Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Sport - Fussball


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #15591  
Alt 21.01.2005, 16:14
Benutzerbild von aliconda
aliconda aliconda ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard "Temizleyin bu ayibi" (BJK ilen ilgili)

***
Temizleyin bu ayıbı
Beşiktaş Müzesi’nde sergilenen bazı fotoğrafların ve bilgilerin gerçekle yakından uzaktan ilgisi yok
19.01.2005





Yazarımız Tuğrul Yenidoğan, 102 yıllık şanlı tarihin nasıl çarpıtıldığını gözler önüne seriyor

Söz konusu fotoğrafı ilk kez 3 hafta kadar önce BJK - TV’de ‘Kara Kartal’ın Tarihi’ adlı programın 6. bölümünü sunmaya gittiğimde gördüm. Dekor olarak arka plana Beşiktaş tarihini yansıtan fotoğraflardan bir kolaj hazırlamışlar. Bu fotoğraf da, diğer fotoğrafların en büyüğü olarak dekorun sağ üst köşesinde yer alıyordu. Görür görmez; “Bu fotoğraftaki hiçbir futbolcuyu tanımıyorum. Bu Beşiktaş takımı olamaz. Nereden buldunuz?” diye sordum. “Müzeden aldık abi. İlk futbol takımımızmış. Müzemizin duvarlarında da sergileniyor. Bilgi olarak da altına ‘1910 yılı Beşiktaş Futbol Takımı’ yazmışlar, cevabını aldım.

‘Uyardım ama nafile’
Öncelikle belirteyim, Beşiktaş futbol şubesi 1911 yılının Ağustos ayında Ahmet Şerafettin Bey (Şeref Bey) tarafından kurulmuştur. Beşiktaş’a ait olmayan bu fotoğrafı müzede sergilemek büyük bir ayıp, altına ‘1910 yılı Beşiktaş Futbol Takımı’ diye yazmak daha da büyük bir ayıp. “Aman bu fotoğrafı dekordan da, müzeden de biran önce kaldırın. Rezil olursunuz!” diye uyardım. Ertesi gün, ‘kulüp resmi yayın organı Beşiktaş dergilerini şöyle bir inceleyeyim’ dedim, baktım aynı fotoğrafı, aynı alt bilgiyle derginin Kasım sayısının 101. sayfasına da basmışlar. Önce BJK Müze Kurulu Başkanı Zülal Gök’ü aradım. Durumu bildirdim. Ardından, iletişimden sorumlu yönetim kurulu üyesi Fikret Ercan’ı aradım, ona da konuyla ilgili bilgi verdim. Aradan 3 hafta geçti. Her Çarşamba BJK - TV’ye program yapmaya gidiyorum, fotoğraf müzede de, dekorda da yerli yerinde duruyor. Kimsenin de kaldırmaya niyeti yok galiba.

‘Şeref Bey nerede?’
Şimdi fotoğrafa dikkatlice bir bakalım... Öncelikle bu fotoğraf, ilk Beşiktaş futbol takımının fotoğrafı olsa, başlarındaki kişinin Şeref bey olması gerekir. Ancak bu takımın başında fesli, kaytan bıyıklı, kimliği meçhul bir kişi var. İlk Beşiktaş futbol takımının 11 kişiden oluştuğu, oyuncuların adlarının ‘Resul, Behzat, Rıdvan, Sabri, Kazım, Sadi, Fahri, Ali, Şeref, Asım, Mehmet’ olduğu bilinmekte. Bu fotoğrafta bu futbolculardan hiçbiri yok. Üstelik fotoğrafta 11 değil, 13 futbolcu yer almakta. İşin enteresan tarafı, fotoğraftaki futbolcular çubuklu, enine çizgili ve iki parçalı olmak üzere 3 ayrı tip forma ile poz vermişler. O dönemde takımların bir sezonda ancak tek bir forma giyebildiklerini düşünürsek, bu fotoğraftaki takımın en az 3-5 senedir faaliyet gösteren bir takımın futbolcuları oldukları ortaya çıkmakta.
Gelelim konunun en can alıcı noktasına. Fotoğraftaki futbol takımı, sıra sıra mermer merdivenlerden oluşan bir bina girişinde poz vermişler. Tüm kayıtları taradım, 1900’lü yılların başlarında, Beşiktaş semtinde böyle merdivenli girişi olan bir bina yok. Daha sonra da olmamış. Fotoğrafa biraz daha dikkatlice bakınca, bazı futbolcuların 10-12 yaşlarında, yani çok genç oldukları fark edilmekte. Galiba bu bir lisenin futbol takımı! Ama hangi lisenin futbol takımı? O yıllarda futbol oynanan kaç lise var ki? Ben cevabını bulamadım, okuyucularımız bulsunlar! Bulamazlarsa İnönü Stadı’ndaki Beşiktaş Müzesi’ni gezsinler, yetkililere sorsunlar. Belki o fotoğrafı müze duvarında sergilemekte sakınca görmeyen müze yetkilileri en doğru cevabı biliyorlardır!

İşte ünlü Müze Kurulu
BJK Müze Kurulu 3 kişiden oluşmakta. Bu kurul, 3 yılda bir gerçekleştirilen seçim kongrelerinde işbaşına gelmekte. Şu anda bu kurul 3 bayan üyeden oluşmakta. Başkanları Zülal Gök, diğer üyeler İclal Göktopal ve Nurten Gözoğlu. Zülal Gök, 80’li yıllarda kulüp binasında rahmetli Mehmet Üstünkaya’nın sekreterliğini yapıyordu. Şu anda özel bir kuruluşta çalıştığını biliyorum. Diğer iki üyeden biri hostes, diğerinin mesleğini bilmiyorum. Ancak hiçbirinin spor tarihi veya Beşiktaş tarihi ile ilgili herhangi bir bilgi veya birikime sahip olmadıklarını biliyorum. Seçimle işbaşına gelen bir kurulun üyesiler mi, üyesiler... Her yıl bu kurullara tanınan haktan yararlanıp İnönü Stadı VIP tribününde, parası kulüp tarafından karşılanan bedava bir kombine kart sahibi oluyorlar mı, oluyorlar... Deplasman yolculuklarında uçakta boş yer kalırsa, yine kurul üyesi olarak ayrıcalıklı yolculuk yapabiliyorlar mı, yapabiliyorlar... Tarihmiş, gerçekmiş, masalmış, kimin umurunda? Alan memnun, satan memnun. O zaman hoşunuza giden her fotoğrafı asın müzeye. Kulüp kurucuları diye, kimi yaşamamış, kimi 1902 doğumlu kişilerin fotoğraflarıyla süsleyin tüm tesisleri. Hiç başkanlık yapmamış kişilerin fotoğraflarını asın başkanlar bölümüne. Kulüp renklerinin hikayesini bile yanlış yazın. Müzeden kulüp binasına, Divan Başkanlığı Binası’ndan Nevzat Demir Tesisleri’ne, Akatlar Spor Kompleksi’nden BJK Koleji’ne kadar tüm duvarları garip garip hikayelerle, yalan yanlış bilgilerle süsleyin. Tıpkı şimdi olduğu gibi! Kimin umurunda?

Hayali başkanlar!
Beşiktaş müzesini gezmeye devam ediyorum. Sol yandaki büyük duvarda, Beşiktaş başkanlarının fotoğraflarını sergilemişler. Önce rahmetli Rüştü Erkuş ve Enver Kaya’nın fotoğraflarına bakıyorum. Ne de olsa Spor Tarihçisi Vala Somalı, zamanında bu başkanlarla ters düştüğünden, başkanlık yaptıkları halde hiçbir kitabında başkan olarak yer vermemişti kendilerine. Bakıyorum, Enver Kaya ve Rüştü Erkuş’un fotoğrafları asılmış. “Aman” diyorum, “Nihayet doğru yapmışlar.” Şöyle alt sıralara bir bakıyorum, Mehmet Üstünkaya ve Gazi Akınal’ın arasına rahmetli Şevket Belgin’in fotoğrafı asılmış. Öncelikle şunu belirteyim, Şevket Belgin hayatı boyunca Beşiktaş Kulübü başkanlığı yapmadı. Hele duvara asılı fotoğrafın altında yazdığı gibi 1977 senesinde hiç yapmadı. 27.03.1977 günü yapılan seçim kongresine kadar başkanlık görevini Mehmet Üstünkaya sürdürdü. Kongre günü tek aday olan Gazi Akınal’a başarılar dileyerek başkanlığı devretti. Peki bu arada Şevket Belgin hangi tarihlerde başkanlık yaptı? Müze kuruluna bir kez daha bravo!
Gazi Akınal’ın yanına Hüseyin Cevahir’in fotoğrafını asmışlar. Doğru. Ancak onun yanında, hiç başkanlık yapmamış bir kişinin fotoğrafını da asmayı ihmal etmemişler; Alp Göksan... 11.04.1979 tarihinde, Gazi Akınal’ın görev kabul etmemesi üzerine, ikinci başkan Hüseyin Cevahir Beşiktaş başkanlığına getirildi. Ancak yeni başkan göreve gelişinden 8 gün sonra 19.04.1979 tarihinde Olağanüstü Kongre kararı aldı. 21.05.1979’da Gazi Akınal’ın yeniden başkan seçildiği kongreye kadar da görevini sürdürdü. Yani Hüseyin Cevahir topu topu 40 gün başkanlık yaptı. Bu araya bir de Alp Göksan’ı başkan olarak sıkıştırmayı başaran BJK müze kuruluna ve tarihçilere şapka çıkarmak da boynumuzun borcu olsun!
Bir de, tek parti dönemi başbakanlarından Recep Peker’i ısrarla Beşiktaş başkanları listesine dahil ediyorlar. Başbakan Recep Peker, tıpkı başbakan Adnan Menderes gibi Beşiktaş’ın fahri başkanıydı. Yani hiçbir zaman kulübün başına geçip de başkanlık yapmadı. Benden hatırlatması..

Yarın
İki yaşındayken kulüp kurucusu olunabilir mi? Kulüp kayıtlarına göre kimler kurucu olarak gözüküyor? 13 sene süren idman! Ve daha bir çok tarihi yanlış...
***
<a href="redirect.jsp?url=http://www.e-kolay.net/fanatik/Futbol/BJK/Haber.asp?PID=279&HID=2&HaberID=255269
" target="_blank">http://www.e-kolay.net/fanatik/Futbol/BJK/Haber.asp?PID=279&HID=2&HaberID=255269
</a>
  #15592  
Alt 21.01.2005, 21:46
airdem
 
Beiträge: n/a
Standard BJK-Konya KanalD de. Abartili reklam

yapmadilar. Hatta cok az bile yaptilar. Ben bir kez gördüm. Oda Shaktar macindan sonraydi.
  #15593  
Alt 21.01.2005, 21:52
airdem
 
Beiträge: n/a
Standard Pazar, Saat 16:00 da o.T.

ohne Text
  #15594  
Alt 21.01.2005, 22:04
Benutzerbild von kes
kes kes ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard ali happy bayrams :)

sowas liest du immer gerne ne hehe
  #15595  
Alt 22.01.2005, 16:35
Benutzerbild von aliconda
aliconda aliconda ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard "Bıçakcı"nın altı ayı"

***
Bıçakcı"nın altı ayı


Levent Bıçakcı federasyonunun göreve getirilmesinin üzerinden tam altı ay geçti. Kamuoyunda tartışılanlara bakarsanız durum pek iç açıcı değil. Yani Bıçakcı"nın sömestr karnesi kırıklarla dolu.
Oysa ilk günden şeffaflık, tarafsızlık, güven, doğruluk ilkeleriyle yola çıkan ve büyük destek gören bir federasyonun, bu kadar kısa sürede düş kırıklığı yaratacağı kimsenin aklına gelmemişti.
Türk futbolunu uğradığı ağır tahribattan kurtarma işlevini üstlenirken almış olduğu avansı iyi değerlendiremediği gözlenen Bıçakcı federasyonu, yazık ki altı ay sonunda icraatlarıyla alkışlanan değil, kurumsallaşma adına yaptıkları ve acemilikleriyle eleştirilen bir kimliğe büründü.
Öncelikle siyasi otoritenin istekleri abartıldı. Üstelik bunlar olmazsa olmaz talimatlar şeklinde algılandı ve paniğe yol açtı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın A Milli Takımı 2006 Dünya Kupası finallerinde görme arzusu Levent Bıçakcı"yı etik olmayan arayışlara yöneltti. "İki kişinin bildiği sır değildir" gerçeğini es geçen Federasyon Başkanı, Alman Teknik Direktör Hitzfield"e götürdüğü önerinin gizli kalacağı yanılgısına düştü. Ersun Yanal"ın zaten kaybolmaya yüz tutmuş çalışma isteğini ortadan kaldıran bu girişim, yalanlanmaya çalışılsa da, o formayı giyen futbolcular ve sorumluluğunu taşıyan yöneticileri huzursuz etti.
Merkez Hakem Kurulu seçimlerinin mahkemece iptal edilmesi, federasyonun başını ağrıtan önemli konulardan biri oldu. Başını ağrıtmakla kalmadı, en büyük destekçilerinden biri olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile ters düşmesine yol açtı. MHK"nin atamayla işbaşına gelmesi için apar - topar yasa değişikliği isteyen federasyon, bakan Şahin"den kırmızı kart gördü.
Ulusoy döneminden öc alırcasına uygulamaya konan personel politikası büyük tepkiyle karşılandı. Emekliliğine aylar kalan, asgari ücretle ocak döndürme uğraşı veren, yıllarca federasyona hizmet eden onlarca insanın işine bir teşekkür bile çok görülerek son verildi. Binlerce dolar maaş ödenen danışmanlar (!) kafalarda soru işareti yarattı.
Genel sekreterlik operasyonuna uydurulmaya çalışılan "kurumsallaşma" kılıfı kimseyi tatmin etmedi. Aksine bu girişim federasyon bünyesinden yetişen değerli futbol adamlarına hakaret olarak algılandı.

Destek tükeniyor
Beşiktaş - MHK kavgasında pasif kalan ve masaya yumruğunu vuramayan federasyon, kısa sürede sıkı yandaşı Siyah - Beyazlı kulübü kaybetti. Bıçakcı ve ekibi üzerinde "hatırı sayılır emeği bulunan" Fenerbahçe Kulübü, genel sekreterlik tartışmaları arasında muhalefete geçti.
Kritik kararlardaki etkinliğine bakılarak, "federasyonu başkanvekili Hasan Doğan yönetiyor" imajı doğdu. Bu, başkanın otoritesini zedeledi.
Yayın ihalesi gibi hayati bir sorunu çözümlenmiş şekilde bulan Bıçakcı, Teleon"dan alınan 3.6 milyon dolarlık tazminatın paylaştırılmasında yaşanan tartışmalara uzak durdu. İcraat ile ilgili hiçbir konuda ön plana çıkmadı, sorumluluk üstlenmedi. Yükün başkanvekili Şekip Mosturoğlu"nun omuzlarına kalması, istifa söylentilerini getirdi.
Yasanın "Türkiye Futbol Federasyonu"nun merkezi Ankara"dır" hükmüne karşın başta genel sekreterlik olmak üzere tüm birimleri İstanbul"da toplama çabası, pek çok insanı ve çevresini huzursuz etti.
Tüm bunlar federasyonun ilk yarı karnesinin neden kırık olduğunu anlatmaya yetecek kadar açık sanırım.
Ortalık güllük gülistanlık değil.
Levent Bıçakcı ve ekibiyle ilgili olumlu tek düşüncemiz, hâlâ dürüstlüklerine olan inancımız.
Ancak sergilenen yanlışlar ve beceriksizlikler şimdiden haziran ayında yapılacak mali genel kurulu hesaplaşma platformuna çevirmiş durumda.
Türk futbonunun istikrara ve ilkeli bir yönetim tarzına ihtiyacı var.
Teşekkürden, iftahardan vazgeçtik. Beş ay sonra yeni bir seçim süreci yaşamak istenmiyorsa, bu karnedeki notların düzeltilmesi şart.
2006 final hakkını yitirmiş, kulüplerin desteğini kaybetmiş, yönetim içindeki çatlakları kapanmaz boyuta ulaşmış, çalışanı huzursuz, kendisiyle kavgalı bir federasyonun halini düşebiliyor musunuz?
Onlara 22 Temmuz"da 109 oy sağlayan güç, yarın yeni bir alternatif yaratmaya kalkarsa kimse şaşırmasın...

Sicilimiz bozuk

FIFA"da anlaşmazlık dosyası bulunan ülkeler arasında zirveyi zorluyoruz. Her sezon asgari 15 - 20 futbolcu haklı gerekçelerle Türk kulüplerini şikayet ediyor. Sadece son iki yılda 40"a yakın dava söz konusu. Lejyonerler ya alacaklarını tahsil edemiyor, ya tek taraflı fesh edilen sözleşmeler nedeniyle uğradığı maddi kaybın giderilmesini istiyor.
Adamlar illahlah demiş bizden. Bu dosyaların tamamına yakını futbolcu lehine sonuçlandığı için kimin hatalı olduğunu tartışmaya bile gerek yok.
Plansız, hesapsız, buram buram cahillik kokan transfer politikalarıyla günü kurtarma uğraşındaki sözde kulüp yöneticileri, uluslararası kurallardan bihaber, "yaptım oldu"ya getirmek istiyor ama olmuyor işte.
Parayı bastıran kalitelisini alıyor. Ama onların da derdi büyük oluyor. Diğerlerine şöyle bir bakın, nerede defolu, kıyıda köşede kalmış varsa bizim ülkemizde. Sonrası malum. Oynamasalar da futbol yaşamları boyunca kazanamayacakları parayı çatır - çatır ödetiyorlar.
Şimdi gündemde Hooijdonk, Ronaldo, Saidou var. Üç büyük kulüp, üç büyük ayıp. Göreceksiniz paşa paşa ikna olacaklarını düşünenler yine yanılacak. Gönder gönderebilirsen, uğraş dur.
Sabıkalı damgasını yemişiz bir kere. Sicilimiz bozuk. Kolay mı temiz kağıdı alabilmek?

Giden mi pişman?

Latin futbolunun nabzını tutan Mehmet Çiftçi"nin son günlerde yaptığı röportajlarda ortaya çıkan ortak bir nokta, dikkatinizi çekti mi bilmem.
Önce Ariel Ortega, sonra Washington Fenerbahçe"den hoş anılarla ayrılmadıklarını, haksızlığa uğradıklarını, kırgın olduklarını söylüyor.
Dışlandıklarından, kendilerine güle güle bile denmediğinden, aylarca futboldan uzak kaldıklarından şikayet ediyorlar.
Mehmet, röportajların sonunda Türkiye ile ilgili mesajlarını sorunca akan sular duruyor. Biri, "En büyük Fenerbahçe, başka büyük yok" diyor. Öteki, "Kesin şampiyon oluruz. Türkiye"ye gelince ilk durağım Fenerbahçe olacak" şeklinde konuşuyor.
Desenize Rüştü Rençber yaşadığı onca gürültüden sonra, bir bildiği varmış ki Barcelona"dan koşarak dönmüş Kadıköy"e.
Üstelik tecrübeli kaptanın başına gelenlerin yanında, Ortega ile Washington"un gördükleri ne ki?
Yoksa Aziz Yıldırım tarzı yönetim, Sarı - Lacivertli formayı giyen futbolcuda bağımlılık mı yaratıyor?
***

<a href="redirect.jsp?url=http://www.milliyet.com.tr/2005/01/22/spor/yersen.html" target="_blank">http://www.milliyet.com.tr/2005/01/22/spor/yersen.html</a>
  #15596  
Alt 22.01.2005, 17:27
Benutzerbild von jayk
jayk jayk ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Bol sanslar Bursaspor o.T.

ohne Text
  #15597  
Alt 22.01.2005, 17:48
Benutzerbild von kes
kes kes ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard gut das ihr nicht gegen pendik spielt :)

ohne Text
  #15598  
Alt 22.01.2005, 20:54
Benutzerbild von kes
kes kes ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard jayk leider :) 1-0 (h.sükür)

darisi ankaranin basina hehe
  #15599  
Alt 22.01.2005, 21:50
airdem
 
Beiträge: n/a
Standard Mac hangi stadda oynandi ya?? ASY

degildi....
  #15600  
Alt 22.01.2005, 23:39
Benutzerbild von kes
kes kes ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard yok be..in izmit hehe o.T.

ohne Text
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu