| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() Konfuzius sagte:
"Nur die Weisesten und die Duemmsten aendern sich nie." "Der Edle verlangt alles von sich selbst, der Primitve stellt nur Forderungen an andere." Zi Gong fragte, was einen Edlen ausmache. Der Meister sprach: "Er predigt nur das, was er zuvor schon selbst in die Tat umgesetzt hat." "Wer Geistern dient, die nicht seine eigenen sind, ist ein Schmeichler. Wer eine Gelegenheit zu rechtschaffenem Tun sieht, sie aber nicht ergreift, der ist ein Feigling." "Geschickte Reden und ein zurechtgemachtes Äusseres sind selten Zeichen von Mitmenschlichkeit." |
|
||||
![]() RASULÜN ÜZERİNDE TEBLİĞDEN BAŞKA VAZİFE YOKMUŞ (!)
A.Hulusi Diyor Ki; “ RASULÜN ÜZERİNDE TEBLİĞDEN BAŞKA VAZİFE YOKTUR...” ( 5-99) “Ayetinde bulunduğu gibi; -ki bu gerçeği Muhyiddini A’rabi ( selam ona) de Fusus nam kitabında belirtmiştir-; sadece tebliğciden, ikaz ediciden, müjdeleyiciden, şahidden başka bir şey değilken, kimin haddinedir, şeyhlik, mürşidlik iddiasına kalkışmak... Kur’an’da kendisine mürşid diye hitap edilmemiş, mürşidim dememiş Efendimiz önümüzde dururken, bazı kişilerin böyle bir davaya kalkışmaları elbette ki hayret vericidir...” ( Ahmet Hulusi Tecelliyat S:47 ) “KUR’AN, rabıtan Zat-ı Hak olsun!.. Bil ki, hiçbir fani mürşid olamaz ve değildir!.. O kişilerin her biri en ziyade Efendimizin varisleridir... Varislere ise, ancak o kişilikde olanlar kalabilir..” ( Ahmet Hulusi Tecelliyat S:47 ). ---------------------------------------------- Sayın Hulusi! Bu kadar kısa görüş sahibi olacağınızı hiç tahmin edemezdim ! Size ne oluyor da : Cenabı Allah’ın (c.c.) “Seni ancak alemlere rahmet olarak” ve de “Nurlar saçan bir güneş olarak gönderdik” buyurduğu; tüm insanlığın efendisine: “Mürşitlik” sıfatını çok görüyorsunuz ? ve de ; “Allah (c.c.) O’na ”Mürşid dememiş” diyebiliyorsunuz Bu kanuda sizin gibi düşünen : Sayın Abdulaziz Bayındır’a cevaben yazdığım ayetleri tekrar olmasın diye buraya almak itemezdim. Ama bu kitabı okuyanların Sayın Bayındıra cevap olarak yazdığım kitabı görmemiş olabileceklerinden tekrar olmasına rağmen buraya alıyorum. İnşeallah bu ayetler size birşeyler anlatır da inancınızı düzeltirsiniz. Zaten bu sıfatı Peygamberimize çok görürken kendinize çok güzel yakıştırıyor: “ Bu benim keşfim” “Bindörtyüz yıllık sırları açmak benim görevim” gibi iddialardan da vazgeçmiyorsunuz (!) İşte Peygamberimiz Efendimizi tanıtan bazı ayetler: “İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın, Allah hakkında tartışır.” (Hac Suresi. Ayet: 8) “Kâfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun ,hidayet edici( bir rehberi) vardır.”(Ra’d Suresi.ayet:7) “Allah"ın, göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi? Yine de, insanlar içinde, -bilgisi, rehberi ve aydınlatıcı bir kitabı yokken- Allah hakkında tartışan kimseler vardır.”(Lokman Suresi.ayet.20) “Sabrettikleri ve âyetlerimize kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten rehberler tayin etmiştik”.(Secde Suresi.ayet:24) “İmân eden zât ise dedi ki: Ey kavmim bana tâbi olunuz, sizi doğru yola götüreyim.”(Mümin Suresi. Ayet :39) “Yanlarındaki Tevrat ve İncil"de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber"e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten men eder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber"e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr"a (Kur"an"a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.” (Araf Suresi.ayet: 157) “ Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab"ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.” (Bakara Suresi.ayet: 151) “Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah"ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (Al-i İmran Suresi: ayet: 164) ”Musa"nın kavminden hak ile doğru yola ileten ve onun sayesinde âdil davranan bir topluluk vardır “(.A’raf Suresi. Ayet: 159) “Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.(A’raf Suresi. Ayet:181) “İşte böylece sana da emrimizle Kur"an"ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru yola hidayet ediyorsun. ”(Şura Suresi . ayet: 52) “Andolsun ki Resulullah, sizin için, Allah"a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah"ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.”(Ahzab Suresi. Ayet 21) “O,arzusuna göre de konuşmaz.”(Necm Suresi. Ayet: 3) “Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir (Enfal Suresi. Ayet: 33) “Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır. Eşleri, onların analarıdır. Akraba olanlar, Allah"ın Kitabına göre, (mirasçılık bakımından) birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar; ancak, dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız müstesnadır. Bunlar Kitap"ta yazılı bulunmaktadır.(Enfal Suresi. Ayet: 6) “ (Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.(Enbiya Suresi. Ayet: 107) “Allah"ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderdik).(Ahzab Suresi. Ayet: 46) “Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber"e itaat edin ki merhamet göresiniz.(Nur Suresi. Ayet: 56) “Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber"in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber"e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir. (Hucurat Suresi. Ayet: 2) “Allah"ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah"ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. (Hucurat Suresi. Ayet: 3) “Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.”(Kalem Suresi. Ayet: 3) “Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem Suresi. Ayet: 4) “(Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah"ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”(Al-i İmran Suresi. Ayet: 31) “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah"tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez”.(Tevbe Suresi. Ayet:24) |
|
||||
![]() "Der Edle verlangt alles von sich selbst, der Primitve stellt nur Forderungen an andere."
-> bu sende hic yok Zi Gong fragte, was einen Edlen ausmache. Der Meister sprach: "Er predigt nur das, was er zuvor schon selbst in die Tat umgesetzt hat." -> senin uygulaman farkli söylediklerin farkli maalesef sinifta kaldin "Wer Geistern dient, die nicht seine eigenen sind, ist ein Schmeichler. Wer eine Gelegenheit zu rechtschaffenem Tun sieht, sie aber nicht ergreift, der ist ein Feigling." "Geschickte Reden und ein zurechtgemachtes Äusseres sind selten Zeichen von Mitmenschlichkeit." -> das solltest du auch zu herzen nehmen und du stinkst denn es heißt eigenlob stinkt! |
|
||||
![]() enis beyin "ben ve biz" e cevap olarak sunu yazmis:
"Allah kullanmiyoir Cebrail kullaniyor Allah ben diye hitap ederdi... ama Vahyii bir ikinci kisi tarafinda geldigi icin biz diye gecer... Cünkü HZ. Muhammed ile ALlah degil Cebrail konustu.... Allah direk Musa ve Isa ile konusmustur... O yüzden die 10 Gebotlarde... Direk ben ve benim diye hitablari gecer.... Yani tüm dinler Teolojisini bilmek sarttir" ------------------------------------ bir ayetlere bakalim: 11:15 - Her kim dünya hayatını ve güzelliklerini isterse biz onlara amellerinin karşılığını orada tamamen öderiz. Bu hususta kendilerine bir densizlik yapılmaz. 11:48 - "Ey Nuh!" denildi, " Bizden bir selâm sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere, kutluluk dileğiyle gemiden in. İlerde kendilerini bir çok nimetten faydalandıracağımız, sonra da bu yüzden kendilerine tarafımızdan acıklı bir azap dokunacak nice ümmetler olacaktır." 11:103 - Ahiret azabından korkanlar için bunda muhakkak ki, bir ibret vardır. O, öyle bir gündür ki, bütün insanlar onun için toplanacaktır ve o, öyle bir gündür ki, mutlaka görülecektir. 104 - Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiriyoruz. 105 - O gün gelince Allah"ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onların kimi bedbaht, kimi de mutludur. 95:4 - Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Amellerimizin karsiligini Allahtan baska daha kim verecek? Insanlari cezasinin hükmünü Allahtan baskasimi verecek? Kiyamet gününün ne zaman olacagina Allahtan baska biridemi karisacak? Allahtan (c.c.) baska yaraticimi vardir? Bunlar hepsi enisin iddia ettigi gibi cebrail aleyhisselam tarafindanmi yapiliyor? Bilmiyorsan konusma, bak bende susuyorum.. ayetler "konusuyor". |
|
||||
![]() Kurani Kerimin öyle güzel bir cevabi varki :O)
Peygamber Efendimize yetki veren, onu yücelten ayetleri niçin almıyor bazi sahislar? Ayet “Onlar yanlarında bulunan, Tevrat ve İncil’de yazılmış buldukları O Resul’e, ümmi Peygamber’e (Muhammed’e (s.a.s)) tabi olurlar. O (Peygamber) onlara marufu (iyiliği) emreder, onları münkerden (kötülükten) nehyeder, Onlara tayyibatı (temiz şeyleri) de HELAL, habaisi (pis şeyleri) de HARAM kılar. Üzerlerindeki ağırlıklar ve sırtlarında bulunan zincirleri kaldırır. O’na iman eden, saygı gösteren, O’na yardım eden ve O’nunla beraber inen o nura (Kur’an’a) tabi olanlar var ya! İşte onlar felaha erenlerdir.” (A’raf: 157) Bu ayet Peygamberimiz Efendimize hela haram etme yetkisi vermiştir. Onların üzerlerindeki Ağırlıkları ve sırtlarındaki zincirleri kaldırması da ayrıca bir yetki ve Allah’tan bir lütuftur. |
|
|||
![]() konu sahibi, üfürükcü-marks kirmasinin verdigi ölcülerle siradaki siirlerin yazarlarini lütfen belirleyiniz!
1) trrrrum trrrrum trrrrum! trak tiki tak! makinalasmak istiyorum! beynimden etimden iskeletimdem geliyor bu! Her dinamoyu altima almak icin cildiriyorum! trrrrum trrrrum trrrrum! mutlak buna bir care bulacagim ve ben ancak bahtiyar olacagim karnima bir türbin oturtup kuyruguma cift uskuru taktigim gün! 2) ruhun mu ates, yoksa o gözler mi alevden? bilmem, bu yanardag ne bicim korla tutustu? pervane olan kendini gizler mi alevden; sen istedin, ondan bu gönül zorla tutustu... gün senden isik alsa da bir renge bürünse; ay secde edip cehrene yerlerde sürünse; her sey silinip kayboluyorken nazarimdan yalniz o yesil gözlerinin nuru görünse... ey sen ki kül ettin beni onmaz yakisinla, ey sen ki gönüller tutusur her bakisinla!.. hancer gibi keskin ve cicekler gibi ince cehren bana ugrunda ölüm hazzi verince gönlümdeki azgin devi rüzgarlara attim; gözlerle günah islemenin zevkinin tattim. gözler ki birer parcasidir sende ilahin, gözler ki senin en kati zulmün ve silahin, vur sanli silahinla gönül mülkü düzelsin; sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin! bir baska füsun fiskiriyor sanki yüzünden, bir yüz ki yapilmis disi kaplanla hüzünden... hasret sana ey yirmi yilin taze bahari, vaslinla da dinmez yine bagrimdaki agri. dinmez! gönülün, tapmanin, askin sesidir bu! dinmez! ebedi özleyisin bestesidir bu! hasret cekerek ugruna ölmek de kolaydi, görmek seni ukbadan eger mümkün olsaydi. dünyayi bogup mahsere döndürse denizler, tek bendeki volkanlari söndürse denizler... hala yasiyor gizlenerek ruhuma (kaabil); imkani bulunsaydi, bütün ömre mukabil sirretmeye elden seni bir perde olurdum. toprak gibi her cignedigin yerde olurdum. mehtapli yüzün tanriyi kiskaniyordur. en hisli siirden de örülmez bu güzellik. yaklasmasi güc, senden uzaklasmasi zordur, kalbin isidir, gözle görülmez bu güzellik! |