Sayin Öztürke Cevap! (Örnekmis..)
Sayin Öztürk! Geçen sayfalarda söyledigim gibi yaniniza kimseyi bulamayinca; Çagimizin büyük Islami bilgini diye takdim ettiginiz, sizin gibi çarpik fikirleri bulunan, Muhammed Hamidullah’ tan bahsediyorsun. Iste bir kimligi: “Muhammed Hamidullah: 1908 senesinde Hindistan’in güneyinde Haydarabat’ta tevellüt etti. (dogdu) 1971 de Istanbul da kendisi ile konusuldu. Islam alimlerine Selef’i salihine güvenmedigini, Haydarabat’taki hocasinin sözlerine uymayan bilgilere inanmadigini söyledi. Orada Osmaniye Üniversitesinde okudu. Devletler hukuku üzerinde doktora yapti. 1947 de Hindistan hükümeti kendisini vatandasliktan çikardi. Paris’te CNRS ilmi arastirma azasidir. Ismailiye mezhebinde koyu Ehl-i Sünnet düsmani olarak yetisti. Açik ve sinsice Islamiyeti bozmaya Ehl-i sünnet alimlerini lekelemeye çalismaktadir. (Islam’a giris) ve (Islam Peygamberi) kitaplarinda, bozuk düsüncelerini açiga vurmaktadir.” (Saadeti Ebediye H.H.Isik S.1004) Durumu böyle olan o kimse de sizin gibi iddia etse, ayetlerin ve hadislerin karsisinda ne degeri var.
Simdi konumuz olan bu ayeti kerimede: “Sen bundan önce ne bir yazi okur, ne de onu yazardin. Öyle olsaydi, batila uyanlar kusku duyarlardi.” buyurmuyor mu? Iste Islam düsmanlarinin, halen iddia ettikleri gibi: “Hz.Muhammed okur yazardi, Incil ve Tevrat’tan derleyerek Kur’an’i yazdi.” diyenlere; sizin iddianiz yardimci olmuyor mu? Ayeti yalanlarcasina onlari dogrulamiyor mu? Halbuki iste böyle bir iddia da bulunacaklarini önceden bilen Cenab-i Hakk: Bütün insanligin kiyamete kadar hepsine en son peygamber olarak ve de bütün alemlere rahmet olarak gönderdigi Hz. Muhammed (s.a.s)’i, okur yazar olmadigi halde, kendinden önceki peygamberlere verilen bütün kitaplarin hükmünü nesheden, kaldiran ve de insanlarin ve cinlerin yardimlassalar dahi, emsalini yazmayacaklari ve de kiyamete kadar korunacagi, Allah (c.c.) tarafindan vaat edilen, ayrica yas ve kuru ne varsa hepsi içinde bulundugu ayetlerle açiklanmis olan Kur’an’i Muazzam’i; O ümmi, okur yazar olmayan Hz. Peygamber’in kalbine indirmistir. Bu ümmilik O’nun için en büyük mucizelerden sadece birisidir.
Iste Hasir suresi: “Eger biz bu Kur’an’i, bir daga indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan bas egerek, parça, parça olmus görürdün, bu misalleri insanlara düsünsünler diye veriyoruz.”
Sayin Öztürk acaba hiç düsündünüz mü? “Bize göre de Hz. Peygamber nübüvvetin ilk zamanlarinda okuma-yazma bilmiyordu ama sonradan ögrendiginde hiç kusku yoktur ve bu onun için muhakkak çok kolay olmustur.” diye tahminde bulundugun; kainatin efendisi, tüm insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilen bu mübarek zatin KALBI: Nasil bir kalp idi ki; ayette bildirildigi gibi, daglari parçalayacak olan o vahye, Kur’an’in inisine tahammül etti? Acaba O’nun kalbi, yalçin kayalardan meydana gelen o yüce daglardan daha mi güçlü idi? Elbette manen güçlü idi. ve de okur-yazar degildi.
SIMDI KAYNAKLARA GELELIM:
Kaynak-1
=ó¨?¤ä m 5 Ï Ù¢ö¡`¤Ô¢ä
ó¨1¤_ íb ß ë `¤è v¤Ûa ¢á Ü¤È í ¢é £ã¡a 6¢é¨£ÜÛa õ¬b (b ß ü¡a
“Sana (Kur’an’i) okutacagiz; artik Allah’in diledigi hariç, sen hiç unutmayacaksin. Süphesiz Allah, açigi ve gizleneni bilir.” (A’la suresi: 6-7)
Dip Not: Okudugun hafizandan hiç silinmeyecek. Sen bir “Ümmi”sin. Bu da senin için baska bir mucize olacak. (Beyzavi)
Kaynak-2
(Ayni ayeti, Ali Özek ve H.Karaman’in hazirladigi heyetin mealinden aliyorum.)
“Sen bundan önce ne bir yazi okur, ne de elinle onu yazardin. Öyle olsaydi, batila uyanlar kusku duyardi.”
Dip Not: “Hz. Peygamberin Ümmi yani, okuma-yazma bilmeyen bir kisi olmasinin baslica hikmeti, bu ayette açiklanmis olmaktadir: Eger Resulü Ekrem, okuma-yazma bilen bir kisi olsaydi ümmi olan peygamber için bile “Bu Kur’an’i o uydurmustur” demege kalkan ve en açik mucizeleri inkar eden müsrikler, iftiralarina bir ölçüde mesnet bulmus olacaklar ve daha çok kimseleri kandirabileceklerdi.” (Kur’an’i Kerim ve Açiklamali Meali Sayfa: 401)
Sayin Öztürk, dikkatinizi çeksin diye sizden naklen aldigim 335. sayfanin son satirinda; Buhari kitabina da iftira ederek “Hudeybiyedeki mukaveleyi “Nihayet Hz. Peygamber mukaveleyi Ali’nin elinden alarak Allah’in Elçisi sözünü silmis ve kendi adini yazmistir” diyorsun. Asagi da en muteber ana kaynaklardan olan, Sahih-i Buhari Tecrid-i Sarih’den naklen alarak, iyice görülsün diye siyah ve büyük harfle yazdigim gibi “Bana gösterin de sileyim” diyerek Hz. Ali’nin elinden mukaveleyi alip sildikten sonra, onun yerine “Muhammed Ibn’i Abdullah yazin buyurdugu” yazili iken bu iftirayi Buhari kitabina ve Resulullah Efendimize nasil yapiyorsun? Kimsenin elinde Buhari kitabi yok mu saniyorsun? Yaziklar olsun!
Kaynak-3
“RESULULLAH ÜMMI IDI: Okumak, yazmak bilmezdi. Kur’an’i Kerim’in birçok ayetlerinde, ezcümle A’raf suresinin 157, 158. ayetlerinde Resulullah’in ümmiligi ifade edilmistir.
Ankebut suresinin 48. ayetinde ise, Resulullah’in Kur’an’dan önce hiçbir kitap okumadigi, sag eliyle de hala yazi yazmadigi bildirilerek Resulullah’in ümmiligi izah edilip:” Eger sen okur, yazar olsaydin o batil pesinde kosanlar muhakkak süphelenirlerdi” buyurulmustur. Cum’a suresinin 2. ayetinde de; Ümmi bir ümmet olan Arap kavmi içinde kendilerine bir ümmiyi peygamber gönderip, o peygamber onlari aritip terbiye ettigi, ve bir mucize olarak onlara Allah’in ayetlerini okuyup Kur’an ve seriat ögrettigi, bildirilmistir. Hudeybiye musalehanamesinin (antlasmasinin) tahriri k (yazilmasi) sirasinda, kitabet vazifesin ifa eden (yazma isini yapan) Hz. Ali’nin musalehanameye yazdigi “Muhammed Resulullah” ünvanina Kureys murahhaslarinin (temsilcilerinin) itirazi üzerine bunun silinerek yerine “Muhammed Ibn’i Abdullah” yazilmasina lüzum görüldügünde, Hz. Ali silmekten ictinab etmekle (silmekten geri çekilmekle) Resulullah muahedenameyi (antlasmayi) eline almis ve: BANA GÖSTER DE BEN SILEYIM, BUYURMUS ve silerek Muhammed Ibn’i Abdullah yazdirmistir.
Böyle bir çok vakialarin sehadeti ve yukaridaki Kur’an ayetlerinin sarahati vechile Resulullah’in ümmiligi bir hakikattir. Okuyup yazmak için, bir muallimden ögrenmek lazimdir. Halbuki Resulullah’in böyle bir kimseye minnettarligi yoktur. Çünkü Hz. Hatice ile izdivacina (evlenmesine) kadar, hayatinin asil ögrenme devri, koyun çobanligiyla geçmistir. Hz. Hatice ile izdivacindan (evlenmesinden) ve halkin ictimai hayatina karistiktan sonra da ta’lim ve tealüm hususunda kimseyle temasi sebketmemistir. Etmis olsaydi Hz. Adem’den, zamanina kadar geçen peygamberlerin vakialarini, yüksek bir medeniyetin umdelerini teblig ederken: Bunlari ben ögrettim! Diye, birisinin çikip ta bu cihansümul serefi kendisine mal etmesi icab ederdi. Böyle bir iddia yalniz bir defa bir Hiristiyan tarafindan Müslümanligi yikmak için ortaya konmus ise de, bu hiyanetin cezasi Allah Teala tarafindan verilerek ansizin ölmüs ve ölüsünü yer de kabul etmeyerek sokaklarda sürünmüstür.
Ümmiligi bu suretle muhakkak olan bir zatin en yüksek bir medeniyetin esaslarini teblig etmesi ve bi’n-nefis kurup tahakkuk ettirmesi, iddia ettigi Nübüvvetin en fazil ve kuvvetli bir delilidir. (Sahih-i Buhari Muhtasari Tecrid-i Sarih Terc.C.9 Sh.285-287)
Kaynak-4
(Hudeybiye antlasmasini anlatan çok uzun bir hadisi serifin konu fazla dagilmasin diye son kismindan aliyorum)
“…Resulullah: “isiniz artik kolaylastirildi, size Suheyl Ibnu Amr geldi” (buyurdu)
Suheyl Resulullah’a:
“Gel seninle aramizda bir antlasma (metni) yazalim” dedi. Resulullah (a.s.) katibini çagirdi ve emretti:
“Yaz Bismillahirrahmanirrahim.”
Süheyl itiraz etti:
“Rahman ne demek? Vallahi onun ne oldugunu bilmiyorum. Fakat: Bismikellahümme yaz, vaktiyle seninde yazdigin gibi” dedi.
Müslümanlar da ona itiraz ettiler:
“Biz onu degil,
Bismillahirrahmanirrahim’i yazariz, dediler.
Ama Resulullah (a.s.) emreder:
“Bismikellahümme yaz! Ve devam et: “Bu Allah ve Resulü ve Süheyl’in üzerinde mutabik kaldiklari hususlardir…”
Süheyl yine itiraz eder:
“Vallahi eger bilsek ki sen Allah’in Resulüsün, sana Beytullah’i kapamazdik, seninle savasmazdik da. Söyle yaz: Muhammed Ibnu Abdullah.”
Resulullah (a.s.):
“Vallahi siz beni tekzib etseniz de, ben kesinlikle Allah’in Resulüyüm. Bununla beraber, Muhammed Ibnu Abdullah yaz!” buyurur ve devam eder…” (Buhari, Surut 15 Küt.Sitte C.12 Sh. 176-177)
Sayin Öztürk! Iki satir yukarida: Sizin kaynak olarak gösterdiginiz ve orda yaziyor dediginiz, (Buhari, Surut 15), “eline aldi, kendisi Abdullah Ibni Muhammed yazdi” sözü bu ifadenin neresinde var?
|