin asla dinde yeri olmadığının tespit edilmesi ve mezheplerin tümden yok sayılması, bir kenara atılmasıdır. Kuran"ın dinin tek kaynağı olduğu anlaşıldıktan sonra yapılması gereken, Kuran"ın açılıp dinin yeni baştan öğrenilmesidir. Daha evvel de dediğimiz gibi mezhepçi, gelenekçi İslâmcılar bu topraklarda uzun yıllar iktidar oldular ve onların izahlarının çoğu da araştırmasız, incelemesiz bir şekilde mutlak gerçekmiş gibi algılanmaya başlandı. Gelenekçi, mezhepçi İslamcıların dinselleştirdiği geleneklerin birçoğu halkımızın da geleneği haline dönüştü. Bu yüzden ısrarla vurguladığımız; Kuran"ı açıp dinin ne olduğunu öğrenmemiz, haramları, helalleri, namazı, orucu, kadının konumunu, sanatın değerlendirmesini, Kuran"ın anlattıklarına göre anlamamız ve dinin yalnız ve yalnız Kuran"dan anlaşılan kısım olduğunu algılamamız çok önemlidir (35.36.37.38. Bölümlerde Kuran"a göre dinin nasıl anlaşılıp, uydurmaları nasıl ayıklayacağımızın örneklerini görebilirsiniz).

Bu yöntem Kuran"ı tek kaynak kabul etmenin olması gereken sonucudur. Eğer ki Kuran"ın tek kaynak olduğu kabul ediliyorsa o zaman her şey tabi ki bu kabule göre şekillenecektir. Böylelikle dini anlamanın yöntemi de belirlenmiş olacaktır. Bu yöntem ise Kuran"ı, yalnız Kuran"ı okuyup dini anlamaktır. Dini anlamak da bir yöntem işidir, her bilim dalı da yöntem gerektirir. Bu kitapla yapmaya çalıştığımız da bu yöntemi ortaya koymak, sonra bu yönteme göre sonuca gitmektir. Mezhepçi İslam"ın bir çok uydurmasının halk arasında geleneğe dönüşmesi ve sadece Kuran"a gidince ortaya çıkacak radikal değişiklik kimseyi korkutmamalıdır. çünkü unutulmamalıdır ki Allah"ın din diye muradı budur. Allah unutkan değildir. Ve gerekli her şey kitabında vardır. Kuran"da yer almayan detaylar Allah"ın bizi serbest bıraktığı konulardır. Bu yüzden Allah adına din kurmaya çalışanlar, Allah"ın önüne geçip mezhep başlığı ile dini bozanlar, Allah"ın açıklamadığını sanki kendileri akletmiş gibi mezhepleri ile yutturanlar, sadece Allah"ın kitabına uyup uyduruk mezhepçi dini elinin tersi ile itenleri mezhepsiz diye karalayanlar, elbette ki kendi mezheplerinin dini ortadan kalkarken güneş doğarken bağıra çağıra kaçışan yarasalar gibi şamata yapacak ve düşmanlıklarını sergileyeceklerdir.
  #18158  
Alt 25.05.2005, 22:49
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard IV TüM MESELE YöNTEMİ BELİRLEME

IV TüM MESELE YöNTEMİ BELİRLEME

Tüm sorunların çözümünde yöntemin önemi ısrarla ve ısrarla vurgulanmalıdır. Bunun aksi; kişilerin Allah"ın dinini değil, heva ve heveslerini, geleneklerini, popülist eğilimlerini, şahsi görüşlerini din yapmalarıdır. Kuran"a artı izah yapılması kadar Kuran’dan eksilterek izahlar yapılması da felakettir. Kuran’ı yaşadığımız çağa uydurmaya kalkmak da önemli sorunlardan biridir. İnsanların aklını yaratan Allah"ın, kendilerinden daha akıllı olduğunu anlamayan bazıları, Allah"ın dinini kendi akıllarına(özellikle kendi çağlarındaki görüşlere göre) uydurmaya çalışmaktadırlar. örneğin Kuran %95 oranında çağımızla uyum sağlıyor ve çağımızdaki genel görüşle Kuran arasında %5"lik bir fark varsa, Kuran"ın %5"ini çekiştirip çağımıza uydurmaya çalışmamalıyız. Her şeyi yaratan Allah"ın bizden daha iyi düşündüğünü bilip %5"lik hatalarımızı Kuran"a göre düzeltmeli, dinin tek kaynağı olan Kuran"a eksiksiz uyma yönteminden taviz vermemeliyiz. Bugünkü mezhepçi dinin hatalarının kökündeki en önemli sebeplerden biri Emevi ve Abbasi döneminde kişilerin kendi çağlarının görüş, gelenek ve kabullerini dinselleştirip, kendi devirlerine göre popülist bir yaklaşım sergilemiş olmalarıdır. Bizim de orta yolcu diye ortaya çıkmaya kalkanlar hakkındaki endişemiz Emevi ve Abbasi dönemindeki tavrı, bu şahısların günümüzde sergilemeye kalkmalarıdır. Kuran ile mezheplerin dininde orta yol bulmaya kalkınca hakem kim olacaktır. Tabi ki bu orta yolcuların kendileri; yani etten, kemikten insanlar. Oysa din Allah"ın tekelindedir ve Kuran Allah"ın sözü olduğu için tek hakemlik yetkisine Kuran sahiptir. Kuran"ı tek hakem, tek kaynak ilan etmek, dini tek başına gerçek sahibi olan Allah"a teslim etmektir, her şeyin yaratıcısı olan Allah’a. Bunun aksi tavırlar yaratılmış olan insanlara da hüküm koyma yetkisini verecektir.

Dini konulara bilimsel bir tarzda, yöntemli bir şekilde yaklaşmalıyız. Bilimin yuvası olan üniversitelerdeki öğretim görevlilerimiz de bu konuda titiz olmalıdırlar. çünkü bilimsel yaklaşımın ve keyfilik yerine yöntemselliğin öneminin en iyi üniversitelerde anlaşılması beklenmektedir. Fakat üniversitedeki bazı Profesörler önce Hanefi mezhebinden olduklarını söyleyip, daha sonra Hanefi mezhebine tamamen zıt fikirler ortaya koyabilmektedirler. Veya Kuran"a dayalı İslam"ı savunduğunu söyleyen bazı öğretim görevlileri kafalarına esince bazen hadis ve mezheplerden sonuca giderek kendi savundukları yöntem ile çelişmektedirler. Başta bilim adamlarımız geleneklerin zihinlerine vurduğu prangalardan kurtulacaklar, popülizmi kenara bırakacaklardır ki yöntemsel olarak konuya yaklaşsınlar. çünkü yöntemsellik; objektiflik, keyfiliğe yer olmaması, popülizm adına hareket edilmemesi demektir. Yöntem dindeki otoriteyi bir tek Allah"ın kitabına vermek olursa, hiçbir insanın keyfi yaklaşımlarına, insanlar hoşlansın veya sırf gelenekler devam etsin diye popülist veya gelenekçi oluşumlara fırsat tanınmaz. Yani Allah"ın detaylı bir şekilde indirdiği din böylece bir tek Allah"ın tekelinde kalır. Kısacası arzuladığımız bu sonucun en büyük dostları, objektiflik ve yöntemsellik; en büyük düşmanları ise gelenekçilik, keyfilik, menfaatperestlik ve popülizmdir.

Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken ondan başka hakem mi isteyeyim?

6 Enam Suresi 114
  #18159  
Alt 25.05.2005, 22:50
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard V BÜTÜN HADİSLER ŞüPHELİDİR

V BÜTÜN HADİSLER ŞüPHELİDİR

Bu kitapta hadislerin Kuran"la, birbiriyle, mantıkla, insafla çelişmesini örnekleri ile uzun uzun anlatmaya çalışmamızın sebebi, yukarıda aktarmaya çalıştığımız mantığın açığa çıkmasıdır. Kuran"ın yanına kaynak olarak ilk konulmaya çalışılan hadis olmuştur. Hadisin bile Kuran"ın yanında kaynak olamayacağının anlaşılması, mezhep imamlarının hükümlerinin dinin kaynağı olamayacağını daha baştan gösterecektir. Bu ise bizi kitabımızın başından beri belirttiğimiz dinin kaynağının sadece ve sadece Kuran olduğu sonucuna, bu yöntemin doğruluğuna bir kez daha götürecektir. Falanca hadis mütevatirdir, yani bir çok kaynaktan gelmiştir izahı da kimseyi aldatmasın. Kuran"da bir husus unutulmuş değildir ki mütevatir hadise de ihtiyaç olsun. üstelik hangi hadislerin mütevatir olduğu konusunu da hadisçiler tartışmışlardır. Yani hangi hadisin mütevatir olduğu mütevatir değildir. Unutulmasın ki ne Peygamber, ne de dört Halife tek bir hadis kitabı, tek bir hadis sayfası bile oluşturmadıkları gibi, hadis yazımını, naklini yasakladılar. Üstelik bu şahıslar isteseler doğru hadisleri toparlayabilirlerdi. çünkü Peygamber"in kendisinin veya çok yakınlarının, Peygamber yaşarken veya vefatından hemen sonra çok doğru hadis kitapları oluşturmaları mümkündü. Fakat onlar en mütevatir denilen hadisleri bile Kuran yeterlidir, insanlar Kuran"dan başka sözlerle ilgilenmesinler diye toplamadılar. Oysa bugün sorun sırf Kuran"dan başka kaynaklarla ilgilenilmesi değildir. Bugünkü dert doğru ile yalanın ayırt edilemeyecek şekilde karışmış olmasıdır. Sözün kendisine, mantıksallığına bakarak bir çok yalan hadisi anlayabiliriz fakat doğru hadisi hiçbir şekilde anlayamayız. Kuran"la, birbiri ile de mantıkla çelişen hadisleri Peygamber söyleyemeyeceğine göre bunların yalan olduğu açıktır. Fakat Kuran"la, başka bir hadisle ve mantıkla çelişmeyen bir hadis illaki Peygamber’in sözüdür demek doğru değildir. Hadis rivayetine kızan bir kişinin Kuran"daki surelerin faziletleri hakkında hadis uydurup, kişileri Kuran okumaya sevk etmeye çalışması, ölmeden önce ise bu hadisleri uydurduğunu itirafı hadis oluşumunu açıklayan kitaplarda anlatılan bir vakadır. Sonuç olarak şunu anlamalıyız ki, Kuran dışında en mütevatir, en mantıklı gözüken hadisler bile dinin kaynağı olamazlar. Bu hadisler Kuran"la çelişmiyorsa gerçek olabilirler. Fakat her halükarda bu hadislere ihtiyacımız yoktur; üstelik bu hadisler zandır, şüphelidir ve din zanna, şüpheye bina edilemez.

115Rabbinin sözü doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O"nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O işitendir, bilendir.

116Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan seni Allah"ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zanla yalan söylerler.

6 Enam Suresi 115,116
  #18160  
Alt 25.05.2005, 22:51
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard VI PÄPSTLICHER ALS DER PAPST

KRALDAN ÇOK KRALCI OLUP PEYGAMBERDEN ÇOK(!) DİNİ DÜŞÜNENLER

Kuran"la mezheplerin dininin orta yolunu bulma çabasında: "Hiç olmazsa şu hadisleri alalım" şeklinde illaki Kuran"ın yanına bir şeyler koymaya kalkan orta yolcular(!) kimseyi aldatmasın. Surda bir gedik açılırsa, tüm hadislere kapı açılır. Kimse kraldan çok kralcı olduğunu iddia edip, Peygamber"in yapmadığını yapıp dini Peygamber"den bile daha çok düşünüyormuş havasına girmesin. Üstelik bunun Peygamber adına yapıldığı iddiası çok komiktir.

Bu popülist orta yolcu sınıftan daha değişik bir orta yolcu sınıfa da dikkat çekmek istiyoruz. Bunlar çok yaygın bir kitledir. Bunlar "Ben Sünni Hanefi mezhebindenim." derler. üstelik bunlar belli tarikatlara, gruplara mensup olduklarını söylerler. Fakat bunların mezhebine göre erkeklerin illaki sakal bırakması lazımken, bunlar ya bıyıklı, ya da pasparlaktır. Yine bunların mezhebinde tüm telli sazlar haramken bunlar müzik dinler, üstelik kimileri radyo, televizyon kurup, müzik yayını bile yaparlar. Bunların mezheplerinde haremlik selamlık farzken, kadın sesi duyulmamalı iken, radyo ve televizyonlarında başı açık kadın spikerler kullanır, meclise erkeklerle karışık oturacak kadın milletvekilleri sokmaya kalkarlar. üstelik ısrarla mezhepçi görüşü savunur, Kuran"ın İslam"ıyla mücadele bile ederler. Bunların savunduğu başka, yaşadığı başkadır. Bunlar perhizdeyken, lahana turşusunu löp löp götürenlerdir. Bu yaptıklarını tebliğ taktiği(!) gibi kılıflarla açıklamaya çalışırlar. Ortam müsait olursa, olsaydı başlığı ile başlayan konuşmalarında mezhebin sakal bırakma, müzik yasağı, haremlikselamlık gibi izahlarını temize çıkarmaya gayret ederler. Halkın birçoğu ise mezheplerin izahlarını, uydurma hadislerden çıkan sonuçları bilmediği için, bu koyu mezhepçi(!) görünümlü kişilerin hareketlerine bakarak mezheplerin İslam"ını anlamaya çalışmaları sonucunda yanlış kanaatlere varır. Bu kimseler sakalın o kadar önemli olmadığını, haremlik selamlık olmadan da olabileceğini, müzik dinlenebileceğini, mezheplerin İslam"ının bunlara karşı o kadar katı olmadığını zannedebilir.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu