| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
![]() Ankara Milletvekili Tarhan’dan TCK’da değişiklik teklifi…
15 Temmuz 2013 - Pazartesi Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını hukuka aykırı bir davranışla engel olanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesi için kanun teklifi hazırladı. TBMM Başkanlığı’na sunulan teklif, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) değişiklik yapılmasını öngörüyor. Teklif, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkını hukuka aykırı bir davranışla engel olan kimse 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor Teklife göre, TCK ve ceza hükmü taşıyan özel kanunlarda suç olarak düzenlenmiş olsa dahi evrensel hukuk kuralları, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM içtihatlarında yer alan ifade, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı, haberleşme hakkı, basın özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünün kullanılmasına hukuka aykırı bir davranışla engel olan kimseye 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Suçun işlenmesi sırasında, yaralama, yaralamaya teşebbüs, tehdit, cinsel taciz gibi eylemlerin gerçekleşmesi ve başkaca ceza hükmü taşıyan maddelerin ihlal edilmesi halinde, sanık hakkında ayrıca o suçlardan da cezaya hükmedilecek. -Kanun Teklifi- Ankara Milletvekili Tarhan’ın, Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifim ve gerekçeleri şöyle: “Türk Ceza Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Madde 1. – 26.9.2009 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 114. maddesinin 2. Fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki (a) bendi eklenmiştir. “a) Türk Ceza Kanunu ve ceza hükmü taşıyan özel kanunlarda suç olarak düzenlenmiş olsa dahi evrensel hukuk kuralları, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM içtihatlarında yer alan ifade, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı, haberleşme hakkı, basın özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünün kullanılmasına hukuka aykırı bir davranışla engel olan kimse 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun silahla işlenmesi veya halkta korku, kaygı ya da panik yaratması halinde ceza yarı oranında arttırılır. Suçu tahrik ve teşvik edenler hakkında da sanıkla aynı cezaya hükmedilir. Bu suçun işlenmesi sırasında, yaralama, yaralamaya teşebbüs, tehdit, cinsel taciz gibi eylemlerin gerçekleşmesi ve başkaca ceza hükmü taşıyan maddelerin ihlal edilmesi halinde sanık hakkında ayrıca o suçlardan da cezaya hükmedilir.” Madde 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Gerekçe Gezi eylemleri sırasında demokratik ifade, toplanma, yürüyüş, itiraz hakkını kullanan eylemcilere karşı sopa, silah, pala ya da zırh olarak adlandırılan kesici aletlerle saldıran ve halkta panik ve korku uyandıran davranışlar sergileyen kişiler tepki yaratmıştır. Toplumsal barışı zedeleyen ve salt kişilerin ifade ve toplanma, yürüyüş ve gösteri yapma özgürlüklerini engellemeyi amaçlayan bu eylemlerin Türk Ceza Kanunu ya da özel yasalarda yaptırıma bağlanmış yaralamaya teşebbüs, tehdit, silah taşıma gibi bir kısmı şikâyete bağlı suçlarla karşılaştırılamayacak ölçüde derinliği olduğu açıktır. Saldırgan eylemi, mağdurları tanıdığı, onlarla bir anlaşmazlığı ya da husumeti olduğu için değil, sırf AİHS’de tanımlanan hak ve özgürlüklerini kullanmalarına, ortamı da terörize ederek engel olmak için gerçekleştirmektedir. Mevcut ceza hükümleri de eylemin ve olayın vahametini karşılamaktan uzaktır. Örneğin anılan özgürlüklerin elinde silah olmadan engellenmesi ve mağdurun korkutularak şikâyetinden vazgeçmesi halinde takipsizlik kararları ile bu kişilerin ve arkasındaki güçlerin yaratmak istediği terör ortamına zımni destek verilmiş olacaktır. Hele bu tür eylemleri “hukuk çerçevesinde bir olay” olarak gören iktidar partisi milletvekillerinin verdiği cesaretle olumsuz pek çok olayla karşılaşmak olasıdır. Oysa orada hedef alınan kişiler değil onların ifade, örgütlenme ve toplantı ve gösteri yapma özgürlüğüdür ve mağdurun kişiliğinde tüm toplumun özgürlüğü tehdit altında bırakılmaktadır. Yasanın amacı kişi bazında esas alınan temel hak ve özgürlüklerin aslında kamunun özgürlüklerinin güvencesi olduğu ve bunların ihlali halinde kamunun özgürlüklerinin tehdit altında olduğu ve tam da bu sebeple özel olarak buna yönelik ihlallerin cezalandırılması gerekliliğidir. Ayrıca AİHS 1.maddesinde sözleşmeye taraf olan devletlerin, sözleşmede yer alan hükümleri tanıması ile sözleşmeye konu olan hak ve özgürlüklerin korunması yönünde pozitif bir yükümlülük üstlendiğine işaret etmektedir. Devlet, kişilerin ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı, haberleşme hakkı, basın özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü vs. karşısında bu haklarını kullanma amacında olan vatandaşları koruma yükümlülüğü altında da olmalıdır. Yasa teklifi temel gerekçesini Anayasanın 90/son fıkrası yollamasıyla AİHS 1.maddede yer alan devletin, kişilerin ve kişi bazından hareketle tüm toplumun hak ve özgürlüklerinin sadece sağlanması değil, özgürlüklerin ve o özgürlükleri kullananların korunması amacıyla üstlenmiş olduğu pozitif yükümlülüğünden almaktadır.” http://www.chp.org.tr/?p=120429 |